. Sayfa 2 ANADOLU 9211957 B m : İ Bulgaristan - --. HÂBERLERİ Ve Kalbi sağ'tarafta adam, Falih Rıfkı ATAY t Yerinde Kordonda elektirikli yecens de GÜSi C Bi da bir dostluk muahe- mueîıka—MSında adam b karal' t 5 I. b.ı' '? ?ireî::ıı nkdedi!:wk üzere ol- Evet, İstanbul'da —bir vatandaş, sağ tarafında duyduğu bazı sancılar YA ramvay ıŞ 'ye ı ır mı duğu hakkındaki haberler, bir Şizerinc doktorlara başvurmuş. Rir de ne görsünler; aha eli Sllüz Bi ü— Ku ğ ? Kü Ki sağ tarüftadir ve adeti solda imiş gibi, muntasaman çarpıyor. ıKardonda bir Daİıiliye Vekâletı'nin istedisirmmüa Z“m'“d'gb"" _F'"f'f' l"k" Ö Bunuü, saçlarıır fikir ve insanlık uğrunda ağartmış muhterem bir | -| Avruj asın âlemini yakın: Hostuma ...Ğı.ı.... ış:.ı. a ..I.ıî ı.îu :ı'u.eyn:iı :uı'. Tııııılı:nı dispanser açılacak. | & B z Yu: ri Gülkti; — Ne çıkar kızım -dedi: kalbi sağında veya gözü, buramnun ucunda n Blonş. Ba, tabiatın bir galatı, fizik kanunlarının bir cilvesidir. Fazla ğ Tülüyey ifade etmez. Şü insan dolgatina, çu geçenlere bak: Onların içinde _.d.. var, neler ve neler? üpi ben tamıyorum: kafa tasının içindedir. Beyni ile midesi biribirine bağlıdır. hi Yalmız kendisini, yalnız midesini düşünür. Hiyvan gibi bir mahlük.. Şu geçen kadını da tarif edeyim sana: O kadının da Tuhu, mağaza vitrinlerinde dolaşmaktadır. Yeni elbise, n © zeten — muharrir, &ı,m,_u.n bağlamıştır. e KÜTi ğ Yitrine konar. “yeni şık çantalar, eldiven, çorab vesaire., Rüyasında bile ruhu,- vitrinden Bak, şu kalın paltolu, şişman zata 'da dikkat et: İşte onun da ahlâkı, sdanı olsun. Şu geçen zatı da taniyor müstm? — Hayır -dedim. tammıyorum? — Dur, onu da anlatayım sana: cüzdanınin içindedir. Şabaiyetini “bankenotun Heor yere batar, girer ve çıkar. Eiverir ki cüm- — Onun bir dili vardır ki, dibinden koparıpda sokak köpeğine fır- datsan, emin ol köpek bile iğrenir, tükürür ve kaçar. Kalbi sağ tarafın- (da ol adamın ne fevkalâdeliği vardır ki? şu maklükun sadece bir dili, Ogu ağzımın içinde balık kuyruğu gibi titriyen dili yök mu, başlı başına bir mevzudur. Her devirde, ağzımın kenarından çıkıb dadaklarının etra. dim yalamıştır. Her devirde, herkes için çok şeyler söylemiş ve onların zamamı ve modası geçinec arkalarından salya dökmüştür. Dakikada bir Üriya yumurtlar. Her saniyede, bir yalan savurur.. O dil!... Dostüm birdenbire kolumu tatta: 0 dil.... — İşte “dedi-'en şayam dikkat olan tiplerden biri daha: Onun da rühü, çamurdandır.. Amma, bizim - bildiğimiz çamurdan değil. Bam başka, manevi bir çamurdan!.. Japon ihtiyatkârlığı karıncalara ben- hiçte hata Japonları Glmiş değildir. Malüm olduğu üzere plâtin Obazı kiymetli harb âlet ve O silâhları imalinde mühim bir vol oynar. Halbuki Japonya'da bu mâaden yoktur. Japon va- tanperverleri şimdi bir cemi- et teşkil etmektedirler. Bu cemiyet mensubları plâtinden bir yüzük taşımak mecburi- yetindedirler. Japon nüfusu- nun yüzde onu bu cemiyete © dahil olursa Japonya'da 120 — tonluk bir plâtin stoku vücu- de getirilmiş olacaktır. Karıncalar da ancak bu ka- © dar ihtiyatlıdırlar. Amerikan işi bir para! Amerika'da-bir şehir, Blen şehri tuhaf bir karar vermiş Ve yeni bir para çıkarmıştır. Bu para, kiymetli veya kiy- metsiz madenden değildir, kâğıt ta değildir. Fakat.. Tah- tadandır. Şehir küçüktür. Bu para- dan ancak 150 bin. franklık iÇıkarmış ve tedavülünü mec- buri kılmıştır. Şehir, bir sene sonra bu paraları toplıyacak ve mukabilinde hakiki dolar Verecektir. Sene sonunda, şehir sözü- » Nü tutmuş ve arzedilen tahta Ka ' Ü paralara dolar vermiştir. Fa- kât muayyen söz içinde şehir veznesine arzedilen ancak 50 bin franklık tahta para ol- Müştur. Fena bir iş değil! Denizden haşlanmış ba- lık avlandı. Bir Holtanda vapuru kap- tam emsalsiz bir hâdise ile | karşılaşmıştır. 1 Sunda denizinde gemi'tay- l faları balik avlamışlar -fakat | bu balıkların hepsinin de mü- “ kemmelen haşlanmış olduğunu i şitü Saime Sâdi görmüşler ve kaptana mürae- caat etmişlerdir. Kaptan bu hâdise karşı- sındağşaşırınış kalmıştır. Fa- kat bu civarda Kara Katan yanardağının mevcut ve bu- günlerde şiddetli feveran ha- İmde olduğunu unutmuştur. Yanardağının döktüğü lâv- lar denizin suyunu kaynatmış ve balıklar da böylece haş- lanmıştır. Bir cihetten Yfena birşey değildir. Tatbiki lâzımgelmiyen bir usul, Cihanın her tarafında Bira ve buna benzer içkiler içilir, ve-her tarafta içki ölçüsü mi- kâb üzerine kurulmuştur. Sar- hoşlar, meyhaneciler mikâh usulünü kendi anlayışlarına gö- re bardak veya kilo şeklinde kullanırlar. Amerika'da Teksas'ta Dol- los şehrinde bir Birahane sa- hibi müşterilerine bardak ve- ya kilo ile içki satmamaktadır. Bu adamcağız, — saat hesabı içki satıyor. Saatine 60 Çenk veren bir adam, bu bir saat içinde istediği kadar Bira iç- mek selâhiyetini haizdir. Acaba, bizim meyhanelerde bu usul tatbik edilse bizim ayyaşlar ne yaparlar?.. ' GEPETE LK SAD Bugün doğacak çocuklar.. Bugün, sıkıntılı bir hava al: tında iş görmek zevki asgari bir dereceyi — bulacaktır. Ancak akşa- ma doğru bu vaziyet düzelmiye başlıyacaktır. Günün sinir gergin- Tiği akşam aile rahatımı da boza- caktır. Bugün doğacak çocuklar ammu- miyet itibarile zeki olacaklar, dik- kat ve ciddiyet ile temayüz ede- ceklerdir. Fakat fazla münekkit olacakları için, birçok defalar muhbitlerinin sevgi ve sa ygısını kaybedeceklerdir. Cumhuriyet Halk Partisi hi- mayesinde işçi ve esnaf ku- rumları - birliği binasınm alt katında bir kızılay dispanseri açılması Vali ve Parti başka- nımiz Fazlı Güleç tarafından muvafık görülmüştür. Bu dis- panserin idare şekli hakkında dün akşam Pırh merkezinde Vali ve Parti başkanımızın reisliğinde bir toplantı yapıl- mıştir. İzmir'e neden kömür gelmiyor. Belediye; orman müdürlüğü depolarında bulunan 35,000 kilo kömürü satın alarak fakir hâlka parasız dağıtmağa karar vermişti, Haber aldığımıza göre ne kömürler alınmış, ne de da- gıtılmıştır. Kömür fiatleri pe- rakende 7 kuruştur. Manisa ve mülhakatındaki ormanlardan kömür imaline müsaade edilmediğinden ora- dan kömür gelmediği gibi Gireson havalisinden de kö- mür gelmemektedir. Havalar, son yağmurlardan yumuşamış olduğu için kömür fiatlerinin daha Tfazla — yükselmiyeceği kuvvetle tahmin ediliyor. Diğer taraftan orman mü- dürlüğünün de bu yil kömür imaline müsaade etmediği ve piyasadaki kömür azlığının mühim bir sebebinin de bu olduğu söyleniyor. Çimento satış- larındaki ihtikâr İhtikâr tetkik komisyo- nu kararını verdi.. Vilâyet ihtikâr tetkik komis- yonu dün öğleden evel vali muavini Cavid Ünverin rcisliği altında toplanmış, Ticaret oda- sından gelen bazı evrakı tetkik etmiştir. Çimento satışlarında ihtikâr yaptıkları tesbit edilen birkaç tüccar bakkındaki cv- rakın haklarında takibat ya- pılmak üzere müddeiumumiliğe verilmesi kararlaştırılmıştır. Müddeiumumilik, bu tüccar- lara aid evrakı tetkik ettikten sonra lüzum görürse dava açacaktır. Cezalandırılan sütçüler.. Süllerine su karıştırıyorlarmış.. Sütlerine su karıştıran 25 sütçü, belediyece beşer lira cezaya çarpttırılmıştır. Bundan böyle her sabah, muhtelif semtlerde sütçüler sıkı kont- rola tabi tutulacaklardır. Belediye, havaların bozuk gitmesi hasebile hastalıkların önüne geçmek için yerlere tükürenlerle şiddetli mücade- leye girişmiştir. 15 gün evel, bir günde 151 kişi cezalan- Ülrilmiş olduğu halde, son günlerde yerlere tükürenler azalmış, dün yalnız 17 kişi cezalandırılmıştır. Sıhhat meclisi Vilâyet umumi - hıfzıssıhha meclisi, dün öğleden evel sıh- hat ve içtimai muavenet di- rektörlüğünde toplanmış, vilâ- yetin sıhhat işleri üzerinde müzakerelerde bulunnrak ka- N A| rarlar almıştır. lâümat gönderildi. Ceçenlerde Dahiliye Vekâleti kordonda elektirikli tramvay işletilmesi ve halkın birçok şikâyetlerine yol açan bazı nakil vasılası seferlerinin kaldınlması mes'elesi hakkında alâkadar- ların mütaleasını sormuştu. Vekâlete cevap verilmiştir. Kordon tramvayları mes'elesi üzerinde, evvelce de yazdığımız gibi bir yenilik yoktur. İzmir Elektirik ve tramvay şirketi, tramvay yerlerde hatlara müvazi olarak diğer umumi | nakil vasıtalarile bilhassa - otobüslerle yolcu şartile-kordonda elektirikli tramvay işletmeğe - muvalakat et- mektedir. Fakat bundan başka şirketin kabul etmesi lâzimge- hattı bulunan len bazı teklifler de vardır. Şirket; Basmahane ve Kemere de tnımvıy işletmeği, gene bu şartlarla kabul etmek ıstemcktcdır Nazillidokuma kombina- sında inşaat ilerliyor. İlk par!ıde gelen makinelerden bir kıs- mının montajına başlandı.. Nazilli kombinası inşaat faaliyetinden iki görünüş Nazilli, ( Hususi ) — Nazilli pamuklu «kombinasında inşaat faaliyeti devam etmektedir. İlk parti olarak gelen makinelerden bir kısmının montajına başlanmıştır. Fabrika, busene teşrinle- rine kadar tamamen bitirilmiş “olacaktır. Dokuma kombinası, Nazilli'ye yeni bir hayat vermektedir. Daha şimdiden memurların Bir kısmı gelmiş bulunduğundan, geceleri toplantılar yapılmakta, çok iyi vakit "geçirilmektedir. Gönderdiğim resimler, kombinanın en son -şeklini göster- mcktedıı Bağcının potas ihtiyacını karşılamak mes'elesi Pamuk kapçığı küllerinden isti- fade edileceği anlaşıldı Bağcılarımızın Potas ihtiya- cinı karşılamak için yüksek nisbette potası hâvi olan pa- muk kapçıklarından istifade edilmesi hususunda - tetkikler yapılmıya başlandığını yazmış- tık. yapılan - tetkiklere göre pamuk kapçıklarının küllerinde yüzde 8 nisbetinde potas var- dir. Tahliller, fevkalâde bir netice vermiştir. Bu suretle bir kilo potas yerine bağcıla- rımız bir buçuk kilo pamuk kapçığı külü kullanmak sure- tile polas ihtiyaçlarını temin edebileceklerdir. Fiat hususun- da müstahsillerimizin istilade- leri de çok olacaktır. Kapçık külleri âzami 6-7 kuruşa satı- labilecektir. Halbuki potasın kilosu 16-25 kuruş arasında değişmektedir. Yalnız pamuk kapçıklarının, yüksek nisbette potas ihtiva etmesi için fırın veya fabrika ocaklarında değil, açik bir yerde ve alevsiz yakılması lâ- zımdır. Çünkü ocaklarda ya- kılacak olursa potas nisbeti çok az olmaktadır. Önümüz- deki yıl, bağcılarımızın "potas ihtiyacının mühim bir kısmı pamuk kapçıklarile temin edi- lecek ve böylece mühim mik- tarda paramızın memlekette kalması temin edilecektir. Adli kısım reisi Üç gündenberi rahatsız bu- lunan Emniyet müdürlüğü adli kısım reisi Sım iyileşmiş, dün tekrar vazifeye başlamıştır. nakledilmemek dan meşgul etmektedir. goslavya, bir taraftan küçük antantın, diğer taraftan Bal- kan antantının azası olduğu için, onun her mes'elesi, hiç şüphesiz, orta Avrupa ve Bal: kanlar barışının yüksek men- faatlerine temas eder, Bahsettiğimiz neşriyat ara- sında husust bir ehemmiyeti olanlar, Bulgar- Yugoslav dost- luğunun iki antant politikası üzerindeki tesirlerine tealluk edenlerdir. Romanya ile Yu- nanistan'ın, muahede teşebbü- süne karşı ilk gösterdikleri çe- kingenlik, bu cihetten, Balkan- ötesi gazetelerinde hayli tef- sirlere yol açmı;tır. Balkan antantının, burada tekrar izahını lüzumsuz addet- tiğimiz, başlıca gayesi, Bal- kan'lar emniyet ve barışını, bütün Balkan devletlerinin el ve ülkü birliği ile temin et- mekten ibaretti. Antant eğer yalnız dört devlet arasında ol- muşsa, bunun sebebi, bu dört devletin Bulgaristan'a karşı Bir kasıtları oluşundan değildi. Bilâkis, dördü de, antantın, SBulgaristan'la tamamlanmasın- tdaki fayda ve menfaatlerini her fırsatta sayagelmişlerdir. M Türkiye'nin — Bulgaristan'la dostluk muahedesi eskidir. Bu muahede ne Türkiye - Yuna- nistan anlaşmasına, ne de Bal- kan antantının vücud bulma- sına ve ne de bu ikisi, Tür- kiye - Bulgaristan dostluk mu- ahedesinin yenilenmesine engel teşkil etti. Asıl ve esas, Balkan'larda milli ve müşterek emniyetleri bölge barışını müdafaa etmeği teahhüd eden antanttır ve an- tant devletleri arasındaki em> niyet ve dayanışmanın, tam- lığı, samimiliği ve açıklığıdır: Bütün hâdiseler hakkında hep beraber, yalnız bu bakımdan, anlant azalarının iş birliğini kuvvetlendirmek veya zâfa uğ- ratmak — bakımından hüküm vermeği âdet edinmişizdir. İmdi Yugoslar - Bulgaristan dostluğunun - manâsı bu iki komşu arasında ihtilâf kalma- mış olmasından ibarettir. Hu- dud ve Makedonya - işlerine tealluk eden bu ihtilâfların ne kadar şiddetli buhranlara se- beb olduğunu biliyoruz. Bun- lar, bir gün natsıl ortadan kal- kabileceği endişe ile düşünü- ,lecek kadar - vahim - şekiller almıştır. Bütün Balkan antantı dev- letlerinin dost Yugoslavya'nın böyle bir netice elde etme- sinden derin bir memnuniyet duyduklarına — şüphe - yoktur. Çünkü Yugoslavya'nın, bu an- laşmayı yapmak - için, Balkan antantı ve Balkan'lar barış ni- zamı menfeatlerinden ilham almış olduğunda tereddüd bile edilemez. Yugoslavya'nın, merd ve açık kalbli, ahidlerinin de- ğerini, vazife ve mes'uliyetlerini bilir bir dost olduğunu bütün harb sonrası tarihi -isbat eder. Bundan başka Bulgaristan komşularından biri ile mes'e- lesizleştiren her hâdise, onu Balkan antantı azalığına doğ- — Sonu Zinci sahifede —