e *T e 7 e eeT Y WT Ra ŞA W 7 PCT . . . Gayeyi bilmiyor gençler muhakkak ki, memleketin her köşesinden, her yıl biraz deha kabararak gelen bir dise mezunları seli karşısnındadır ve ona cevab vermek mecburiyetindedir. Bu alâka ve tehacümdür ki, bize yeni yeni fakâlteler açmak zaruretini gösteriyor. (Belki gün gelecek bu kadar Tiseleri ve mezunları ve bu kadar geniş muhiti bulunan İzmir de aymı geyi istiyecektir. Buna da lüzum vardır mubakkak..) Üniversiteye giden gençlerden bazıları ile konuşarken anladım ki, yüksek tehsil. sadece bir meslek sahibi olmak ve maişeti kazanmak için uğrunda koşulan — bir gayedir. Yani, gidip okuyacak, bir meslek, bir ih- Yisas edinecekler, sonra iş sabasına atılıh bel bol kazanacaklardır. Ben ise, gayeyi tamamile başka türlü temırdim ve derdim ki: — Yüksek tahsil, hakikaten bir ihtisas, bir kıymet ve kültür sahi- bi olmak içindir. Yoksa yüksek tahsil bir maişet davasına tekabül ede- mez. Onun kiymet ve asaleti, mide ve hayat mücadelesinin —basit sevi- yesine iomesinde değil, yüksek bir insanlık âleminin göklere çıkmasın- dadır. Yani kültür, başka bir idrak, başka bir fikir Mleminin vasıta ve kuvvetidir. Hayatı kazanmak işe, onun kendiliğinden tahakkuk edebile- cek olan, fakat bazan da hiç etmiyen bir- mevzudur ki, no bir gaye anahiyetindedir, ne de batta endişeye lâyıktır. Meder$ memleketlerin - birçoğunda, yüksek tahsil görmüş ne çok maden, toprak, fabrika işçisi vardır. Lânlettayin bir sokağın köşesindeki bakkalın — elinde öyle bir eser görürsünüz ki, size ancak üniversiteden sonra başlıyan bir tetebbüü batırlatır. P Şebir ortasında, bir satış mağazasının önünde kumaşları gösteren gençler arasında edebiyat mezunları da vardır, hukak mezonları da.. Ve oplar, yüksek tahsillerini yaparken, hiçbir zaman devlet sandalyesinde oturmak veya — bilâhare bol para kazamıp apartımanlar kurmak gibi bir fikri asla kafalarına koymamışlardır. Her cemiyette hedef, herkesin hatta en yüksek bir tahsil ve ihtisas yapması olduğuna göre, bütün bu topluluk içindeki ferdlerin diğer taraftan daha iyi kazanç ve mevki da- valarının tatminine ve tahakkukuna da imkân yoktur. Kimbilir ya, gün gelecek, bütün hukuk mezunları a: sında kalmakta wrar gösterdikçe hukuk fakültelerini bile kapımak — za- rüreti hasıl olacaktır. Keza, bir gün konuştuğumuz işçinin, aşçının, pastacının, veya kum dura boyacısının size sosyolojiden, felsefeden, edebiyat ve san'attan bah- Bettiğini duyarsamız ne hayrete İüzüm vardır, nve de teessür yerinde olur. Bilâkin bunu cemiyetin seviyesinde doğmuş emsalsiz bir sandet telâkki etmek gerektir. Çünkü, iddia budur, insanlık budur. Mide ve mevki, bu gibi mevzularda, plân sabibi olamaz ve olmamalıdır. Her yüksek tahsile giden gencin ssöyliyeceği sözü, kısaca teşbit edebiliriz; Kafan dolmuş, işlenmiş, düşünen ve bilen bir “adam,, olmak.. Saime Sâdi SCLKLLI AAA AAA Ünivarsitemiz, Maymun grevil Daha doğrusu maymuncular grevi! Seylân adasında, may- mun avlıyanlar, nedense grev ilân etmişler ve istekliler için — Mmaymun yakalamaktan istinkâf göstermektedirler. Halbuki may- mun, Hindistan cevizi bahçe- leri için çok kıymetli bir işçi- dir. Bahçe sahipleri bu mey- vaları ağaçlardan terbiyeli may- munlara toplattırırlar, maymun- ların masrafı da bir amele yevmiyesine nisbetle pek azdır. 800 resimli bir vücud Avustralyanın Sidney şeh- rinde bir âdam ölmüştür; bu adama hayatında “canlı resim meşheri adı verilirdi. Adı Con Bekelf olan bu âdam Veşim meraklısıydı; vücudünün herta- rafına birçok resimler yaptır- miştir. Öldüğü zaman bu re- simlerin adedi sekiz yüzü bul. muştur! Güvercin ve Tahtakurusu Masum güvercinlerin umumi sıhhate muzır oldukları iddia edilmektedir. Bu iddia, Vene- dik, Viyana ve Munihde baş- lamıştır. Doktor — Fringriger, Munihde bir villâda oturuyor- ken evin birdenbire müthiş bir — tahtakururusu - istilâsına uğradığını görmüştür. Tahta kurularının nereden - geldikle- rini anlamak üzere tetkikata girişen doktor, villânın bah- çesindeki güvercinlerin bunları getirdiklerini tesbit etmiştir! Ameliyat rekoru! Ameliyat rekoru da vardır. Bu rekor Amerikada Ohayuda Mike kasabasında — bulunan Bu çocuk sekiz yaşında ol- masına rağmen tam yetmiş defa ameliyat geçirmiştir. Yangın derdi! Pariste çıkan yangınların va- satisi nedir, biliyor musunuz?. Paris şehremanetinin ista- tistiklerine göre, Pariste her sene vasati olarak 2600-2700 yangın çıkmaktadır. 1933, üç bin yangınla en fazla, 1904 de 1554 yangınla en az yangın senesi olmuştur. Bir kızın beş renkli saçı var! Eskiden bir nevi kumaşlar vardı; bunlara “yanar döner!. derlerdi. Bahsedeceğimiz saç- ların rengi böyle değildir; bil- diğimiz beş ayrı renkten mü- rekkeptir! Bu kız Varşovadadır ve dok- torların büyük bir hayretini mucib olmuştur; çünkü bu kı- zın ayrı, ayrı beş renk- ten .:ııdi::klız:ıiı! y'Sıçbî:r alın taraflarında koyu ve tam kes- tane rengidir; fakat saçların ikiye ayrıldığı kısımda renk kırmızıya - çalar; daha ileride açık kestane, yanlarda ve ar- kada siyah, tam orta da pa- patya tarlası gibi bembeyazdır! HoEmdada;ı İhracattan evel itha. lât yapılabilecek Hollanda hususi takas mu: amelelerinde ikmal edilen be- delinin veya aynı kıymette asgari üç milyon lira serma- yeli milli bir bankanın kefa- let mektubunun Merkez Ban: na yatırılması şartile, it- ANADOLU y n Üzüm tetkikatı ——— ea — Borsa komiseri Manisadan döndü Manisa, Alaşehir ve Akhi- sar havalisindeki bağların vaz- iyetini tetkik için mahallerinde bir gezinti yapan şehrimiz borsa kamiseri B. Şevki, İz- mire dönmüştür. Borsa komiseri, tetkikatına dair - hazılıyacağı — raporunu İktısat Vekâletine — göndere- cektir. Tariş Londra ve Polon. yada şube açıyor.. Tarişin Avrupada yaş üzüm ve birliğe aid kuru üzümle incirlerini doğrudan doğruya kendi teşkilâtile satacağını ve bunun için Londra, Berlin ve Polonyada birer şube açacağını yazmıştık. Tarişin Londradaki teşkilâ- tını B. Muhip ve Polonyadaki teşkilâtını da B. Halim Sabit tanzim edeceklerdir. B. Muhip ve B. Halim Sabit, yarın İs- tanbul yolile Avrupaya gide- ceklerdir. “Tariş, Ağustosun sekizinde ikinci parti olarak yetmiş ton yaş üzüm ihraç edecektir. Kadın kaçırma Kaçıran, eski koca- sıdır Seferihisar kazasının Beyler köyünde —Mustafa Ali kızı Emine adındaki dul kadını ayni köyden eski kocası Ça- kır Mehmed, zorla kaçırmıştır. Bu hâdise esnasında Çakır Mehmedin yanında dört kişi daha varmış. Vak'a failleri, Emineyi — kaçırırlarken” mani olmak istiyen Mustafa Ali ile karısı Sıdikayı dövmüşlerdir. Zabıta — tahkikatına göre, Emine bundan evel kız iken gene Çakır Mehmed tarafın- dan zorla kaçırılmış ve kirle- tilmişti. O vakit, ikisi evlen- mişler, fakat sonra aymiraş- lardır. Zabıta, vak'a faillerini yakalamıştır. Afyon mübayaası Uyuşturucu maddeler inhi- sarı müdürlüğünden şu tez- kereyi aldık: Gazetenizin 20 Temmuz 1937 tarihli ve 7257 No. li nüshasında “Afyon rekoltesi - müstahsillerden de mübayaat yapılacaktır.. — başlığı altında çıkan yazıyı okuduk, Alyon işleri ile alâkadar ol- duğunuz için bilhassa teşek- kür ederiz. Ancak, bu hava: disi veren muhbirinizin bu haberi doğru bir membadan almadığını — gördüğümüzden muhterem — gazetenizi — tenvir etmeği faydalı bulduk. Tüccardan afyon mübayaası hakkında hâlen verilmiş bir karar yoktur. Prensibimiz müs- tahsili herşeyden evel üstün tutarak — emeğini — korumak olduğundan, — ihtiyacımızı her sene mübayaa için tahsis edi- len müddeti - zarfında doğru- dan doğruya köylüden müba- yaa yapmak suretile karşılıyo- ruz. Fazla ihtiyaç karşısında tüccar elinde kı S T A KA AAAT Bayrak ve sancağa'kar- şı sevgi ve saygı Başvekâletten vilâyete"mühim bir tamim geldi —— « .—— —— Bayrak ve sancağa karşı | rak gönderilmiştir: gösterilmesi lüzumlu olan sev- Bayrak; vatan ve milletin gi ve sayğı hislerinin arttıml- | istiklâl ve hürriyetinin şerefli ması için Milli Müdafaa Vekâ- | bir timsali olmak itibarile bü- letile B”VC.HM )'î'k“k ma- | tün vatandaşların bu kıymetli kamından birer tamim buyrugu wediaya lâyık olduğu heyecan vilâyete gelmiştir. ü ölyalla venagit gi ; Kat hassa gı göster- Başvekâletin tamiminde de--| — * AĞ p v MRhoğl, niliyor ki, Te a . sancağa kar tur. Bu itibarla bilümum okul- Hait ane y larda ve Halkevlerinde buna gösterilmesi elzem olan sevgi N N ve saygı hislerini arttırmak ve daha fazla ehemmiyet - verile- rek esaslı dersler ve könle- bu yoldaki kusurları gidermek ranslar tertibini şehir ve köy- için bilâmum okullarda ve Halkevlerinde dersler ve kon- | lerde de halkın bilgi ve say- gilarını yükseltecek — tedbirler feranslar verilmesi hakkında Mılli Müdafaa Vekâletinden ya- | alınmasını ehemmiyetle rica zılan tezkere sureti ilişik ola- ” cdeıill_ık.. Hastalık yok! | — Kıbrıstan —— - © . ——— 2Son Posta gazetesi- nin haberi varid değildir.. | İstanbulda münteşir Son Posta gazetesi, İzmirde Kara humma ve diğer bazı bulaşık | —— .—— 100 Kişilik bir ka- file gelecek Kıbrıstan Fuar Komitesi ri- yasetine gelen bir mektupta, Kıbris Türklerinden müteşek- kil 100 kişilik bir kafilenin kellede hususi bir vapurla İzmire ge- malların | hastalıkların — şalgır bulunduğunu yazmaktadır. Dün, Sihbat ve İçtimat Muavenet müdüriyelinden tahkikat yaptık, Salâhiyettar bir zat bu hususta bize şunları söyledi: * — İzmir şehrinin sıhhi vaziyeti normaldir. Salgın sa- yılabilecek mahiyette herhangi bir hastalık yoktur. , Şüpheli ölümler Saide, öldükten sonra kuyuya düşmüş.. Şehitlerde bir kuyuya düşe- rek boğulan Ahmed karısı Sa- idenin ölümü şüpheli görülmüş ve müddeiumumilikçe otopsi yaptırılması — kararlaştırılmıştı. Dün, müddeiumumi — muavin: lerinden Bay Cevad Özpayın önünde iki doktor tarafından cesede otopsi yapılmış ve ka- dının nelastan mütevellid üre- miden öldüğü, bu ölüm neli- cesinde kuyuya düştüğü anlar şılmıştır. Osman neden ölmüş? Fazla domates ve salatalık yiyerek ölen Osmanın cesedi: ne, görülen lüzum üzerine dün otopsi yapılmıştır. Fakat otopsi neticesinde de bu ölüm şüp- heli görülmüş ve Osmanın barsakları çıkarılarak - tedkik edilmek üzere İstanbulda adli tıb işleri meclisine gönderil- miştir. Camide ölen adam Başdurak camiinde ölü ola- rak bulunan Kanberin, yapı: | lan otopsi neticesinde verem- den öldüğü anlaşılmıştır. Kinderhaym- deki çacuklar.. Kinderhaymlere gönderilen çocuklar, bulundukları mınta- kaların hükümet tabipleri ta- rafından yeniden muayenc edil- mişler, bunların boyları ölçül- müş, sikletleri tesbit edilmiştir. Kinderhaymler kapandığı za- man çocuklar tekrar muayen ve bi ıva . lecekleri bildirilmiştir. Kıbrıslı Türkler, Fuarın açık bulunduğu sırada gelecekler, şehrimizde bir hafta kadar kalacaklardır. Bu müddet zarfında şehri ve civardaki harabeleri de geze- ceklerdir. Fuarda yeni yapılan Tica- ret odaları paviyonunun inşaatı bittiğinden dekorasyon işine başlanmıştır. Muhtelif odalar, teşhir edecekleri eşya ve re- simlerle grafikleri göndermeğe başlamışlardır. Hakların Muhafazası için ted. bir alınacak Vilâyet veya kaza idare heyetleri taraflarından verilen lüzum veya meni — muhakemec kararlarının muntazam şekilde muhalaza edilmemesi yüzün- den bazı kimselerin haklarını kaybetmek - tehlikesine — düş- tükleri görülmüştür. Dahiliye Vekâletinden vi- lâycte gelen bir tamimde lü- zum veya meni muhgkeme kararlarının hulâsalarının def- terlere geçirilmesi ve esbabı mucibeli — mufassal mazbata ve kararın da dosyalarda mu- bafaza edilmesi bildirilmiştir. Bu işle vilâyetlerde idare he- yetleri ve kazalarda da tah- rirat kâtibleri alâkadar — ola- caklardır. Macaristanla ticaret muahedesi Macaristanla — hükümetimiz arasında akid ve imza edilmiş olan ticaret ve tediye anlaş- malarının 1 Temmuz 937 den itibaren mer'iyete girmesi icra vekilleri heyetince tasdik edil- miş ve bu karar şehrimiz Türk- ofis şubesine bildirilmiştir. Köy mekteblerinin ihti- yaçları Kültür - dirktörlüğü, bütün köy muhtarlarına bir tamim T Ağunstos 987 — | Harb gemileri- nin Ziyaretleri Hükümet reisleri v€ merasim elbisesi Harb gemilerimizin limanlar rımızi — ziyaretleri esnasındâ merasim — ve teşrifatı bahriy€ talimatnamesine göre yıılh' cak merasimde mahalli hükü” met reislerinin giyecekleri bise hakkında talimatnamede sarahat olmadığından merg' simde giyilecek elbisenin cin$ bazı vilâyetlerden sorulmuştur Hükümet reislerinin giye cekleri elbise hakkında merâ” sim ve teşrifatı bahriye t matnamesinde sarahat olmadi ğına göre işin merasimde $7 yilecek elbise ve teferruatıti aid olan 341 tarihli talimat — name hükümleri daires İ halledilmesi lâzım geldiği D4 hiliye Vekâletinden tamimtf vilâyete - bildirilmiştir. Bu tW limatname, merasim için ir veya jaket atay giyilmesini ©| bul etmiş ve merasime memurların bu elbiseleri te' tik eylemelerini mecburi muştur. Bu itibarla diğer Fi | mi merasimlerde olduğu İ* bahri merasimde de ıııl'". hükümet reislerinin frak "t ı jaket atay giymeleri lâzımd! İskân ayniyat muhasibliği Ayniyat muhasibleri “"';j namesinin üçüncü ma mucibince iskân işlerinin © niyata taallük eden hi hi | * riniın bü- talimatnamenin kümlerine göre yapılmak — her mali yıl nihayetinde di zamanına aid divı:; hasebatla vekâlet ayniy: hasibine idare hesabı w'::ı mükellef tutulmak ve tal namenin — emrettiği İJ: demirbaş ve istihlâk “';d aid kuyudatı tutmak İzmif asli vazifesine — ilâveten Bar vilâyeti iskân memurt Zühdünün bu işlerle '/ Sıhhat ve İçtimat M“,j—' İ Vekâletinden — vilâyete g rilmiştir. Dikili suyu Blediyeler bankasi/ istikrazda bulua'. | Dikili kazası merk ğ edilecek su için vacıdı, : rilecek tesisattan babi$'? lediyeler bankasından V edilmek istenen paranıfı hiliye Vekâletine gönTiğe mazbatada — miktarının $ Ja | rilmediği ve mııb idare heyetine K mediği zıış':mııuı. D ıdl Vekâletinden vilâyete ç bir emirde bu ııuwr_ tamamlanarak - ve ketil 'i kile birlikte : dirilmiştir. Husust takas lerinde fop -. leri esaslif p İktisad Vekâletinde? Ö mizdeki — alâkadarlâr8 bir yazıda, anlaşın sarahat bulunmıyan lerle yapılan hususi amelelerinde fop takas edilmesi esas ? bu sebeble Hollanda çika hususi takas / rinin de fop kıyme den hesab edilmesi diği bildirilmektedir- B. Âdil Sa Vilâyet Muhasebel "