Kafaya kuvvet sökmez Bir taraftan Cenevre mürakereleri devam ederken, diğer taraf tan “Aa Fransız parası ile teslih edilmiş olan yerli Fransız jandarması, sokak — aokak, kapı kapı, köşe köşe, tevkif edecek Türk münevvori ariyor. Bu »e ham, ne hasit, no ipÜdal bir kafa Düvâ, Türk münevverinin kafasından çıkmış, Hatay topraklarındaki — bütün Türk kitlesinin kalbine ve şuuruna intikal etmiştir. Runa rağmen Fransız adaleti, yalmız Suriye'deki değil, ana vatandaki Fransız zından- Jarıma da kapısımı açıp birkaç yüzbin Türk'ü demir parmaklıklı bod. — gumlara da tıksa, gene mes'ele halledilmiş olamaz. Dünyada fethedilemiyen yegâne şey kafadır, kalbdir. Frantız altını, ba - fikirlerimize gülerek, Suriye topraklarında satın aldığı bedbaht yığını gösterebilir.. Fakat aml ve tarihinden efendi olarak — doğüb büyümüş bir neslin ruhunu ne altınla satın alabilir, ne de kafa- #matı içindekini sındanla, tank ve topla imba edebilir? F Kafa dediğimiz şa büyük ve esrarengiz âlem, cihangirlerin çiğniye — giğmiye yoruldukları ve boydan boya at koştarab kılıç salladıkları dün- — yedan ne kadır büyüktür? Kafa kopanılır, fakat içini teslim etmez. Hüner ve marifet, b kafanın içini ele geçirebilmektir.. O Ne tevkif, ne de ölüm, o kafanın — karşı durabilir. —rek adaletlerinin alaım karalamakta — ki Türk yığınının, ne de Ankara'daki artık iyice taoyyün etmiştir. ' içindeki müdhiş #uur — indifama Fransız'lar, bu kadar basit hakikati bile idrak edemiye- m edebilir. Fakat ne Hatay'da.: rk kafısı değişmiyocektir. Parola Hetay'ın istiklâli! miye mahkümdur.. , Bir asır yaşamak! Bırleşık Amerika'da - sihhi dişler drektörlerinden doktor n Smıl, yüz sene yaşa- mak için şu on tavsiyeyi neş- — retmiştir: P — Et yemeyiniz. — Çok süt içiniz! 0 3 — İki esaslı yemekten — sonra arada küçük kahvaltılar yapınız. * 4 — Günde on saat uyu- yunuz. 5 — Hava müsaid olduğu takdirde pencereler açık uyu- yunuz. 6 — Sigara içmeyiniz. f 7 —Tenbellixkten sakınınız . - Beşikten mezara kadar çalı- — oşinız. 8 — Ahlâki temizliğe ria- yet ediniz. 9 — Alkol kullanmayınız. 10 — Bilhassa,.. Hiçbir veç- — hile hiddetlenmeyiniz. Mektubcu memleketler Arz üzerinde en fazla mek- tub yazan millet hangisidir? Bunu bize son bir istatistik bildirmektedir. İngiltere, en fazla muhabere eden ve en iyi işliyen postaya malik bulunan bir memleket- — tir. İngiltere'de her adam se- nede vesati olarak 78 mektub yazar. Ferd başına senede Birleşik Amerika'da 68, yeni Zellân- — da'da 66, İsviçre'de 59, Al- — manya'da 55, Danimarka'da — 34,Hollanda'da 31, Belçika'da — 29, Fransa'da 26, İtalya'da — 20 mektub düşer. E Garip bir hall # — Bay komiser, buyurun — hapishaneye? Denildiği zarsan bir komi- serin ne kadar hayret içinde kalacağı kolay anlaşılır. Fransa'da Bayö - şehrinde — buna yakın bir hâdise olmuş- — tur: Şehirde hiçbir cinayet ve hırsızlık. olmadığı için hapis- — bâne uzün müddet boş kalmış “ ve memleketi idare edenler - hapishanenin lâğvına ve boş — kalan binanın da polis komi- serile polislere ikametgâh ola- — rak hasrine karar vermişlerdir. K Tarih, bizim dilediğini yapan bir millet olduğumuzu tekrar kaydet- Saime Sâdi ANADOLU YEHİR Hayvan hastalıkları ile mücadele — Bu mücadeleden büyük faideler temin edildi Baytar müdürlüğü tarafından 1936 yılında yapılan işler hak: kında bir istatistik hazırlan- mıştır. Hayvan hastalıkları ile mücadele bakımından — 1936 yılında baytar müdürlüğü, ha- | raretli bir faaliyet göstermiştir. Bu yıl içinde 53,564 - koyun, | 4987 sığır, 1307 keçi ve 976 beygir ve eşeğe koruyucu ve | iyi edici şarbon aşısı, 11495 koyun ve 498 deveye çiçek aşısı tatbik edilmiştir. Ruâm mücadelesine ehem- miyetle devam Bir yil içinde hayvan cinsle- rinin ıslahı bakımından göste- | ayrıca bir | rilen faaliyete aid istatistik hazırlanmaktadır. Yeni ve seri lokomotifler —a ee — Bay komiser, buyurun Almanya'dan gelen dokomotifler güm- hapishaneyel Hitabına maruz kalmıştır. Boyumuz hakkında Bir insan öldüğü zaman tar- tılırsa, hayattakine nisbetle bir miktar az siklet arzeder. Bu hâdiseye vücuttan - çıkan ruhun sikletinin. vücad - sıkle- tinden - tarhedilmesi, mânasını verenler vardır. Fakat — bazı âlimlere göre bir insanın sa- bahki boyu ile akşamki boyu arasında her zaman bir fark olduğunu iddia etmektedirler. Bu âlimler diyorlar ki: “İnsanın amudü fikarisinin şekli itibarile sabahtan akşama kadar ayakta duran bir insan- da tabii bir boy azalma olur. Gece istirahat devrinde insan gündüz kıybclıiğı' boyu gene bulur.,, Yeni Naşrigat Afyon'dan İzmir'e... Yazan: Hâdi Canbalkan | Genç Şâirlerimizden Hâdi Canbalkan en son yazdığı milli şiirlerini bir araya top- miştir. Hâdi Canbalkan, İzmir'in yetiştirdiği ince ruhlu ve inkı- lâpçı bir münevverdir. Bu ki- tabı ile kendisine iyi bir mu- hit yaratan bu genç kalem sabibini bu eserinden dolayı kutlularız. Bugün doğacak çocuklar.. Bugün insanların teşebbüs ve mukadderatı zuhal ile neptonun menfl tesirleri ile karşılaşacaktır. Bugün 1936 senesinin en kötü günlerine — benziyecektir. Bunun için bugün hayırlı ve muvaf fakı- yetli bir iş yapmak imkânı yok- tur. Buna mukabil bugün aşk sa- hastı çok uygun muvaf fakıyetlere sahne olacaktır. rükten çıkarılıyor.. Devlet Demiryolları umum müdürlüğü tarafından İzmir- Ankara ve İzmir - Bandırma hatlarında işletilimek üzere Al- manya'ya sipariş edilmiş olan soti' sistem İTokomotifler, bir Alman vapurile limanımıza ge- karılmıştır. Dün bu lokomatif- halinde domuz arabaları deni- len arabalarla Basmane istas. atölyelerde montaj ameliyesine | başlanmıştır. Çok ağır parça- lar halinde bulunan lokomotif aksamının nakli çok zorlukla yapılmaktadır. ıKoyculülı 'Enstitüsü.. |Kollej 8 |Binası yakınindeki lıyarak kitap halinde neşret- | Tarlalar daalınıyor. Bir ( Köycülük enstitüsü ) tesis edilmek üzere Kızılçnl- lu'daki Amerikan - kolleji bi- nasile yanındaki çiftlik arazisi ve binalarının kültür bakanlığı tarafından satın alındığını yaz- mıştık. 62,500 liraya satın alı- nan kollej binası ile müşte- milâtının içinde hususi eşhasa aid iki tarla vardı. Kültür ba- kanlığı, bu tarlaların da satın alınarak kollej müştemilâtına ilâvesini bildirmiştir. Bunun için bakanlıktan vilâyete 500 liralık havale gelmiştir. Ah- med ve Hasan adında iki ki- şiye aid olan bu tarlalar da alınacaktır. Arapça Salâ Bugün doğacak çocuklar, ba- | Raşid Loban bir gün kikf karekterleri — güç anlapılacak göcük — olacaklardır. Ba çocaklar hem idenlisi hem de materyalirt görüneceklerdir. Loyd Corç böyle çocukların tam bir nümunesidir. Bunun için bugün doğacak çocuk- lar arasından bir sürü Loyd Cotç ve belki birkaç da Hanri Ford Hapse mahküm oldu. Kuşadası kazasının Belevi köyünde yatsı zamanı minareye çıkarak Arapça Salâ veren İsmail oğlu Raşid Loban'ın şehrimiz ağırceza mahkeme- _smde .cuexm etmık!c ol n edilmektedir. | lerek gümrük ambarlarına çı- | lerden bazıları, ayrı parçalar | yonuna götürülmüş ve oradaki | HABERLERİ Ağustos ayında Karşıyaka- dan İzmir'e gelmekte — olan vapurdanm: çocuğunu — denize atan ve fazla deniz suyu | tarak müzmin ishalden müne sebebiyet veren Sökeli | 23 yaşında Ayşenin muhake- mesine dün şehrimiz Ağırceza | mahkemesinde başlanmıştır. Maznun kadın acınacak de- recede perişan ve müteessir bir vaziyette idi. Hattâ onun bu teessürü, bütün dinleyicile- ri bile mütcessir etmiştir. Genç yaşında ölümünü istiyen betbaht ana, mahkeme reisinin suali üzerine başından geçenleri şöyle an- | latınıştır; — Sökede bir doktorun evinde hizmetçilik ediyordum. Kocam İbrahim öleli dört yıl olmuştu. Doktorun evinde Ali adında bir adam daha vardı. | Zamanla bu Ali ile aramızda | bir münasebel başladı, sevişi- yorduk. Yanında çalıştığım doktor: — Seni Ali ceğim. Diyordu. Ben, bu evlenme- yi dört gözle — bekliyordum. Fakat Ali'nin anası buna razı evlâdının ile evlendire- gebe kâldığımı anladığım va- kit vaziyetim. çok güçleşti ve zamanla bu münasebetimiz, bütün Söke'lilerde malüm bir vak'a halini aldı. Nihayet çor cuk “doğdü.. ve doktor,— beni İzmir'e gönderdi, çocuğumu, belediyenin (Çocuk yüvası) na vermek üzere, Söke belediye- si, fakirliğimi nazarı dikkate alârak bana üçdira yardımda bulundu, bu para ile İzmir'e geldim, belediyenin çocuk yu- vasına müracaat ederek — oğ- lumu yuvaya vermek istedim, red cevabı ile karşılaştım, hal- buki böyle bir cevabla karşı- laşacağımı hiç tahmin etmi- yordum. O vakit bazı kimselere mü- racaatla hizmetçi veya işçi olarak girmek istedim, kuca- gımdaki çocuğum — bir iş tut- mama mani teşkil ediyordu. Aç kaldım, çok feci vaziyete düştüm, daha iki kere çocuk yuvasına müracaatla yavrumu vermek — istedim, almadılar, üçüncü müracaatımda: — Yuva, on yataklıdır, hal- buki bizde fazla çocuk var. Senin çocuğumnu kat'iyen ala- mayız. Dediler. Bu kat'i red cevabı karşısında ne kadar mütcessir bulunduğumu bilemezsiniz, Üç gündenberi açtım, perişan bir halde idim. Fenâ halde - sar- sılmıştım. dönmek İzmir'e GAS TUT STT YTN D Türkçeye çevrilen Arapça Salâ örnekleri 933 yılında Diyanet işleri reisliğinden bütün alâ- kadarlara tebliğ edildiği halde Raşid'in Arapça salâ okuması nizamlara aykırı görülmüş, fe kat kasden hareketi de sa olmamış bulunduğundan Türk ceza knnununun 526 ıncı mad- desi muci Polmâdı, 'günün birinde Ali'den - | üzere vapura bindim. — Çocu- ğumu kucağımda tutuyordum. Vapur iskeleden ayrıldığı sı- rade bitap bir halde bulun- duğum için çocuğumu denize düşürdüm. Mahkeme reisi, maznun ka- dınin evelce zabitada alınmış olan — ifadesinin — okunmasını bildirdi, bu ifade de Ayşe: — Çocuğumu — öldürmek maksadile denize attım. Diyordu. Reis sordu: — Bak! Çocuğunu boğul sun diye denize atmışsın? Kadın biraz düşündü ve: — Eyvet, dedi, lunmıyordum. - Bir iş bulmak emelile çocuğumdan ayrılmağa karar verdim. Üç gündenberi açtım. Çocuğum bir haltalıktı, doğum münasebetile ameliyat olmuştum, fakat İzmir'de kal- dığım sırada dikişlerim de çö- zülmüştü. Çocuğunu ölüme atan anne bu sözleri söylerken sıcak göz- yaşları döküyordu. Reis: — Çocuğun biraylık oldü- | ğu doktor raporunda (göste- riliyor. Doğru mıdır? Diye' sordu, Ayşe: —| Bir haftaliktir. Dedi, bi- raz düşündü, sonra: — Galiba bir aylıktı. Dedi. Şahid kayıkçı Saim yemin ettikten sonra şu izahatı verdi: — Ben kayıkçıyım. Karşı- yaka'da vapur iskelesi civa- rında yüzmüş, — yıkânmıştım, yarı çıplak halde vapur iske- lesinde bulunuyordum. Vapur, iskeleden ayrıldıktan sonra lâs- tik bir topa benziyen birşey denize düştü, * yanımda bir gümrük memuru vardı. O da bakıyordu, bezlerin arasında küçük bir el gördük, memur, atılıp denize düşen çocuğu kurtarmamı Derhal atılıp - suların üstünde yüzen küçük — çocuğu 1 kurtardıdım, zaten vapurun dümeni de ha- sıl ettiği dalgalarla kundaklı çocuğu iskeleye doğru itmişli. Çocuk eczaneye, sonra da çocuk yuvasına götürüldü ve tedavi altına alındı. Vapurda - bulunan Perizat oniki yaşında bir kızla kardeşi Mahmud Nedim dinlendiler. Deniz üzerinde bir lâstik top gibi birşey gördüklerini, biraz sonra çocuk olduğunu anla- dıklarını, vapurdaki — yolcular arasında bir telâş başladığını çocuğu denize atan kadının yakalandığını söylediler. Şahid sıfatile bazı kadınlar dinlendi. Ayşe, bunlara mü- racaat ederek yanlarına hiz- meltçi girmek istemiş, fakat kucağında — çocuğu — olduğu için almamışlardı. Hattâ, bun- lardan biri, Ayşe ile birlikte Yuvaya kadar giderek çocuğu yuvaya vermek istemişti. Bazı — şahidler » gelmemişti, onların celbi için muhakeme- nin devamı başka bir güııc— bırakıldı. arlıdere oînı ııı söyledi. çünkü artık | tahammül edecek halde bu- | Suriye'de Va ERLER mecburit askerl |MAHKEMELERDE (Çocuğunu denizde boğ- mak istiyen genç ana Muhakeme edilirken ağlamağa |— başladı ve herkesi de ağlattı Haleb, 22 (Hnsusı)— Suri hükümeti, Milletler cemiyeti de Suriye'yi temsil için C biri'yi murahhas tayin etmişt Muahedenin tasdikinden sön Suriye'de — mecburi askerl usulü ihdas edilecek ve 191 doğumlular derhal silâh altır alınacaklardır. Bu iş için şin diden hazırlıklara başlanm ve bir komisyon secilmiştir. Dürzü'lerle Suriye'liler ar sındaki ihtilâf, gün geçtikç genişlemektedir. Madrid'in Rivil halktan Tahi yesi Devam Ediyol | —Başı 7 inci sayfada — Berlin, 22 (Radyo) — Tra OÖsean ajansına göre Moskova'ı askeri mabafil İspanya işlerinde artık ümid kesmiştir. Londra, 22 (Radyo) — İngil sendikaları umumi sekreteri İspar | ya hükümetine yardım için 1300 İngiliz lira'ık ianc — toplandığıı ilân etmiştir. Marsilya, 22 (Radyo) Kartazem'den gelmiş olan Kal tezen İspanyol vapuru 22 to altın getirmiştir. Bu altınlar Fransız banka sına tevdi edil>cekti, faka İspanyol altınlarının. müsade | yesi şayiası üzerine bu altınlar diğer bir İspanyol vapurun nakledilmiştir. Salamank, 22 ( Radya ) - Âsilerin bir tebliği, âsi sefine lerin geçen hafta 17 Rus ve ya İspanyol vapuru müsader ettiklerini bildirmektedir. B vapurlarda silâb ve mühimm, vardı. Otomobil kazas Şoförün |Mahkümiyeti istend Burnava civarında bir ota mobil gezintisi esnasında, hoşluk yüzünden otomobili: devrilmesine, Neclâ ve Fahri yenin ölümüne ve altı çocı ğun da iyaralanmasına - sebej biyet vermekle maznun şofö Faik'in — müuhakemesine dül Ağırcezada devam edilmiştii Bu celsede müddeiumumi mı avini Şevki Suner, iddiası serdederek maznunun Tür ceza kanununun 455 inci madi desi mucibince beş sene har) sine karar — verilmesini - iste miştir. Maznun şoför, müd faasını yapmış ve: — Yerler ıslaktı, otomob dar bir virajdan dönerken tı kerlekler kaydı, kaza : - oldel Ne kadar tedbir almağa lışsa idim kazanın önüne geç mek mümkün olamazdı. Demiştir. Karar önümüzdej ki Salı günü tefhim edilecel tir, Hüseyin'i bıçakla yaralıyarı öldürmekle maznun - Lisan Hasan ile bu iki şahsı cinı yete teşvik etmekle maznu Zehra'nın muhakemelerine ağ cezada devam edilmiştir. C nayetin müşevviki sayılan maktul muhtar Hüseyin i aralarında bir adavet ve hi met bulunmadığını söyliyeri bunu bilen dört müdafaa şı hidinin ismini vermiş, bu ş hitlerin — dinlenmelerini — istej miştir. Mahkeme heyeti, şahil leri dinlemek için muhakı