6 Ocak 1937 Tarihli Anadolu Gazetesi Sayfa 5

6 Ocak 1937 tarihli Anadolu Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

— Şarpıyor. | yarak bağırdı: 6'1/937 | Fırtına Ali Büyük Korsan Romanı Yazan: M. Ayhan, Faik -49. — Bakıyorum işte, kaptan!. Andon reis, onu omuzların- dan tuttu ağır bir sesle. Fa- kat bütün şefkatini muhafaza ederek: — Kızım -Dedi- ben fele- ğin çemberinden geçmiş, de- nizlerde — varillerle tuzlu su yutmuş, karada da, kı.tarlarla toprak yiyib hazmetmiş bir adamım. Bana yalan söylene- mez. Bilhassa, yalan söyleme- — ğe alışmamış bir insan, benim karşımda kolay kolay, kelime Oyunu yapamaz. — Birşey anlamadım bu sözlerden reisl — Anlamışsındır. istiyorum ki, Mariya: | — Sen yalan söyiüyorsun! Mariya gayri ihtiyari geriye çekildi: — Ben mi?.. Ben ha?.. Ben — mi yalan söylüyorum! İ — Evet, sen, yani Panayot reisin, benim en eski dostu- mun kızı Mariya, sen bana — yalan söylüyorsun.. Bak, ya- — Jancılığın güzel gözlerinin için- de bile kendisini gösteriyor.. Mariya kıp-kırmızı oldu ve dudaklarını ısırdı. Andon reis devam etti: — Benim de şu kılları ağar- Mmış göğsümün içinde bir kalb Istıraplarla yuğrul- Muş, tecrübelerle geçirilmiş, Sevmiş, sevilmiş bir kalb.. Hem de öyle bir kalb ki, Yalan havada olsa, aşka taal- lük edince derhal yakalar. Ne- den saklıyorsun — kizim; - sana heı'îı,deıı daha yakın kim var- dir — Fakat kaptan! — Sus, devam etme.. Sözümü bitireyim: — Sen, Fırtına Ali'yi sevi- Yorsun,, Mariya, elile yüzünü kapı- Demek Ben — İmkânı yok, imkânı yok!. r, katiyen... — Beni dın[e diyorum sana: Bir çift gözün boşboğazlığını, dünyada elli a yanyana Belse yapamaz. Sen onu sevi- Yorsun ve bu aşk ona karşı Olan kininden daha kuvvetli.. — Hayır kaptan, ben onu , "det:e bir defa gördüm. Topu l;:Plı bir defa.. Hem de ba- ı öldürdüğü gün... Ve o beri.. — Olabilir kızım, olabilir.. b::l' aşk denilen nesneyi ben - Tim.. İnsanın kalbine, sıcak ı" hava gibi girer. Küçücük İf zayif nokta bulursa oradan t ve kalbi doldurur. Yani çan çalarak, boru üfliye- losana musallat olmaz. En ANADOLU ——— Günlük siyasal gazete rek j Haydar Rü a) Uını!l ırıçııyüı'ıduı.o,Er%n Müdürü: Hamdi Nüzhet Çançar |Ştsrehanesi: T7 İzmir İkinci E C. Halk Pırıiılı?lı::ıım | , Telgraf: İzmir — ANADOLU Telefon: 2776 - Posta kutusu 105 ABONE ŞERAİTİ 1200, altı aylığı 700, üç ıylı.ı 500 kuruştur. l fAbancı memleketler için senelik abone ücreti 27 liradır sazazd mseddin sağlam, hertarafı iyice, sım-sıkı kapalı kalpler bile bunun far- kına varamazlar ve bir aralık kendilerini toplayınca, hakikatı kavrarlar, Kin ve nefret de öyledir. Şeytan gibidirler, nereden ve nasıl girdiklerini kolay kolay sezemezsiniz.. Gözünüzü yu- mup açıncaya kadar, içinizde bam-başka bir havanın es- mekte olduğunun farkıma va- rırsınız.. Mariya artık cevab vermi- yor, susuyor ve düşünüyordu. İnkâra mahal ve manâ kal- mamış gibiydi. Andon - reisin zeki gözlerinin önünde herşey meydana çıkmıştı. Fakat kendisini bir suç iş- lemiş gibi görüyordu. Son bir mukavemetle başım kaldırdı: — Hayır Andon reis, hayır, aldanıyorsunuz.. Kalbimde ona karşı müthiş bir kinden başka hiçbir şey yok. Ondan nefret ediyorum, imkânını bulsam; onu kendi ellerimle boğardım. Hiçbir şey, hiçbir kuvvet beni bu arzumdan uzaklaştıramaz. Andon reis mırıldandı: — Dilerim ki öyle olsun ve Meryemana da yardımcın ol- sun kızım.., — Âmin! Şimdi artık daha iyi konuşabiliriz. Bana, daha kat'i, daha kestirme bir yol göster Andon reis., Onu nasıl yakalıyacağım?. İhtiyar denizci, kamaranın içinde ağır ağır dolaşıyordu: — Daha başka bir plân, bir tuzak lâzıml!. Diyordu. Çünkü © da Fır- tına Alı'nin kolay kolay ele, avuca sığabileceğini veya bir köşede sıkıştırılabileceğini ka- bul edemiyordu. Nihayet durdu: — Mariya -dedi- itiraf ede- lim ki; düşmanımız, tasavvu- rumuzun fevkinde kuvvetlidir. Böyle olmasa bile, biz hesa- bımızı ona göre yapmalıyız. — Evet, haklısın -Andon amca!. — İnsanların, arslanlarla gö- ğüs - göğüse çarpışmalarına im- kân yoktur. Tuzaksız ve si- lâhsız olarak bir arslam diri, diri yakalamak, daha kimseye . nasib olmamıştır. — Doğrul. —Bu; Böyle olduğun görea yep'yeni bir silâh, bir kuvvet, bir tuzak bulmalıyız ki, bu mücadelemiz iyi bir netice versin ve onun hakkından ge- lelim.. — Anladım Andon reist. — Bu Fırtına Ali gençtir tabill. — Evet, henüz delikanlılık çağında!. — Sen de güzel ve genç bir kızsın!. Mariya kıp -kırmızı' kesildi. Andon reis devam etti: — İşte arslan, işte - tuzak ve silâh! — Ne demek istiyorsun reis?. — Bu güzellik; o vahşi ars- lanı, hem de diri olarak ağ- zımızın içine atabilir.. Ben sa- na ancak bu yolu gösterebi- leceğim. En emin, en seri, en kestirme yol! — Sonu Var — Haydudluk.. Medeniyet, sefahati; sinir bozukluğunu » ve deliliği arttı- rıyor, diyorlar. Yalan da değil, medeniyete — ayak uydurmak istedikçe, o nisbette, maddi ve manevi enerji sarfiyatımız, mücadelemiz ve yorgunluğu- muz fazlalaşmaktadır. Bu faz- lalaşma keyfiyeti de, yavaş yavaş bünyemizi sarsarak asa- bımızdaki —müvazeneyi ihlâl etmektedir. Medeniyetin tesirleri sadece bundan mı ibarettir? Dünkü gazetede, Amerika- da Gangster denilen haydud- lardan bir şebekenin, içinde 90 ikişilik kalabalık bulunan bir müesseseyi soydukları hak- kında epiyce heyecanlı bir haber vardı. Bence — bu, medeniyetin — bir cilvesidir. Çünkü Gangster, medeni bir hayduttur. Zırhlı otomobiller: P de dolaşır, otomatik silâhlarla mücehhezdir. Geniş bir vu- kufu, müdhiş bir zekâsı, hattâ yerine göre, Amerikan zabıta memurlarından bazıları ile me- saf teşrik edecek kadar nüfuz ve hulül kudreti vardır. Soygun da tam mârâsile med:):'ıxı:e ve otomatik şekil- de cereyan ediyor: Ansızın bir ses duyuluyor: — Eller yukarı! Herkes başını — çevirince, kasları çatık, lord gibi giyin- miş bir şahsın, güderi eldi- venli elindeki korkunç bir ta> banca namlusunu doğrulttuğunu görüyor. Kapıda dört namlı, sağda, solda beş, on namlı daha! Ve, eller birdenbire kalkı- yor.. Haydud kasaya gidiyor. Hırsız, medenidir elbet.. Bal- ta getirib kasayı parçalıyacak değildir. Onun cebinde esa- sen anahtarları vardır. Çıka- rıyor, şip-şak.. Sanki munta- zam bir makinedir. işliyen ve kasayı boşaltan! Bir, iki hareket daha!.. Meselâ tam o sırada yirmi metre ilerideki dükkânın önün- de yerde, küçük bir bomba patlıyor. Herkes oraya koşar- ken, haydudlar kapı önündeki bilmem ne markalı :otomobile atlıyorlar. Gene namlular et- rafa çevrilmiştir. Müdhiş bir sür'atle gözden kayboluyorlar. Ve zavallı Amerikan polisi, derhal tabanları — kaldırıyor amma, nesiz vardır, ne bir eser, ne birşey! Halk gülüşüyor, haydudlar gülüşüyor ve polis,; biribirine . giriyor.. Bu çeşid haydudluk bir me- deniyet cilvesi değil de nedir? Hep medeni vasıtalardan, medeni şekilde, medeni ihti- yaçları için istifade ediyorlar? Hırsız cenabları, apartmanda yaşamakta, — lüks bir. hayat sürmektedir. Metresi — vardır. Balolara, tedansanlara devam etmek âdetidir. Çünkü hırsız babasından öyle görmüştür. Medeni hırsızlar, böyle ha- reket etmeyib de sokak ba- şında, bizimkiler gibi manita- cılık, papelcilik, yapacak de- gil yal, Maamafih buna niha: yet vermek için ya bizim po- lislerden Amerika'ya bir mik- tarını — göndermeli, — yahud Gangster'leri buraya getirmeli ki, dünyanın altını üstünü öğ- rensinler. Doğrusu, ' bizim po- lis o cihetlen, şu ukalâ Amı ANADOLU Âsilere bakılırsa Mad. Fransa'dan da mühımmat gönderiliyor. Virid'de vaziyet fecidir Âsiler bir İngiliz vapuruna daha ateş açtılar. İngiltere'den milislere mutemadıyen gonüllü gidiyormuş Âsiler, mauaffakıyellen bahsediyorlar Madridden bir görünüş Paris, 5 (Radyo) — Mad- rid'in Taj cenubundaki müda- faa komitesi- şu tebliği neş: retmiştir: “Taj'ın cenubunda Kaleye- radel Tajo'da âsilerin yaptık- ları taarroz püskürtülmüştür. Bundan sonra müdafaa hattı erkânıharbiyenin - plânı muci- bince düzeltilmiş Mantillâ ve Nova, Yenares mevkileri işgal edilmiş ve düşman 125 tüfek 4 mitralyöz, mühim miktarda mühimmat ve birçok iaşe hay- vanatı bırakmıştır.,, Avilla cephesinde bulunan Havas ajansı muhabiri general Franko kuvvetlerinin ilerledik- lerini bildirmektedir. Bundan “başka hükümet kıt'aları âsile: rin şiddetli tazyikleri üzerine eski mevzilerine çekilmişlerdir. AÂsiler tayyare ile Rozale vesair mevkileri bombardıman etmişlerdir. - Salamank, 5 ( Radyo ) — Âsi kuvvetler, Madrid çephe- sinde ileri hareketine başla- mışlar ve Koron yollarına hâ- kim olmuşlardır. Milis'ler bir çok esir ve maktul bırakarak çekilmişlerdir. Bundan başka Marama Honda köyünü de âsiler işgal etmişlerdir. Madrid bombardımanı çok kanlı öolmuş bir bomba 9 ki- şiyi öldürmüş 15 kişiyi yara- lamıştır. Diğer bir bomba Dük dö Sen Helen'in konağını tah- rib etmiştir. Bü konağın san'at- kârane yapılmış - bir kapısı sade birbuçuk milyon peçeta kıymetinde idi. Burgos, 5 (Radyo)— Gene- ral Franko, Lopdra'da yeni banknotlar bastırınıştır. Paris, 5 (Radyo)— General Franko mali müşkilât içinde- dir. Bunun için mühim mik- darda yeni evrakı nakdiye çı- karmıya teşebbüs etmiş, fakat Landra'dan gelen banknotları halkın kabul — etmemesi - ihti- malinden korkmaktadır. Paris, 5 (Radyo) — Aksi- yon Fransez gazetesine göre silâh ve mühimmat dolu 27 otokar Fransa'dan İspanya'ya geçmiştir. Bundan başka bir - infilâk maddeleri fabrikası alât ve edevatı dagönderilmiştir. Mar- silya'dan 8 İspanyol vapuru rikan — polisine taş çıkartır.. Amerika'da polisin burnunun ucunda kıyamet kopuyor da polisin eli burnuna gidinceye kadar failler yokolub gidiyor. Mîk serr yi ğ ae ae ada ğ GT eee Ç eee ll lt GÜ A Ğ LÜÜĞĞ ——i 0 şn eee Yugoslavya — bayrağı “ altında silâh, mühimmat ve saire gön- derildmiğtir. Havr, 5 (Râdyo) — Ame- rikan Brezidant Hardinğ va- pura İspanya'ya'aid tayyareleri bugün getirecektir. Paris 5 (Radyo) — Havas ajansına göre, Avilladaki yeni hareketler, Mahonda şimendi- fer hattını elde etmeğe ma- tuftur. Milisler bu hareketi evelden keşfetmişler ve müda- faa faaliyetini artırmışlardır. Madrid - Esküryal - yolunun âsiler eline geçtiği haberi te- eyyüd etmemiştir. Siyera Do- lagovadarama da — milislerin müşkül mevkie düştükleri söy- lenmektedir. Madrid, $ (A.A) — La Pa- siouaria dün buraya gelmiş ve zaferi elde etmek için komü- nist partisine elzem addedilen şartları tebliğ - etmiştir. Bu şartlar şunlardır: 1 — Hükümetin her türlü selâhiyete sahib olması, 2 — Mecburi askerlik hiz- metinin derhal tesisi, 3 — Sıkı bir disiplin tesisi, 4 — Ana endüstrilerinin millileştirilmesi, 5— Umumi endüstri ve ekonominin tanzimi ile mükel- lef bir meclisin - teşekkülü, 6 — İstihsalâtın bir amele teşekkülü tarafından kontrolü. 7 — Zirai ve istihsalâtın tek hedefi zafere doğru tevcc: cüh edecek şekilde tanzimi, Londra, 5 (A.A) — Daili Mail gazetesine göre komü- nistleri İspanya'ya göndermek üzere gönüllü toplamak için mesai sarfetmekte oldukların:- dan dolayı delikanlıların mem- leket haricine çıkmalarının sı- kı bir tetkike tabi tutulması bütün İngiliz limanları memur- larına emredilmiştir. Bu gazete geçen cumartesi günü — gençlerden mürekkeb ufak bir grubun - İspanya'ya gitmek üzere cenubi Galles- den Vedurhamdin hareket et- miş olduklarını yazmaktadır. Londra, 5 (A.A)—Muslakil işçiler partisine mensub gö- nüllüler bu hafta zarfında Bar: selon'a hareket ederek - Ara- gön cephesindeki beynelmilel milis kuvvetlerini takviye ede- ceklerdir. Madrid, 5 (A.A) — Komü- nistlerin radyosu Guadalagara mıntakasında harekât icra eden hükümet kuvvetlerinin ileri ha- reketlerine devam etmekte ol- dııklınnı bıldınııhıdu Bu T s-ııâi Adeseme çarpanla Kalemle düello... Düello, hâlâ namus temiz- lemek için bir vasıta telâkki edilmektedir. Fakat düello de- nilince, akla üç türlü döello usulü gelir, Kılıçla, meçle ve tabanca ile. Kalemle düello.. Duyulma- mış gibi birşey.. Vakıa, gazete sütunlarındaki kalem ve fikir mücadelelerine de kinaye ya- lu ile *“Kalem düzllosu, der- ler, amma... Benim burada bahsetmek istediğim — böyle kinai düellolar değildir. Kalemle dücllo, yani kale- min kılıç, meç ve tabanca ye- rine kullanılması ile - yapılan dücllodur ve böyle bir düello -bu defalık- Cenubi Ameri:- ka'da. Riyodejaneyro'da iki genç arasında yapılmıştır. Bu düello, emsalsiz olduğu için, Riyodejaneyro'da günün belli-başlı bir hâdisesi olmuş ve düello memleketin en büyük bir gazinosunda pek çok se- yirci önünde olmuştur. Namuslarını bu kalem dü- ellosu ile temizlemek - istiyen delikanlılar, ellerinde sağlam ve keskin uçlu birer kalem olduğu halde birbirlerine sal- dırmışlar, bir saat kadar ka- lemlerini birbirine - saplıyarak boğuşmuşlardır. Bu bir saat içinde iki hasımın vücudu yara ve Bere içinde kalmış nihayet ikisinin de hayatları tehlikede olduğu halde hastaneye kaldırılmıştır. Eski zamanların “Di' yarası, unutulmaz -yani geçmez!- idi. Gazeteciliğin teessüsünden son- ra, dil yarası yerine asırlarca unutulmıyan ve geçmiyen ka- lem yarası kaim olmuştur. Fa- kat... Bu düellodaki kalem yaraları büsbütün başka birşeyl F. Benlioğlu aa — —e kuvvetler yeniden üç kasaba işgal etmişler ve "mühim mik- tarda malzeme elde etmişlerdir Bunların arasında onbeş top vardır. Bayocne, 5 (A.A) — Bask menabiinden gelen haberlere göre Blakhill İngiliz vapuru Leguneto limanı önünde mü- sellâh bir âsi İspanyol vapuru tarafından topa — tutulmuştur. İngiliz vapuru Bayonne'den .Stander'e gidiyordu. Vapurda İngiliz bandırası açık bir su- rette görülmesine ve kaptan bir yanlışlığa hamlederek mu- tat işaretleri vermesine rağ- men top ateşi devam etmiş ve civarına birkaç obüs düş- müştür. Maamalih vapura isa- bet olmamıştır. Bu esnada Bask hüküme- tine aid bir müsellâh vapur İngiliz gemisinin imdadına ye- tişerek himayesi altına almış ve Stander'e kadar götür- müştür. Paris S (A.A) — Debats gazetesine göre senato azasın: dan birçoğu İspanya'dan ge- len altınların Madrid hükü- meti kesabına sarfedilmesini hükümetten istemek fikrinde- dirler. Çünkü bu ileride Fran- sayı çok nazik bir vaziyete düşürebilecektir. Londra, 5 (A.A) — Siyasi mahafil halihazırda Henda- ye'de bulunmakta olan İngil- tere'nin Madrid büyük elçisi Sir Henry Chilton'un Burgos hükümeti ) nezdinde Blakhill hâdisesi dolayısile — şiddetle

Bu sayıdan diğer sayfalar: