7 Ağustos 937 29 Temmuz &Rııedc ancak iki saat kal- . Fakat hemen ilâve ede- Gki, iki dakika bile kal- L'Olnydık Kâradeniz sahil- tin bende bıraktığı en bü- intiba gene Rize olacaktı. Zun bir sâahil boyunca ya- h.'i_'ln yamaca zarif evlerile t"h alabildiğine uzanıp gi- şehri bir tarafa bırakınız, & tabiatın güzelliği, dün- ?q.n herhalde pek nadir ye- Çit bu kadar bariz olma- ç Tabiat güzelliğine bir ÇA diye gösterilen bütün i dolaşınız, çok nefis ralar, çok emsalsiz yer- Türsünüz, fakat Rizedeki güzelliğinin ufacık bir dahilinde bu derece te- etmiş bir şeklini orada lamazsınız. Tabiat sanki ş&"lıo dekoru vücude ge- x istiyormuş gibi her ya- kıı her sirtin, her tepenin e öndân biraz daha yük- ir yamaç, bir sirt ve bir koymüş ve bunları böy- K ta gerilerde bülütlar için- KöYbolan en yüksek dağı Ş kadar teselsül ettirmiş... bütün bu yamaçları, ve tepeleri ile şurada bir çayır yeşilini geniş yeşilliği ile çevire- ide küme küme ağaç ı klerini geniş bir çayır Bi içinde dağıtarak öyle h Ta vücude getirmiş ŞMan sâatler ve saââtlerce 4© halde doymak nedir , ve gözlerine her da- her saniye yeni bir gü- t Yeni bir manzara bu- R%Biıı bu tamamile - ilâhi '.n'fîni gördükten sonra, Üa olduğu halde sahile ç Stemedim. Hatta va- t avdette Rizede oh k dar kalacak olduğu a gene çıkmıya- nefis manzaranın © bıraktığı tesiri fena ,'.i)'ıl sukutile izale etmek Üy/örüm, ettiniz mi bilmem?. rhitkıinin ekserisi ya 1, ya mimarileri n galibi olmak n kendilerine gös- dolayı .:“l Bia $ hbi_ıı Cömertlikten fevkalâde güzel gö- K Uzaktan gelirken İs- Seyreden bir adam İE *öi Kakel & san'attan, güzellik- :"i bu emsâlsiz man- hre mütlaka âşık ölür. 'SG, ;ahat mektubları : Rize, emsalsiz bir tabiat güzelliğine Nudud kasabamız Hopa da ayni tüzellikte ve Batüma çok yakın bir küçük şehirdir. maliktir. Trabzonun meşhur Ayasofya camii Fakat ayni adamın şehre gir- dikten sonra da müthiş bir hayal sukutuna uğramaması gayri kabildir. İşte sırf bunun içindir ki, Rizeye çilamek itemedim. Sa> hilde, kasabanın içinde beni ne gibi manzaralar - bekledi- ğini pek âlâ tahmin ediyor- dum. Gözlerimi, ruhumu do- yuran bu yeşilliğin bende br raktığı intibar silmekte ne mâna vardı?. İlk defa olarak Rizede dür- bünümü kullanmadım. Bana hayatımda o kadar güzel şey- ler göstermiş olan dürbünü- mün burada hıyanet etmesin- den korküyorum. Vapur demir aldı, ben göz- lerim hâlâ bu yeşilliklere dal- mış, onları sanki içime dol- durmak istiyormuş gibi uzun uzun, dâlgin dalgin - bakiyo- rum... Rize artık üfuk üstüne geliyordu. Şimdi bu hıyanet tehlikesi zail olmuştu. Ancak © zâmâh dürbünümü elime aldim ve üfük üstünde kây- bolmâak üzere ölân Bu tabiat güzelliğine son bir delâ daha doyâ doya baktım.... Ne yazık, size Rizeye ait hiçbir manzara görderemiyo- rum. Şehte çıkmadığım için tedarik etmek kabil olmadı.. Rizeliler de bu güzel tabiatın manzaralarını vapurâ kadar getirip satmayı düşünecek ka- dar kâsabâlarını söviniyorlar.. Mamafih bulsaydim bile bu manzaralar sizi de hayal suku- tunâ uğratmaktan başka bir şeye yaramâyacaktı. Hayatım- da misline nadir tesadüf etti- ğim bu güzellikleri objektifin manasız ve renksiz sadakati ile nakletmeye imkân yoktur. Onları ancak, © da belki bir dereceye kadar, bir ressamın hırçası tesbit edebilirdi. Hey- hat... Küçük bir levha parçası üzerine tabiatın bu muhteşem inkişafını bütün inceliklerile tesbit edebilecek ressamı ne- reden bulmalı?.. * ..« Hopaya geldiğimiz — vakit gece yarısına yaklaşıyordu. Tür- kiye Cumhuriyetinin Karade- nizdeki bu hudut kasabası, Rize gibi, ayni yeşillikler için- de... Rizeden bir farkı varsa biraz daha küçük — olması ve biraz da mühmel kalma- sidir. Anlaşılân Hopalilar da çalışmıya pek meyyal insan- lar değiller ki, kasabalarına kâyık yanaştıracak Bir iskele ANADOLU aa Güzel kadınlar Lâf ola, beri gele; güya A- merikada hiç çirkin kadın yokmuş. Fizik kanunlarına da bakarsak, aynı zamanda, Ame- rika erkekleri için de aynı şeyi söylemek lâzımdır. Döğ- rusu ya, ben buna inananlar- dan değilim. Olsa olsa, spor” ve çalışma ile belki vücutle- rinde, bizimkiye nisbetle daha bariz bir düzgünlük, bir ahenk vardır. Çünkü düne kadar bizim analarımız, babalarımız yürümesini, koşmasını bilmez- lerdi. Kasabalarda ve köyler- d: kalın kuşaklar arasında sıkılan beller, bütün elestiki- yetini kaybeder ve insanlar fadeta bastön yutmuş yan betonlaşmış gibi düşer, kalkarlardı. Kollar, bu küşak- ların kalıtılığı hasebile, adeta yengeç bacağı şeklinde birer kavis çizör ve dirsekler fırlar, çıkarlardı. Bacakların çoğu bozuktu, ayakların çocuğu da içe ba- sardı ve onlara buruk derdik, Amerikalılarda, — İngilizlerde görülmiyen şeyler, işte bun- lardır. Bacakta, kolda, omüz- larda, herşeyde tam hakkını alıyorlar, işliyor, açılıyor, ta- bit inkişafını buluyorlar. Ana ve ninelerimizle, şim- diki kızların, baba ve dede- lerimizle şimdiki genç erkek- lerin vücutlerini bir mukayese ediniz; arada ne kadar büyük bir fark vardır? Amerikalılar bu hususta bize faik olmakla beraber, meselâ bizim kadın ve kızlarımızın kendi havaları, daha üstündür: Gözler daha manalı, kaşlar daha keskin, çehre daha sem- patik.. Onlarda ise Bir yârı soğukluk vardir. Bir Türk kı- zının güz.lliğinde şiir vardır. Onlarda ise basit bir mihani- kilik.. Yalnız bir nokta daha var: Bir de burun ve ağız, her- keste ayrı ayrı şekiller arzeder, Kadın ve kızlarımizın bu- runlarına, dudaklarına bakınız: Hiç biribirine benziyorlar mı?. Halbuki onlarda burunlar tornadan çıkmış gibi, yekne- sak ve muntazalmndır. Amma, bütün bunlara rağ- meh, ben bizinikileri severim.. *Leylâyı Mecnunun gözile sey- retmeli, derler. Ne - doöğrü söz?. Ayni zamanda, “bir peşin, bin veresiyeye müreccahtır. , Ken- di kız ve kadınlarımız. durür- ken Amerikalı kadına kıymet vermemeliyiz. Çimdik Nafıa Komiseri geldi Nafıa Koömiserliğine tayin edilen B. Halid şehrimize gelmiş ve yeni vazifesine baş- lamıştır. Nafıa Komiseri dün belediye reisini ziyaret ederek görüşmüştür. veya yapmayı bile lüzumsuz bul- muşlar... Biraz ilerde ufuk üstünde elektrikler içinde piril piril yanan bir şehir var: Soövyet topraklarının ilk şehri Batum. Hopa ile Batum ârasındaki mesafe ön yedi mil kadar birşey... Yani kuvvetlice bir motörle insan bir nihayet bir büçük sâat içinde Trahat ra- hat gidebilecek... Hopaya çık- mayı lüzumsuz buldum. İçinde bir tek yol bile görünmiyen bu kasabada ne yapacaktım, Hamdi Nüzhet Çançar Sayfa 5 Yeni yaptırılan gemilerimiz: — Karadeniz hattı tipi .— — Gemiler,Mersin tipinden 4, Karadeniz tipinden 7 tanedir ve Almanyada inşa edilmektedir. Gemilerimizi inşa edecek ölan Almanyada Neptunverfi tezgâhları Mersin hattı için yaptırıl- makta olan dört yeni gemi- mizden başka Karadeniz sa- hillerimizin ve kısmen Pire ve İskenderiye batlarının ih- tiyacına göre alınacak Kara- deniz vapur tipleri hakkında Deniz|mecmuasında şu maka- le çıkmıştır: Bu gemiler Alman Loidinin bu tip için en yüksek sınıfına göre inşa olunacaklardır. Esas ölçüler: Bütün üzunluk — 122;,00 metre Kaimeler arasında 112,96 ,, uzunluk Postalar üzerinden 16,00 genişlik Ana güvertede iyükseklik Güverte ana yük- seklikleri Yüklü çektiği su 6,20 Yüklü maimahreç, 6,500 takriben Dedveyt (yükleme 2,600 kabiliyeti) Boş gemi sıkleti, 3,900 — ,, takriben Azami sürat Servis sürati 9,20 2,30 16,5 denizmili 15,00 deniz mili Esas rile — Karadeniz hattı — ihtiyacını karşılamak üzere yaptırılan bu gemilerden 3 aded sipariş olunmuştur. Bu gemiler, ayni zamanda İz- mir ekspres ve Pire - İskende- riye seferlerini yapabilecek en mükemmel tertibat ve konfor ile denizcilik ve yük alma kabiliyetlerini de ihtiva etmek- tedir. Bu gemiler; gerek Karade- niz ve gerek Ege ve şarki Ak- denizin incileri olacak kadar güzel tertip — ulunmuşlardır. Bu geminin dahili tertibatının ferahlığı ve mükemmeliyeti ile harici görünüşünün estetik ba- kımdan “güzel,, olarak tesbit ve bunlarla beraber muvazene, denizcilik ve yük alma kabi- liyetlerinin de &n Mmüsait bir noktaya yükseltilebilmesi, de- niz inşaatı bakımından en müş- kül bir Mmeseledir. İftihârla diyebiliriz ki: bu tip gemileri- mizde - büyüklüklerine naza- ran - bu hassaların cümlesin- de haddi gayeye Varılmıştır. Karadeniz hattı tipi gemi- lerimiz esas itibarile yolcu ve mütenevvi tüccar eşyası ve dökme yük nakline en müsait bir tarzda tertip olunmuştur. Bu gemilerde göreceğimiz mü- him yeniliklerden biri de üç numârali ambarın dip kısmın- daki büyük soğuk hava depo: sudur. Bu depoda 800 ilâ bin kadar kesilmiş koyun naklolu- nabilecek ve bu sayede müş- kül ve meşakkatli olan canlı hayvan nakline kısmen lüzum kalmıyacaktır. Büyük ihtiyaç- lar karşısında hayvan naliya- tinı dâa temin etmek üzere gladurâa güvertesi baştan başa bu işe tahsis olunmuşttr. Bu güverteye isabet eden ambar- ların derin ambar kaportarı vasıtasile yolcu mahalleri ile olan hava temasları tamamen kesilip sun'i ve tabiti tecdidi hava tesisatı tertip olunduğun- dan yolcuların koku ve sada yüzünden rahatsız olmasına imkân kalmamıştır. Canlı hay- van tahmil ve tahliyesi doğ- rudan doğruya borda kapak- ları vasıtasile temin olunmuştur. Umumiyetle bütün yolcula: rin gemiye ğgiriş ve çıkış vaz- iyet ve mevkileri serbest ve rahattır. Yük alıp verme key- fiyetine de bilhassa ehemmiyet verilmiştir. 2 ve 3 numaralı ambarlarda tertip edilen bü- yük borda lumbar kapakları vasıtasile güverle yolcusu ve- ya icabı halinde hayvan, âra- ba veya otomobil, vinç isti- maline lüzum kalmadan doğ- rudan doğruya rıhtımdan am- bara alınabilir. Geminin dört ambar vârdir. Beher ambar ağzına ikişer bumba ve !kişer vinç kümanda eder. Aynıca yalnız iki numaralı âambara kumanda eden bir de 30 tönluk ağır yük dikmesi mevcuttür. İki numarali ambarın bumbaları- nın beheri (10) ton kaldıra: bilecek kabiliyettedir. Gerek vinçlerin ve gerek demir ırga- di ile halat ırgadlarının elek- trikle tahrik edilmesi düşü- nülmektedir ki ba şeklin in- intihabı; gerek ekonomi ve gerek asri teçhizat bakımla- rından en doğru bir hareket olur. Kamaraların tanziminde en son yenilikler ve memleketimi: zin Şeraiti tabiiyesi bilhassa nazarı itibara alınmış ve bütün kamaralar alabandalarda ve doğrudan doğrüya ziya ve hava alan bir tarzda tertip edilmişlerdir. Bu gemilerin en mühim hususiyetlerinden biri de yemek salonlarının ve mut- fağın tanzim tarzındadır. Bü- yük ve asri hertürlü tertibatı ağzı ihtiva eden mutfağın üzerinde sırasile müşterek ikinci ve ikinci ekonomik mevki, yemek salonu, bunun üzerinde lüks ve birinci mevki yemek salonu ve bu salonun üzerinde de büyük kış bahçesi ve dans salonu tertib edilerek bu sa- lonların cümlesi hususi terti- batlı asansörler vasıtasile mut- fağa raptedilmişlerdir. Mutla- ğın havası, pusla güvertesine kadar yükselen büyük ve sun'i cereyan tertibatını da hâiz bu- lunan iki adet baca vasıtasile tahliye edilmekte ve bu sayede mutfak serin tutulduğu gibi asansör kanallarının üst niha- yetleri de bu bacalara iştirak ettirildiklerinden yemek salon- larına nahoş kokuların gelme- mesine kat'iyen imkân kalma- mıştır. Mütfağa hususi maki- neler vasıtasile güverteden te- miz hava sevkolunmaktadır. Bütün bu tertibat vasıtasile geminin yemek servisi en kısa ve en muntazam ve temiz bir tarzda yapılabilecektir. Kamara koridorlarının, an- trelerin ve bilhassa salonların tertip tarzları ve eb'atlandırıl- ması büyük etüdlerin mahsu- lüdür; bu tarzdaki tertibin ne- ticesi olarak bütün bu tesisat ve tertibat, yolculara asgari on bin tonluk bir gemide bu- Tunuluyormuş — hissini — vere- cektir. Geminin bülün kamaraları; bilhassa lüks ve birinci mevki kamaraları fevkalâdedir. İkinci ve ikinci mevki eko- nomik kamara ve salon teş- kilâtı geminin başlı başına bütün bir güvertesini işgal eden ve mütavassit yolcunun ihtiyacına mükemmelen cevap verecek bir tarzda tertip edil- miştir. Bu kamaralar elde mev- cüt &n büyük gemilerimizin birinci kamara teşkilâtındar, daha ferah ve modern ola- caktır. Sıhhi tesisat mükemmel ve boldur. Yangın ve - tahlisiye tertibatı mükemmeldir. Seyir cihazları, bölme ve emniyet tertibatı en son terakkiyata göre tertip ve tanzim olun- muştur. En ziyade müşkülâta maruz kalınan kademhanelerin tak- simi ve en sıhbi ve tamirleri kolay bir tarzda inşa olunma- ları meselesi bu gemilerde bilhassa muvaffakıyetle tatbik olunmuştur. Mevki sınıflardaki esas kademhaneler bütün gü- vertelerde üstüste tertip edi- — Lütfen çeviriniz —