19 Mart 1937 Tarihli Anadolu Gazetesi Sayfa 5

19 Mart 1937 tarihli Anadolu Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

— M0 193937 ea Manisa du spor Manisa'lılar güzel bir spor günü yaşadılar. Yıldırımspor'luların gösterdiği muvaffakıyet takdir edildi. E Manisa sporcuları İlbayrDr. Lütfi Kırdar'la beraber Manisa," (Hususi) Mani- | salılar; iyi ;»bir, havada ve be- harın güzellikleri arasında yecanlı bir gün daha ge diler. Turgüt'lu ile Yıldırım- spor arasında Halkevinin ter- tip ettiği kupâ maçı yapıla- cağını duyan halk sabahtan itibaren spor sahasına akın ediyordu. Saat 15 fe sahâ dolmuş ve genç- sporcular alkışlar arasın- da alana çıkmışlardır.. Arala- rında çok teecrübeli ve usta futbolcular bulunan Turgutlu sporcülarının büyük- bir farkla ve kolaylıkla üstün gelecekk leri tahmin ediliyordu. Fakat iki yıldanberi maç yapmıyan genç Yıldırımspor çocukları Turgutlu tecrübel ve teknik oyununa canla, başla karşı koyuyor, mütemadiyen. karşıki . kaleyi tehdid ediyorlardı. Rakipleri- nin umulduğu (kadar zayıf ol- madığını gören — Turgüt'lular da-daha çok ehemmiyet ver- meğe başladılar. Bu suretle çok zevkli ve teknik bir oyun görüldü. Akınlar kaleden ka- leye büyük bir sür'atle taze- leniyor. Bütün oyuncular üzer- lerine düşen vazileyi yapmıya takımının çalışıyorlardı. “Birinci - bölüm heriki - tarafın attıkları gölle-sona erdi. İkinci devreye zaman her iki takım kadrola- rını muhafaza — ediyorlardı OAARAKCEEELR Halkevi köşesi 1 — 19 Martt Cuma günü saat 17 de Halkevi idare he- yeti toplantısı . vardır. 2 — 19 Mart Cuma birer | başlandığı | saat 16 da Dil, Tarih, - biyat kamitesi toplantısı vardır. | - Fırtına Ali Büyük Korsan Romanı y E -98.. Fakat birdenbire, yedi, sekiz kuvvetli "pençenin, * bir - çelik kıskaç gibi kendisini yakala- dıkları düydü. *Ancak: — 'Mustafa? Diyebildi. Sonra kolları kıv- rıldı ve ağzı, bir mendille sa- rıldı: Karanlıkta, hayal — meyal, Mustafa'nın da üstüne hücum ettiklerini gördü. Demek ki, © da yakalanmıştı. Haydutların Rumca konuş- tuklarını da duymuştu, kendi kendine: Eyvah -diye mırıldandı- Yazan : Oyun ayni zevk ve heyecanla devam etti. Genç futbolcularır gösterdikleri enerji ve teknik bütün seyircilere çok zevkli dakikalar yaşattı. Vakit ilerle- dikçe heyecan da o nispette fazlalaşıyar, her iki taraf neti- ceyi kendi lehine çeyirmeğe çalışıyordu. Bu ,devrenin 161ncı daki- kasında Turgutlu merkez mu- hacimi sıkı bir şülle takımına ikinci golü kazandırdı. Bu sayıdan harekete gelen Yıldı- rımsporun genç çocukları der- hal mukabil hücumlara başlı- yarak bir aralık Türgutlu ta- kımının nisif sahasında yer- leştiler. Nihayet gayretlerinin de semeresini görerek sağ iç- lerinin tutulmaz bir şütü ile beraberliği tesis ettiler. Oyun sonuna yaklaşlıkça takımların gayreti de mütemadiyen artı- yordu. Nihayet Turgutlu soliçi Yıldırımspor müdafiinin bir hatasından istifade ederek ta- kımını ikiye karşı üç golle galip vaziyetine getirdi. Ve biraz sonra da oyun bu şe- kilde bitti. Mağlüp olmasına rağmen Yıldırımspor gençlerinin gös- terdikleri kabiliyet ve az za- manda elde ettikleri -teknik takdirle karşılanmıştır. Teker Tire'de yangın Tire'nin İpekçiler mahalle- sinin 2 inci Derviş Gazi cad- desinde Hasan karısı Ülfet'in 10 sayılı evinde yangin çıkmış ve etrafa sirayetine meydan verilmeden söndürülmüştür. Tabanca çekmek Beyler sokağında Salim oğlu Fuad, Nazmi ve Fethiye'ye tabanca çektiğinden yakalan- mıştır. K Y FOTNRE Ğ, | &'& M. Ayhan, Faik Şemseddin © kahpenin marifeti.. Bittim, imahvoldum.. Gözleri karar -gibi - oldu, kendinden geçmişti.. Herşeyi, sanki bir uyku - aralığından, bir rüya perdesinden dinliyor gibi idi. Korsanlar, Zeliha'nın bayıl- diğimin — farkına — varmışlardı.. Birisi: — Kaptan! -diye - seslendi- Kız bayıldı.. Buna, kolları bağlı duran Petro cevap verdi: — Çabuk, geldiğiniz yerden | g B y geriyel ş Alay VapuraYbindim.'Kendi ken$ dime düşünüyorum: Acaba, herkes bilhassa ne ila meşgul oluyor? Dikkat ettim, kulak misalir- liği yaptım. Gördüm ki, hod- binlik, tenkid ve alay, herke- sin ağzında, birçok şeylerden, hem bilhassa ciddi şeylerden çok daha itibarda ve mevki sahibidir. Birisi sağ tarafımda gazete okuyor, bir serlevhaya baktı: — Öğööööf -dedi- bıktık bu Habeşistan işinden. Sonra bir tefrikaya gözü ilişti: — Aman, ne pis tefrika, ne pis bir mevzu, ne berbad bir ifadet Yanındaki bir kahkaha sa- vurdu: — Sen, tanır mısın? — Hayır! - Kurumuş bir kabak kafa düşün.. O zatın söyliyeceklerini din- lemek istemedim. Başka bir tarafa geçtim. Üç kadın karşı karşıya. Birisi çok genç ve baştan aşağı yapmacık, sahte birşey. Vapura doğru koşan bir ihtiyarı gösterdi: — Pinpon yetişemiyecek! Diyerek bir kahkaha attı. Karşısındaki kadın: — A <dedi- şu bizim eski gelinin komşusu.. Bir karısı var, görseniz, şişman mı, şiş- man.. Diğeri atıldı: — Ya kızı, ya kızıl, Yerden yapma, mantar gibi birşey.. Fazla dinliyemedim, buradan da ayrıldım. Üç yaşlı, başlı adamın yanına oturdum. Bir genç, dudağında siğara, clin- deki bir zincirle oynıyarak içeriye girdi.. Serbest, lâübalı bir tavrı vardı. şu yazıyı yazanı İhtiyarlardan biri: - Zamane! Diye mırıldandı. Diğeri ta- mamladı: — Züppe keratalar, ne saygı var, ne birşey.. Varsan bak- san, cim karnında bir nok- tadır. Böyle bir bahsin neresini dinlersiniz?. Oradan da- kalk- tun. Dört memurun yanına oturdum. Sokakları, temizlik işlerini tenkid ediyorlardı: — Belediye, belediye! Diye bağırıyorlardı. Kulak misafiri oldum, onların söyle- dikleri de ipe sapa sığmaz şeylerdi. İki gencin yanına so- kuldum, fakat çarçabuk kâlk- İri bir korsan, adeta bir ipek kumaş yığını imiş gibi, Zeliha'yı-sırtına vurdu. ve-di- | ğerleri de geniş - aralıklarla onu ortaya alarak ilerlemiye başladılar. Mariya Petro'nun geldi: — Bravo Petro, tereyağın: dan kıl çeker gibi -oldu. Petro, zaferinden ve eserin- den memnundu: —Sözünde duruyorsun tabii. — 'Ona ne şüphe?. Şimdi yapılabilecek başka şey yok mu?. — Hayır, derhal, - gemiye yetişmenin kolayına bakmalı- yız. Bak, ay doğacak gibi.. Halbuki bizim, karanlık için- den sökülüp gitmekliğimiz lâ- zımdir. — Evet, babası gelince, kı- yanına v BALIK — Başı T inci sayfada — sermayeli - bir banka kurulacağım bildirmektedir. Bu banka da koo- peratiflere islinad edecektir. Bü- tün dalyan hududları, eeki üdet ve taammüllerden uzaklaştırılarak, ye- niden tesbit edilmektedir. Denizbank, Balıkbank - ile alâkadar değildir. İstanbul ve Trabzon'da büyük iki konserve fabrikası —açılacaktır. Bütün dalyanlar temizletilecektir. Bu suretle balık istihsali mühim miktarda artacaktır. Çünkü balıklar, mevsimlerine göre yumurtlıyacağı sahalar bula- caklardır. İstihsalât, ya taze, yahutta konserve olarak mut- lâka elden çıkarılacaktır. İzmir'de 150 bin İira sarlı suretile, büyük bir bâlıkhane kurulacaktır. Balıkhanenin şim- diki yeri müsait değildir. Al- sancak civarında inşası çok muhtemeldir. Esasen balıkha- nelerin, mahfuz limanlar içinde kurulması da lâzim gelmek- Büyük bir servettir Izmir'de 15,000 000 Tira sarfı sure- tile bir balıkhaîıe kurulacak Dalyanlar temizîetilecek, istihsa- lât artacak, fabrikalar kurulacak kullanılan balık ununa, balık yağına tahvil edilecek, derile rinden de ayrıca fayda temin olunacaktır. Balık bank, dal yancıların muhtaç — oldukları sermayeyi -kredi açmak sure- tile- verecektir. Garbi Anadolu sahil balıkçı azlığı dolayısile deniz -sahillerinden b getirilmesi ve bu sahilde iskâ- nı da muhtemeldir. Tayfa ve patronlar arasındaki ihtilâflar, kantni esaslarla halledilecek, balıkçılara yeni bir hayat ve kazanç imkânları verilecektir. Üzüm satışları Ç. Alıcı K:8. 99 Ü. kurumu 10 52 İnhisar ida. —7 49 Alyoti bira. 11 50 tedir. Hükümetin yaptığı teşeb- büslerle balık ihracatımız git- tikçe artmaktadır. Meselâ ge- çen sene, İstanbul'da beheri sekiz kilodan bir çift Torik beş, on kuruşa satilirken şimdi 32 kuruştan aşağı düşmemek- tedir. Nitekim — İstanbul'da, şimdi 10 - 15 İtalyan gemisi balık yüklemektedir. Bu ge- milerin hepsinde soğuk havd depoları ve tesisatı vardır. | Memleket dahiline yapıla- €&ak taze balık - sevkiyatı için de Demiryolları idaresince, soğuk hava tesisatını havi va- gonlar hazırlatılacaktır. Dahil ve hariçte yapılacak sevkiyattan başka, Karadeniz- deki fazla — istihsalât ta hay- vanlara gıda maddesi olarak verilen ve gübre makamında mak mecburiyetinde — kalırım, diye düşündüm, ayak üstü dur- dum. Konuşuyorlardı: -“Kulüpler meselesi am- ma da oldu ha! — Bundan sonra palavra sökmiyecek. Tıkanan çanların haddi hesabı yok.. İyi ki oturmamışım. Yürüdüm ve mırıldandım: Bu dünyada insan oğulları neler konuşuyorlar.aman Alla- hım, neler?. Çimdik zın, deniz yolu ile ve - gemi- lerle kaçırıldığını - anlamama- lıdır.. Petro-geriye baktı: Alevler hâlâ yükseliyordu. Arkadaki zifiri karanlıkta hiç bir hareket yoktu. Keyifli keyifli; — Tamam! Diye mırıldandı. Tam bu sırada, Zeliha da kendine gel- mişti. Birdenbire, baskını ha- tırladı ve titredi. Başını da sarmışlardı. Hiç birşey göre- miyardu, Bir insanın omuzunda taşındığını anlıyordu.. Denize çok yakındılar. Suların, sahilde çırpınışım duyüyordu. -Hangi istikamette ve ne kadar me- safe katedilmişti, bilmiyordu. Soğuk soğuk terliyordu. Haydutların, on beş kişiden aşağı olmadıklarını anlıyordu. 43 Ş. Riza ha, 13 42 Kâ. Taner 11 75 29 Ş. Remzi — 14 25 16 J. Kohen — 12 25 330 Yekün 419417 Eski salış 419747 U. satış Zahire satışları Çu. Ginsi ÖL N A li 1005 Ruğday — 6 125 6.50 44 Susam 16 16 159 Ken. pala. 450 475 230 B. Pamuk - 42 45 50) 40 H. 42 45 50 Dost memleket gazetecileri- ne ziyafet verildi — Başı 4üncü sahifede — parlak zaferin bir remzi olan Ankara'nın bıraktığı derin in- tibar ehemmiyetle kaydeyle- Miştir. B. Hurtiğ bilinmiştir. Bu eşsiz eserin önüne diki- len bütün maniaları yıkan eş- siz bir dinamizmi harekete ge- tirerek asri Türk milletine bü- tün bürriyet ve faziletlerini iade eden yeni bir medeniyet içinde Türk milletini yenileş- tiren Büyük askerin, — sulh- çu yaratıcının sıhhatına - bar- dağımı kaldırıyorum. Yaşasın Atatürk... sözlerini şöyle Ayak sesleri, bunu - gösteri- J yordu.. Kendisini nereye götü- | rebilirlerdi? Fikrince, haydutların, kor- | san olmaları ve Mariya'ya men: sub bulunmaları ihtimali kuv- wetli idi. Fakat onun gemisi, pne vakit, nereye yanaşmıştı?. Bunu, Midilli'de kimsenin du- yup görmemesi şaşılacak bir şey deği mi idi? Tam busırada bir ses duydu: — Çabuk olunuz? Bu sesi derhal tanıdı Mariya'nın sesi idi.. Eğer, ağzını da tıkamamış olsalardı, şimdi bol bol; — Sen bir alçaksın, sen bir orospusun! Diye bağıracaktı. İçinden gelen hiddeti zaptedemiyor- du. Fakat susmıya mecburdu. Ayakları da bağlanmıştı. Al- | B A A | V NEREZEEE Z UU L UUT SAA NLOK TESE LK N ST UT — NDK DA LA ALAY v STT T Müessif bir hâdise — — Başı | inci sahifede — — müdavatı — iptidaiyesi — yapıl- miştir. Vak'aya resmi makamat el - koymuş ve tahkikata başla- mıştır. Bu çirkin hareket, mu- hitte herkesi derin bir teessür içinde bırakmıştır. Belediye ıeısıınız berayı tedavi Mani- gitmiştir. khisar icra memurluğundan: Nedim tarafından Raif oğlu İzzete birinci derecede ipotek edilen Akhisarın Mahmut ağa aralığı me de gündoğusu Seydiköylü Küçük Ali Poyrazı Par oğlu bağı gün endisi yol kıblesi Gökçeden metrük bağ ile çevrili için 12 ağaç zeytini bulunan 5744 M. M. ve için- de iki odalı kule 774 lira 40 kuruş — kaymeti - muhammineli çekirdeksiz. bağ bir ay müd- detle açık artırmaya çıkarıl- mıştır. İhalesi 22-4-937 Perşembe saat 15 de icrada yapılacak- tır. O gün bu bağa konulan kıymetin yüzde 75 ini buldu: ğu takdirde kat'i ihalesi icra kılınacaktır. Bulmazsa artırma 15 gün uzatılarak 3-5-937 Perşembe saat 15 de muham- men kiymete — bakılmaksizin her kaça çıkarsa kat'i ihalesi icra kılınacaktır. İşbu gayri menkul üzerinde bir hak iddiasında bulunanla- rın vesaikle 20 gün içinde icraya müracaatları aksi halde hakları tapu sicilline sabit ol- madıkça paylaşmaya giremez- — ler. Harcı dellâliyesi alana ait, satış peşindir. Müzayedeye iştirak için alır cıların yüzde yedi buçuk pey akçesi vermeleri lâzımdır. Ar- — tırma 10-4-937 tarihinden iti- baren açıktır. Fazla bilgi iste- yenlerin dairemize müracaat- ları ilân olunur. 808 “İzmir elektrik şir- : ketinden: Şebeke ameliyatı dolayısile cereyanın bu ayın 20 ve 21 inci günlerinde saat 7 den 15 şe kadar ikinci kordonda Vali Kâzımpaşa caddesile İs- tiklâl caddesi arasında ve Çi- kolata sokağında kesileceği sayın abonelerimizce bilinmek üzere ilân olunur. KA RRADEEER B Kiralık Ev Gayet havadar bahçeli gü- zel manzaralı kullanışlı kirası elverişli Göztepe vapur iske- lesine dört dakika mesafede iki ev kiralıktır. Göztepe'de Abdülezel s0- kağında yokuşta bakkal Bay Bedri'ye veya telefonla 2256 numaraya müracaat. | çakça bir baskın ancak bu kadar olabilirdi. Zavallı Mus- I tafal!)da onun ateşine yanmıştı, — Kendisini beklemek için geriye — dönmüş, o da haydutların eline — düşmüştü. Zeliha, böyle sanı- yordu. Kolları acıyordu, zor J nefes alıyordu. Kendi kendine düşündü: ö — Allahım, ben sana ne yaptım, ben kime ne yaptım ki, bana bu felâketleri reva görü- | yorsun; sağ kalsam - bile, *bir daha Ali'yi göremedikten son ra, bu hayatın ne kıymeti ola- bilir?, Filhakika, en büyük ıstırabı Ali'den, anasından, babasın- dan ayrılmaktan ileri geliyordu. Çünkü bu defa, elbette ki Ma- rıya, babasının uğradığı akı- — betten ders alarak daha kur- — — Sunu var —

Bu sayıdan diğer sayfalar: