2 akkum bendeniz manevrada: Amıral Abidin Daverle Sadullahın — Başı 5 inci salııfedı — muhavere ve münakaşalar olu- Bugece, Süvarilerin, Süvarilerin. Da. Ne “da, Dal işte. — Ülen Mehmed, “da,, ne demek? Arapça mı bu kelime? — Sen anlamazsın, “da, yaz da. — Mehmed, camını sıkma, ülen ne dası bu? sı? — Da be “da, anlama- din mi?, — Ha, dur, dur... Hindi anladım. Süvarilerin da, de- ğil mi? — Ha.. Öyle. — Hay Allah cezanı versin çakal, ülen “süvarilerin, ayn, “da, ayrı söylenir mi?. — Söylenir ya, yaz be, Süvsrilerin “da, — yandan ta- aArrüuz etmeleri ve.. — Söyle alt tarafını. — Vece.. — Anladık ve... Sanra. — “Ve,, yi yazdın mı?. — Canım sen alt tarafını söyle. - — “ Ve .,'yi yazmazsan alt tarafı yok. Evvelâ “ve,, yi yaz bakayım. — Canimı sıkıyorsun Mzh- medi.. Sağ elinin parmaklarını aça- tak mikrofona doğru karışı salladı: — Nahi Dedi. — Ne nahı be? — Sana beş karış verdim, nah işte! — Görmüyorum ki, veri- yorsan senin olsun. — Tövbe yarabbi tövbe bu çocuk günaha sokacak beni. — “Ve,, yi yazdın mı. — Peki “ve, sonra alt ta- rafı.. — Sen birak alt tarafını evvalâ “ve,, yi yaz. Şoförlerin iddiası: Manevraların son günü deh- şetli yağmur yağdı. Seller taştı, dereler kabardı, birçok oto- ieobiller çamurlara saplandı. Menevra sahasından Germen: ciğe dönerken çok zahmet çektik. Neyse bata çıka yolda kal- madan gelebildik. Otomobiller sıralandı. Şoförler de oturdu- ğum küçük kahveye akın etti. Hemen ilk bahis yollarda çamurlara dairdi. Fakat mü- bahasenin başlamasile müna- kaşanın bir alev gibi harla- ması bir oldu. — Çamur dinlermiyim ben, bastım vitesi yallah. — E babam Ford, verdi- ğim para helâl olsun. Vallahi kuduz camuz gibi çekti. — Kızdırma beni, istersen şimdi iddiaya girerim. Haydi geriye dönelim bakalım, benim Şevrolemi senin Fordmu daha iyi çekiyor. Bir başkası: — Haydi be siz de.. Benim Oldsmobilin karşısına hiçbiri- niz çıkamazsınız. Köşede dinliyen ve Naş kullanan - sarışın şoför daya- namadı. Haykırdı: — Senin daha şoförlükten haberin bile yok. Bu yollarda mataraları “T-Oldamobil söker mi be ka kavan. — Ne dedin, şoförlükten benim haberim yok mu? Bak şu hergeleye, Kızdırma kalamı ha... — Kızarsan ne olur? Derken ikisi de ayağa kalk- tılar. E, ne olacak; dövüşecek- ler mi? Sustalı çakıları çıkarıp biribirlerine - saplıyacaklar mı bunlar? Durun yahul. Kayga ede. ceksiniz. Bu birşey değil am- ma, bizi de cürmümeşhud mahkemesine şahit diye sürük- lüyecekler. İşimiz var, manev- raya gideceğiz diye polis din- ler mi bizi? Bereket versin, bu sırada bir nefer koşarak geldi. — Haydi harcket, diye hay- kırdı da şoförler makinelerine koşuştular. Kavgayı yarıda hı- raktılar, yani gelecek celseye talik ettiler. Biz de şahitlikten kurtulduk, Çok şükür yarabbi. Ne olacak bu insanların hali, kimse kimseyi çekemiyor. Herkes - birbirini herkes karşısındakinin küllâ- hını kapmağa çalışıyor. Fotoğ- ralçılar, evvelâ sen çekeceksin, ben çekeceğim diye didinirler, muharrirler ben yazıyorum, ben - biliyorum, diye — kuru- lurlar. Naci Sadullahın amiral gibi itibar görmediğine cani sıkı- lıyor. İşte Amiralin suratı yine asık. Sordum: Üstad ne var yine? — Canım bu Son Postacı tuhaf çocuk, Ben arkadan gelirim dedi. Aydında kaldı, otomobili de alıkoydu. Galiba manevralar: geriden takib edi- yor. Düşündüm. Amirali haksız, Son Postacıyı haklı buldum. Öyle ya? Herkes enayi değil, bizim gibi cephelerin en ileri hatla- rına sokularak canını ne diye tehlikeye koysun. Ya maazallah serseri bir kuürşün gelir de "Tap...« diye insanın vücuduna bir saplanırsa? Fakat tehlike ne olursa ol- sun bizim çocukların gözü yılmıyor. Ha babam ha boyuna çalışıyorlar. Hele bizim Ana- dolunun ikinci foto muhabiri (muavin değil ha) Refik gibi bir poz çekmek için saatlerce uğraşmak, kan ter içinde kal- mak kolay mı? * .* Şen bir yüzbaşı yanıma yaklaştı. Zakkum oğlu hani senin maâncevra âlâtın, yok mu? Diye sordu. Birdenbire yüz- başının alayını anlıyamadım. Ben de sordum: — Ne âlâtı yüzbaşım? — Meselâ kırmızı mataran falan... — Ha bizim İstanbullu ar kadaşların mataraları m? — Evet, ne bahtiyar, ne mesud mataralar. Türkiyenin en meşhbur muharrirleri tara- fından taşınıyor. Doğrusu ma- taraların en talihlileri. Hele şu genç Muharririn matarası pek şık. — Hey oğlum Naci Sadul- lah! Bizim yüzbaşı galiba ga- zetecilerle alay ediyor. Bu, böyledir. Son Postanın hergün yazdığı gibi ister inan, ister inanma. Zakkumoğlu atlatmağa, - ANADOLU N. BORSA Müte zUm satışları Ç. Alıcı K. S. K 8. 843 İnhisar 12 25 25 457 Kurum 13 75 125 Jiro 13 75 16 50 45 A. Üzümcü 15 75 16 50 25 Ş. 2. Galip 18 — 18 25 H. Besim 16 50 16 50 21 Ş.Rıza — 16 16 18 Tevfik Diri 14 S0 16 50 12 S, Ergin 15 15 9 M. Hıfzı 13 SO 15 9 A. Maydo 15 — 1575 1589 106436 108025 İncir satışları Ç, Alıcı KiS KA 15518, | Rarp FAŞA el 124 D. Arditi PS eldü 108 H. Nazlı 10 13 50 34 B. S. Alan 5 15..5. 25 419 90217 90636 Piyasa fiatleri No. 7 1450 15 Kü 1525 15 5S0 ». a 1575 16525 b 1O 1725 18 & el 19 50 20 50 e dE 23 Ka Diş Tabibi Cevat Dağlı İkinci Beyler sokak No, 65 Telelon: 3055 B. Stoyadinoviç İngiltere kralı tarafından kabul edildi Londra, 15 (Radyo) — Yu- göoslavya Baş ve Dış Bakanı B. Milan Stoyadinoviç, bugün öğleden sonra kral Altıncı Jorj ve kraliçe Elizabet tara- fından Pukingam sarayında kabul edilmiş ve yemeğe alır konulmuştur. Yemekte, Bay Çemberlayn da vardı. B. Stoyadinoviç, saraydan çıktıktan sonra meçhul asker abidesine giderek çelenk koy- müş ve müteakıben Hariciye Nazırı B. Edeni ziyaret etmiş, Yugoslavyanın, İtalya ile ak» detiniş olduğu muahede hak- kında izahat vermiştir. B. Stoyadinoviç, öğleden sonra Başbakan B. Çember:- layn ile uzun müddet konüuş- muş ve gece; Yugoslavya se- farethanesinde şerefine tertib olunub başta Başvekil B. Çem- berlayn olduğu halde bütün İngiliz Nazırlarının davetli ol- duğu ziyafette hazır bulunduk- tan sonra gece Belgrada dön- mek üzere buradan hareket eylemiştir. Turgudluda Yeni bir mekteb Turgudlu, (Hususi) — Tur- gudlıg: yüzlerce — çocuğun mektebsiz kaldığını gören va- limiz B. Lütfi Kırdar, Hususi muhasebeden ayırttığı tahsi- satla Çınarlı mevkiinde 400 - 500 çocuğu istiab edecek gü- zel bir mekteb yaptırmıştır. Toşaatı birkaç güne kadar bitecek olan bu bilgi ocağı, Cumhuriyet bayramımızda me- rasimle açılacaktır. . Zayi 1341 senesinde Şehit Fet- hibey ilk okulundan aldığım şebadetnameyi zayi ettim ye- nisini - alacağımdan eskisinin hükmü olmadığını ilân ederim. Birinci - Aziziye tabak Ah- med sokak numara 58 İsmail Bedri Baykalmış Çin-Japon boğazlaşması kabil tayyare bom- bardımanlarışoluyor | Japonlar şimdiye kadar 3400 maktul düşmüş, 9200 kişi yaralanmıştır Japoan askerleri Şanghay kapılarında — Başı | inci sahifede — bulunan japon donanmasını bom- hardıman — etmişlerdir. Donanma, hep birden mukabele etmiştir. Bu , Şanghay afakı müdhiş bir ya içinde kalmiş, top — tarakale: tinden ortalık çınlamıştır. Japonların zayiatı Tokyö, 15 (Radyo) — Çin: japon muharebesinin buşlanıgıcından sat güne kadar japaaların 3400 muktul verdikleri — ve 9200 japoa neferinin de yaralaudığı tabukkuk etmiştir. Hastalık ve Kkendi ecellerile ölenler, bu yeküna dahil değildir. Nankin, 14 (A.A.) — Res- mi tebliğ: Şanghay cephesinde Japon kıt'aları ayın 11 inde duçar oldukları muvaffakıyetsizlikten sonra hiçbir taarruzda bulun- mamaktadır. Lotien Luiha mın- takasında da ancak ufak bir takım faaliyetler kaydedilmek- tedir. Japon kuvvetleri ihtimal takviye kuvvetleri beklemek- tedir. Sabah Japonlar, Çin ileri harekâtına mani olmak için Ventsaopan mıntakasını bombardıman etmişlerdir. Düşman Kazangda, kazandık- ları muvaflakıyetsizlikten son- ra Ventsaopang nehrinin ce- nub kısmında sedler kurmak- tadır. Japon tayyareleri sabah sistematik bir surette Sapoi şehrini bombardıman etmişler fakat kayde şayan askeri za- râarı mucib olmamıştır. Muha- rebe hattının gerisinde bulu- nan köyler de bombardımana tâbi tutulmuş ve birkaç sivi- lin ölümüne sebebiyet veril- miştir. Cephe tayyareleri, Tientsin- deki Japon Aaskeri mahalleri üzerinde uçmuşlar ve sürpriz halinde hücum ederek mühim hasaratı mucib olmuşlardır. Japon tayyarc karargâhları ile Kiangsunun şimalinde Liyen- yünkingde buluman Japon ge- mileri de bombardımana ma- ruz tutulmuştur. Japonların ka- yıpları mühimdir. Şanghay, 14(A.A.) — Şang- hayın Çinli mahallesi olan Chapeiin bombardımanı esna- sında bir Japon bombası, bey: nelinilel imitiyazlı bir mınta- kada bir taramvaya düşmüş- tür. Telef ve mecruh olanla- rın miktarı mühimdir, İmtiyazlı mıntakanin bütün sıhhiye — otomobilleri — vak'a mahalline gönderilmiştir. izahat vermiştir. Nankin, 14 (A.A.)— Çin tay- yareleri ilk defa olarak şimali şaki mıntakası üzerinden uç- müş ve Takou limanındaki Japon kamyonları ile mühim- mat depolarını bombardıman etmiştir. Chichiacoungun — ce- nubunda Hopei Honandan ayıran hüdud boyunca Çinli- Jerin yeni bir müdafaa hattı tesis etmekte oldukları da haber verilmektedir. Bu hattın inşasından mak- sad Japonların Sarı nehrin şimal sahiline doğru ilerleme- lerine mani olmaktadır. Japon propaganda heyetleri Tokyo, 15 (Radyo) — Bu- gün, Yokohamadan dört Japon komisyonu yola çıkmıştır. Bu komisyonlardan biri Amerika- ya ve üçü Avrupaya giderek, Japonyanın Çinde niçin harb ettiğini Avrupa efkârına anla- tacak ve Japonyanın aleyhin- deki propagandaları çürütmeğe çalışacaktır. Prens Si Sibu döndü Tokyo, 15 (Radyo) — Ja- ponya imparatorunun kardeşi Prens Si Sibu, bugün refikası Prenses Si Sibu ile birlikte Avrupadan dönmüş ve impa:- rator tarafından kabul edile- rek, Avrupa seyahati hakkında Puankare Abidesi dün merasimle açıldı Paris, 15 (Radyo) — Fram sız ricalinden sabık reisicum- hur müteveffa Reymon Puan- kare için yapılan abide, bu- gün büyük merasimle açıl- miıştir. B. Gabriyel Anato ile B. Madelen, birer söylev ver- mişler ve müteveffa Puanka- renin Fransaya yaptığı büyük hizmetlerden bahseylemiştir. Mıisır Yakında bir mühimmat fabrikası yapacak Kahire, 15 (Radyo) — Mısır bükümeti; beş yüz bin Mısır sarfetmek — suretile bir mühimmat fabrikası yapmağa karar vermiştir. Hükümet; Mı- sırda askerliğin mecburi olması için yakında bir kanun çıka. racaktır, , Tirası Germencik istasyo- nunda hummalı faaliyet Mareşalımız hususi ıronll_' Ankaraya döndüler Germencik, 15 (Manevraları — takib eden arkadaşımızdan) - Germencikteki İlkmekteb sar — lonunda geçid resminden evci verilen büyük ziyafetten sonra — manevralara gelen ecnebi dev- letler ataşemiliterlerile konsor loslarına' hatıra olmak — üzere Ankarada hazırlanan manevra madalyaları verilmiştir. Germencik, 15 (Manevraları takib eden arkadaşımızdan) — Germencik istasyonunda hum- malı bir faaliyet vardır. Mareşalımız Fevzi Çakmak, Genel kurmay asbaşkanı Ge- neral Asım ve Genel kurmay heyetile birlikte hususi trenle buradan — Ankaraya hareket etmişlerdir. Ordu komutanı Orgeneral İzzeddin Çalışlar da Erkâm- harbiyesile beraber İzmire ha- reket etmistir. Geçit resminde bulunmak üzere İzmirdeki ecnebi dev- letler konsolosları ve refikar larile birlikte buraya gelen | İzmir valisi B. Fazlı Güleç de konsoloslarla ve refikalarile İzmire dönmüştür. Devlet Demiryollarının Gar- bi Anadoludaki servisleri ma" nevra harekâtına iştirak etliği cihetle, Aydın - İzmir şimen- difer nakliyatında, bir harb zamanındaki - faaliyetin ayni müşahede edilmektedir. İstasyon memurları, ve bü: tün şimendifer mensupları, fev” kalâde zamanlara mahsus me* saj çerçevesi içinde çalışmak" tadırlar. Program mucibince bütün trenlerin hareketlerinde tam bir intizam temin edildiği göze çarpmakladır. Bu suretle: Devlet Demiryolları nakliyal! servisi de, Ege manevra'arında geçirdiği imtihanda tam mâ nasile muvaffak olmuştur. Yaşüzüm Sevkıyatı bitti, gelecek yıl| daha iyi işler olacak Üzüm Kurumu, iki gün evel Ayvalıktan Londraya gönde diği 20 bin tonluk bir pırd ile bu seneki yaşüzüm ıhmf tına son vermiştir. . Bu partinin üzümleri,Ko: bağlarından toplanmış ve def”| hal orada ambalaj yapılara kamyonlarla Ayvalığın Gömet | | iskelesine” indirilmiş, buradilili da vapura yükletilmiştir. Kozaktan Ayvalığa g çef | yol, köylülerin yardımile d zeltilmiş, bazı yerleri edilmiş ve kamyonlar, ? sarsılmadan mahsulü nakled? | bilmiştir. 4 Kurum, bu partide N bazı formüller de tecrübe €| miştir. Bu arada üzeri açf ambalâj sistemi de tatbik ed miştir. Son sevkıyattan alın? cak neticeye göre, gel sene en fazla muvaffakı elde edilen ambalâj üzerinde durulacaktır. 4 Üzümleri İngiltereye götü” mekte olan Felemenk bant rahı Erna vapuru, 12 gün Londraya varacaktır. A piyasalarında tanınmış İ nan Kozak üzümlerinin dra piyasasında da mazhar olacağı tahmin |* mektedir,