Delikaniı kapaktan çıkınca kendini bir genç kızın odasında buldu. Delikanlı hâlâ ona bakı- | yordu: Genç kızın çehresinde, göz- lerinde ancak Çingene dilber- lerinde bulunan müthiş bir füsun ve sihir vardı. Vücudü- nün bütün kıvraklığı ve hari- kulâde inceliği de esasen bu- nu gösteriyordu. En taş ve duygusuz bir kal- bin, bu gözler karşısında tit- reyib sarsılmamasına imkân yoktu. Elini delikanlının omu- zuna vurdu: — Merakını tatmin ettin delikanlı.. Fakat bütün bun- ları bir daha kimseye açamı- yacaksın, burada benim elim- de mahküm kalacaksın. Ve bunu söyler söylemez iki adım geriye çekildi. Deli- kanlı vaziyeti kavrıyamadan ayağının altındaki tabanın, üs- tündeki dört köşeli küçük halı ile beraber süratle aşağıya doğru kaydığını ve kendisinin de o parça üstünde bir ka- ranlık içinde kaybolub gitti- gini anladı.. Bu, bir nevi asan- sördü.. En son durduğu nok- tada birdenbire yerinden sıç: radı ve kılıcını çekti: — Hay Allah belâsını ver- sin bel. Ne pis, ne berbad şehirdir bal. Gizli yollar, do- laplar, dalavereler ve bin çe- şit marilet.. Dört köşeli bir oda içinde idi.. Burası pek fena da gö- zükmüyordu. Sağ tarafta bir demir kapı vardı. Yaklaştı, açmak istedi, nafile.. Odanın bir köşesinde adeta baca gibi dimdik, yukarı doğ- ru uzayıb giden başka bir yol vardı. Oraya yanaştı. İçerisi gözükmiyordu. Bu bacadan çıkabilirdi. Fakat nereyel, Vakit geciktirmeden duvara tutundu ve tırmanmağa baş- ladı.. Biraz sonr& karanlığa dal- mıştı. Ansızın, bu ne - olduğu belirsiz yolun sağa saptığını anladı. Artık tırmanmak değil, yarı sürünerek gitmek İâzımdı. — Tuh, lânet olsun! -dedi- bu nasıl şeyl.. Ne kadar ve ne istikamette gittiğini bir türlü anlıyamıyor- du. Bir iki dönemeçten daha, bir defasında sağa, bir defa- sında sola kıvrildi. Mutlaka bir sarayın duvarlarının içinde idi. Birdenbire gene inmeğe başladı.. Fakat bu inişi çok az sürdü.. Ansızın sağ tara- fında hafif ve zayıf bir ışık süzülüşü görür gibi oldu. Bu- rada bir kapak vardı. Gözle- e.i çıktı. Kapak sessizce indi. O, bir şöminenin yan tarafından çıkagelmişti. Ve kapak, duva- rın renginde, hiç bellisiz bir şeydi. Şimdi ne yapacaktı? Verdiği kârar şu oldu: Kapıyı açıb savuşmak.. Kı- lıcını çekti. Çünkü kapıdan çıktıktan sonra bu meçhul sa- rayın uşakları ile karşılaşması ihtimali pek fazla idi. Ayak ucuna basarak yürürken, bir- denbire masanın üstündeki büyük ve muhteşem bir ger- danlığa gözü ilişti, durakladı. Bir merak sevkile konsola yak- laşıb bu muşa'şa, üstü iri el- maslarla örülmüş parçayı alır almaz, sapsarı - kesildi. Yut- kundu. Gözleri bir tuhaf oldu. Ona tekrar baktı: — Evet, ol... Annemin ger- danlığı.. İşte, üstündeki harf- ler bile değişmemiş.. Her taralı titriyordu. Birdenbire kanı, beynine hücum etti: — Demek ki ev, annemi öldüren Venedik kumandanı ile alâkadar bir evdir.. Allahım, sen ne büyüksün? Mücazat gününe beni ne kadar çabuk yaklaştırdın!.. Zavallı anneciğim, işte etti- ğim intikam yemininin günleri geldi.. Delikanlı, gerdanlığı eline alarak karyolaya doğru yürü- dü. Genç, ve meçhul kız, kar- yolasında hafıf bir hareket yaptı.. Onun yüzünü göremi- yordu. Fakat güzel olduğu muhakkaktı. Beyaz, güzel el- leri ile yüzünü örtmüş, tatlı tatlı uyuyordu. Biraz durdu.. Odada bir yabancının mevcudiyeti, genç kızı bu derin uykusunda ha- berdar etmiş olacaktı ki, bir defa daha kımıldadı. Sonra yüzünü — delikanlının — olduğu tarafa çevirdi. — Aman Allahıml. Ben rüya mi görüyorum?.. Delir- dim mi yoksal. Gözlerini oğuşturdu, tekrar baktı: — Ol... Ol... Sevdiğim kı- zın evinin içinde, onun karşı- sında, hatta karyolasının di- binde — bulunuyorum... Fakat onun, annemi öldürenlerle alâ- kası mı var kil... O takdirde Ne yapacağım?. Aşkla yemin ve intıkam arasında çıldırma- mak mümkün müdür? Genç kız, son bir hareket yaptı ve gözlerini açar açmaz, korku ve dehşetle doğruldu: rini aralığa dayadı: — Mükellef bir oda! Diye mırıldandı ve kapağı bir iki defa kımıldattı. Kapak, onu çok uğraştırmadan açılı- verdi ve delikanlı, başını çı- kararak etrafına baktı. Kenar- da muhteşem denebilecek bir karyola vardı ve onun üstünde genç bir kadın veya kız yatı- yordu. Sarı, sık dalgalı saç- ları, bir ipek yığını halinde yastığı doldurmuştu. Arkası, beline kadar çıplaktı. Duvar- larda, büyük tablolar gözükü- yordu. Delikanlı, hiç bir. çı- tırtı bile yapmadan yerinden Yazan: M. Ayhan ah Karşısında eli kılıçlı, meç: hul bir delikanlı kendisine bakıyordu: — Susunuz, tek kelime söy- lemeyiniz! Kız, vücudünün çıplaklığını örtmiye çalışıyor ve ona ba- kıyordu: — Fakat... — Susunuz diyorum, susu- NUZ... (Şonu var) BORSA VAA L RATLERS FOK Üzüm satışları Ç. Alıcı W S. KS 847 Ü. Kurumu 14 21 25 627 İnhisarlar — 12 16 25 174 Esnaf Ban. 16 50 17 75 143 $Ş. Remzi 15 16 75 101 Y. İ. Talât 15 5S0 16 82 Paterson — 15 16 625 80 A. H.Nazlı 13 16 48 L. Galemidi 16 17 5$0 45 M. J. Tara. 17 50 22 50 23 D. Arditi 16 25 17 S0 21 J. Kohen 16 16 50 14 Şınlak oğlu 16 50 17 50 10 A. Maydo 14 16 50 5 Ş. Erkin —17 u7 2220 75319,5 11539,5 İncir satışları Ç. Alıcı KS KS 2011 A, H. Nazlı 6 14 1060 Tütsü ile t. 5 50 13 565 Ş. Remzi T Ö N 304 M. Cevdet 675 725 210 İzzi ve Ali 8 * — 12 50) 163 B. Alazraki 8375 12 50 145 Ş. RezaH. 6 14 50 137 H. Şeşbeş 7 50 13 50 135 Benmayor 725 775 $8 S. Beyazıt 11 50 13 49 F. Solari 1i 13 50 27 M. J. Tara. 6 S0 6 50 DA 1 Tikel O 9 19 D. Arditi 625 675 15 A. Muhtar 13 13 4922 69332 74254 Zahire satışları Ç. Cinsi KS . B 2280 Buğday — 5 375 6 7 Nohut $ 75 736 Kılo T. B. içi 83 9777 ,, Yün 78 79 272 B. Pamuk 40 75 42 S0 35000 Kilo P. çekir. 2 80 Piyasa fiatleri No. 7 1425 1475 K AL S 15 15 50 KDA 16 16 50 AM 17 75 18 50 Boi 20 21 00 Ki . 23 İzmir gümrük muhafaza tabu- * ru satın alma komisyonundan: 1 — İzmir gümrük muhalaza taburu ihtiyacı için kapalı zarfla eksiltmeye konulan ve 20-9-937 pazartesi günü saat 16 df ıı_ıüıııkımı yapılan 89034 kilo una verilen fiat bahalı ğö- rüldüğünden 2490 sayılı kanunun 40 ıncı maddesine göre bir ay içinde intaç edilmek üzere pazarlığa dökülmüş ve ihalesi 11-10-937 pazartesi günü saat 15 de İzmir Alsancak birinci kordon 364 sayıda tabur satın alma komisyonunda yapılacaktır. 2 — Şartnamesi her gün komisyonda görülebilir. Muham- men tutar 11129 lira 25 kuruş olup muvakkat teminatı 835 liradır. 3 — İsteklilerin 2490 sayılı kanunun 2 inci ve 3 üncü mad- delerinde ve şartnamesinde yazılı vesikalarla teminat makbuz veya banka mektuplarile birlikte ihale saatinde 3350 müracaatleri. komisyona e A SŞ YA u DU - FANADOLU v OÇ Almanya-İtal »a |B. Mussolini, dün Aıman' Fransız ordusu hal ca bir söylev verdi — Başı | inci sahifede — Ajansı bildiriyor: 28 eylül günü resmen milli bayram mahiyetini almıştır. Bugün bütün (fabrikalar tatildir. Bütün mağarzalar kapalıdır, Düçe bugün İtalyan büyük el çisini ve faşizm evini siyaret ode- cek ve ormanda Karinhali villâ- sında Cenoral Göringin misefiri olacaktır. Öğleden sonra Mayıs sabasında muazzam bir tezahür — vukua gele- cek ve bu Duçemin Almanyayı ri. yüretinin tetevvücünü ve mühim saatini teşkil oeyliyecektir. Sahayı dolduracak olan yüz binlerce kişi buzurunda Duüçe ve Führer söz alacaklar ve çok mühim birer nu. tuk söyliyeceklerdir. Berliu, 28 - (AA.) — İtalyan mahfellerinde — söylendiğine göre, Mussolininin Krop fabrikalarımı ziyaretinin sebeblerinden biri bu fabrikaların — halihezırda — bilhassa 240 lık toplar için İtalyaa bahri- yesinin siparişlerini kabul etmekte olduklarıdır. Berlin, 28 (Radyo) — İtalya Başbakanı B. Mussolini, bu sabah, askeri müzesini ziyaret etmiş ve müteakıben, Pozdam sarayına giderek, Büyük Fre- driğin mezarına çelenk koy- muştur. B. Mussolini, öğle üzeri General Göringin — villâsına gitmiş ve öğle yemeğini yi- dikten sonra, B. Hitlerin ika: metgâhına gitmiş, B. Hitlerle birlikte oradan stadyomu zi- yaret etmiştir. Stadyomda, yüz binlerce halk önünde Almanca bir söylev veren B. Mussolini ez- cümle demiştir ki: — Almanyaya gelişim, siyasi değildirr. Almanyadan sonra başka bir yere 'gitmek - için hiç bir şey düşünmedim. Al- manyayı, yalnız - İtalya hükü- meti reisi sıfatile değil, ayni zamanda bir inkılâp lideri sıfatile ziyaret ediyorum. İtalya ve Almanya inkılâp- ları, ayni maksat için vuku- bulmuştur. Seyahatimin, sulha mı'yoksa harbemi işaret ettiğini anla- mak istiyorlar. Hitlerle bera- ber bir ağızdan sulh istediği- mizi ve sulh için çalıştığımızı haykırıyoruz. Son on beş sene, faşizmin fiziyonomisini tamamen değiş- tirmiştir. Ayni halin, Almanyada da vukubulduğunu ve Alman mil- letinin, yeni bir hayata kavuş- tuğunu görüyorum. Bunu Al- manyadan esasen bekliyordum. Alman milleti, yarınki Av- rupa için mağrur olabilir. Devletlerin hayatı, daimi tahavvülâta tâbidir. İtalya ile Almanyada vuku- bulan inkılâpların mahiyeti an- laşılmış - olsaydı, çoktanberi vuküu arzu edilmiyen birçok hâdisatın önüne geçilmiş bü- lunacaktı. Faşizm ile Nasyonal Sos- yalizmin müşterek bir düşmanı vardır. Bu düşman, Bolşevik- liktir. Bu düşmana karşı ko- yabilmek için, yaşamak - isti- yen milletlerimize güveniyoruz. İtalya, Almanya ile birlikte bir yol takib; ediyorlar. Bu yol, yaşamak için daima kuv- vetli ve silâhli bulunmaktır. İtalya, 52 ,devletin zecri tedbirlerile karşılaştığı zaman, kendi kudretine dayanarak, mukabil tedbirler almış ve yaşamağa lâyık olduğunu isbat İtalya için tatbik olunan zecri tedbirlere Almanya işti- rak etmemekle İtalyaya olan bağlılığını göstermiştir. Bunu, hiç bir zaman onutmiyacağız. Ne İtalyada ve ne Alman- yada diktatörlük vardır. Yal- nız, halk için çalışan ve halka dayanan teşkilât vardır. Bu- gün, dünyada mevcud en hakiki ve en büyük demok- rasi, İtalya ve Almanyada ca- ri olan demokrasidir. Bu iki memlekette, hiçbir kuvvet, devletin politikasına tesir ede- mez. Bolşevikliğe karşı olan düş- manlığımız, milletlerimizin ru- hundan doğmuştur. Bu rejim, bizde tecrübe edilmiştir. Bunun içindir ki, İtalya, bol- şevikliğe icab ederse silâh ta kullanabilir. Nasıl ki, her tek- like zuhurunda müdafaa için silâha sarılmak zaruridir. İspanyaya yardım etmekli- gimiz de, medeniyeti bolşevi- zimden kurtarmak — istediği- mizdendir. Arkadaşlar, harice — karşı faşizm propagandası — yapmı- yoruz. Bununla beraber açıkça haber vereyim ki, yarınki Av- rupa, faşizm olmağa mecbur- dur. Bunu hâdisat isbat ede- cektir. Lideriniz, üçüncü AL manyayı yaratmış ve şimdiki devletinizi, hatırı - sayılabilir muazzam bir kuvvet haline koymuştur. Bugünkü Avrupanın, haki- kati görmek için ne zaman uyanacağını tayin edemem. Zira dahili bir harb çıkarmak için karanlık emeller peşinde koşan âmiller vardır. Bununla beraber, İtalya ve Almanya, yüz on beş milyonluk bir kütle ile her tehlikeyi karşı- lamağa hazırdır., B. Mussoliniden sonra söz alan B. Hitler, bugünün tarihi bir mahiyeti haiz olduğunu söylemiş, B. — Mussolininin, başlıbaşına bir itarih olduğu- nu beyan ettikten sonra, mu- maileyhin — şahsında İtalyan milletini selâmladığını ve B. Mussolininin, iki millete ter- cüman olduğunu ilâve eyle- miştir. Çin-Japon harbi — Başı I| inci sahifede — lerinden çıkarmak için Şanghayda bir taarruz hazırlamışlardır. Edvang — cephesinde de yeni toarruza geçen japon kıtantı, Çin kuvvetlerini ricate mecbur etmiş. lerdir. Şanghay, 28 |Fadyo) — Ko- lera, şiddetle devam — etmektedir. Bugün, üçyüz musab kaydedilmiştir. Şangbay, 28 (Radyo) — Rus- yanın Nankin sefiri, #nsızın tay- yareye binmiş ve Moskovaya hare- ket etmiştir. japon Ajansı, sefirin seyaha- tini manidar görmekte, Tokyodaki Rus ateşemiliterinin de Moskovyaya gitmek üzere olduğunu bildirmek- tedir. Metaksas Ankarada mühim görü,me- lerde bulunacaktır Atina, 28 (A.A.) — Res- men bildirildiğine göre, Baş- vekil B. Metaksas Makedon- yada yapılacak sonbahar ma- nevralarından sonra Ankarayı Ziyaret edecek ve orada cum- huriyet hükümeti ile beynel- milel siyaset ve Balkan me- seleleri üzerinde mühim gö- rüşmelerde bulunacaktır. A Lord Belisa —a aa | kında beyanatta bulundu Paris, 28 (Radyo) — İngfi tere Harbiye Nazırı L Belisa, tayyare ile Londtar| hareket etmiştir. Nazır, istasyonda Fi Harbiye Nazırı B. Daladij ve birçok zevat tarafınd uğurlan mıştır. Paris, 28 (A.A.) — İngil Harbiye Nazırı Parisi terk meden evel kısaca beyanatti bulunarak — Fransanın ı Müdafaa teşkilâtını beşer del sının vasıl olabileceği mük! meliyet derecesinde bu olmaktan mütevellid mem niyetini beyan etmiştir. Mumaileyh Fransanın ç sını teşkil etmekte olan Fi sız askerlerinin vaâtanpet liklerinden, kuvvei manevi) lerinden ve mukavemet ki vetlerinden pek — müt olduğunu beyan etmiştir. — İagiliz Harbiye Nazırı Fri sayı onun mukadderatı kında sarsılmaz bir itim sahib olarak terketmekte duğunu söylemiştir. Pamuklar yeti; Tohumları karışti| mamak için tedb Bu yaz devam eden kı lıktan — vilâyetimiz pamu kısmen zarar görmüştür. Mf telif yerlerde pamuk nndlypıııuk îoulın bitdi tir. Kozaların kuru ve tefl olarak toplanması için l sırada yağmur yığmınıl'ş zımdir. Alınan tedbirlere göre, yındır havalisindeki çırçır rikalarında evvelâ Akala / muk kozaları ve sonrü yerli kozalar işlenecektir. * la ve yerli pamuk tohi nın biribirine karışmamasi her mıntakadaki - çırçır 5 kalarında bu şekilde In# alınması muvafık görü Eksperler konferi İ Dün de toplandı« , Paris, 28 (Radyo) — perler konferansı, bugüt zakerelerine devam el Bugünkü içtima, Fransıt ralı (Kodo Ferda) nın 175 tindeydi. Müzakereler gü Yakında bir karar söyleniyor. : Yamanlar Ormanlarında ya Dün gece Yamanlar , Tahtalıköy arasındaki kaya mevkiinde orman'” büyük bir yangın çıktil; Yangın geç vakit müşk' söndürülmüştür. 4 İngiltere - Amer! Ticaret muahedesi " zakereleri. —— Vaşington, 28 (A -) Matbuat konferansında * lan bir suâle cevab Hull, - İngiltere ile arasında bir — ticaret | akdi maksadiyle yapt”ı, AD ; olan müzakerelerin inki$” mek üzere olduğunu etmiştir.