26 /11/1936 ” ) Nai -21- Fırtına Ali Büyük Korsan Romani Yazan: M. L kineklüniz 2 han, Faik Şemseddin Sana bir tokat atarsam denizde alırsın soluğu! Zeliha neredeydi, nerelere götürülebilirdi, ona ne yapıla- bilirdi, bunu kimse kat'iyetle tahmin edemiyordu. -Fırtına Ali, işte böyle meçhul şartlar | içinde adadan uzaklaşmıştı. Şimdi adada herkes asabi- yet içindeydi. Her gelen, ge- çen gemiden malümat isteni- yordu. Kale muhafızı, karakol vazifelerini iyiden iyiye sıkış- tırmıştı. Ali gitti gideli haber gel. memişti. Osman reis kararını vermişti: © da enginlere açılacak ve kızını kaçıran Yunan'lı kurdu, tırnaklarile gebırtecekti. Gemisini derhal kalafata çek- tirmişti. Bir gündü. Yaşlıca bir de- nizci iskele kahvehanesinin pi- kesinde —oturmuş, gözlerini uzaklara dikmiş, nargilesini ağır ağır çekiştiriyordu. Osman reisin gemisinin kalafatı da biraz ileride yapılıyordu. Bu adam, Osman reisin gençlik ve korsanlık arkadaşlarından Davud reisti: Pembe yüzlü, sarışın, kırpma sakallı, hâlâ taravetini ve gü- zelliğini muhafaza eden bir adam.. Bu aralık, genç bir denizci — koşa koşa geldi ve Davud rei- sin kulağına eğildi: — Davud reis, mühim bir haber vereceğim. — Ne haberi? — Yabancı bir korsan gör- düm liman yanında! — Olabilir. Başımıza gelen felâketten sonra herkesi, düş- man gözile görüyoruz, herkesiğ yabancı farzediyoruz. Sen dex paşanın gemisine yazılmadan« korsan değil miydin? — Canım, ağa, onları bırak şimdi. Bu herif, bana kalırsa igâvurun biri! e Dıv_ugi_ıeiı. markucu dudak- larından çekti, kaşlarım çatarak delikanlıya baktı: — Gâvur mu dedin? — Bence öylel.. Hem de izbandut gibi birşey, Bir gözü de şaşı keratanın.. Reis biraz düşündü, sonra başını salladı: — Yanlışsın Mehmet, böyle birşey olamaz. Böyle bir hâ- diseden sonra, bizim adaya. hem de yarı haydut bir korsan gelemez. Olsa olsa belki ta- nıdık, dost - biridir. — Hayır reis, aldanmıyo- | rum. Bu herif hem gâvur, hem ANADOLU Günlük siyasal gazete Sahip ve başyazganı Haydar Rüşdü ÖKTEM Umumi neşriyat ve yazı işleri müdürü: Hamdi Nüzhet Çançar İdarchanesi: İzmir İkimdi Beyler sokuğu C Halk partisi binası- içinde Telgraf: İzmir — ANADOLU Telefon: 2776 « Posta kutusu 405 ABONE ŞERAİTİ Yıllığı 1200, altı aylığı 700, üç aylığı 500 kuruştur Yahancı memleketler için senelik abone ücreti 27 liradır Her yerde 5— kuruştür üü sünü geçmiş nüshalar 25 kuruştur! ANADOLU MATBAASINDA BASILMIŞTIR korsanın biri.. Hem de ters suratlı birşey.. Sândalını büz- larken yanına kadar yaklaştiği. Beni göz ucu ile öyle bir süzdü ki.. — Ulan çocuk, —midemi bozuyorsun.. — Orasını - bilmem. Ben hem kendisini gördüm, hem de sandalını. İçime — doğan şeyi de söyledim. Bu herif gâvur haydutlardan biri. Kim: bilir ne maksâtla gelmiş.. Davud reis - düşünceli şünceli mırildândı: — Bu herif niçin gelebilir? Kilisesindeki mumu yakmak için üteş istemeğe gelecek değil yal. — Kimbilir, belki de kor- sanlar, Zeliha'yı Osman reise satmak istiyorlar da onu gön- derdiler. Bilmem gene amma! Davud reis, haber vermek benden, ötesini düşünmek te senden. Sen benim ağamsın, geldim, haber verdim.. Bana gelince; — E, sana gelince ne ola- cak?. — Ben bu herifi gebertmeği düşünüyorum. — Anlamadım! Delikanlı kuşağındaki sedef saplı bir kuburu gösterdi: — Bu bana Ali'nin hedi- yesi.. İlk kurşunu, bir gâvurun kafasına sıkacağım. Şimdi o, elbette bu tarafa doğru çukb gelecektir! Pusuya yatıb hak- kından geleceğim. Davud reis, delikanlıya ters ters baktı: p Sana bir tokat atarım;$ denizde alırsın soluğu. Âlka- zık herif, mademki öldürecek- sin, nc—:._ı_iiy_eî_gğir—şa_ı_ı—ıî_lı—ıl'ı;r verirsin.. Ve mademki haber verdin, neden bırakmazsın, ni- çin geldiğini, kimin nesi oldu- gunu anlıyalım da ona göre davranalım.. — Doğru reis! — Doğruya, doğruyal Ku- buru tecrübe etmek istiyorsan, Ali'nin gemisine yazıl, kıs- metine ne çÇıkarsa yap!. Düş- man korsan, yapayalnız, böyle şehrin limanına kadar gelib de serbestçe giremez. Herhalde bir işi vardır, birisini göre- cektir. Belki de, dediğin gibi, ağanın kızı iç'n, fakat başka maksatla gelmiştir. Sen de kalkmış, herifi kaz gibi gebert- mek istiyorsun, Davud reis yaradana sığın- dı, delikanlıya bir tokat attı: — Hem de pusu kurarak.. Yani, merdce karşısına diki- lerek değil.. Delikanlı tokatı yiyince sen- dü. deledi, fakat sesini çıkarmadı. | Bu, büyüklerin bir dersi idi. İtiraz edilemezdi. Tam bu sı- rada ilerideki köşeden biri göründü. Delikanlı onu gö- rünce hemen Davud reisin bileğinden tuttu ve hafifçe seslendi: — İşlc reis, işte.. — Şu dev gibi şey mi? — Tâ kendisi, tâ kendisi!. Yaklaşınca göreceksin, herifin bir gözü şaşı! Filhakika bu gelen, Pana yot reisin gemisinden Lir ge ce denizlere atılan şaşı Pan- H iB Bösabı. “Eski günler Karşıyaka'dan sabahları saat sekizbuçukta hareket eden va- pur, bir nevi ekâbir. vapuru- dür, Rüesa, memurin ve pat- ronlar ekseriyâ bu vapurla inerler. İçeride daima gruplar teşkil etmek itiyadındadırlar. Kendileriht göre, kendi meş- reb Ve zevklerince bir mevzu yakalar, Pasaport veya Konak iskelesine kadar o mevzuun altından girer, üstünden çı- karlar. Dün ben de bu vapurun üst katında oturuyordum. Kar- şıyaka'dan hareketle beraber sigaralar tellendi. Bazıları ga: zetelerini açtılar ve sekiz çilt göz, bu gazetelere dikildi. Ba- zıları da lâf kutusunu açtılar, tekerlemeğe başladılar. Duman doldukça doldu, ka- lınlaştıkça kalınlaştı. Gözleri- min yanıb kızardığını hissedi- yordum. İnsanları, mavi bir perde arkasında kalmış silik portreler gibi görüyordum. Bir dostuma; — Ramazanı duman içinde boğduk, duman gidiyor biçare Ramazan! Dedim, güldü. Hakikaten Ramazan bu kapısındân girse muhakkak boğulurdu. Arkada- şim bana; — Vaktile “Dedi- burada bir defterdar vardı. Adı Kadri Beydi. Bilâhara Trabzon'a vali gitti, orada öldü. Kadri Bey İzmir'de iken bir öralık vali vekâletinde bulundu. Ramazan yaklaşırken arabalarla hayıt değneği kestirdi. Bunları dai- ma' yaş ve taze dursunlar diye hükümetin avlısındaki havuza attırırdı. Aleaen oruç bozan ve kendisine, bu yaş değnek- lerle kırk tane sopa atılırdı. Arkadaşım bana bunları söy: lerken ben de şöyle düşün- düm: Eski -günlerde olaydık ve kos-koca bir vapur yolcularını nakzisiyamdan dolayı yakala- yıb havuz başına çekselerdi, acaba havuzdaki değnekler kâfi gelir miydi. Ve bu kış gününde kaba etlerimize inen yaş değneğin sızısile Aatacağımız müşterek naralar neye benzerdi? Çimdik Sigorta Yüzde 50 den 75 e çıkarılıyor.. Yangın ve nakliyat branş- larında esas sigorta mikdarı- nın yüzde 5SO0 si nisbetinde mevcud mükerrer sigorta in- hisarının, evvelce tesis edil.- miş olan inhisarın bitme müd- deti olan 19 Temmuz 1944 tarihine kadar muteber olmak üzere 1 birinci Kânun 1937 tarihinden — başlamak üzere | yüzde 75 e iblâğı vekiller he yetince kabul edilmiş ve bu karar şehrimizdeki alâkadar- lara gelmiştir. TECcmn ! na bakarak yürüyordu. Fakat sakin görünüyordu. Fena mak- | satla karaya çıkmış bir insan ! tavrı taşımıyordu. | Davud reis gözlerinin ara- lığından onu süzdü; — Eğer buadam da bizim kız için gelmiyorsa bana ne derlerse desinler! Diye düşündü. — anı | ANADOLU Romanya —— Hariciye nazırı Varşova'da Varşova, 25 (Radyo) Romanya hariciye bakanı M. Antonesko ve kalemi mahsus müdürü ve General Atanaskö Karkovi'den yarın buraya ge- lecektir. M. ÂAntönesko ilk olarak M. Bek'le mareşal Riç Smiğli tarafından kabul edilecektir. M. Antonesko Cumhur reisi | M. Musiski ve başvekil Ge- | neral Slaposki de kabul ede- | cektir. Bükreş, 25 (Radyo) — M. | Antonesko, — Varşova'ya — gi- derken demiştir ki: — Romanya milletinin Ro- manya tamamiyeti mülkiyesi atzu ve haklarının - tercümanı olacâğını. Varşova 25 (A.A) — Ro- manya dış işleri bakanı B. | Antenesko'nun Varşova'yı zi- yareti münasebetile Polonya matbuatı, Romen - Polonya dostluk ve ittifakından mem- nuniyetle bahseden — yazılar neşre(meklîi_ir.__ Aydın'da C. H. P. kongreleri Koçarlı, 23 (Hususi) — Ka- munumuz parti kongresi dün İlbayımız Özdemer Gündayın huzurile toplandı. Kongrede İlyönkurul üyesinden — Etem Mendres'te vardı. Kamun yönkurulunun çalış- ma raporu, hesapları ve diğer yıl büdçesi konuşularak kabul edildikten sonra ocaklardan gelen dilekler okundu. Bunla- rın hepsi üzerinde İlbayımız | konuşmalar yaptı. Kamunbay ! Osman'da izahatta bulundu. | Yapılan seçimde yeni idare heyetine Mehmed Yunus, Meh: med Hakkı, Mehmed Çoban oğlu, Ahmed Konya'lı ve Ha- san İdikut, İlçe köngrelerine gidecek delegeliklere de: Necmiye Günday. Tahire Etem, Saylavımız Adnan Mend- res, Mehmed Yunus, Mehmed Çaban oğlu, Hasan Edukut, ! Mustafa Cihanoğlu, —Hasan Konyalı seçildiler. Kamun yönkurulu toplana- rak Başkanlığa Mehmed Yu- nus'u, sekreterliğe de Mehmed Hakkı'yı seçmiştir. Gerek Mehmed Yunus ve gerekse arkadaşları yıllardır bu işi idaren, kendilerini ka- munun 40 küsur köyüne sev- dirmiş arkadaşlarımızdır. * .. Saylavımız Adnan Mendres dünkü trenle Aydın'a gel- miştir. Bir kurs Aydın Halkevi kurslar şu- besi Orta okul Alman'ca öğ- retmeni Selâhiddin'in idare- sinde Almanca yabancı dil kursu açmıştır. Kursa birçok doktor ve — öğretmenlerimiz devam etmektedir. Varşova'da Yahudi ve Nasyonalist ta- lebe arasında hâdiseler Varşova, 25 (Radyo)— Ma- kine inşaat mektebinde Yahu- di'lerle Nasyonalist — talebe arasında kanlı kavgalar olmuş, birkaç talebe yaralanmıştır. Tayyare bulundu Kahire, 25 (Radyo) — Kay- bolduğu bildirilen Kahire - Bağdat hattında işliyen posta tayyaresi, Sina yarımadasında Kapna'da bulunmuştur. Yol- mürettebi vi Nobel Mükâfatı (Adeseme çarpa O ——t .9 - a— Mahküm bir Komüniste verilmiş.. Berlin, 25 (A:A) — Resmi bir tebliğ, Nobel mükâfatının bir haine — verilmesinin yeni Almanya'ya karşı muhakkira- ne bir tahrik teşkil etmekte olduğunu beyan etmektedir. Buna karşı pek yakında açık ve kat'i bir cevab — vermek icabedecektir. Bu tebliğde M. Odsietzky'- nin cumburiyet devrinde hiya- neti vataniye cürmile 16 ay hapse mahküm edilmiş oldu- ğunu hatırlatmaktadır. Ken- disi 1932 Mayısında hapse atılmış ve Mareşal Hindenburg mahkümun af istidasim red- detmiş idi. İngiliz kabinesi Rus Alman vaziye- tini tetkik etti.. Londra, 25 (A.A) — İngiliz kabinesi günün mes'elelerini tetkik etmek için bu sabah toplanmıştır. Prens Associatio'nun kana- a'ine göre kabine Almanya ile Sovyet Rusya arasında git gide gerginleşen - vaziyeti de tetkik etmiştir. Blâkün İspanya harekâtını bu komünist hazırlamış. Prag, 25 (Radyo)— Blâkün buraya gelmiştir. İspınya harekâtını bu ko- münist Şefin hazırladığı anla- şılmakta lır. (Not : Blâkün umumi harp- tan sonra Macaristan'da büyük bir komünizm hareketi yap- mıştır.| İlim ve politika arasında Oslo, 25 (Radyo) — Nobel sulh mükâlatının — Nazi'lerin dört sene hapsettikleri Nobu- yefski'ye verilmesi Almanyada menfi bir tesir yapmıştır. Nobel mükâfatı komitesi bir tebliğ neşrederek, mükâfatla- rın siyasi cereyanlardan tama- mile müstakil bir şekilde ve- rildiğini ve komitenin hiçbir tesir altında — bulunmadığını bildirmiştir. Paris'te yeni Grevler başlıyacak. Paris, 25 ( Radyo ) — Pa- ris'te yeni ve mühim grevler hazırlandığı — söylenmektedir. Bu grevlerin umumi hayat üze- rindeki tesiri çok (eci ve ağır olacaktır. Ruzvelt fahri profesör Riyo dö Janeryo, 25 (Hu- susi) — Riyo dö Janeryo üni- versitesi, Amerika reisicumuru M. Ruzvelt'e fahri profesör unvanını vermiştir. M. Montehiro çekildi Lizbon, 25 (Radyo) — Ha- riciye Bakanı M. Montehiro istifasını vermiştir. M. Monte- hiro Londra'ya sefir gönderi- lecektir. Başvekil M. Alaza Hariciye Bakanlığını da derühte ede- cektir. Çin'liler Müâhim bir Yer işgal ettiler.. Pekin, 25 (A.A) — Gaze- telerin haber verdiğine göre Çin kuvvetleri Süi Yuan şi- malinde Mongollar tarafından merkez ittihaz edilen Piling- mido'yu zaptetmişlerdir. 10 Ummadık taşıbaş yarar *Kısmetinde olanın kaşı ganda çıkar!,, diye bir darbı mesel vardır. Ecdadımız. kim bilir, bu sözü kaç büyük t rübeden sonra, fakat tam bil isabetle söylemişlerdir. İşte, anlatacağımız - hâdise bu darbı meseli — bir h tasdik ve takviye etmektedir. Paris gazeteleri, bir İııgı izi genç kadının hiç ummadıl bir zamanda milyoner oldu: ğgundan bahsetmektedirler. Madam A. Kost, en büyü gü beş yaşında olmak üzerej üç çocuk validesi genç ve oldukça dilber bir kadındır. Çocuklarını sigara ve gazete satmak suretile beslemeğe ça: lışmaktadır. Son günlerde, işini - bir. genişletmek istemiş ve baz! büyük masraflarını da kapa tabilmek için zengin ve u akrabasından birisine müracaa ederek ikiyüz frank ödünç para istemiştir. Zengin olduğu kadar h olan akrabası: - — Kızım, sana yardım e! mek - isterdim, fakat ödünç para veremem, büyük yeminirm vardır. Sen namuslu ve kan bir kadınsın, tabil iane kabul etmezsin. Yalnız - seni boş ve büsbütün ümitsiz Ab! rakmak - istemiyorum. Şu pi yango biletini sana veriyo rum. Demiş ve piyango - biletini vermiş. Zavallı kadın, bu — bilet satmak istediği ve hattâ fiatine teklif ettiği halde nak de tahvil edememiş ve bi tarafa atmıştır. : Nihayet, piyango çekilmi: ve zavallı fakir kadına bi partide tam - 3,000,000 - frat pâra çıkmıştır. ç Kadıncağız şimdi zengit olmuştur. Fakat tuhaf bir va ziyet te meydana çıkmıştır Uzaktan ve hasis akrabası genç kadına şöyle bir habe göndermiş: — Bu parada benim d hakkım vardır; işi sulhen tes viye etmek Jlâzımdır. Ban zevce olursun, iş biterl F. B. Kudüs'te Yahudi'lerin aldık ları arazi Londra, 25 (Radyo) — Ku düs'ten — bildirildiğine "göre âlt tahkik komitesi çalışmalı rına devam etmektedir. Öğre nildiğine göre, 920 senesir denberi Yahudiler Filistin'd 8 milyon İngiliz lirası kıymı tinde 18 bin hektar arazi a mışlardır. Bu arazi sahiplı rinden 7 de birinin ziraatl meşgul olduğu da tesbit edi miştir. | Balıkçılık kongresine gide- cek murahhaslar.. Bir Kânunuevvelde Ankarı da toplanacak olan balıkçılı kongresine, İzmir namına; İzm Balıkçılar cemiyeti fahri rei: saylavımız. Hamdi Ak-oy'l Balıkçılar cemiyeti eski umun kâtibi İsmail ve Ali reisl balıkçı Salih reis iştirak edı ceklerdir. Ali ve Salih reisle Cumartesi günü Ankara'ya g deceklerdir.