Sabifa € ı he Tarihten yapraklar: Yunan tarihinin meşhur bir siması: Frini.. Avukatı Ip&idis, kadının sırtındaki elbi- seyi hâkimlerin önünde yırtıp bağırdı: “Yunan hâkimi, Yunan bedit vicdanı, asırların na- dir yetiştirebileceği böyle bir şaheser için idam hükmü veremez.. Buyurunuz, bakınız!,, Halk, haber gönderdi: Hayır!.. Kale kapımıza Frininin Praksitelli; Apelliye heyecandan yarı - kısılmış sesle: — Dostum -dedi-nurun, ede- biyatın, şiirin, nefis - san'atların ilâhı ve allahların allahı Jüb ter akroditi nasıl ki köpüklerden yaratmışsa, biz de Friniyi öyle- ce denizlerden çıkarıyoruz. Bak işte beli gözüktü. Karnına dik- kat et?. Kalçalar doğuyor. Gö- ruyor musun Apelli.. Genişlikle yuvarlakları ve ondan — sonra aşağı, bacaklara doğru inişi gö- rüyor musun? Frini, kollarını başının arka- sında -kavuşturmuş, başını bir az geriye atmış, dudaklarında bir yarı zevkin, bir yarı tahayyü- lün haris tebessümleri ile — iler- liyordu. Sular, bu güzel vücudü bırakmamak - istiyormuş — gibi, zorla alçalıyorlardı. Muhteşem bir tablo doğmuştu. Halk, binlerce kişi toplan: mıştı. Tek ses, tek hareket yoktu. Frini, yürüdü, yürüdü. Su top- raklarında durmuştu ki, bir çığ: bk, bir vaveylâ koptu. — Afroditl.. -Afroditl.. Herkes kumsala atıldı, Frini şaşırmıştı. Onu birnenbire yaka- ladılar, havalandılar. Yüzlerce kol üstünde sanki canlı ve em- salsiz bir heykel taşıyorlardı. Frini bağırdı; — Praksitellil. Apellil. Beni alınız. Bu ses, bu çığlık üzerine onu yavaş yavaş indirdiler. ve iki san'atkâr yetişerek Frininin üs- tüne bornosunu attılar, Halk hâlâ bağrıyordu: — Afrodit, Posidon âyininde bizi takdise geldi.. Ne saadet bize?. Yalnız bir kişi, ihtiyar, çirkin bir herif, kenarda Homurdanı- yordu. Bu adam; vaktile Frininin hadiyelerini - reddettiği meşhur pintilerden Eftiyastı.. Kıskanç mahlük, bunu haz- medememiş, derhal Atina İliyos- larına (hâkimlerine) koşmuş: —— — Bu, bir rezalettir. Frini denilen kadın, kendisine Afrodit süsünü vererek mabud ve ma” budeleri tezyif ediyor. Onların ilâhi mevki ve kıymetlerini kü- çültmeğe çalışıyor. Demişti. Hâkimler de bunu hassasiyetle karşılamışlardı. Ni- tekim ertesi sabah, Frini derhal tevkif edilmiş ve mahkemeye verilmişti. Bütün Atina, o gün esasen açıkta yapılan muhake- meyi dinlemeğe gelmişti. İlâh ve ilâheleri tezyifin cezası, idam eğildiş bir raksitelli, Yunanistanın en meşhur — hatibinden — İperidise koştu ve onu, Frininin müdafaa- sını kabule ikna etti. Yani Fri- nınin hayatına, mühim bir sa> adı yazılamaz!.. M Ve,isün meşhur heykeli, ge- ne fatoğraf hilesi ile bir ga- zete muhabirinin kolunda, geziniyor kat ve hatib de karışıyordu. İtham meydanda idi.. — Sıra müdafaaya kalmıştı. İperidis em- salsz bir belâğatle ilâhlardan, mabutlardan, Yunan bediiyatın- dan, Yunan san'atından uzun uzadıya bahsettikten sonra: — Ey muhterem hâkimler ! * diye bağırdı - Periklis, tarihi _A'Plıyıyı ölümden kurtarmak için hâkimlerin huzurunda yaş döküp ağlamış ve yalvarmı: Halbuki benim ağlamak kabi yetim yoktur, ben ağlıyamam.. Yunan hâkimi ve Yunan bedi vicdanı, mabudeleri tezyif değil, ancak temsil eden ve yüzlerce asrın nadir yetiştirebileceği böy- le bir şaheseri idam edemez! Hatip bunu söyler söylemez, yanında ve ayakta duran Frini: nin üstündeki bornosu şiddetle yırttı ve ayak uclarına kadar çınılçıplak kalan Friniyi gös. terdi: — Buyurunuz!.. Bakınız!.. Bu- nu asabilir. misiniz? 4 Hâkimler - başlarını - eğdiler. Samiin, ellerini kaldırıp bağı- rıştılar: — Afroditl.. Afroditl. Hâkimler sapsarı, müteheyyiç ve şaşkın, kararlarını verdiler: Beraetl. Ayvi gün Eglisiya (kilise de- mektir. -Fakat o tarihlerde ki- lise, millet meclisi idi) toplandı. Hâdise, oraya kadar aksetmişti. Uzun münakaşalardan sonra şu karar veril, — Hâkimler bundan sonra güzel kadınları ve erkekleri vi- cahen muhakeme etmiyecekleri gibi, hatiplerin müdafaasına da herkesin rikkat, bedii zevk ve ve heyecanını tahrik edecek ma- iyette şiir ve edebiyat karıştı- rılmıyacaktır. O, kurtulmuştu. artık. Çok zengin olan Frini, asıl memle- keti olan ve İskender Kebir ta- rafından tahrip edilen Tsiva şeh- rinin kalelerini, surlarını tamir ettirmek istemiş, o şehir halkına: — Şartım şudur -demişti- ka- le kapısına: (Üİskender yıktı, Frini ihya ve tamir etti) Cümlesi koyacaksınız. Filhakika Frini, kendi memle- ketindeki fakirlere, uzaktan, ya- kından tanıdığı düşkün insanlara elinden geldiği kadar yardım ederdi. Ayni hisledir ki, İskender Ke- Bir Sordüsunun yakıp- geçliği Tsiva kasabasının kalelerini, yı- kık duvarlarını tamir ettirmek istemişti. Frininin teklifi, reyiama vaz- olundu. Çünkü o tarihlerde halk reyini doğrudan doğruya kulla- nırdı. Frini heyecanla bekliyordu. Halk şu kararı vermişt: *Düşman ayakları altında çiğ- nenmiş bulunan biz Tsivalılar, Frininin teklifini reddediyoruz. Zarar yok, kale duvarlarımız yıkık olsun. Zarar yok; başımız. dan bir felâket daha geçsin. Kalemizi kendimiz yaptıracağız, her şeye, her şeye razıyız. El- verir ki, bizim kalemizin kapı- sında, Frininin adı bulunmasın!, Frini, hayatında, birincisi fi- lozof Ksenokratiden, ikincisi de bizzat kendi hemşehrilerinden olmak üzere, işte böyle iki to- kat yemişti. Buna mukabil onun tesellisi yarı ilâh derecesinde yükseltilen heykeltraş Praksitelli ile ressam Apellinin kendisine karşı gösterdikleri meftuniyetti. Not — O devirin meşhur güzel kadınları arasında Nirini, Sayisi, Koryanos gibi - simalar da vardır. Praksitellinin Friniden ilham alarak yaptığı iki — heykelden biri Kos mabedine konmuştur. Frininin altın heykeli ile diğer heykel de, Frini ö'dükten sonra Frininin memleketindeki mabe- de yanyana konmuştur. k'A:::linh tablosu da - İstan- öydeki Askilipyos mabedine talik edilmiş, bıîihııı Roma hü- kümdarı Oğust tarafından satın alınarak Kesoros mabedine ge- tirilmişti. Frininin, Milâddan evel(310)ncu yılda vefat ettiği söylenir. — SON — Orhan Rahmi Gökçe O arasında elli senelik büyük terakki farkı 9 Kâcunuevel Saatte (35) den (501) e! Ilk makineli araba müsabakası tam 50 sene evel Parisle Versay arasında yapılmıştı )tomobil, meselâ şimendifere nisbetle çok genç bir nakil va- sıtasıdır. Tayyare de böyledir. Fakat bu iki nakil vasıtasında elde edilen harikulâde muvalfa- kıyet ve süratler, belki de beşer keşiflerinin hiç birisinde elde edilememiştir. İnsan, çok uzun olan mevcu- diyet tarihinde, bir çok nokta- larda hâkim olduğu hayvanlar sürat noktasından daima kıskân- mış ve her zaman da onların süratinden 'istifade etmiştir. İn- sanın hayvanlara karşı bu geri- liği ancak - şimendifer sayesinde değil- otmobil ve tayyare ile kal- dırılmıştır. Şimendifer ve otomobil en basit ifade Je bir “tekerlek, davyasıdır. Vakıa, insan tekerleği onlarca 'asır evel bulmuş ve kul- lanmıştır. Çok eski mahkükeler. de tekerleğe tesadüf edilmek- tedir. Fakat tekerleğin (saniyede 140 metre kat'ı) yani saatte bir bolit ile 501 kilometro yol al- mak ancak 1987 de mümkün olabilmiştir. Eğer otomobil ta- (1887) deki ilk araba ve ilk garış yade, onlarca asır uzamış bir keşif karşısında bulunuyoruz. 1937 de Eyston, yedi ton Aağırlıkta ve, 6000 CV kuvyetin: bolidi ile bu neticeyi elde et- miştir. *Makine ile müteharrik ara- balar, on dokuzuncu asrın sor 1908 S se 1894 ve 1903 de rihini “tekerlek, ten hesaplar: sak, tekemmül ve inkişafı en zi- İsveç kralı Tahta çıktığının 30 ncu yıldönümünü id- rak etti Stokholm, 8 (Radyo) — İsveç kralının tahta çıktığı günün otur zuncu yıldönümü kutlulanmıştır. Kral, yakında seksen yaşına girmektedir. Bu itibarla, mevcud kralların en ihtiyarıdır. Kral, merasim yapılmasını is- tememiş ve kendisi de, babası- nın mezarına bir çelenk koy- makla iktifa eylemiştir. İngilterenin Borgos sefiri Londra, 8 (Radyo) — Sir Ro- ber Ökşon, önümüzdeki cuma günü Borgosa hareket edecek ve İngilterenin Borgos sefare- tine —müteallık işeri tedvire başlıyacaktır. İngiliz tayyareleri Mısıra gidiyor Londra, 8 (Radyo)— İngiltere Harbiye Nazırı Horbelis, birinci grup harb tayyarelerinin, İkinci- kânunun 7 sinde Mısıra hareket etmesini emreylemiştir. larında başlamıştır. 1887 de, bund'ın tam ellisene evel Fran- 8 Rus genci Menis t İdama mahküm oldu Londra, 8 (Radyo ) — Deyli Telgral gazetesine göre, bazı Zi- raat alâtım imha ettiklerinden dolayı 13 Rus genci, divanharp- ça idama mabküm olmuşlardır. Rus ateşemiliterleri harb divanında mu. hakeme edilecekler.. Varşova, 8 (Radyo) — Rus- yanın bura ateşemiliteri general Semenof, Moskovaya davet edil- miştir. General Semenof, Atina, Tok- yo, Kâbil, Valânsiya ve Ankara ateşemiliterlerile birlikte harb divanında muhakeme edilecek lerdir. Polonyada Mectburi < skerlik Varşova, 8 (Radyo) — Po- lonyâda askerliğin mecburi ol- ması için Nazırlar meclisi tara- fından yeni bir kanun lâyihası kabul edilmiş ve parlâmentoya sevkedilmiştir. sada Paris -« Versay — arasında bir müsabaka yapılmış ve ilk makineli araba saatte vasati ola- rak 35 kilometre 60 metre tut- muştur. 1894 de buharla müte- harrik bir araba da Paris-Ruen arâsında ayni muvaffakıyeti gös termiştir. Tam elli sene içinde otomo- bil 35 kilometreden 501 - kila- metre sürate çıkmıştır ki, on beş defaya yakın bir fazlalık de- mektir. Graçyani- nin selefi ada Ğ Bu ayın 15 inde Ha. beşistana gidiyor Napoli, 8 (Radyo) — Mareşal Graçyaninin yerine tayin olunan Dük Disaoşi, bu ayın 15 inde Zara torpidosu ile Masavvaya valikmene ea ilemeksarvkvt CUCCEKUT, Zara torpidosuna, beş torpida muhribi refakat edecektir. Ingiliz kabinesi Dün toplandı Londra, 8 (Radyo) — İngiliz kabinesi, bugün öğleden sonra Başvekil B. Çemberleynın riyâr setinde toplanmış, dahili ve ha rici siyaset etrafında müzakere- lerde bulunmuştur. Londrada İşsizlik ve hayat pahalılığı Londra, 8 (Radyo) — Ticart bir istatistiğe göre; İngilterede işsizlik çoğalmıştır. Bunun sebe- bi, uzak şarkta başlıyan Çin« Japon harbidir. Londra, 8 (Radyo)— Londra- da hayatın günden güne paha- hlaşması, gerek devlet memur- larını ve gerekse müessesat me- murin ve müstahdeminini dü- şündürmektedir, Memurlar, yakında maaşları« nın tezyidini istiyeceklerdir. Fransız hava manev. raları bitti Paris, 8 (Radyo) — Fransız havâ manevraları sona ermiştir. Manevralardan dönen tayyareler, Burjo istasyonuna inerken halk tarafından büyük tezahürat ya- pılmıştır. B. Eden Polonya ve Japonya sefirlerini kabul etti Londra, 8 (Radyo) — İngibk tere Hariciye Nazırı B. Eden, bugün Polonya ile Japonyanınt Londra sefirlerini kabul etmi$* tir. Bu sırada, Fransa Hariciyt Nazırı İvon Delbosun seyahati mevzuubahs olmuştur.