29 Eylül 1937 Tarihli Anadolu Gazetesi Sayfa 4

29 Eylül 1937 tarihli Anadolu Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

î İ | ! | i | | | Masal gib Bugün mabude -olan bir rakkase O bir gece, Paris'te meyhane- lerde dans ediyordu. Tam bu sı- rada karşısında birini gördü.. Bir peri hmı? Hayır! Baştanbaşa — ha- kiki bir maceral Rundan — birkaç sene evel küçük Lüsyen Montmar- ter meyhanelerin- de iş bulursa dans eder, böylece kar:- nını doyurür; çok zamanlar iş bula- maz ve belki de bazı getelerini aç geçirirdi! Bir akşam, Pi- gülle civarında bir zevk müessesesin- L de sahneye — çik- ha mış, rühünün bütün galeyanı masa- ile raksetmişti. Narin ve nazik | vücudü, tüllerle yarı örtülü olduğu halde, ruhunun bütün arzularına tabi, kıvir, kivir kıvranmakta idi. Lüsyen bu akşam cidden muvaflak olmuş ve çok alkış- lanmıştır. Numarasını bitirdik- ten sonra - istirahat İocasına çekilen küçük Lüsyen, yorgun ve bitab idi, Başını koltuğun arkasına dayamış ve gözlerini bir müddet kapatmıştı. Mak- sadı biraz istirahat idi, fakat gözlerini açtığı vakit, önünde bir Hindli görmüş idi. En büyük bir ihtiramla kendisini selâmlıyan bu Hindli, küçük Lüsyene: — Matmazel demişti. Sa- hibim tarafından gönderildim, sizi yarın nezdine davet edi- yor. Bir otomobil yarın sizi alacaktır. Lüsyen bu damdan düşer gibi yapılan teklife ne cevap vereceğini — şaşırmıştı; — bunu hisseden Hintli: — Haşmetpenah sizinle mü- lâkattan çok memnun kala- caktır! Demişti. Küçük Lüsyen rüya gördü- ğünü sanmış ve aklına peri masalları gelmişti ve Hintliye de muvafakat cevabı vermekte artık tereddüd göstermemişti! Ertesi gün küçük Lüsyen çok lüks bir otomobille doğ- ruca Misor Yavracasının, yani Misor Mihracesinin kardeşinin yanına sevkedilmişti. Malüm olduğu üzere Hin- ıdistandaki Mıhracelerin ve ci- han zenginlerinin en zengini Misor Mıhracesidir! Yavraca Lüsyene: — Matmazel; ben seneler- denberi ruhu raksa karışmış bir kadın arıyoru.. . Sizi bu- nun için buraya davet ettim, benimle beraber Hindistana gelmek ister misiniz? Size memlekelimin raksla- rını öğreteceğim! demişti. İşte bu hâdise üzerine kü- çük Lüsyen Hindistana - git- miştil. . .. Lüsyen — Hindistanda bir prenses gibi muamele görmüş Hintlilerin ilâhi — rakslarının ruhunu çok çabuk anlamış ve çok büyük bir muvaffakiyet göstermişti Misor Yavracası geçenlerde Avrupaya gelmiş ve yanında Hintlilerin - “mhhat, zenginlik ve güzellik mabüudesi -Lakşi- mi,, yi de beraber getirmiştir. Bu mabude, Monmarterin sabık dansözü — Lüsyendan başka bir kimse değildir. Lüsyen, tam manasile Hintli rakkase olmuştur; Hintliler, ma- budeleri Lakşiminin bu Avru- rupalı kızın rüh ve vücudüde yaşadığına emindirler. Genç kız bu mazhariyetin- den dolayı bahtiyardır ve: — Ben maziyi tamamen unutmuş bulunüyorum. Vücu- düm ve ruhum ancak Hindis- tanın ilâhi rakslarından başka raksa artık kabiliyetli değildir. Unulmıyınıı ki ben " sıhhat, zenginlik ve güzellik mabudesi Lakşimi,, yim demiştir. Gizli Cihangir — 64 — geçmez. Lidya, heyecan ve asabi- yetle dolaşıyor, Boris te dim- dik hareketsiz, bir put gibi duruyor ve bekliyordu. Niha- yet: dedi. — Hatamı tasdik ve kabul ediyorum. Fakat bu hatamı aflettirecek kadar ıstırab çektiğime de emin olmanı rica ederim ve senden sonra hatta bir kadın bile görmedim, bir kadına bile bakmadım. Lidya, birden durdu ve Börise yeni bir bisle baktı. — Neden böyle - söylüyor- Nakleden: F.ğemıoddin Bonlinglu sun? Böyle söylemekle neler kastediyorsun? Marsı mı aklı- ma getiriyorsun? Fakat neden izliyeyim??. Zaten sen bun- ların hepsini de biliyorsun. Yapmağa muvaffak olduğun bu âletlerle senin için gizli, mesafe veya vakit kalmamış- tır. O kadar ki, istediğin kim- senin düşündüklerini bile an- liyor ve biliyorsun! Sen bir mabutsun, bir mabudun kud- retlerine maliksin. Fakat na- mertsin. Bir mabut kadar kuv- vete malik olan âlicenap o malıdır, fenalıklarla mücadele etmeli ve kendisi garezkâr ol- Tehdid Sinekli caddesinde İhsan oğlu Arif, bir iş yüzünden aralarında çıkan kavga ve münakaşa sonunda Receb is- minde birisini tehdid ettiğin- den tutulmuştur. Hamal kancasile yaralamış Şehidler : caddesinde Os- manlı Bankası zıhire depo- sunda hamal Ramazan, alacak meselesinden — Hasan - oğlu Mehmedi hamal kancasile ba- muştur, Bekçiye hakaret Eşrelpaşa mevkiinde Aralık sokağında Ahmet oğlu manav Mehmet, Hasan, | Hediye, Fazlı oğlu:Mehmedin dövmüşler ve hâdise yerine giden gece bekçisine de ha. karet etmişlerdir. Silâh taşıyanlar oğlu Haydarda bir bıçak, umumhaneler sokağında İsma- ilde bir çakı, kasap Hasan ve Refikte iki bıçak, kahveci İb- rahimde bir tabanca bulun- muştur. Nara atmak Balcılar caddesinde Bay- burtlu Rifat oğlu Kâözım, sar- hoş olarak nara attığından tutulmuştur. Dolandırıcılık Damlacık caddesinde Halil oğlu kömürcü Derviş ve or- tağı Ahmed, alişveriş esna- sında Abdullah oğlu Hakkıya 35 kilo kömürü 75 kilo yeri- ne vererek — dolandırdıkların- dan tutulmuşlardır. Yankesicilik Bahribaba parkında Edre- mitli Receb oğlu Rüstem İz- mirli Alinin cebinden parasını çaldığından tutulmuştur. Kumarcılar İsmetpaşa caddesinde Sı- vaslı seyyar pideci Abdullah oğlu Şükrü ile Ramazan oğlu Fettah zarla ve Karantina tramvay caddesinde 64 numa- ralı dükkânda şekerci İstan- bullu Fehmi oğlu Bahaeddin, Ali oğlu Hilmi iskambil kâ- ğidile kumar - oynarlarken tu- tulmuşlardır. Dövmek Kaymakam Nihadbey cad- desinde Elhamra sineması kar- şısında otobüs durak yerinde Fevzi oğlu Necati, Trabzonlu Hüseyini dövdüğünden tutul- mMmuştur. Yangın başlangıcı Kestelli caddesinde tüccar- dan B. Şerif Remziye aid ar- mamalıdır! — Şu halde Lidya.. Ben- den nefret ediyorsun demek oluyor! — Hayır, hayır. Senden nefret etmiyorum. Fakat sana acıyorum Boris! Seni kurtar- mak için buraya kadar gel- dim. Seni - kurtarırken - bütün beşeriyeti de kurtarmış olaca- ğım. — Benim yüzümden beşe- riyetin bir tehlikeye maruz kaldığını mı sanıyorsun? — Senin gibi bir âdamın hâkimiyetinden herhalde teh- like beklenebilir. İyilik ve fe- nalık kutublarının —arasında kâalan bir adamın” elbette bü- tün beşeriyetin saadet ve felâ- ketini bırakmak — doğru — ola- maz. Lidya, bunları — söylerken şından yaraladığından - tutul- | Ahmet ve | evine taarruz ederek kendisini | Balcılar caddesinde Ahmet | | deki Kemerde | lira param: aldı. Deyince ileri TU MAHKEMELERDE A% Fatmanın kemerindeki 146 lira nasıil alınmış? Hizmetkâr Taceddin paraları gas bettikten sonra Burnava — yakininda - kireç ocağında çalışan Osman karı- sı Fatmanın 146 lirasını zorla gasbetmekle maznun hizmet- kârı Taceddinin Ağırcezadaki muhakemesine —dün devam edilmiş ve. şahid Tahir din- lenmiştir. Tahir, vak'ayı şöyle anlat- mıştır: — Bir gün kireç ocakları yakınında develere çalı yük- ledim., Köye — dönüyordum, Davacı Fatmaya rastladım. — Yetişin komşular, Taceddin benim. paramı aldı diye bağı- | riyordu, koştüm. Fatmaya: —Ne oldun? diye sordum; — Taceddin bana bıçak çekti, sopa ile vurdu. Belim- bulunan 146 doğru koştum. Yüz metre ileride Taceddi- nin koşarak bir tepcye doğru tırmanmakta olduğunu — gör- düm. Ben de arkasından takibe başladım. Fakat tepeyi aştık- tan sonra yetişemedim. Ora- dan döndüm, kireç ocaklarının yanına geldim.Taceddinin ora- da bıraktığı çizmeleri gördüm. Davacı Fatma ile bu çizmeleri alarak Burnavaya geldik, ka- rakola şikâyet ettik. Üç dört gün sonra Taceddini, dağda çobanlar yakalamışlar. Bizim Yaka köyü civarındaki çadır- ESURELCANEARIM PU LKL AUK D saya yoldan geçen bir şahıs tarafından' atılan — yanık siga- radan kuru otlar ateş almış ve bunu gören Yusuf Rıza okulu direktörü B. Adnan İt- faiyeye haber vermiştir. Yan- gin, İtfaiye tarafından derhal söndürülmüştür, zarar — olma- mıştır. Hırsızlık İkiçeşmelikte Mangaliye so- kağında Emin kızı dul Fatma, komşusu Abdullah kızı Ayşe- nin evde bulunmamasından istifade ederek bir kulplu altın lira ile 25 lira değerinde bir elmas küpesini çaldığından tutulmuştur. Öldürmek istemiş fakat silâhı ateş almamış Kemer istasyonunda İbrahim oğlu arabacı Hüseyin, kavga neticesinde arabacı İbrahime tabancasını öldürmek maksa- dile ateş etmiş ise de tabanca ateş almamış ve suçlu silâhile tutulmuştur. çok başka bir hal almıştı: Saçları arkaya çekik, gözleri sert ve ateşliydi. Lidyanın sözleri Borise de- rin bir tesir yaptı, kendi *maznun, mevkinde göl fakat bir kadın önünde ric'at etmiş görünmek istemedi. Bu- nunla beraber — karşısındaki lâalettayin bir kadın değildi; eski bir aşkın hatırası, çok güzel ve bâlâ . sinirlerine hâ- kim bir kadın idi. — Lidya, dedi beni anla- mamış - görünüyorsun! - İnsan- ların işine müdahalelerim sulh- perverane olmuştur; harblere mani olan ben değil miyim? Para — yüzünden * beşeriyetin üzerine çökecek felâketi - kim kaldırdı?. Ben! — Evet, -Senl : Bu >husus- lâarda seninle- ben de mütte- neler söylemiş? lara getirdiler. Taceddin hemen para cüzdanını çıkardı: — Bunun içinde 24 lira vardı. Dört lirasını »harcadım. Al yirmi lirayı.. Diyerek -cüzdanı doğru attı, bunun Taceddini — karakola ettik. Maznun Taceddine söz ve- ritdi: — Ben, Fatmanın yanında senelerdenberi hizmetkârdım -dedi- kocasına baba, kendi: sine de-ana derdim. -Kazan- dıklarımı hep onlara biraktım. Kendilerinden 130 küsur - İra alacağım vardı. Bana bu pa- Fatmaya üzerine teslim rayı vermemek- için bu iltirayı Fatınadan bir lira istedim, O bana 20 lira verdi. Ben: — Bu para çoktur."Ne ya- payım? deyince: —Bana entarilik- ve -pabuç alırsın. Dedi. Onun için ben de bu yirmi lirayı almıştım. Mahkeme, dört şahidin da- ha celbi için başka bir güne bırakılmıştır. Kadın yüzünden bir vuk'a oldu Araba içinde üç kişi yumruk ve bıçakla çarpıştı Birincikordonda Sümer ga- zinosu civarında bir vak'a olmuştur. Saim oğlu gazino büfecisi B. Fehmi, gazinoda çalışan Melâhat adındaki ka- dını araba ile gazinodan evine götürürken Tornacı Ali - oğlu Cemal ve kasab İbrahim oğlu Mustafa, arabaya — atlıyarak kadını zorla götürmek iste- mişlerdir. Bu yüzden çıkan kavgada Cemali ve Mustafa, Fehmiyi dövmüşler; o da bı- çakla Cemalı kasığından ya- ralamıştır. Fehmi kadını ver- memiştir. General Gamelen Bükreşe gidiyor.. Bükreş, 28 ( Radyo ) — Fransa erkânıharbiyei umumiye reisi General Gamelen, Ro- manya manevralarında bulun- mak üzere buraya gelmek üzeredir. General Gamelene Roman- ya ateşemiliteri ile bir Romen askeri heyeti relakat edecektir. fikiml! Fakat bana bildir. Bun- ları cidden insanlığın iyiliği için mi yaptın? Böyle hareket ettiğin için iyilik yaptığına kani misin? Az evel sen itiraf etmiyormu — idin ki -hakikat henüz anlaşılmamıştır! Harb, insanlık için hakikaten bir felâket midir? Şahsi kanaâtle- rine göre, bütün — insanlığı idare ne kadar doğru veya iyi olur? İşteazizim, buradan itibaren hata ediyorsun! Bü- tün beşeriyeti bir kişinin, bir irâdenin idaresi kolay -bir iş riyeti idaresini doğru bulmaz! — Şu halde Lidya, sen in- sanların da - vahşi - hayvanlar sürüleri gibi başı boş kalma- larına taraftarsın! | Ka Diş macunu, toz ve saç boyaları —e e— Muamele vergisind istisna edilecek Tıbbi müstahzarattan sa lan diş macunlarına 2430 yılı muamele vergisi kanun nun 2 inci maddesinin (A) fi rasındaki muafiyet hükmün tatbik edileceği hakkında” liye Vekâletinden vilâyete | tamim gelmiştir. Muharrik kuvveti ve adedi ne olursa ölsun mi mele >vergisine “tâbi tutul. sınaf — müesseseler mamul, meyeninda — yazılı — itriyal gümrük tarife kanununa me but umumi idhalât tarifesi 857 numarasının bütün pozi yonlarında —sayılan — eşyadı ibaret- bulunduğu evelce âl kadarlara bildirilmişti. Bu m denin (D) pozisyonunda yazı | diş macuntlarının gümrükle bazı ahvalde tıbbi: müstahzi addolunarak gümrük resmil tâhki tutulduğu anlaşılmışti |/ Vekâlet, ispençiyari ve-tıb yaptılar. Halbüki o gün ben | müstahzarlar kanunu mucibi ce ködekste yazılı — şekil | formül' haricinde ve fenni ki idtlere muvafık, muayyen sabit bir şekilde yapılar âmilinin ismi ile veya hi nam âltında ticarete çıkat her nevi basit veya mürekki devai * tertiplerin — ispet ve tıbbi müstahzar addedildi görüldüğünden —bu hı kanunun 2 inci maddesinin fıkrasında da müessir ve mi maddeleri mühtevi olm! saç suları ve boyalarile tozları, suları ve macunları dan başka hernevi * tuval| levazımının “tıbbi —müstah: sayılmıyacağı bildirilmiştir. Tıbbi müstahzar sayılm için saç suları ve * boyalari diş suyı, macunu ve ta âmilterine 1262 numaralı & nun mucibince Sıhhat ve mat Muavenet Vekâletind birer ruhsatname verilen yt ler. mamulâtı gümrük kanununun 8538, pozisyonu! dahil tıbbi.müstahzar mahij tini iktisap edeceklerindi böyle bir ruhsatnameyi bi olan >dişmacunu, - tozu, $ suyu: ve - sairenin 2430 saj muamele vergisi kanunut 2 nci maddesinin (â) fıkras daki muafiyet hükmüne tâ tutulmaları, yani kuvvei f harrikesi 5 beygiri ve l adedi 10u geçmediği de vergiden istisnası ve böl bir ruhsatnameyi haiz olmiy imalâthaneler mamulâtının ! itriyyattan -addolunarak f harrik kuvveti ve amele # di neolursa olsun muami vergisine tâbi tutulması i© eder. S — Hayır. Maksadım bu' değildirdir. Beşeriyetin ihtiy! böyle bir anarşi değildir; hiçbir zaman da böyle | anarşile idare edilmemiş! Ne şekil ve idare altıf olursa olsun beşeriyet kef kendisine münhasır yol'l devam etmiştir; bazı bazi yol üzerinde kuvvetli ve # lam iradeli şefler çıkmış, P" reğmen insanlar gene id tnda devam - çaresi bul lardır. Boris, sabık zevcesine 'I retle baktı; uzun - seneler raber yaşamış olduğu hali Boris Lidyayı bu kader * ve geniş düşünür görrlllJı Boris, müteessirdi. Lîdf. en ziyâde beğuııo:iiıi" — Sonu var —

Bu sayıdan diğer sayfalar: