Sayfa 6 Numara — 12 ANADOLU Jjlüçok Ankaragücü ile Doğanspor da Yazan: M. Ayhan »diye bağırdı - senin gibi maskara değil! Yüzbaşı, bu hususta en kü- «çük bir tereddüt taşımıyordu. 'Hemen 'kılıcını çekti. Hafif bir ıslık çaldı. Pusudaki neferlerin ihepsi bu parolayı duymuş ve serapa dikkat kesilmişlerdi. Meçhul yabancı da bu ıslığı düymuüş ve derhal, kınından sıyrılmış iki yalın kılıca benzi- yen gözlerini etrafta gezdirmiş ve kamasının kabzasını da tutmuştu. Fakat kimseyi göre- miyordu. Yabancı, sahile yak- laşınca kayıkçıya: — Durl Dedi ve kesesinden bir gü- müş para çıkararak - fırlattı. Kayıkçı, paranın büyüklüğü karşısında, kandilli reveranslar yaparak eğildi, onu selâmladı. Yabancı, bir Geyik gibi sıçra- yıp sahile çıkmıştı. Sarayın, dirsek teşkil ettiği noktaya doğru yürüdü. Buradaki kapı- dan girmeği daha muvafık gö- rüyordu. Çünkü tam o sırada, © kapı istikametinden bir genç kızın. işaretini görmüştü. Fakat öraya varabilmek için, karşılıklı dürmüş büyük hey- kellerin arasından geçmek lâ- zımdı. Halbuki, gerek burada, gerekse biraz ileride, hassa mubafızları yalın - kılıç olarak bekliyorlardu. Yüzbaşı da daha ileride duruyordu. Meçhul yabancı, hiç tered- dütsüzce ve eli kılıcın kabza- sında olduğu halde yürüdü. İşareti veren, Rozita idi. O, “gelme!, şeklinde işaret ver: diği- halde anlatamamış ve -kopacak felâketi hatırlıyarak Bırakıp sarayın içine doğru kaçmıştı. Tam heykellerin arasına gel- mişti ki, sekiz kişinin, yalın kılıç kendisine - saldırdıklarını gördü ve kılıcını çekerek geri fırladı: e — Geril.. Uşak makulesi herifler! Fakat, bu, nafile bir hare- ketti. Çünkü yüzbaşının -ikinci bir ıslığı ile kapının gerisinde pusu kuranlardan sekiz nefer daha bu tarafa doğru koşma- ğa başlamışlardı. Yüzbaşı, bu on altı kişi kar- şısında, Meçhul Korsanın hiç bir şey yapamıyacağını anlıya- rak, yerinden çıktı.. Neferler, Meçhul Korsanı çevirmişlerdi. Fakat hamle yapamıyorlardı. Yüzbaşı: — Bana bak - dedi- Doka namına seni tevkif ediyorum.. Meçhul yabancının dudakla- rında müstehzi ve cür'et dolu bir tebessüm belirdi: — Ben, Doka, zoka tan- mam.. Erkek ve şerefli bir zabit isen, şu biçare askerleri geriye çek'te karşılıklı iki kılıç sallıyalım... Yüzbaşı bir küfür savurdu: — Haydat!. — Amma, namuslu ve erkek bir haydut.. Senin gibi kılıçlı bir maskara değill. Meçhul yabancı, bunu mü- teakıp bir küfür savurdu ve kılıcı ile havada bir daire çizdi: K ae Ve karşısındaki bir neferin üstüne sıçradı, bir darbede kılıcını, elinden sulara fırlattı ve sıyrıldı. Fakat ilerisi boştu, kaçamazdı. Denize atılmaktan başka hiçbir kurtuluş — yoktu, Fakat o takdirde suların içinde pek kepazece yakalanacaktı, İtidalini hiç bozmuyor, sağına, soluna mütemadiyen kılıç dar- besi savuruyordu, Ve bilhassa yüzbaşı — Sentoriyoya doğru ilerlemek istiyordu. Askerlerle de aynı zamanda alay ediyordu. — Bana bak, sen sarayda patates kızartmağa git! — Tu, yazık, senin de eli- ne kılıç değil, çamaşır tok- mağını vermelil.. — Vah, vah, benim kabak suratlı kahramanım - vahi. Şu başlık ne fenada yapmış su- ratını bilsen!. Meçhul Korsan, her neden- se, hasımlarından hiçbirini vurup öldürmeği — düşünmü- yordu. Ancak bazısının pele- rinini yırtıp geçiyor, bazısının başlığını çekip fırlatıyor, bazı- sının kılıcını elinden alıyordu. Kaplan gibi, hiç durmadan sıçrıyordu. Fakat nihayet onu, heykellerin arasına sıkıştırmış- lardı. — Allah belâsını versin! -diye bağırdı- yakalandık! Fakat hâlâ ve hâlâ gülü- yordu. Sırtını, bir. heykelin kaidesine dayamış, — çarpış- makta devam ediyordu. Ne- ferlerden biri: — Meçhul Korsan efendi -dedi- işte, artık elimizdesin! O, gene neşesini bozma:- mişti, kendisine hitap eden nefere: — Yaa - dedi - demek be- ni tanıdınız. bilel, Şu halde partiyi kaybettim. Siz benden daha zeki, daha tecrübeli çıktınız. Ve geride duran yüzbaşıya seslendi: — Aferin yüzbaşıl. Karşı- ma çıkıp kılıç - kullanmasan bile, zekânın kıymetini takdir ettim. Bir gün tayfalarımdan herhangi birisi eksilirse sana haber gönderirim. Yanıma ge- lirsin. Neferler, bu müdhiş kahra- manın soğukkanlılığı karşısın- da, kendi acizlerini bir daha hissetmişlerdi. Göğsüne çevril- miş bir yığın kılıç, anun tüyünü bile oynatmıyordu. Bilâkis, çok cesur tanıdıkları yüzbaşı Ven- toriyo ile alay ediyordu. Meçhul yabancı, birdenbire: — Yeter -diye bağırdı- kı- lıcınız bir yerimi yırtacak ve ben de bu defa işi şiddete bindirip hiç olmazsa dört, beşinizi öldüteceğim. Sonunda gene yakalanacak olduktan ve kapana kısmış fare vaziyetinde bulunduktan sonra hiç bir in- sanın kanına girmek istemem. Neferler, sanki karşılarında bir. âmirleri varmış — gibi, kılıçlarını geri — çekmişlerdi. Bellerinde tabancaları olduğu halde ateş etmemişlerdi. Çün- diri e yaun TT YU kalanması şeklinde idi. Meçhul yabancı, birdenbire kılıcını denize fırlatmış ve kol- larını kavuşturarak heykel gi- bi durmuştu. Fakat dudakla- rındaki tebessüm, gene duru- yordu. Sanki tevkif edilecek olan kendisi değildi. Neferler hay- ret içindeydiler. Bu ne de- mekti?. Acaba bu meçhul genç, kendilerine bir oyun mu oynıyacaktı? O, bu tereddüde karşı bir kahkaha savurdu: — Yaklaşsanız a, ne duru- yorsunuzl!. Yüzbaşım, gelip te kolumu takdim edeyim mi sizel.. — Sonu var — (Jarnal Dö Jenev) e göre Habeşistan meselesi kalmamış Cenevre, 8 (Radyo) — Jur- nal Dö Jenev gazetesi, Habeş meselesinin artık tenevvür et- tiği için Milletler Cemiyetinin Habeşistan meselesile meşgul olmaması lâzımgeldiği ve top- lantıya gnlecek Habeş heye- tinin içtimalarda bulunmaktan menedilmesi mütaleasını - ileri sürmektedir. İngiliz vapuru kur- tarıldı. İstanbul, 8 (A.A.) — Bir hafta evel İzmirde Gediz man- sabında karaya oturan İngiliz bandralı Arylemsen vapuru dün akşam Türk Gemi kur- tarma şirketinin Alemdar kur- tarma vapuru tarafından sali- men kurtarılmıştır. Kurtanlan gemi ve hamule- sinin miktarı bir milyon Türk lirasına yakra kıymettedir. İtalya Bazı İngiliz gazetelerinin idhalini menetti Roma, 8 (Radyo) — Hükü- metin bir emri üzerine İtalya aleyhine neşriyat yapan bütün İngiliz gazetelerinin İtalyaya idhali menedilmiştir. Yalnız Deyli Meyl, Evening Niyoz ve Observer - İtalyaya — girebile- ceklerdir. Londrada bulunan İtalyan gazetecileri Romaya — avdet emrini almışlardır. BORSA OYT LA M CU EAAMESSN I YALEAN N AKUDA SEN U Üzüm satışları — - Ç. Alıcı KS KS 132 M. J). Tara. 10 50 12 75 60 Alyoti 13 50 16 17 Şerif Remzi 12 13 16 J. Kohen 1275 15 50 12 H. Alyoti 1050 10 50 4 K.o.m. Ali 18 50 18 50 241 Yekün 432778,5 Eski satış 433019,5 U. satış Zahire satışları Çu. Ginsi K 8 06 $i 100 Ton Buğday 6 25 7 584 Buğday GA 7 14 Bakla 4 4 12 B. Pâmuk 44 — 44 9 Mayıâ”931 — Beşiktaşla berabere kaldı — Başı | nci sahifede — Topa ilk defa İzmirliler vuruş yaptı. Takımlar yekdiğerini bi- raz denedikten ve sahaya alıştıktan sonra oyun inkişafa başladı. Daha ilk dakikalarda, Ankaragücü müda- fi Yeşarın uzaktan uzun bir vu- Yuçuna kaleci Jükayd. kaldı ve to- pun kaleye kadar geleceğini hesab- Tamadı. Ba yüzden, İzmir İlk golü yidi. Bunu müteakıb Üçok açılma- a başladı. Onuncu dakikada Üçok- Tular indiler ve topu sola geçirdi- ler. Natmk müsald vaziyette bula- muyordu. Topu iyi kullanarak İz- mirin mukabil sayısımı çıkardı. Oyun artık seri bir şekil al. muşt. İzmir, hasmıra nazaran dıha teknik, daba tempolu oynuyordu. Bu arada bir gol daha çıkardı, ha kom saymadı ve başka gol çıkmadı. İkinci devrede; İzmirin büs- bütün hâkim oynadığı görü- lüyordu. Üçok, bugün hak- kındaki bütün menli nazar noktalarını silen bir mevcudi- yet gösteriyordu. Bu devrede de ilk golü biz attık. Mazhar, havadan gelen topu, isabetli bir kafa vuruşu ile ağlara taktı. Ankaragücü, vaziyeti kurtarmak için bütün enerjisi ile çalışmağa başladı. Onların bir akınında ceza çiz> gisinin üstünde, bir — İzmir oyuncusu, ayağı kayarak düş- tü, hakem bunu penaltı ile tecziye etti. Bu karar yanlıştı, fakat hakem kararını vermişti. Oyun 2- 2 berabere olmuştu. İzmir, gene galibiyeli almak için daha müessir bir - oyun tatbikine başladı. Saidin aya- ğına kramp girmişti. Said, bil- mecburiye — sağaçığa — geçti. Maamafih 44 üncü dakikada bir fırsat bularak topu kaptı ve bütün Ankara oyuncularım atlatarak kale önüne geldi. Golü garantiye geçirmek için Ankara beklerinin önünde du- ran ve vaziyeti. tamamen ni- zami bulunan Mazhara bir pas verdi) Mazhar güzel bir plâse ile takımının üçüncü göolünü çıkardı. Halk: — Goll. Diye alkışlamağa başladı: Fakat hakem birdenbire, of- sayd kârarı verdi. Herkes hay- ret içindeydi. Bir dakika son- ra oyun bitti, Ankara, 8 (AA.) — Bu- gün Cumartesi ve havanın ol- dukça yağmurlu olması dola- yısile çok az bir kalabalık önünde Üçok takımı Ankara: gücü ile ilk yaptı: Hakem Said Salâheddin idi. Evvelâ Üçok — arkasından Ankaragücü takımları sahaya çıktılar, Takımlar dizildiği va- kit Üçok şu kadro ile görü- Ankaragücü de: Ateş, Ali Riza, Enver, Ab- düs, Semih, Bilâl, Abdi, Şük- rü, Yaşar, İsmail, Hamdi şek- Hinde idi. Oyuna Ankaragücü — başla- mıştı. Daha ilk dakikalarda Üçok kalesini saran Ankara- gücü oldukça korkulu vaziyet- ler yaratmıya başladı. 3 üncü dakikada Şükrünün yakın bir mesafeden attığı topu kaleci kornere atmak — suüretile kur- tardı. Biraz sonra kornerden gelen topu aynı kısa mesafede ayağına geçiren Yaşar da ha- vadan bir vuruşla neticesiz bıraktı. Bu sırada gerek takımlar ve gerek seyirciler hiç bekle- n e karş KA YAP B L Na laştılar. 6 ıncı dakikada kale- den çok uzak bir mesafede topu yakalıyan Güç” müdafii Ali Rızanın Üçok kalesine yaptığı sıkı bir- vuruşile top birçok Aayaklardan kaçtıktan sonra kalecirin de iyi kontrol edemeyişi yüzünden ağlara takıldı. Bu suretle de Ankara- gücü ilk sayısını kazanmış oldu. Bundan sonra ortalarda do- laşan top İzmirli Saide geldi. Saidin güzel bir - sıyrılışmdan sonra ortaladığı topu Mazhar enfes bir kafa vuruşu ile An- karagücü kalesine sokmağa muvaffak oldu. Bu gol oyun üzerinde çok müessir oldu. Ve her iki ta- kıma da fazla bir canlılık ver- di. Fakat havanın yağışlı olu- şu yerlerin fazla kayması to- pen kotrolünü güçleştiriyordu. Oyun böylece kısmen mü- tevazin bir şekilde cereyan et- mekte iken 27 inci dakikada İzmir solaçığı Namık soliçten aldığı derin bir pası güzel kontrol ederek - üzerine sıkı bir çıkış yapan Ali Rizayı at- lattıktan sonra Ankaragücü kalesine doğru — süratle indi. Yakın bir mesafeden çektiği sıkı bir vuruşla takımının ikin- ci göolünü kaydetmekte geçik- medi. Bu gölden sonra oyun kıis- men İzmirin hâkimiyetı altında cereyan ederken Ankaragücü solaçığı Hamdi 35 inci daki- kada geriden aldığı bir pasla İzmir kalesine akarke müdafi Alinin hatalı bir müdahalesi üzerine ceza çizgisi dahilinde yere yuvarlandı. Hakem penaltı cezası verdi. Bu suretle Ankaragücü Şük- rünün - çok sıkı bir şütü ile beraberlik sayısını temin etti. Bundan sonra yapılan akın- lar bir netice vermediğinden birinci devre 2-2 beraber- likle bitti. İkinci devre başladığı va- kitler iki takım da galibiyet göolünü yapabilmek için büyük bir enerji ile oynamağa baş- ladı. Fakat bu devre de her iki takımın hücum ve muka- bil hücumları ile geçti. Fakat iki tarafta sayı yapmağa mu- vaffak olamadığından maç 2-2 beraberlikle neticelendi. Atyarışları dolayısile Üçok takımı — karşılaşmasını — yarın saat 14te Gençlerbirliği ile yapacaktır. İstanbul maçı İstanbul, 8 (Hususi muhabi- rimizden - telefonla) — Doğan- spor bugün Taksim sahasında Beşiktaşla oynadı. Saha çok kalabalıktı. Fethi rahatsız bu- hunmasına rağmen takımda yer almış ve takım şu şekilde çık- mıştı: Mahmud, Fethi, Adnan Meh- med, Nurullah, İsmail, Reşad, Ali, Hakkı, Fuad, Sabri. Beşiktaş kadrosu: Mehmed Ali, Hüsnü, Faruk, Feyzi, Bülend, Fuad, Muzaf- fer, Rıdvan, Hakkı, Enver, Eşref. Yani Beşiktaş tam kadrosu ile çıkmıştı. Aynı zamanda kendi seyircileri muvacehesin: oynuyordu. Buna mükabil, Do ganspor, bu teşekkülü ile İs- tanbula ilk defa gelmiş bulu: nuyordu. Hakem, Galatasa- raylı Nihaddı. Doğansporlular, enerjik ve hâkim bir oyun oynadılar. Buna mukabil, Beşiktaşlılar, sert bir oyun sistemi ile mu: kabeleye kalkıştılar ve oyun — devamlı favullerle geçti. Hatta bu meyanda İzmir lehine ve: rilmesi icab eden bazı cezalardı — hakem Nihad lâkayd kaldı. Yoksa, normal şartlarla İzmir bu oyunu kazanabilirdi. İkinci devrede Hakkı yarı baygin halde sahadan uzaklaştırıldı ve bir. müddet oynıyamadı, bilâhare tekrar girdi. İzmirlilerin her iki golünü Ali attı. İlk devrede rüzgâr, tama* mile Beşiktaş lehine olmakla beraber Doğanspor, daha düz- gün ve canlı bir oyunla cere: yanı kendi lehine almak için çalışmağa başladı. j Yirminci dakika: İzmirliler, muntazam paslarla Beşiktaş kalesine doğru. indi- — ler. Bugün muhacim hattı baş- tan aşağı iyi oynuyordu. Bil- hassa Fuad, Hakkı ve Ali çok iyi idi. > Top Aliye geçti. Ali müsar id vaziyette sıkı bir şüt çekti ve takımının ilk sayısını çıkar" dı. İzmir, bu göolle beraber hâkimiyeti de almıştı. Maama- fih Beşiktaş bütün - sertliğile mukabele ediyordu, devrenin son dakikasında, kaleci Mah- mudun hatalı olarak yere yat- masından istifade eden Rdıvan, Beşiktaşın beraberlik - sayısını çıkardı. İkinci haftaymde, İzmir gene güzel ve hâkim oynuyordu. Halk, Doğansporu talkışlıyor- du. Onuncu dakikada Hakkı, fena halde hırpalandı ve sa- hadan çıkarıldı. Bu sırada Do gansporlular Beşiktaş kalesine indiler. Fuad, karşısındakileri atlattı ve topu Aliye geçirdi. Ali, bunu da ağlara taktı. Bi- raz sonra Hakkı gene, sahada yerini almıştı. Beş dakika geç memişti ki, Beşiktaşlılar, İzmir kalesine sokuldular ve Hakkı, havadan gelen topu, yerinde bir kafa vuruşile Doğanspor ağlarına taktı.. Fakat bu da” kikaya kadar her iki taraf bif” çok tehlikeli akınlar yapmış ve müteaddid . fırsatlar kaçır” mışlardı. Bundan sonra gene bazı fırsatların ölümünü gör” dük. Netice değişmedi. Maamafih, Nihad, bazı ce“ zalar üzerinde hassas davran” saydı, netice başka türlü olar bilirdi. Doğansporun oyunu çok takdir. edildi ve takımı defalarla alkışlandı. İzmirliler, oyundan evel Tak” sim abidesine giderek çelenk koydular. İzmirde, bazı düşüncesiz” lerin Galatasaraylıların büslerini taşlamaları mün betile, — Galtasaraylılarin - d Doğansporlular aleyhine tezi” hürat yapacakları söylenmişt Böyle bir hâdise olmadı. DO0 ğganspor yarın Fenerbahçe il6 oynıyacaktır. İstanbul, 8 (Hususi) — D9 ğansporla Beşiktaş arasındak' maç, milit kümenin en hey€ canlı ve güzel maçı olmuştü” İki taraf da kale önünde B” yecan — doğuran İ düştüler. Hakem, penaltı ver | memek-için iki tarafa da müft sik davrandı.  IU': M ”— Yra wN SEEÇKTFTEBİE ha.