dD 26/3/981 Belçika kralı Leopold, Londradan döndü Kral, derhal Başbakanla Hariciye Nazı- Tını çağırmış, uzun müddet görüşmüştür Brüksel, 25 (Radyo)— Kral LMpold. bugün l.ondrıdını tönmüş ve Başvekil Bay Van- 2elândla hariciye Nazırı Bay Starkı davet ederek kendile Hle uzun müddet konuşmuştur. - Londra, 25 (A.A) — Siyasi Tehafil Belçika kralı Leopoldun mdrayı ziyaretinin - bilbassa İçikayı zamin devletler ta- ahhüdatının kâlfesinden beri lan Fransa teşebbüsü üzerine Halkevi köşesi- Halkevinde şan dersleri 1 — Mandolin, kitara ve #an dersi almak istiyen halkı- Miza kolaylık olmak üzere evinde meccani kurslar 'Şlllmşlıı. 24 Mart 937 tari- en itibaren başlıyan bu derslerin kayıtları yakında ka- Banacağından — heveskârların etmeleri. ,2 — Geçen yıl olduğu gibi İlk tahsili bitirmiyen vatandaş- '& ilkokulu bütünleme kurs- 1 açılacaktır. Bir Nisan Per- tembe günü derslere Eşrefpa- ada Tınaztepede, Tepecikte hid Fadıl ve Arapfırını cad- inde Dumlupmar ilkoku'- trında başlanacaktır. Kayde- dilmek istiyenler — Pazardan E her gün Dumlupınar 'lk_ okulu Başöğretmenliğine atları (Okul telefon nu- Marası 3473 tür.) 3 — Halk dersaneleri ve M'lılı komitesinin kararile bu da Fransızca, İngilizce ve %%m kurslar. açılacaktır. sler bir Nisan Perşembe Sününden itibaren başlıyaca- "ndan kaydedilmek istiyenle- Ti Pazardan başka her gün lupınar — ilkokulu Başöğ- liğine müracaatları. l"'iıi: Halkevi resim amatör- çalışmaları için her le- v—_—l tamam bir resim atöl- Yesi açmıştır. Heveskâr igenç- Timizin her gün Halkevine :ıhık çalışmalara başlama- K ve yaptıkları işleri de "'54 Halkevinin seçtiği kıy- İ ! resim öğretmenleri târa- n haftanın Cumartesi ve Ç._"llııbn günleri gelerek üzer- 'nde düzeltmelerde bulun- Taları temin edilmiştir. — Halkevin — yönkurulu- 26-3.937 Cuma günü saat * toplantısı vardır. — Dil, tarih, edebiyat ..'ulluı in 26 Mart 937 Cu- ü saat 16 da komite Tun 1 nlısı vardır. mâk üzere şehrimize gelmişti bağşlarlar.. Neden ağladıkları NU veae ae A A CT AOT MAT YA MT GAA G FDT GY TARMTAMEAE SUU B tam bir muvaffakıyet teşkil etmiş olduğunu beyan etmek- | tedir. Bu mehalil Fransa tek- lifinin kral Leapoldun Lond- rada yeni görüşmelere ihtiyaç birakmamış — olduğunu — ilâve | etmaktedir. Yakında Fransız larla İngilizlerin müşterek bir beyânname neşretmeleri. bek- | lenilmektedir. Bu beyanname yakında Brükselde yapılacak teşrii intihabatta -Bay Degrel- lee karşı Bey Vanzelan - için büyük bir kuvvet teşkil ede- cektir. İyi bir menbadan bildirildi- ğine göre Belçika İngiltereye ecnebi tayyarelerinin Belçika arazisi üzerinden uçmaları me- selesinde teminat vermiştir. Uzak Şarkta Komünistlık aleyginde mücadele Tokyo, 24 (A.A) — Siyasi ve iktısadi mehalil Hariciye Nazırı B. Sate ile birlikte ananevi — Japon:-İngiliz dostlu- ğuna avdet taraftarıdır. Fakat ordu ve donanmanın bir kıs- mı Almanya ile ittifakı terviç etmekte ve İngiliz aleyhindeki harekete mani olmaktadır. Ko- münistlik aleyhinde mücadele etmek üzere teşekkül eden Japon-Alman — komitesindeki Japoa askeri erkânı bu anlaş. maya İtalyayı da iltihak ettire- rek Alman-Japon — blokünü kuvvetlendirmek ve Hariciye Nazın B. Satonun da gayret- lerini boşa çıkarmak istemek- tedir. Mezkür mehafilde par- lâmento — dağıldıktan — sonra B. Sato siyaseti aleyhindeki tazyikinin artması beklenmek- tedir. Kırgız Cumhuriyeti Beşinci Sovyetler fevkal- âde kongresi bitti Moskova, 25 (A.A) — Kır- giz cumhuriyetinin — beşinci Sovyetler fevkalâde kongresi cumhuriyet kanunu esasisini ittifakla kabul ederek mesa- isini bitirmiştir. Göngre yüksek seçim ni- zamnnamesile seçim tarihinin tesbitine merkezi icra komite- sini memur etmiştir. Keza Ermenistan dokuzuncu Sovyetler fevkalâde kongresi- de Ermenistan cumhuriyetinin anayasasını kabul etmiştir. Tirede teftiş Tire, (Hususi) — Ziraat bankası müfettişlerinden Müfid Yazıcıoğlu, yıllık teftişini yap- Fırtına Ali Büyük Korsan Romanı Yazan >103. b'ıhl ht, hem de çok bed- | Olduğunu anlıyordu. Ağ- | “nak, bağırmak ihtiyacı ile | t: tutuşuyordu. Kadınlık galip geliyordu. %x.:d::â"hmn © kadar yal- Öri teselliye mubi "'"mu PT E NN ; i. Zengindi, tanınmış şı;:::ııı kim idi. Bugün Müç A p gee ve Yunanistana day ) bütün Yunan gençleri, m!&(en inmiş bir melek tağ, Slâkki edeceklerdi. Buna a kte Ve ae M. Ayhan, Faik Kendi kendine.. Denizler melikesi adımı verse de haklı idi. Çünkü ne Adalar deni- zinde, ne de Akdenizde ken: disi gibi müsellâh ve dilber bir kadın korsan yoktu.. O, bu güzellikle gönül değil, ik- limler bile fethedebilirdi. Bunu kendisi de biliyordu. Fakat o, hepsinden vazgeçiyordu: Yalnız bir kişinin, Fırtına Alinin gönlünü istiyordu. Onu kazanması, kendisine dünyayı kılıci önünde eğmek kadar <«nedat veracakti Halhuki a. mseddin ANADOLU gaa Ü Ü Arslan sütü Bizim M. Ayhan İzmir tari- hinden parçalar anlatırken, birkaç yüz yıl evel İzmirde iki yüz meyhane bulunduğunu, bilâhare bunların kapatılması Üzerine meyhane düşkünlerinin gnnn İasüt İlnamann Ti m M Denizli Vilâyet Meeclisi mesaisini bozacı dükkânlarına sarıldık: | larını anlatıyardu: — O tarihlerde rakıya ars lan sütü derlerdi. Diyor. Mübarek, . sllah için Ben . bir zatında arslan sütüdür ya?.. zat tamrım, Haddi halim, selim görünür, kon ken daima vazıdır. Fakat akşamdan sonra, sütü.. denilen nesne ile beraber kalıbının içine bir başka rub da girer.. Bağıra bağıra konuşur, ara sıra teh- did âmiz ve korkunç kahka: halar savurur. Bazan insanın yüzüne ters ters bakarak diş- gıcırdatır. İkide bir, gözlerini göğe kaldırır; - göğe sün en derin noktasından ge- len bir sesle: — Ooooof, oll Diye homurdanır.. Ona, sık sık, rastgelirim, hayret ede- rim.. Ziya paşa: Bedmâye olan anlaşılır Meclisi meyde İşret güheri âdemi Temyize mihektir Beyti ile, insanın hi a- rakterinin sarhoşluğunda mey- dana çıktığını söyler.. Halbuki bu benim tanıdığım - zatın, sarhoş olduğu zamanlarda gö- rdüğüm şekilde bir insan ol- masına, kat'iyyen ihtimal ver- mem. O, olsa olsa ancak “ars- lan sütü, midesinde dumanını tüttürdüğü müddetçe arslanla- şir. Halbuki gündüzleri, bir tavük kadar korkaktır. Elinizi kaldırsanız, korkudan bayılır.. Fakat “arslan sütüçnmün in- sanlar üzerinde başka tesirleri ve tecellileri de vardır. Bunu itiraf ederim. Tamdığım tip- leri, gözönüne getirerek söyli- yebilirim: Bazıları, sarhoş olduktan dudaklarını, — tutkalla yapıştırılmış gibi, kapar ve hiç konuşmazlar.. Sanki dut yimiş bülbüldürler.. Bazıları, neşenin orta za- manında, yavaş yavaş: Nolaydı âh olaydı yâr bâde dolduraydı.. Diye tuttururlar, tavanniye başlarlar.. Evvelâ mırıldanır gibi söylerler, sonra yavaş ya- vaş en yüksek perdeye çıkar- lar.. Gene bazıları vardır ki; kafayı tütsüleyince, ağlamağa muütedil ve müte. arslan lerini sonra, Yaklaşmıyordu. — Yaklaşırsa, pençelerini açıyor ve parçala- mak istiyordu ve o arslanı, başka birisi büyülemişti. Onu zaptedecek olan yalnız bir kişi vardı: Zeliha!.. Bunu, düşündükçe, Zelihayı kıskanıyor, delirecek gibi olu- yordu. Zeliha, şimdi kamara- lardan birinde kapatılmış ve kendisinin icabında öldürüp atabileceği, dilerse bir pa- zarda haraç mezat satabilece- ği lâalettayin bir esirdi. Fakat Mariya - biliyordu ki, o esir, hiç olmazsa manen mesuttu. Çünkü Fırtma Ali gibi bir deniz kahramanı, onu sevi- yordu. Kendisi ise, o kızı esir etmiş olmasına rağmen, muz- tarinti ve hakiki esirin kendisi Denizli Denizli, (Hususi) — İl ge- nel kurulumuz — çalışmalarını bitirmiştir. 937 senesi için yol parası altı Tira olarak kabul ölun- muştur. 937 senesi büdçesi 441,420 Jira âdi ve 157,570 lira fevkalâde tâyet Umumi Meclisi ozaları Nafıa işlerine (19855), ma- arif işlerine (191,328), ziraat ve baytarlık — işlerine (14348) sihhat — ve — hayir — işlerine (46716) lira ayrılmıştır. | dami encümenine Rasim (Denizli), Hamza Türk- men (Tavas), Gemal — Öncel (Buldan), Faik Asal (Acıpa- olmak üzere (598,990) liradır, | )xfm) seçilmişlerdir. SN YD Bayındır köylerinde pazar Falak pazarının açılma töreninden intibalar Bayındır, (Hususi) — Bayın- dırın Falaka köyü nelis Por- takal ve Tütün yetiştirmekle SEDRÜ MNT GEERUELTANARCARI YA belli değildir.. Bu, zaptedil- mez, membat meçhul bir ağ- layıştır.. 'Gene - bazıları vardır ki, kafa dumanlanınca, he- men eski günleri, eski sevgili- leri anmağa başlarlar. Günle- rin tesellisiz hatıraları içinde yanıp, tutuşurlar.. Gene bazılarını lanırım: Dördünçü kadehte sarkıntı lığın, duvara bıçak sürtmenin, havaya nâra sıkmanın rekor- larını kırmağa - başlarlar.. Ve artık arslan sütü, bu gibilerin midesinde - ekşimiş, pis nesne haline gelmiş “de- mektir.. İçmek, marifet değil, içmeği bilmek marifettir. Ne dersiniz?. Çimdik — Petrol - diye- bağırdı - | Şarap getirin bana! Ve sonra başını, tâ gerideki dümenciye çevirdi: — Kır biraz dümeni!.. Gi- | ride doğru açılalım.. | Gemi, yovaş yavaş istika- | metini değiştirdi. Müsail bir Ürüzgör eviyordu; , Güneşin ci ışıkları altında gözün alabildi- ğine kadar uzayan denizin ı yüzü, sanki bir gümüş panb tısı içinde idi. | lori kamaşıyordu. ı Petro, elinde bir şarap şi- şesi ve Mariyanın kendi bar- | dağı olduğu halde geldi: | — Kaptanim, böyle sabah ! sabah şarap içmek doğru mu? Mariya kaşlarını çattı: — Sus -dedi: akil bocahğı istçmiyorum senden.. Sen git te cıvık ve | Baktıkça göz- | maruftur ve yüz elli haneden fazla olan bu şirin köyün halkı son derece çalışkan, zeki ve namuslu insanlardır. Köy kal- kınmalarında çok çalışan Fala- kahılar başta muhtarları Bay Tahir Akin olduğu halde köy- lerinin ticari ve iktısadi vazi- yetinde ehemmiyetli bir hare- ket noktası teşkil edeceğine küvvetle kanaat getirdikleri ( Köy pazarı ) meselesini de halletmişler ve hafta tatili gün- lerinde “Falaka pazarı,, namile köylerinde:bir: pazar ' karmağı kararlaştırmışlardır. Bu müna- sebetle Bayındır. Kaymakamı, Belediye ve Ticaret odası reisi, | Jandarma Komutanı ve Parti Başkanının huzurile - pazarın küşat resmi yapılmıştır. Mera- sime Bayındır Halkevi bandoa- | ga da iştirak etmiştir. pısı dibinde bir kedi gibikıv- rıl, yat ve yaltaklan.. Petro, Mariyanın bu acı ve müstehzi sözleri karşısında si- nirlenir gibi oldu: — Ona göstereceğim ben kaplan.. Sen de göreceksin. Elimizde esir.bulunduğu için buna inanırım. Fakat baş- başa, serbest kalsanız, seni parçalıyacağa benziyor.. — Beni incitiyorsun kaptan! Mariya güldü.. Petro cesaret aldı: — Ben de biraz yanınızda kalabilir miyim? — Hayır, hayır.. Yalnız kal- mak ihtiyacındayım. Biraz dü- şünmek istiyorum. Haydi, sen çekil bakayım.. Petro, başka söz söyleme- den, dudaklarının arasından Sayta » H, MLEKETTE Turgutlu- bitirdiinun mühim ihtiyaçları.. ı a— Elde kalan pamuklar ve bağlarda haşereler Turgutlu, (Hususi) — Rü> kümetimizin gönderdiği pamuk tohumu halka dağıtılmağa baş: lanmıştır. Ahalimiz, 'bu yar dimdan derin bir sevinç için: dedir. Pamuk zeriyatı geçen seneye nazaran pek fazladır.. Bu ses beple, gelen tohum halkıumnızın ihtiyacını tatmin edememiştir. Daha bir miktar gönderilmesi bugünkü şükran ve minneli arttıracaktır. Müsaadenin temdidi Hükümetimiz halkımızın elin- de müfid olamıyacak şekildeki pamukların ayın yirmisine ka- dar elden çıkarılmasını emret- Miştir, Halkımız bağ, bahçelere ya- yılmıştır. Yüz biplerce lira gö mülmüştür. Reçberler, dul ka- dınlar bu haberi lâyıkile işite- memişlerdir. Halbuki, fabrika- ların faaliyeti de menedilmiştir. Bu ı(ibırî;—ı halkımız müteessir ve mustariptir. İkiyüz bin dönüm bir araziye yayılan pamukçulardan bazıla- rının ellerinde bu emri - işite- mediklerinden birçok işlenme- miş pamuk kalmıştır. Bundan mutazarrır olmamaları için mü- saadenin temdidi hükümetimiz- den yalvarılmaktadır. Bağlarda böcek Bugünlerde bağlarımıza may- muncuk tâbir edilen böçekler ârız olmuştur. Âcilen bir mü> tehassısın gönderilmesi isten- mektedir. Fransada Seylâp, kar vesoğuk var Paris, 25 (Radyo) — Avin- yondan alsan haberlere göre; Ron nehri birçok köyleri da: ha sular altında — bırakmıştır. Hükümet müstacel yardım ted- birleri almıştır. Boker ve Monfanda dün 0,0 metre olan sular, bugün 6 metre 20 santimetreye yük- selmiştir. Şiddetli bir soğuktan do- layı don başlamış ve meyva ağaçlarına zarar vermiştir. Ekste kar münakalâtı kes- miş ve bazı yerlerde bir met- reyi bulmuştur. Klermonda ve İzerde kâr ovaya inmiştir. -<— Davetlilere Falakallar tara- fından kuzu dolmalarile mü- kemmel bir ziyafet keşide edil- | miştir. boynunu bükerek çekildi. Ma- riya, gözlerile onu takibederek gülüyor. ” — Şaşkın âşık -diye söyle- niyord':ın-şkgönar'lunü yıid'ıîün uçurmuş... Budala... Mariya bunu mütcakıp ka- dehini doldurdu ve güneşe doğru kaldırdi: Koyu kırmızı şarap, güneşil yçikelrala Harikulüde: gü bür renk almıştı. Bardağı dudak- larına yaklaştırdı.. Bir yudum- da hepsini içli, Tekrar “dol- durdu ve içti. Sonra dirseğini, yastığa dayadı, gözlerini uzak- lara Ü D Şimdi de artık Fırtına Aliyi | yakalamak lözumdı.. Fakat iş buraya gelince, kafası yerine | kalbi harekete geliyordu. Yani, aşk galip çıkıyor. ve - plânını yüzüstü bırakıyordu.