| b alı yaptığına pişman olmuştu. Yavuz: “Bir gün karşılaşır, talihimizi gene deneriz Şah!,, dedi. — — Şahım, müsaade edin de / gideyim.. — İsmail Safevi yaptığına pişman solmuştu. Ve hareketinin bir ha- karet telâkki edildiğini anlamıştı. Çünkü şehzade eski şevkini, te- | büssümünü kaybetmiş, ciddileş- K— inkâm yok şehzadem, bu- / gün seni bırakmam. Bu akşam misafirimsin. Yarın döner- — Genç şehzade israr etmedi, ' fakat eski tavırlarile de cevap medi, — Şah İsmail nihayet misafir şehzadeyi taltif için bin altın hediye vermeği kararlaştırdı. Er- 'tesi gün şehzade vedaa gelmişti. Fakat bu veda esnasında bile Yavuz Selimin çehresinde hâlâ — hiddet ve infialin izleri vardı. Şah: — — Gene beklerim, diyardu, seninle oynamak hakikaten çok zevkli olacak. —— İnşaallah.. Belki gene bir gün karşılaşır, talihimizi deneriz, “Şah.. Yavuz, Şahın yanından ayrıl- dıktan sonra Şah İsmailin hazi- nedarı yaklaştı. Elindeki atlas keseyi, kölelerin taşıdığı bir fakım hediyeleri getirdi. — Yavuz sordu: — — Bu nedir ağa? — — Şahı İranın şehzadei ecivan bahta bir hediyesi.. |— Şehzade her şeyi anlamıştı. | eışâı kendine; heti — — Herif tamir etmek istiyor amma kozumuzu paylaşacağımız gün elbette gelecektir. Diye söylendi. Hediyeleri red- tmek kabalık olacaktı. Belki “de iki devlet arasında siyasi bir hâdise çıkmasına bile sebebiyet erecekti. — — Memnun oldum. Şaha ta- zimlerimi söyleyiniz! — Diyerek gelenleri -saydıktan sonra kendi süvarilerinden biri- ' sini çağırdı, keseyi ona verdi. — Al, dedi, bünü g.ütür'&e hın bahçe duvarlarından biri- nin dibine göm.. Bir gün olur belki de Şabhin bendelerinden birine hediye ederiz. Süvari heybeyi alıp çıktı. Şeh- — zade ile maiyeti de İranı terke- / diyorlardı. Yavuzun hiddeti isa — hâlâ geçmem'şti. Genç şehzade Trabzona kadar ancak bir kaç kelime konuştu. Ş 4 .. Selim nihayet aradığı meşga- ü bulmuştu: Sağda, cenupta akınlar yapa- kendi eyaletini büyültmek... Bu fikir yerindeydi. Nasıl olsa “Gürcü ve Kızılbaşlar tek durmu> orlardı. Bunlara Lâzlar ve Çepr İzmir İkinci Beyler sokağı C Halk Partisi binası içinde Telgraf: İzmir — ANADOLU Telefon: 2776 — Bosta kutusu: 405 Abone şeraili Yıllıı 1400, el aylığı 800, üç aylığı 600 karaştur bancı memleketler için — şenelik abone ücreti 27 limadır y Yavuz altınları nefe- rine uzattı. Al, dedi Bir duvar dibine göm, günü gelir! Yazan; M. AYHAN nilerden mürekkep kuvvetlerle hücum etmek çok münasip ola- caktı. Kuvvet toplamak güç bir mesele olmadı. Yavuz bütün bu harekâttan İstanbula hesap de- ğil, malümat bile vermiyordu. Çünkü gasıl olsa babaşı bem âciz, hem de meşguldü. Padişah dahilt ve harici, askeri ve siyasi birçok işler içinde bunalıp kal- mıştı. Zaten yaratılışı da bu gibi işlere müsait değildi. Binaena- leyh ona ne haber verecekti? Verse bile yeni bir gaileden ço- kinerek: — Başımıza meşgale çıkarma demiyecek miydi? zade âr- tık lı’:ıîllı ’bqlııuşıe: seneler- denberi içinde taşıdığı sevdayı teskin edecek çareyi bulmuştu. Her akın bir zaferle neticeleni: yordu. Eyalet gittikçe genişliyor- du., Kızılbaşlar, Gürcüler müte- madiyen darbeleniyorlardı. Şah İsmail de artık tamamen kendi- sine inhisar eden İran ülkesinde Şiilik propagandası, yani Os- manlı imparatorluğunun din ve mezhep ihtilâflarile içinden vu- rulması — hazırlığına — başlamak Üzereydi. — Sonu var — ĞAM RİRRLAARARA ĞA, Urlada görülmemiş bir cinayet g6 Kara Mehmed öldürüldük- ten sonra yakılmış Cinayetin sebebi kumardır. Üç müthiş bıçak darbesinin izi meydandı duruyor Çai — Başı | inci sahifede — Urla adliye ve zabıtasınca yapılan tahkikatta Kara Meh- medin, cesedin bulunduğu ta- rihten üç gün evel Yenice ma- hallesinden Kızıl İsmail oğlu Mehmedle kumar — oynadığı ve sonra Kamanlı mevkiine giderek orada oyuna devamdan sonra ve paraları kazanması üzerine arkadaşı Mehmed tarafından öldürüldüğü — neticesine — varı- mıiştir, Suçlu ifadesinde diyor ki: — Kahvede Arap hacı deni- len İsmail, Tulumbacı Mehmed Ali ve Kara Mehmedle oturduk, onar kuruşuna tavla oynadık, bir müddet oynadıktan sonra ben çekildim ve onlar oyuna devam ettiler, Ben kahveden kalkarak parka gittim, oradan da evime döndüm, Kara Mehmedi ben vurmadım. vuranı da gör- medim. Fakat — deliller ve - şahid'er Mehmedin aleyhinedir. Urla ha- pishanesinde bulunan İstanbullu Halil adında bir şahid diyor ki: — Urla hapishanesinde mev- kuf bulunuyordum. Bir gün bu cinayetin maznmunları hapisha- nayeye getirildiler. Suçlulardan Mehmedin ninesi Ayşe, Mehme- di hapishanede ziyarete geldi, ben parmaklığın gerisinde on adım uzakta idim. Ayşec, Meh: mede karşı; — İkrar ettin mi? Hapishane erkekler içindir. Diye yüksek sesle sordu. Meh- med de; — Ben deli miyim? hiç söy: | ler miyim. Cevabını verdi. Bunu duyan- İ| lar da var. Suçlunun giydiği gömlek, kan- | la mülemma bir şekilde evinde duvarın - bir deliğinden çıkarıl. mıştır. Bağında da yakılan ate- şin külleri altından kanlı taş- lar meydana çıkmıştır. Cesedin yakininde de kanlı çuvallar bu- lynmuştur. Suçlu ve maktul Urlada yar şayışları itibarile biribirine çok uygun imişler, Şahidler onlar || hakkında bazı şeyler de söyle- | mektedirler. sümün evinde de iki bıçak ve bir tanede ucu kinlmiş - ve sürtülmüş kaşatura, iki tane eski zaman saldırması bir boş bıçak kını bulunmuştur. O sırada ken- disinden — birşey — sorulmadığı halde Gü'süm: yorum, İyi & ç kan lekesi var mı? Diye sor- muştur, Bu yersiz sual hakkında bir zabıt varakası tululmuştur. Mustafa oğlu Mehmed vamın- da birinin ifadesi de tamav en suçlu aleyhindedir. aâm Müptelâ olduğu hastalıktan kurtulamıyarak ovelki gün velat eden aski mnlabere slay kur mandanı mütekaid miralay Hil- min n esnazesi askeri Mmerasinile aile ve dostları tarafından kal- dırılmış, ebedi ıkametgâhına tev: di edilmiştir. Tanaı -tahmet eyliye. ğ Karataş cinayeti Karnından yaralanan Fethi dün öldü Geçen gün Karataş mahnlle- sinde Amerikan Hasan adında biri tarafından bıçakla karnın- dan yara'anan mekt-p talebesi Fethi, yaranın tesirile Memleket hastanesinde ölmüştür. Katil Amerikan Hasan henüz 16 yaş ndadır. Çocuk ar arasında çıkan bir kavga, birinin üzerinde bıçak taşıması yüzünden cinayet ile neticelenmiştir. Hâdiş tahki katına Adliyece devam edilmek- tedir. B. Halid Ziya Kadastra umum müdürlüğü fen heyeti reisi B. Halid Zıya şehrimize gelmiştir. Bugün: Tayyarede: Saray Konseri Marta Egert Allllıdoı eş taburu - bot Miki » Jürnal S Elhamrada: İki karılı koca - Nina Pe trevanın yalanı Karşıyaka Sümerde: Miki Nen Y|ahkemelerde Randevucu Mustafanın duruşmasına başlandı Mustafa, Karşıyakada bir evde bu sanatla geçiniyormuş Zehra, bu eve nasıl girdiğini ve nasıl kandırıldığını anlatıyor Dün birinci Sulhceza mahke- mesinde dikkate şayan bir ran- devuculuk davasının duruşması yapılmıştır. Okunan — evraktan anlaşıldığına göre randevuculuğu bir sanat haline getiren Mustafa adında bir adamın; Karşıyakada Soğukkuyu — mevkiinde kendi evine bazı genç kadınları almak- ta olduğu anlaşılmış ve cürmü- meşhud yapılarak zabita - tara- fından evi mühürleamiştir. Fakat Mustafa, bu - kârlı sa- nattan bir türlü vazgeçmiyerek, bu defa da evinin ittisalinde bulunan dört duvardan — ibaret bir ahırı randevu maballi olarak kullanmağa başlamıştır. Mustafa hakkında tanzim edilen evrak iddia makamından Sulhoezamah- kemesine tevdi olunmuştur. Dünkü duruşmada şahid ola- rak dinlenen bayan Zehra, hâ- diseyi şu suretle anlarmıştır: — Ben böyle şeyleri yapacak tiynette bir kadın değilim, fakat bir gün bu evin önünden geçer- ken, nasılsa beni kandudılar, Ve evin içine aldılar. Eve girdi- ğim zaman Mehmet adında bir adamla beni tanıştırdılar.. Mustafa, çok - dilli bir adam- dır. Evirdi çevirdi, nihayet bize bir yer gösterdi.. Sabahladık.. Fakat bu işten en kârlh o çıktı. Çünkü bana para veren olmadı. Demiştir. Gelmiyen bazı şahidlerin celp- lerine karar verilerek , duruşma başka bir güne talik edildi, Kızını kirleten baba! Tahkikat devam ediyor.. Öz kızı on dört yaşındaki Zü- beydeye canavarcasına tecavüzde bulünduğunu yazdığımız Değir- mendere nahiyesinden tenekeci İbrahim oğlu Ömer Hilmi hak- kındaki tahkikata karar hâkimli- ğgince devam edilmekte ve şa- hitler celbedilerek iştima edil- mektedir. Aslan Sökenin Konak mahal- lesinden olduğunu söyliyen tene- keci Hilmi, kızına böyle bir tecavüzde bulunduğu iddiasını kat'iyen çeddetmektedir. Halbuki; Değirmendere nahi- yesi zabıtası tarafından yapılan tahkikat ve yüzleştirme kâğıdı bu iddisnın aksini göstermekte- ir. Tahkikata devam ediliyor. Tütüg pi yas;ısmdı:; satışlar (Rekoltenin çabuk satı- lacağı zannolunuyor Ikinci kalite satışlarına yeni firmalar da iştirak edeceklerdir Tütün piyasasında hararetli satışlar devam etmektedir. Tü- tün mıntakalarından gelen ha- berlere göre, piyasa açıldıktan şonra üçüncü gün sabahına ka- dar 13,5 ” 14 milyon kilo tütün tamamen satılmıştır. Satılan bu tütünler hep birinci nevidendir. İkinci nevi tütünlerden şatış pek azdır. Yağmurun sürekli ve şiddetli devam — etmesinin — inzimamile dün tütün piyasasında bir dur- gunlük görülmüştür. Zaten bi. rinci nevi tütünler kısemn satıl- mış olduğu için şimdi kumpan- yalar ikinci nevi tütünler — için mübayaata başlamak üzeredirler. İkinci satış devresine girer- ken Amerikan tütün kumpanya- larından başka bazı firmalar da işe başlamak üzere hazırlan- mışlardir. L hisarlar umum — müdürlüğü tütün şubesi teknik - şefleri ve Rumi - 1353 | Arabi - 1356 Ülkteştin 24 Ramazan 2 Teşrinisani 6 | TAKVİM 1 l eksperleri — İstanbuldan — İzmire gemişer, derhal titün mta- kalarına harekct etmişlerdir. Mübayaata ilk günlerdeki arzu ile devam edileği anlaşılmak'tadır. Cumaovasında Cumaovası, (Hususi) — Na- hiyemiz de dahil olduğu balde, bütün köylerimizde tütün satış- Tarına hararetle devam edilmek- tedir. Fiatler 75-90 kuruş ara- sında tehalüf etmektedir. Nahi«s yenin Görece köyünde satılma- mış tötün kalmamıştır. Yunan kralı B., Lebrun şerefine siyafet verdi)| Paris, 5 (Radyo) — Yunan krah ikim.'ip] İi h;_fün Brüksel- den gelen Fransa Hariciye Na: zırı B. Delbosu kabul ederek uzun müddet konuşmuştur. Kral, akşam üzeri Paris ser gisini ziyaret etmiştir. Paris, 5 (Radyo) — Yunan krah ikinci Jorj, bugün Yunan sefarethanesinde Cumhurreisi B. Leabrun ve madam Lebrun şere- fine mükellef bir ziyafet vermiş- tir. Bu ziyafette, Başvekil B. tan ile Fransız ricalinden bir çok kimseler hazır bulunmuş- lardır. Fas için Pariste bir toplantı olacak Paris, 5 (Radyo) — Fas fev- kalâde komiseri General Foks, bugün buraya gelmiştir. Söylendiğine göre, Fas Fransız büyük memurları, B. Alber Sa- || ronun riyasetinde toplanaçaklar ve Fas hakkında bulunacaklardır. müzakeratta 5 Teşrinisani l Sağlık Bahisleri Vitamin Yazan: Dr. M. Şevki Uğur Nebati çiğ yemekler; yarının büyükleri olan yayrularımızın bü> yümelerinde, — sağlıklarında ha- yatlarında büyük bir rol ayna- maktadırlar. Çünkü bu gıdalar- da vitamin denilen çok mühim âmiller vardır. Vitaminler; hayvanlarda ya- pılan tecrübelerle gösterdikleri teşirlere göre, A, B, C, D, E harflerile — gösterilen — sınıflara toftik edilmiştir. Â vitamini; Tereyağı, balık- yağı, süt kaymak, yumurta ile taze salata, lâhoa, havuç, 1spa- nak gibi sebzelerde bulunmak- tadır, Bu faktör büyümede ve kemiklerin nümasında çok ehemmiyetlidir. B; vitaminı Elma, portakal, limon, domates, taze sebzelerde, yumurtada bulunur. Bu faktör içguddelerimiz için pek mü: himdir, C Vitamini; Yumurta sarısı, süd, portakal, limon sularında, taze sebzelerde, lâhbna, marul, domates vesairede bulunmak- tadır. D vitamini; meyvalarda, süd, tereyağında, balıkyağında, yu murta sarısında, yeşil taze seb- zelerde mevcuttur, Bu ömil ke- miklerin neşvünemasında pek müessir bir faktördür. E Vitamini; hububatta ve ye- şil taze sebzelerde bulunur. Bu faktörle hayvanlarda — yapılan teçrübelerde bunun bir tenasül vitamini olduğu söylenmektedir. Son zamanlarda vitaminler hak- kında bir çok faktörler bulun- duğunu anmakta iseler de, he- nüz etüd edilmemişlerdir. Dü Tablörlcerin gölüler bi eksiklikleri vücudde bir çoküaşr talıklar tevlid eder, Bilhassa çocukların büyüme- lerinde çok mübim — rolleri var dır. Gürbüz, dinç ve sağlam bir çocuk yetiştirmek için bu âmil- lere ihtiyaç vardır. Çocuklarda görülen kemik hastalıkları, or hızlık, kansızlık, kan hastalıkları hep bu hayati maddelerin nok- sanlığından ileri gelmektedir. Bu faktörler çocuk hayatına pas| büyük roller - oynuyorsa, büyüklerde de pek mühim tesiri vardır. Çünkü büyüklerde de bu faktörlerin eksik'iği dolayısile, kanser, şeker, kan hastalıkları ve kansızlık gibi hastalıklarda rolleri pek aşikâr görülmektedir. İşte pişme ve kaynamakla bazırlanan yemeklerde daima vitaminsizlik veya vitamin nok- sanlığı vardır. Çiğ yemeklerde ise değişmemiş tabil bülün vi taminler — vardır. Bundan başka nebati çiğ yemeklerde nisbi bir kuruluk hassası vardır. Hazım usarelerini beyhude yere sulan- dırmadığından hazmin tamam husule gelmesine yardım ederler. Midenin fazla su ile rahatsızlı» ğına mani olur, Bunun içindir ki çiğ yemekler karın yağlanma- larında, kalb ve böbrek hasta- lıklarında mühim tesir yaparak iğtidai mübadelenin yükünü ha fitletmiş olurlar. Netice: Nebati çiğ yemekler çocuklara ve büyüklere hayati kudretler bahşederler, İnsanların vaktinden evel yıpranmamaları ve kocamamaları için pek önemli ve kıymetli bir faktördürler. ı Nöbetçi eczahaneler l Bu geçe Bu gece Başdurakla — Sıhhat, Karantinada —Eşref, Kemerde Kemer, Eşrefpaşasa Eşrelpaşa eçzahaneleri aöbtçi oczahane” lerdir. Ü K, aa Mebmedin, anam, Çüf ... Merinella.. İ z yeviyob 18v ğ Bagikül e — dovüc Mal Balurl çe BnLlalalş. di iğdüz işi 1mlimd yi Ç Aibiadk İnÖR