— Kız lisesi nerede? 7_ ve sordum; — Kimi “arayacaksınız orada? — kardı, burnunu sildi. Kız lisesi önünde ğ Kız lleesinden geçmiştim, Karşıma, etrafına bir kadın bakıman çıktı, Beneş Diye sorda. Gösterdim. İzmir'li değildi muhakkak! Hattâ büyükçe / Şkaza merkezlerinden de dıgildı. Bir köylüye benziyordu. Merak ettim Koltuğunun altında bir bohçası vardı. Koynundaş bir mendil çı- — Kızımı -dedi- kızımı bu İiseye vermiştim de, göreyim, diye gel- dim, Biraz birşeylerde getirdim. Babası yok yavracuğumun.. Bana gelin. ee, buraya taşımp duracağım. Tek çocuğum okusun, bana Bağdad bile — yakın gelir., Gün gelirde kızımın okuyup yetiştiğini görürsem!.. Fünce, o bözbütün şefkat kevildi. Diye ilâve etti. )lıli.idııHMıkh—diı. Altın ne zaman - olsa kıymettir. —— Holivut'da Ruber Kumring — isminde — fakir bir delikanlı — vardır. Büu delikanlı bazı kü- çük işlerle maişetini temine çalışmaktadır. Babasından ken- disine altın izleri bulunan bir miras kalmışsa da, — burada altın az olduğu için maden şirketleri — tarafından hiç rağ- bet görmemekte idi. Fakat, bir mühendisin ver- A_Şı !.PS üzerine bir Ame- rika maden şirketi bu deli- kanlıya bir milyon sekiz yüz bin dolar bir para vermiş ve bu sahada altın toplamak im- tiyazını almıştır. Bir Papas'ın iki rekoru L Sporda tekor olur da, baş- ka şeylerde neden olmaz! — Rekordmanolmak için mut- laka sportmen mi olmak lâ- zım! İşte, Avustural'yada Yua- kim Surberi isminde bir pa- pas iki rekor — birden tesis etmiştir. Okuma ve yürüme rekorlanı! Bu papas, İncil'i evet yedi bin yüzelli... defa okuduğunu iddia etmektedir. Şimdiye kadar da tam 75000 İngiliz mili, yıııl 225000 ki- lometre yol yürümüş imiş! Ve... Muhterem papas, İn- cil'i okumakta ve yol yürü- mekte de hâlâ devam edi- yormuş! Zavallı muharririn başına neler geldi! Evelki sene nobel edebiyat mükâfatı İvan Bunuin isminde bir Rus kazanmıştı. Bu Rus, Bolşevik değildir; Çarlık ta- ralftarı ve muhacir Rus'lardan- dır. Bunin geçen gün Yantav yolu ile İsviçre'ye geçerken, A'man zabıtası tarafından tev- kif edilmiş ve çok fena mua- melelere maruz - kalmıştır. Bu tevkifin sebebi, maruf edibin Bolşevik -sanılmasıdır. Bu zannı da Hitler zabıtasına veren, muharririn - bavulunda Leon Tolstoy'un meşhur eser- lerinden birisinin bulunması- dır. Muharrir, hüviyetini pek güçlükle ve fazla tahkir gör- dükten sonra isbat etmiş ve bir daha Alman topraklarına ayak basmıya tövbe ederek ; Devam edemedi, hıçkırdı. Bu ananın, bu tarih içinden uyamb gelen “gözü yaşlı Türk anasının karşınuda benim de gözüm yaşardı. Bunu gö- — Biz, kör gibi geldik, geçiyoruz. işte! Bon fazla birşey söylemiyeceğim. Bundan ne anladıme? Şuurunur- bunu bulunuz ve kendi kendinizle Saime Sâdi ler ve zihniyetlerledir ki yı- kılmak tehlikesine maruzdur. Altın Mermi Amerika'da herifin birisi hiç kimsenin yapmadığı bir işi yapmış ve sevgilisini öl- dürmüş! Bunu yapmayan iradesi bo- zuk insan yok! Diyeceksiniz.. Fakat bizi dinlerseniz haksız çıkarsınız! Bu adam, genç ve güzel- miş. Yaşlı bir Amerika'lı ka- din bu adama âşık olmuş; ilânı aşketmiş! Senelerce bir- likte yaşamışlar. Fakat kadın- cağızın yaşı arttıkça — parası aza'mış. Delikanlı da bu kadın- dan kurtulmak çarelerini bir türlü bulamamış. Nihayet ka- dının son| dolarlarile — kendi tabancasına göre ve... Altın- dan bir mermi yaptırmış; bu mermi ile 65 lik ve artık pa- rasız sevgilisini öldürmüş! Bilmeyiz amma, şükran bor- cu ÂAmerikan usulünce belki böyle ödenir!.. Sinema seansları Japonya'da sinema seansları ne kadar sürer bilir misiniz? Tam altı saat!. Seanslar, saat bir buçukta başlar, hiç aralık vermeden tam yedi buçuğa kadar ve dram arkasından komik, ko- mikten sonra da reklâm, bun- dan sonra aktualite ve sairede devam eder durur. Sinema müdürleri, son bir içtimada bukadar uzun scan- sın can sıkabileceğini düşün- müşler ve bundan böyle an- yeak üç saatlık seanslar terti- bine karar vermişlerdir. Eyyüb sabrı derler ya.. Bizce Japon sabrı demek - daha iyi olacak! k Bugün doğan çocuklar.. İ3I111936 Bogün güneş, zuhal ile bir leşerek birkaç gündenberi devam Bugün — ittihaz edilecek tedbirlerin kısmı azamı iyi neticeler verecektir. Bugün doğacak çocuklar ce- sar olacaklardır. İşlerinde de ek- seriyetle muvaf fakıyet —elde ede- ceklerdir. Yalmın bugün doğacak iklardır. — Bir otobüs kazası daha! —— ...- n Bir amele ağır suret. te yaralandı. Dün sabah saat 9 da Kara-” taş tramvay caddesinde bir otobüs kazası olmuş, bu yüz- den tramvay seferleri yarım saat kadar teehhüre uğramış- tır. Kaza, şoför Mehmed Ali- nin idaresindeki 419 numaralı etobüsün kaldırım amelesinden 34 yaşında Osman'a çarpma- sile olmuştur. Osman çenesin- den ağır surette yaralanmış ve hastaneye — kaldırılmıştır. Kazanın, şoförün dikkatsizliği yüzünden olduğu anlaşılmıştır. Tahkikatı müddeiumumi mua- vini Cevad yapmaktadır. Oto- büs makinesi mühendislere muayene — ettirilmiş, raporu alınmıştır. Makinede hiçbir sa- katlık görülmemiştir. Amele Osman, tamir için yaya kaldırımından bir miktar taş alarak kucağında taşlar olduğu halde yolun karşı ta- rafına geçiyordu. O sırada Güzelyalı'dan yolcu dolu ola- rak Konak'a gelmekte olan otobüsle karşılaşmıştır. Oto- büs ansızın bir tramvay arka- sından çıkmıştır. Osman, geri çekilmek istemiş, şoför Meh- med Ali otobüsü sola almış, Osman bu defa tekrar ileri kaçmış, bu hareketten şaşıran şoför, otobüsü durdurmadan gene manevra yaptırarak yan- lışlıkla sağa almış ve ameleye çarpmıştır. Şoför, tevkif olun- muştur. Kaza yerine sabahle- yin birçok halk toplanmıştı. Ahırlar Şehir dışına kaldırılacak Belediye reisliğince verilen bir emir üzerine şehrin ana caddelerinde bulunan ahırlar, şehir dışına nakledilecekler- dir. Bu caddelerdeki ahır sa- biplerine bunun için iki ay mühlet verilmiştir. Ana caddelerden gayri yer- lerde ahırlar için de beledi- yenin göstereceği talimat ay- nen tatbik edilecektir. Türkiye-Japonya Ticaret anlaşması.. 4/11/936 Tarihinde feshe- dilmesi, karşı tarafa ihbar edi- len Türkiye - Japonya ticaret anlaşmasının. 2 Kânunusani 1937 tarihinde mer'iyetten ç- kıcığı İktıisad vekâletince şeh- ıı Türkolisine bıldırılmışl' Bılar Mızrak gaze- teyi de yırtar Bu gazeteciliğin, bilhassa bazı meslektaşlar elinde, ne tuhaf cilveleri vardır. Dün bizim gazete ile Yeni Asır refikimizi tetki': eder- ken bizde şöyle bir haber gördüm. — Yugoslavya kral naibi Prens Pol, İngiltere kralı sekizinci Edvard tarafından kabul edilecek ve Akdeniz mes'elesi konuşulacak! Refikimiz Yeni Asır'a bakıyor, hayret ediyorum: — Kabul vâki clmuş, mes'ele konuşulmuş. Yazı birinci .ıdlu/ode bilmem ANADOLU VEHİRHABERLERİ (* Tire'de kaplan yaylasın- da bir cinayet Kestane çalmağa giden üç kişi- den biri kardeşini öldürdü Tire kazasının Kaplan yayla: sında bir cinayet olmuştur. Yay- lada tabanca kurşunu ile öldürülmüş bir cesed bulunmuştur. Yapılan tahkikatta cesedin, C: Ali'ye aid olduğu anlaşılmış v Tahkikata göre Ali, ağabeysi birlikte kestane çalmak üzere fik, bir mes'eleden kızdığı kardeşi ederek onu öldürmüştür. Katil etmiştir. Muhacirler ambazlı köyünden Şakir oğlu € cinayetin sebebi araştırılmıştır. Tevfik ve amucası oğlu Hasan'la yaylaya gitmişlerdir. Orada Tev- Ali'ye tabancasını ateş yakalanmış ve suçunu itiraf Tütün Manisaya gönderildi Satış 22,5 Urla tahaffuzhanesinde bu- lunan Bulgaristan'lı muhacir- lerden 250 aile, Manisa'da iskân edilmek üzere dün Ma- nisa'ya gönderilmişlerdir. Ma- nisa vilayeti, bu muhacirlerin iskânı için lâ m gelen hazır- lıkları yapmıştır. Manisa'ya sevkedilen muhacirler için is- kân müdürü Tahsin, dün Urla tahaffüzhanesine gitmiştir. İzmir - Urla yolunda bir kaza. Köprüden aşağı uçan otomobildeki üç kişi yaralandılar. Urla —İzmir yolunda bir otomobil kazası olmuş ve bir otomobil Narlıdere köyü civa- rında bir köprüden aşağı uç- muştur. Kaza, şoför İhsan'ın idaresinde Urla'dan İzmir'e gelmekte olan Seydiköy bele- diyesine kayıtlı 65 numaralı hususi otomobilin, şoför tara- fından iyi idare edilmemesi yüzünden olmuştur. Köprüden aşağı uçan oto- mobilde gümrük sübaylarından teğmen Bekir ve asteğmen Mustafa vardır. Şoför İhsan- da birlikte olmak üzere oto- mobil yolcuları yaralanmıştır, kazanın sebebi hakkında tah- kikat yapılmaktadır. Hasan sarhoşlukla bir uçurumdan düşerek yaralanmış Menemen kazasının Ulucak köyünde oturan Hasan adında biri, gece Karşıyaka'dan Ulu- cak'a dönerken - yüksek bir yerden düşmüş ve vücudunun muhtelif yerlerinden ağır su- rette yaralanmıştır. Yaralı İz- mır m leket hastanesine ge- ile servislerini takibe başlıyalı beri, bizim Anadolu Ajan- sının takkesi düşüp keli göründü ve her haberin bizim gazetelere ancak dört günde ulaşabildiği anlaşıl- di amma, manlık ve ihti- mal oyunları ile, olmamış birşeyi olmuş gibi göster- mek te nereden çıktı, bunu kavrayamadım. Anlaşılan refikimiz — haberi alınca şöyle bir indi mülâhazaya saplanmıştır: Londraya giden Prens Pol'dür. İlyııı!len kralı da, geçenlerde Yugoslavyayı zi yaret ettiğine göre, mutlaka Prens Pol'ü kabul edece tir. Bittabi aralarında bir- şey konuşulacaktır. İngil- tere, Yugoslavya arasında bilhassa neler konuşula- haber — milyon kilo! 'Tütün piyasası, çok hararetli satışlarla devam etmektedir. Türkofise gelen haberlere gö- re şimdiye kadar satılan tütün miktarı 22,5 milyon kiloyu geçmiştir. Henüz satılmamış olan altı milyon kilo tütünün de pek kısa bir zamanda tamamen satılacağı alâkadarlarca — söy- lenmektedir. Otobüsler Kültür- parka uğrıyacaklar Doktor Mustafabey cadde- sinde yapılmakta — olan kana- lizasyon inşaatı ikmal edil- miştir. İnşaat — münasebetile otobüslerden yalnız - birkaçı, Alsancak seferlerinde Kültür- parka uğramıya mecbur tutu- luyordu. Bundan sonra kor- dona işleyen bütün otobüsler Alsancak'a gelip-giderken Kül- türparka uğrıyacaklardır. Bu seferlere bugünden itibaren başlanacaktır. Hava kuvvetlerine yardım vergisi 2882 numaralı hava kuvvet- lerine yardım vergisi kanunu- nun istisnalara aid ikinci mad- desinin A fıkrasının tatbikin- de bazı yerlerde tereddüde düşüldüğü ve kilometre veya deniz mili hesabile verilen harcirahların vergiye tabi tu- tulduğu anlaşılmıştır. Ma'iye Vekâletinden vilâyete gelen bir emirde kilometre veya de- niz mili hesabile verilen har- cirahlarm hava kuvvetlerine yudım vcrgısınc tabi olmadığı Ve mademki vazıyıt bu- dur, neden kabul etmiştir, demiyeyim de kabul edecek diyeyim. Neden görüşül- müştür, demiyeyim de gö- rüşülecektir. diyeyim! -Ver şu kalemi, yaz bakalım müstakbel hikâyeyi! Refikimizin düşüncesi, hesabı doğrudur amma, bazen mızrak çuvala sığ- miyor. - Nitekim, — bütün bunlar ölçülüp biçilirken, refikimiz, İngiltere kralı- nın Londrada bulunmadığı- nı unutmuştur. ve, bundan malümattar değildir. Evet, kral —Londradan uzakta, donanmayı teftiş etmekte- dir. Ve binaenaleyh mızrak, çuavalı değil, gazeleyi de-, lerek öbür ucundan dışarı çıkmıştır. Dikkati elden hrabıu'dııı. 14/11/ 936 Üi A Polonya nın mevkii Polonya hariciye nazırı Kolo- nel Bek son günlerde Londra'yı ziyaret etti, Ba ziyaretin — zahiri sebebi daha hariciye nezaretine — geçmeden evel Avrupa'daki mü: bhim — merkezlerin — muhtelif mes: eleler etrafındaki düşünce tarzları: m tesbit etmek için iki sene evel — Lord (Eden) in umum meyanın: da Varşovaya'da yapmış olduğu bir ziyareti iade etmektektir. Hakikat: te ise mes'ele bu kadar sade ok masa gerektir. Kolonel (Bek)in Landra'dan ü müfarekatından sonra İagiltere bar Ö riciye nezaretinin Mmatbonta vermiğ olduğu — tebliğde —iki — hariciye nazırının sadece birbirlerine iltifat — etmekle ya işlerinden bahsettiklerini — ve — birçok noktalarda — görüşlerini bir” leştirmiş olduklarımı haber — verr — mektedir. N Polonya bir iki asır sğren bit — esaret hayatından sonra - umunml — harbı. mütecakib —yeniden dünyü hayatına doğmuş bir devlettir. Por — honyalılar arasında ecdattan kalml” masal halinde bir itikad vardı: “Türk ordusu ne vakit hayvan” Tarımı Vistol nehrinde — sularsa Por lonya da ancak o vakit istiklâlint | kavuşacaktır,, — derlerdi, -filhakikâ umumi harb esnasında Türk ordü” ları Galiçya hududlarında ve Vü kenarlarında göründüler, Polonyâ da ancak bundan sonra istiklâliet kavuştu. Bu masal ve bu hâdietf hiç şüphesiz bir tesadüf'ten başkâ birşey değildir. Ancak bütün itikadları gibi bir hikmete ııu" | niddir; Rusya'nın çarlık siy: deram — ettiği müddetçe Polonyt ile Türkiye'nin hayati menfaatlaf? arasındaki dam iştiraki gösterifi | Zaman oldu Osmanlı imparatorluğ? sırf Polonya'nın istiklâlini kurm! için Rusya ile çok kanlı bir bile göze aldırmaktan çekinmedi. Rusya'da son bolşevik ıhülj . olduktan ve bolşevik — Rusya'at dünya siyaseti hakkındaki görüşlef çarlığın tam ziddı olduğu asi dıktan sonra - Türkiye ile R arasında tam ve lekesiz bir dot Tak tesis etti. Polonya'ya gel bu hükümet nedense bolşevik yaya karşı bâlâ bir itimadaı meşbudur. Senelerdenberi len mesaiyo ve hatiâ iki hükümt arasında akdedilen bir de doniüf müahedesine rağmen sırf bu YÜK den Avrapa'nın şarkında hâlâ bir vaziyet tesis edememiştir. Polonya deyip de .qınıy Otuz beş milyonluk bir nüfasâ çok kuvvetli bir orduya malik n” bu hükümet —Avrupa'nın çarl en esaslı bir müvazene unııuf dan biri olmuya namzeddir. ya bir aralık talihini — ta Fransa'ya — baplamıştı. " Kenditif gelecek ilk tehlikenin Alman'lkf | arasında münazaalı olan D koridorundan — geleceğine (l için bu hareketten daha tabil şey olamazdı. Fakat Mareşal #sudeskinin enerjik idaresi kendilerini topladıktan, ordu kuvvetlendirdikten, — teşkilât | tamamladıktan sonra Polonya't?? | haklı bir itimadı nefs j *as muayyen - bir için ridor hikâyesinin — mevzuubabi mıyacağı - hakkında M 4 teminat aldıktan soora bu ititf' | nefe büsbütün arttı; dünya Vi ı', tini başka bir gözle görmiye, T5 ya siyasetinde - Polonya'nan dA nayacak esaslı bir rolü oldUĞÜğ| ileri sürmiye başladılar. Dabp # g) çası Polonya bir büyük devlet #j dünyanın talikini — tesbit lerine kendisi de karışmak İ Bu iddia ve taleb o zamana * /| Polonya'yı sadece kendi. ai | tabit bir. kuyruğu gibi M miye alışmış olan Fransiz'lef y) değilse biraz garib göründü. /9 geçenlere kadar Fransa ile P İ urasında devam — etmiş olat luğun hemen hemen yegint bu olmuştur. Bareket versin Hitler'in * diğine illlılınıuyı b ilk ağızda gayri askeri Roen ıııı_lwıl :dhııd / Franf vakit öldürmediklerini, — hazır karşılaşmışken biraz da dün? —