V apraklar ı Türk - Fransız dostluğu Reisülküttab Efendi ve Ermeni tercüman!. Fransız'lar dilerse başlarına kokard takarlar, dilerse üzüm küfesi geçirirler! İstersen sen de başına boynuz takarsın be mübarek? İstanbul'da bilhassa Beyoğlu — ve Galata'nın Haliç kısmı ci- varında bir gürültüdür koptu. Devrin reisülküttabı meşhur Mürteşilerden Raşid efendi, kulak kaparttı ve sordu: — Nedir, ne ola?. Kâtiplerden biri cübbesini savurarak çıktı ve biraz sonra geldi: — Fransız milletinden bazı kişiler, başlarına ve göğüsle- rine bir takım işaretler tak- mışlar, Fransız sefâretanesi önünde gürültü koparmışlar.. — Sebebi nedir? — Cumhur taraftarının Fran: sa'daki malüm galebesinden naşi, hem ihzarı şâdımani edi- yorlar, hem de elçiyi değiştir. — mek istiyorlar. Raşid efendi, — omuzlarını silkti ve rahat rahat minderi- ne yerleşti. Bu mükâleme, Fransa'da cumhuriyetin ilânı sıralarında ve üçüncü Selim zamanında geçiyordu.. Raşid, kurnaz, ze- ki, padişah üzerinde büyük nüfuzu olan ve bu nüfuzunu, uzun müddet, hakikaten em- salsiz şekilde, hattâ sadrâzam- dan fazla kumanda ederek, kullanabilen bir adamdı. O yıllarda Fransa ile Tür- kiye arasında dostluk vardı.. Bütün Avrupa, hükümdarlığa, kral ve imparatorluğa karşı Fransa'da kopan ihtilâli en- dişe ile karşılamış ve yeni Fransa'ya karşı müttehit bir cephe almıştı. Onlara iştirak etmiyen, hemen hemen yegâ- ne devlet, Osmanlı devleti idi. Babiâli, bitarafbk — karan vermişti. — Ben ne cumhuriyet, ne de kral taraftarı tanırım. Bun- ların hepsi bence Fransız dev- letinin tebaasıdır. Onlara ne ben dokunürüm, ne de baş- kasını dokundururum.. Deyip işin içinden çıkmıştı. Bu karar, diğer devletleri çi- Teden çıkarıyordu. -Osmanlı hükümetinin de kendileri ile beraber Fransa'daki cumhu- riyetcilik cereyanına karşı cep- he almasını istiyorlardı. Halbüki devrin padişahi ve siyaset erbabı buna yanaşmı: yorlardı. Fransız'lara düşman olanların gemileri, Türk sahil- lerine 3 mil mesafeden itiba- ren bu bitaraflığa boyun eğ- meğe ve hiçbir Fransız ge- misine, eşya ve malına veya tebaasına dokunamazlardı. İngiltere sefiri mekik doku- yordu. Avusturya, Prusya se- firleri keza... Fransız cumhuriyetcileri, Os- manlı'lardan bir nevi himaye görüyorlardı.. İstanbul'da ilk nümayişler başladığı gün, hararetli cum- iyetperverler, fihakika se. —ilsan gecmesi M. Ayhan taraftarı sefiri, yubalarla dışarı çıkarmışlardı. Balkona da derhal kırmızı, beyaz, mor bayrak çekilmişti. O civardaki diğer elçilerin kâtipleri, tercümanları gelip vaziyeti tetkik ediyor, kendi elçilerine malümat veriyorlardı. İngiltere elçisi, tekrar solu- ğu reisülküttab Efendinin kar- şısında aldı: Raşid Efendi, onu gülerek ve nezaketle karşıladı: Elçi cenaplarını yanı- mızda görmek bize saadet ve- riyor. Fakat İngiliz elçisi çok he- yecanlı ve asabi görünüyordu: — Aman rcisülküttap Efendi, bu Fransız'ların şamatasından, adap harici harekâtından el'a- man!. Artık, el'aman!.. Gala- ta'yı alt-üst edip devletialiye- nin de sükünunu ihlâl küstah- hğında bulunuyorlar.. Kulakla- rımız, buünların; — Kahrolsun krallık, yaşa- sın cumhuriyet! Diye yükselen feryatlarile bizar oldu.. Raşid Efendi, sanki yeni hâber alıyormuş gibi; — Yasa -Dedi- demek ki, tezahüratta fazla ileri gittiler. — © da ne suâldir ki.. Çıl- dırdılar, göğe çıkıyorlar. Baş- larına, göğüslerine birer kokard takmışlar, hertürlü maskaralığı yapıyorlar. Bunlara yüz verme- mek devletialiyenin şerel ve nizamı icabıdır.. — Tetkik edelim elçi ce- napları!. Fakat, biz Fransa'ya aid ahvalde bitarafız da.. - Rica ederim efendim, haşmetlü devletim namına rica ederim.. Elçi çıkıp gittikten sonra © da duramadı: — Şu kokard denilen nes- neyi görecekti.. Fransız konso- loshanesine yaklaşırken, elle- rinde küçük birer Fransız bay- rağı, şapkalarının ön tarafında ve yakalarında daire içinde üç renkli daireden ibaret birer küçük işaret.. Kâtibine sordu: - Bu mudur, kokard deni- len şeyl. — İşte bu nesneler efen: dimiz! — Hey gidi insan oğulları, ne acaib ve gülünç şeylerle uğraşırlar.. Raşid efendi henüz yerine dönmüştü ki, Avusturya baş tercümanının geldiğini haber verdiler. Raşid efendi: — Bu da kokard marifeti olsa gerek! Diye düşündü ve: — Buyursunlar! Dedi. O tarihte Avusturya, muazzam, kudretli bir devletti. Avrupa'nın göbeğinde geniş bir toprağa sahib bulunuyordu. ANADOLU İkinci Korskonteri Müsabakası başlıyor Atletizm ajanlığından: İzmir ikinci Korskonteri mü- sabakası önümüzdeki Pazar günü Güzelyalı - Balçova ara- sında yapılacaktır. 2 — 5000 metre olan bu müsabakalara takım halinde iştirak edilebileceği gibi ferdi olarakta iştirak edilebilir. Li- sans aranmıyacaklır. 3 — Müsabaka yapacak at- letlerle hakemler Pazar sabahı saat 9,30 da Güzelyalı'da Göz- tepe kulübünde bulunmaları. 4 —Müsabakaya iştirak ede- cek atletler Cumartesi akşa- mına kadar bölge merkezinde atletizm ajanlığına isimlerinin bildirilmeleri rica olunur. $ — Hakemler: Said, Ke- mal, Salih, Bahaettin, Altay kulübünden. * Hüseyin, Mümtaz, Altınordu kulübönden. Agâh, Cevdet, Alâettin Göz- tepe spor kulübünden. Ahmed zgirgin'dir. “Atletizm federasyonu tara- fından hazırlanan Türkiye koroş şampiyonası Mart ayı içinde Ankara'da yapılacaktır. Bu müsabakalara İstanbul, İzmir, Ankara, Balıkesir, Bursa, Es- kişehir takımları iştirak ede- ceklerdir. Teşekkür Henüz 13 yaşmı ikmal et- meden kısa bir hastalığı mü- teakip vefat eden Denizli lise- sinin birinci sınıfının B şube- sinde kayıtlı yayrum Beraet'in tlâmü dolayısile, bize tel ve mektupla — taziyette bulunan saygı değer dostlarımız ve o gün için cenaze alayına iştirak etmiş olan muhterem Denizli halkına ayrı ayrı arzı. teşek- küre teessürümüz mani oldu- ğundan bu husastaki duygumuz, minnet ve şükran hislerine kıy- metli gazetenizin tavassutunu yalvarırım. Babası Denizli emniyet memuru Şükrü Annesi Fatma Şükrü diyi usulü dairesinde ladı ve: — Aman Rcisülkütab elendi, -dedi- sizin kiyaset ve diraye- tinize kaldı. Tercüman Ermeni idi. Yılı- şık, riyakâr bir hali vardı. Raşid efendi, hakikatte bu berife kızmıştı: — Elin ermenisi, benimle eğlenmek ister. -Diye düşün- dü. Ağzıma bir parmak bal çalıp söze başladı.. Maamafih hiç belli etmedi: — Sakın -dedi- baş tercü- man elendi, kokard . mes'elesi olmasın! Elçi ellerini oğuşturdu: — Keramet — buyurdunuz, mahzı keramet!. — elBette ki zatıâlinizin nazarlarına çarp- mıştır ki zamirimi anladınız.. — Ne yapalım, bizden is- tediğiniz nedir? — Allah müstahakkinı ver- sin şu Fransız'ların. — Sözü ayağa düşürdüler. Halk dedi- ğin nedir? Hükümdarların kö- leleri değil mi, siz söyleyin faziletli reisölküttab elendi? — Anladık amma, ne ya- palım?. — Şunların selâm- başlarındaki, N HEZİLei Hatay zaferi, pazar gunu memleketimizin hertara- fında kutlulanacaktır — Başı 7 inci sayfada — ile kanımu ezasisine müteallik bazı noktaların tasrihi makaadile kem ditile mutabık olarak kontey bap- kanı tarafından — seçilecek altı şah- siyetin iraesini teklif etmektedir. Yeni vej #ının #önuna | kodar tatbiki — Fran- sa'ya zid olacaktır İstanbal, 28 (Hususi)— Ha- riciye Vekilimiz Rüşdü Aras, Cenevre'den Sen Morie geç- Miştir. Rüşdü Aras, burada üç dört gün istirahat edecek ve müteakiben Milâno'ya ge- çecektir. Rüşdü Aras, Belgrad'da çı- kan Vreme gazetesinin Ce- hevre muhabirine beyanatta bulunarak demiştir ki: — Herşeyden evel, Sancak meselesinin bu suretle- halle- dilmesinden memnun - bulun- duğumu dost Yugoslav mille- tine bildirmenizi rica ederim, İskenderun meselesinin-balli, Cemiyeti Akvamın kuvvetini göstermektedir. — Fransız ve Türk milletinin meserretine, dost Yugoslav milletinin de iştirak ettiğinden eminim. Son dakikaya kadar gayri muayyen bir halde kalan İs- meselesinin — halli, Cemiyeti Akvamın da mem nuniyetini mucibolmuştur. İstanbul, 28 ( Hususi ) — Sancak itilâfnamesinin teferrü- atina aid esasları tesbit için, 20 Şubatta Cenevre'de bir toplantı daha yapılacaktır. Bu toplantıda, daha ziyade hukuki mes'eleler mevzubahs olacağından, Hariciye vekâleti umuümi kâtibi Numan Rifat Menemenci'nin riyasetinde bir heyet, Cenevre'ye gidecektir. İstanbul, 28 ( Hususi ) — Belgrad'dan gelen bir habere göre Sancak mes'elesinin hal- Hnden sonra Türkiye ile Fran- sa arasında bir askeri ittifak imzalanması kararlaştırılmıştır. Bu haberin ne dereceye ka- kenderun — Kokardları yani değil mi? Baş tercüman hemen ayağa kalktı: — Hey Allahım, — ağzını öpeyim mübarek Raşid efendi, ne de bilirsin? Raşid efendi başını salladı; — Behey dostum tercüman efendi -Dedi- Biz- size demi- yormuyuz ki, devletiâliye, bi- hamdill, taalâ, bir islâm devletidir. Bizde © maküle alâmetlere itibar etmek şer'an câiz değildir. Fransa'lılar, bi: zim de dostumuzdur. Onlarin taciri, tebaası nezdimizde mi- safirimizdir. Onlar ne - ister- lerse giyerler veya takarlar.. — Fakat faziletlüm... —Fakatı makatı yok, diler- lerse başlarına kokord - dedi- ğin ol nesneyi takarlar, dilerse üzüm külesi veya balık varili geçirirler.. Bu kestirme söze karşı baş- ka ne diyebilirdi? Ermeni ter cüman çıkınca, Raşid, efendi çıkartalım dayanamadı. | onun arkasından da — şöylece devam etti: — Dilersen sen de boynuz takarsın be mübarek, kim ne |156800kilo p. çe. 3 10 3 25| askeri erkân, bükümet | nda n hia Fransir manda- | Ve — © e— ——— dar doğru olduğu malüm de- ğildir. Ankara, 28 (Hususi) — C. H. Partisi kamutay grubu bu akşam bir toplantı yapacak Başvekil İsmet İnönü, San- cak itilâfnamesi hakkında be- yanatta bulunacaktır. İstanbul, 28 (Hususi) Uluslar sosyetesince, Sancak mes'elesi için raportör tayin edilen İsveç hariciye nazırı M. Sandler'in gösterdiği lü- züm Üzerine, Türkiye-Fransa ve Suriye arasında akdedile- cek muahede, yakın bir za- manda Ankara'da imzalana- caktır. İstanbul, 28 (Hususi) — Hatay dâvâmızın neticelenmesi bütün Türkiye'de büyük se- vinç uyandırmıştır. Önümüzdeki pazar günü memleketin her tarafında Ha- tay zaferi için tezahürat yapı- lacaktır. İstanbul, 28 (Hususi) — İstanbul Ermeni'leri, Sancak mes'elesinin Türkiye lehine halledilmesinden sonsuz bir sevinç duymuşlardır. Dün, Ermeni Cismani mec- Lisi bir toplantı yaparak, Reisi Cumhur Atatürk'e, Başvekil İs- met İnönü'ne ve Hariciye Ve- kili Rüşdü Aras'a tebrik telk- grafları çekmişler ve Türk Ermeni'lerin sadakat ve bağ- hlıklarımı teyit etmişlerdir. Ermeni patriki Maranyan da; Büyük Şefe, İnönüne ve Rüşdü Aras'a tebrik - telgrafı göndermiştir. Bundan başka, cismani mec- lisi, büyük bir âyin yapılma- sına ve devlet ricalimizin ömür- lerinin üzun - olması edilmesine karar vermişlerdir. BORSA Üzüm satışları Çu, Alhıcı KS KS 191 Alyoti bira. 13 25 17 S0 160 Esnaf ban. 12 17 25 75 S. Emin 15 18 63 Ü. kurumu 14 75 18 50 39.H. Alyoti 1575 16 35.S. Gomel 13 50 14 50 32 Beşikçi z. bi. 13 50 14 29 P. Paci 15 50 13 50 17 D. Arditi 14 14 641 398881 399522 İncir satışları Çu. Alıcı K. S. KES. 583 A. H. Naz. d 4 177529 177589 Z. yağı satışları Kilo Alicı Bi ci 40000 M. Miha. 47 SO 47 S0 32500 Turan yağ 48 49 25 35000 F. Solari 47 5S0 49 30000 A. Lafont 49 — 49 10000 M, Niyazi 47 25 47 25 147500 Zahire satışları Çü NGinsit l FKPSLNKİ 677 Buğday — 6507 39 Susam 1850 18 373 B. pamuk 47 50 50 S 25 50 S0| Çaml Yapılacak âyinlere, Ermeni patriği Maaranyan riyaset ede: cektir. İstanbul, 28 ( Hususi ) — İngiltere Hariciye Nazırı Lord Eden, Uluslar sosyetesi kon- seyinde verdiği söylevde; Tür» kiye'nin, Sancak mes'elesinde takibettiği hareketle sulha bü- yük bir hizmette bulunduğunu kaydetmiş ve bu mes'elenin halli, Uluslar sosyetesinin kuv- vet ve tesirini bir kere daha göstermiştir, demiştir. İstanbul, 28 (Hususi) — Ha- tay mes'elesinin lehimize hal- ledilmesi, iktısadi sahada da tesirini göstermiş ve bugün borsada tahvilât yükselmiştir. Şükran telgrafları çekildi İzmir sürur içindedir. Şehrimizdeki muhtelif teşek- küller, Hatay milli zaferi mü- nasebelile büyüklerimize tel- graflar çekerek şükranlarını bildirmişlerdir. Hatay zaferin: den mütevellit sürur ve neş'e devam ediyor. Şehir, dün de baştan-başa bayraklarla- do- nanmış bir halde idi. Neden Yazmıyorlar? Kasabadaki Eczanelerden Şikâyet ediliyor.. Kasaba, (Hususi muhabiri- mizden) — Eczanelerde yapı- lan ilâçların reçetelerinin üze- rine, eczacılar - tarâfından alı- nan para miktarının yazılması lâzımgeldiği hakkında Sıhhat ve İçtimai muavenet vekâleti- nin bir emri vardı. Kasaba- daki cozanelerde vekâletin bu emri yerine getirilmemekte ve reçeteler üzerine alınan para miktarı yazılmamaktadır. Bazı kimseler, bana şikâyet ettiler ve vekâletin emrinin yerine getirilmesini- istediler. Vekâletin —emrinin yerine getirilmesi lâzımdır. Alâkadar makamların nazarı dikkatlerini celbederiz. Muğla'da Zeytin hasadı Muğla 27 (A.A) — İlin her tarafında zeytin hasadı sona ermiştir. Zeytini olanlar da Şubat birden itibaren buda- malara başlanacaktır. Merkez zeytin alanında tet- kikat yapılarak zeytini yetiş- tirmeğe elverişli köylerde ye- niden örnek zeytinlikleri ku- rulacaktır. M. Lebrun Sefarethaneler erkânına bir ziyafet verdi. Paris, 28 ( Radyo ) — Cu- mur reisi M, Alber Lebrun ve Madamı tarafından - sefaretha- neler erkânına bir ziyafet ve- rilmiştir. Bu ziyafete âyan ve meb'u- san reisleri, her iki meclisin — hariciye encümeni reisleri ve —