4 1/3/931 BU | Milli bankalar İki milyon sermayeli bir satış şirketi kuruyorlar Umumi satış mağazaları, Mersin'den itibaren büyük ihracat merkezleri- mizin hepsinde açılacaktır Ankara, 6 (A.A) — İktısad ! Vekili Celâl Bayar'ın reisli- | ğinde toplanan milli bankalar genel direktörleri, İstanbul ha- riç olmak üzere Mersin'den başlıyarak memleketin -belli başlı bütün ihbracat ve ticaret merkezlerinde tesis edilecek umumi mağazalar mevzuunu tedkik etmişler ve bu maksatla şimdilik iki milyon lira ser- mayeli bir Türk anonim şir- keti tesisini karar altına al- mışlardır. Osmanlı bankası bu şirkete kendisinin de iştiraki için mer- kezinden talimat istediğini bil- dirmiştir. Diğer taraftan İstanbul'da bu nevi mağazalar tesis vazi- fesi verilmiş olan İstanbul li- Mah şirketinin mesai prograrmı İktısad Vekâletince tasdik edil- miş bulunmaktadır. Bu umum? mağazalardan beklenen başlıca iki büyük netice şudur: Faşist meclisi ve muh- Birincisi Resipis ve Varanad usulü tatbik edilerek mal sa- hibinin bu mağazalara girmiş malhını kısmen veya tamamen kolayca ahara devir veya mu- kabilinde avans almasını tes- hil etmek, ikincisi taze meyva, peynir, yağ, yumurta ve bir- çok ihracat mallarımızın istil- zam ettiği firogrifik veya di- ğer teknik şeraiti temin ede- rek ticari emniyet ve kıymeti artırmaktır. Her memlekette kolay, bol ve ucuz ticari kredi için en mühim tesisattan sayılan bu mağazaların ticari inkişafımız- da mühim bir merhale teşkil edeceğinde şüphe yoktur. Ticaret odaları hissesinden | müterakim para da son ticaret | odaları kongresinde verilmiş, tasvib kararı ve odalar nizam- namesinde yapılmış tadilâta telif memleketler mat- buatının fikirleri Konsey, yarın saat 22 de tekrar topla- narak müzakerelerde bulunacaktır Roma, 6 (Radyo) — Faşist mseyinin üçüncü içtimar sa- Bahın saat birinde nihayet bulmuştur. Dördünü içtima da Pazartesi günü akşamı saat 22 de yapılacaktır. Londra, 6 (Radyo) — Deyli Meyl gazetesi faşist meelisi- hin nüfus siyaseti ve kararla- rından bahsederek: *“Bütün devletler bu kararı alâka ile karşılıyacaklardır., demektedir. Peşte, 6 (Radyo) — Peşti irlâb gazetesi faşist meclisi- hin nüfus kararlarının Maca- Tistan'da da tatbiki lüzumun- dan bahsetmektedir. Roma, 6 (A. A) — Büyük üşist meclisinin Üçüncü ve Sondan bir evelki içtimaı dün akşam Venedik sarayında ak- tedilmiştir. İktisadi ve Mali Vaziyet hakkındaki — raporlar dinlendikten sonra meclis ma- Nye Nazırı Ahson Direvel'in daresini tasvib etmiş ve veni İ? vergi ihdas etmemeğe ka- ANADOLU Günlük siyasal gazete Sahip ve Başyazgam uHıydır Rüşdü ÖKTEM Mümi neşriyat ve yazı işleri 5i : Hamdi Nüzhet Çançar mesi : İztir İkinci Beyler sokağı T Halk Partisi binası içinde *lgraf: İzmir — ANADOLU “lefon: 2776 — Posta kutusu 405 Yar ABONE ŞERAİTİ ği lzıı:o. altı aylılı 700, üç Yap, YİB'S00 kuruştur. “bancı memleketler için senelik Ahone ücreti 27 liradır $ kuruştur &t yerde 3 S Söçmiş nüshalar 25 kuruştur. DOLU MATBAASI! BASILMIŞTIR NDA rar vermiştir. Hazine eskisi gibi Liretin istikrarı ferdasında ihdas edilen ve emlâk kıymet- lerinin yüzde 5 i nisbetinde aktedilen mecburi istikraz ile takviye edilecektir. Bu husustaki rapordan an- laşıldığına göre 20 Şubat 937 tarihindeki ihliyat altın mik- tarı 4 milyar 21 milyon kıy- metindedir. 24 Mart 1936 da ihtiyat altın miktarı 5 milyar 142 milyon kıymetinde idi, Paris, 6 (Radyo) — Enfor- ANADOLU Ha yatın ;arı'b cilveleri |Edirne'de başlayıp Ba- tumda biten bir tesadüf p.nanetice ler alacdğıı;ııza şüphe Sayfa 3 a İzmir sporunun haysiye- ti tehlikededir! Edirne'nin muhasarası - korkulu bir daki- yoktur. Kulüpler birleşmelidir. ka - Erzurum'daki tercüman efendi - Si- birya'dan firar - Batum'da gene o! Bugün size hayatın, adeta masal ve garibeye benziyen, fakat tamamen hakiki bir h-â disesini anlatacağım. Vak'anın kahramanı, — ekseriya askeri kıraethanede oturur. Kendisi de mütekaid bir Türk zabi- tidir. İnsan oğlunun başından geçebilen fevkalâdelikleri tem- sil ederken, bu gibisini de zor hatırlıyabiliriz.. Tarih, Edirne'nin muhasara- sına tesadüf ediyor: Bulgar ordusu, Edirne'yi | çevirmiş, tazyika başlamıştır. Kumandan Şükrü paşa, şehri bir avuç Türk askeri ile kah- ramanca müdalfaa etmektedir. Kıtlık başgösteriyor. Herşey ateş bahasına.. Çünkü şehrin irtibatı kesilmiştir ve muhasa- ranın ne kadar süreceği de meçhul... Fiatlar o kadar yükseliyor ki, zabitana beş altın liraya satı- lan un çuvalının tutarı elli altına kadar yükseliyor. Sözün devamını o zata bı- rakalım ve onu dinliyelim: — Ben de Edirne'de zabit bulunuyorum. Reji Ziraat mü- dürü Tercan efendi namında bir dostum var. Kendisi Er- meni, karısı Bulgar'dır. Bir gün bana gelip: — Aman - diyor - çoluk çocuğum aç kaldı. Bana biraz un temin et. Yoksa öleceğiz. Türk'üm, merhametli tara- fim galiptir. Ucuz fiatla un masyon gazetesi faşist meclisinin tedarik edip döstümü veriyo. mali kararlarından bahsederek: *İtalya'nın mali vaziyeti nazarı dikkati — caliptir. İspanya'nın 1,100,000,000 — liretlik — altın ihtiyatı vardır. Bu; şimdiye kadar meçhnl idi. İtalya'nın yeni - işgal ettiği srazi 100 ton altına mal ol- muştur, fakat menafie naza- ran bu masraf hiçbir şey de- gildir,, demektedir. Maliye Vekili hasta İstanbul, 6 (Hususi) — Ma- liye bakanımız Bay Fuad Ağ- | ralı, Ankara'dan gelmiştir. Ve- kil, hasta olduğundan, tedavi için derhal Avrupa'ya gide- cektir. Ankara kömür sergisi Ankara, 6 (Hususi) — 26 martta açılarak 26 nisana ka- dar devam edecek olan kö- mür sergisinin büyük bir alâka uyandıracağı tahmin olunuyor. Merzifon'da Sivil tayyareler için tay- yareci mektebi açıyoruz. Ankara, 6 (Hususi) — Mer- zifon'da, sivil tayyareler — için makinist yetiştirmek üzere hü- kümetçe bir mecktep açılacaktır. İzabitanının Sofya'ya sevki lâzım- rum. Edirne'nin müdafaası, bildiğiniz gibi, nihayet akim kalıyor. Bulgarlar şehre - giri- yor ve ben de esir düşüyorum. Bizi bir camiye tıktılar. Birkaç gün sonra, bize: — Kendinizi toparlayın, ku- mandan geliyo, Dediler. Ben, telâş içinde idim. Çünkü düşmanlarım çoktu. Bir de ne bakayım: Tercan Efendi, kumandanla beraber gelmiyor mu? İtiraf edeyim ki, sevinme- dim, bilâkis korktum, Çünkü ©, benim Edirne'deki faaliye- timi daha iyi biliyordu. Bazı fevkalâde ahvalde büyük ro- lüm olmuştu. Bulgar kuman- danı da miralay Merikof.. Ter- can Efendi beni görür gör- mez: —Aman «dedi- dostum, çık, ayrıl, benimle gel! Zabitlere bir tezkere verdi, beni aldı, evine götürdü. Me- ğer, Bulgarlar, Tercan Efen- diyi, muhiti tanıdığı ve karı- sı da Bulgar olduğu için, aşa- ği yukarı muvakkat vali tayin etmişler.. Tercan Efendi, ona yaptığım iyiliğin karşılığını ve- riyordu. Nihayet esir Türk geldi. Ben de kafile içindey- dim. Sevk memuru Boyaciyef namında bir Bulgar zabiti idi. Tercan Efendi, bana bir kart- la yirmibeş altın, ayni zaman- da Boyaciyef'e de talimat verdi. Bu süretle ölümden kurtuldum., Bu, tesadüfün ilk halkasıdır. Yıllarca sonra: Esaretten döndük, Umumi harp oldu. Ben de bu defa Erzurum'dayım. Umumi har- bin en alevli, en civcivli gün- leri.. Erzurum'u baoşaltmak - lâzım geliyordu. Çünkü burada gayri Türk unsurlar fazlaydı. Bunla- rın Türk ordusu aleyhine ve düşman lehine hareketleri mu- hakkaktı.. Cephe gerisine nakil ameli- yesini, İttihad ve Terakkinin meşhur - simalarından doktoör Bahaeddin Şakir bizzat idare ediyordu. Bir gün çarşıda ge- ziyordum. Önümden, cephe gerisine çekilmeleri icabeden bir kafile geçiyordu. Ansızın biri boynuma sarıldı: — Amman dostum! Hayretle ona baktım: Bizim Tercan efendil — Sen misin - dedim- arayorsun burada?. — Sorma.. Bizi şehirden uzaklaştırıyorlar işte. Ben Edir- ne harbinden sonra tekrar Türkiye'ye geçtim. Buraya reji müdürü olarak geldim. Şimdi de gidiyorum. Beni kurtar, çünkü iki çocuğum tifodan yatıyorlar, ben gidersem onlar mahvolur, kertulmaları imkânı yoktur. Ocağına düştüm. Bu sözler karşısında derhal vicdanım harekete geldi: Tercan Efendi, beni muhak- kak bir ölümden kurtarmıştı. Benim de ona karşı bir vazi- fem vardı ve ben bunu yerine getirmeliydim. Türk'lüğüm, in- sanlığım bunu icabettiriyordu. Hemen kumandanlara başvur- dum, Tercan efendinin benim gibi bir Türk zabitine yaptığı iyliği anlattım: — Benim de yüzümü ak — Sonu Gıncı sahifede — ne Arabi - 1355 Zilhicce 23 |Evkat Exan Vasat Evkat Ezan Vasat| föğle — 6,18 12,25 yatsı — 1,30 19,37) ikinci 9,32 15,38 imsak 10,49 — 4.47) Milli küme hazırlıkları için Ankara'ya gitmiş olan fudbol Ajanı Bay Adnan İzmir'e den- müştür. Bay Adnan, Ankara temaslarım ve fikirlerini dün bize şöylece anlattı: —Milli küme maçları, dola- yısile Ankara'da fudbol fede- rasyon azası, Ankara bölgesi başkanı, İstanbul fudbol ajanı, genel merkez — ikinci başkanı Halid Bayrak'ın riyasetinde toplandık. Bu toplantıda milli kümenin esaslarını tesbit etlik. Daha önceden — rakamlarla tertip edilen milli küme fikis- türünün kur'asını da çektik, İstanbul ve Ankara bölgeleri milli küme maçlarına çok ehemmiyet vermektedirler. An- kara'da milli küme maçları, yeni stadyomda yapılacaktır. Müsaadesi Ankara ilbayından temin edilmiştir. Burada spor- culuğa bir lütüf olmak üzere Ankara ilbaylığı, saha hissesi olarak hiçbirşey almıyacaktır. Millt küme maçlarım — İzmir- İstanbal oynarken Ankara ha- kemleri, İzmir- Ankara oynar- ken - İstanbul hakemleri, An- kara - İstanbul oynarken de bizim hakem — komitemizde mukayyed . ve isimlerini teklif etmiş olduğum ve busene ko-> mitede bihakkın çalışmış ar- kadaşlar idare eyliyecektir. Mali cihetine gelince, orga- nizatörlüğü fudbol federasyonu derühde etmiştir. Istanbul fud- bol ajanı Bay Zeki ile ben buna taraftar — olmadık. * Bul- duğumuz müteaddid formül. leri bir türlü fudbol federas- yonuna — kabul — ettiremedik. Federasyonun — organizetörlü- gündeki maksad, kulüblerin bu işi başaramıyacaklarıdır. Halbuki İstanbul ajanı ileben teknik işin mali işle muvazi şekilde yürütülmesinin daha doğru olacağını ve teknik ça- lışmıyarak, kulübleri ne kadar teker teker çalışmağa sevk ediyorsak mali sahada da ken- dilerinden ayni şekilde istifade edilmesinin doğru olduğunu bildirdik. Bu fikrimizi genel başkanlığa da kabul ettirmiş bulunuyorduk. Genel merkez, milli kümeye saha gelirlerin- den ayrı oîıcak bir yardımda bulanacaktı. Bu yardımın sc- yahat yapacak her kulübe se- yahat başına 400 lira hesab etmek şartile taksim olunma- sını ve gidecekleri yerde yap- tıkları müsabaka hasılatını yarı yarıya taksim etmelerini muvafık bulmuştuk. Şöyle ki, İstanbul kulübleri iki seya- hat yapıyor, buna mukabil mevzuubahs yardımdan — his- selerine düşecek iki seyahat masrafı olan sekiz yüz Jirayı alabileceklerdi. İzmir'le An- kara ise üç seyahat yaptıkla- rından, beher seyahate 400 lira hesabile bin ikiyüz lira alacaklardı. Bu kabul olun- madı ve yukarıda dediğim gibi, miktarı belli olmıyan ve fikrimizce sekiz bin liradan fazla tutacağı zannedilen bir parayı göze alarak fudbol (c- derasyonu bu işin teknik cep- heden olduğu gibi mali cep- heden de tamamen nâzımı ola- caktır. Şu vaziyete göre, ku- lübler saha hâsılatı ile alâka- dar değildir. İzmir-Ankara, İzmir-İstanbul deplâsmanlarını yapan her ku« lübe ve her deplâsman başına dokuz yüz lira fiks olarak ve- rilecektir, İstanbul-Ankara ara- sında yapılacak deplâsmanlar için de sekiz yüz İira veril: mesi tesbit edilmiştir. Şayet millt küme programı sonunda bir kâr temin edilebilirse, ge- ne milli kümeye dahil sekiz kulüb arasında bu kâr taksim olunacaktır. Gelelim milli —kümedeki, kanaatimce, bizim durumu: muza: Ankara namına kümeye gi- recek olan takımların oyununu Ankara'da bulunduğum - sıra- larda seyrettim. Cidden An- kara futbolunda büyük bir terakki vardır. Bunu da fut- bolcu tutmiya ve “Türkiye'nin sair yerlerindeki iyi İytbolcu- ları oraya celp ile iyi işler başına getirmiye medyundur- Iaı.Ş Giîli biry pmfesş"::ellik kokusu, aşikâra çıkmış bulun- maktadır. Antrenmanlara mun- tazaman geldiklerini bir arada oynadıkları futboldan anlamak, hiç te güç değildir. İstanbul kulüblerinin kanaatine göre de Ankara futbol varlığı kendi- leri için büyük bir rakib ola- rak görülmektedir. İstanbul kulüblerinin futbol kadrolarını uzun boylu söylemiye ne ha- cct? Aldıkları derecelerden, aralarındaki — sınıf farkından, bunda bir kanaat edinebilmek pek kolaydır. Senelerdenberi — yetiştirdiği kiymetli - futbolcuları elinden kaçırmakta olan İzmir bölgesi kulüblerinin, bölgenin spor şe- reli nam ve hesabına milli kümeden alacakları neticeler, bir kere daha, bize ders ve ikazdan başka birşey olmiya- caktır. Bu defaki temasların, Türkiye birincilikleri mahiye- tinde olmıyacağı, fiküstürden anlaşılabilir. Bir tek rakible karşılaşacak değiliz. Kuvvetli rakiblerle yapacağımız bu maç- lar biribirini takibecektir. Ala- cağımız neticeler her hafta aleyhimize tecelli edecek olur- sa, ne yazık İzmir'in istidadı malüm sporcu gençliğinel... Bugünkü rakiblerimize nazaran geri vaziyetimizin yegâne se- bebi, kuvvetimizin dağınık bir halde olmasından başka bir- şey değildir. Kulübçü, idareci ve nihayet hepsinin başında bulunan buradaki büyükleri- mizin nazarı dikkatini bir kere daha celbetmiş olursam mem- leket sporu haysiyeti namına vicdanen vazifemi yaptığımı sanır, müsterih olurum. ANADOLU — Futbol aja- nının bu sözleri, bizi bekliyen vaziyetin çok acı bir ifadesi- dir. İzmir sporunun haysiyeti kırılacaktır. İzmir halkı da, kendi çocuklarının İzmir saha- sında ve diğer sahalarda uğ- rıyacağı mağlübiyetlerden son- ra tam bir hayal inkisarına uğrıyacakiır. Vaziyeti kurtar- mak için, tek çare, derhal kulüplerin birleşmesidir.. Bu ad Partimizin işidir. Kız kaçırma Buca nahiyesinin. Tahtalı köyünde bir kız kaçıran Meh- med oğlu Mehmed ağırceza mahkemesinde sekiz ay hapse mahküm edilmiştir. KARNE Kİ AT — nn