İspanya'da- . ki har TP .. — Başı 3 üncü sahifede — redilmiyecektir. Valensiya, 14 ( AA ) — Royterin iyi bir membadan aldığı malümata göre İtalyan- lar Guadalajara cephesinden kaçıyorlar. Hükümet tayyare- lerinin — taarruzuna — uğryan İtalyanlar acele geri çekilmiş- ler ve yüzlerce zayiat veru iş- lerdir. Valensiya, 14 ( AA ) Akşam üzeri neşredilen bir tebliğde ezcümle şöyle denil- mektedir; *Tayyarecilerimiz İtalyan fır- kasına mensup taburların Gua- dalajara yolu üzerinde alela- cele bozuk bir şekilde çekil: diğini görmüşlerdir. Tayyare- lerimiz' bunları - takip ederek ateşe tutmüşlar ve birkaç kamyonu yakmışlardır. *Filo kumandanı İtalyan fir- kalarından birinin tahrip edil- diği kanaatini edinmiştir.., Belgrad, 15 (Radyo) — Pa- ris'den bildirildiğine göre Mad- rid, çok tehlikeli vaziyete geç- miş ve ihtilâl başlıyalıdanberi görülmemiş derecede şiddetli müsademeler olmağa başla- miştır. Madrid'deki Küba sefiri Bay Emanuel, esrarengiz bir şe- kilde katledilmiştir. Bay Musolini Binga- zi'de bir söylev daha verdi.. — Başı 1 inci sahijfede — Düçe, Bingazi'nin —Müslüman ve Yahudi halkına gene bir notuk ile teşekkür etmiş ve vaidlerde bu- Tunmuştar. Bingasi, 15 (Radyo) — — Fran- sanın müstemlekeler hava kuvvet. leri umumi müflettişi General De- nen Cibuti'den tayyare ile - Binga ziye vatıl olmuş ve Düçe - tarafın- dan Bingesi hükümet konağında kabul edilmişti Rus sefiri Londra gazetelerinin hü- cumuna uğradı.. Londra, 15 (Radyo) — Mu- hafazakâr mehafile ve sağ ce- naha mensup bazı gazeteler, Sovyetlerin Londra sefiri Bay Mefski'nin son beyanatından bahsederek: “Böyle beyanatta bulunan bir. sefir için yapacak bir iş kalmıştır: İstifa edip gitmek! “Yabancı bir memlekette, yabancı bir memleketin dahili işlerile bu şekilde alâkadar olmak siyasi taamül ve usul- lere tamamen muhaliftir. , Demektedirler. ll"l -95. — Sandala bindiler! Diye mırıldandı. Şimdi, o küçük noktanın tam bir sür'atle sahile doğru yaklaştığını gör- dü.. Hem de ilerideki kum- Sala doğru geliyordu. - Deniz babanın yeri, daha ilerideki koy içinde idi. Bina- Enaley, işler yolunda gidiyor d_tmelıtı'.. Sıtma tutmuş - gibi fitriyordu.. Sandal iyice yak- ıştı ki hafif bir ıslık çal- Tiya cesaret etti. Sandal derhal durdu. Petro seslendi: — Benim arkadaşlar, ben!.. na Al Pazar g çok Pazar günü Alsancak saha- sında yeni teşekkül eden ku- lüblerimizin — takımlarını ve yaptıkları oyunları seyrettik. Hava tam spor havasi idi ve saha epice kalabalıktı. Üçok spor - Yamanlarspor oyunu başlayınca saha kapıları da serbest olarak açıldı, gerek tribünler ve gerekse loca ve saha kısmı meraklılarla doldu. Oyunlar 13 -0 neticelenen Doğanspor - Demirspor takım- larının karşılaşmasile başladı. İki takım arasında büyük fark vardı. Demirspor, çok zayıftı. Hakem Üçoktan Bay Mustafa idi. Doğanspor şu kadro ile çıkmıştı: Kalede Mahmud, müdafaada evvelâ Fethi, Zihni, 5 dakika sonra Adnar, Zihni, orta mü- dafaa hattında İsmail, Hakkı, İrfan, muhacim mevkilerini ise Abbas, Ömer, Fuad, Halid, Reşad. Demirspor ise birleşik unuü Alsanca alâkalı maçlar oldu Lise futbolcuları vaffak olan Doğanspor'lular Demirspor takımını kendi ka- lecileri — Mahmud'la - takviye ettikleri halde 8 inci, 15;inci, 18 inci 25 inci, 30 ncu, 42 inci ve 43üncü dakikalarda sıra ile yedi gol daha attılar ve kendilerine göre çok zayıf olan Demirspor takımını 130 gibi büyük bir farkla yendiler. Yamanlarspor takımı kulüblerden hiç birile bir ara: ya gelmediğinden mutad kad- rosunu muhafaza ediyordu. Oyun Demirspor'un Doğan- spor müdafaasında kınlan akı- nt ile başladı. İlk dakilerda Doğanspor oyuncularının an- | laşamamazlığı yüzünden De- mirspor güzel bir oyun cıka- rır gibi oldu. Fakat çok sür- medi. 7 inci dakikada Do- ğanspor ilk golünü yaptı. De- mirspor 20 inci dakikaya ka- dar tutunabildi. Fakat yirminci dakikadan sonra Doğanspor oyuncuları artık anlaşmıştı ve sağdan, soldan yaptıkları akın- larla 25 inci, 30 uncu 35Sşinci, 40 1ncı ve 42 inci dakika- larda beş gol daha çıkarmağa muvaffak oldular. Demirspo- run zaman zaman yaptığı akınlar da netice vermedi. Bu suretle Doğanspor 6-0 galip olarak devreyi bitirdi. İkinci devrede daha anla- yışlı bir oyun çıkarmağa mu- İ omanı Yaklaşınız, -çabuk! Sandalda biri doğrulmuştu: — Petro!.. Sen misin! Sesinden tanımıştı; Mariya idi. — Benim kaptan! — Aşkolsun — kahramanım sana!.. Nasıl, işler yolunda mı? — Tavus kuşu, kafese gir- di.. Çabuk olun! Sandal birden tekrar hare- kete geldi: Kuvvetli kürek darbeleri al- tında beş, altı saniye sonra sandal artık sahilde idi. İlk defa Mariya sıçradı. Ayağında Demirspor-takımının Bu ka: dar fena- oynaması, bilhassa milk küme maçlarının deva- mınca antrenmansız kalmasın- dan ileri gelm'ştir. Takımda manlarsporun — maçı takip etti. Oyunun hakemi Doğanspor'lu Sabri idi. Üçok spor aşağıdaki kadroyu muhafaza ediyordu: Kalede Nejad, müdafaada Necdet, Ziya, orta müdafaada Şükrü, Cemil, Mazhar, muha- cim mevkinde Hakkı, Basri, Âdil, İlyas, Saim. Takımın en iyi elemanların- Demirspor takımı "dan Said, Enver, Fuad sakat oldukları için bu maçta takım- da yer almamışlardı. Yamanlar ise Burnava'dan bir oyuncu almıştı. Urla'lı İbrahim ve Meh- Ziraat mektebi futbolcuları Lâtif'ten ve Ahmed'den baş- ka iyi oynıyan yoktu. Doğanspor'lular ise güzel oynadılar ve galibiyeti hak ettiler. Bu maçı Üçoksporla K.S. K.-Burnava'nın birleşiği Ya- hafif çizmeler vardı.. Petra'nun | elini sıktı: —Tehlike var mı? — Hayır, hemen hiç yok gibi... — Plânın? — Hazır! — Zeliha?. — Şu tepenin arkasında. — Anlamadım.. — Babasının bahçede. Bak, orman ateş alıyor.. Biraz son- ra alevler yükselince, bahçede bütün Uuşaklar oraya doğru koşuşacaklar.. — Birak bunları!. Kuman- dayı sana bırakabilir miyim? - Bırakabilirsiniz, fakat bir şartla.. Korsanlar, her ikisinin etra- fını sarmışlardı.. Petro, hepsi- nin elini birer birer sıktı: — Arkadaşlar -dedi- bizi hemen med çavuştan mahrumdu. Oyun her iki - takımın seri akınlarile başladı. Üçok daha ilk dakikalarda ağır basmağa başladı. 6 ıncı dakikada Ya- manlar kalecisinin kaçırdığı topa yetişen Basri, takımına bir dakika kaptanla yalnız bıra- kınız. Mühim bir şey konuşa- cağız. Yalınız ona ait olduğu için, sizin yanınızda söyliye- mem.. Korsanlar, ses çıkarmadan beş on metre öteye çekildiler. — Evet, bir şartla... — Fakat Petro, şartlar ko- nuşacak vaziyette değiliz. — Sizce balki öyle, lâkin bu şartı kabul ettirmeden ha- rekete geçmek benim için imkânsızdır. — Peki, söyle, dinliyorum. — Sen bu kızı niçin an- yorsun kaptan!. Şüphesiz asıl bedefin Fırtına Ali'dir. Ve bu kızın yakalanması, sadece Fir- tına Ali'yi kendi peşinden sü- rüklemek ve tuzağa düşür- | mektir değil mi? — Evetl F sahasımlıa ilk golü kazandırdı. Bu gol Yamanlar oyuncularını hare- kete getirdi. Yaptıkları muka- bil hücumlarda Üçok kaleci- sinin güzel yer tutuşları, Şük- rü ile Ziya'nın güzel oyunu neticesinde akim kaldı. 32 inci dakikaya kadar gölsüz geçen karşılıklı akınlardan sonra Üç: ok'lular solaçıkları Hakkı va- sıtasile &k sık inmeğe başla: dılâr. Bu arada Hakkı'nın Ya- manlar kâlesi önüne verdiği bir pasa Adil yetişti ve takı- mına ikinci bir sayı kazandır- £dı. Bu golü solaçık Hakkı'nın 37 inci dakikadaki 3 üncü sayısı takibetti. Devre 3 — 0 Üçok spor lehine bitiyor. İkinci devrede Üçok takı- imının müdafaa hattında bazı lüzumsuz - değişiklikler - oldu. Maamafih Üçok'lular avanta- jin verdiği neşe ile oynuyor- lardı. Ve Sinci dakikada Saim'in falsolu bir vuruşundan 4ündcü sayılarını kaydettiler. Fakat şuurunu ve enerjisini kaybetmeyen Yamanlar takımı bir dakika sonra mukabele etti, yavaş yavaş açılmağa ve cidden çok güzel bir oyun vermeğe başladı. 15 inci dakikada Üçokspar lehine bir firikik verildi. Adil bunu gole tahvil etti. Bu golü Basri'nin beş dakika sonra attığı gol takip etti.. Maama- fih Yamanlar gittikçe açılıyor- du. Melih, Hasan ve solaçık çok iyi idiler. 21 inci dakika- daki penaltı ile Yamanlar ikinci sayısını çıkardı. Yaman- lar takımı 26 1ncı dakikada bir sayı daha kazandı. Bu dakikadan sonra her iki takım çok çalıştı, fakat netite değiş- medi, oyun da 6-3 Üçokspo- run lehine bitti. Güreşler İki haftadanberi devam eden | güreş seçme müsabakalarının — Peki, Fırtına Ali'den ne istiyorsun?. Bu sadece bir in- tikamdan mı doğuyor? — Hiç şüphesiz.. — Ben ise daha başka şey- ler de seziyor gibiyim.. Mariya sapsarı kesildi. Böyle bir şeyin, korsanlar ve hiç bir Yunan'lı tarafından duyuldu- ğunu istemiyordu. Bunun du- yulması, şöhreti ve gördüğü sempati hesabına, iyi neticeler vermiyebilirdi. Mutaassıp Rum- luk, ihtimal ki kendisine düş- man bile olurdu.. — Neler seziyorsun? — Senin de kalbinde aşk yanıyor kaptan!. — Benim ha?. Mariya, zoraki bir kahkaha savurdu: Sen delisin Petrol. — İsrar ediyorum.. bir Buakşamki programı İstanbul/radyosu. Bugün: Gündüz neşriyatı: Saat 12,303. 14 halk türküleri,. havadisler,, plâkla hafif musikii Akşam neşriyatı: Saat 18,30) plâkla dans musikisi, 19,30) konferans; — 20* şark musikisi, 20,30 Arapça söylev, 20,45 şark musikisi, 21,15 şehir | öpereti artistleri, 22,15 ajans ve borsa haberleri Ve sololar. EE GAT UNN finalleri dün Demirspor kulü- bü salonunda iera edildi. Ne- ticede 56 kiloda Üçok'tan Mustafa birinci, Narin ikinci, Üçok'tan Hüseyin üçüncü, 61 kiloda Osman Üçok'tan birin- ci Ali ve Fatih Demirspor ikinci ve üçüncü geldiler, 66 kiloda Demirspor'dan İbrahim birinci, Tahsin, ikinci, Höseyiii üçüncü, 72 kiloda Demirspor- dan Mustofa birinci, Durak i 79 kiloda İsmail Üçok Durak Demirspor ikin- ci, 87 kiloda Hasan Demir- spor birinci, Zeynel Doğan- spor ikinci geldiler. Bu müsabakalardan sonra güreşçilerimizin vaziyeti tama- mile tesbit edilmiş vaziyette- dir. İyi derece almış olan gü- reşçilerimiz Eskişehir, sonra da Bursa'ya gidecek ve oradaki şehir takımı — güreşçileri ile karşılaşacaklardır. Muvaffakı- yetler temenni ederiz. Lise-Ziraat mektebi maçı Cumartesi günü — öğleden sonra Alsancak sahasında Lise ve Ziraat mektepleri takımları arasında çok güzel va heye- canlı bir maç olmuştur. Neti- cede iki takım 1-1 berabere kalmışlardır. Antrenmanlar Milli küme maçlarına davet edilen Üçok ve Doğanspor'lu oyuncular, Salı, Çarşamba ve Perşembe günü saat 16 dan 18 kadar Alsancak sahasında antrenmana tâbi tutulacaklar- dır. Oyuncularımızın, milli maç- lar arefesinde bu antrenman- lara muntazaman devamlarını hem İzmir sporu, hem kendi faydaları bakımından çok iyi buluyoruz. Herşeyden evel sporcu olan çocuklarımızın, muntazam an trenmanlarla İzmir'in yüzünü ağartmağa çalışacaklarını-şüp- hesiz telâkki ediyoruz. ÜaT YAiT ı TA SA US ÇAM MTAN DS LARL DA A DAT UFST GD SAGDAMETR AM GĞ FU PU VAY GKLN — Sen budalalaşmışsın yav- rum! — Hayır,ne budalayım, ne de delil. Sen Fırtına Ali'yi seviyorsun) — Asla ve kat'iyen.. Ben Hiristiyanım Petro.. Bu nasıl olur? — Ben de Hiristiyanım ya? — Sakın sen birisini mi sevmiye başladın? — Evet, şartım da ona ait! — Kim bu sevdiğin? — Zeliha! Mariya bir adım geri çekildi: — Zeliha mı? - Ta kendisi!.. — Şaşılacak şeyler işidiyo- rum Petro.. — Hayır kaptan, hiç te şa- şılacak şeyler değil.. — Sonu Var — T L ! İ