488 2/4/931 E: Lord Loid V ——— Yakında memleketimizi» ziyaret edecek İstanbul, 1 (Hususi) — Ge- çen yaz buraya gelerek Ata- türk tarafından kabul olunan İngiliz Lordu (Loid) yakında Atina, Ankara ve Belgrada gelecektir. Tasfiyeye tâbi tutuldular.. Ankara, 1 (Hususi) — Ma- liye Vekâleti, 66 tapu memu- runu tasfiyeye tâbi tutmuştur, Irlanda İmparatorluk konferan- sına İştirak etmiyecek Dublin, 1 (Radyo) — İrlan- da cumhurreisi Dövalera; ser- best Irlanda hükümetinin tac giyme merasiminden — sonra toplanacak İmparatorluk kon: feransına iştirak etmiyeceğini bildirmiştir. Bu haber uyandırmıştır. Arnavutlar Tekzib ediyor Tiran, 1 (A.A.) — Arnavut- luk matbuat bürosa 21 İlk- kânun 936 tarih ve 4528 nu- maralı Cumhuriyet gazetesinin Barideki Arnavut başkonsolosu tarafından milli bayram esna- sında Türk milleti aleyhinde söylenildiğini iddia ettiği söz- lerin hakikate ve asil Türk milletine karşı beslenmekte olan sempati hislerine uygun olmadığını beyan eder ve bu iddiaları tekzib eyler. Mühim bir mülâkat Brüksel, 1 (Radyo) — Ha- riciye Bakanı Bay Spak, İn- gilterenin Brüksel sefiri ile uzun bir mülâkat — yapmıştır. Bu mülâkata büyük bir ehem- miyet verilmektedir. İş bankası Kumbara ikramiyeleri Ankara, 1 (A.A.) — Bugün Türkiye İş bankası merkezin: de kumbara ikramiye keşide- sinde kazanan başlıca numa ralar şunlardır: 1000 Lira: Ankara Erdoğan, 250 lira: Ödemişte Türkân. 100 Lira kazananlar: Konyada Kâzım, İstanbulda Fethi, İzmirde Hasan Rıza, Bayacıtta Ziya; Ankarada Ga: lip, Sıvasda Naci Kök, Anka- rada Hidayet, Diyarıbekirde Hasan, İstanbulda Mustafa Ali, Beyoğlunda Kemaldir. S0 ve 40 lira kazananların listesi şubelere tevzi edilmiştir. ANADOLU eee bi Günlük siyasal gazete Londrada infial Sahip ve Başyazgamı Haydar Rüşdü ÖKTEM Ümumi neşriyat ve yazı işleri müdürü: H: İdarehanesi : İzmir İkinci Beyler sokağı C. Halk Partisi binası içinde Telgraf: İzmir — ANADOLU Telefan : 2776 - Posta kulusu 403 ABONE ŞERAİTİ Yıllığı 1200, altı aylığı 700, üç aylığı 500 kuruştar. Yabaneı memleketler için senelik abone ücreti 27 liradır Rer 7:nle 5 kuruştur - Şötnü 1 geçmiş yllahalar 25 kuraştak. di Nüzhet Çançar | temişlerdir. zaretinin mühim bir emri.. Paris, 1 ( Radyo ) — Fransız Bahriy: nazırı, ihtilâlcilere mensub hark gemileri tarafından tevkif edilecek olan Fransız pos- ta veya yük vapurlarının imdadına koşması için bü- tün Fransız harb g mile- rine emir vermiştir. Yar- dıma koşacak harb gemi- leri, İspanya asi gemile- rinin müdahalesi ile kar- şılaşırsa ateş edebilecektir. Almanya Bizden aldıgı tütünleri başka yerlere gön- dermiyormuş .. Ankara, 1 (A.A.) — Alman sigara fabrikaları tröstlerinden biri olan Hsunuphs Reemtsma umum müdürlüğünden bpeşir ricasile gönderilmiştir: 16 Şubat tarihli Kurun ga- zetesinde Reemtsma firmasının kendisi lıııfından veya kendi | mış olan - tütü doğruya veya bilvasıta Ameri- kaya satmak tasavvurunda ol- duğuna dair bir şayianın de- veran etmekte verilmektedir. Bu şayia hiçbir suretle ha- kikate uygun değildir. Reem- tsma firmasının satın almış veya aldırmış olduğu tütünler münhasıran Almanya dahilinde kendi ihtiyacını karşılamak içindir. Dr. Sehurun herhangi bir şekilde Reemtsma firma- : ning Post gazetesine göre, B. sının mübayealarını idare et- mekte olduğu doğru değildir. Recmtsma firmasının bütün mübayeaları bizzat firma tara- fından ve bu işler için yegâne mesul şirket müdürün meclisi azasından Hamburg general konsolos Kurt Venkel tarafın- dan yapılmaktadır. Doktor Sehnur dört sene- denberi Reemtsma firmasile alâkası kesilmiştir. Kendisi eksperleri vasıtasile münhası- ran Tütün tekniğine ait işler için general Konsolos Kile istişare eder. Ne Doktor Seh- nurun ve ne de eksperlerinin Reemtsma - firmasının — ticari sahada alacağı tedbirler üze- rinde hiçbir tesirleri olamaz. Hindistandaki karışıklıklar Londra, 1 (A.A.) — Hin- distandaki kanunu esasi buh: ranından bahseden Daili Tel- graf diyor ki: * Kongre - partisi esasiyi tatbik mevkiüne konul:- duğünün ilk günlerinde pek ! fena bir vaziyete sokmak is- Ta ki bu kanunu esasi başka yerlerde - tatbik mevkkine geçirilmesin. Fakat kongreciler bunda muvaffak | olamamışlardır. olduğu haber | kanunu | : I Fransa Harbiye ne ANADOLU İzzet ((Paşa) iskeri? mera- (3imle kaldırıldı.. | İstanbul, 1 (Husui) — Os- manlı saltanatının son sadrıâ- zamlarından (Müşir) İzzet öl- müş ve cenazesi, bugün askeri merasimle kaldırılmıştır. Cenup hududla. rımızda Emniyet ve gümrük teşkilâtı İstanbul, 1 (Hususi) — Ce- nup hudutlarımızda — emniyet ve gümrük muhafaza teşkilâ:- tının birlikte çalıştırılması için hükümetimizle Fransızlar ara- sında hudutta müzakerelere başlanmak üzeredir. Nasyonal Sosya- listler. Nurenbergde toplanacak. Berlin, 1 (Radyo) — Nas- yonal Sosyalist kongresi buse- 7-13 Eylülde Nurenberg- | de yapılacaktır. Japon matbuatı Parlâmentonun feshini tenkid ediyorlar Tokyo, 1 (Radyo) — Ja- pon gazeteleri, Japon meelisi- | nin feshini tenkitte devam et- mektedirler. Bu hareketi, büyük partile- rin inhilâlini temin için yapıl: mış addeden gazeteler, solce- nah partilerinin kazanacakla- rını ileri sürmektedirler. İspanyaya giden papazlar. Muhalif partilere mensuptur Londra, 1 (Radyo) — Mor- Eden İngiliz papazlarına İspan- yaya gitmek için müsaade vermekle iyi hareket etmemiş: tir. Çünkü bu papazların hep- si de muhalefet — grublarına mensubturlar ve bunların an- ketlerine bitaraf nazarile ba- kılamıyacaktır. Deyli Ekspres te B. Edene aynı şekilde hücum etmektedir. Aero dinamik trenler 21 Nisanda işlemeğe başlıyacaklar Roma, 1 (Radyo) — 21 Ni- sanda, Aero dinamik trenlerin işe başlama merasimi yapıla- caktır. Bu trenler Milâno-Na- poli arasında işliyeceklerdir. Katalonya kabinesi teşekkül etti Barslon, 1 (Radyo) — Kalaveğa gazetecileri kabul etmiş ve: * — Uzun mesai ve gay- retlerden sonra buhranın izalesi için bir çare bulabildik. Bu- gün yeni kabine erkânının İis- tesini Bay Kompaniye vere- ceğimi ümid ediyorum. Kabi- nenin siyasetinde bir değişiklik Morning Rost ise şöyle ya- | ziyor: Kongrecilerin bir tek hedefi | vardır. İngilizleri Hindistandan | kovmak. İngiltere buna cevab | vermeli ve bu cevabı da kon- grecilerin yeni kanunu esasi | çerçevesi dahilinde dürüst bir surette iş birliği yapmak iste- medikleri tak dirde eski kanunu olmıyacaktır., Demiştir. Rakofski Tevkif edildi Moskova, 1 (Radyo) — Sa- bık siyasiyondan Kıristiyan Ra- kofski, Troçki harcketine ka- rışmış olmak töhmetile tevkif edilmiştir. Hollanda Veliahdı Parise gidiyor Paris, 1 (Radyo) — Hol- lmdı Veliahdı prenses Julya- na v prens Dölip — zevci ye Bir konferans münasebetile, Üniversite rektörü, İzmirde iki konferans vermeğe geldi. Biri, dün Baroda verildi ve daha ziyade bir meslek çer- çevesi içinde kaldı. Bugünkü konferans ise, Halkevinde ve- rilecek ve, milli bir davanın muhtelif — zaviyelerden — izahı olacaktır: Montrö mukavelesi.. İlmi eserlerin revacında gör- düğümüz ve şahsen üzerinde ısrarla durduğum ruhi ve fikri kayıdsızlığın, keza ciddi mev- zularla alâkadar konferanslar- da da aynen ve hatta daha koyu bir ağırlıkla yaşadığını itiraf edelim. İlim — veya — ilimli, müsbet olan herşeyin karakteri ve otoritesi, öyle salâbetlidir ki, hiçbir zaman muhterem kari, muhterem dinleyici vesairenin keyfi, ruhi, fikri temayüllerine, isteklerine göre şekil almaz,* hazırlanmaz. Tıpkı, hastanın keyfine ve ağız tadına göre ilâç verilememesi gibi. İlim, kendisini kabul ettir- mek için, karşısındakinin zev- kine ve arzusuna göre dal- kavukluk ve riyakârlık yap- mıyor. Yapamaz çünkü.. İlim, esasen, yalnız kendisine hâs- tır. Yani başkalarının red ve- ya kabul kapısında avuç aç- mağa tenezzülü yoktur. Bu böyle olduğu içindir ki, ilim, ancak kendisini kavramış, an- lamış ve hürmetle karşılamış olan cemiyetlerde yaşayıp ora- larda olgunlaşıyor. Bir çoğumuz var: İlmi, telleyip pullayıp, bir gelin halinde kütlenin fikri ku- cağına vermek sevdasındadır. Yani ilmi, büyücünün hapı menzilesine indirmek istemek- tedir. Fakat bu abes mücadele, daima menfi netice vermiştir. İlim, herşeye rağmen, ilimdir. Hattâ ona tesahüp — edene rağmen... Çünkü o, bugünkü mahiyetini, beşeri seviyenin fevkinde ve tarihin uzun te- fekkür ve araştırma devrele- rtinde, bir koza gibi kendi kendini örerek, yaratmıştır. Onu yığınların zevkine ve se- viyesine göre yontmağa çalış- mak, elbette ki hazin ve gü- lünç olacaktır. Kütlenin kafa- sından sarfınazar, münevverin ölçüsü bile, ilmin bu şartla- rına karşı daima mukavemet halinde yaşamıştır. Yarı münevver tip, ilmi şu- rasından burasından budayıp Teylek bozması kuşa benzet- mek ister ve durmadan çalı- şır.. Halk ta onu taşa tutmak için, sokak köşelerini - tutar.. Hayat ve beşer seviyesi — ile ilim Aarasındaki mücadelede, ilmin mağlüp bir vaziyet gös- terdiğini de söylerler. Halbuki bence, ilim, kaybetmiş değil, mevküni istihsalde gecikmiş ve kendi olgunluğundaki isti- halelerinde gecikmiş sayılabi- lir.. Saniyen ilmin, bütün ha- yat ve beşeriyet üzerinde mut- lak bir hâkimiyete kavuştuğu gün de içine girdiğimiz fevka- lâde ve tarihi devreyi derhal kavrıyamıyacağız. Çünkü ilmin ayak patırtısı yoktur. Halbuki demagoji bir sinek avlasa, yaptığı tezahüratla dünyayı BADGİT U eee e l Sayfa 3 n Türhge ve Museviler » “Mazeret yok, herhald Türkçe koggş_m_alıyız!,—-— İsmini vermek istemiyen bir Musevi nevveri fikrini anlatıyor Musevilerin Türkçe görüş- meleri lüzumuna dair adını söylemek istemiyen Musevi münevverlerinden bir zat, mu- harririmize aşağıdaki beyanat- ta bulunmuştur: — Ben; kayıtsız ve şartsız, Türkiyede oturan ve bu mem- lekette yaşayan her ferdin, evinde olsun, umumi yerlerde | olsun, mutlak surette Türkçe konuşması lâzimgeldiği kana- atindeyim. Doğru söyliyeni dokuz köy- den kovarlar. Diye bir lâf vardır. Fakat, ne olursa olsun ben; doğru olduğuna kanaat getirdiğim bir sözü apaçık söylemekten hiçbir zaman çekinmemiş bir adam olduğum için, bu mese- lede de kanaatimi açıkça söy- liyeceğim: Biz de, sureti kat'iyede ve hiçbir mazeret beyan etmek- sizin Türkçe konuşmalıyız. Zi- ra, bu memleketin dili budur. Ve biz bu dili konuşmakla mükellefiz. Bazı münevverlerimiz, bu işin, zamanla halledileceğini söylüyorlar. Ben bu fikirde değilim. Artık böyle bahane- lerle kaybedecek zamanımız kalmamıştır. Dindaşlarım için- de nice kimseler -tanırım ki, on senedenberi tek bir kelime Türkçe öğrenmemişlerdir. Öğ- renemezler mi idi? Hayır, pe- kâlâ öğrenebilirlerdi. Ancak lüzum hissetmemişler de ondan! Rica ederim, — vatanımızın dilini öğrenmek zarureti ve mecburiyeti karşısında bu de- rece ihmal ve lâkaydi göster- mek doğru mudur? Kim ne derse desin, ben hiç zannetmem ki, dünyanın her tarafına yayılmış olan Ya- hudiler içinde, Türkiyede ya- şayanlar kadar mahalli lisana ehemmiyet vermemiş bulunan- lar olsun! Samimi söylüyorum, vatanını seven bir adam sıfa- tile bu halden çok mütees- sirim. Ben şahsen Türk kar- deşlerimizden utanıyorum. Gazetenizin evelki günkü nüshasında bir yazı okudum. İspanyolcaya âdeta boykot et- sinler! $ Ben kimseye hulüskârlık şat- mak istemiyen bir adam Bu itibarla dindaşlarıma söylemek isterim ki, Türl daha doğrusu kendi di hakkında şimdiye kadar gös- terdiğimiz ihmal, affedilmi, | cek kadar ağır bir suç t eder, Bu suçu tekrar etmi devam etmiyelim. Türk kardeşlerimiz, düıı - nın hiçbir memleketinde em- sali olmıyan necip, müşfik temiz ruhlu bir millettir. B İspanyolcayı terkeder ve Tür çeye alışırsak, Türk kardeş rimiz bizi mutlaka sevecel dir. Biz ise, kat'i surette Tü kardrşlrıımııın sevgisine mul h: tacız. Bu sevgiyi, ancak Tür er. dilinden başka dil konuşna a makla elde edebiliriz. Zannedersem, Yahudi m nevverleri arasında bunu rak etmiyen kimse yoktur. Ö halde, bilenlerimiz, bilmiyen: lere telkinatta bulunmalı vi bu işe dört elle sarılm Benim fikrim bundan îbaı Dilekler: . Memurlar ve mes saatleri Devairde mesai saatleri de- ğişti. Öğle tatili 3 saat tut: maktadır. Dün, isim vermemek suretile, bize telefone ettiler, Telefonun Karşıyakada otura memurlar tarafından açıldı; âr anladık ve sözlerini ma bulduk. Diyorlar ki: * — Mesai, saat — sekizde başlıyor. Halbuki Karşıy; dan 7,20 de hareket eden bij memur 7,45 te İzmire varıyor ve onbeş dakika, ya boş yer sokakta dolaşıyor, yahut kuruş harcıyarak kahvehanı f | giriyor. Bu vapur, 7,35 te hareket ederse, memur da tam zama nında işinin başına ge olur. Saniyen, 3 saatlik müddeti, hakikaten dü; lecek birşeydir. İzmirde otu ranlar belki buna çare bulür lar, fakat Karşıyaka için ve trenlere de bir çare Iıu namaz mi?, Meselâ; 12,15 te Basma- Doğrusu çok memnun oldum. | neden Kırşıyıkıyı bir — tren Avukat Bay Adatonun vakıfa- ne yazısı da beni teshir etmiş- tir. Fakat, bütün bunlara rağ- men, işin esaslı bir surette halli, gayet bati yürümektedir. Türk Kültür. Birliği azası, bu iş için daha müessir ted- birler aramalıdır. Ben isterim ki, Türkçe bilen Yahudiler, evlerinde ve hiçbir tesir altın- da olmiyarak kendiliklerinden daima Türkçe konuşsunlar ve zaviye ve mutalealar içinde kalacaktır. Yani, İzmirin nü- fusu ve münevver nisbeti ile tamamen ahenksiz bir kütleye inhisar edecektir. Çünkü gar- nitürsüzdür, — davulu yoktur, raksı yoktur, kahkahalarla gül- dürecek ciheti yoktur, futbol maçı ile alâkfa ve münasebeli | de yoktur.. Çıplak kadın ve | ahu gözleri yoktur.. Sinama artisti değildir ilim.. Maamafih devam edelim: Eıgeç, bu wııyenın unünc Ğ'Eıı_ı ıî.ıö üıimııız Radolf Valantina da | % ) | | tahrik edilse ve bu tren, gene iş saatine göre, 14,30 da 1:' şıyakadan İzmire dönse fe na mı olur?. Keza, sabahları, Karşıyakadan İzmire bir tren vardır ki sekiz sularında ha reket ediyor. Bu trenin de 7,15 te harekelti tamamile im- kân haricinde midir?. ANADOLU — Valinm nazarı dikkatini — celbederiz Mevzu tetkik edilsin ve mal sada, şartlara göre telifi (i kânı varsa yapılsın. TAKVİM Rumi - 1353 | Arabi-1. Mart 20 | Mubarrem 20 NİSAN 2 Cuma Evkat Ezan Vasat Evkat Ezan Vasa awo M 3 12.17 vetaa — 1.3: