15 Haziran 1937 Tarihli Anadolu Gazetesi Sayfa 2

15 Haziran 1937 tarihli Anadolu Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

ŞŞ TTT FGT 7 Atatürkün son eseri Büyük Türk, ——— Trabzondan dönerken, uluvvü cenabın ve millet sev- gilinin gaherer bir Örneğini daba gönterdi. Yıllarca, Anadolunun bazı toprak parçalarında yevi Türk enerjisinin, çalışmasının birer delili olarak bakıp ıslah ettiği, ücsseselerini, hayvanlarını kâümilen Atatürk, ancak milletin sevgi ve sevinci ile bahtiyar büyük muradlara, en yüksek mevkilere diği çifiliklerini, imalâthanelerini, m devlete bağışladı. olmağı bildiği içindir ki, en erişmiştir. yeni Türk tekmiği ile müsbet kurduğu ve düzenle- O, bugün çifliklerini de verirken, hepimiz, vicdanımısın ter temiz iltisas ve minneti ile, onun daha neler ve neler verdiğini batırlıyabiliriz: Atatürk bize, gönülü vermiştir, rahunu, imanındı, ni, dehamının günüşleri kıskandıran ışığını, millet nasıl diriltili: en ileri saflara masıl götürülür, bir milletin nasıl yaratılır, bi hep bunların misallerini vermiştir. sevgisini, enerjisi- hayatım vermiştir. Bir millet r, bir geri millet bir hamlede bütün yokluğu nasıl silinir, Cebhelerde, düşman obüsleri altında gençliğinin en tatlı, en - güzel samanlarını vermiştir. İstiklâl mücadelesinin devamınca, koarda, toprakta, taş parçalarımı yastık yaparak ve her mahrumiyete, ber wstıraba katlana- rak, bizim kurtuluşumuz için, kendisini vermiştir. Bu devamlı feragatler, ba ardı arkası kesilmiyen emsalsiz lar, toplana toplana, işte bu mesud ve hür vataı Bize benliğimizi, bize istiklâlimizi, bize bize vermiştir. daha doğrusu.. da bize vermi milli haysiyet ve şerefimizi vermiştir. Hakikatte, bu vatan onun malıdır, ba millet onan —malıdır.. Onun; adı bile bu manevi tesahübün en güzel, en parlak bir delilidir. “Ata- türk,, diyoruz ona... O, herşeyi ve herşeyi bize verirken, emin olmalıdır ki, gene herşey ve herkes onundur, onun olacak, onun kalacaktır. Türk tarihinin onun: Ta başlıyan faslından ebediyete kadar devam edecek olan kısm da onun- 'dur.. Bize verdiği büyük armağanların şükranını biz'de böyle ödiyeceğiz. Bir ın-'ılırop hikâyesil *& Cezairde Berberilerin me- zarlıklarında araştırmalar ya- pan bir asarıâtika mütehassısı, “Şerşelde iki asırlık bir kadın mezarı açmış, fakat bundan ©n saat sonra şüpheli âraz ile gılıl.ınırık ölmüştür. *Bu kadının iki asır evel sari bir hastalıkla öldüğü mu- hakkaktır.. Mikroplar iki asır bu mezarda yaşamışlar ve şimdi de bu zavallı mütehas- sısın ölümüne sebep olmuş- lardır.. Demiştir. Gazetecinin ilim ve irfanına kırk bir kere maşaallah! Reklâm mı yoksa?.. Fransada bir muharrir, B. Gabriye Şövalye, bir roman yazmış ve bu roman az za- manda binlerce nüsha satılmış ve _kııileıini çok - eğlendir- Miştir. Fakat romanın mevzubahs ittihaz ettiği Kloşmerle kasa- bası*belediye reisi muharrir aleyhine bir tahkir ve teşhir davası açmıştır. Mubarrir, bir taraftan ese- rinin 300,000 nüsha sattığını görmüş, beri taraftan da bir milyon franga mahküm olmuş- tur. Buna rağmen — muharrir | bu defa da meşhur Sen Ka- len kollejini mevzu - ittihaz ederek ayni şekilde bir eser hazırlamağa başlamıştır. Bu eserden de karilerin çok mem- nun kalacağı söylenmektedir. Kırılmaz tabaklar.. Rusyada biri Kiyefte olmak üzere iki tane fabrika vardır ki, bunlar kırılmaz tabaklar yapmaktadırlar. — Bu iki fabrikanın tabakları | kâğıttan mamüldür. Bu sebep- — Je hiçbir vakit kırılmazlar, fa- — kat... kolayca yırtılırlar! Rokfellerin Hasep ve nesebi Geçenlerde ölen milyarder — Rokfellerin aslan Fransız ve N ;Rnklöy ailesi mensuplarından iddia edilmeğe b y — olduğ Orhan Rahmi Gökçe mıştır. Maamafih bu iddia pek te boş değildir. Çünkü 1914 senesi Ağustosunun ikinci günü, yani Umumi harbin patlak verdiği sıralarda Fran- sada Aveyronda Millanda şüp- heli bir İngiliz tevkif edilmiş fakat bu adam: E ecdadını. arıyorum; — Rokföy | Fransız aile isminin Rokfeller olduğunu sanıyoruz! Demiştir. Yapılan tahkikatta bu adamın Rokföy ailesi efra- dile bu mesele üzerinde te- mas ettiğini göstermiş ve ser- best bırakılmasını mucip ol- muştur. Hareket ve bereketl Fransada, doğum azlığın- dan şikâyet çok büyüktür. Böyle bir şikâyeti sütunlarına derceden bir Fransız — gazete- sine genç bir kadın şu mek- tubu göndermiştir: *Birisi 3 buçuk, diğeri iki, üçünsü de bir yaşında olmak üÜzere üç çocuk Aannesiyim ve dördüncü çocuğum da kar:- nımdadır. Benim yaşım henüz on sekiz, kocamın da 23 tür. Kocam da resmen boş gezen- lerdendir, İşte... Doğuruyoruz, fakat — çocuklarımıza — değil, kendimize bile yiyecek bula- mıyoruz.. Bu kadının üç çocukla bu kadar telâşa düşmesine hacet yoktur. Çünkü 30 yaşına ge- linciye kadar bir düzine ço- cuğu olacaktır. Şikâyet ve fer- yadını o zamana bıraksın! Acayip bir sergi İngilterede Riding kasaba- sında ve güzel san'atlar mü- essesesinde bir sergi açılmış- tır. Bu sergide Çinin, Hindin, Arabistanın, İranın, Afrikanın ve bütün Avrupanın muhtelif zaman ve yerlerde kullandığı oyun kâğıtlarından mürekkep- tir. Bunlar içinde cidden ga- rip veya san'atkârane olanlar da vardır. Buca yolu ço 8000 Kilo mazot döküldü Buca belediyesi Bucanın bü- tün şoselerine 8000 kilo ma- zot döktürmüş ve bu güzel nahiyeyi tozdan kurtarmıştir. Yalnız tozdan değil, sivrisinek- ten de kurtarmış bulunuyor. Bunu, bundan bir müddet evel Bucaya gelen mütehassıs bir Fransız tavsive etmişti. Kültür hareket ve haberleri Muallimler birliğ, çocukların tatildeki boş zamanlarını fay- dalı bir şekilde geçirtmek için bir çocuk kulübü teşkilini dü- şünmektedir. Ebeveynin çocuk üzerindeki bilgilerini ve çalış- malarını artırmak için * Evde okul,, namı altında bir kitap ta çıkarmak arzusundadır. . .. Kültür direktörlüğü; - tatil mevsimi için bir muallimler kampı kuracaktır. Yeri tesbit edilmek üzeredir. ..ı Busene fuarda, lebe işleri sergisi kararlaştırılmıştır. İşçi isteniyor Kemalpaşadan aldığımız bir mektupta, tütün için ameleye ihtiyaç olduğu bildirilmektedir. Ameleye dizdirilecek bir değnek tütün için yedi kuruş işçi hakkı verilecektir. Ölçüler başmülettişi Ege mıntakası Ölçüler ve ayar müfettişliğine İktısad Ve- kâletince Samsum — mıntakası ölcüler ve avar bhasmüfettisi Eq'cr tayin edilmiş ve şehri- mize gelerek dünden itibaren vazifesine başlamıştır. İlkokul ta- de açılması Ebe, çocuk Bay Azizindir, diyor.. o —— Çocuğa Şadi ismi verilmesi neden ileri gelmiş?. ”” Ebe Bn. Saffet — Bucada oturan Şadi namın- daki çocuğun Baytar B. Azizle* Bursalı fabrikatör B. Mehmed arasında paylaşılamadığı ma- lümdur. Şadi, Baytar B. Azi- zin nezdindedir. Fabrikatör de, bu çocuğun, sekiz sene evel çalınmış olan kendi çocuğu Sadi olduğu iddiasında berde- vamdır. Dün bir arkadaşımız, küçük Şadiyi kendi elile aldığını söy- liyen ebe Bayan Saffetle ko- nuşmuştur. Arkadaşımızla cbe arasında şu muhavere geç- miştir: — Şadiyi siz mi kendi eli- nizle aldınız? cuime FrapiSağisin eT krAK sokağındaki evinde 1340 se- nesinin 24 Eylül Çarşamba günü öğle üzeri aldım. Hatta Kömür buhranı mı? Köylüler gene kömür imal edebilecekler Ortada îilaşan şayialar asılsız- dır. Orman müdürü ne diyor? Son zamanlarda kömür buh- Halk arasında yeni orman ranından - bahsediliyor ve bu mevsimde İzmirde kilosu beş kuruştan kömür - satıldığının hiçbir vakit görülmediği iddia olunuyor. Kömür tüccarları, Kara ve denizden İzmire gelen kömürleri mütemadiyen stok et- mekle meşguldürler. Şimdiye kadar durmadan kömür stok eden kömürcülerin ellerinde onbinlerce kilo kömür vardır ve kömür tüccarları, stok kö- mürleri satmamakta ve kışı beklemektedirler. Ayni zaman- da orman idaresinin bundan sonra ormanlardan kömür ima- line müsaade etmiyeceği hak kında muhtelif şayialar da de- veran etmektedir. Bu mesele- ler hakkında dün bir mühar- rimiz orman müdürü B. Sami Kılıcını görmüş ve kendisile görüşmüştür. B. Sami Kılıcın deniz yolile İzmire kömür gel mekte devam ettiğini ve pera: kende olarak deniz kömürü- nün 4,5 kuruştan satıldığını söyliyerek demiştir ki: — Bu mevsimlerde, köylü- ler, kömür imal etmemektedir- ler, sebebi de bir müddetten- beri açılmış olan muhtelif iş- lerde daha fazla para kazan:- malarıdır. kanunile köylüye —mahrukat imali için müsaade edilmiye- ceği hakkında bazı şayialar deveran etmektedir. Herkes, orman memurlarına bunu s0- rnyol'muş. Yeni orman kanununda köy- lülere gerek mahalli, gerek şahsi ihtiyaçları için mevsi- minde ruhsatname - verilerek kömür imaline müsaade edi- leceği hakkında hüküm var- dır. Bu hükme karşı, tereddüt ve şüphe asla caiz olamaz. Yalnız şimdiye kadar mecca- nen intifa eden köylüler, bun- dan sonra tarifede yazılı üc« reti vereceklerdir. Eski orman nizamnamesi mucibince hazirandan itibaren ormanlara girmek yasak edil- mişti. Her sene, orman yangı- nı tehlikesine karşı bu tedbir alınmakta idi. Busene de aynı şekilde tedbir alınmıştır. Fa- kat teşrinisaniden itibaren ge- ne mahrukat ruhsatnameleri verilmeğe başlanacaktır. Orman müdürünün yukarı- daki izahatından anlaşıldığına göre ormanlarda kömür ima- line müsaade — edilmiyeceği hakkındaki haberler, tamamen asılsızdır. Şadi, bir sene sonra çocuk müsabakasına girdi ve kazandı. — Fakat bahsettiğiniz çocu- ğun öldüğünü söylüyorlar? — Hayır. Böyle birşey ol- mamıştır. Evet Bay Azizin ölen çocuğu, hatta düşeni bile vardır. Şadinin doğumundan bir sene evel bir çocuk düştü. Ve üç sene sonra da bir oğlu oldu. Onu da ben kendi elimle aldım. Fakat zavallı iki sene sonra gözlerini yumdu. İşte ölen çocuk budur. Ve geçen sene de Aysel isminde bir kızını aldım. Çocuk sağdır. — Peki, bu isim meselesin- deki benzerliğe ne dersiniz? — Olabilir. Ne olmamış ki, bu da olmasın!. Bay Aziz çok iyi bir dostu- muzdu. Kocam da baytardı. Biribirlerini kardeş gibi sever- lerdi. Ve gene bu dostlüuk neticesi kocam merhum yüz- başı baytar Ali Şadi kendi adını çocuğa verdi. — Size hiç müracaat eden filân oldu mu? — Hayır. Daha resmen hiç- bir müracaatta bulunan olma- dı, Yalnız dün beni Eşrefpa- îıdnki evimde birisi aradı. konuinın DİF. gazeotes n ğunu, İstanbuldan geldiğini ve adının Ahmed Rifat olduğunu söyledi. Fakat onun bir gazeteci ol- duğundan şüphe ettim. Şaşkın tavırları vardı. Söylerken va sorarken tereddüt içindeydi. — Bu çocuk hakkında baş- ka bir diyeceğiniz yok mu?. — Daha ne diyeyim. Şadi Bay Azizindir. Ve bunun ak- sini iddia etmek boştur. Bay Mehmedin hareketi hoş görü: lebilir. O da bir babadır. Yav- rusunu kaybeden bir baba, Fakat bu çocuk üzerinde ısrar etmesi boştur. .. Bursaya giden Bay Mehmed henüz gelmemiştir. Bucada Tireli Bay Mustafa- nın evinde misafir bulunan Bayanı, Bayan Beytiye, ken- dine sorulan suallere karşı: — Kocamı bekliyorum. Ben de sizin gibi herşeyden biha- berim. Demektedir. Buca Nahiye müdürlüğü tarafından — yapılmakta — olan tahkikat yakında bitecektir. 1927 yılında memlekette umu- mi nülus tahriri yapılmıştı. Halbuki Sadi 1929 yılında kaçırılmıştır. Şadi, Baytar B. Azizin hakiki oğlu olduğu takdirde 1927 tahririnde ba- basının evinde tahrir fişine yazılmış olmak lâziımdı. Buca Nahiye müdürlüğü tarafından nüfus müdürlüğünden bu tah- rir fişi istenmişti. Gelen ce- vapta bu fişin, Dahiliye Vekâ- letinin emri mucibince on yıl- hk diğer evrak ve fişler me- yanında yakılmış olduğu bil- dirilmiştir. Bundan sonra ha- kikat. Adlivece vanılacak tat- 15 Haziran $ Karşıyaka stadının — temeli atıldı —Başı | inci ıalıı'/edf < " Karşıyakada inşa edilcek stadyumun temelatma merâ” simi pazar günü yapılmıştır Merasimde vali B. Fazlı leç, Müstahkem Mevki kumâan” danı, Parti Karşıyaka 0CA ve Yamanlar kulübü reisi Süleyman, şehir meclisi Ü leri, sporcular, izciler ve me tepliler hazır bulunmuştur. Askeri bandonun çıl_d'!l İstiklâl marşı ile merasfi başlanmış, müteakıben Süleyman bir söylev vtr:"_kî Karşıyakalı gençlerin daha ! çalışabilmeleri için yapılmaktt olan bu stadın, büyük faydi lar temin edeceğini Iıöyk' T sahanın kurulmasında bi yardımları görülenlere kür etmiştir. ğ Yamanlarsporun - santert'l B. Melih te sporcular ni bir nutuk iradederek, bundü” böyle daha fazla çalışılacı vadetmiştir. V’ı En son olarak söyliyen B. Fazlı Güleç; partinin $f işlerile yakından ilgilenea; a ik | İzmirde en mübrem ıtıd açlarının iki sene içinde ©. | îıı:i'.:dilmckle beraber, Vİ' ve mülhakatında yeni yen! çe tiyaçlara göre daha fazla dv sahaları vücuda geür'ılıe # ve mektepler; - gençlerin elmelerini temin © =lırın bedeni - kabil cd" inkişafına yardım edet beyan etmiştir. Vali te ilk harcı atarken: — Türk gençliğine şğ faydalar temin etmesi, gl' N lüğün cihan durdukça d j tememnilerile. Demiş, bundan sonra Müstahkem kumandanı melin ilk taşını koymuş. rasime son verilmiştir. Kurun arhadaşm"’ 100 paraya (KURUN - eski adı VA;I'E sayısını İ00 parayı ind Bununla beraber, arkad;'[’; eski büyük hacmini mu etmektedir. Her satıcıdan t fiata alnabileceği bibi "“. 100, üç aylığı 276, altı A/'i, * 500, yıllığı 950 kurüşü aböne yazılır. İstanbul î:; tesi okayanlara tavsiye Enstitüde sergi yi Kız enstitüsü sergisi © gün açılmıştır. kikat ve verilece' ü cesinde meydana çıkacâ Bursada bulunan fnbf'”; B. Mehmedin ıkııbl"“rf fabrikator B. Refik İırnîf'g'J miştir. Bu zat, bundan '6, kendilerine dört çocuk 'piS terilmiş olduğunu, onları? j birinin Sadi olmadığı üzerlerinde durmadıklarıf! gü kat Bucadaki Şadiyi ıî:' de görünee derhal ara! 4# Sadi olduğuna hükmett söylemiş ve: — Bu çocuk, bizim çç ğumuzdur. Onu, B. Azitt lim eden adamı dâ bîİM Fakat bu adamın ismint! liyede - söyliyeceğiz. Ç';Ş almadan İzmirden git g, ğiz. Demiştir. Fabrikât' Melimedin de bugünlerd'fv- katı ile birlikte İzmire gbif€ ceği haber alınmıştır. N W müdürü B. Şem'i, şîmd'fg»j- dar yapılan tahkikattâ B Ğ zin leh ve aleyhinde bi sözler söylenmiş olduğu?” —— dirmistir. ü

Bu sayıdan diğer sayfalar: