ça Mi iye bsi ba 1 e İ hev E âan, Lv at li kubulacak hücumlara — SEYERD B - İstanbul fatihi Sultan Meh- din Hisar camii civarında ettirdiği eski İzmir'in hayatında bir kü bu kale, körfezden vu- karşı ehri müdafaa edebilecek va- BU Bürnava'ya kadar daya: uyordu. Ve Burnava, “Birun- d,, namı altında bir kaza Zengin, matısuldar, mamur, güzel bir kaza.. — Bu kalenin inşasından sonra s eden emniyetle, eski fadifekale — içindeki — şehir, avaş yavaş, aşağıya doğru göç e başlamıştır. ve liman, n Osman'lı hâkimiye- bulunan bütün limanların leği, en zengini olmuştur. yıl, binlerce gemi dolu gelir, gene dolu olarak öyrılırmış.. - Evliya Çelebi'ye göre, şeh- tin alt kısmındaki kale ile Ka- fekale* arasındaki mesafe adımdır. Evliya Çelebi, içinden geçerek orâaya ve mesafeyi, adım adım uş olacak.. n tarifine ve bugün de lâ gözümüzle kavradığımız li nazaran, Kadifekale köşelidir. Etrafı 2700 adım. Kaleyi, İskenderi Kebir'e inşa ettiren Yunan'lı kra- çe, ayni zamanda şehri de ale içinde tesis etmiştir. Yani , şimdiki Kadifekale nde büyücek bir şehir yaşa- kta idi. eski Türk seyyahı di- ki: z — Her taşı, fil cüssesi kadar ardır ve büyük, acip bir bi- mma deniz kenarındaki talenin inşasındanberi bu kale çindeki halk aşağıya göçmeğe saşlamış ve Kadifekale içinde bağ, bahçeler kalmıştır. Han, imam, çarşı ve pazarı harap uştur. Kale, kayalar üstün- & oldğu için, dört tarafında endeği yoktur. (|Yani müda- aa noktasından hendek açılk- tiştır.) Eski asırlarda ise kale içkale imiş amma eski aşağıdaki şehir ihata Zitmiş.. Bu kaleden bazı lar, evler içinde kalmıştır. at hâlâ bu yukarı kalenin fekalenin) batıya bakan ' demir. kanadlı, kuvvetli ir hpısı vardır.,, liya Çelebi, bundan sonra yahatnamesine bir tad, bir evk vermek emelile kalemini ühane bir ifade ve tasvirle, yir heykele, ondan sonra da efsaneye doluyor. Burada bir heykelin bulunuşu gayet biidir. Fakat o istikamette bir ağaca atfedilen rivayetleri pullaması ve ona biz: t inanması, bugün için doğ- | görülmekten çok uzaktır. vliya Çelebi'nin bahsettiği un medhalinde ve sağ ta- i kulenin iki adam boyu ndaki yüksekliğinde, kü- ir kemer altında beyaz, erden yapılmış oy- K K kaleden | eğişiklik olduğu anlaşılıyor. | ! kılsa oraya doğru baktığı gö- - CBrîhten Yapraklar Kadifekale'ye aid bir — efsane daha! Craliçenin tılısımladığı ağaç - tine arayıcılar ve 17 kişinin zehirlenmesinin sebebleri.. ma bir cesed (heykel) varmış. (Kıdefa anaya, yani Kadife kraliçesine aid.) Bir insan gö- rünce canlı sanır, hayran ka- hrmiş. Herhangi taraftan ba- rülürmüş, beykele karşı tebes- süm edilirse o da tebessüm eder, ağlar gibi bir vaziyet alınırsa o dahi ayni şekilde mukabelede bulunurmuş.. “Garip temaşa -diyor- lâkin gerdeninden aşağı — vücudu yoktur.,, Yani, bu heykel, küçük bir büst halinde imiş. Gerdanı halkalı, kulakları küpeli imiş, başında lüle lüle saçları var- mış vesaire vesaire... (Bir perii peyker, çehrei münev- verdir. Amma ruh yoktur..) Eyliya çelebi burada hemen bir beyit te yazıyor: «Güzel tasvir edersin Hali battı dilber amma Füsunu işveye geldikte Ey behzad nilersim Sonra devam ediyor: “Heykelin yüzü, şimale ba- kar. Bu kule, müstahkem şek- linde kurulmuş, metin bir ku- ledir. Kale kapısından dışarı- da, elli adım ötede ibret ve- rici bir ağaç vardır. Bu kadar yer dolaştım, böyle bir ağaç görmedim. Çitlenbik ağacına benzer. Allahın emri ile, bun- dan bir nevi halis yağ çıkar ki yetmiş iki derde devadır. Yap- rakları, başka şekilde yaratıl- mıştır. Yenvani, Yunan - tari- hinde bunun Kıdefa ana tara- fından dikilditini w. Fik hakika, yaprak, tahta kısım- ları ve çiçekleri, yıllarca yaşa- mış bir ağaçtan nişan verir. Fakat gene terütazedir. Hıris- tiyanlar, dökülen yapraklarını bin taze can verir alırlar. Bun- ları ne yaptıklarını kimse bil- mez. Kıdefa ana heykeli, da- ima buraya bakar şekildedir. (yukarıdaki ifadesini nakzetti.) Binlerce garblı, yabancı, de- fine ve hazine arayıcılar fırsat bulup her zaman bu - ağacın dibini ve dört tarafım - kazar- lar, servet çıkarmağa — başlar- lar. Sabah - olunca, kaledeki askerler çıkar, bu çukurları örterler. Bir vakitler, rüzgârın zoru ile bu ağacın bir dalı kırılmış ve Hasan Beşe na- mında bir adam bu dalı alıp evine götürmüş. Karısı bunu ateşe vurmuş ve kokusundan bizzat kadın, üç cariye ve üç çocukları ile ağacın kokusunu teneffüs edenlerden o yerde enyedi adam birden can ver- mişler.. O zamandanberi halk bu ağacın dibine varmaktan korkuyormuş. Hasan Beşe'nin de bir. koluna bu sebepten felç ânz olmuş., Görülüyor ki, Evliya çelebi, hakikatta karbonla vukubul- duğu anlaşılan bir tesemmüm hâdisesini, Kadifekale kraliçe- sinin diktiği söylenen bu ağaç- taki tılısıma atfetmektedir. Hal- buki, bugünkü müsbet - bilgi- nin ve mantıgın bunu kabul etmesine imkân yoktur. O tarihlerde bina şartları da malüm olduğu için, tesemmüm hâdisesi daha şümullü şekilde vuku bulmuş olsa gerektir. M. Ayhan Saadet zincirini hatırlatan bir - varakpare ve ona cevap. kalktığı beyannameleri andın- yor.. Fakat şuurun ve prensi- bin karşısında, o kadar cılız, o kadar biçare ve günahkâr Amerika'dan Okyanosya'ya, oradan kutublara ve kutublar- dan Sahrayıkebire -kadar her yıl, “bunu dokuz dostuna yaz, o da dokuz dostuna yazsın,, cümlelerini taşıyan bir saadet zinciri hikâyesi vardır, bunu bilirsiniz. Dün, ben de, daktilodan geçmiş böyle bir tezkere kop- yası aldım. Evvelâ, imza ara- im, Ve göremeyince, bana hitab edib öğüt verecek ka- dar cesaret gösteren meçhul şahsın mektubunu - sepete fır- lattım. Bu mçktub aynen şöy- ledir: Altay'lı sana dört öğüt. 1 — Kulübünün ismi tarihi forması Türkiye'nin her tarafında Balkanlarda ve mer- kezi Avrupa'nın büyük şehir- lerinde tanılır. Bunu unutma. 2 — Hermillet tarihile ifti- har ve onun şan ve şerefile yaşadığı gibi her mücssese de mazisine dayanarak övünür. Kuruluş tarihinin yirmi beşinci yılındasın. Bunu - hatırından çıkarma, 3 — Seni yoketmek istiyen- lerle mücadele et. Hak senin- dir. Yılma. 4 — Öz Altay'lı isen ken- din gibi bildiğin 7 arkadaşına aynen bu yazılan varakalardan birer tane gönder. Ve her bi- rinden yedi Altay'lıya bu üğüt- lerden birer tane gönderme- sini iste, Bir memleket, bir kulüb ve gençlik meselesi böyle perde arkasında karalanmış mektub- lar, aklıselim ve medeni cesa- retten mahrum tezahürlerle ko- nuşulamaz. Başkalarına öğüt vermek istiyen insan, evvelâ kendisinin öğüt verecek bir ayarda olduğunu kabul ettir- miye mecburdur. Yani, kendi- sini tanıtması Tâzımdır. Bu- nu yapmıyanın; ne böyle bir ayarda bulunduğununa ne de samimiyetine inanmak müm- kündür. Kaldı ki, “ saadet zinciri ,, şeklinde karalanan bu varaka, bize hiçbir kültürden, hiçbir prensib ve ideolojiden bahsetmiyor. Malüm - beylik sözler. Rastgele her insanın söyliyeceği şeyler.. Kendi kanaatleri ile muay- yen bir davanın esaslarına hürmetle yaşıyan — insanlar, öğüde muhtaç değildirler. Bu varaka, samimi ve dürüst Al- taylılıktan nişan vermek değil, bir fesad hareketinin sokak köşelerine yapıştırdığı, kala- balıklara — gizlice fırlatmağa ğgünden ve | ve bir. hareket ki, hem acıyor, hem de gülüyoruz. Bana bol keseden akıl ih- san buyuran (meçhul sporcul) nun mektubunu dediğim gibi sepete attım. Herkes, herşey lâyık olduğu yere gider. Yıl- larca .xltay'lı yaşamış bir in- sanım, Altay'ın adınâ da, for- masına da gönül verdim. Fa- kat ben, yalnız Altay'lı değil- dim. Cemiyet içinde deruhte edilmiş ve manevi mes'uliyet* lerle dolu bir işimiz olduğuna kanidim. Hattâ, kulübün firma formasının günden güne cılızlaşan, şu ve bu tarafından kemirilib duran Altay'ın mad- di bünyesi üzerinde perişan ve gc kli bir hal ifade ettiğini de görüyorum, - Biz, ne o ta- rihi isme, ne o şerefli forma- ya liyakatımızı isbat — etmişiz- dir. Yalan, haşal. Öylelerini bilirim ve biliriz ki; o tarih ve şerefin arkasında bin türlü marifet çevirmişlerdir. Tıpkı başka kulüblerde olduğu gibi.. O ağır, o mes'uliyet ve gü- Sah”'dölü hakikâtler, ; yaldiz bulundukları ve - işlendikleri yerde kaldı, sanılmasın. Ni- hayet, şu veya bu kulüb değil, bir gençlik meselesinin, bir spor işinin, memleket, Parti, terbiye ve disiplin - esasları içinde halli zarureti doğmuştu. Kendi şahsi kanaat ve pren- sibime uyması itibarile, ben de bu davaya karıştım. Partinin | emri, vicdani kanaatım ve ta- şıdığım şuur, perde arkasında sufle edilen böyle öğüdlerden çok yüksektir. Hulâsa: 1 — Altay, 25 yıllık, şe- refli maziye sahip bir kulübdü. Evetl.. Fakat biz onu yaşal madık. Sürükledik ve sürün- dürdük.. Elimizde kalan, en- kazdan ibaretti. (diğer kulüb- lerin de öyledir). 2 — Bir insanın ne ile if- tifar edebileceği hususunda derse ihtiyacım yoktur. 3 — Beni yok et cek isti- yen, yoktur. Bilâkis yokluktan bir varlık kurmak meselesi vardır. 4 — Öz Altay'lı idim. Bu- gün Üçok'luyum. Mektubu ye- di kişiye yazmadım, şu sütun- larda lâyık olduğu cevabı ver- dikten sonra, sepete fırlattım. Eski bir sporcu Manisa kadastro müdürlü- Kadastro ımeliî'eıi biten Çarşı, Utku ve Ege mahallelerin- U deki gayri menkı lerin nasıl tahdid olunduğunu ve kimler na- mına tesbit edildiğini ve her biri için kaç kuruş harç tahak: kuk ettirildiğini mülk sahiplerine göstermek üzere kanunen herkesin görebileceği umumi yerlere asılması icab eden pafta ve harç cetvellerinden her mülk sahibinin aradığı pırçığı ko- laylıkla bulamıyacağı ve iki ay gibi uzun müddet için bunla- rın asıldıkları yerde bir memur bulundurulmasına da imkân olmadığı nazarı dikkate alınarak mezkür pafta ve cetveller için uğrak bir yer olan ve bütün mülk - sahiplerince bilinen dairemizde hususi bir oda ayrılmış ve bunlar üzerinden mülk sahiplerine mufassal malümat verecek bir de memur seçilmiş olduğundan ilân tarihinden itibaren iki ay zarfında bütün alâ- kadarların bu pafta ve cetvelleri tetkik ederek kendilerince yanlış görülecek cihetlerin tashihini istiyebilecekleri ve o müd- detin hitamından sonra itiraz hakkı kalmıyacağı ilân olunur. SAAT A ŞA SA GÜĞ İzmir Komutanlığı ı'lânlar“ı İzmir Müstahkem Mevki satın alma Komisyonundan: 1 — Tayyare alayinin Reşadiye Garnizonunda 1992 Lira 8 Kuruş bedel keşif su tesisatı açık eksiltmeye ile yap- tırılacaktır. 2 — İhalesi 22 Mart /937 Pazartesi günü saat 11 de Met. Mv. satın alma Komisyonunda yapılacaktır. 3 — İlk teminat parası 149 Lira 41 Kuruştur. 4 — Keşif ve şartnamesi Mst. Mv, satın alma Komisyonun- da ve umumi plânı Tayyare alay inşaat şubesinde görülebilir. S — Eksiltmeye gireceklerin Ticaret odasında Kayıtlı olma- ları şart olmakla beraber 2490 sayılı kanunua 2 ve 3 üncü maddelerinde ve şartnamelerinde yazılı vesika- larla birlikte teminat makbuzlarını ihale gün ve sat- tından en geç bir saat evvel Komisyona vermeleri. 5M0 A 19 633 İzmir mustahkem mevki satın alma komisyonundan: 1 — İdareleri İstanbul levazım amirliğine bağlı müesseseler için (25) ton zeytinyağı 25 mârt 937 perşembe günü saat 15 te İstanbul tophane satın alma komisyonunda kapalı zarfla eksiltmesi yapılacaktır. Tahmin bedeli (17500) lira olup ilk teminatı (1312) lira (50) kuruştur. 3 — Şartnamesi tophane satın afma komisyonunda görüle- bilir. p 4 — İsteklilerin ticaret odasında kayıtlı olmaları şart ol- makla beraber 2490 sayılı kanunun 2 ve 3 üncü mad- delerinde ve şartnamelerinde yazılı vesikalarla birlikte reminat ve teklif mektublarını ihale saatinden bir saat evvel komisyona vermeleri 9 14 19 23 659 İzmir mustahkem mevki satın alma komisyonundan: 1 — Beher merresine biçilen ederi 8 lira olan 7000 metre kurşini kaputluk kumaş kapalı zarfla e<siltmeğe kon- müuştur. 2 — İhalesi 26 mart 937 cuma günü saat 11 dedir. 3 — İlk teminatı 4050 liradır. 4 — Şartnamesi 280 kuruşa M. M. V. satın alma komis- yonundan alınır. S — Eksiltmeğe gireceklerin ticaret odasında kayıtlı olma- ları şart olmakla beraber 2490 sayılı kanunun 2 ve 3 üncü maddelerinde ve şartnamelerinde yazılı vesika- larla birlikte teminat ve teklif mektublarını ihale saa- tinden en geç bir saat evvel M. M. V. satın alma komisyonuna vermeleri. 9. 14 19 24 661 İzmir Esnaf ve Âhali bankası idare meclisinden; 25 Mart 937 tarihine müsadif perşembe günü saat 14 ve 16 da İzmir Ticaret ve sanayi odası salonunda alelâde ve fevkalâde bir surette toplanacağı evvelce ruznamesile birlikte ilân edilmiş olan heyeti umumiye toplantısında hazır buluna- cak ortakların mezkür - toplantılara iştirak edebilmeleri için merkez veya şubelerimize müracaat ederek duhuliye kartlarını almaları tekrar rica olunur. 17 19 784 .. .. .. BZi örücü İstanbul'lu Kâmil Üçuüncü Beyler (Şamlı| sokağı Numara 16 Örücülükteki büyük mahareti ile herkesce tanınmış olan İs- tanbul'lu örücü Kâmil Meserret otelindeki dukkânımı Üçüncü Beyler Şamlı sokağında 16 Numaraya nakletmiştir. Kazaya uğrıyan veya yanan her türlü yünlü, ipekli kumaş- lardan mamül erkek ve kadın elbiseleri, mantoları yenisinden farklı olmamak üzere örülür ve kıymetli bir elbise uzun za- manlar daha kullanılacak hale getirilir. Yapılan işlerin mükemmeliyeti emsalile sabittir. Beğenilmiyen örgü ve tamirlerin parası alınmaz. Fiat ucuzdur ve müşteriler her hususta memnun edilmektedir. D . Doktor —lmmllmimmm A.Kemal Tonay Bakteriyolog ve bulaşık, salgın hastalıkları Birinci Sınıf Mutahassısı (Verem ve saire) Basmabane istasyonu karşısındaki Dibek sokak başında 30 sayılı €v ve muayenehanesinde sabah saat 8 den akşam saat 6 ya kadar hastalarım kabul eder YNMN aNN Zedefon> 47 5 NN Izmir Eşrefpaşa Hastanesi baş tabipliğinden: Eşrefpaşa hastanesine alınacak olan 617 lira 70 kuruş mu- hammen kıymetli önbeş kalem alât ve edevatı tıbbiye 19/3/937 lemecinden itibaren on beş gün müddetle aleni eksiltmeye onulmuştur. Taliplerin cins ve miktarlarını görmek ve şeraiti anlamak üzere hergün Hastane baştababetine ve eksiltme gü- nü olan 5/4/937 pazartesi günü saat 9 dan On ikiye kadar Vilâyet encümenine müracaatları ilân olunur. 19-23-27-31 819 Devlet Demiryollarından Alsancak Şehitler - Yadigâr sokağında idaremize ait 18 No.lı depo 2 Nisan 937 cuma günü saat 15 de İzmir Alsancakta 8 inci işletme komisyonunda açık artırma suretile bir sene için kiraya verilecektir, Deponun muhammen bir senelik kira be: deli 180 liradır. İsteklilerin *» 7,5 nisbetinde muvakkat temi- nat vermeleri ve işe girmeğe manii kanuni bir halleri olmadı- ğına dair beyannamelerle muayyen vakıtta komisyana müracaâaat etmeleri lâzımdır. Şartnamecler komisyondan parasız alınır. 18 5.. Gür 813 z — Z KİNDT DN A S