ı Talebe ve kahvehane 'Ben de talebenin kahvehanelerde zehirlenmesine muarızım. Çünkü bizatihi kahvehanenin düşmanıyım. Dünyada her mücssesenin vücudunda — bir hikmet, bir fayda iddiam vardır. Fakat kahvehanede yoktur, mey- —hanede yoktür, kumarhanede yoktur. — Yaşlı, aklı başında insanlar bile, bu kahvehane iptilâe içinde çok şeyler kaybederler, Kahvehane ciddi ve güzel olan herşeyin, laklakaya, “eğlenceye, dedi-koduya, nargile, tavla gürültülerine Teda edildiği yerdir. Erkekler hiçte farkında olmyabilirler, Fakat kahvehaneye sıkı bir — devam, insan ruhunda çok derin izler bırakır. Genç çağlarda bu izler, daha derindir. Kahvehanenin kapılarını, bil- hama mekteb talebesinin yüzüne kapamak, bir cemiyet için, ahlâk ve — viodan borcudur. Fakat şurada düşünmeğe mecbur olduğumuz bazı moktalar vardır; — 1 Bunu kim yapacaktır, mekteb idaresi mi? A — İtiraf edelim ki, mekteb idaresi, hattâ ana ve baba, bir zabıta vazifesi göremezler. Çocuğu kahvehane kahvehane takibe kuüdretleri ve — waziyetleri müsaid ve kâfi değildir. Bulsalar bile alıp götüremezler. Kaldı — ki muallimlerin, mektebi bırakıp talebe — peşinde — mağa mecburiyetleri de yoktur, — vakitleri kahvehaneleri dölaşe de, Bu bir cemiyetin çocuk yetişrme nizamına tallük ettiğine göre, vazife zabıtamındır. Mekteb ta- İebesini kahvehaneden kaldırıp evine götürecek ve raporunu mekteb idaresine verecek yeğgâne kuvvot, zabıtadır. 2 — Talebe neden kahvehaneye gidiyor? B — Bunu sormak illeti araştırmak İâzımdır. Bir talebe akşam üstü mektebden çıktıktar sonra hemen dersine hazırlanmağa sarılamaz. — Hiç olmazıa 1-2 saatlik bir zaman kalır arada.. Ondan sonra biraz mü- — talea, daha sonra yemek ve gene mütalea gelir. — Şu 1-2 samti ne ile, hangi teşkilât ve mücesese İle kapatacağız, bunu — n araştırmak icabeder. Çocuğa kahvehaneyi yazak etmekle iş bitmiyor. Hepimiz, o devirleri geçirmişizdir, kendimizi onların yerine koyarak ge- girdikleri ruhi ihtiyaçları, insiyaki arzularımı düşünmeliyiz. Buna karşı da bir tedbir gerektir. Aksi takdirde hareket yarım sayılır. . Kırk beşlikler kulübü Amerika'dâ merkezi Nev- — york'ta olmak üzere geniş kad- — rolu bir kulüb tesis edilmiştir. kulübün adı “Kırk beşlik- » kulübüdür. 45 yaşına gel- memiş olanlar kulübe kabul — edilmezler. Kulübün müessisleri, hayat ve faaliyetin tam şekilde 45 yığııı sonra başladığına ka- der. Birçok meşhur adam- lerini ancak 45 ten ıöııî:!î:ııb edebilmişlerdir. kadın da kabul edil- mekied'ır Fakat ne kadar feci, kadınlar da 45 yaşına geldik- ,lenm resmi vesaikle göster- neğe mecburdurlar. ğ Yış saklamak, kulübten tard için en mühim bir sebebtir. ukmnılnmın kadın avukat Paris Soir gazetesi bir pa- — lavra daha attı: İlk müslüman 'hdnı avukat Suriye'de Dımşık hrindeki Bayan Burane Ta- ti imiş. Hiç şüphe yoktur ki i lilk kadın avukat ve kadın hâ- kim Türkiye'de yetişmiştir ve — bugün hâkim Bayanlar bizde M — tabii birşey addedilmektedir. — - Paris Soir; ilk Arab kadın “avukat demek istiyorsa, bun- — da da yanlıştır. Çünkü Mısır- “da da avukat kadin - vardır, ” Maamafih, Fransız güzetesinin “ bu noktada biraz hakkı var. % ünkü Mısır'ın münevver kısımı -— Ârab'tan ziyade Türk'tür. Mı- ir Arabları denilen Fellâhlar — ekseriyetle cahil kimselerdir. — Bir ayının cinayeti — Strazburg hayvanat bahçe- /— sinde bir Xyı bahçe bekçile- iden birisini parçalıyarak o!durmııştıır Bekçi henüz 29 şında idi. Bahçede hususi demir kafes de her biri iki buçuk met- t ida olmak üzere bir BDCA bavmyonüz Bekçi de, bu kafese yakın -— bir yerde et kızartmakla meş- gül iken, Ayı'lar et kokusu ile azmışlar ve demir parmak- lıkları kırarak dişarı çıkmış- ılîdlf. Bunlııdın lıınsı, hiç- Saime Sâdi lunan bekçinin üzerine atılmış, zavallıyı dişleri ve pençelerile parçalamıştır. Amerika intihabatından safhalar Rüzvelt ikinci defa olarak kazandı. bu defaki intihabat şımdıyc kadar görülmemiş bir ükünetle yapılmıştır. Ruzvelt ve zevcesi doğrudan doğruya kendisine re;ğ::rdıler K Ruzvelt'in oğlu Franklen Ruzvelt babasına, fakat Frank- len'in nişanlısı kayınbabasının rakibi Landon'a rey verdi. Hemen bütün Hollivud Ruz- velt taraftarı göründü. Landon taraftarları arasında gazeteler kralı Hörst, Hanri Ford, mahut Hoptman'ı idam- dan kurtarmak - istiyen vali Hofman, Herbert Hover, eski cumur — reisinin duül - karısı vardır. 130 torunlu adam 'açist İtalya Amerika'yı ga- nbeleı diyarı tahtından indir- di, gitti. İtalyan — gazetelerine göre, Travizo'da Mağdalena Polini isminde tam 103 yaşında bir kadın varmış. Bu kadın 1833 de doğmuş bu kadının çocuk ve torunları, torunlarının - to- Sinyor Mussolini'nin 8 mil- yonluk ordusuna bu kadın bi- rinci derecede yardım etmiş addedilebilir! Bugün doğan çocuklar.. — T21111936 Dün başlıyan merih ve Üra musnn fena tesirleri bugün de de- vam edecek, fakat daha hafif olacak ve tehlikeli haller olmuya- caktır. Bagün zülrenin de tesirli olacağından hayı erane esas- lara müstenid maceralardan sa- kımmalıdır; aşk için bugün teb- Hkelidir. Bugün doğacak çocuklar çok hassas olacaklardır. Vakıa maddi muvyaf fakıyetlerine maoi olacak kuvvet yoktur. Fakat bunlar uyuş- torucüu maddeler — kullanmaktan giddetle tevakki etmelidirler; aşk ANADOLU YEHİRHABERLER Şehir Meclisi Şehrimizde bir polis mü İkinci teşrin toplantı ZESİ vucuda getırılıyor devresi sona erdi. Şehir meclisi dün - ikinci teşrin toplantı deyresini sona erdirmiştir. Dünkü toplantı be- lediye reisi doktor Behçet Uz'un riyasetinde ve saat 16,30 da belediye salonunda yapıl- mıştır. .Evelâ eski zabıt oku- narak tasdik edilmiş, belediye alacak davalarını deruhte eden avukatların, mahkemelerce tak- dir edilecek vekâlet ücretini tahsilât vukubuldukça alma- ları hakkındaki teklif kabul edilmiştir. Alsancak'ta çeltik fabrikasından cuma tatil ruh- satiyesi olarak senede 30 lira alınması muvafık görülmüş, fuara iştirak edenlerden bele- diyece ilân ve saire resmi alınmaması hakkındaki teklif ile seyyar satıcıların yaptıkları reklâm levhalarından belediye resmi alınması hakkındaki ni- zam encümeni mazbatası, be- lediye zabıta memurlarından stajyer beş kişinin, memuriyet- lerinin tasdiki kabul edilmiştir. Ruznamede görüşecek baş- ka mes'ele olmadığından reis, şubat ayında toplanılmak üze- re içtimaa son verilmiştir. Muhacirler Bugün iskân mıntakalarına sevk ediliyorlar. Bulgaristan'dan gelmiş olan 1645 muhacirden 250aile bu: gün Manisa'ya sevrk edilerek orada iskân olunacaklardır. Diğer âileler de muhtelif ka- zalara sevk ve iskân - edile- ceklerdir. Zirat hapishane İzmir mıntakasında İnşa edilecek. Ankara'da bulunan ve ad- liye Vekâletile İzmir'in muhte- lif adliye işleri ve yeni hapis- hane binası inşası mes'eleleri hakkında görüşen — şehrimiz Cumuriyet — müddeiumumisi Asım Tuncay bu ayin 23 ünde şehrimize dönecektir. Torba- h'da Modern bir mıntaka ha- pishane binâası inşasının adliye Vekâletince muvafık görüldüğü söyleniyor. Bu hapishane, İm- ralı adasındaki gibi zirai ha- pishane olacaktır. Burnava'da 10 yaşında bir kız kaçırıldı Burnava nahiyesinin Naldö- ken köyünde bakkal Cemal oğlu Süleyman ayni köyden Ali kızı 10 yaşında Ayşe'yi kaçırdığından yakalanmış ve adliyeye verilmiştir. Halkevinde dersler İzmir Halkevi temsil kolu tarafından her hafta Halke- vinde cumartesi günleri — saat onaltıda dans ve sahne tekniği dersleri verilecektir. Filistin tacirlerinin şikâyeti Şehrimiz — ticaret odasına gelen malümata göre Filistin tüccarları Hayfa Türkofis şu- besine müracaat ederek Türk ihracatçılarına — yaptıkları — iş tekliflerine pek güç cevab aldıklarını, müracaatlerinin bir çoğunun — cevapsız. kaldığını bildirmiş ve şikâyette bulün- | Şimdiden müzeye 1 müzeye konmak üzere birçok! eserler toplanmıştır Şehrimiz Emniyet müdürü Salâhiddin Aslankorkud, İz- mir'de bir (Polis müzesi) vü- cuda getirtmek üzeredir. Polis müzesi için şimdiden birçok kıiymetli eserler - toplanmıştır. Müze, taharri komiserliğinde vücuda getirilmekte ve müze- nin tanzimi işile taharri komi- seri Hidayet Dinç meşgul ol- maktadır. Manitacıların, tavcı- ların, sahtekârların, kaçakçıla- rın kullandıkları birçok vası- talar, hırsızların kullandıkları birçok vasıtalar, hırsızların kul- landıkları kasa, kapı ve san- dık kilitlerini açmağa mahsus hertürlü maymuncuklar ve âlet- ler, yankesicilerin jiletli çakı- ları, sahte elmaslar, esrar ve mürekkebatı, morlin, eroin, kokain vesaire müzede herke- sin alâkasını celbeden birer köşe halinde tanzim edil- miştir. Ayyaşlığa, kumarbazlığa ait birçok yağlı ve sulu boya lev- halar sipariş edilmiştir. Avru- pa'da mühim bazı merkezler- de detektif müzeleri - vardır. İzmir polisinin böyle bir mü- zeye ehemmiyetle ihtiyacı var- dır. Müze zamanla çok zengin bir şekil ve mahiyet alacaktır. Müzede eski polis ile cumu- riyet polisinin kıyafetlerini gös- teren elbiseler ve silâhlar da bulunacaktır. Mühim bir ihtiyacın karşı- lanması için yapılan teşebbüs hakikaten yerindedir. Bundan dolayı Emniyet müdürü Salâ- hiddin Aslan Korkud'u takdir edenı Bunlarla 17 oluxor İzmirin yeni sekiz tayya- resine ad konacak * Başı 1 inci sahifede - dan evel daha dokuz tayyare hediye etmiş olduğundan bu defa adları takılacak bu sekiz tayyare ile İzmir filosu 17 tay- yareye baliğ olmuştur. İzmir, yalnız tayyare almak- la değil, birçok gençlerini tay- yareciliğe sevketmekle de bu husustaki hassasiyetini göster- miştir. Hava kurumu da cid- den takdire değer bir dikkat ve muvallakıyetle onları yetiş- tirmiştir. Ankara'daki son bay- ram merasiminde plânör ve paraşütçülerimizin — muvaffakı- “yetleri buna bir misaldir. Bu gençlerden 25 i İzmir'lidir ve şüphesiz, İzmir bu netice ile mağrur ve müftehirdir. Haber aldığımıza göre ge- çen sene açılan Türkkuşunun A şubesine ilâveten busene B şubesi ve paraşütçülük şubesi açılacaktır. Bundan başka geçen sene İnönü kampına giderek C Brö- vesini almış olan gençlerin muayyen günlerde Antreman- larını yapmak için ayrıca ak- robasi plânörleri bulunacak ve remork uçuşları yapılacaktır. Bunun için İzmir şubesinde şimdiden büyük bir - faaliyet başlamıştır. Ayrıca Kültürpark- ta yapılmakta olan paraşüt kulesinin yanında bir Türkkuşu kulübü de açılacaktır. Bu kulübe; hâmi, yardımcı, uçucu aza kaydedilecek ve ih- tiyar, genç, erkek |kadın bü- tün heveskârlar yazılacaktır. Yeni tayyareler İzmir ka- dınları, işçileri, balıkçıları, me- murları, bahçıvanları, manifa- turacıları, Buca, Balçova, ve Narlıdere adım - taşıyacaklar- dır. Tören programı şudur: 1 — Tören 15-11.936 Pa- zar günü saat (10) da Gazie- mir Tayyare meydanında Ha- va kurumu İzmir şübesi onur- sal başkanı İlbay Fazlı Güle- çöin başkanlığı altında yapıla- - caktır. Z " Törene iştirak edecek baylar, memurlar ile Parti, Uray, kurumlar ve diğer res- mi teşekküller heyetleri, halk saat (9) da Alsancak'tan kal- kacak trenle Gaziemir'e gide- rek toşrifat sübayları tarafın- dan gösterilecek yerlerde top- lanmış bulunacaklardır. 3 — Törene tâam saat (10) da İstiklâl marşile başlanacak ve marş bittikten sonra İlbay Fazlı Güleç tarafından mem- leket havacılığı ve hava kuru- munun halktan aldığı kuvvetle havacılığa — yaptığı hizmetler hakkında bir söylev söylene- rek adlarını semalara yükselt- mek şerefini kazanmış - olan teşekkülleri tayyarelerine yazılı isim örtülerini açmağa davet edecektir. 4 — İlbayın daveti üzerine kadınlar, işçiler, balıkçılar, me- murlar, bahçıvanlar, manifatu- racılar namına mümessilleri tarafından: Buca kamunu namına Buca belediye başkanı tarafından Balçova ve Narlıdere köy- leri namına da o köylerin se- çecekleri bir mümessil tara- fından birer söylev söylenerek sırasile tayyarelerinin isim ör- tüleri açılacak ve açılma me- rasimi biter bitmez Cumhuri- yet marşı çalınacaktır, $ — Marşı müteakib adı takılan tayyareler uçuş yapa- rak halkı selâmlıyacak ve ata- cakları beyannamelerle hava kurumunun — şükranını halka bildireceklerdir. 6 — Tayyarelerin uçuşunu mütcakib törene nihayet ve- rilecek saat (12) de kalkacak trenle İzmir'e avdet edile- cektir. Birinci mevki gidib gelme 30, İkinci 20, üçüncü 15 ku- ruştur. İstiyenler otomobil ve otobüslerle gidebilirler. İstanbul esnafı da Üç tayyare aldı.. İstanbul, 12 (Hıuuıî) İs- mbııleııı.fı o1 üç tay- A «« |JViyana konferansı u- D Roma misakını imza eden dev- letlerin Viyana'da yaptıkları konle rans bu akşam nihayet buluyor: Telgraflar bu akşam ÂAvusturya has riciye nezaretinin, resmi bir tebliğ neşredeceğini de haber vermekte- dirler. Resınt tebliği gördükten sonra eğer içinde ehemmiyetli birşey bu- lursak bittabi düşündüklerimizi ya- zarız, Şimdiki halde gu Roma mi- sakının mahiyetini ve onn imza eden devletlerin maksatlarını tahlile çalışalım. Roma misakı, geçen sene, adı üstünde Roma'da İtalya ile Maca- ristan ve Avusturya arasında imzâ- lanmıştı. İtalya bu misak ile Tana boyunda hem kendi nüfazunu kuv- yetlendirmiş oluyor, hem de küçük itilâfa karşı bir nevi müvazene tesit ediyordu. Daha önce bir aralık Fransa da ayni teşebbüste bulunmuş. fakat bilbassa İtalya'nın sinsi mus halefeti yüzünden bir netice alamır mıştı. Malüm olduğu veçhile Avut turya'nın müstakil kalmasında Fran- sa hökümeti de kendisini menfaat- tar telâkki eder. Avusturya'yı ket- disine ilhak edecek ve Macaristam üzerinden küçük itilâfa kuvvetli bir tazyik yapacak bir Almanya Fran sa'nın hiç görmiye tahammül ede- miyeceği birşeydir. Bunun — içla Fransız'lar işi daha — csaslı tutmuş: lardı. Küçük itilâfi da ihtiva ede- cek, hattâ kısmen - Polonya'yı da alâkalandıracak geniş mikyasta bir Tana misakı vücuda getirmek isti: yorlar, bütün bu hükümetleri ikür saden birbirine bağlamak suretile Avusturya'yı Alman iktısad boyun duruğundan kurtarmıya, istiklâlini asıl bu yoldan korumiya çalışıyor- Tardı. Fakat Macaristan'ın muhale- feti, kendisinden başka bir devletin Tuna boyunda bir teşebbüs alma: tını görmiye tahammül edemiyen — İtalya'nın da alttanalta mukavemeti —— yüzünden o zaman bu - teşebbüs Aâkim kaldı. O devirlerde Fransa'nın başa- ramadığını nihayet geçen sene İtah ya bittabi daha mahdud bir saha dahilinde tahakkuk ettirdi. Gerek Macaristan'a, gerek — Avusturya'ya iktısadi bazı menfaatler tomin-ede- rek onları kendisine . raptetti. İtalya bu muahede ile Avustur- ya'nın istiklâlini zamân altına alı- yor, Macaristana da arazi nev'iya- tında müzaheret vadinde bulunu- yordu. İtalya bunları yaparken bilhassa Almanya'yı göz önünde bulunduru- yor, Avusturya'ya hâkim olacak bir Almanya'nın İtalya'nın başına der- hal bir belâ kesilmekte gecikmiye. ceğini hesab ediyordu. Avusturya ancak bu suretle * İtalya'nın müza> heretini temin edebildikten sonra- dır ki Temmuzda Almanya ile mü- zakereye girişmek ve bugün için kendi istiklâlini koruyan bir itilâfa vasıl olmak imkânını buldu. Son Viyana müzakerelerine Ab manya'nın teşrik edilmemiş olması ve hattâ bu hükümetin konferansa bir müşahid * göndermek — hususun- daki arzusuna bile muvafakat edil- memesi bilhassa dikkate şayandır. Anlaşıhıyor ki, İtalya ile Almanyar nın müttehid bir cephe tesiş ettik: leri yolundaki iddinlara rağmen or: tada sağlam denecek biçbirşey yok* tur. Bu iki hükümeti ayıran ve her zaman da ayıracak olan Avusturya mes'elesi olduğu gihi meydandâ düurmaktadır. Hamdi Nüzhet Çançar yareler, Esnaf cemiyeti, kasap- lar cemiyeti ve balıkçılar ce- miyeti tarafından alınmıştır. Pazar günü Yeşilköy tayyare meydanında, yeni tayyarelere merasimle ad. konacaktır. Es- naflar, Pazar günü hususi bir trenle Yeşilköy'e gidecek, me- rasime bando da iştirak ede- cektir. Demiryolu idaresi o — gün Yeşilköy için tenzilâtlı — urıfe utbık edeock ve hıllnı 13/11/ 936 İi t Yi