- 5/11987 Uı -48. Madalyonu, gayri — ihtiyari dudaklarına götürdü. O daki- kayı hiç unutmıyacaktı ve işte, madalyondaki tılsım kuvvetine, şimdi daha fazla inanmıştı. Çünkü bir rüya içinde dalı- yor gibi idi. Ali'nin — kolları — vücuduna dolaşıyor, kan'kızıl dudakları göğsünde ateş temaslarla do- laşıyor ve onu damla - damla eritiyor, çıldırlıyordu.. Nihayet tahammül edemedi, | yerinden kalktı ve uzun-uzun gerindi. Vücudu, bu hareketler - as. nasında bütün — bütün ihtişa- mini, bütün itinalarını ortaya atıyordu. mavi gözlerinin içinde derin bir ihtiras v hıyaı ya- nıp tütuşuyordu. Saçları, çıp- lak, yuvarlak ve beyaz omuz- Jarında — bükleler teşkil edi- yordu. — Allahım -diye mırıldandı- onu “yakalıyamıyacak — mıyim? Onu yalvartmıyacak, onu kıv- randırmıyacak mıyim?, Elime, cesedi düşerse ne yapayım onu?. Ben onu gene sağ, gene, beybetli ve güzel olarak gör- mek istiyorum, zincire — vurul- müş genç arslanların kükre- mesi, — iniltisi, şiddeti nasıl zevkle seyredilirse, ben de onu öyle görmek istiyorum.. » . * Andon reis, - sahile çıktık: tan sonra, ileride kayalığa ka: dar dayanan kumluğu, cllcrı cebinde, ağzında piposu oldu- gu balde, yapa-yalnız, uzün uzadiye be: on dela arşınladı. Derin bir düşünceye dalmış gibi idi. Mirıldanıyordu: — Mariya'da bir - tuhaflık var. Bu, bence'mühakkak.. İşin içine bir gönül macerası gir- miş gı'l;ı geliyor.. Hele hele, — Fırtın; yakalamak ıl“eîıl,ııyı a di Demesi ve bundaısrar gös- termesi çok garib bir şey.. Düşmandır bu cenabet, Basar- sın gülleyi, gemisi ile beraber yanar, geberir gider. Onu, sağ olarak istemekteki mâna acaba biraz dikkate değmez mi?| Sonra, © dakikada genç kızın yüzü, gözü de âşıklara mahsus-bir fevkalâdelik içinde idi.. Andon reiste gün geçirmiş, bir yığın gönül Mmacerası at- latmış-bir. insandı. - Aşkı ve âşıkı tanırdı. Hafifçe gülüm- sedi: — Dostum Panayot'un kızı, bu-işte beni atlatmiya kalkı: yorsun amma, başaramıyacak- sın. Aşk, intikandan daha ANADOLU ——— Gönlük - siyasal gazete Sahip ve — başyazganı Haydar Rüşdü ÖKTEM Umumi neştiyat ve yazı işleri müdürü: HBamdi Nüzhet Çançar ae İdarehan: İzmir İkinci Beyler sokağı €. Halk Partisi binası içinde Telgraf: İzmir — ANADOLU Telefon : 2776 — Posta kutusu 405 ABONE ŞERAİTİ Yıllığı 1200, altı aylığı - 700, aylığı 500, kuruştur. Yabancı memleketler için senelik abone ücreti 27 liradır Her yerde _s kuruştur üç rtına Ali uyuk Korsan Yazan: M. Ayhan, Faik Omanı mseddin zorludur, daha — kuvvetlidir. İnsanı her deliliğe sevkeder.. Andon reis, öğleye doğru, bir'kayıkçı ile anlaşmış ve bunun akebinde tekrar gemiye gelmişti. thiyn, bu âni gelişe hiçbir mânâ veremedi: —- Mariya; a finenin olduğu'y n Fakat bu hususta dikkatli - ol- maklığımazı - lüzımeır. ; «Çönkü her ikimizin de serveti orada- dır. kizim, — Müsterih Amcal — Her halde /şu Türk de: | nizcisine mükemmel bir oyun hazırlamalıyız. Ben de buna kanaat ettim. — Evet Andon reis, kemmel bir tuzak,. — Hem de diri yakalıyalım herifi. Mıııg'z gayri ihtiyari heye- canlandı ve; — Ah -dedi- hani, o günü görebilsem... Andon reis tam fırsatı bul- muştu. — Demek ki, onu diri ola- rak ele geçirmek istiyorsun! — Şüphesiz, şüphesizl.. — Peki ölü olursa ne çıkar? Onu sağ olarak yakalamaktaki ısrarın sebebi nedir Mariya? Genç kız, bu çok haklı ve yerinde sual karşısında şaşırdı ve kendisini toparlıyamadı: — Nedir mi?.. Ne olacak; | babamın denizlerdeki şöhret ve saltanatını lekedar eden bu herif şayet ölecek olursa, ucuz kurtülmuş demektir. Ölüm ne- dir ki; halbuki ben ona azap ve ıstırap çektirmek istiyorum. Onun gururunu çiğnemek, ona hakaret etmek, onu zincirlere vurup kamçılamak istiyorum. Yani —mağlübiyetin zehirini damla damla içmelidir. O acıyı, ciğerleri yırtılır gibi his- setmelidir. Benim arzum bu- dur. — Sadece bu kadar mi? Mariya hayretle Andon re- ise baktı: — Bu kadar tabii; başka ne olabilir ki?, Andon reisin bakışlarında, garib bir manâ vardı. Adetâ | genç kızla eğleniyor gibiydi. Yani, rolünde muvaffak olma- dığını bu bakışları ile söyle- mek istiyordu... Andon reis bir aralık yerinden kımıldadı ve ayağa kalkarak?Mariya'nın yanına geldi: — Bana bak! — Bakıyorum Andon amcal — Şöyle gözlerimin tâ içine biraz tevakkuf ederek bakl. mü- — Neden bakmıyorsun ya Matiya?. Mariya gülmeğe çalıştı. — Sonu Var — Ha ik üeü Yunanistan'nın Amerika sefiri. Dün İzmir hafriyatını Ve Müzeyi gezdi. Yunanistan'ın Amerika bü- yük elçisi M. Makvi, berabe- rinde karısı, kırı ve Amerika tebaasından diğer bir zât bu- lunduğu halde şehrimize gel- miş ve dün, Amerikan'ın İzmir konsölosu ile birlikte, eski İzmir hafriyatını, müzeyi gez- miştir. Müze müdürü Selâhid- din Kınıu, hasta oldıııundın elun Andan .| ANADOLU Aydın'da yılbaşında Adana felâ-|Fransızlara göre ketzedeleri için verilen balo Pazar maçı Altay-Altınordu muhtejitile Göztepe-K.S.K. muhteliti bir oyun vereceklermiş. Ben de seyirciler arasındayım. Muay- yen olan saat 2,30, bilemedin 2,45.. Oyuncular geldiler. Birçoğu, ayakkabı. ve forma derdile » | meşgul: Yahu bara bir don var- seniz el — Ne yapacaksın donu, iç donün yokmu yahü; onurl oynal xzzBana 'dambir çiltayâk: kabı lâzım. — İskarpinlerini çıkarma, olur biter... Birar geçti. Saat üç.. Evvelâ takımın biri, saniyen diğeri çikti.. Çocuklar birer kalenin etrafında toplanmış, paslaşıb | şüt çekib duruyorlar. Tribünlerde muhavereler baş- ladı: — Hakem kim, bakem ne- rede? — Kimbilir ya!. — Heyetten kimsecikler? — Yok, onlar da yok.. — Peki, ne olacak böylel, Fehmi, şunun bir çaresini bul!, — Ben ne yapayım?. Benim elimden ne gelir! — Kâfir senil. Oyuncuların sakatlanır diye İzmirspor'luları Göztepe kadrosunda oynatma- mağı bilirsin ya!, — Altımordu'dan Mustafa olsun hakem! - Yok canım, ben yapa- mâam, mazur görün.. Göztepe'den Hakkı sahanın kenarına geldi. Hem titriyor, hem gülüyor, hem de soruyor: —Hakemsiz mi oynıyacağız Allahaşkına!.. başlıyacak? Tribünlerde kahkahalar: — İşine bak Hakkı, aldırma!, Saat ilerliyor, 3ü çeyrek geçiyor. Bir ses yükseldi: — İşte, Ahmed Özgirgin geliyor.. Ahmed, gel Allahaş- kına, şu hakemliği yapıverl.. — Vallahi ben yapamam... — Nasıl yapamazsın, haydi bakalım soyun.. Çabuk! Ha- kemlik değil mi bu? Nihayet Ahmed, gidiyor, soyunuyor. Saat 3,5 ve sahaya çıkıyor. Şimdi de yan hakemler lâzım. Tribünlerden iki genç ba- gırıyorlar: — Ahmed ağabey!. Biz ge- lelim mi? Başını çevirib kim oldukla- rını görmeden evet, cevabını veriyor.. Amma, soyunmayız hal.. Pantalon, ceketle oynarız biz! © da başile muvafakat ce- vabı veriyor. Güle ' (eğlene, alayla oyun başlıyor.. Altay'lı: lar, Altınordu'lular kendi oyun- cularile alayda.. Karşı taraf da keza.. Oyuncular da tribün- lerdeki bu havanın temposuna uymuşlar.. Bir ıska yaptılar mı, bir şüt çekemediler ve fırsat ka- çırdılar mı; onlarla gülüşüyor- lar, Bir oyun seyrettik ki, Al- lah bir daha emsalini göster- mesin. Evelce, gene spor mevzuu | üzerinde söylemiştim. Münase- bet geldi, müsaadenizle tekrar Oyun ne - vakit | | Yukarda balodan bir intiba, aşağıda bu hayırı fah- riyed idare edenler. Aydın, (Hususi) — Fmiş ve o gece bir balo verilm Yılbaşı gecesi Aydın'da çok neş'eli geç- iştir. Balodan temin edilen beş yüz lira hasılât, Adana felâketzedelerine gönderilmiştir. Yeni yılın ikinci ve üçüecü günlerinde tertip olunan deve qıııeıleıı de çok zevkli olmuştur. Bulgar- Yugbs- lav anlaşması ——eşasi » © - ae —— —Başı J inci sahifede — Bulgar - Yugoslav — yaklaşması beynelmilel büyük ehemmiyeti olan bir hâdisedir. Bir «nlbı eseri olmum haysiyetile Balkan memleketleri münasebetlerine da- ba ziyade bir vuzul verecektir. Bulgar Yugoslav dostlük paktı kargılıklı emniyet ve mütekabil hürmet “üzerine yükselecek - olan yeni Balkan binagnın temelini teş- kil edöcektir. M. Çankof ile mkı alâkaşı bü- lunan Slovoda ezcümle diyor ki: bu - yaklaşma Bu yeni pakt umumi sulhu takviye edecektir. Tamamile eminiz ct komşularımız bu paktın bakiki manasını anlıyacaklardır. Ve hiç kimsesin adet ve lisan isibarile bu derece birbirine yakıa iki mil- letia dostlağundan — endişe hisset miyecektir. Bu iki millet arasında şimdiye kadar dev den rekabet Bulkan: Tarda sulh için daimi bir teblike teşkil eylemişlir. Bu şekabet bi. tince sulh diğer Balkan memleket- lere İchinde istikrar cezbeyliye- cektir. Belgrad, 4 (Radyo) — Yu- göoslavya başbakanı M. Stoya- | daki dinoviç,” gazetecilere Yugos- lavya-Bulgaristan araşında ak- tedilecek ebedi dostluk misakı hakkında şu beyanatta bulun- müuştür: — Bildiğiniz gibi misak ak- di hakkındaki müzal er çok müsaid bir safhada inkişaf et- mektedir. Anlaşmanın yakında imzalanacağını ümid ediyorum, Bu takdirde bütün Bulgar mil- leti ile birlikte kendimi çok mes'ud addediyorum. Ati için ilk adım olacaktır. Ati parlak ve cesâret vericidir. Balkan devletleri menfaat- leri teminile Balkanlarda sulh ve müsalemeti- daimi surette temin etmiş olacaklardır. İki millet müsterih ve samimi mü- nasebetlerine devam edecek- lerdir. Sofya, 4 (Radyo) —Bülgar gazeteleri, yakında imza edi lecek olan Yugoslavya-Bulga ristan misakının - ehemiyetin- den bahis makaleler yazmak- tadırlar. ? Atina, 4 (Radyo)— Gazete- ler, Yugoslavya - Bulgaristen misakını Romanya ve Yuna- nistan'la Bulgaristân >arasın- misakların » bu | Karşıyaka’da Tevhide'yi kı kaçıran Mehmed ne yapmış? Karşıyaka'da bir vak'a ol- muştur. 13 yaşında Tevhide adında bir kız, zabıtaya mü- racaatla gene 13 yaşında gev- rekçi Mehmed adında biri ta- rafından kandırılarak bshçeler la'ıldı"ını iddia etmiştir. Meh- med tutulmuş ve isticvab edi- lihce itirafta bulunmuştur. Fa- kat kız muayeneye — sevkedi- Jince vaziyet hayret verici bir şekil almış, kızın kirletilmediği anlaşılmıştır. Şimdi gevrekçi Mehmed, bu suçundan ağırceza mahke- mesine verilmiştir. Çünkü kıza çirkin bir muamelede — bulun- | duğu anlaşılmıştır. Şatlar üzerinde kalan zahire ve palamutlar - Başı | inci sahifede ihracatçılarımız, taahhâd edecekleri ba siparişler üzerine mallarımı gön- derecek vapur bulamamaktan endi- şe etmekte ve bu sipari söddüyüeül hiç durmadan, bil- © ve pamuk Üzerine si- işler vermektedirler. zahire ve pamuk kısımını anya'da stoku teminine çalığılmaktadır. Ton başıma buğday Fiatı 42 Tiradân 80 #yanya — olan ha yükseliş hakikaten mühimdir. İzmir'deki ilracatçılar, malları- ni gönderememek hınça İktısad V ve şikâyetlerde bu yete bir çare teminini is Fkunad Ve lacak ihracat yaziyelinde ka- İzmir'den — yapı- yapur deniz için temi nbul | müdürlüğüne vermiş ve bu müdür: lak de niz navlan ücretleri şimdikine na- | rrctle vazifesini — İs tical vaplır temin elmiştir. Yal zaran yüksek olacaktır. Bu İktisad Veküâleti, İzmir ihracatçıla- Tinın vapur ihtiyaçlarını temin et- mişlir. n arasındaki ihtilâfların ar'ların dileklerine göre halledileceğini yazıyorlar. 1928 'de Türkiye - Bülgaris- tan arasında imza edilmiş olan ebedi dostluk ve ademi teca- vüz muahedesi de bugünlerde uzatılmıştır. Yeni misaklarla Balkan'larda tam bir -sulh ve müsalemet havası esmeğe baş- | | | | deyletlerin Sayla $ Hi İngiliz-İtalyan anlaşması -Başı 3üncü sahifede- hu üzerine müsbet nüfuzu bü- Yük olacaktır. İtalyan gazeteleri, Almanya- ktalya uzlaşmasının bu yeni İngiliz İtalyan uzlaşması ile daha kuvvetlendiği kanaatin. dedirler. İtalya mihveri Berlin » Roma olduğu aşikâr- dir. İtalya şim leti bu siyasetinin siyasete 3 (A.A) — Giornale Vizginio Gayıla di- İngliz-İtalyan itilâfin n baş- deli vardır. Sulh, münasebatının ve İltal: yan-İngiliz mahil tesanüdüyün ve Akdeniz'deki diğer menafiine — riayet - herşeyden evel mevzuubahs olan şey Akdeniz'deki İngil- tere ile İtalya'nın şimdiki va- ziyetlerile bu denizdeki bey- nelmilel vaziyetlerin dokunul- ması caiz olmıyan mahiyeti- marsin etmektedir. İtilâliname bir ittifakname olmadığı gibi hiçbir' devlet “aleyhihe'de 'mfi teyeccih değildir. İttifakname İtilâfname Akdeniz'e aid bir tahkimname olmak daiyesinde de değildir. İtilâfname İngilte- re'nin Akdeniz'in Büyük Bri- tanya imparatorluğu için bir transit yolu olmasına mütcal- lik olan kaygularını teskin et- mekte Ve İtalya imparatorlu- ğünün - vasfiyetlerini tanımak- tadır. Nihayet M. Gayda bu itilâ- fin İtalyan-Alman teşriki me- saisini kat'iyen ihlâl etmemek- te olduğunu beyan eylemek- * tedir. Diğer - gazetelerde İtalyan: Alman münasebatının bu itilâf yüzünden” müteessir olmıyaca: ğını yazmaktadır. Lavora Fasciasta diyor ki: İtalyan - Alman münasebatı zaafa düşmemiş olmakla kal- mamış - belki İtalya ile İngil- tere arasında normal münase- betlerin teesstisü Alman'ltal- yan münasebatını daha ziyade takviye etmiştir. Burnava'da bir mahalle Susuz ve ışıksız kalmış.. Burnava'daki karilerimizden aldığımız mektuplarda, bundan dört beş sene evel vukua gelen seylâb felâketinde evleri yıkılanların kurdukları 70 ha- nelik Kâzımdirik mehallesinde ne elektrik, ne su vardır. Hat- tâ buraya Belediye tanzifat memurları bile uğramamakta imiş. Burnava Belediyesinin nazarı dikkatini celbederiz. * — O) Üzüm satışları Çu. Alıcı K. S. 164 Ü. kurumu 13 50 90 İnhisar ida. 12 25 73 Beşikçi z. bi 15875 63,5:Â. R. üzüm. 12 50 ST D. Arditi 14 48 M.j. Taran, 15 30 Vitel dkeş YT M. Arditi 15375 542,5 384967 385509,5 Zahire satışları Çu. Ginsi K. S K6 2520 Buğday — 625 725 — | 135 Arpa 475 475 ıslahı 15375