ANADOLU Bir !ügbslau gazetesine göre: Harp sanayiimiz Bu gazete, faalıyetımızı küçük devletler arasında misal teşkıl edecek ehemmiyette goruyor Düny da harb sanayii mev- | zuu hakkında uzun bir. ma kale neşreden ( “Ploitika, Belgrad, 12-10 1937) Türkiye- | de harb sanayii hakkinda şu | satırları yazmaktadır: “Küçük devletler arasında Türkiyenin teşkil ettiği misal | gayet Şşayanı dikkattir. Ös manlı imparatorluğundan aza geri kalmış ve sahibi mi derecede tabil bir ekonomi lanmuş olan havaliyi tevarüs eden Türkiye, tedrici bir su- rette zirai ve endüstriyel bir memleket halini almıştır. En- düstri bakımından geri kalmış olan memleketlerde endüstri- leşme hükümetin — yardımile muvaffakıyetli neticeler ver: miştir. Bir memlekette endüstri inkişafı ne kadar geç başlarsa devletin yardımı da o kadar çok ve mebzul olur. Bu yüz- den yardım tarzlarında deği- şiklikler görülmüştür. Nitekim Japonya dahi devlet endüstri müesseseleri vücede getirmiş ve bunlar işlemiye başlayınca hükümet farafından bedel mu- kabilinde hususi sermayelere terkedilmiştir. Bu suretle in- şaattan mütevellit zarar tehli- kelerine katlanan devlet ol- muştur. Türkiye ise bukadar: la da iktifa etmemiştir. Tür- kiye, bazı endüstri şubelerine şeft-allikkınl*sıfr kükalnernds: retmiş, şimendiferler gibi öte- denberi mevcut olan endüstri müesseselerini de satın almış- tır. Bu suretle yeni bir eko- nomi tipi vücut bulmaktadır ki, inkişaf esnasında bu yeni tarzın da bazı tadilâta maruz kalması zaruridir. Fakat harb ekonomisi bakımından tetkik edilecek olursa bu ekomi tar- zinin, harb ihtiyaçlarına mu- kabele hususunda en kolay bir surette tadili mümkün olan tip olduğu görülür. Devlet, memleket sanayiinin heyeti ünümiyesini elinde bülündür- duğu takdirde, lüzumu halinde işine devam ederek imalâtını hâarb ihtiyaçlarına tahsis ede- bilir. Japon sisteminin İtalyan ve 'Türk sistemlerile müşterek ta- rafları vardır. Japonyada bir tarâfta, Türkiyede olduğu gi- bi, kuvvetli bir devlet kapita- bu- Gizli Cihangir Nakleden: F.ğcmsaddin Banlloglu n GÜ0 — Kendisine doğru beyaz bir hayaletin yaklaştığını görür oldu ve aklında kalan en soh hatıra da ancak bu idi. Kuvvetli bir - elektrik ziya- sının içinde olduğunu biliyor, fakat birşey göremiyor, kaç- mak, kurtulmak için birçok şuursuz hareketler yapıyordu. Ayni zamanda yangın, korkunç alevler de kendisine yaklaşıp duruyordu. Bu güzel kadının, diri diri yanmamak için sarfettiği me- “sai cidden görülmeğe lâyıktı. Nihayet, çok büyük güçlükle Diğer tarafta da h .',naa olduğu ı!.ıhı ziyade harb endüs trisinde çalışmaktadır Japon bakımından fizmi vardır bu sermaye, gibi, harb organizasyonun endüstrisinin haiz bulunduğu — kiymetin de- | recesini gösterecek - olan bir | hârb başlamış bulunuyor. Sulh bulunan organizasyon hazırlık- zamanında — yapılmış | ları, harb zamanında çalışmıya başlıyâcak olan Bun” yalnız'cılız - bir nümune sinden ibarettir. Japon hükü- 3 ülde müzakere edi len bir kanun projesi hazırla mış ve bu kanun lâyihası ah: kâmile manasile - harb ekonomisi tesis olunmuştur. Devlet ekonomide kendisine diktatörce haklar tesis etmek- tedir. Şöyle ki: Şimdiye kadar ekonomide kendi arzularına göre hareket etmiş olan fak- törler devlet organı haline if- rağ olunmaktadırlar. Hususi haklar iskat olunmakla bera- ber hususi faaliyet ve hare- kcllrr menedilmektedir.,, — Hamdi Akso) y Midesinden rahatsızlandı Bir haftadanberi şehrimizde bulunmakta olan sayın sayla- vımız Hamdi Aksoyun, mide- sinden rahatsız olduğunu te- essüle haber aldık. Âziz say- Bayraklıda yangın Dün gece, Bayraklıda, Mu- radiye — caddesinin dağ kıs- minda Musaya aid 108 sayılı evde yangın çıkmış ve itfaiye İzmirden — yetişinceye kadar evin bir odasının - çatısı yan- mıştır. İtfaiye, bir kuyudan su çek- mek suretile yangını az bir zamanda söndürmüş ve ateşin başka binalara sirayet etme- sine mani olmuştur. Yangının, catısı yanan oda- nın — penceresinde bırakılan lâmbanın harlamasından ileri geldiği anlaşılmıştır. Yalanmış Paris, 21 (A.A.) — Resmi mehafil bir Japon ajansı tara- fından neşredilmiş - olan ve Çine nakledilmek üzere Haip- hoönge harb malzemesi çıkar rılmış olduğuna dair bulunan organizasyo- meti, tam haberleri tekzip etmektedir. kapıyı bulabildi. Kapının açıl- mak usulünü, —mekanizmasını biliyordu. Düğmeye — bütün kuvvetile bastı, fakat bekledi- ği hareket olmadı, kapı ye- rinden bile kımıldamadı. Ölüm, müthiş bir ateş içinde yanmak, bütün faciaların başına geld hakikati bu güzel kadını âdeta çıldırttı. Henüz alevler — ken- disine — dokunmadığı hâalde, Lidya, yanıyormuş gibi, kıv- ranmıya başladı. Hiçbir - yer- den hiçbir yardım gelmiyece- ğini bildiği halde, sesinin bü- | büyük bir o! Filistin Müf- ... Buxuıı Filistinin Aııplmll Yahudilar arasında taksimine büyük bir şiddetle itiraz eden | Kudüs müftüsü: *Filistin Arap- | larındır!., diye israr etmekte ve İngilizlere karşı Filistini korumak - istemektedir. Son haberlerde İtalyaya gideceği ve Müssoli- niden İngilizlere karşı yardım | | istiyeceği de bildirilmişti. Filistinde İngilizlere -karşı oyn.yan Arap mültüsünün hayatı ha kikaten çok dikkate şayandır. Ve birçok büyük maceralarla doluduür. Hacı Eminülhüseyni taşıyan müftü evvelâ man mektebinde, sonra Filis tindeki — İngiliz | okumuş, bundan sonra Kahi- İngiliz isşm müslü redeki - bir kollejine gönderilmiştir. Fakir bir aileye mensub olan Eminülhüseyni — Mısırda çok müşkül bir hayat geçirmiş, ağabeysinin gönderdiği bir iki para ile karnını doyurmuştur. Büyük harbin başında Tür- kiyedeki bir askeri mektebine gönd rilen Hacı Eminülhüseyni İtilâf devletlerine karşı harbe iştirak etmiştir. İngilizler Filistini işgal et tikleri zaman Türkiyeden tek- rar Filistine geçen müftü İngi- liz idaresinde memuriyet almış bulunuyordu. Evvelâ - İngilizlerin Kudüs olarak çalışan Hacı Eminül- hüseyni sonra İngilizlerin meş- hur polis teşkilâtına, Enteli- SERÖMSSTİBİP z SESEA Bir suçu yüzünden, bu işten çıkanl: mıştır. Bunun üzerine, müftü Tngilizlere karşı mücadeleye başlamıştır. 1920 de Arapların İngiliz- lere karşı bir ayaklanmasında Saçlu görülen- Eminülhüseyni, on sene hapse mahküm ol- muştur. Fakat, Mültü Filistin- den Şarki Ürdüne kaçmış, bir müddet sönra da, Filistin komiserliğine gelen Sir Har- bert Samuel, Arap şeflerini bükümetle barışmak siyasetini tuttuğu için Eminülhüseyniyi afföderek' memleketine getir: mişti. İşte o sırada Eminül: hüseyninin ağabeyisi Kudüs müftüsü olmuştur. Eğiğülküseyni Kudüse gel dikten biraz sonra ağabeyisi ölüyor, onun yerine müftü olan Eminülbüseyni memle: kette din reisliğini uhdesine alınca İngilizlere karşı daha — İmdad, imdad!.. Diye bağırmıya başladı. Son nefesini verdiğini san- Pdığı, ayaklarının — küvvetten | düşerek yere yıkıldığı sırada iki insan elinin «endisini düş- tüğü yerden kaldırdığını, bu fellkek " yerlkdes * eli | hissetti. Çok az bir zaman içinde neresi — olduğunu bilemediği bir yerde bulundu. Açık - bir Kendisini bir taş — üzerine oturtmuşlar, fakat hiçbir şey göremiyordu. Lidya, yakıninde bulündüğü- Hü”bisdettiği” bir' kitüseye: — Sen kimsin? Diye sordu, ve: — Taskara! Cevabını " aldı. tün kuvvetile: müftünün | bu | ni | mektebinde | Valisi yanında yerli - muavin | yerde olduğunu hissediyordu. | Çin-Japon harbi —— tüsü kimdir? |)aponlar, Nankini bombardıman ettiler |Çinin Kanton donanması imha edildikten sonra Kanton sahillerine abluka kondu —e Şanghay, 21 ( Radyo ) — 9 Japon — tayyaresi; — bügün Nankine gitmişler ve Çin ha- va istasyonuna kırk bomba atarak istasyonu tahrip eyle- mişlerdir. Tokyo, 21 (Radyo) — Ja: pon donanması, Kantondaki Çin dönanmasını imha ettik- ten sonra, bütün Kanton se- vahilini abluka etmiştir. Tokyo, 21 (AA.) — Bel- çika sefiri B. Hirotaya aşağı- | daki notayı vermiştir: “Belçika hükümeti, İngiltere hükümetinin talebi üzerine ve Amerikanın tasvibi ile 6-2-932 muılıedeıınde imzası bulunan kın 30 İlkteşrinde Uzak Şark- taki vaziyeti tetkik etmek ve | müessif ihtilâfın hitama erme- sini tacile medar olacak dos- tane çareleri araştırmak üzere Brükselde bir konferans ak- dini teklif etmektedir. ,, B. Hirota, prens Konoye ve'diğer alâkadar nazırlarla görüştükten sonra resmi bir cevab — vereceğini beyan et- miştir. İngiltere, Amerika ve Fran- sa sefirleri de B. Hiratayi zi yaret etmişlerdir. Sefirler, ken- disine bü daveti kabul etme- sini tavsiye etmişlerdir. Konferansın gayesinin asla Japonyaya karşı hasmane ted- -: büyük mücadeleye başlıyor. Bu suretle, bugün İngilizler, kendi hesaplarınca, onu bu mevkie getiren Sir Herberti çok büyük bir hata işlemiş olmakla itham etmektedirler. İnsanın hayatında muvalla: kıyet ve âdemi — muvaffakıyet, saadet ve felâket devreleri vardır. Bu devrelerin ne zaman ve ne şekilde kendisini — gös- tereceğini hiçbir kimse' tayin edemez. Pek yakın bir zama- nâ'kadar 'güzel, 'Ççok " güzel, e€ana en yakın olan bu kadın da şimdi, kendisini seven iki erl:eîı bir âanda kâaybetmiş, o n şahidi olmuş, bu en büyük körköyu - geçir- mişti. Şimdi de Allahın insana en büyük nimeti olan gözle- rinden de mahrumdu. Kendine — geldiği — zaman Lidyanın ilk düşüncesi bu sefil vücude nihayet vermek düşüncesi oldu. Bu artık arz üzerinde kalmasında vardı?. Zaten bu vücudün ne Tayda Evet, bu yerli hizmetkârdı. | güzel kadın karmakarışık saç- Japon askerleri (Yançe) nehrinden geçerlerken birler ittihaz etmek olmadığını tasrih etmişlerdir. Tokyo, 21 (A.A.) — Tebliğ: Şanghay cephesinde muha- sematın başlamış olduğu tarih olan 14 Ağustostan 20 İlkteş- rine kadar bu cephede Çin tayyarelerinin zayiatı şudur: Muhtelif hava muharebeleri esnasında — Japor 147 Çin tayyaresini düşürmüş- lerdir. Karada bulunan 204 Çin tayyaresi bombardıman edilinek suretile tahrib edil- miştir. 4 tayyarenin harab ol- duğu da istihbar edilmiştir. Bu devre esnasında Japon- lar 46 tayyare zayi etmişler dir, ttaukui, ZU (ALA.) — Ame- zaretine bir nota vererek, Çin askeri tayyarelerine bundan böyle “Şanghay - beynelmilel imtiyazlı mıntakası üzerinde uçmamaları için talimat veril- mesini istemiştir. Amerika sefiri bu ayın on beşine kadar beynelmilel im- tiyazlı mıntakada tayyare bom- bardımanlarının - gayri muha- ripler arasındaki kurbanları miktarını gösterir bir muhtıra raptetmiştir. Bu kurbanların miktarı şudur. İstikameti iyi tayin edilme- miş mermilerin isabeti ile 2057 kişi ölmüş, 2955 kişi de yara- lanmıştir. Şanghay, 20 (AA.) — Şi: mali Çinde çete harbi yap- makta olan Çin unsurlarının bu tabiyelerine devam ederek bu son / günlerde — bilhassa Cihansi eyaletinin şimal taraf. | larma ve Pekin - Hankov ve çehresi ile güzelden çok uzak bir kadın olmuştu. Bu hakikati, bu çok acı hakikat ve felâketi Lidya da anlıyordu. Kendisine hizmet eden Taskara ve hemşiresi, Lidyanın önünde hareketsiz du- ruyorlar ve kendisine merha- met ve saygı ile bakıyorlardı. Bu iki yerli Lidyayı çok sev- mişlerdi. Bu beyaz kadın on- Tara bir mabud kadar - cana yakın görünmüştü. Vakıa, kü- çük adalarında daima fırtina- lar yaratan beyazlara karşı yarlilerde tabif bir kin ” ve nefret- vardı. Fakat Lidyayı büyük felâket de görünce yardımdan başka birşey dü- evelce şünmemişlerdi. Şimdi de Lidyanın kendini taytareleri | rika sefiri bugün Hariciye Ne- | ları, dehşet ile takallüs etmiş | 22 İlkteşrin 937 B. Alber Jülyen Belgrada vardı. Belgrad, 21 (Radyo) — Mü- tenekkiren seyahate — çıkmış olan Fransa Mütekaitler Nazırı B. Alber Jülyen Belgrada gel- miş ve bugün Başvekil Bay Milan — Stoyadinoviçi ziyaret etmiştir. Fransa ihtiyat subayları Dün Belgrada vardılar Belgrad, 21 ( Radyo ) — Fransa ihtiyat zabitlerinden 200 kişilik bir kafile Be'grada gelmiştir. Yu, yada üç gün kalacaklar, Zag rep ve Dobrovniki de ziyaret edeceklerdir. Küçük antant Ve Balkan devletleri ticari münasebetleri Belgrad, 21 ( Radyo ) — Pravda gazetesi, larda küçük itilâf devletleri münasebetlerin son zaman- ve Balkan arasında büyük antantı ticari inişaflar gösterdiğini yazmak- tadır. Mısır hükümeti İlalyaya mukabele etmiyecek Kahire, 21 (Radyo) — Mı- sır hükümetinin, Libya hudut- larına yeni kuvvetler . gönder- meğe ve İtalyanın, Libyaya olan » üskeri “sevkıyatına. -bu suretle mukabele etmeğe ka- rar verdiği hakkındaki haber- ler tekzip edilmektedir. Hararda Bir üniversite tesis ediliyormuş Londra, 21 (Radyo) — İtal- yanın Harar müslümanları için orada bir üniversite açmağa karar verdiği Romadan bildi- nliyor, İtalya; birkaç sene - içinde Habeşistandan üç milyon as- ker toplıyabileceğini ümid et- mektedir. n Fransada Dört milyon radyo var.. Paris, 21 (Radyo) — Bu ay yapılan bir istatistiğe göre, bütün Fransada dört inilyon radyo makinesi vardır. Müstemlekelerde Fransız hava manevraları Paris, 21 (Radyo) — Ge- lecek ay, bütün Fransız müs- temlekelerinde büyük — hava manevraları olacaktır. Bu mü- nasebetle — muhtelif — Fransız tayyare filoları, Fransız müs- temlekelerine hareket etmek üzere bulunuyorlar. Tientsin - Ponkeo demiryolları özetinde, Japosları muvaltakı: yetsizliklere uğrattıkları teey- yüd eder gibi görünmektedir. öldürmek — kararı karşısında da ayni hisle hareket ediyor- lardı. Taskara Lidyayı kolları ile sardı, sımsıkı tuttu. Fakat Lidya da çok artmış bir kuv- vetle sadık hizmetçinin elin- den kurtulmak istiyor, Taska: ranın rasgele yerlerini ısırıyor, yüzünü, göğsünü tırnaklarile yırtıyordu. Bütün bu acılara rağmen sadık hizmetçi Lidya- yı kolları arasından bırakma- mişti. Lidya: — Beni bırak, ben artık ölmeliyim. Benim hayatta kal- mamdan size ne fayda var? Diye bağırdı. Bu korkunç boğuşma saat: lerce sürdü, nihayet Lidya bayıldı. Taskara, Lidyayı rahat bir — SONU VAR —