t 4 ! ' larile bu müzaheretsizlik ğ nu dolduran arkadaş- Wi t Er Bu arkadaşlar, uhdelerine eden işleri çok büyük © Oihata vukul ve kudretle başar: 'jpuılır, İzmir Halkevinde de İ İ )lıt samimi olmak isterim, bu z ;5 imiyete güvenerek ve sizin © aaliyet kaydetmek ve - yalnız | O münhasır kalan işlerin bu mu- Lçîn için kâfi olmadığını, kütle- Ehninde işlerle yakından alâka- İ İf?l Ha u'ğıııdın kuvvet alarak hepiniz- İRRiL hasbihal etmek, Halkevinin ) vaziyetini ;k'ı, gekle sokmak, bundan sonraki —| çalışmamızı programlamak için İ 'lP buraya toplanmış bulunuyoruz. DİR Bu davete candan alâka gös- İ B terdiniz, bu icabet bize kuv- © kibedecekleri | yatiflere müstenid hareketler, — toplantı yapıldı sali Fazlı Gülec, Halkevi üyele- | rine yeni hedefi göstermiştir î -Başı 1 İnci sahifede - | ederken burada hepinizin bu- ESöylev: nu kabul edeceğinizden emin | Çok sayın arkadaşlarım; © DEvvelâ Halkevini, kendi hu- bulunuyorum. Burada - birkaç arkadaş ta benden sonra söz Bi nizamından kuvvet alarak # Gmir'in kendi sinesinde, onun söyliyecekler, her kol kendi- bünyesine — yakışacak G lerine aid içtima yerlerinde toplanacak, çalışacak arkadaş- sokmak için vaki davete | ları seçecektir. ânizden dolayı hepinize Arkadaşların her biri hangi ile teşekkür ederim. şube ve kolda çalışmak — is- “Arkadaşlar; — Halkevlerinin ası bepimizin bildiği N vatandaşları sınıflaşmadan u kütleleşmek, vatanı- refahını temin etmek, üni takviye — için hariç- &ki mesleğimiz ne olursa ol- ğ müşterek — çatı altında, gayeye doğru yürü- hızini alabilmek ve kendi y mızda o hizin ilhamı da çalışmak gayesine müs- ittir. Tetkikatıma göre bugüne idar Halkevi bazı gayretli adaşların yüksek himmetle- çok Hfaydalı çalışmalar miş, ve örnek olacak, işler aşarmışsa da kütleden lâyık luğu müzahereti bulamamış- h Yüksek bilgi, kudret ve terlerse o0 kollara ayrılarak faâl komitelerini seçeceklerdir. Yalnız seçmek ile iktifa edil- memek, onbeş, yirmi günde, hiçolmazsa ayda bir umumi içtima günleri de tayin edil- mesini sizlere tavsiye ve rica etmek isterim. Tabir mah- susile elimiz kanda da olsa burada içtima edeceğiz, faâl arkadaşların mesailerini ölçe- rek yeni direktifler vereceğiz, onlara müzaheret edeceğiz. Fikirleriniz, bu komitelerdeki arkadaşlarınız — için direktif olacağı gibi bu kararların he- yeti umumiyesi, parti namına burada başkanlık eden arka- daşa ve ikinci derecede parti başkanı — sıfatile bana bir emir olacaktır. Bu suretle verilecek - kararlarınızı yerine getireceğime ve sizlerin yük- sek direktiflerinize itaat ede- ceğime söz veriyorum. (Sü- rekli alkışlar) Arkadaşlar: — muhtelif — inti- hablardan edindiğim kanaata göre şu noktayı arzetmek is- terim: İntihablarda bizi yanlışlığa sevkeden bir tevazu hassamız vardır. Çalışacak arkadaşla- rınız kendilerini öne aâtmazlar, ben sizden bir ricada buluna- cağım: Memleketimizde ve di- ğer medeni memleketlerde ol- duğu gibi faâl arkadaşların şubelerde faâl olarak çalışmak isterlerse kendi — kendilerini nâmzed — göstermelerini rica edeceğim. Bu suretle işlerde daha iyi yürümüş oluruz. Bunda ben hiçbir ayıp, ne- zaketsizlik tasavvur etmediğim gibi, bilâkis bunda bir olgun- lak buluyorum. Kim faâl ko- miteye geçmek İsterse ismini ortaya atmalıdır. Eski itiyada göre ismini ortaya atmıyan arkadaşlar olursa «diğer arka- daşları tarafından ortaya veril- melidir. Nizamnamelmnizde nam- zed usulü yoktur, fakat bunun manâsı parti tarafından nam- zed gösterilmiyeceğini beyan- dan ibarettir. Yoksa kimlerin çalbışacağını ve çalışmak arzu ettiklerini - bilmemiz elbette faydalıdır. Sözümü bitirirken hepinizi bir kere daha hür- olara hepinizin de bana iştirak îriğiniıden ümidvar - olarak, | Yeşekkürü bir vecibe addede- bize lâyik varlık ışıkları par- âhıı&ıdır. $ Ben herşeyden evvel hayat- k gönüllerinizi incitme- ömeğe dikkat ederek ve mazur “göreceğinize kani olarak k- ©| mirde bu sahada daha büyük t İ $ komitelerin çalışmasına S1 icap ettiğini arzetmek is- Gene bu samimi duygula- tamamile nizami İ vet vericidir. Ben şu dakika- Ş dan — itibaren ümidle: mah- mul bulunuyorum. $ Arkadaşlarım; ben hayattaki Mmesleğimin tesiri altında işleri $ kaidelere uydurmaktan — zevk Ü alırım. Çünkü kaidelere uya- | metle selâmlar ve sözü arka- rak hateket edenler daha ön- | daşlarıma birakıyorüm. Şube- eeden kendilerini murakabe | lere, komitelere şimdiden mu- etmekle mükellef olanlara ta- vaffakıyetler dilerim. Çok alkışlanan bu söylev- den sonra Halkevi müdürü şâir Hüseyin Avni Ozan, sah- neye çıkarak kendi yazdığı (Halkevi ) manzumesini oku- muş ve alkışlanmıştır. hattı bareketi Darzetmiş olurlar. Sırasına göre E çok kiymeltli olan şahsi inis- İ kaidelerin hükümran - olması Licabeden sahalarda kütle için bir. karanlık yol manzarası Bunu öğretmen Sadık'ın irae ettiğinden mergup ola- | (Umdelerimiz) ve (Köye döğru) manzumeleri — takip etmiştir. Manzuameler, Halkevi salonla- rını dolduran genç ve münev- verİsr arasında tatlı bir heye- can yaratmıştır. Daha sonra toplantıda bu- __m»-lıîwı—’ıi—?ı » arrera © ğunda israr ediyorum. Halke- “ vinin vaziyetini teşrih etmek, Şelimizdeki nizamnameye uy- © durmak. sizlerle faâl komiteler TUT ÇA MLEL KA NML AR için varakalar dağıtılmış ve ANADOLU AŞ Yaralamak Eşrelpaşa caddesinde Şükrü oğlu Hasan, sarhoş olarak Fettah oğlu Mustafa'ya küfür edip bıçakla da sol baldırın- dan hafif surette yaralamış ol- duğundan bıçağı ile yakalan- mıştır, Sarkıntılık Keçeciler caddesinde Halil oğlu Mustafa ile Salih oğlu Ramazan, Ahmed oğlu Arif ve Abdullah oğlu Hamza'ya sarhoş olarak sarkıntılıkta bu- lunmakla beraber bunlardan Mustafa bıçak çektiğinden ya- kalanmışlardır. Gazinoda bir vak'a Turkuvaz barında Mehmet oğlu Ali ve Mehmet oğlu şef garson İhsan, Tevfik oğlu Şa- hab'ı tahkir ve darbettikle- rinden yakalanmışlardır. Hakaret İkiçeşmelik Zehra aile evin- de Nuri oğlu Mustafa, adın- daki kişi, İsak kızı Donna'ya ağır sözlerle hakarette bulun- duğundan yakalanmıştır. Hırsızlık Alsancak — ileri sokağında Vecihi, üzüm kurumuna aid depodan kereste çalıp İsmet- paşa bulvarında Hafız isminde birisine sattığı tespit edilerek mes'eleye vazıyet edilmiş ise de suçlu kaçtığından arkası takip edilmektedir. Bir kaza Çorakkapı'da Gaziler soka- ğında Mustafa oğlu Hasan'ın 10 yaşındaki kızı Mekkiye, balı silkerken merdivenin üst kısmından düşmüş, merdivenin son basamağında bulunan bir çivi, tenasül aletine batmıştır. Yangın Güzelyalı tramvay cadde- sinde Tevfik kızı Leman'ın evinde yanık bir sigara yüzün- den yangın çıkmışsa da der- hal yetişilerek söndürülmüştür. sonra kollar, ayrılarak komite seçmelerini yapmışlardır. Seçim; büyük bir hararet, samimiyet ve canlılık içinde geçmiş ve muhtelif kollara şu zevat seçilmişlerdir: Dil, tarih, edebiyat: Kültür direktörü Ali Rıza, Avni Ozan, Necmeddin Onan, Ehter Onan, Mazhar Orak, Güzel San'at- lar: Ressam Kadri, Mehmed Salepçi, Ressam Cavid, Tem- sil: Huriye, Ferhunde, Kemal, Hayri Poyan, Faik Argüden, Spor: Hasan İskender, Meh- med Demiral, Makbule Emel, muallim Kemel, muallim Ce- vad. Kitapsaray ve yayın: İh- san Çetin, Sıdkı, Necip, Sos- yal yardım: Doktor Osman Yunus, doktor Zühtü Erken, Sami Kulakçı, avukat Osman Hadi, Hüsnü Onan. Halk dershaneleri: — Fadıl Atuk, Şekür, Cahid, Köycülük: Mustafa Rahmi Balaban, Sa- dık Çinar, Resmiye, Hüseyin Aykurd, Sıdkı Şükrü. Müze ve Sergi: Adnan Bay- gin, Mazhar — Palay, Necati Çiftçi. Komiteler; onbeş, yirmi gün- de veya ayda bir toplanacak kollar mensublarına yaptıkları işler hakkında izahat vererek umumi heyetten yeni drektif- ler alacaklardır. Halkevi ko- mitelerinin muhtelif sahalar- daki faâliyetinde bundan son- l ği nataki DAT TARR TTT NLTT USU PZ TT NN PTT AM — — CMNMUDEDEN General Franko, Havas Yamanlar Ajansı muhabirine be- yanatta bulundu Paris, 18 (A.A) — Başlıyan hafta zarfında 'ya ade- mi müdahale işinde kat'i bir karar ittihaz edileceği ümid edilmektedir. Filvaki ademi müdahale komitesindeki İtal- yan ve Alman mümessilleri eksperler -taralından tanzim edilen kontrol plânı hakkında hükümetlerinin ne düşündü- ğgünü bu hafta zarfında bildi- receklerdir. Bazı gazeteler gerçi yeni İtalyan müfrezelerinin İspan- ya'ya gitmek üzere geçende Napoli'den Kadiks'e hareket ettiğini yazmışlardı. Fakat nik- bin olanlar bu müfrezenin Ro- ma hükümetinin gönüllü sev- kini resmen —menetmesinden evel yola çıkmış olduüğunu söylemektedirler. M. Eden'in Salı günü Ce- nevre'ye gitmeden evel avam kamarasında İspanyol harbımın beynelmilel akisleri hakkında pek mühim beyanatta Buluna- cağı söylenmektedir. Siyasi müşahitler bilhassa İspanyol bankasının memaliki ecnebiyedeki altınların ambar- go konması hakkındaki İtal- yan-Alman talebinden endişe etmektedirler. Bu mes'elede ne Fransa'nın, ne İngiltere'nin | ve ne de Sovyetler - birliğinin ı Almanya ve İtalya'ya müzaha - ret etmiyecekleri kuvvetle tah- min edildiği için eğer Almanya ile İtalya ambargo mes'ele- sinde ısrar edecek olurlarsa Londra komitesinde neticesi vahim olabilecek hâdiseler vu- kua gelmesi ihtimali vardır. Salamank, 18 (AA) —Ge- neral Franko Havas Ajansının muhabirini kabul ederek ken- disi ile yarım saat görüşmüştür. Mülâkat Fransızca olmuş ve general muhabirden kendisin- den vazih sualler - sormasını istemiş ve bunlara açık cevab- lar vereceğini söylemiştir. General Fas mes'elesi hak- kında demiştir ki: İspanyol Fas'ında Alman askerleri yoktur. Şimali Afrika müstemlekemize Alman kıtaa- tının veya gönüllülerinin ihraç edilmiş olduğunu kat'i olarak tekzip etmiştim. Hattâ bu mıntakalarda hiç bir zaman bugünkü kadar az sivil Alman buluamamiştır. Zaferlerimizin her birinde yalan ve ilftira neş- riyatı daha ziyade şiddetlen- mektediz. Millete aid olan | Bıçak çekmek Hükümet caddesinde Akif oğlu Kemal, Mehmet oğlu Arif'i yumrukla dövmekle be- raber bıçak dahi çektiğinden yakalanmıştır. Yaralamışlar Kemer'de Kahramanlar'da oturan Muhittin oğlu Sabahat- tin ile Mehmet oğlu Necmet- Ün, Halim kızı Naime'yi dö- vüp yaraladıklarından yakalan- mışlardır. Eve “tecavüz İkiçeşmelik Leblebici soka- ğında Ahmet oğlu Hüseyin, kendisinden Aayrı yaşamakta | olan ve bakkal Hüseyin'in evinde barınan karısını almak | için bakkal " Hüseyin'in evine yakalan- Franko, İngiltere ve F ransayı komünist tahrikâtına karşı teyakkuza davet ediyor topraklardan hiçbir parçasının başka birisine terki dün oldu- Şu gibi bugün de milli hükü- met için mevzuu bahis değil- dir. Harbin beynelmilel ma- hiyetine dair general Franko şunları söylemiştir: Bu mahiyeti dahili harbi- mize veren biz değiliz. Biz münhasıran komünizmi mem- Teketten — çıkarıp - atmak için mücadele ediyoruz. Memle- ketimizi kendisine tamamen yabancı olan bir akideden kurtaracağız ve yalnız. bunu yapmak istiyoruz. Almanya ve İtalya da ayni mücadeleyi yapmışlardır. Bize olan tevec- cühlerinin sırrı da İişte bura- dadır. Vakıa birçok — eecnebi mütehassıslarının yardımından istilade ediyoruz. Fakat harb edenler, legiyonlerimize nizam dahilinde kaydedilmiş bir avuç gönüllü hariç olmak üzere hep İspanyollardır. Mütcakiben general Franka İngiltere ve Fransa'yı komü- nist tahrikâtına karşı teyak- kuza davet etmiş ve demiş: tir ki: “Kendilerile dâima iyi mü- nasebetller idame etmiş oldu- ğumuz Fransa ve İngiltere müs- temlekelerini sıkı bir nezaret altında bulundururlarsa çok iyi ederler. Çünkü buralarda tehdit <ında bulunuyorlar. ,, General Franko Madrid et- rafında yapılmakta olan mu- harebeler hakkında da — şun- ları söylemiştir: Kızıllar — Madrid'i - terket- mekle bir cinayet — işlemişler- dir. Fakat biz bu şehri tahrib etmeden gene alacağız. Sonra Markisistler güya bi- zim esir almadığımızı işae edi- yorlar. Şefler ve katiller müs- tesna olmak üzere bütün esir- lere ve mültecilere bayatları. nı bağışlıyoruz. Ve onları bit- tabi ihtiyatla hareket ederek yeni devletin bir unsuru ya- piyoruz. General Franko beyanatını şu sözlerle bitirmiştiştir: Harbı askeri bakımdan ka- zandıktan sonra sınıf mücade- lelerini ortadan — kaldıracağız. Ve mesaiye lâyik olduğu şe- refli mevkii ve hızını verece- ğiz. İspanya'nın - bilâ istisna bütün — milletlerle idame ede- gelmiş olduğu samimi. müna- sebatı en kısa bir müddet zarfında yeniden ihya etmek arzusundayız. Ve bilhassa İs- panyolca kanuşan cenubi Ame- rika memleketleri nezdinde bu yolda sarhı mesai ediyoruz. Paris, 17 (A.A) — Fransa ile İspanya arasında eski an- laşmaları yeni şeraite adapte eden bir ticaret anlaşması im- zalanmıştır. Öğretmen tayini Karataş orta okulu-sekreteri Zihni Seden, ilâveten ayni mektep beden terbiyesi yar- dimci — öğretmenliğine — tayin edilmiştir. Kültür inzibat meclisi Kültür inzibat meclisi, dün öğleden sonra kültür direktör Tüğünde Vali (Fazlı Güleç'in reisliği altında toplanmış, bazı öğretmenlere aid evrakı tetkik ederek Hu )9 967 S dağında | Dağcılık sporu ya- |' pan gençlerimiz.. İzmir Erkek lisesi öğretmen ve talebelerinden mürekkep bir grupla sporcularımızdan mürekkep ayrı bir grup, Pazar günü Yamanlar dağına gitmiş- lerdir. Dağ, kar altındaydı. Bütün gün kayak sporu yapa- rak eğlenen gençlerimiz, çok güzel vakit geçirmişler ve ak- şam üzeri İzmir'e dönmüş- lerdir. Keçeciler'de 'Kanlı Bir cinayet oldu - Başı | inci sahifede Cinayetten evvel aile evin- de bir odada yatan bu ” iki arkadaş — arasında bir ağız kavgası geçmiştir. Katil Şa- ban ile ayni odada üç arka- daşı yatmaktadır. Bunlardan Milâs'lı Murad oğlu Ali ile birlikte Şaban erkenden ge- lib yatmışlardır. Gece yarı- sındun sonra Celâl ile diğer arkadaşı Mersin'li Mehmed oğlu Hüseyin de gelmişlerdir. Fakat sarhoş - olduklarından ada kapısı açık olduğu balde tekmelemek — süretile kapıyı açmış, içeri girmişlerdir. Sar- hoş olan Şaban, gürültü üze- rine uykudan uyanmış ve ağır küfürler savurarak: — Neredeydiniz, neden geç kaldınız? Demiştir. Celâl fazla sarhoş- tu, Şaban'ın söylediğ çirkin bir sözü: — (P...) Sensin! Diye bağı- rarak iade etmiştir. Kavga bü yüzden büyümüş, Şaban eline geçirdiği ekmek bıçağımı, sarhoş arkadaşı Ce- lâl'in başına ve omuzuna sap- lamıştır. Boğazından — aldığı derin yaradan kanlar akarken Celâl Keçeciler polis merke- zine gelmiş ve kan içinde yere yıkılmıştır. Polisler: — Seni kim vurdu? Diye sormuşlar, Celâlden: — Şaban vurdu! Cevabını alabilmişlerdir. Bundan başka söz söyliye- miyen Cel:l?şbir momlı:i)lî hastaneye kaldırılmışsa da ora- - da ölmüştür. Polisler, faaliyete geçerek aile evinden kaçmak için hazırlanan ve kanlı bıça- ; ğini mutfağa — saklıyan — katil Şaban'ı yakalamışlardır. Hâ- dise tahkikatına müddeiumumi müuavini Rüştü Uskent tarafın- dan el konmuş, hâdisenin bü- tün delilleri tesbit edilmiştir. Şahitlerden Hüseyin, vak'ayı olduğu gibi anlatmış ve so- nunda katil Şaban da itirafa mecbur kalmıştır. Katil ve maktul 23 yaşındadırlar, aşçı dükkânlarında bulaşıkcılık ve * çıraklık — yapıyorlardı. Katil tevkif edilmiştir. Hukuk gazetesi Selâhiyettar kalemler tara- fından — neşredilmekte — olan Türk'çe, Fransız'ca hukuk ga- zetesinin ikinc cildinin 17-18 inci sayısı da çıkmıştır. Hu- kuk mensuplarına tavsiye ederiz” Nafıa şirket ve müesseseleri komiseri Şehrimiz Naha şirket ve müesseseleri komiserliğine ta- yin edilmiş olan Nafıa müfet- tişi Sırrı Güngör, Ankara'dan