— r a— — SERŞTTRM T Y a Saylfa 6 Numara — 23 a G 'ANADOLU Fuarda yenı pavıyonlar | Yazan: M. yAhan Wuhaşı, askerce bir'selâm'vererek | ” Kiyaraya bir mektüub uzattı * — Görüyursunuz Sinorinal, | İşte kulaklarınızla duydunuz. |Kiyara, kısaca: — 'Evet! Dedi. Şimdi “onu düşünü- yyordu. 'Onun hakkında ve tkendi kalbindeki aşkı mah- ikâm <eden ilk kararı şimdi yavaş yavaş değişiyordu. Meç- ihul Korsanın, 'hakikaten, Do- ikanın dediği gibi, âdi bir ymaceraperest olduğunu anla- saydı, ıztırabı. çok derin“ola- <aktı. Çünkü sevdiği erkek, gözünün önünde düşecek, al- çalacak, bütün hüviyetini kay- bedecekti. Halbuki o, Meçhul Korsanın, — dillerde - dolaştığı gibi bir kahraman olmasını istiyordu. Hatta, kendisinden ebediyen ayrılsa bile... Gondolcuya: — Biraz açılalım, hava al- mak ihtiyacındayım! Dedi ve sahilden kırk elli metre açılınca peçesini açtı, göklere baktı: Yıldızlar doğmuştu. Ufukta, ince bir sarılık vardı. Biraz sonra ay da yüzünü göstere- cekti ve gece, görünüşe na- zaran çok güzel olacaktı.. — Acaba nerede, ne oldu? Diye mırıldandı. Rozita bu mırıldanışı duy- muştu: — Merak etmeyin Sinyori- nam -dedi- onun başına bir felâket gelmiş olsaydı, şimdi Venedik kalesinden toplar atı- hır, bayramlar yapılırdı. Doka, onu ele geçirse, Venediği ayağa kaldırırdı.. Değil mi? Kiyara, hakikaten bu ciheti düşünmemişti. Sevinçle: — Evet -dedi- doğru söy- Küyorsun Rozita! Fakat nereye saklanmış olabilir? — Bilinmez ki... ki Sinorina!.. Göndol ağır ağır ilerliyor- du. Kendisi için, bir karar wermek zarureti vardı. Vazi- yet, kalbinin aleyhinde idi. Yani bugün tam manası ile Dokanın elinde ve emrinde bulunuyordu. Bunun aksine hareket etmek için, tek çare şu idi: Meçhul Korsanla kaçıp gitmek! Böyle bir hareket, tehlikeli de olabilirdi. Çünkü Meçhul Korsanı henüz lâyıkile tanımış değildi. Onunla savuşub git- mek Venedikte bomba gürül- töüsü ile patlıyacak bir skan- dala sebebiyet verdikten sonra, Meçhul Korsan da lâalettayin bir haydut olarak çıkarsa, hâ- diseyi sadece ölüm temizliye- bilecekti. Bu cihet onu kor- kutuyordu. Rezil ve sefil ola- caktı. Adının etrafında topla- nan sevgi ve hürmet dağıla- cak, bütün Venedik, bütün hıristiyanlık âlemi onu tel'in edecekti. Bir saniye için böyle bir vaziyeti tahayyül eder gibi oldu ve titredi... İşi mukad- derata bırakmaktan başka çare yoktu. İçini çekti: — Dönelim! Dedi... Bilinmez beraber — Gene müteessirsiniz Sin- yorinam! — Evet Rofital.. Çok mus- tartbim.. Maalesef mahkümum, Dokânın emrindeyim.. — Göne aynı ümitsizlik.. — Maalesef öyle.. Evet, ©, benim nazarımda gene eski kıymetini büldu. Fakât Doka, bu macerayı ârtık öğrenmiştir ve beni çök fena bir Vütiyette brrakiniştir. Şerefimi temizle- mekliğiti Tçih, onun emrine uymaklığım lâzımdır.. — Ya izdivacın bir an evel yapılmasını da isterse.. — Ona da muvafakat ede- ceğim.. Sandal iskeleye yaklaşmıştı. Evvelâ gondolcu fırladı, sonra Rozita çıktı. Hizmetçi kız rıh- tıma ayak basınca elini Kiya- raya uzattı. Kiyara, bu eli tu- tarak henüz sahile çıkmıştı ki, ileriden bir gölgenin çıktığını gördü. Kendilerine doğru ge- liyordu. Durdu, ona baktı: Gelen, yüzbaşı Ventoriyo idi. Bu geliş, her halde hayırlı olmıyacaktı. Çünkü artık onun her gelişini, uğursuz görmeğe başlamıştı. Yüzbaşı, askerce bir selâm vermekle beraber derin bir reverans yaptı ve bir mektup uzattı: — Doka hazretlerinin se- lâmlarile beraber.. Kiyara mektubu alırken elle- rinin titrediğini duydu: — Teşekkür ederim yüzba- » Cevap bekliyecek misiriz? — Hayır, böyle bir emir almadım Sinyorina! Müsaade- nizle çekiliyorum.. — Gidebilirsin yüzbaşı... Yüzbaşının tavırlarında bir nevi istihza ve lâübalilik sezer gibi oldu. Asabi bir bakışla yüzbaşıyı tepeden tırnağa ka- dar süzdü. Dokanın yaveri, sarardı, fakat belli etmedi, tekrar selâm vererek uzaklaştı. Kiyara, seri adımlarla sa. rayın bahçesine geçti: — Rozita, beni takib et!, Diyerek merdivenleri tır- mandı. Rozita, derhal mum- ları yaktı, Kiyara da Dokanın altın yaldızlı damgasını taşıyan büyük zarfı yırttı ve satırlara bir göz attı: Doka, ertesi gün öğleden evel kendisini ziyarete gele- ceğini ve hayati meselelerin konuşulması — icab ettiğinden saraydan ayrılmamasını bildi- riyordu. Kiyara, sendeledi, Rorzita yetişib onu kolundan tuttu: SADAT — Sinorinam... — Felâket kızım, herşey bitti. Yarın, Dükle evlenmek- liğim meselesini kat'i karara bağlamağa gelecek. Kurtulmak ümidi de hiç yok... — Sonu var — Bu akşamki pragram İstanbul radyosu Gündüz neşriyatı: Saat 12,30 — 14 Halk tür- küleri, havadisler, hafif musiki, Akşam nesriyatı: Saat 18,30 Dans musikisi, 19,30 spor musahabeleri, 20 B. Rifat ve arkadaşları tara- fından Türk musikisi, 20,30 B. Ömer Rıza tarafından arab- ca söylev, 20,45 Bn. Safiye ve arkadaşları tarafından Türk musikisi, 21,15 stüdyo orkes- trası, 22,15 ajans ve borsa haberleri, 22,30 seçilmiş mu- siki parçaları. Ankara radyosu Gündüz: Saat 12,30 - 13,30 plâkla hafif musiki, halk şar- kıları, havadisler. Akşam: Saat neşriyatı, 19 Türk musiki hey- eti tarafından — şarkılar (Bn. Makbule ve arkadaşları), 19,30 saat ayarı ve arapça neşriyat, 19,45 Türk musiki heyeti ta- ralından şarkılar (Bn. Servet ve arkadaşları), 20,15 konfe- rans ( B. Kâzım Nâmi Duru tarafından), 20,30 plâkla dans musikisi, 21 ajans haberleri, 21,15 stüdyo salon orkestrası. Belgrad radyosu Saat 20,45 te Türkçe neş- riyat, Veysel hamamı açıldı Birbuçuk senedenberi kapalı kalan Kemeraltı caddesindeki çıkmaz sokakta Veysel hamamı bu kere yeniden tamir — edil- mek ve mükemmelen tezyin olunmak üzere tecdiden muh- terem müşterilerimize amade bir vaziyete getirilmiştir. Tek- mil mobilyası da yeniden te- darik olunarak saygılı müşte- rilerimizin hertürlü istirahatleri temin olunmuştur. Teşrif ede- ceklerin herhalde memnun ka- lacakları birinci defada belli olacaktır. Fiatler de son de- rece ucuzdur. 18,30 plâk | Bazı müeğse. seler büyük Bina. lar “yâptıracaklar L Kültürparkta — fuar hazırlık- larına ehemmiyetle devam edil- mektedir. Basimnahaneden Al- sancağa doğru, iki tarafı çam ağaçlarile süslenen yolun be- ton inşaatına devam edilmek- tedir. Bu yol, fuar gazinosu- nun — arkasından Fuar gazinosunun bodrun kıs- mında büyük bir , mutfak vü- cude getirilmek . için yakında inşaata başlanacak, ortadaki büyük salon ile en üst katta- ki terasa da genişletilecektir. İkinci büyük havuzun inşasına da başlanmıştır. Bu havuz da müteaddid . fiskiyeli ve çok güzel olacaktır. İzmirdeki bir çok mühim ticarethaneler, büyük bir pa- viyon yaptırıb eşyalarını bu paviyonda teşhir etmeğe ka- Topladıkları paviyon parasını fuar komite- sine veren bu müesseselerin paviyonunu komite - yaptıra- caktır. “Türkiyenin muhtelif ticaret odaları tarafından fuar- da paviyon inşası için büd- çelerine koydukları para da fuar komitesi emrine verilecek ve bu para ile komite büyük bir paviyon yaptıracaktır. Ti- caret odalarının fuara göndere- gaçecektir. râr vermişlerdir. cekleri muhtelif eşya ve ma- mulât, hep bu paviyonda teş- hir olunacaktır. İzmir Ticaret ve Sanayi odası müstakil bir paviyon yaptırmaktadır ve bu paviyo- nun inşaalı epey ilerlemiştir. Fuar komitesi, bu seneki fuar için ceb takvimi büyük- lüğünde güzel bir broşür ha- zırlamaktadır. Bunda muhtelif tarifeler, İzmirin gezilecek ve görülecek yerleri hakkında malümat bulunacaktır. Amerika ve İngilterede fu- ara karşı alâkadar Balkan Herald gazetesi (Bir çalışma rekoru) başlığı altında İzmir enternasyonal fuarı ha- zırlıklarından bahsetmekte, gö- rülen faaliyeti takdir etmek: tedir. Bu yazıda ezcümle de- niliyor ki: “Türkiye, bilümum ticari ve endüstriyel firmalarının çok iş yaptığı ve en Tfazla kazanç temin ettiği bir. memlekettir. Türkiye ile ecnebi memleket- ler arasındaki iktısadi müna- sebatın inkişafına İzmir fuan büyük hizmetler ifa etmekte- dir. Fuarın bir hususiyeti de Cenubu Şarki Avrupasının çok işlek bir limamı ve Akdenizin en güzel bir şehri olan İzmirde yeşil Kültürpark içinde kuru- luşudur. Fuarın modern mü- esseseleri, eğlence ve spor | Amerikada yakın 3T Mayıs 93? LA Mıllı kumede İzmirin sofi v_azıyetı Birbuçuk'ay Var ki, üç şehir takımları, “Milk küme, nin peşine takılarâak, İstanbul, İzmir ye Ankara arasında mütema: diyen mekik dokuyorlar. Kısa bir zaman sonra ise, bu faali- yetin ardı alınacak, yerine ge- ne mahalli müsabakalar baş- hyacaktır. Bu işin içine her nasılsa atılımnış bir insan olarak ver- diğimiz' maçların bende uyan- dırdığı intibaları yazmağı fay- dalı buldum: 1 — Bu memlekette bir ha- kem gailesi, bir de onunla beraber yürüyen bir şehircilik ihtirası, yani bilâkaydü — şart hakemin kendi takımlarına mu- zahir olmasını istiyen bir sa- kat zihniyet iptilâsı vardır. Üç şehirde yapılan maçların idare tarzı, matbuata aksetmiş olsun olmasın, gizli kapaklı, ince veya bariz bir hakem ta- rafgirliğinin mevcud olduğunu bize göstermiştir. Çünkü her hakem bir kulübe mensuptur ve her maçın da, haftalarca sonra verilecek diğer bir maç ve Onun hakemile alâkası var- dır. Bizde kuvvetli hakem ol- madığını söyliyemeyiz. Çünkü hakikati tahrif etmiş oluruz. Ancak, bizdeki hakem, o va- zifenin icabatını tatbikte ge- ridir. Bunu İzmirde de gör- dük, Ankarada da, İstanbulda da.... Binaenaleyh, gelecek se- OTTE CALAF DAT N yerleri ziyaretçi ve ekspozan- ların bütün ihtiyaçlarını tama- mile karşılıyacak — zenginlik- tedir., Gazete müdürlüğünden fuar komitesi reisliğine aşağıdaki mektub gelmiştir: *İzmir fuarının yüksek ida- reniz altında kısa bir zaman içinde kazandığı muyaffakıyet ve Türkiye ile ecnebi mem:- leketler — arasındaki — iktısadi münasebatın inkişafına yaptığı büyük hizmetler İngiltere ve bir alâka ile takib edilmektedir. Fuarı- nız hakkında eccnebi gazete- lerde ve bilhassa İngilizce ga- zetelerde çıkan her yazı ge- rek Londra ve gerekse Nev- york halkı tarafından hevesle okunmaktadir. İngilizce olarak neşredilmekte olan gazetemi- zin Balkan memleketlerinde, Londra ve Nevyorkta binlerce okuyucusu vardır. Fuarınız için vereceğiniz yazıları memnuni- | yetle gazetemize koyacağımızı bildirir, göz kamaştırıcı man- zaralara sahib ve güzelliklerine doyum olmıyan memleketini- zin ve fuarınızın fotoğrafların- dan göndermenizi rica ederiz.,, İzmir Yün Mensucatı Türk Anonim Şirketi Halkapınar Kumaş Fabrikası ——— EVSİM DOLAYISİLE YENİ ÇIKARILAN KUMAŞLAR Sağlam, zarif ve ucuzdur YENİ YAPTIRACAĞINIZ ELBİSELER İÇİN BU -MAMULÂTI TERCİH EDİNİ ——— —- — —— — ——— —— ——— ——— ——— aa — Satış yerleri: İzmir Pamuk Mensucatı'Türk Anonim Şirketi ğ ŞİRKETİN MERKEZ VE FABRİKASI İZMİRDE HALKAPINARDADIR. — VE LEYLEK MARKALARINI HAVİ HER NEVİ KAVOT BEZİ İMAL YLEMEKTE OLUY MA Birinci kordonda 186 numarada Şark halı Türk anonim şirketi Mimar Kemaleddin caddesinde FAHRİ KANDEMİR oğlu YERLİ PAMUĞUNDAN AT, TAYYARE, KÖPEKRAŞ, ınNrnnN GEYİR RI AVRUPANNI AYNİ TİP MENSUCATINA FAİKTİR — b ğ 1 neye, bu senenin tecrübelel den istifade ile girmek | dır. Bu hususta bilhassa mıntakasının vazifesi çok M himdir. Çünkü iki şehir m larını diğer üçüncü şehird bir hakemle idare etmek p sibi ortaya atı!mışken bund vazgeçilmiş, bunun yerine İ mamen İrmir aleyhine net lenen bir şekil tatbik miştir. * Keza, şehirlerde maçlar? cereyanı arasında seyircilefi de oyun ve hakem üzeril müessir olmak gayretine dÜY| tüklerini gördük.. Halk, ker takımını tutabilir; buna hak? vardır. Fakat hîçbir zâd karşı takımın veya hakerti” kendi keyfine ayak uydı sını istemekte hakkı yoktu! 2 — Gene bu maçlât hakemlerin tesiri ile doğm fakat arkası aranıb - sorul yan bir vaziyet var ki, O bir çok takım oyunculi milli küme maçlarında dökülmesidir. İnsan, şu Doğanspor takımının düştü akıbete bakınca, muharrir # kadaşımız Çimdiğin ded gibi, onların bir. muhart€” meydanından dönüb geldij sanıyor. Keza, Ankaranın da ları var, İstanbulun da.. / şerait altında, yani , kadrolardan epeyce değif likle bitecek maçlar için; fice normaldir,, demeğe İ! nın dili varmıyor. Bir hakemlerin bile, idare si: leri, sertlik ve favuller kındaki telâkkileri ayrı dır. Halbuki oyunun da, kemlerin de muayyen bit deye tabi olmaları zti Mesclâ İzmirde herhangi hakem, herhangi bir-mi bir hareketi favul telâkki ken, diğer bir hakem hafta, aynı şekilde — vul len bir hareketi tabii yor.. Bu görüş ihtilâfınıf. sayd gibi maçın neticesi rinde müessir bir vaziyet le intikal ettiğini düşünü? vaziyeti daha etraflıca — mış oluruz. g 3 — İzmirli oyunculari! trenmanlarda gösterdikle übaliliğin emsaline, yerde rasgelinemez. ki, Menemen takımındi antrenman uırıırcüncı ve disipline hürmet kinden daha fazladır. imkân yoktur, çünkü amatördür. (Bir kısmının törlüğü de lâftan ibaret * Keza, birleşmiş ta bir antrenörün mevcud” rağımen hâlâ ve hâlâ 47 anlaşma yoktur. Ferdi T4 yet ve kudretlerini itir#” ğimiz oyuncular - bile oyunda, muayyen bir ve sistemin icablarını * getiremiyorlar. Bu 1 meselâ, eski Altay Vt nordu oyun sistemlerif!” leşemediği hakkında P nazar noktaları da işi' — Devam Almanya Rusya ile anl İstanbul, 26 ( Almanyanın, Sovye ıulnmkh duğu L