D 4 9/2/9371 İnebolu faciası muhake- mesine devam edildi. Kamarot Hüseyin, üçüncü kapta- Rın yolculara cankurtaran yeleği vermediğini söylüyor İnebolu facia- &1 muhakemesine dün sabah şehri- Miz Ağırceza ,Bahkemesinde devam edilmiştir. İnebolu süvarisi Mehmed . Ali ile Üçüncü kaptan Ra Mi ve çarkçıbaşı im mahkeme- de hazır bulunu- Yorlardı. İkinci ça tkçı gelmemişti. Dünkü celsede bul Ağırceza Mahkemesince is- tievap edilmiş dlan amme — şa- hitlerinden İnebolu kamarotu Haydar'ın ifadesi okunmuştur. ydar hâdiseyi — hülâsaten Yöyle anlatıyordu: “Antalya'dan hareket et- tikten sonra, vapur sağa sola Yatmağa başladı. İkinci ve öçüncü kaptanların nezaretleri altında, güvertede bulunan Malları bir taraftan diğer ta- Tafa aktarma ederek ve iki gün iki gece uyku uyumadan bitap bir halde hâdise mahal- line kadar geldik. Burada ge- tinin batma tehlikesi başgös- terince, yolcular can kurlaran ülelduini almağa koştular, fa- t üçüncü kaptan Rami mâni Oldu ve halkın yelekleri alma: fina müsaade etmedi. Geminin Jdaha fazla battığını gören yol- tular, bu emri dinlemediler ve timitleri, yelekleri alarak vü- tudlarına bağladılar. İkinci kaptan Besim, gemi a üzere iken bir filika indirdi ve birkaç tayfa ile 10 ar yolcu aldı. Fakat ipler koptuğu için filika devril, Yolcular, tayfalar ve — ikinci kaptan denize döküldüler. Bizim vapur imdad düdüğü lmağa başladığı - sıralarda, ikbal vapuru yetişti ve bize halat attı. Gemide panik baş- Rösterdiği için, bu halatı hiç imse tutamadı. Gemi birdenbire çıkan rüz- Rârın ve fazla yük almanın heticesi olarak batmıştır. Mal- da müvazenesiz istif edil- Tiş bulunuyordu. Başka dinlenecek şahid bu- I"nmıdığındın ve İnebolu'yu urtarmağa gelen İstikbal va- Puru süvarisi Mustafa kaptan ile üçüncü kaptan Ömerin de, -74. ©— Demek istediğim şudur- ki, Ali, sefere çıkalı ve deniz- kre açılalı epice zaman oldu- halde ne bir kere uğradı, he de bir haber verdi. Nerc- dedir, neyin peşindedir, ne fapıyor, bildiğimiz yok. Onda, bir garip ihtiras var gibi geli- Yor bana,, Mertliğini, gizli bir Derde arkasında yaşatmak isti- Uç, ibik vermeden ora- şuraya — geçivermek, hiç ıyan yerde görünüver- Yazan : Yor, dan Büyük Korsan Romanı İstanbul ağırceza mahxeme- since alınan ifadeleri henüz gelmemiş olduğundan mah- keme 15 mart pazartesi gü- nüne bırakılmıştır. ——— Âsılsız . bir haber Belgrad 8 (Radyo) — Yu- goslavya-Macaristan arasındaki siyasi münasebatın inkişaf et- mekte olduğu ve yakında Yugoslavya — ile Macaristan arasında bir misak aktedile- ceği hakkında Paris'te çıkan Övr gazetesinde Mm. Taboi tarafından neşredilen haber asılsızdır. Ayni gazetenin başmuharriri bir yazısında Yugoslavya - ile Bulgaristan arasında aktedilen misakın ebemmiyetini tebarüz ettirmekte ve Yugoslavya'nın bütün komşulariyle iyi müna- sebetler tesis ettiği gibi İtalya ile münasebatının da mes'ud bir devreye girmesine intizar olunduğunu bildirmiştir. Başbakan M. Stoyadinaeviç, harici siyasada iyi bir prensip takip etmektedir. Bazı ecnebi gazetelerinde, son zamanlarda Yugoslavya siyasası hakkında çıkan yanlış haberler; bu ga- zetelerin kendi icadlarıdır. ve asılsızdır. Finlândiya Hariciye nazırı Mos- kova'ya gidiyor.. Leningrad, 8 (A.A) — Fin- / İzdivaçlar Bizim bir arkadaş, Foça'lı delikanlıların evlenme mes'e- lelerinden aldığı ilhamla dün, bu sütunun yanı-başında tam iki buçuk sütunluk bir tetkik yazısı çıkarmış. Üşenme'miş, yorulmamış, bı- kıp usanmamış, kitaplar, not- lar karıştırmış; bir yığın ra- kam koymuş ortayal.. Ve ne- tice, gerçi vilâyet itibarile ara- da pek fark yok - amma, İz- mirle —Menemen'in vaziyeti fena.. Menemen'de kadin dört- te bir nisbetinde azmış. Hakikaten vaziyet te öyle olacak: Menemen'e girince, insanın kulakları pek gürültü ile dol- miyor. Evlerin pencerelerin- den *kahkahalar, dedi-kodular, İfadeteri alınacak'olan İsfı'kballwpuınl kolonya, pudra kokuları etrafa süvarisi ve üçüncü kaptanı yayılmıyor, Bir 'şehir — içinde, kadının dörtte bir azlığı, o şehrin havasındaki gürültüyü azaltmak için birebirdir. Fa- kat İzmir'e gelince, arada 7-8 bin kişilik bir fark, bir kadın azlığı var amma, pek hisse- dilmiyor. Çünkü İzmir'de ka- dın, kazalardaki hemcinsine nisbetle daha gürültücü bu- lunduğu — için - aradaki farkı doldurabiliyor. Bizim Saime Sâdi ne derse desin, ben, ka- dının fizik kanunları ele alı- nınca, bilhassa çenesinin faz- lalığının neden ileri geldiğinin tetkikine (taraftarım.. Ya bir noksanlıkları vardır, ya fazlalıkları,. Tekin yere ata- larımız fazla çene olan yer- lerde tahammül kabından taş- mıya başlayınca; — Yahu, kadın hamamına döndürdünüz burasını! Demiyorlarmış. Şimdiki erkek, bunu söylememekle beraber, gizli gizli ayni fikre iştirak ediyor.. Kadınla erkek - ara- sında her bakımdan bir farl olmadığına ben de zaman za- man inanmak istiyorum. Fa- kat şu çene hâdisesinin sara- hat ve bedaheti - karşısında, tesellimi kaybediyorum. Ha- bersizce beş erkeği bir odaya, beş kadını da diğer bir odaya kapayıp dışarıdan dinlerseniz aradaki farkı anlarsınız. Sadede geleyim: , Biz İzmir gazetecileri, sevda dellâllığı, yahud izdivaç sim- sarlığı ve komisyonculuğu ya- pacak değiliz. Bittabi, filân şehirden falan şehre kız veya lândiya hariciye nazırı M.Holsti | delikanlı aktarması yapmağa Moskova'ya gitmek üzere bu:- raya gelmiştir. SLzLeRLI. j M. Ayhan, Faik Şemseddin! bir şey anlamıyorum? — Evet, ben de esasen doğru dürüst bir şey anlama- dim ve duyduklarıma inanmı- yorum da ondan anlatamıyo- rum, Ancak şu ki, nişanlının hakkındaki fikirlerim, yavaş- yavaş sarsılıyor gibi geliyor bana.. Ali'ye bir şeyler - olu- yor. Ali, macera avına çıkmış gibi görünüyor.. Zeliha, hayret ve azap için- de idi. Sanki babasının dilinin _'k veya birdenbire kaybolup| altından bir şeyler yuvarlanı- mek gibi tuhaf-tuhaf haller.. — Fakat baba, sözlerind yordu. da imkân yoktur. Olsa olsa, kız bulamıyan filân şehrin de- hakkında bir şey duymuş, bir şey seziyor demekti. Acaba ne idi bunlar? — Canım, baba belki bir işi vardır da« Babası acıracı gülümsedi. Zeliha, onu hiçbir. zaman bu kadar düşünceli, kederli ve biraz da asabi görmemişti. — İşi mi?.. İşi mi?.. O da ne demek? Bu kadar mı sürer bu işil. Batarsa batar, çıkarsa çıkar.. Alıllı, uslu hiçbir şeyi söylemek, hiç bir şeyi haber vermek yok.. Sen onun nişan- hsı ol, olma, fakat düşün ki, Ali benim elimde büyümüştür. Onu ben yetiştirdim. Hayalta kimsesi yoktur. Bana her şeyi söylemiye mecburdur.. — Kabahatı sadece ondan ibaretse mesele yok babacı- Ne oluyordu?. Babası, Ali | ğım, bir bata etmiş olabilir.. ANADOLU Manisa gençliği galgıyor Sayfa 5 H, Rusya'da ( f* : j " *r .. .. ——— hti "! biki && Turgutlu ve Çatalköprü Tevkifat tenezzühü güzel oldu (#evam ediyor Manisa umumi meclisi toplandı, bağcılar bankası yeni idare meclisi seçildi Manisa, 8 (Telefonla, hususi muhabirimizden) — Bugün vi- lâyet umumi meclisi, vali Lütlü Kırdar'ın başkanlığında top- lanmış ve ruznamedeki mad- deler üzerinde — müzakeratta buluamuştur. Bağcılar bankası umumi he- yeti de toplanmış ve bu içti- mada yeni idare beyetini seç- miştir, Bu intihapta kazananlar Rıza Külâhdaş, Selim, Tabak Mehmed, Murad ve Hulüsi Can'dır. Günün en mühim hâdisesi, Halkevinin Turgutlu ve Çatal köprü'ye tertip ettiği tenezzüh olmuştur. Tenezzühe bizzat, vali dok- tor Lütfü Kırdar refikalarile ve Gencral Rıza Artunkal da gene refikalarile iştirak etmiş- lerdir. Manisa'nın belli başlı zevatı ve münevverleri de bu güzel tenenzühte yer almıştır. Umumi bir isteğin eseri olan bu tenezzühe Dağspor, Sakarya ve Yıldırım spor ku- lübleri de iştirak etmişlerdir. Tenezzüh heyeti hususi trenle Turgutlu'ya gitmiş, halk tara- fından, muzikalar ve büyük tezahürlerle karşılanmıştır. Hava hafif yağmurlu - idi; buna rağmen Çatalköprü'de köylülerle temaslar yapılmış, birçok samimi tezahürler ara- sında avukat Hakkı tarafından cumhuriyetin feyizlerine dair köylüye güzel bir konferans verilmiştir. ç Köylülerimiz, cumhuriyetin kendilerine temin ettiği mad- di ve manevi menafii tamami- le idrak etmiş mevkidedirler. Bundan sonra Manisa Halk- k |ei takımı ile Turgutlu takımı arasında güzel bir maç yapıl: mış Tutgutlu'lular sıfıra karşı üç sayı ile galip gelmişlerdir. Çok güzel geçen bu tenez- züh umumi bir rağbet kazan- mıştır. Önümüzdeki hafi SÖTTLAPTLDANP SNT TNRYC GONUN V AOA CA likanlıları, hal tercümelerini havi bir liste yaparak bunu, kızı bol şehirler belediyesine gönderirler.. Belediye de ya dellâl çağırtarak. yahud da dıvarlara — liste — yapıştırarak, genç kız veya duül kadınların nazarı dikkatini celbeder. Alış- veriş olursa ne âlâ, aksi tak- dirde karşıdan karşıya hayal ve sevda çekerler, ne yapalım? Çimdik Afedersiniz, geçer. Yoook, baş- ka bir sebep, başka bir â- dise varsa, o da başka.. Fakat bunu ben de öğrenmek ister- dim. Çünkü nişanlısıyım. Ya- rın öbürgün onun karısı ola- cağım. Varacağım erkeği, iyice tanımak isterim. Yalnız sev- mek ve sevilmekle bu iş. Babası başını kaldırdı. Kı- zına manalı-manalı baktı. Çu- buğunu çekiştirdi: — Farkındamısın ki, düğü- nü de geri bıraktı. — Evet, fakat bundan bir şey çıkmaz. Mazeretine inan- mamak için sebep yok, ortada. — Güzel, öyle olsun diye- lim. Bu dela nasıl ayrıldığının- da farkında mısın? — Evet, her zamanki gibi gelip fikrimizi almadı. Hattâ bitmiyor Manisa'nın faal ve sevilen valisi Dortor Lütfi Kırdar daha geniş bir programla ikinci bir tenezzüh daha ha- Zırlanmaktadır. Vali Lütfü Kırdar, bütün vilâyette çok sevilmektedir. Turgutlu ve Çatalköprü ge- zintisinde halk coşkun tezahü- rat yapmiştir. Valinin kısa bir zamanda çok sevildiği görülü- yor. Birçok mühim işlere, bil- hassa park, inşaat ve imar işlerine başlanmıştır. -— 'Yidlmaniları : Yeni bir gemi daha yaptılar Berlin 7 (A. A) — Amiral Hippeer kruvazörü Hamburg'ta denize indirilmiştir. Bu kruva- zör Alman ağır kruvazörleri- nin ilkidir. On bin tonilatoluk olar bu gemi Vaşington an- laşmasile tesbit edilmiş bulu- nan tiptedir, Filistin Fevkalâde komiseri Londra'ya gitti Kudüs, 8 (Radyo)— Yüksek komiser Sir Artor Vaşop tay- yare ile Londra'ya gitmiye mecbur olmuştur. Bu seyahat, mahalli halkın tazyikinden ih- tiyar edilmiştir. Danzig Zabıtası ecnebi ga- zeteleri müsadere etmiştir.. Danzig, 8 (Radyo) — Dan- zig zabıtası birçok ecnebi ga- zeteleri müsadere etmiştir. Bu müsaderelerin sebebi gazete- lerin Danzig hakkında uydur- ma haberleri havi olmalarıdır. Katoliklerin de takibata ma- ruz kaldığı haberi de şiddetle tekzip edilmektedir. vedalaşmıya, helallaşmıya gel- medi. Bir haber yollayıp geçti. — Peki, bunun bir manası yok mudur? — Eğer, işi ters tarafından mütalea etmek lâzım ve bunun için de sebep varsa elbete bir manası vardır. Fakat böyle bir sebep, bir hâdise var mıdır ki?. — Peki, öyle olsun.. Nişan- limın nereye gittiğini tahmin eder misin!. . — Ne bileyim sefere çıktı işte,. — Hayır, Ragoza'ya gitmiş. — Ne yapmak için? — Onu ben de bilmiyorum, Kandisinden bir mektub aldım. Kendisini oraya davct etmiş- ler de,. Amma kim davet etti, niçin davet etli, orada ne ya- pacak, kiminle, nereye gide- cek, maksadı nedir, meçhul. Varşova, 8 (Radyo) — Mos: kova'dan alınan — haberlere göre mareşal Varaşilof, Sta: Tin'e karşı bir kıyam - hazırla: mak üzere Baltık Rus - filosy kumandanı lile teşriki mesaj müzakerelerine başlamıştır. Londra, 8 (Radyo) — İngi: liz gazetelerinin son haberle: rine göre Stalin iki generali tevkif ettirmiştir, Bunlardan birisi general Tu: hacefski ve diğeri de yeneral Durhaneski'dir; bunların rütbe- lerinin refine karar - verile. cektir, Yeni muhakemede yüzden fazla maznun bulunacaktır. Moskova, 8 (A.A) — Neş: rettiği bir tebliğde Tas ajansı Sovyet makamatının Japonya ile Sovyet birliği arasındaki münakalâtı kesmek için bazı tedbirler aldığı hakkında Ja- pon matbuatında çıkan haber- leri tekzib etmektedir. Bu tebliğde Sovyet maka- matının fhiçbir veçhile Avrupa ile Asya arasındaki doğru mü- nakalâtı kesmek ve Japon va- purlarının Sövyetler birliği ile Japonya arasındaki muntazam seferlerine mâni olmak tasav- vurunda bulunmadıklarını ilâve eylemektedir. Londra, 8 (Radyo) — Deyli Telgraf gazetesinin yazdığına göre Ukrayna'da ihtilâl baş göstermiştir. Berlin, 8 (Radyö) — Riga- dan alman haberlere göre, Litvinof'un azli muhakkaktır. Metrometers fabrikalarından başka Rusya'nın diğer yerle- rinde birçok fabrikalara sui- kasdlar yapılmıştır. Münakalât komiserliği bu suikasdlar yüzünden şimendifer münakalâtını muhafaza edeme- mektedir. Viyana'ya vardılar Londra, 7 (A.A) — Kralın halası prenses ile Kont Dö Harewood Avusturya'ya git- mişlerdir. Kendilerinin bu haf- tayı Dük Dö Vindsor ile ge- çirmeleri muhtemeldir. Büyük bir kalabalık kendi- lerini Victorin istasyonunda selâmlamıştır. Viyana, 8 ( A.A ) — Kont ve kontes Harewood dün ak- şam buraya gelmişler ve istas- yonda Vindsor Dük - ile İn- giliz sefiri tarafından karşılan- mışlardır. Kont ve kontes Enzesfeld şatosunda bir müddet ikamet edeceklerdir. — Canım babacığım, |bir davet olabilir.. Ragoza'ya da gidebilir, Malta'ya da, Vene- dik'e de.. Bundan ne çıkar? Nişanlım hakkında neden böyle kötü düşünüyorsun.. Neden bugün sinirlisin de her şeyi fena tarafından mütalca edi- yorsun.. Osman reis, başını ağırsağır salladı: — Yok kızım - dedi - yok, ©o dadar da değil.. Bak, ben bu saçları, gemilerde, deniz- lerde, hâdiseler içinde ağart- miş adamım. Feleğin çenbe- rinden geçtim, tecrübenin ipin- de yıllarca canbazlık ettim. — Biliyorum baba, onu in- kâr edecek kimse yok.. — Sonu var — İ amertyöne z Biekn eei ÜÜ aDezR aei n M BB İE ü eiliğmn ei öi gÖĞ aiilkdreetü nt n h üünisülülüme at veaebar nnn e eee aü güü d gea v LAĞ e b dd <e ğlülimen — Gt e Ş