OA & A LA ordü AMi 13 711/ 936 -12- Zeliha sandalda doğrulmuş- tu. O da Ali'ye işaret veri- yordu. Bu, hayatın en anlaşıl- Maz, en heyecanlı, en zevkli ve en unutulmaz dakikasıydı. Ohna karşı olan aşkında, derin bir hayranlık ta vardı. Böyle bir genç bir deniz kah- Famanının nişanlısı olmak, ona kalbine zor sığan bir gurur da veriyordu. Onu şimdi gözlerinden bile İlııhnmıştı: — Tanrım nazardan — sak- lasın! Diye mırıldanıyordu. Ağlı- Yordu. Sevincinden, saadetin- den hıçkıriyordu. Rüzgâr Ah- Med de başımı ötelere çevir: Miş, hülyalı hülyalı gülüyor Ve bu iki kalp arasındaki sa- âdetten, kendisine manevi bir Zevk hissesi ayırıyordu. Zeliha kendisini ansızın ge- Mide, onun kolları arasında ldu : — Zelihal. — Alim! — Çok ıztırap çektin ga- ba yavrum, — Çok Ali, hem de pek tokl, < g — Üstünde hiçbir şey yok. '$üyorsun galiba! Bunlar da islanmış. « — Islak Ali! Hem de çok '::k. Biraz üstümde kurudu li — Gel Zeliha, kamaraya Rötüreyim seni.. — Peki Ali! — Sana fenalık yaptılar mı? — Hayır, fakat kurtulm- Yaydım, fenalıkların büyüğü, :korhncu ile karşılaşacak- Fırtına Ali, merdivenleri iner- kucağındaki sevgilisini ha- Taretle sıktı : — Zeliha, benim nİ- #inlım! K Zeliha, derin bir rüb — saa- i ile gözlerini kapadı, Fır- Ali de, onun kızıl dudak- larma bir buse kondurdu. — Nasıl bir fenalık Zeliha? — Beni satmak istiyorlardı. mııiyuruln. hangi yerlerde Rtnç . kızları esir diye satar- harmış. - Fırtına Ali, küfretmemek kendini zor tuttu: — Namussuzlar, — alçaklar! Sana bunları kim söyledi! kîııl Hem bir tayfa, hem de — Kimin kızı? —Korsan reisin kız) Mariya? — İşitmiştim adını! Zeliha sap-sarı oldu : Aİ'IT Çok güzel bir kız o Sahip ve başyazgamı Haydar Rüşdü ÖKTEM Umumi mneşriyat ve yazı işleri Bidürü: Hamdi Nüzhet Çançar İkinci Beyler sokağı Halk pınhınîı’ımn içinde v tleraf: İzmir — ANADOLU löon: 2776 -Posta kutusu 405 ABONE ŞERAİTİ İliğı 1200, altı aylığı (700, üç Yar, VDB 500 kuruştur *bancı memleketler için senölik abone ücreti 27 liradır Her yerde 5 kuruştur - Böçmiş müshalar 25 kuruştur. Fırtın İuynk Korsan Romanı Yazan: M. Ayhan, Faik emseddin — Ne çıkar bundan? Ayni zamanda şeytan habis ruhlu, müdhiş ve korkunç denecek kadar zeki imiş, diyorlar. — Evet, öyle.. — Her neyse, bizi alâkadar etmez.. Ali'nin kamarasına inmişler- di. Ali, genç kızı göğsüne doğru çekti; saçlarını, yüzünü, göğsünü kokladı ve dudakla- rını dudaklarına verdi. — Denizler dar geliyordu hıncıma Zelihal! Şu korsanı bir yakalarsam yok mu? — Grandi direğine asaca- ğım domuzu. Zeliha birşey düşünüyor gi- biydi : — Ne düşünüyorsun Zeliha? — Hiç Ait — Yok, birşey düşünüyar- sun mutlakal — Babamı, anamı düşün- düm.. Kim bilir ne haldedir- ler, ne kadar çok ağladılar? — İyi, her ikisi de iyil Yal- nız seni düşünüyorlardı. Anan çok ümidsizdi. Babanın biraz bacağı incinmiş. İlk fırsatta denize açılacağını, ölünciye ka- dar - peşini bırakmıyacağını söylüyordu. Üç gün evel yan- larındaydım. İsabet ki Midil: li'ye uğramışım. Yoksa, bütün bunlardan hiç haberim olmı- yacaktı. İlk defa anan söyledi bunları; çok dinlemedim, on- lar, epice haberler toplamış- Tardı. Hemen yola çıktım. Korsan Panayot, Yunan su- larında, — Venedik - sularında, Korsika, Sicilya, Malta civa- yında, ferman buyuran, baş kesen bir haydud olarak do- laşırmış. Fakat bu defa talih karşısına, Venedikli, Yunan değil, benim gibi bir Türk denizcisini çıkardı. Ona akla karayı, korsanlıkla denizi öğ- reteceğim ve öyle öğretece- ğim ki.. Fırtına Ali o kadar coşmuş ve hiddetlenmişti ki, açık, ge- niş göğsündeki tüyleri kaba- rıyor, kaşları çatılıyor, damar- ları geriliyor, gözleri ateş sa- çıyordu. — Benim geminin yolu kes- kindir. O, bu sulara acemidir. Onu kaçırmamak - için, hiç durmadım. Her kuytu yere bir göz attım, Sısam'a uğradım. Ve onun geçtiğini öğrendim. Nihayet, gi:şe K kırşığ karşıya geldik.. Fırtına Ali, sevgilisine baktı: — Fakat ne düşünüyorsun Zeliha, söyle, neyin var? — Hiç Ali, o kadar mes'u- dum ki; belki de şaşırdım ve sana öyle görünüyor. Halbuki, Zeliha büyük bir endişe içindeydi: Demek ki nişanlısı, Mari- ya'nın adını duymuştu. Hâttâ,? onun çok güzel ve zeki oldu- ğunu da biliyordu. O yaradı- lışta bir kızın neler yapabile- ceğini düşünüyor ve kalbi, çarpıyordu. Kaldı ki, madalyonu da elinden almıştı. Şimdi şu çar- pışmada bir vaziyet doğar, kız esir düşer veya her hangi ! bir suretle nişanlısı ile karşı- | laşırsal! | — Bir top sesi daha duyuldu: Panayot korsanın gemisi ateş ediyordu. Ali doğruldu; — Zeliha, sen rahatına bak, hiç endişe etme, ben kuman- laya geçeyim. —— İ | Habsburg'lar Hassas? |Baron Rizner Londra'ya gidecek.. ANADOLU Mes'elesi Belgrad, 12 ( Radyo ) — Pravda'nın Londra'dan istih- barına göre, Avusturya kral- cıları lideri Baron Rizner ya- kında Londra'ya gidecek ve Habsburg'ların Avusturya tah- tına getirilmesine mümaneat etmemeleri için İngiltere dev- let adamlarile konuşmalarda bulunacaktır. Baron Rizner, Roma'da M. Müussolini ile bu hususta mu- tabık kalmış ve M. Mussolini, Habsburg hanedanının tahta getirilmesini Avusturya'nın da- hili bir mes'elesi addedeceğini ve beynelmilel bir hâdise say- mıyacağını söylemiştir. Musso- lini, Oto'nun kral olmasına da muhalefet etmemeğe karar ver- miştir. Belçika'da süel ıslâhat. Belçika'da oluran yaban- cılar başka orduya ya- zılamıyacaklar mı? Brüksel, 11 (AA) — Ad- liye Nazırı M. Bovlise radyo ile neşredilen bir tebliğinde Belçika'da oturan büt hasa ,ecnebi ordulara kaydedilerek Belçik; tinin tasvib etmediği bir hare- kete iştirak eden kimselerin onbeş sene hapse kadar va- ran cezalara çarpılacağını ih- tar etmiştir. Bu ihtar İspanya harbine de müteallik lî:lun— maktadır. Brüksel, 11 (A.A) — Mec- lis Milli müdafaa komisyonu dün sücl ıslâhat — projesinin tetkikine devam etmiştir. Milli Flaman partisi meb'uslardan Staf De Klerko partisinin milli müdafaayı kuvvetlendir- ve fakat Flaman menafiini ihmal eden bir projeyi kabul edemiyeceğini söylemiştir. Müli müdafaa bakanı gene- ral Denis evvelâ Markisistle- rin askerlik müddetinin 18 aya çıkarılmasını reddeden muka- bil tekliflerini cerhetmiş ve Flaman isteklerine cevab ve- rerek gelecekte ordunun bir- liğini temin edebilmek için zabitlerin Fransız ve Alman lisanlarını öğrenmeleri lâzım geleceğini sonra Flaman alay- ları tesis ve süel mekteblerde her iki lisan için dersler ter- tip edileceğini bildirmişlir. Belçika'da mütarekenin yıldönümü, Brüksel, 12 (Radyo) Kral Leopold meçhul asker âbidesine gitmiş ve kadife- den bir yastığına en büyük askeri nişanı asmış ve bir çe- lenk bırakmıştır. Napoli, 12 (Radyo)— Tem- biyen vapurile doğu Afrika'ya 1100 amele sevkedilmiştir. Musavva limanına da bu- gün 1500 amele vâsıl olmuştur. TEARTNTREY Yugoslavya salta- nat naibi Londrada Kolonel Bek Döndü İngiliz ricalile Akdeniz , —-a sörüşmele. mes'elesini görüşecek Prens Pol, Dük De Kent'in misafiridir. rinden sonra bir res. mi tebliğ neşredildi. Londra, 12 (Radyo) — İn- Kral tarafından kabul edilmesi mühtemel | giltere hariciye nezareti; Po: Londra, 12 (Radyo) — Yu- goslavya Saltanat naibi prens Pol İve prenses Olga, düıı, akşam Viktorya istasyonuna gelmiş ve dük de Dökent tara- fından karşılanmıştır. Prens Pol, İngiltere devlet adamla- rile Akdeniz mes'elesini gö- Tüşecektir. Yugaoslavya saltanat naibinin Kral sekizinci Edvard . tara- fından kabul edilmesi muhte- meldir, Belgrad, 12 (Radyo) — Dün akşam Londra'ya muvasalât eden - prens Pol ve prenses Olga. İngiltere kral âilesile akraba olduğundan, Londra'da dük de Dökent'in misafiri ola- caklardır. Bütün Londra gaze- teleri, prensin — seyahatinden bahsetmektedirler. Deyli Telgraf gazetesi di- yor ki: “Yugoslavya saltanat naibi ve dük dejDükent'in bacanağı prens Pol, akşam Londra'ya gelmiştir. Prens ve prenses istasyonda dük de Dükent ile refikası — tarafından - istikbal edilmiştir.. Londra mahafili, Yugoslavya saltanat naibinin; Londra'da bulurnduğu müd- detçe, Britanya hükümetile Akdeniz mes'elesini görüşece- ğini ileri sürmektedir. Prens - Pol, . Yugaslayya'yı ikinci Piyer namına idare et- mekte olup 42 yaşındadır ve Oksford üniversitesini — bitir- miştir. Prens, bundan - evel Londra'da bulunmuş, son defa olarak kral beşinci Corç'un cenaze merasimi 'için Londra- ya gelmiştir.,, J. Mandel'in mühim bir nutku Fransa, Rusya'ya bir ta- arruz vukuunda harba girecek midir? mek - için mutabık olduğunış M. ]van De[bom kunu kaplıyan maması arzusunu - İngiliz cf- kara bulutlara rağmen itimadımızı muhafaza edelim, diyor Paris, 12 (Radyo)— Fransa Hariciye Nazırı M. İvon Del- boş, dün akşam Radyo ile mübim bir söylev vererek: Fransa'nın ve sulhun müda- faası için kuvvetli bulunulması lüzumunda israr etmiş ve: Ayrupa ufkunu - kaplı- yan kara bulutlara rağmen, itimadımızı muhafaza edelim! Demiştir. Jorj Mandel'in nutku Paris, 12 (Radyo) — Sabık posta ve telgraf bakanı Jorj Mandel bir nutuk - iradetmiş ve her zaman taraftarı olduğu Soövyet - Fransız misakı hak- kında: — Hitler'in Moskova aley- hine açtığı ehli salip harbı mevsimsizdir. Almanya erkâm- harbiyesinin Hollanda ve Bel- Afrika'ya amele gönderildi| çika hudutlarına müthiş kuv- vetler tahşid ettiği ve kuvvet- lerinin dörtte üçünü de Fran- sa'ya karşı gönderdiği vakit, vaziyetin ne demek olduğunu anlıyacağız.. CESETDE Öğretmenler, öğrenci babaları AHMED ETiMAN Kitap Evi Ahmet Etiman kıtap evi Kısa bir zamanda dürüstlüğü ile sayın müşterilerinin alâkalarını kazanarak (İzmir)e yaraşır Bir şekilde genişletilmiştir. Kültür Bakanlığının kitapları ile eder ve bütün müşterilerine sunar, l günderilir. mir'in yegâne Kitap ve kırtasiye deposudur. Hariçten siparişler sür' t çıkan eserleri günü gününe tabip Ahmed Etiman Kitap Evi İz- » ğ M. İvan Delboş “Bunun icin Fransız - Sov- yet misakını Almanya bir harb vesilesi addedecektir. Fakat bu misakın mevcudiyeti kadar ademi mevcudiyeli de — sulh için tehlikedir. Ortada Alman- ya'nın tehdidleri — vardır. Al- man propagandası bütün kuv- vetini bu misakı yıkmağa has- retmiştir. Almanya harba karar ver- miş bulunmaktadır. Ve böyle ,bir ihtimal üzerine Fransız'la: rın, Rus'ların kara gözleri için bir harb tehlikesine maruz kalacaklarını söylemektedirler. Bunlar, tuhaf propağandalar: dır: Çünkü Rus-Fransız misakı sulhperveranedir. Fransa, 1866 da Avusturyâ taarruzunda olduğu gibi Ab | lonya hariciye nazırı Kolonel (Bek) ile İngiltere hariciye na> zırı M. Eden arasında cereyan etmiş olan müzakereler hak- kında bir resmi tebliğ neşret- miştir, Bu tebliğte; her iki devlet adamının, Avrupa'yı alâkadar eden mes'eleler için mutabik kaldıklarını ve yeni Lokarno konferansı toplandı- ğında Polonya'nın nazar nok- tasının müzakere edileceği, Uluslar sosyetesinin kuvvetlen- dirilmesi noktaşında İngiltere ile Polanya arasında tam bir ittfak mevcud olduğu ve Po- lonya'nın, Çekoslovakya - ile olan — ihtilâaflarını biran evel halletmesi için İngiltere hari- ciye nezareti tarafından ileri sürülen nazar noktasının, Po- lonya hariciye nazırı Kolonel (Bek) çe de muvalık görüldü- gü bildirilmektedir. Kolonel Bek, saat 14 de Paris'e hareket etmiştir. Londra-11 (AA) — Lekir tan dış bakanı M. Bek dün akşam bir ziyafet vermiştir. Ziyalette Sir Austen Cham- berlain ile M. Viston Çurçil ve dış bakanlığının bazı yük- sek memurları hazır bulun- muşlardır. Londra 12 (A.A) — Havas ajansından: M. Bek'in Lond- rayı ziyaretinin başlıca neti- cesi, Lehistan'ın garb misa- kına karşı göstermekte olduğu alâka ve Varşova hükümetinin bu misakın Lehistan'ın infirad haline düşmesine müncer ol- kârı umumivesinin nazarı dik- katini celbetmek olmuştur. Bulgaristan'da Üç kişi sürgün edildi — Belgrad, 12 (Radyo)— Sof- ya'dan bildiriliyor : Vekiller Heyeti, hükümet ve memleket durumu hakkındaki gayri kanuni beyannameler da- ğgıtan ve yalan haberler neş- redenler hakkında sürgün ce- zası verilmesini kabul etmiş ve bir kararname çıkarmıştır. Çankol'un Nasyonal sosya: list fırkasına mensup olup, şim- diki hükümet aleyhine yazıl- mış beyannameler dağıtan üç genç tevkil ve derhal sürgün edilmiştir. Şimal denizinde Şiddetli fırtına oldu Londra, 12(Radyo) — Şimal denizile kanalda şiddetli bir fırtına hüküm sürmüştür. Rüz- gârın sür'ati saatta 130 kilo- metre idi. Ringa balığı avlıyan gemiler, şimal sahillere sığın- mıya mecbur kalmışlardır. girmeğe mecburdur. 1866 da Almanya'nın Avusturya'yı e- mesine göz yumduğumuz 'için cezasını 1870-1871 - harbında çektik, şimdi de ayni vaziyette kalacağımız muhakkaktır.., Demiştir Paris, 12 (Radyo) — Popu- ler partisi reisi M. Jak Doryo: «P; d eli Sayfa 5 H, — A,