B li 46 eĞ Na snmla Kamutaya veriien kanunlar —.. Memurların maaşları, inhisar memurları ve müâöş dereceleri, pasaport masrafları, hava hücumları- na karşı müdafaa hazırlıkları, en iyi, en ucuz mal vece 125; dçüncü derece 100; Nazifin bazı yazıları Tarihin dostları, stları, düşmanları Ulus refikimizde, hükümet ta- | veya tamamen devlet iştiraki Iskenderi Kebir B: Batlamyosa, üve — Taribin dastlırı — sayısızdır. Yazmak ve okumak başladığı — yılardan yani tarihi zamanların — başından bugüne kadar okuma- — sini ve yazmasını bilen ve hatta bilmiyen milyonlarca, milyarlarca cedlerimiz batın batın, devir de- vir tarihin muhibleridir. Bunların — arasında bizzat tarihin sahifele- — rini dolduranlar, yüzleri çok şar. Tarihin dostlarından şu — halde uzün uzün bahsçtmeğe “hacet yok. — Tarihi bilmiyerek sevmiyen- leri de pek pek kale almamalı- — yız. Bilmediğini, anlamadığımı, — tamımadığını sevmemek - hatta — sevmek bile, fazla br kıymette — bir mana ifade etmez. Tarihi okuyarak, — bilerek, — tanıyarak sevmiyenler hatta swf bu yüz. — den ona düşman olanlar vardır ve bunların ekserişi tarihin için- de de yer almışlardır. -Fakat tahmin edersinizki bu kabil — şahıslar veya zümreler, sülâleler, tarih sahilelerini işgal ederler. — ken, onu asla aydınlatmamışlar, — tilâkis gölgelendirmişlerdir. Zu- — Tlümleri, sefahatleri hodbinlikleri, Bu garabet neden ihtiyar olunur idı? Sebebi pek açık: başta bu- lunan zalim, cehalete, hirale is- tinat ettirdiği zulmünü, keyfi idaresini, tacını tahtını, böylece halkı bilgisiz bırakarak gençliği aldatarak bir az daha uzatmak kaygışında idi. Umumi tarih, hayati tarih kaldırılmıştı, yüzleri kanlı, çarpık, kara, kapkara in- sanlar ayoaya bakmaktan, fotoğ- raf makinesi karşısına geçip res sim aldırmaktan zevk duyabilir. Ter mi? Aynayı, lotoğrafı, gü zeller, kahramanlar, nasiyelerin- den iyilik, azim, irade - ve ışık saçanlar, kendine güvenenler, kendine inananlar, başkaları gibi kendi kendine hayran ve mef- tun olanlar arar. Tarih, fertler için de, cemi: yetler için de hakikaten biliür dan bir ayna veya fevkalâde has- sas bir fatoğraf makinesidir: Bir güzelliği, bir ışığı - bütün inceliklerle aksettirir, bir lekeyi de bütün fecaatile derhal kavrar ve ebediyetlere kadar - saklar Abdülhak Hâmid “Eşber, in nihayetlerinde büyük İskenderle — divanelikleri yüzünden Batlamyosu şöylece konuşturur. — leri kanlar ve döktükleri göz- İskender: “Batlamyosa hitab — yyaşlarile etrafındakileri yaslan- | eder: — diranlar, tarihi karartanlar, tari- — Müverrihi şerl hi sevabilirler mi? Öyle yıllar Batlamyos: hatta devir denebilecek dere- — Müucib ne hakarete ıpnnıd Tarihi yazan benim; yapan Bu cevab Batlamyosun, hatta Hâmidin sesi değil, bizzat tari. — cede uzün yıllar yaşanmış geç miş ki, tarih ağza alınmamış, onun şahifeleri fasılları yırtılıp C atılmış, yakılmış, ondan bah- | hin seşidir. — seden diller keşilmiş, onu oku- Talimler ve müstebitler kendi — yan gözler oyulmuş, hatta hatta | zulümlerini örtüp — kapatmak, bazı hâdiseleri — yazdırmamak, *.omı hazirlıyan dimağlar kopa- — nlmış... Eski devirlere -kadar — gitmeğe, geçmiş asırlara kadar — çıkmağa ne hacet? Şimdiki ne- — Bil bunu görmedi. Fakat bizler bazı sahifeleri sildirmek, unuttur- mak, hükümleri değiştirtmek gi- bi hulyalara saplanırlar. Bu ga- yeler uğrunda ş ddetler gösterir. ler, kan dökerler. Bu gibi menfi maksatlar acaba yerini bulur mu, faydalı olur mu? Diye bir an bile tereddüd edib düşünme- yiniz. Bu gayretlerin kamusu boş- hep hatırlarız: Meselâ ikinci Ab- * dülhamidin son yirmi senesinde, 1885 ten 1903 e& kadar, Osman'ı imparatorluğu içinde yaşıyanlara tarih okumak, tarih kitabı al- mak ı tur, Şahis olsun, sülâle olsun, — Asııhazırdan bahseden hatta | hatta bir zümre bulunsun tarihi — ecnebi dilde bir kitabı veya | örtmek, sahifelerini yırtmak ve bir kaç sahifelik bir gazete bir — mecmua parçasını cebinde bu- lunduran veya evinde — saklıyan bir vatandaş yakalanıp ele ge- çerse, uzun zaman hürriyetinden — Mmahrum edilir, sorgulara çekilir, — Trablusgarba veya Yemene sür- — güne gönderilirdi. Vakıa tarih adile mekteplerde okutulan bir bulunurdu. Fakat bu ki- unutturmak işi, güneşi balçıkla sıvamak hulyasıdır. Korku ile, kanla susturularak unutturulmuş en, yirmi sene, tarihin binlerce yıllık ömrü ne nisbetle bir an bile sayılamaz. Ve bu neviden menfi teşebbüslerin sahibleri da» ima kendilerini daha hicab ve- rici, daha güldürücü, daha leke- peygamber ve dört | leyici vaziyetlere düşürüb sak- Hılıie devirlerini, hakikatten ta- | muşlardır. mamen olarak Emevi, Ab- Namını andırmak için mabed / basi ve Kara Osmanbey sülâle- | yakan, heykel kıran, veya zem- lerini - ancak tanzimat devrine | zem kuyusuna işeyea divaneler kadar- yazardı, gibi.,, Terkip ve Terciibet ve Şimdi mekteplerimizde - oku- yan gençlerimize bu kitaplardan bir tanesini yeni barilere ve dile çevirerek yani Türkçeleştirerek bastırsak ve dağıtsak kimbilir ne büyük hayretlere düşerler? Mevzuu hayat olan tarih, ne ka- semmi sanırsın, dar mümkünse o kadar hayattan Gene bazı müstebid ve haris mzaklastırı ileştirilmisti. | aahsiyetler görülmüstür. ki Oeisuan zart a.. Zafername şairi Ziya paşanın şu beyti sanki bu gibiler için söy. lenmiştir: En ummadığın keşfeder esrarı derunun Sen herkesi kör, âlemi ser- sanılacak kadar sinik geçen beş, | ha. hleları ıuuı iıleıü uverrihi şer,, de-! ratından hazırlanmış ve Kamir yince o da kendişsine şu veciz cevabı vermişti: MUCİB- NE HAKARETE APANSIZ TARİHİ YAZAN BENİM YAPAN SİZ yoktur. Size hem dç çlih, yüz veya beş yüz senelik nisbeten taze bir şahtekârlıktan değil, 3000 küsur sene evel yapılmış bir sahtekârlıktan misal getire- yim: Meşhur Mısır Firavnu Ram- ses İl, şöbret hırsını bir - türlü yenemiyerek kendinden evel ge- lenlerin eserlerine de kendi is- mini yazdırmağa tenezzül etmişti. Asanatika ilminin şaşmaz usul- lerile insan zekâsı, bu gülünç ve menfi işi bugün meydana çı- kardı. Yakın devirlere ald ha- kikatleri değiştirmek teşebbüsle- rinin beyhudeliğine bundan gü- zel bir başka delil zannetmem ki bulabilesiniz?.. Tarih, milletlere ve beşeriyete yapılan müsbet ve mühim biz- metleri aşla ihmal etmez, asla unutmaz. Şair Mebmed Emin şu iki misrala bu hakikati pek gü- zel bize söyler: Tarih nankör değildir bir hiz- meti unutmaz İstikbalin vicdam, aşk istemez, kin *tutmaz.. Gözlerini sımsıkı yumub et- rafını iyen adam: ki ben kııııqı gu,— müyorum. Kimse de müyor. Diye düşünse ve bunu söylese me kadar hata eder, ne kadar gülüaç olur “değil mi? “ Namık Kemal meşhur kasidesinde derki: Çalış, idraki kaldır muktedir- sen âdemiyetten! İnsan hayatı olan yerde idrak, idirak olan yerde de tarih vaydir ve onu asla aldatmağa kalkma- malıdır. Çünkü o asla aldan- maz.. Merhum Süleyman Nazif, Trab- lusgarb harbi ile Balkan harbi arasındaki çok bulanık günlerde, galiba, İttihad - Terakkinin fi kirlerini yayan (Hak!) adlı ga zetede: (İtt had Terakki düşman- larından, muhaliflerinden kork- muyor, İttihad Terakxi tarihten korkuüyor.) Diye pek yerinde bir hikmet savurmuştu. Umumi hiz- metlerde kusur ve günah İşliye- cek ham muhterisler, tarihten ve müverrihten çekinmelidirler. Müverrih denen, köşesinde otu- rup ibrot mirsadından dünyayı seyreden mütevazı mahlük, sıra- sında ne büyük bir kudrettir!. İttihad Terakki o sıralarda ha- kikaten yerinde olan böyle bir düşünçeye belki de malikti. Fa- kat ittihatçlar, daha souraları, bilhassa ciban harbinde tarih- ten korkmayı kaldırdılar. Bu korkusuzluk, bence, bilhassa bil- gisizlikten doğmuştu. Tarihten çekinmiyenlerin ekserisi de böy- ledir ya... Eğer İttihad Terakki tarihi bilseydi ve bu vukultan gelecek tabil bir itidal ve ihti- yat ile, o korkunç badirelerde, devlet zem'uiu'ı yürütseydi.. Bu- gün bu kadar acı tenkidiere elbette uğramazdı. Bu bilgisizlik, bu pervasızlık Osmanlı impara- ıoılujunıııı inkırazına sebeb oldu. Yazık Ki azlık ta olsa el'an ı zimnı Mııdı tarıh d&uuııhn —ııı Tı- taya verilip yakında müzakere- leti başlıyacak olan kanun lüyi- haları hakkında şu - satırları okuduk Hava hucümlarına karşı müdafaa kazırlıkları Hava hücumlarına karşı pasif müdafaa tedbirleri alınmağa baş- lapacaktır. Devlete aid binalar- da ve müesseselerde genel kur- may başkanlığının tanzim ede- Geği koruma plânına ve talima- t göre ait oldukları Vekâlet- lerçe korunma teşkilât ve tesis- leri kurmak mecburi olmaktadır. Valiler kendi mıntakaları içinde korunma pilân - ve talimatı mu- cibince bu tedbirleri almak ve gerçekleştirmek € mükelleftirler. Şehir ve kasabalarda bu işi bo- lediyeler yapacaklardır. Evkaf, imtiyazlı şirketler, ban- kalar, devlet sermayesinin alâ> kalı olduğu bütün sınai ve diğer müessöseler, balk hizmetlerine yarıyan cemiyet ve mücsseselere ait binalarla hususi mektep ve hususi hastaneler de kendi he-> saplarına pasif koruma teşkilât ve tesisleri yapmak ve bunların vasıtalarını hazırlamakla mükok lef olmaktadırlar. Yukarıdaki maddeler dışında kalan hususi müesseselerin ve evlerin hava koruma tertibatını ve şahsi korunma tedbirlerini ve vaşıtalarını temin etmek mec- buri olmaktadır. Bu mecburiyöt sahiplerine ve şahısların kendi- sine aittir. Bu tedbirlerin nerelerde ve ne tarzda alınacağı hususi bir talimatnameyo göre tesbit olu: nâçaktır. Hava hücumlarına aid yapılacak tatbikat için verilecek emirler her şahıs ve müessese- nin riayeli mecburi — olacaktır. Bu korunma tedbirleri — için hu- susi idare ve belediyeler büdce- lerine yardım namile devlet büd- cesinde açılacak fasla para ko- naçaktır. Endüstrimiz, yurda en iyi ve en uçuz mal verecek! Her gün inkişaf eden sanayü- mizde ca iyi ve ev ucuzu elde etmek prensib ve hedeflerile bü- “yük tecibirler alınmak üzeredir. İktısad Vekâleti endüstri faa> EHliyetinin ,rasyonel ilerlemesi ga: yesile gerek hususi sermayeli olan, gerek sermayesinde kısmen şeklini beğenmiyenler, onu yık- mak ve sonra düzeltmek iddia ve emelinde bulunanlardır. Ba- bis pek nazik bir safhaya gire- geği için bu nokta üzerine pars mak basmıyalım. Fakat bu ka- naşti besliyenlerin alacağı neti- çeler de eskilerden asla farkı olmıyacaktır. Bunu, kendilerine, şimdiden temin edebilirsiniz.. Konuşmamızı bitirirken, genç gdevletimizin tarihe verdiği kıy- mete, tarihe nasıl kucak açtığı. na, bilhassa büyük millelimizin ynutulan mazisini tozlu köşeler- den birer birer çıkartıp kafala» rımıza ve kalblerimize işlemek, medeniyet alemine tanıtmak yor kunu nasıl derin bir azim ve aşkla tuttuğuna dikkatinizi çek- mek isterim; normal, asri, ileri, şuurlu — bir irade, tarihle kalb. kalbe gelerek, kolkola girerek, gidle veserek yürüyen bir. ida, vedir. bulunan — vasıtalı veya — vasıtasız kendisine bağlı bütün müessese- lerin işletme, idare ve işleme şartlarını ve ekonomik vaziyet- lerini ve bu maksadla bunlara aid evrak ve vesikaları tetkik etmeğe salâhiyetli - bulunmak- tadır. Yapılan tetkik neticesinde görülen noksanlıkların ıslahı İktısad Ve- kâletine vasıtalı yasıtasız bağlı olan sınai müesseselere İktısad Vekâleti tarafından emredilebilir. İktısad Vekâleti, yapılması lâzım gelen ıslahatı hususi müessese- lere tavsiye eder. Bu müeşseseler, vekâletin isler diği malümatı vermeğe ve gön- dermeğe mecburdur!lar, İstenilen malümatı mazeretsiz. ve muay- yen müddeti zarhında vermiyen veya noksan ve yanlış bildirep şahis, şirket ve müesseselerin müdür veya mümessilleri 5 lira. dan 25 liraya kadar para çeza- sile cezalandırılacaklardır. Bu kanunun tatbiki için İkt. sad Vekâletinin tayin eylediği memurlar 3008 numaralı endüs- triyel malümatın maliyet ve satış fiatlerinin kontrol ve tesbitile alâkalı kanundaki salâhiyet ve mesuliyetleri haizdir. İnhisar memurları ve maaş dereceleri İnhisarlar umum müdürlüğü kadrosuna dabil daimi memur mWiı akri ve dr recelerile aylıkları, yeni esâaslara bağlanmaktadır. Bu eşaslara gö- re inhisarlar umum müdürlüğün. de en çok ücret birimci dereçe- de 700, en az ücret 19 uncu derecede 20 liradır. Devlet me- murlarına kanuaen verilmekte olan mesken tazminatı, inhisar- lar umum müdürlüğünün Anka- rada oturan memur ve müslah- demlerine ayni hüküm ve viş- betler dairesinde verilecektir. İnhisar memurarının — maaş baremi şu şekildedir: 600, 500, 400, 350, 200, 275, 250, 225, 200, 175, 150, 125, 100, 90, 80, 70, 60, S0, 40,30, 20 lirza, Bir derecede iki sene kalan me> mür ve müstahdemlere aşağı- daki esaslara göre kıdem zam- mi verilecektir: Sicili — müsaid elan ve bulunduğu derecede iki seneyi dolduran, her memur ve müstahdeme aylığı derecesinin €en yüksek miktarına — varıncaya kadar Cumhuriyet bayramında bir senelik kıdem zammının iki misli verilecektir. Bu suretle ve- rilecek kıdem zamları Cumhu- riyet bayramını takib eden ikin- citeşrin ayının başından — mute- ber olacaktır. Harcirah, vekâlet tabsisatile, haştalık, askeri bizmet için ay- rılışta, mezuniyette kadro açı- gında verilecek ücret ve tazmi- Bat ayrı bir nizamname ile ta- yin edilecektir, Memurlar nasıl aş alacaklar? Devlet memurları maaşlarının tevhid ve teadülüne dair olan 1452 sayılı kanunun bazı mada deleri değiştirilmektedir, Hazırlanmış olan projeye gö- re hâkiinler, muallimler dahil, zabitler ve askeri memurlar ha- riç bütün devlet memurlarının maaşları 15 dereceye ayrılmak- tadır. Birinci derecenin asıl ma- aşı 150 ©on beşinci derecenin dördüncü derece 9Ü; beşinci de- rece 80; altıncı derece 7Ü; ye- dinci derece 60; sekizinci de- rece S0üş dokuzuncu derece düş onuncu derece 35; an birinci derece 30ş an ikinci derece 25ç on üçünnü dereçe 20; on dör düncü derece 15; aa beşinci derece 10 liradır. Yedinci, sekizinci, dokuzuncu, onuncu ve on birinci derecede- kiler”2,8 ve altıncı; on ikineci, on Üüçüncü derecedekiler 3, on dördüncü derecedekiler 3,4; birinci, ikinci, üçüncü, on be- şinci derecedekiler dört emsa- Kle darb edilip hasıllar maaş olarak verilecektir. Bu maaşlar, tekaüd aidatı maktu vergi ve maarif vergisine tâbi değildir. Damga pulu ve memurların yal vergileri diğer mükelleflerde ob duğu gibi tahsil edilecektir. Pasaport masrafı ucuzluyor Yeni hazırlanan pasaport ka- nunu, Vekâletlerde tetkik edik mekte olduğundan, tahsil veya ilmi tetkikler için Avrupaya gi- decek olanlara bir kolaylık mak üzere eldeki pasaport nununun bir maddesi değiştir lecektir. İlmi tetkiklerde bulun- mak ve müsabakalara iştirak etmek veyahut eenebi bir dev- letin mümasil teşekküllerini x: yaret veya onlar tarafından 'Rür. kiyeye yapılmış ziyaretleri iade eylemek maksadilo yabancı mem- Teketlere gidecek olan mekteb talebelerile sporcu ve - izcilerin, en az beş kişilik kafile balinde bulunmak ve mekteb - talebele- rile izciler muallimleri nezare. tinde gitmek şartile müşterek pasaportla — seyahat — etmeleri mümkün olmakta ve hepsinden birer Tira alınarak alt aylık müşterek pasaport verilmekte- dir. Bu hükümden faydalanarak yabancı memlekellete gidenler bu vaziyetlerini kaybettikleri tak- dirde umumi hükümlere tâbi olacaklardır. Daimi surette pa- saport taşımasını mecburi kılan W yabancı memleketlerde tahsilde bulunan Türk talebe ve ameleya o memleketlerden çıkış halinde umum? hükümler tatbik olunmak şartile tahsili veya işinin devamı müddetince bir lira harç muka- bilinde daimi âdi pâsaport ve- irlecektir. İktısadi konferans Siyasi vaziyet dolayısile mümkün değildir , Brüksel, 5 (Radyo) — İngik tere Hariciye Nazırı B. Eden, bugün Ösper şatosuna giderek, Belçika sabık başvekili B. Van Zelandla konuşmuştur. Söylendiğine göre, — İktisadi konferans için evelce başlıyan ve B. Van Zeland . tarafından idare olunan ıtul:rhl!lgd* ğ val dolayısile böyle bir e ransın akdine imkân kalmadır gından, tovakkufa uğramıştır. Londrada Müthiş bir infilâk Londra, 5 ( Radyo ) — Lor dranın ( Vost Hend ) d*'“k fabrikasında büyük bir infilâk olmuş — ve 90,000 W'