Sıkifa $ Tarihi fesadçı gebermişti, Fakat Ali Paşa da ölmüştü. Tekke mutaassıbları, hudüdda bir kârvana rasgeldiler Çünkü kendisi gibi tecrübeli ve zeki bir kumandan bu kadar atlatılamazdı. Ayni — zamanda Haydar beyin ordusu da mah- volmuştu, Paşa, yanındaki bey- lere bağırdı: — Bu köpeği takib edece- ğim. Şehzade efendi hazretleri- ne haber yol yalım, ben onun peşini bırakmıyacağım. Şeytan- kulu mudur, Şahkulu mudür, Ka: rabıyık oğlu mudar, ne - Allahın belâsı heriltir, mutlaka - yaptık- larının belâsını vermeli ve ceza- sını çekmelidir. Çabuk en zinde askerlerden iki bin kişi hazır- layın, yarım saat sonra gidiyo- rum., Paşanın emri üzerine istediği ordu derhal hazırlanmış ve veziriâ-) zam hemen takibe girişmişti. Ali paşa şöyle düşünüyordu: — Şeytankalu dilediği gibi serbest kaçamaz, çünkü Osmanlı arazisindedir, başka kuvvetlerle karşılaşmaktan korkar, binaenâ- leyh mutlaka ihtiyatlı hareket edecektir. Şu hale uazaran ben kendisine hududu — geçmeden mutlaka yetişirim. Filhakika hesab doğru idi. Şeytankulu Sıvasa doğru tenha ve sarp vadileri takiben kaçr yordu. Şahkulu: — Felâketi atlattık, bir de bududu geçip Şah İsmaile iltica edebilsem.. Diye söylenirken müdhiş bir haberle karşılaştı: — Vezirâzam bizi takip edi- yor... 'Teke — mataassıbınin — errafım- Çakiler bu haberden korkmuş- lardı. Çünkü Ali paşanın ne yar man bir asker olduğunu - bili- yorlardı. Şeytankulu süratini art- 'tırdı. Fakat tam Saritnsaklı köyü Civarına gelmişti ki geride bir toz bulutunun süratle yaklaştı- nt gördü. Osmanlı süvarileri bir bırtma gibi geliyordu. Şey- tankulu: — Al paşanın ta kendisi! Diye bağırdı ve derhal teda- bir aldı, cephe kurdu. Asi tes- lim olmamağa karar vermişti. Hem buradan da kurtulacağını ümit ediyordu. — Kızılkaya boğazından kur- tulan adam, bu açık yerde her halde bir deliğe sığınabilir.. Di- u. Wâzıınlı ordusu geldi, çattı.. İki taraf, mezbuhane bir şekik de döğüşüyordu. — Şeytankulu il paşa karşıdan biribirle- rini ve kılıçlarını uza- tarak biribirlerine hıykınyorl.ı.dı. Ali paşa atını düşmamn içine sürdü. Bir düşmân neferi özem gilere yapışmış, onu yıvıriııı* istemişti. Ali paşa atına bir ya- Yazan M. Ayhan — 82 n rım çark yaptırarak kılicını sü- vurdu. Düşman neferi başına inen bu darbe ile yuvarlanırken veziriâzatmın solunda bir kubur patladı. Sadrıâzam anide başımı gevirmişti. Fakat bu — çevirişi sırasında Bsivri bir mızrak da göğsünün Oortasına saplanmıştı. Ali pâşa: — Ahhhhhh hainler!. Diye bağırdı. Atının dizginle- rini salıverdi. Kılıcı clinden düş- tü ve yuvarlandı. Bazı neferler ona doğru koşmuşlardı. Sadr- âzam yattığı yerde inledi: — Artık bana bakımmayınız, ileri, ileril. Ali paşa bir iki defa çırpındı ve sonra gözlerini kapadı. Öl- memişti ki üç Türk süvarisi Şey- tankulunu — ortaya — almışlardı. Kılıçlar birbirine şiddetle çarpı yor, atlar alışkın bir vaziyette sağa sola fırlıyor. ve ağızların- dan ağır köpülker taşıyordu. Bi süvari Şeylankulunu manevra ve mukabele edemiyecek vaz yete düşürerek ânide hücum ettli ve kılıcını bu tarhi fesatcırın ba- şına indirdi, Artık her iki ordu da kumandansız kalmış, ik'si d> ölmüştü. Fakat Osmanlı ordusu galipti. Teke mutaassıpları * pa- nik yapmışlardı. Osmanlı ordusu, bu asi ordu- nun bekayasını bir müddet takip ettikten sonra durdu. Artık is- yaân bastırılmış demekti. Fâkat bu uğurda Vezr âzam Ali paşa ile Karagöz paşa gibi iki büyük Bi zer de kurban verilmişti. Teke mutassıpları bütün sür- atlerile İran topraklarına doğrü kaçıyorlardı. Aç ve sefil kalmış- lardı. Yiyecekleri yoktu. Şehir- lere değil, büyücek köylere bile uğrıyamazlardı. Bunlar, Şeytan- kulunun maktul düşmesi üzerine aralarında bir Sultan, bir Vezir olmak üzere iki k şi seçmişlerdi. Bu intihap Teke ve İspartada isyanı kaldırdıktan sonra kabul ettikleri bir usuldü. Nitekm Şeytankulu da onların soltanıydı. Yolda rasgele çapulculuk edi- yör, çiftlikleri basıyor, kervan soyuyorlardı. İran hududuna yak- laşmışlardı ki, karşılarına büyük bir kervan çıktı. Bu kervanın mereden gelip nereye — gittiği belli değildi. Hangi millete men- sup olduğu da meçhuldü. Asilerin yeni sultanı hududa yakın bir vadide bir tepeden bu kervani — görünce — yumruklarını sıkarak güldü: — İşte yağlı bir kısmet, dedi, görünüşe göre, bin beş yüz ki- #iden aşağı değildir amma silâh- ları yok, Artık iş tam haydatlağa dö- külmüştü. Asiler yavaş yavaş etralı sardılar, kervan âni ve şiddetli bir baskına uğradı. Ker- van yolcuları feryat ederek, ağ- laşarak dehşet içinde sağa sola kaçışıyorlardı. Vadide korkunç bir satır oynuyordu. Silâhsız ve mükavemctsiz - bulunan zavallı yolcular şif asilerin kılıçları, mız- rakları altında yığınlarla leşler teşkil ederek topraklara seriliyor- lardı. — Sonu var — ——— Napolyon için Varşovada mermer. den bir lavha dikiliyor Varşova, 10 (Radyo) — Na- olyonun, Vistol nehrini geçerek 'arşovaya geldiği günün125Sinci yıldönümü münasebetite bıgün Otel Dö Ankiliterde ve Napol- yonun yatt ğı odada metmerden bir levha konmuştur. Bu müna- sebetle yapılan merasimde,Fran- sız sefiri, Mareşal Riç Mgl ve dahâ bir çok rical hazır bülun- Müştür. Vikont İzi Dün B. Çemberlayn ile konuştu Londra, 10 (Radyo) vti ve Japonyanın sa Şiya glzüni: #Vikont İsi;. bugün İögiltere başbakanı B. Çember laynı ziyar>” etmiş ve yarım saat köder görüşmüştür. Nevyorkta Elli k şi soğuktan dondu Nevyork, 10 (Rıdyo) — So: güklar önsizin şiddetlenmiştir. Bu gün elli kişi soğ ktan don müş'ür. Bürüdet, gittikç> artmaktadır. (Es) dükünü kim istihlâf edecek? Ameterdam, 10 ( Radyo ) — Almanya sabık — veliahdı. Kron Pernic, bu gün (dün) şatosuna vas| olmuştur. Haber. verildiğine göre, bura- da Kayserin riyasetinde ailevi bir meclis top'anacak vetayyare kazası neticesnde ölen (Es) dü- künün yerine kimin geçirileceği konuşulacaktır. ANADOLU Hitler de sinemaya taşınır. Norveç SYT eLaorK V. l f Beyaz perdeyi seven ve sevmiyen şahsiyetler Dük dö Vindsor sinemayı çok se- ver. Japon imparatoruise aksine Kralı hergün bir Filim seyreder Dünya politikasını idare eden- ler, krallar, diktatörler, prensler, reisicumhurlar, generaller boş vakitlerinin mühim bir kısmını sinema — seyretmekle — geçiritler. Onların da en büyük zevkleri budur. Hemen hemen hepsi de sinemanın müdavimidirler. Bunlar arasında en fazla sine- ma âşıkı, sabık İngiltere kralı Dük Dö Vindsordur. Balayını ge- çirdiği şatosunun bir salonunu bile sinemaya tahsis etmiş, ora- da en güzel filimleri — seyreyle- miştir. (Son mücadele), (Cesur yüzbaşı) en fazla beğendiği filim- lerdendir. Dük dö Vindsor, bilhassa Greta Garboyu takdir eder ve pek fazla sever. Rober Taylör, Beti Vevli, Frederik Bartelmes de beğendiği artistler arasın- dadır. Fakat kardeşi Kent Dükünün lezzetle seyrettiği filimler, Para: munt jurnallerinde rastlanan Dük dö Vindsor ve eşinin filimleridir. Kent Dükü, kardeşinin hususi hayatına ait Kanda çevrilen bir filimi devolope ettirmiş ve bu salonda büyük bir dram seyre- diyormuş gibi merakla ve zevkle takip eylemiştir. Bu — filimler, dostlarına da ükün HUSUs Ularan ZÜNE l yen Küçük prensesler, her filimi görmeğe mezun değildirler. On- ların filimleri - sansörden geçet. Prenses Elizabet ve Margarit Ruz mkiye bayılırlar. Hitler, aryen — olmıyan filim- lere karşı büyük bir mücadele açmmış o'makla beraber, General Göringle yabancı filimleri pek kaçırmaz. En ziyade sevdiği sanatkârlar Maks biraderlerdir. Dünya havadisleri arasında sık sık gördüğümüz Stalio, Rus- yaya her filmin girmesine mü- saade etmez. Bununla beraber Şarla ve onun fimleri, en çok sevdiıği filmlerdir. Japon imparatoru hiç sinema sevmez. Bir defa sinemaya gel- miş ve filmin yarısında salonu terketmiştir. ini sinemaya ve sine- büyük alâka göster- İtalyan sinemacılığının terakkisi içn çalışmaktadır. Fransada hiç bir film s: 1âbi değildir. Cumhurre Tarzan: Balta değimemi - ruşmağa da pek abışık değildi. g hançerle, sopa ile, elle daha kolay ve daha iyi boğuşabilirdi. güçlük içinde kaldığını yüksek- ten mâymun ve arkası sıra Do riks gördü, Tarzana saldırmış olan iki Viking Doriksi görünce daha ziyade hiddetlendiler, “Doriksi öldürmek lâzıml, dediler, 3 — Doriks onlar için Tar- zandan mühim bir düşmandı. Eğer onü Ööldürürlerse hüküm- dardan büyük mükâfat alabile- ceklerdi. Doriks bunu biliyordu. O da iki Vikinge saldırdı ve az sonra iki Vıking cansız olarak yere serildiler. “| tullanmağı ve bu Dük Dö Vindsor ve refikası firsst geçirince umümi — sinema- lara gider. En yeni filmleri se- yirden büyük zevk duyar. Hari- ciye Nazırı Delbos da küçük Şirley Temple bayılır. Heryo Şarlonun meftunudur. Prensler, Greta Garboya hür: met ederler. Belçika kralı, Vil- YA Ulasdn . Çalgınlıklân) di minden çok hoşlanır, İsveç kralı her hafta sinemaya gider, Nor: veç ktalif ai her gün bir filist seyretmektedir. Rekor - ondadır. Fişler, kutbun öldürücü gecele- rini sinemalarda geçirirler” Gandiye gel nce; o bir Ame- rikalı sinemacımın — sualine, bir hayli düşündükten sonra şu ce- vabı verm ştir: — Siz bir Kav Boy mu, yoksa bir Gangster misiniz? Roman ya - Armanya ticaret ve klering muahedesi Bükreş, 10 (Radyo) — Ro- manya ile Almanya arasında yeni bir ticaret ve klering mu- kavelesi imzalanmıştır. Bu an- laşmaya göre Altmanya, Român- yadân petrol, iç yağı, şarap ve- saire alacak, Romanya da de- mir, lokomotif ve vagon müba- yaa edecektr. 4 — Fakat Doriks, “Düşma- mım bu kadar değildir. Daha bir sürü vari,, dedi, Tarzan — Merak etme. Ön- ları böyle ikişer, üçer temizliye- ceğiz. Tarzan dostlarını yalnız bırakmaz! Şimdi Sivilliyi çıkar- mağa gidelim! dedi. — Sonu var — l1 Kâawnnerel îlığ_âıiık lahisleri Dabili Salıktar mütebasasıma Dr. “Şevki Uğur diyor kiz Vakinden evel ihtiyrlamağa karş savaş A ai Her hayat ği insanların da ölümle karşılanası tabii bir hâdisedir. Faka'bımunla berâr ber, ölüme deği hayata, yaşa- mağa hazırlanma, ölümün pen: çesine vaktinden eyel düşme- Meğe çalışmak c mühim bir gaye olmalıdır. Bütün dünya, vatinden evel ihtiyarlamamak çanlerini buk mağa çalışmış, uğraşrıştır. Hâlâ da bu yol üzerine bir çok emekler sarfetmekteğr. İnsan hayatmın, — yaşayışıtın düzenli gitmesi için didinib duuluyor. Hayatı kemiren, yıpralan her — törlü zehirlerden kurtulmağa sa- vaşılıyor ve bugün oldıkça büs yük muvalfakıyetler kazanılıyor. İnsan — doğduğu — dakikadan itibaren hayat yolu üzerinde te- sadüf ettiği korkunç ve tehli- keli derin uçarımlara düşme mek için bütün çetinliklere, &n- gellere karşı kuvvetli silâhlar uğurda en büyük savaşı yaparak dalaşmağı bilmelidir. Hayat tabit esaslara | göre mahduttur.. Lâkin bu hudut dahilinde daima dinç ve güre büz olarak neşe içinde sağlam yaşamak ta kabild r. -Arkası var- Nöbetçi eczahaneler|! : SUÇE YA y Başdurakta Sıhhat, Karantina: da Eşref, Kemerde Kamer, Eş- tefpaşada Eşrefpaşa eczanelı nöbetçidirler. KA a dan l Tayfa Barselona şitmek istemiyor.. Cebelü.tarık. 10 (Radyo) Cenubi Amerikadan cumhari- | — yetçi , İspanya için et götüren | Levki Szar adlı vnpurun müre tebatı, Barselona gitmekten ims tina ettiklennden vapur, burada beklemektedir. İngiltere Kralı Noel gecesinde söylev — verecek Londra, 10 (Radyo) — İngik | tere Kralı Altıncı — Jorj, — Nosl | gecesinde Sandrıgam - sarayının balkonundaa İngiliz — milletine hitabea br söylev verecektir. Bu söylev, radyoda her taraltan dinlenecestir. Ktral, Noel tebrikâtını Sandıır gam sarayında kabul edecektir. —KJ J Fonya. Siyam Tokya 10 (Radyo)— Japonya ile Siyan arasında yeni bir ti- caret miahedesi imzalanmıştıı Arabi - 1356 Şeral 7 Kânunuevel 1 1 9 9 BAA ğ 7 Cumartesi 1447 181 İsasak 12,38