4 Temmuz 937 Soldan sağa: Mari Tanınmış bir profesör, bazı artistlerin imzalarile fotoğraf- | ları üzerinde tahlillerde bu: | Unmuş ve tedkikatı neticesini heşretmiştir. Bu hâdise, sine- Ma mehafilinde büyük - bir | alâka görmüştür. — Profesör, 'îıeıinde tedkikler yaptığı ar- istlerin zevkleri ve haleti ru: iyeleri hakkında şu netice- Artistler Ü scı" Zamanlarda sinema yıldız- gç9 zevkleri tamamen de- .::"Mir. Eskiden deniz ke- Slen nda yaşamak, plâjlarda ker “Mek en büyük arzularıy- deç #imdi bunlardan hiç zevk Mamaktadırlar. imdi onlara kırlarda dola: Di k toprakla uğraşmağı, kaz- n "_"ımığı ve bir köylü ka- hh::bi ekin biçmeği; kızakla ktan, kürek çekmekten | bu artisti, Virtiyöz diye | Nİ birE Şarl Bayer: Sanatının bü-) tün inceliklerine vakıf olan Lav. sif edebiliriz. Soğukkanlılığı ve bilgisi sa- yesinde rollerinde daima mu- vaffak olur. Onun en büyük meziyetlerinden biri de, baş- kaları - üzerinde tesir bıraka- kırlarda! daha hoş bulmaktadırlar. İşte resmimizde, meşhur yıl- dızlardan Jan Pakeri, üzerin- de bir erkek elbisesile ekin | savururken, Gail Partricki de topladığı çiçeklerle görüyoruz. v & ._' e Köpeğinin derisine uymuş Holivudun en hoşa giden genç yıldızı Moureen O'sulli- van, en çok sevdiği köpeğinin derisine müşabih — elbisesile nazarı dikkati celbetmektedir. Bu geyiniş tarzı, onun sükse- sini artırmıştır. S. SİIMON — Ş:o_l'u, bilhassa hisiçoksever — Beyaz perdenin * ©t şakrak yıldızı, Zündür Pariste bulu- 'mon Simonun, Pa- | * Sinema —mahfelle- rinde büyük alâka görmüştür. Simon Simon, seyahati hak- kında gazetecilere: — Fransada üç ay kadar kalmak - niyetile buraya gel miştim. Fakat yeni filimlerim için Temmuzun ilk haftasında Holivuda dönmek inceburiye- tinde kaldım. Zira, bu kış hiç faaliyet gösteremedim. En çok sevdiğim Fransada, gelecek sene daha fazla kalacağım.., Demiştir. Genç - yıldiz, " gazetecilerin hayatını nasıl geçirdiği ve yeni filimi hakkında suallerine de şu cevabı vermiştir: — Günlerim daima sporla geçer.. Kaliforniyada hertkes sporla meşgul olur. Ençok sevdiğim spor, tenistir. Şimdi Holivuda dönünce, "“Valâns yıldızı,, adındaki filmi çevirmeğe başlıyacağım.,, ANADOLU A 9 Glori, Marsel Chantalle ve Annabella | lere varmıştır: Cumhurreisi nezdinde uzun uzun bilecek bir karaktere sahib olmasıdır. Çok- sertresttir—Onun zafer hulyası, enerjisi sayesinde bir hakikat olmuştur. Herşeyde muvaffak olmak, en büyük idealidir. Mari Glori; hüznün manası- ni dahi bilmiyen bu kadın, daima şen, güler yüzlüdür. Ha yatın daima güzel tarafları görür. Hürriyet, onun için mukadderdir. Hoşuna giden berşeye sahib olmak, her ar- zusunu yerine getirmek ister. Anna Bella: Müessir kuvveti su ile mukayese edilebilir. Bir ovada kavisler çizerek akan ırmak gibidir. Fakat en ufak bir çakıl taşı bile onun yo- lunu değiştirebilir.. O kadar güzel ve o kadar zariftir ki; her insan, kendi- sinde ona karşı bir meclübiyet duyar ve onun yardımına koş- mak ister, Anna Bella haristir. Bulun- duğu vaziyet ve mevki onu Daima daha yükseklere çıkmak ister, irişi- tatmin etmez. lemiyecek mevkilere ulaşmak gayesini güder. Marcel Şantelle: Samimi- yeti ve hassasiyeti, hiç bir şeyle ölçülemiyecek kadar faz- ladır. Kuvvetli bir zekâya ma- liktir. Sahne hayatında her an | heyecan yaratabilecek kudrette | olan bu artist, san'atında şa- | yanı hayret derecede muvaffak olmaktadır. Güzelliğinden mağrurdur. | Fakat bu gururu, ona asale- | tini kaybettirmemiştir. Hayatta | önüne çıkacak her maniayı, aşabilecek derecede sebatkâr olan Marcel Şantelle, kendisi- ni herkesin sevmesini, hı)şa' gitmesini ister. Suriye mektubu: Suriye, Filistin, Erdün bir- leşmesi tahakkuk ediyor Şama gelen Filistin müftüsü, seyahati- nin bu mesele ile alâkadar olduğunu ve birleşmeye taraftar bulunduğunu söyledi Şam, (Hususi) — Filistin müftüsü Hacı Emin Hüseyin ansızın Şama geldi. Cumhur- reisini ziyaret etti, Vekillerle, Vatani kütle ricalile temas- larda bulundu. Müftünün — Suriyeye gelişi, Misirli Emir Mehmed Alinin (Suriye, Filistin ve Şarki Er- dün)ü birleştirmek teklifile alâ- kadar olduğu anlaşılıyor. İlk günlerde sükütu iltizam eden müftüden nihayet birkaç söz almak mümkün oldu, Mühü, evvelâ Filistinin tak- simi meselesini reddettiklerini söylediklen sonra, Suriye ziya- retinin Suriye - Filistin ittiha- dile alâkası yoksa da bu me- selenin müzakere ve mül âka- şaya değer olduğunu ve bu mübahaselerin Şamda ve Şam baricinde alâkadar memleket- lerde edebileceğini söyledi. Filistin. müftüsünün Suriye cereyan kalması ve bütün siyasi ricalle temaslarının devam etmesi (bir- leşme) - teklifinin iş sahasına geçtiğine delâlet ediyor. Müftü, bu işi inkâr etmek mümkün olmadığını görünce sualimize şu sarih cevabı ver- meğe mecbur oldu: “— Bu teklifi büyük bir memnuniyetle telâkki ettik. Arapi-mamleketlerinin..birleş: mesinden daha iyi ne işittiği: miz oldu. Bu ittihadın diğer Arap memleketlerine de - teş- mili arzu olunuyordu. Fakat reyimizi söylemeden meseleyi iyice tedkik lâzımdır.. Mühtü reisicumhur ve yasi rical ile temasının da Arap memleketleri işlerile alâ- kadar olduğunu söylemiştir. Emir Mehmed Ali teklifinin alıp yürüdüğü şundafi da an: laşılıyor ki; dün akşam topla- nan vatani kütle içtimaında uzun uzadıya bundan bahse- dilmiş ve toplanacak vatani kongresi ruznamesine alınmış: tır. Bu kongrenin açılacağı resmen şubelere bildirilmiştir. Toplantı günü, Paris heyeti gelmediğinden bir hafta sonra olacaktır. Bu kongrede heyetin Paris- teki müzakere ve temasları da konuşulacaktır. Vatani kütle ricali de Suri- ye-Filistin-Erdün — birleşmesi teklifini — iyi — karşıladıklarını söylemişlerdir. Bu teklifin Pa- ris ve Londraca da malüm olduğu anlaşılıyor. Şehbenderin Mısıra gitmesi de bu teklif ile alâkadardır. Doktor Şehbender, - vatani kütleye muarız değilse de, Mısırdan dönünce bir halk | fırkası açacağımı söylemiştir. Paristen gelen son haberde Fransız parlâmentosu hariciye encümeninin Suriye - Lübnan muahedelerini ele aldığı ve mandanın kaldırılarak — onun yerine — muahedelerin — kaim olması esasını kabul - ettiği bildiriliyor. Muahedelerin ya- kında Fransa parlâmentosunda tasdik edilmesi memuldür. <. B. Elum Neden istifa etmiş? Paris, 3 (Radyo) — Fran- sız muhalifleri, Şotan kabine- sine bir türlü ısınamamaktadır- lar. Pari Midi gazetesi, Fran- sanın, seksen milyar açık ve B. Blumun, para bulama- dığından istilaya mecbur kal- dığını yazmaktadır. B. Hitler İtalya Nazırlarından birini taltif etti. Berlin, 3 (Radyo) — İtalya Halk Kültürü Bakanı B. Ren- yo Alfiyeri, B. Hitler tarafın- dan nişanla taltif edilmiştir. Mısır ordusu İçin yeni plân yapılıyor Kahire, 3 (Radyo) — Mı- sır Harbiye Nazırı, Misir or- dusu için yeni bir plân ha- zırlamağa başlamıştır. Mısır metrük mevkiinde as- keri bir tayyare istasyonu te- sis edilecektir. Amerika dahilinde Yeni tayyare postaları tesis edildi.. Nevyork, 3 (Radyo) — Ame- rikanın en uzak yerlerine ka- dar gidip gelmek üzere tesis olunan hava postaları, dünden itibaren işe başlamıştır. Bu postalarda kullanılacak -olan tayyarelerde radyo telefon te- sisatı da vardır. Yolcular, yolda istedikleri merkez ve memle- ketle muhavere halinde bulu- nabileceklerdir. İtalyan-Alman Teklifleri için ne yazıyorlar Roma, 3 (A.A.) — İspan- yada iki tarafa muharib sıfa- tının tanınması — hakkındaki İtalyan - Alman teklifleri mat- buat tarafından Roma ve Ber- lin hükümetlerinin (konstruk- til) arzularının yeni bir delili olarak tavsif edilmektedir. Lavaro Fascista gazetesi ezcümle diyor ki: *Bu teklifler kontrol siste- mine dört devlet arasındaki 12/6 tarihli anlaşma hüküm- süz kaldıktan sonra dahi de- vam edebileceğini göstermek- tedir. Zorluklar hakikaten ik- tiham edilmek istendiği vakit daima bir çare vardır. Alman- yanın ve İtalyanın (konstruk- Hf) arzusu bir kere daha sa bit olmuştur. Matbuat İngiltere ile Fran- sanın bu tekliflere muarız ol- duğunu — gizlenmekle — bera-- ber İtalya ile Almanyanın vaziyetinin altüst edilmesine hiçbir. suretle muvalfakat et- miyeceklerini de teyid etmek- tedir. , Sayfa $ Zokkafın —— l öşesi Gene şükredelim ki; Umumi harb içinde İzmir- den İstanbula yolculuk - yap- | mak mühim bir mesele idi, | Denizler kapalı, şimendiferle- rin servisi berbad ve noksan: | dı. Fazla olarak yolda eşkiya — çıkar, trenleri söyardı. | Trenlerde yer " bulmak #ve | bir bilet alabilmek için mut- laka bir simsarın delâleti ve | bir miktar anafor parasının verilmesi lâzımdı. Şimdi çok şükür, ne böyle külfetler ve ne de soyulmak gibi tehlike- ler var. Vapura biner, serin serin İstanbula gidersin. Yal- nız kamara bulmak, bilet al- mak güç. Çünkü izdiham fazla, vapurlar azdır. Çünkü vapur seferleri kışın ne İse yazın da odür. Çünkü İzmirle İstanbul arasında haftada iki vapur vardır. ..ı Geçen hafta İstanbula git- mek kararını verip kamaralar- da yer olmadığı cevabını ala rak yalnız bir haftacık geri kalan yolcular konuşuyorlardı: — Yahu bu izdihama bir çare bulunamıyacak mi? — Anlaşılan, yeni vapurlar gelinciye kadar bu vaziyeti çekeceğiz. — Çok şükür vapurlar bi- zim. Kendi vapurlarımızın şe- refine biraz sıkıntı çeker, beş on gün geri kalırız.. Amma.. Nihayet günün birinde gene muradımıza nail oluruz. — Bunun kestirme yolu va- purları kaklırınak, İzsir yel- cularını da karadan, ya yayan veyahud trenle İstanbula sevk etmektir. Dayanamadım, tanıdığım bu yolculardan birine çattım ve dedim ki; — Ne olur, yirmi dört sa- atlik bir zahmet çok mu? Ka- mara yoksa, kabine ve boş yatak yoksa salonda yatılmaz mı? Yahud güvertede serin serin gidilemez mi? Ya maa- zallah insan yerine dünyaya öküz olarak gelseydik halimiz nice olurdu. Yahul bu yaz cehennemde ambarın dibinde seyahat eden zavallı hayvan- cıklara bakıb biraz ibret al- mak ve şükretmek lâzım? Zakkumoğlu Kadın tayyareci bulunamadı San Fransisko, 3 (A.A.) — Kadın tayyareci Earhart şim- diye kadar bulunamamıştır. Bir taraftan sahil muhafızları tayyarenin saat 20-30 dan sonrada — havada kalmıyaca- ğını ve tamamile madeni ol- duğu için suyun yüzünde du- ramıyacağını söylemektedirler. Diğer taraftan da tayyareyi inşa edenler su geçmez harzi- neleri — sayesinde — tayyarenin batmadan daima suyun sathın- da kalabileceğini iddia etmek- tedirler. Honolulu, 3 (ALA.) — De- niz üssü kumandanı araştır- malara iştirak etmesi için emir almıştır. Hâlen Honolu- luda bulunan “birkaç torpido muhribile 20 kadar tayyare ve tasca vapuru - Earbartı ara- maktadırlar. San Fransisko, 3 (A.A.) — Honoluludan alınan bir ha- bere göze, tayyareci Emelia Earhart büyük Okyanosa düş- Müştür.