Uzak Şark vaziyeti herkesi duşunduruyor Japon harekâtının Avru- pada bıraktığı tesirler.. —— İngiltere ile Amerikanın Japonyaya karşı derhal bir boykot ve ambargo koymaları isteniyor. Japonyanın maruf Hariciye Nazırı Bay Hirota, Amerika: nın Tokyo sefiri Bay Greve 22 Eylül tarihli notasının ce- vabını vermiştir. Bu cevab, gene ayni dava- lar üzerine ve İngilterenin Çin sefirinin yaralanması münase- betile Büyük Britanyanın no- tasına verilen cevabtan başka birşey değildir. Japonya, Çin davasını ken di isteğine göre hallini karar- laştırmış ve söz dinliyecek bir balde değildir. Uluslar Sosye- tesi ise, Japonya için artık bir “biç,, ten ibarettir. Japonyanın bu surette kendi başına — hareketi, Avrupayı, bilhassa İngiltere ve Birleşik Amerikayı — endişeye düşür- mekten geri kalmamaktadır. Fransa ve Japonlarla birlik olmalarına rağmen - İtalya ve Almanya bile endişe hisset- mektedirler. Son haftaların Avrupa ve Amerikadaki siyasi havalarına bakılırsa, Uluslar Sosyetesin- den çekildiği zamandanberi Avrupa — işlerine — alâkasızlık gösteren Birleşik Amerikanın Japon işinde İngiltere ve Fran- sa ile mesai teşrikinde bulu- nacağı küvvetle tahmin edil- mektedir. Bu tahminin esaslarını şu suretle izah etmek ve göster- mek mümkündür: İngilterede —Lamor parti (işçi partisi) son bir toplantı- daki karar sureti şudur: Hükümetten: İngiliz tüccar, fabrikator ve ve maliyecilerinin Japonyaya harb levazımı satmamalarının ve para ikraz etmemelerinin temininin, Bütün devletlerin de bu şe- kilde hareketinin - temini için Uluslar sosyetesinde azami faaliyet sarfedilmesinin, Çin hükümetine sıhhi leva- zım ve ilâç hususunda azami kolaylık gösterilmesinin iste- nilmesine Ve milliyetperverlerle işçi- lerden Japonya aleyehine olan bu siyaseti takviye etmeleri- — hin istenilmesine karar veril- Mmiştir. a cUru TeT anTaNaS A dancu - Halkevi köşesi 1 — Halkevi yönkurulu, Dokuz Komitenin kendisine Kahsus bir gece yapmasına 'ar vermiştir. Yalnız aza- larına mahsus olan bu gece- lerden maksat, bütün Halkevi Mensublarının biribirlerile da- — ha yakından tanışmalarını te- Min etmektir. — , 2 — Evimizin Ar Komitesi, bu yıl da geçen yıl olduğu i şan ve keman kursları Açmağa karar vermiştir. Şan Ve keman dersi alacak olan 4 Yurddaşlarımızın Halkevine mü- Tacaat ederek kayıtlarının yap- riaa olunur. 3 — 15/10/937 tarihine te- y eden cuma günü saat İ. de yönkurul ve saat 16 da $ bll Tarih, Edebiyat Ko- İ umumi toplantısı vardır. ______—____—_______——____—.___—————_————————————_-————___—._— İ yi n Aynı zamanda İngilterede en nafiz ruhani reis olan Kanterburi başpapazı da “Ja- ponların Çindeki barbarca hareketlerini, — protesto faali- yetinin başında yer almıştır. Maruf profesör Keynes te, Japonyaya — iktisadi boykot ilânının gayri kabili - ictinab olduğunu iddiaya başlamış ve Taymis gazetesinde bu eko- nomist: “Birleşik Amerika ve İngil- terenin, —Uluslar sosyetesini teşkil eden diğer 23 devletin Japonya ile iktısadi münase- betleri katetmeleri artık bir vazife olmuştur demiştir.,, Niyüz Kronikl: *Japonyaya boykot hususun- da İngilterenin diğer devletleri hemen takib edeceğini resmen ilân etmelidir. Medeniyet ica- batı böyle olduğuna göre İn- giltere hatta bu hususta diğer devletleri beklememelidir., Liberâl Mancester - Gardi- yan: “Arzın en büyük altı dev- leti, İngılteve. Birleşik Amerika, Fransa, İtalya, Almanya ve Rusya Çin şehirlerinin - bom- bardımanı hasebile Japonyayı protesto etmişlerdir. Bu münferid protestoların müşterek hir protesto halini alması lâzımdır. Joponya bun- dan sonra vaziyetin - ciddiye- tini nazarı itibara alacaktır.,, demektedir. İngiltere ve Amerikada çok yüksek mevkii - olan — (Nev Statoman and Nation) büyük mecmuası meseleyi daha geniş bir şekilde tetkik etmekte ve: “Son altı senenin hazin tec- rübelerinden doğan fatalist haleti ruhiye Japonların Çin- deki teşebbüslerine son derece müsait bir vaziyet hazırlamıştır. Halbuki hakikatte Japonya- nın vaziyeti naziktir. Müşte- rek iktısadi bir tazyik ile chem- miyetli bir şekilde sarsılabilir. Esas itibarile çok mütevazı ve ehemmiyetsiz olan ihtiyat- larını 30 milyon insan ile mes- kün Mançurinin zabtı yolunda sarfetmiş bulunmaktadır. Eğer İngiltere ve Birleşik Amerika, otomobil, tayyare vesaire satmaktan imtina eder- lerse, bu mütecaviz memleket bunları başka yerden kolay- hıkla tedarik edemez. Almanya, Japonyanın askeri ihtiyaçlarını temine muktedir değildir. Çün-: kü ibtidai maddeler davası vardır. Japonyanın, “harbten - evel ]ıpoı ıul:uıleıl siperde bile ithalâtin ancak üçte ikisini karşılıyan ticari muvazenesi son altı ayda dehşetli bir açık göstermiştir. Mali vaziyeti de çok mühlüiktir ve fiatler ala- bildiğine yükselmiştir. Japonya ibtidai? maddeler ihtiyaçları için harice bilhassa İngiltere ve Birleşik Ameri- kaya muhtaçtır. Bu iki devlet Japonya ihracatın yüzde elli- sini almakta ve Japonya id- halâtının da yüzde 62 sini vermektedirler. Şu hakikatlere göre, bu iki devlet tarafından Japon mal- larına ilân edilecek bir boykot ve Japonyaya ihracat üzerine konacak bir ambargo, Japon- yayı meflüç bir hale sokar! Binaenaleyh, Japonyanın Çin üzerine olan haksız tecavüzünü durdurmak mümkün ve çok kolaydır.,, kanaatini ilân eyle- mektedir. Bir haftalık ihracat raporu Geçan bir hafta zarfında limanımızdan — ihraç edilen muhtelif mahsullerimiz hakkın- da bir rapor hazırlanmıştır. Bu raporda bir haftalık ihra- cat şöylece tesbit edilmektedir: 191,6 ton kumdarı, 112,7 ton nohut, 513,3 ton palamut, 125,4 ton palamut hulâsası, 105,4 ton miyankökü, 304,8 ton kepek, 90,6 ton kendirto- humu, 2632,5 ton arpa, 791,7 ton tütün, 84,5 ton badem, 66,5 ton yün, 16 ton hurda ip, 5 ton zımpara, 10 ton susam, 7,1 ton zeytinyağı, 5 ton deri, 4,6 ton demir, 21 ton kuru vişne, 1,7 ton fasul- ye, 2028,5 ton incir, 1244,5 ton üzüm, 568 kilo halı, 286 kilo ceviz, 3704 balya pamuk ve 4626 baş da öküz ihraç edilmiştir. Şild maçları 17/10/937 pazar günü Al- sancak stadında - şild finali Üçok - Yamanlar arasında ya- pılacaktır. Maçın orta hakemi: Alıın caktan Fehmi, maçın yan ha- kemleri: Baha Konoralp ve Ahmet Özgirgindir. Yapi geçen haftaki şild mü- sabakasında gayri nizam? oyun: cu oynatan Âteş takımı, lik heyetince hükmen mağlüp ad- dedilerek şild finalinin Üçok- Yamanlar arasında yapılma- sına kârar verilmiştir. Kendi kendime nasihatim Tokaza eyleme üleme sakın Dişini sıkı tut gevşetme sakın Sen kevdi hayrını kendinden bekle, Bağlama cansna hemdeme sakın Çile çek baş eğme şanın bu olsun Aldırma yalancı merbeme sakın Yüzüne gülene kapılma zinbar Bağlanma el öpen âdeme sakın İsıcır yaklaşma tehlikelidir Abdaldır kapılan gül feme sakın Hayat bir dolaptır darmadan döner Aldırma iyiye ve keme sakın Bugünün güzeli yarın çirkindir Süt verir zannetme, her meme sakın Sakın ey tetik dur, sakın ey gönül Benzetme tükrüğü şebneme sakın Sırrıni kulağa verme yanarsın Aldırış eden yok mahreme sakın Boşboğaz olandan vazgeçtim hatta Anlatma derdini ebkeme sakın Çimdiği kendine atmadan kalkıp Yanaşma âleme siteme sakın Çimdik Kış geldi Kış, adım adım, renk renk tabiatı istilâya başladı. Dün kafatasımızın — içinde bulgur kaynatan güneş, şimdi bulun- duğu yeri terkederek, çok uzaklara, gurbet illere göçmüş gibi, hayal meyal birşey oldu. Işıklarını kıstı ve gökyüzünün on dördüncü katına gidip oturdu. Rüzgâr, yavaş yavaş eski munis, tatlı hişiltisini biraktı. Şehrin, sokakların yüzü, ca- dılaşmağa yüz tutan acuze bir kaynana yüzü gibi, somurt- tu.. Yazın şiiri, yazın mavi denizi, yazın bağları, bahçe- leri, yaz mevsiminin sevdaları, şarkıları, herşeyi kayboldu. Düne kadar açık duran pencereler, kapılar yavaş ya- vaş kapanmaktadır. Kahkahalar derin köşelerde kaldı. Radyoların, kemanların, piyano ve udların, şarkıların sesini duyan kalmadı. Sonba- har değil, birdenbire - kış geldi. Beyazlar, kremler, griler ve açık olan herşey gitti. Koyu- lar, siyaha yakın olanlar sır- tımızı kaplamağa başladı. Bütün bunları hoş görmek mümküüdür amma, kapıyı ça- lan mevsim, daha birçok şey- ler, ihtiyaç namı altında, se- falet namı altında ne buldu ise toplayıp onları da getir- meğe koyuldu. Mamur olası hanelerdeki evlâdü ayal, yavaş yavaş ağzını açıyor: — Baba palto. — Ağabey ayakkabı.. Kocacığım manto.. Yani asıl büyük derd, kelli felli bir şekilde, karşımızda arzı endam etti. Kiremitler çatlamış, tavan- lar sızıyor, para ister.. Kömürlüğün simsiyah köşe- sinde tek bir marsık bile kal- mamış.. , Delik kunduraların altından giren su, çorabınızı bir tutkal gibi ayağınıza yapıştırdı. Diz boyu çamurlar bekliyor sizi.. Sular taşacak, lâğımların ko- kusu afakı saracak... Gümrük önünde yolcu aktarması yapa- cak olan hamalların sesi, şim- diden kulaklara gelmeğe baş- ladı. Kış geliyor, kış.. Yarın yıldız ve mehtap al- tında boöylüboyuna — uzanıp yatan fakir, şimdi virane kö- şelerinde zavallı başını soka- cak bir köşe arıyor.. Dondurma kutusuna benzi- Yeni Dünyanın marifetleri: j|Güzelleştirme müesse- seleri artmaktadır. Bu müesseselen:n 1936 senesin- deki iradı 7 dı 7 milyon dolardır.. Garip şey!. Güzel olmak için bağırmak lâzım! Güzellik kurslarında böyle bakışlar, böyle oturuşlar da tavsiye ediyorlar.. Amerikada güzellik mücsse- seleri alıp yürümüştür. Birçok mektebler, birçok konferanslar, birçok kurslar biribirine reka- bet etmekte ve bunlar arasın- da güzelleşmek için metodlar kuranlar da çıkmaktadır. Amerikanın güzellik - daha doğrusu — güzelleştirmek - mü- esseselerinin — büroşörleri de vardır ve cidden dikkate lâ- yıktırlar. Büroşörlerin bir kısmı müessese ve metodun reklâmı mahiyetindedir; fakat mühim bir kısmı kurslara, konferans- lara devam edemiyecek olan kadınlara mahsustur. Bu işe dair bir reklâmı nakledelim: Bu yeni kurslar sayesinde, yorulmadan en güzel şekilde yürümeği, güzel söz söylemeği ve ruhi incelikleri kolayca öğ- reneceksiniz. Bilhassa altıncı dersten 12 inci derse kadar olanlar güzel görüşmek için en müfid ve müessir ders- lerdir. Bu mektebler meselâ Ma- dam Rekamiye Saraberna gibi son asrın güzel kadınlarının güzellik sırlarını öğrenmektir. Bilhassa bu derslerin her biri 15 dolardır. Nevyork güzelleştirmek mü- esseselerinin 1936 senesinde iradı yedi milyon dolar, yani 182 milyon franktır. Bu mu- azzam para miktarı, bu mües- seselere rağbet gösteren kadın miktarının çokluğunu gösterir. Üsüllerden bir kısmını da yazalım: Bir metoda göre, güzel ol- mak istiyen bir kadın her sa- bah kâfi miktar bağırıp dur- malıdır. Maamafih, ayak ucu üzerinde sağa ve sola salla- narak yürümek de lâzımdır! Bunlara Mis Vilson metodu denilmektedir. Fakat Mis Vil- yen Karşıyaka - vapurlarında, gene çekeceğimiz var?. Oto- mobillerin — zifus yağmuruna hazırlanmak ta ayrı bahistir. Kışın mangal safası, kesta- ne patlatması, fincan oyunu güzeldir, derlerse inanmayın.. Kışın bize oynadığı oyun daha yamandır. Çimdik sonun rakiplerinden birisinin yani Mis Alma Arşere göre, güzelleştirmek için kadının çıp- lak vücudü üzerinde çalışmak lâzımdır. Bundan başka, muhabere ile güzelleşmek istiyen bir ka- dın burnunun şeklini bildirmek mecburiyetindedir: İri, yassı, Yunan biçimi, kavisli veya her- hangi şekilde bir buruna göre söz söylemek, gülmek ve hatta bakmak usülleri vardır. Bur- nun şekli elbise şekillerine bile müessir olurmuş! Dahası var: Güzelleşmek istiyen bir kadın uzun müd- det ayna karşısında yemek yiyecek, konuşacak, gülecek, düşünecektir. Ve bütün bu tecrübelerden kendisine en ziyade yaraşa- cak şekiller yaratacaktır! Nevyork ve civarında bu müesseselerle alâkadar yarım milyon kadın vardır; bunların yüzde sekseni kocasına hoş görünmek — veya... bir. koca bulmak kaygısile bu müesse- selere devam — etmektedirler. * *. Broşürlere gelince, filvaki bu broşürlerin mevzuu doğ- rudan — doğruya — yazdığımız metodların izahından ibarettir. Fakat resimlerile çok alâka bulmakta ve hatta erkekler tarafından da satın alınmakta- dırlar. Bunların fiatleri de ucuz değildir. 7-8 dolar! “Bir kadın kendisini nasıl sevdirebilir?., Adlı bir broşür pek çok satılmıştır. Ve — şöyle başla- maktadır: *Bir kadın niçin yaşar? Bir kadının yaşamasınının en başlı manası aşktır! Fakat erkekler, aşk hususunda kat'i derecede hodgâmdırlar; bu hodgâmlık karşısında, tedbir lâzımdır., .. Amerika kadınları neden cihan kadınlarından daha zi- yade güzelleşmek — hevesine kapılıyorlar? Amerika — kadınları - diğer kadınlardan çirkin midirler? — Lütfen çeviriniz —