tar | ğ&m Gderı'ng’iı Türki ye seyahati Yavuz zırhlımız, yakında Kiyel'e gidecektir Alman hava naz ırı, İstarıbul'dan sonra Ankara 'ya gidecek ve ricalimizle konuşacaktır İstanbul, 20 (Husust muhabirimizden) — Londra'dan bildiriliyor: Deyli Telgraf gazetesi, Alma ziyarete geleceğini yazıyor. Bu nya Hava Bakanı General G gazeteye göre General Göering, limizle görüşecektir. Bundan sonra Yavuz zırhlısı, Almanya'nın Alâkadar siyasal mahafil, General Göering'in, Ankara ricalimizle büyük ehemmiyet atfeylemektedirler. o ———0 4414 gü — Telefon şebekesi hakkındaki proje İstarıbul, dünya şehirleri arasında mühim bir merkez olacak. Proje, Nafıa Vekâletine gönderil.- di, dahili muhaberat ıslâh edilecek Ankara, 20 (Hususi) — Telefon şebekesinin ıslâhı ve tevsij hakkında hazırlanan proje bitmiştir. Proje, Nafıa vekâletine gönderilmiştir. Bu projeyi tetkik için, Nafıa Vekâleti müsteşa- Balkan 4 devletleri | İkinci matbuat horı-l gresi toplanıyor Atina, 20 (Hususi) — Bal- kan devletleri ikinci matbuat kongresi, 15 şubatta Atina'da toplanacaktır. Kongrede, Bal- kan matbuatında mesal bir- iği ve komşu memleketlerle mevcud bağların takviyesine çalışılması — mevzuu bahsola- caktır. Çanakkale niz facia- sında ölenler... 'ıllınbul, 20 (Husust muha- rimizden ) — Geçen hafta Çanakkale boğazında Bir İn- giliz ticaret vapurile bir Türk Motörü arasında fırtına yüzün- d_;n bir çarpışma olmuş, mo- törde — bulunanlardan kişi büğlıımuıluı. Çanakkale'de ka- âl_hıkkındı yapılan tahkikata 'alr gelen son malümata göre h_'lnlık gecede vukubulan bu "lullıf; kazanın kurbanlarının kişi olduğu anlaşılmıştır. Kadastro e_murlarınm sicil- leri tetkik ediliyor Ankara, 20 (Hususi) — Ka- dastro umum müdürlüğü, ka- dastro memurlarının sicillerini ti nin sicillerini I':;kıke başlamıştır. Aczi görü- ,Memurlar tasfiye edile- cektir, Karl Radek Ve arkadaş. larının muhake- Mesi yaklaşıyor.. Ova, M Karl Radf YYazganı ÖKTEM “Hıycxlır Rüşdü MUMİ neşriyat ve işleri Müdürü: Hamdi Nü:;: ak" İdarehanesi : a İzmir İkinci Beyler C. Halk Partisi Binası içinde Telgraf: İzmir — ANADOLU Telefon : 2776 .. Posta kutusu 405 IİŞD?NE ŞERAİTİ , altı aylığı — 70 y T'R 500 n gd #bancr memleketler i il ı;llnuq' Ücreti 27 ;ğd::w e yııdv_s kuruştur ünü geçmiş nüshalâr 25 ku Yıllığı rının riyasetinde bir komisyon ring'in, şubat ayında İstanbul'u » Ankara'ya da gidecek ve rica- Kiyel limanını ziyaret edecektir, yapacağı temaslara çok teşkil edilmiştir. Projeye göre, İstanbul, dünya şehirleri arasında mühim bir merkez haline getirilecek ve üç kıt'anın muhaberatı buradân temin olunacaktır. İstanbul'a, gayet büyük bir santral kurula- cak, dahili telefon tesisatı da ıslâh edilecektir. Komşu devlet- Müsteşarlıklar lâyihası bitmek üzeredir. Ankara, 20 (Hususi muha- birimizden ) — Siyasi müste- şarlıkların ihdası - hakkındaki kanun lâyihası, bugünlerde bitmek üzeredir. Lâyiha yakın- da Kamutaya verilecek ve ilk fırsatta müzakere edilecektir. Alevi'ler ve Dürzü'ler Suriye hükümetinin tabii tebaası.. Kudüs, 20 (Radyo) — Su- tiye hükümeti, Alevi'ler ve Dürzü'leri Suriye'nin tabii te- baası ilân etmiş /ve Şam'dan idare memurları göndermiştir. Orman kanunu Meclise verildi Ankara, 20 (Hususi) — Zi- | raat encümeni, orman kanunu | lâyihasının müzakeresini bitir- miştir. Kanun meclise verilec- , cektir. 'Kanada silâhlanıyor. | — Londra 20(A.A) — Kana- | da büdçesi askeri tayyarelerin | ehemmiyetli surette arttırılma- sını derpiş etmektedir. 102 tayyare yapılacak, mevcudla- rın adedi bu suretle 284 de çıkarılacaktır. Belçika'da'grev Brüksel, 20 (A.A) — Baş- bakanın müdahalesile maden grevinde bir tarzıhal bulun- muştur. Uzlaşma komisyonu- lçaan _lrı hükümetin - tasvi- lerin mühim şehirleri de İstanbul'a bağlanacaktır. Fransa İngiltere "den Para alacak.. Londra, 20 ( Radyo ) — Deyli Lelgraf gazetesine göre Fransa, Londra piyasasından S0 milyon sterlinlik bir istik- raz aktedecektir. Bek Alman hariciye Nazırile konuştu.. Berlin, 20 (Radyo) — Ba- ron Bek bu sabah Berlin'de Baron Fon Nörat ile uzun bir mülâkat yapmıştır. Müstemleke İşi.. -Başı 1 inci sahifede - olanan Alman ibracı mes'elesi üze- rine Hitler Fransa'ya karşı hiçbir büsümeti — olmadığını ve bu hükü- meti kuşkulandıracak herhangi bir harekette bulunmyacağı — şeklinde teminat verdiği gibi artık İngiltere He açıktan açığa husümet — siyaseti son Akdeniz itilâfı ile mihayet bul- muş olan İtalya da Milletler cemi- yetindeki faâl rolünü tekrar oyna- mıya hazırlanmış bulunüyor. - Bü- tün bunlar yokdiğerine yaklaştın. huca Avrupa gazetelerinin son bir kaç gün sarfında dünya ahvalinde misbi bir salâhtan niçin bahsetmi- ye başlamış oldukları kolayca an- haşılır. Bir Frenk mütefekkirine göre vaziyet çırçıplak bir baştaki tek bir kıla benzer, marifet onu yaka- lamaktadır. Avrupa'nın mukadde- ratım ellerinde totan devlet adı ları milletler arası variyetinde ha- #ıl olan bu nisbi salâhın kendileri için çırçıplak baştaki tek kıl va- ziyetinde olduğuna ne dereceye ka- dar takdir. edecekler ve hir taraf- tan Almanya'ya ne miklar müs temleke vermek süretile onun son arzularını da tatmin ederken diğer taraftan bu fırsattan — istifade ede- rek dünya sulhünü ne dereceye kadar tarsin etmek kabiliyetini gös- “terecokler, İşte bütün mes'le bur ANADOLU Bir kooperatifin serencamı Manisa bağcılar koopera- tifinin enkazı üzerinde şöyle düşünüyoruz: 1 — Hesap ve kitap de- nilen şey, lâübalilik kaldırmaz. 2 — Kabahat, hakikaten öyle bir şeymiş ki, samur kürk te olsa kabul edilmiyor. 3 — Halka hürmet ve hakka emniyet bahsında biç bir dost- luk, hiç bir. müsamaha ve lâkaydinin yeri olmamalıdır. * Evet, tam 716 vatandaşın böleeder bolandoğü Bit peratif, başlankara edilmiş, borç ve ziyan caba. Fakat gazetede okuduğumuza göre, ne kaptan, ne tayfa, ne de yolcu mes'uliyet kabul etmek. tedir. Herkes elini kaldırmış: — Ben değilim, mes'uliyetle alâkam yoktur. Diyor. Ortada ise bir haki- kat çırıl çıplak düruyor: Mükemmel bir mücssesenin başına, mezartaşı dikilmiş ol- ması.. Bu nasıl ölmüş, kim öldür- müş, hatifi bir şey mi olmuş ki, kaoperatif durup-dururken gü- neş çarpması veya felç ile yı- kılıp gitmiş?. Hangi mantık, hangi akıl ve hangi kaide böyle bir iddiayı kabul edebilir? Bizce her hâdisenin bir ge- bebi, bir illeti olmak lâzımdır. Gene bizim fikrimize göre, her vakıanın bir mütaleası, bir münakaşa ve tetkiki ve hattâ, hesaplaşması - vardır. Manisa Bağcılar koope- ratilinde o da yoktur: Yediyüz on altı vatandaştan belki de yedi yüzü, ne olup bittiğinden haberdar değildir. Ellerinden tutulup bir noktaya kadar getirilmişlerdir. Şimdi Bunlardan hiçbiri, ne hangi yoldan geldiğini ve ne de üstünde bulunduğu noktanın neresi olduğunu biliyor.. Ya- rın öbirgün alacaklının pençesi, ortak bağcıyı bağ yolunun köşesinde yakalamakta bittabi tereddüt edecek değildir.. Şu halde? Hani, ocağı yanmış bir ada- ma bile: — Geçmiş olsun! Diye insan mantık ve insafı, u işte kendisini gösterip; *bir kongre akdetmek suretile- — Ey ortak, şu müesseseyi şöylece sürükleyip gittin. Ba- şın sağ olsun! Dememekte hâlâ ve hâlâ ısrar ediyor. Hesaplar kapan- mış, defterler kapanmış, kasa- lar mühürlenmiş, herşey, herşey olup bitmiş.. Fakat hissedar bağcı hâlâ ve hâlâ meçhulât içinde yuvarlanıyor. O mahiler ki derya içredir daryayı bilmezler Orkan Rahmi Gökçe Leon Dö Grel Bir söylev verdi Brüksel, 20 (Radyo) — 25 bin reksist reisleri Leon Dö Grel'in nutkunda hazır bü- lunmuşlardır. Dö Grel, İtalya'daki müşa:- hidlerini izah etmiş ve Belçi- kanın da İtalya gibi bolşe- viklerden temizlenmesi lüzu: munu ileri sürmüştür. Belçika kabinesi mühim bir içtima yapmış ve reksistlerin yeni hareketlerine karşı ted- yn vi Sayfa 3 Wi Vapur ihtiyacı için bir toplantı yapıldı Diler buhran, diler sıkıntı diyelim. Acentalar, ihti):acı istismar et: mişlerdir.Hattâ tacirlere karş Kd İzmir.;limanının bir görünüşü Son günlerde piyasada bir va- pur mes'elesinin mütalca've müna- kaşası devam etmektedir. İhracatın civcivli zamanının geçmesinden son. ra patlak veren bu bidise üzerin- do iki nazsar noktası vardır. 1 — Bu, bir bulrandır. ? — Hayır, bu bir sikıntıdır. Herhangi şekil kabul edilirse edilsin, bu hâdise küvvetli bir in- tibah uyandırmak iktıza ettiği gibi iliracat tacirlerini de / epiyce telâşe düşürmüş ve pek haklı olarak hü- kümeti de alâka çerçivesine — sok- Mmüuştur. Açentaların istinad ettikleri se- beplerin — hiçbirini makul olarak kabule imkân görülememektedir. Hidisenin cereyan çekli ve ke- bepleri şöylece hulâsa - edilmek. tedir; Bundan birbuçuk ay kadar evvel acentalar, Viyana'da bir toplantı yaparak, bu yıl dün: yada görülen ' nakliyat fazlalı- gından. istifade etmek - iste- mişlerdir. Çünkü — istihsalât fazladır, ihracat ta ona müva- zidir. Bunlara — ilâveten bazı devletler >muhtemel ahvale karşı- fazla iptidai “ madde stoku bulundurmak —düşünce- sile, mütemadiyen ithalât yap- maktâadırlar. — Nitekim İzmir piyasası da zahire, palamut, hububat vesaire gibi birçok mahsuller üzerinde bol - sipa- rişlerle karşı karşıya bulun- maktadır. Acentalar işte bu vaziyetten istifade etmek isterken, Yunan vapurları da Cenubi Ameri- ka'nın, - bilhassa — Arjantin'in yapacağı ihracatı yüksek tari. felerle angaje etmişlerdir. Tarifenin bu suretle yüksel: mesi, diğer acentaları da ha- rekete getirmiş ve onlar da Türkiye limanlarından konti- nental suretile yapılacak sev- kiyatta yüksek tarife tatbikini kararlaştırmışlardır. Yani ortada, şu veya bu masrafların artmış olması gibi hakiki ve makul bir sebeb değil, fırsattan istifade etmek gihi — mülâhazalar hâkimdir. Acentalar, bittabi Türkiye li- manlarına bunu - tatbik eder- ken biz de belli başlı bir şi- lepçilik olmadığını ve akılları sıra bizim mutlaka kendileri ile iş görmek mecburiyetinde olduğumuzu hesaba katımışlar: dır. Bunun aksi vari d olamaz. Çünkü ayni acentaların vapur- ları yakın şarkın diğer mem- leketlerinden, yani cenub kom- şu devlet limanlarından yap- tıkları sevkiyatta yüzde kırk zamlı tarifeyi tatbik etmemiş- lerdir ve etmemektedirler. Çünkü uzak Şark'tan Sü- veyş kanalım takiben gelen birçok vapurlar, yol uğrağı şeklinde — Suriye, Filistin ve taahhüde bile girmiyorler. na da uğrayarak — buralarda asgari tarife ile mal almakta- dırlar. Yani, o İimanlar için karşılarında rakipler yardır. Binaenaleyh bunu düşünerek azami tarifeyi, aşağı yukarı, Türk ihbracat eşyası üzerinde tatbika kalkmışlardır. Bu ye- tişmiyormuş gibi, ihtiyaca kâ- fi vapur — temininde de her türlü müşkilâtı göstermekten çekinmemişler ve üstelik, ih- racatçılara karşı (muayyen sık- lette mal almak — hususunda taahhüde yanaşmamak) devlet dairelerine başka türlü, ihra- catçılara karşı da başka tür- lü ağız kullanmak yolunu tut- muşlardır. Hükümetin teşebbüsü ve 18- rarı ile gerçe- şu son günler de bazı vapurlar temin edil- mişse de vaziyet normal saf- haya girmemiştir. ve girmek- ten de uzaktır. Keza bir iki acenta, sebeb- siz ve istismar şeklinde yük: selttikleri tarifenin tatbikatını talik edeceklerini bildirmişler- se de ne buna itimad edil- mektedir, ne de diğerlerinden ümid verici bir cevab alın- mıştır. Haber aldığımıza göre, ma- den üzerine iş yapan bir mü- essese, aldığı bir sipariş üze- rine satış yapabilmek için ta- rifeyi sormuş ve “40,, şilin cevabını almıştır. Buna istina- den de satış yapmıştır. Fakat acenta, bilâhare, (40 değil, 70 olacak) diyerek bu mües- sesenin yaptığı satışın esasını bozub baltalamış ve zararına sebebiyet vermiştir. Keza, tacirlerin suallerine karşı; müteaddit defalar, — Evet vapur - bekliyoruz. Amma, ne kadar mal alabile- ceğimizi tahmin edemeyiz, Ma:» hınız hakkında da bir taahhüde giremeyiz, " Cevabı da verilmiştir. Ne- tice şudur: Acentaların, iste- dikleri zaman, hem de hiçbir meşrü ve makul sebebe isti- nad etmeden memleket mah- — Sonu 6 ıncı sahifede TAKVİM Rumi 1352 Arabi 1355 2ci kânun 08 Zilkade 08 İkinci kânun