Daus mektubu: ae AM L 2 Tüyleri ürperten feci bir cinayet /nsaata sür'atle de. A ,şe, âşıkı ile birlikte kocasını öldürmüş ve cesedini parçalıyarak ormana atmıştır ——— ; Davas, zabıtası, rengiz tüyler (Hususi) günlerdenberi esra- bir mahiyet taşıyan ürpertici bir cinayeti meydana ları yakalamağa muvaffak ol muştur. Cinayet şudur: Davasın Diriş köyünden Süleyman oğlu Mustafa, bun- dan on gün kadar evel bir- denbire ortadan kaybolmuş, Mustafanın genç karısı Ayşe zabıtaya müracaat ederek ko- casının tegâyyüp ettiğini bil- dirmiştir. Mustafa; günlerce her ta- rafta aranmış, fakat gittiği ve dolaştığı yerlerde — kendisini kimse görmemiş olduğundan, bu araştırmalar neticesiz kal- mıştır. Birkaç gün evel, Eskikale yolundaki orman - bekçisi yol kenarında ve ormanın içine doğru atılmış kanlı bir çuval görmüş derhal zabıtaya haber vermiş, çuval açılınca içinden Mustafanın parçalanmış cesedi çıkarılmıştır. Mustafanın bir cinayete kur- ban gittiği anlaşıldıktan sonra tahkikata başka cephelerden devam edilmiş, vaziyeti şüp- heli görülen Mustalanın genç karısı Ayşenin harekâtı üze- rinde durulmuş kısa bir müd- det zarfında esrar perdesi yır- tılarak, bu cinayeti Ayşe ile âşıkı Sakızcı Alinin işledikleri meydana çıkarılmıştır. Cinayet, Mustafanın kendi evinde işlenmiştir. Evinde öl- dürülen zavallı adamın cesedi sonradan parçalanarak çuvala yerleştirilmiş, Ayşe Ali tarafından ormana atıl- mıştır. Cinayetin şebebi de şudur: Ayşe, kocasının evde bu- lunmadığı bir sırada âşıkı Sakızcı Aliyi içeri almış, bir müddet sonra ise Mustafa, unuttuğu bir bıçağı almak Üzere eve dönmüştür. Ali ve Ayşe, bu beklenme- dik vaziyet karşısında şaşır- mışlar ve derhal - kararlarını vererek ellerinde birer bıçak olduğu halde Mustafanın üze- rine çullanmışlar, muhtelif yer- lerinden — yaralıyarak — öldür- müşlerdir. Katiller, cezalarını çekmek üzere adaletin pençesine tes- Him edilmişlerdir. ve âşıkı Davas | çıkarmış ve suçlü- | Yağmur yağdı, tütünler denkleniyor Davas, ( Hususi ) yağmurlar çok faydalı olmuş, müstahsili sevindirmiştir. Kazada tütün denkleme mahsulünün ameliyesi sona er“ miştir. Geçen senelerden çok | daha nefis olan bu yıl mah- sulü; fazla rağbet eksperler - tarafından nevi olarak ayrılmaktacır. Tü- görmekte, birinci | tüncüler, piyasanın açılmasını bcklun ktedirler. Üzü m Kurumu |İncir mübayeasına başladı Müşkül vaziyette bulunan incir müstahsiline yardım - et- mek ve son zamanlarda dur- gunluk gösteren incir piyasa- sında bir hareket temin etmek maksadile Üzüm Kurumunun incir mübayaasına başlıyaca- ğını dün yazmıştık. Üzüm Kurumu, satış koope- ratifleri — birliğinin Ortaklar, Germencik, Erbeyli, Karapınar Umurlu, Köşk ve Ödemiş şu- belerine dün, derhal mübayaatına başlanması hak- kında emir vermiştir. Mübayaat bugün başlıyacak ve kooperatiflerde orlak ol- mıyan müstahsillerin de mal- incir | ları satın alinacaktir. ÖOtomobil aksamı Hakkında bir tamim geldi Otomobil arabalarının üze- rindâ takılı olarak gelen tam- pon:ve' pört .| bağajlarla' sair alâtının ve yedek tekerleklerin gümrükten çıkarılırken tarife tatbikatında tereddüt hasıl ol- duğu ve muamelede ittıratsız- hk-bulunduğu anlaşılmıştır. Bu hususta Gümrük ve İn- hisarlar Vekâletinden gümrük Başmüdürlüğüne — gönderilen | bir tamimde, hangi parçaların otomobil aksamından sayıla- cağı ve diğer parçaların hangi tarifelere tatbik edileceği ayrı ayrı izah olunmakta, bu tami- me göre hareket edilmesi bil- dirilmektedir. * B. Stoyadinoviç Londraya vardı Londra, 14 (Radyo) — Yu- göslavya Başbakanı B. Stoya- dinoviç, bugün buraya gelmiş ve karşılanmıştır. B. Stoya- dinoviç, İngiltere Başbakanı R. Çemberlaynla konuşacak Gizli Cihangir —4 Borisin hali bilbassa nazarı dikkati celbediyordu. Boris: — Noktai — nazarınız. çok mühim ve kayde değerdir. Maamafih size bazı — şeyler söylemek, biraz nasihatta bu- lunmak istiyorum. Bilmem ki, kabul edecek misiniz? Dedi. — Çok rica ederim, ben sizin her fikrinizi kabule ha- zarım! — Pek âlâ.. Evvelâ size şu teklifim var: Bu eserin tamam- lanması için beraber çalışa- hm mı? — Benimle teşriki mesainiz Nakleden: F.ğemseddîn Benlioğlu benim için büyük bir şeteltie. — Teşekkür ederim, işe | başlıyalım şu halde: İki fen adamı, karşı karşıya oturdular ve mesele üzerinde münakaşaya — başladılar. Ve meselenin — bütün — safhaları | üzerinde tam bir fikir muta- bakatine malik — olduklarını «biraz da hayretle- gördüler. Fakat mesailerine © kadar | daldılar ki, ancak — Lidya yanlarına geldiği vakit, zama- nın geçmiş olduğunu fark edebildiler. Lidya, — kapıda biraz durdu, bu iki ilim ada- mına baktı. Bunlardaki - ilim, | edilmektedir. ANADOLU” C Pa aa — programı el öİç vam ediliyor Vil 937 zenesi " yol inşaat programının tatbikatı yakında sona erecektir. Çatal- in | Bayındır arasında inşa edile- | cek yol 74000 liraya, Ödemiş - - Soön | Çatal arasında yapılacak yol 15000 liraya çıkacaktır. Bu yolların inşaatı ayın. 25 ve 28 inci günlerinde Vilâyet daimi encüminince müteah- hitlerine ihale edilecektir. Gül bahçe - Karaburun yolu inşa- atı istikşaflara — devam Bu yol da, bu- sene içinde inşa olunacaktır. Menemen - Muradiye ve Di- kili - Ayvalık yollarının inşaatı yakında sona erecektir. Me- nemen - Muradiye yolu, İzmiri Manisaya en kısa yoldan bağ- hyacaktır. Değirmendere büyük beton- arme köprüsünün inşaatı da yakında sona erecektir. l1l Yaşında bir çocuk Üç gündenberi orta- dan kaybolmuştur.. Tilkilik mahallesinde Sadul- lah sokağında 20 — numaralı evde oturan Bay Hüseyiniti 11 yaşındaki oğlu Nejat, üç gündenberi ortadan kaybol- muştur. — İlkmektep — tulebesi olan Nejadın ne olduğu ve nereye gittiği anlaşılamamıştır. Zabıtaya da malümat veril- miştir. Çocuğun her tarafta aranmasına başlanmıştır. B. Halil yakında şehrimize geliyor Yeni orman kanununun tat- biki münasebetile cenub vilâ- yetlerimizde tetkik seyahatine çıkan orman umuüm müdür muavini B. Halil Ergud, ya- kında şehrimize gelecektir. B. Halil Ergud, Konya, Adana, Mersin, Antalya, Bur- duür, İsparta, Denizli, Aydın ve Muğla vilâyetlerinde tetki- kat yapmış ve bu vilâyetlerin mahalli odun, kömür, kereste ihtiyaçlarının man idaresince alınacak ted- birleri tesbit eylemiştir. Bura- da da ayni işlerle. meşgul olacaktır. Napolide Benzin yüklü bir vapur ateş aldı.. Napoli, 14 (Radyo) — Bu- gün, benzin yüklü bir vapurda yangın çıkmış ve vapur, der- için temini için or- | ve yarın Belgrada dönecektir. ! hal şehir dışına çektirilmiştir. aa | araştırma aşkı sönmek bilmi- yen bir aşktı. Lidya geldiğini hissettirmeden iki alimin tet- kik ettiği mevzua baktı. Ve biraz can sıkıntısı ile: — Ne ile — meşgulsünüz, böyle? Diye sordu. İşte bu zaman, iki alim, Lidyanın geldiğini ve vaktin de pek - ilerlediğini bissede- bilmiş idiler. Boris: — Fenni bir mesele üze- rinde biraz tetkikatta bulunu- yorduk! Dedi. — Fakat... Sizde, yapan insanlara mahsus hal hissediyorum. fenalık bir — Çok yorulduk, çok dal: | dik ta ondan!. f dolayı affınızı çok rica — Demek ki, burada bir Ü .,.n..nEMELERDE Ağırcezada bir kız kaçırma davası Kızcağızı üstü, başı kan içinde bağ kulesine Seydiköyünde Nazike is- minde bir; kızı 'zorla kaçırma meselesitde bildiklerini gizli- yerek yalan yere - şahitlik et- mekle maznun Kâmilin muha- kemesine dün şehrimiz ağır- ceza mahkemesinde başlan- mıştır. Kaçırılan kız yağmurlu bir havada Kâmilin bağ kule- sine götürülmüş ve orada bıra: kılmıştı. Nazikeyi, kuleye gö- türenler onu zorla kaçırıp kir- letenlerdi. Kâmil, mahkemede bildik- lerini söylemediğinden ağırce za mahkeme heyetince tevkif edilmiş ve hapishaneye gön- derilmişti. Dünkü muhakeme celsesinde maznun Kâmil, bil- diklerini dosdoğru anlatmış ve: — Evet, kızı kaçıranlar, geceleyin benim bağ kule- sine getirdiler. Kapıyı çaldılar. O sırada — yağmur yağıyı du. Kızın üstü, başı kan için- de idi. Başında örtü bile yoktu ve ayakları çıplaktı. Nazikeyi, kuleye getirenler: götürmüşler — Bunu al, barınsın. Dediler. Ben de kızın hali- ne acıdım ve kızi evime al- dım. Demiştir. Şahid Hasan dinlendi, Avu- kat B. Vehbinin yazıhanesin- de Kâmili gördüğü ve Kâmil orada başından geçen vak'ayı anlattığını söylemiş ve demiş- tir ki Gece - kuleye Nazikeyi üstü başı kan içinde ve yalın- ayak getirdiklerini, kuleye ka bul ettiğini Kâmil benim ya- nımda söyledi, hatta: — Bunların yaptıklarını gâ- vur bile yapmaz. Dedi. Gene Hasan adını taşıyan diğer bir şahidde bir gün Seydiköyde yolda rastladığı Kâmilin, vak'a hakkında ken- disine yukarıda yazıldığı şe- kilde izahat verdiğini söyledi. Şahid Kâzım da bu şekilde ifade verdi. Kâmil, ilk celsede gizlediği bu malümatı mah- kemede açıkça anlatmış ve hakikate dönmüş olduğundan mahkemece serbest - bırakıl- masına karar verilmiştir. Eczacı B. Julyen mahkemeye verildi Pazar günleri dükkân açmak için ruhsatname almak lâzımdır Dün Birinci Sulhceza mah- kemesinde şayanı dikkat bir belediye davasının duruşma- sına başlanmıştır. Bu davanın mevzuu; hafta tatiline aittir. Ve hâdise de şudur: Alsancakta Mesudiye — cad- desinde B. Julyenin bir ecza- nesi vardır. Geçenlerde, bele- diye memurları gelerek, Pazar günü açık bulunan bu eczane için bir zabıt varakası tanzim etmişlerdir. Eczane sahibi; gerek Sıhhat Vekâletinin, gerek İzmir Sıh- hat müdüriyetinin emirlerile, eczanelerin Pazar günleri de açık bulunabileceklerini, ken- disinin ve hatta İzmirdeki bü- tün eczahane sahiblerinin bu emre riayet ederek Pazar gün- leri — eczanelerini — açtıkları ve mes'ul olamıyacağını söy- lemiş ise de dinletememiştir. Aradan bir hafta geçmiş, tekrar memurlar gelerek bir daha zabıt varakası tanzim etmişlerdir. başkasının mevcud olduğunu unuttunuz. Ne iyi yer burası doğrusul, Boris, ben seni sa- atlerce bekledim. Hani gez- meğe gidecektik. — Lidya.. Affet... Fakat şu anda tetkik ettizim meseleyi yarıda bırakarak kalkamıya- cağım. Lidya bu son karara âdeta kızdı: — Pek âlâ, dedi. Ben de gezmeğe yalnız çıkarım! Dedi, ve az beride sakit ve ciddi bir tavırla durmakta olan profesör Roza bir göz attı ve: — Sizi rahatsız ettiğimden ede- rim. seri terk Diye ilâve etti ve adımlarla — lâboratuvarı etti. Suçlu; biribirini takib eden bu zabıt varakaları üzerine bizzarur belediyeye müracaat ederek on lira ruhsatiye harcı vermiştir. Julyen suçlu olarak mahke- meye celbedilmiştir. İşin şa- yanı dikat olan ciheti bundan | sonra başlamaktadır. Zabıt varakalarından birisi, İkinci Sulhcezaya tevdi edil- miş 1774 numaraya kaydolu- narak bundan on beş gün evel durüuşması - yapılmış ve suçlunun ibraz ettiği 32-mak- buz ve 132 yevmiye numaralı ve 1-6-937 den - 1-5-938 ga- yesine kadar muteber olmak üzere on beş lira vermiş ol- duğu ve bu süretle ruhsatiye harcını — ödediği anlaşılarak suçlunun berâaetine karar ve- rilmiştir. Zabıt varakalarından birisi de, Birinci - Sulhcezaya tevdi Boris, profesör Roza: — Bu kadınlat ne acayib tiplerdir, böyle, dedi. Bir er- keğin kendilerinden başka bir şeyle alâkasını istemezler! — Bilhassa fenne karşı hu- sumetleri vardır. — Evet. Ve, iki alim yeniden tetki- kata başladılar. » w* Lidya, lâboratuvardan çık- tığı vakit çok asabi ve heye- canlı idi. Epeyce ilerledikten sonra, Vaziyeli kendi kendine tetkik etti; ihmal edildiğine hükmedince büsbütün asabi- leşti ve önündeki ormana doğ- ru ilerledi, ihtiyarsız bir halde ormana daldı. Her yer gözüne karanlık görünüyor, herkese karşı derin bir nefret hisse- Yeni neşriyat: Mer'i ve mülga kanunlar | kılavuzu Şimdiye kadar intişar eden fihristleri; — hükümleri yaşıyan ve hükümleri ortadan kalkan kanunları ayırd etmek* sizin sadece kolay aranıp bu. lunmasını istihdaf etmekte idi- ler. Binlerce kanun içerisinde mülga ve mer'i olanların he men bulunmasına yarıyacak mer'i ve mülga kanunlar kıla- vuzu bugün intişar etmiş bu" lunmaktadır. Eseri, Dahiliye Vekâleti hu: kuk müşavir muavini Osman Sabri Adalı ve muavini İzzet Örs hazırlamıştır. 350 sahifeyi mütecaviz olan eserde. Büyük Millet Meclisinin tesisi zama- nından beşinci intihap devresi nibayetine kadar intişer etmiğ 3265 kanundan hükümleri ya- şıyan ve hükümleri ortadan kalkmış olanlar tetkik edil- miştir. Yedi gruba ayrılmış ve uzun süren bir çalışmanın eseri ol- duğu aşikâr olan bu eser, bü:- yük bir boşluğu doldurmakta, hakiki bir ihtiyaca cevab ver: mektedir. Her memur kanunların tat: bikatı esnasında herhangi bir rehbere ihtiyaç hissedecekler” dir. Eseri hazırlıyanları tebrik ve her memurun bu eserden bir tane elde etmelerini tav- siye ederiz. İstanbulda Türkiye matbaasında bastırılan bu eser İzmir kitapçılarına da gelmiş bulunmaktadır. ğ edilerek 1663 numaraya kay” dedilmiş ve dün duruşmasi yapılmıştır. Suçlu — Jülyen, müdafasın! yapmış ve ikinci ceza mahke- mesinde beraet kararı aldığı: ni ve bir senelik ruhsatiye harcını verdiğini ve bunlarâ rağmen, eczanelerin ruhsatiye harcı vermeksizin, Pazar gün* leri behemehal açılacağının Vekâletten ve müdüriyetten bildirilmiş olduğunu iddia et- miştir. B. Julyen bu müdafar asına ilâveten: — Biz eczacılar, iki arad& bir derede kalanlara benzedik Ceozaya çarpılmamak için ec zanelerimizi kapadıyoruz, bü defa sıhhiye müdüriyetinin ita” bına uğruyor ve zorla eczant” lerimizi açıyoruz. Belediyeye fazla olarak pâ&” ra verib ruhsatiye alıyoruz: inadına olarak mahkemeler€ veriliyoruz. Bu işi biz de an hıyamadık. Gitti.. Demişt Keyfiyetin Sıhhiye müdüri” yetinden ve ayrıca belediyt riyasetinden sorulmasına karâf verilerek muhakeme başka bif kanun güne talik edilmiştir. 4 diyordu. Küçük fidanları ayak” larile eziyor, elme geçen güz' çiçekleri merhametsizce parçi” liyordu. Bir an için bu iki adat' kendisine bu kadar bağlıyaf bu İlâboratuvardan uzaklardı mümkün olduğu kadar uzağt kaçmak istedi. Bir an için d€ bu lâboratuvarı imba — etmeğ' düşündü. Saatlerce yürüdü, saatlert? düşündü. Lidyanın kafası ı&i"' de bir volkan vardı; bu, pf? lamak, bir feveran yeri bul mak istiyordu. Nihayet dönmeğe — karö” verdi, artık gece başlamışt" Lidya, Boris ve Roz al yemeğini a, fakat $0" ğuk bir hava içinde yedılt' , — SONU VAR ”