12 Teşrinisani Yetmiş milyon insanın tapındığı adam: LA Peygamber sülâlesinden mi, Osmanlı paşası mıdır? Bir rivayete göre Ağah;a;ı, Anadoludan kaçmış- tır. Her yıl tebaası tarafından teraziye oturtulur ve kendisine ağırlığınca altın verilir vi | Ağahan İngiltere kralının taç giyme merasiminde Hinmd yıl- dızı ile bir arada Bu adamı herkes tanır, ya adını duymuştur, yahud da kendisini - “hem de ne garib yerlerde - gör- müştür! Bu adamın adı Ağa- handır; kendi rivayetine ve ta- raftarlarının da körü körüne ka- naatine göre, Ağahan, doğru- dan doğruya Muhammed Pey- gamberin sülâlesinden gelmiş ve. Mukaddes bir mahlüktur, fakat.. Keyif ve zevkine azami derecede — düşkündür; şarabın âlâsını içer, danstan çok hoş- | lanır, onun için “haram veya mekruh,, hiç bir . şey. yoktur. Kadından çok hoşlanır; ve Avrupalı kadınlar nedense Ağa- hanın en hoşlandığı Havva kız- larıdır. Ve rivayete göre, Ağa- han, Avrupalı bir. kadının - ta- Mamile idare ve iradesi altında tekemmül etmiş tam bir kılı- biktırl Ağahanın peygamber sülâle- Sinden olduğunu iddiasına rağ- Ten hakik? mahiyet ve şeklini ilen yoktur. Bazıları onu halis an bir Arab, bir kısımı da Hindli, bir kısmı da Anadolu- dan kaçmış zeki ve kurnaz bir klam addederler. Ona, “Os- Manlı paşası, diyenler de çok- rt. Maamafıh Ağahan ne olursa Ssun hakikatte şudur: Hindistanda ve Asyanın bazı Jerlerinde tam 70 milyon kişinin kdis ettiği, kendisine tapındığı T mahlük!.. Ona bu yetmiş ilyon insan o kadar tapınır- ? ki, e bir defa kendis'ni hemen, ks_ Sus! O şey!ındır Ondan H.’ ! Bir daha aklına almal b Ni sana Öğrettiğim bir dua l5 onu her akşam uyumadan yedi defa okuyacak, etra- M Üfliyeceksin. Bunu yaparsan ,Yana yedi katlı kale duvar- 1"' Srü şeytanlar sokulamaz- W demiştim. Her halde gene :::wıl Bundan sonra kendim | Cağım! Bak ne rahat uyu- Kaakanl, t .. akşam, yatmadan evel an- aha 'ganları da söyledi: 4a Artık büyüdün, bilmen lâ- aa, Şeytanlar yalnız rüyada b..’ı'.' Bazan da — insan kılı- .'n' girer, aramızda gezerler. y Sünaha sokarlar. Onlardan Ş:'lıılı, aldanmamalı.. nra (Ayeıi'ılkünı)yi yedi defa ra meftundur terazinin bir gözüne korlar ve diğer gözüne de ağırlığınca altın doldururlar, kendisine hediye ederler; bu, diğer vergi ve soy- güunlardan hariç bir vergidir. Ağahan bu sebeble gayet zengin ve mezhebine salik olan- lar üzerinde kat'i bir nüfuza tir. Adamları ona geçen lesi münasebetile 23,100 İn- gıln yani üç buçuk, milyon frank hediye etmiş idiler. Ağahanın husasi katibi Mis Blen adlı bir İngiliz kızıdır. Bu kız, Ağahanın yanında 11 sene hizmet etmiş ve şimdilik vazife- sini bırakmak niyetinde de de- ğildir. Ağahanın işi gücü eğlenmektir. Bazı bazı mühim s.yasi mesele- lerde rol alır gibi görünür; fa- | kat bunun bir ehemmiyeti yok: tur; Ağahan büyük görünmek için bu teşebbüslere baş vurmuş- tur. Bunlar ona bir şeref vermiş Tİngiltere - Almanya Halifaks Berline gidiyor Londra, 11 (Radyo) — Lord Halifaksın yakında Berline gi- deceği ve General Göeringe misafir olacağı söyl. Alâkadar hate niyor. mehafıl, bu seya- vermektedir. Söylendiğine göre; Lord faks; Almanyanın, mü tem'eke- ler hakkında neler düşündüğünü anlamak için Berlne gidecektir. Amerika İngiltereye altın gönderiyor Nevyork, 11 (Radyo) — Bu- gün, ( Akitanya ) vapurile İngil- tere için beş milyon liralık altın sevkedilmiştir. Brezilya İstediği torpidoları alabilecek Vaşington, 11 ( Radyo ) - Brezilyanın faşist olması, Ame- rikanın Brezilyaya altı torpido vermesine mani teşkil etmemek- tedir ehemmiyet Melek ve Şeytan Yazan: Kadircan Kaflı heceletti. Fakat yalnız kaldığım zaman kendi kendime duayı yedi defa da tersine okudum. Bu suretle etrafıma örülen yedi duvarının - yıkılacağını dum. Ö zaman Hatice, derisi gibi vücudüne yapışan darac k kızıl elbisesile yanıma gelebile- cekti. Fakat gelmedi. Ondan sonraki — geceler - hiç dua okumadım. Gene gelmedi. Kederli, kara sevdalı başladı. Aksi gibi sık sık evimize ge- len Hatice o günlerde - hiç uğramıyordu. Annem de dizlerinin dibinden ayırmıyor, oraya yolla- mıyordu. Bunlar, on iki yaşımı yeni bitirdiğim — günlerde sanıyor" günler beni ol- Avrupalı kadınla- Hali- | kat kale | Ağahan Milletler Cemiyetinde midir? Biz bu bapta bir fikir sahibi değiliz. Ve bu hususta bize bir fikri mahsus verecek bir vesika da yoktur! Ağahan, mevsimine göre Av- rupanın meşhur ve eğlenceli şe- birlerinde vakit geç'rir; mezhep danslarının verdiği - milyonları, at, kumar, kedi, köpek veya kadı nına ezer, dıımıl “Creo Herkes fazla yevmiye istiyor 11 (Radyo) — Madea ocaklarında fabrikalarında çalışan bütün amele, ve bugün el leri yağı oldukları halde bir sa- at için umumi grev lerdir. ilân etmiş. Esnaf ve müesseselerde şan bütün memurlar da, yelerine zam yapılmasını mekte ve takdirde grev yapacaklarını - bildirmektedirler. Belçikada Kabine teşkil edilemiyor Brüksel 11 (Radyo)— 17 gün evel başlıyan hâlâ devam ediyor. çalı- yevmi- ıste- aksi kabine buhranı, B. Sbak, mütemadiyen Parti- lerle konuşmaktadır. Buna rağ- men bugüne kadar - hiç bir şey yapmağa mucaffak olamadığın- dan, kabine teşkili işinin, Kra- lın Londradan avdetine bırakık mast takarrür - eylemişti muştu * ** geldi. serbest Hatice Artık — eskisi kadar bakamıyordum. Yaklaşmak istiyen fakat bir türlü bu arzuyu yapamıyan garip bir | hisle dolu idim. Fakat bu yirmi iki yaşların- daki güzel kadın benden çekin: miyordu. Gene eskisi gibi sane yordu. O zamanlarda ben de kollarımla onu sarmamak - için ANADOLU Sahife 9 . Japonlar Sanghayda Toplar sustu ve meş'um bir sükünet başladı (Mareşal Şan-Kay-Şek diyor ki: “Anlaşma yoktur, askeri vazıyetten umıdvarım!.,, Tokyo, 10 (A.A, Şanghay cephesinde 9 İkinciteşrin günü bir Japon tank grubu öğleden evel Nanhsiangsen şehrini kıs- men işgal etmiştir. Sosov neb- rini geçmiş olan Japon kıt'aları sabah saat 9 da Şanghay hudu- dunun 8 kilometre garbında kâin Hangsiao tayyare meydanını iş- gal ettikten sonra ileri hareket- lerine devam ederek akşam Ze- faosan şehrini zaptetmişlerdir. Şanghay şehrinin hududu uzun- luğunca faaliyatte bulunan Japon ordusu saat 16 da Lunhvayı işgal etmiş ve küçük bir kıt'a da eski Şanghay kalesini ele geçirmiş- tir. Şanghay şehri Japon ordusu tarafından tamamile muhasara edilmiştir. Hangsov körfezinde karaya çıkarılan Japon - kıtaları 9 citeşrinde Sungkiang şehrini iş- gal etmişlerdir. Şimali Çinde Chansi eyaletin: de Taiyuan şehrinin temizlenme- si hemen kâmilen bitmiştir. Cenubi garbi — istikametinde ricat eden Çin kıt'alarını takib etmekte olan Japon — yürüyüş kolu 8 İkinciterinde saat 18 de Taiyuanın 70 kilometre şimalin- de kâin Kihsien şehrini — işgal etmiştir. Şanghay, —10 (A.A.) — Sant 15 de Japon topları susmuş ve tayyareler hareket üslerine dön- müşlerdir. O saattenberi meş'um bir sükünet hüküm sürmektedir. Nankin, 10 (A.A) — Mare- Şan-Kay-Şek akşam gazetecilere şu beyana:ta bulun: muştur: — Anlaşmazlığı hal için Ja ponya ile doğrudan doğruya müzakereye girişmek Çin için kat'iyen mevzubahs olamaz. As- keri vaziyetten şahsen ümitva- rım ve Çin adaletin - tecellisine kadar bugünkü mücadelesinde devam eylemeğe lunmaktadır. Çin ile Japonya arasında doğ- rudan doğruya müzakereler baş- larsa Japonya bundan bilistifade değil yalnız Çin için, fakat do- kuz devlet muahedesi - âkitleri için dahi kabul edilmez şartlar ileri sürecektir. Anlaşma her ne olursa olsun Çin başkaca garan: şal dün azmetmiş bu- miş olmiyacaktı. Fakat ben bunları düşünmü- yor, sadece kaçak bakışlarla Haticenin yüzünü, bakışlarını, saçlarını, söz söyleyişlerini göz- den geçiriyordum. Çarşafın pe- lerinini arkaya attığı zaman birdenbire: — Ta kendisi, yanılmamışım! Diye düşündüm. Zira o da kızıl ipekten bir rop giymişti. Bu, Haticenin vücudüne yapışa- ne yaman buhranlar geçiriyor- dum. Kiraz zamanı geldi. Her yıl olduğu gibi kadın, kız ve çocaklardan ibaret ker- van, bahçelere yollandı. Hatice benim gözlerimin içine bakarak: — Bu, beraber geçecek olan son kiraz ayıdır. Dedi, Doğru — söylüyordu. harda İzmirde mektebe cektim. Gelecek — yılın zamanında tatil henüz Sonba- gide- kiraz başla- cak kadar dar değildi; fakat göğsünü, omuzlarını, boynunu büsbütün örtmüyordu. İçimde onunla yalnız kalmak arzusu ve yalnız kalmak korkusu biribirile çarpışıyordu. Ne yapa- cağımı şaşırmıştın. Her zaman olduğu fgibi imdadıma yetişti. Başkalarının yemek hazırlığı ve oyunlarla uğraştıkları bir sırada kolumdan tuttu: — Haydi göl kenarına gide- liml. Dedi. Mareşal Şan-Kay-Şek ve zevcesi tiler verilmedikçe uzlaşmağa var: mıyacaktır. Zira Japonyanın tes- bit edilecek şeraiti yeniden ih- lâl etmesi ihtimali daima mev- cuttur. Üç aydanberi devam eden muharebeler esasını düşman or- dusu karşısında Çin ordusunu muhafaza etmek teşkil eden Çin plânının muvaffakıye- tini göstermiştir. Japonlar Çinin içerisine doğru ilerlemeleri esna- sında büyük müşkülât ile karşı- laşacaklardır. Bu keyfiyet ise Çinin lehindedir. Ben nihai za- ferin Çinde olduğuna kaniim. Mareşal, Brüksel konferansına itimadı bulunduğunu tebarüz et- tirmek suretile sözlerine nihayet veriniştir. daima Pravda Müdürü tevkif edildi Moskova, 11(Radyo) — Pravda gazetesi müdürü, hükümetce azle- dilmiş ve Moskovadan Şimal kutbunu geçerek San Fransis- koya giden tayyarelerin mühen- disi Popolef te yakalanarak tev- kif olunmuştur. Cevap beklemedi. Beni ağaç- ların arasına doğru çekerek beraberinde koşturdu. Çepçevre yeşil dağların or- tasındaki mavi göl, o gün aşka doymuş bir kadın gibi mesut uyuyordu. Üç tarafı kapalı ve yalnız göl tarafı açık olan bir fundalığın dibine, yeşil çimenlere oturduk. Kiraz dalları baş ucumuza kadar sarkıyor, gece gördüğüm yemiş bahçelerini andırıyordu. Hatice kolunu koynuma attı, Kızardım. Yüzümü ve gözlerimi uzun uzun seyretti. Sonra sesinde he- nüz kaybetmemiş olmaktan do- ğan bir seviniçle söylendi: — Annen de pek yüksekten atıyor. Senin neren büyümüş ayol. Baksana, bu yüz, bu ba- kışlar, yedi yaşındaki kızdan bile temiz.. Daba,. Daha.. Ne bileyim, Daha cahill. bir c sem 9 lar konferansı Japonya yarın esvap veriyor Brüksel, 11 (Radyo) — 9 lar konferansı, gelecek Cumartesi günü toplanacaktır, jıponyamn. konferansa iştirak için gönderilen davet notasına yarın cevap vereceği söyleniyor. Japonyanın, 9 lar muahedesini bozmak istiyeceğide — rivayet olunuyor. —| İtalya Kralının doğum gıldönümü Roma, 11 (Radyo) — İtalya kralı Viktor Emanuelin doğduğu günün yıldönümü münasebetile bugün, İtalyanın her tarafında büyük şenlikler olmuştur. Kral, bir çok yerlerden ve devlet reislerinden tebrik telgraf- ları almıştır. Berlinde Bir casusun kafası uçuruldu Berlin, 11 (Radyo) — Casus- luktan dolayı geçen martta tev- kif edilen ve idama mahküm olan Bernar Stander, bugün ka- fası balta ile uçurulmak suretile idam edilmiştir. Boş duran kolunu da boy- numa doladı. Yüzünü yüzüme sürdü, beni bütün kuvvetile göğ- süne bastırdı. Gözlerini kapıyor ve sık sık nefes alıyordu. Başımızın üstüne kadar sarkan kiraz dallarına baktı. Birdenbire doğruldu. Ayaklarının ucunda yükseldi. Bir avuç kiraz kopardı, Hiç çekinmeden kaldırdığı ete. ğgine koydu. Bu sırada bacakları göründü. Tıpkı bir şehirli gibi ten ren- ginde ince çoraplar giymişti. Rüyamdaki Haticenin bacak- ları da böyle idi, Yeniden yanıma oturdu. Ye- niden kolunu boynuma doladı. Kirazları: — Bir sa sana, bir banal. Diye hem yemeğe hem de yedirmeğe- başladı. Yüzümün kızartıs astık bitmiş — Sonu var — bir bana.. Bir