Yazan: Jan K okto San Fransisko, tam manasile herşeyi Ame- 19 rikanlaştıran bir fabrika demektir.. Honololo Fransız konsolas: hanesi ajanından -şu - telgrafı aldım. “Dün geçtiğinizi gazele lerden öğrendim. Sizi görme- miş olmaktan -çok müteessi« rim; Örfe vücuda getirildiği sıralarda beni hatırlamıyorsu- nuz? Size, sade * buradaki Fransız kültür ocağını değil yabancılar için çok mühim mahalli muhitleri de size gös- termek isterdim Peker, Doğrusu, bu defa da seya- hatimin şekli* dahilinde bu fırsatı da fedaya mecbur kal- dım. Fakat, birçok dostlarımı görmek fırsatını kaybetmek te feci oluyor. Bunun için dost- larıma mümkün mertebe gö- rünmemeği tercih ettim. Nihayet.. Pasparto, fotoğ- raflar, gümrük idaresi San- Fransisko ve otel! Havadan uçârak seyahat, ıeyıhduıuıd: memnu - değil.. Bunun- için kaybolar — vakti — kazanmak için tayyareden istifadeye-ka- rar verdim. — * .. San-Fransisko — gece - vakti cihanın en güzel bir. şehri demektir. Kim olduğumun ehemmiyeti — olmadığı aşikâr bulunan genç bizi.hususi Fard otomobili ile otele götürdü. Ötel, Avrupadakilerin hiç te ayni değil. Nasıl ki şehirde büsbütün başka.. Gümrükten oötele kadar - otomobille- her şehirde gidilir. Fakat — biz burada bir de asansörle asıl dairemize çıkmak mecburiye- tinde kâldık. Hem de - iyice bir âsansör- seyahati. - San- Fransisko'da ufki — yollardan başka amudi - yollar da oldu- ğunu kabul lâzımdır. Uzakta Berkley: görğnüyor. Berkley'le Dükler : arasında meşhur- Alkatros island.. var; yani Amerika- ! ve cihanın en meşhur hapisanesi! Daha doğ- rusu meşbur Alkapon'un Se: Helen adası! Pa Hava oldukça soğuk. Binbir oto harekette. Uzaktan büyük bir Feri Buat geliyor. Bu da başka bir| Feri Buat! Işık içinde, fosfoı'- yük dıııı'lm'm ziyaret et- mek istiyor. Fakat ben Paspar- to'nun” lıbh iştirak setmı vo- rum, kendisini takipten-istin- kâf ettim, çünkü yarın sabah, Fransız konsolosu- saat yedile sekiz arasındâ bizi ziyaret ede- cek, şehri gezdirecek. Bunun için şimdiden uyumak- istiyo- rum.. * Saat- 7,30.da Fransız, Vis konsolosu geldi. Hemen git tim, birlikte bu harikalar di- San Fransisko' dı gündüzlük hiçbir. şey yok diyebilirim. Muazzam binalar mı? Yüksek binalar mı? Böyle sessiz, ca- mid eserlere harika diye bak- tan başa elektirik ziyalarına 1906“da Burada müthiş bir zelzele oldu; Bu vakıa büyük bir felâketti; şünkü - şehirde İspanyol. veya garb mimari tarzında bir taşı, diğer bir taş üzerinde bırakmamıştı. Fakat beri cihetten de bir nimet ol- muştu: Yıkılan eski şehrin ye- rinde yepyeni bir plân - dahi- linde yeni- bir şehir doğdu. San Fransisko, Amerikan sis- temi şehirlerin en mükemmel nümunesidir. Şehirde tuhaf bir. hususiyet vardır.. Buraya Amerikanlaş- tırma fabrikası demek lâzım- dır. Çünkü ikinci batında bir Çin'li ailenin efradı sarışın olur; bir Japon ailesi efradının da boyları onar santimetre uzar! — Sonu var — Haydutlar Paris'tebir mağazayı soydular Paris, 10 (Radyo) İki meçhul şahis - bir ikuyumcu dükkânına girmişler ve 100,000 franklık mücevherat — aşırmış- lardır. şahıs, bir kuyumcu dükkânın- dan mücevherat dolu bir tep- siyi aşırmışlardır. Bunların da aşırdıkları mücevherat - 20,000 frank- kıymetindedir. Tren kazası Bükröş 10 (Radyo) — Pre: deal yakınlarında müsademe eden sür'at katarr - kazasında 8 kişi yaralanmıştır. S1 Yarı-yarıya- küçüldüm - gibi birşeyz Yaralandıktan -— sonra altı saat |kar içinde kalma- saydım daha çabuk kurtulu: iyileşirdim. Rizan bu mektubu - aldığı gün hıçkıra hıçkira - ağladı. Sevmediği, fakat hürmet et- tiği, takdir 'ettiği nişanlısını, göksünden kan sıza sıza, kar- ların içinde kıvranırken görü- yor ve heyecanla yerinden fırlayordu. Yazan : Orhan Rahmi Göl:ğ lattı. Sıhhatine iyi bakması, doktorların tavsiyesine ehem- miyet vermesini bildiriyordu. O yılın dersleri biter ve im- tihan başlarken Lâmia'dan bir mektub aldı. Bu mektub, ka- ra haberi getirmişti: Faik kurtulamamış, hasta- nede gözlerini hayatâ" yum- muştu. Lâmia; onun-son sözlerini- de Istıraplarım, buhranlarını an-? naklediyordu.Çünkü kendi nişan-| uzakta IPDA ,Hırsızlık Birinci kordonda pansiyonunda oturan Alman tebeasından. Karl oğlu - Karl Kiling'in kapu arkasına astığı SO lira kıymetindeki pardesüsü çalınmıştır, Hırsız aranıyor. Araba kazası Kestelli caddesinde Hasan oğlu Yusuf, idaresinde bulun- durduğu arabayı yoldan geçen Ömer oğlu Mustafa'ya çarp- tırarak hafif surette yaralan- masına sebebiyet verdiğinden zabıtaca tutulmuştur. Kaza Halkapınar'da — şimendifer fabrikasında çalışan Mehmed oğlu Ahmed Fevzi, makineyi temizlerken arkadaşı Mustafa oğlu Osman tarafından kazaen atılan bir tuğla yüzünden ya- ralanmıştır. Hâdisede kasd ol- madığı anlaşılmıştır. Hırsızlığa teşebbüs Alsancak'ta Karakol - soka- ğında hırsızlık maksadile bir evi tarassut ettiği görülen sa- bikalı - Usturumca'lı - Osman oğlu Afili Mehmed, zabıtaca tutulmuştur. Otomobil kazası Karantina Tramvay cadde- sinde Mehmed oğlu Nevzad, idaresindeki 459 nümaralı oto- mobili Emin- oğlu Haşim'e çarptırarak yaralanmasına se- bebiyet verdiğinden yakalan- mıştır. Otobüsten düşmek Güzelyalı'da Eşref oğlu şo- för Mehmed, idare ettiği oto- büsten yere düşerek sağ gö- zünden yaralanmıştır. Kavuki Türkiye - Rusya Arasında İlim münasebetleri. Leningrad, 9 (A.A) — yetler birliği ilim akademisine merbut Türkiye ile ilim- mü- nasebetlerini teşvik komisyonu, Türk dil kurumu ile Ziraat ve Jeoloji enstitüleri - tarafından neşredilen kitaplardan bir seri almış ve buna karşılık olarak Ankara'ya son zamanlarda Sovyetler birliğinde neşredil- miş olan jeoloji ve dil kitap- larından 65 eser göndermiştir. Macar naibi hükümeti Roma'da Roma 10 (Radyo) — Papa Vatikan'da — Amiral- Horti'yi büyük ruhani ve siyasi mera- simle kabul edecektir. Bu mülâkatta Papalık ve Maca- ristan hariciye bakanları da hanır bulunacaklardır. kat Rizan, yalnız o haberi okudu ve mektubu, lambaya tutarak yaktı. Ağlıyamıyordu — artık. Bir damla yaş dökemiyordu. Göz- leri sanki kurumuştu. İçi, insan ayağı değmemiş — vahşi; kor- kunç ve karanlık ormanlıklar gibi idi.. — Ah, biraz ağlasam.. Ağ- hyabilsem, hıçkırabilsem! Diyordu. Nafile; — ağlıyamı- yordu. Hiç konuşmaz olmuştu. Gülmiyordu. Düşemiyordu. Ka- fasının içi mi sertleşmiş, don- muştu, anlıyamıyordu.. Büsbütün — başkalaşmıştı sanki! Ayülâda “ yüzüne' bakiyor; kendisini çok değişmiş bulu- yordu. Ruhünun- - akislerini değil, en yakını olan üzünde dc - oku: ANADOLU Mütarekenin.- yıldönüm nasıl kutlulanacak? Fransa'da davmerasim yapılacaktır. Me- şale dün Brüksel'e gönderilmiştir. Paris'ten bir manzara BEHParis, 10 (Radye) — Müta- reke senei devriyesi şenlikleri yarın büyük merasimle yapı- lacaktır. Hükümet, bu merasime kat'i bir samimiyet- verildiğini şim- diden ilân etmiş ve Dahiliye Bakanı sabık muharibleri dini siyasi ihtilâfları bırakarak ayni ruh ve hisle meçhul asker önünde hürmet ve selâm va- zifesini yapmıya davet etmiştir. Dahiliye Bakanı aynı za- manda bütün idare âmirlerini ve belediye reislerini de davet etmiştir. Ve yarınki merasim ve tezahiratın hiç bir siyasi maksada hâdim olmaması için bütün partilere mütareke tek- lif etmiştir. Kültür bakanı, bütün mek- tepler talebelerinin de bu te- Türkiye-Hollan-| Yunan kralları da ticareti için. getirildi. Lahey, 9 (AA) — Türki- ye'nin — cumuriyet -- rejiminde soysal, endüstriyel ve entellek- tüel sahalarda attığı ileri ham- leleri vatandaşlarına bildirmek hususunda - çalışmış olan Ba- ron Testa'nın teşebbüsü ve Hollanda kraliçesinin tasdiki ile Lahey'de bir ticaret cemi- yeti kurulmuştur. *“Nederlandsch — Turkacha Handel En Compensatle Ma- atschappy, ismi altında çalı- şacak olan bu yeni * cemiyet Türk ve Hollanda mallarının mübadelesini inkişaf ettirmek maksadını: takip edecektir. Cemiyet bundan başka gu- ruplar ve — şahıslar arasında takas idaresi rolünü aynıya- caktır. Türk piyasasındaki müba- yealarını tevsi etmek. kararın: da olan büyük firmalar bu ce- miyette aza bulunmaktadır. mak ve gör >k mümkündü: O bile süzuti bir kızcağız olmuştu. — Deruni âlemine çe- kilmiş gibi, sessiz dolaşıyor, gülmiyor, hiçbirşeye ehemmi: yet vermiyordu.! Rizan'ın içinde değişmiyen, aslını kaybetmiyen - tek bir nokta vardı: Yanık Bekir'in hatırası! Faik, şimdi malüm olan bir meçhuldü. Bekir ise şimdi meçhul bulunan, fakat hiç de- ğgişmiyen bir malümdu. Mekteb tatili başlamıştı, bay» ram da gelmişti. Bu sene İz- mir'e inmiyecekti. Gerçe- Lâ- mia'nın, annesinin ve yüzbaşı- nın dört gözle beklediğini bi: liyordu. Fakat kendisini saran bu kasvetli hava ile başkala- rını — Zehirlemek- istemiyordu. Bütün köy ona hürmetle mer- zahüratta yer almalarını emret- miştir. Yarın saat 14 de Meçhul asker meydanında katolik,"pro- testan, Müslüman, Yahudi ru- *hani memurlar tarafından dini #merasim yapılacaktır. Paris askeri kumandanı ge- veral Göro Meçhul asker âbi desi meş'alesini bu akşam Brüksel'e göndermiştir. Mera- simle Paris'e getirilecektir. Mü- tarekenin imzalandığı Kompi- yen ormanında merasim ya- pılacaktır. Londra, 10 (Radyo) — Ya- rın büyük harb mütareke gü- nü fevkalâde surette - tes'it edilecektir. Vitol'da meçhul asker âbidesinde büyük me- rasim yapılacak ve bütün Londra iki dakika süküt ede- cektir. ve kraliçeleri Bir t_e;eh;ül oücuda| Ölenlerin' kemikleri getiriliyor. Atina, 10 (Radyo) — Ave- rof kruvazörü dört muhribile birlikte veliahd prens Pol ve prens ÂAndre ile hanedan er- kânını hamilen Brindizi'den hareket etmiştir, Brindizi, 10 (Radyo) İtalya hükümeti Trento ile di- | ğer bir kruvazörü ve dört İtalyan muhribini, Kostantin ve kraliçelerin tabutiarinı nak- leden Yunan donanmasına re- fakate memur etmiştir. G.R. Smigli Varşova, 10 (Radyo) — histan cumurreisi M. Musiski bugün, riyaset şatosunda Ge- neral Riç Smigli'ye Mareşallık âsasını vermiştir. Yarın da Lehistan İstiklâl bayramı münasebetile büyük bir askeri geçid resmi yapıla- caktır. hametle bakıyordu. Çünkü ni- şanlısının öldüğü duyulmuştu. Bayramın ikinci günü deş- teban üç mektub getirmişti. İkisini - zarflarından ve yazıla: rından tanıdı: Yüzbaşı ile Lâmia'dandı. Üçüncü zarfı aldı. - evirdi, çevirdi. Düşündü. hiçbir . tah- min yapamadı. Açmıyor, araş- haf şey, İzmir'de Lâmiadan, Lâmia'nın ana ve babasından başka tanıdığı yakdu kil — Fakat kalbim neden çar- pıyor; neden © kadar - heyes canlıyım? Diye mırıldandı. Nihayet zarfı yırttı ve derhal - imzaya baktı. Hayretle dondu, kaldı, imza yoktu. Kısa -birkaç satır, fakat imzasız. Bu da ne de- mekti? Kim olabilirdi - bunu tırıyordu. Mahreç, İzmir'di. Tu- Buakşamki program» İstanbul RRadyosu 12,30 Halk'musikisi;-12,507 Havadis; 13 — 14 Hafif mu- siki (Plâk). 18 80 'Dans musikisi; 19,30 Konferâns;: 20 Nuhi ve arka- daşları Türk musikisi; 20,30 Cemal ve arkadaşlaıı halk şar- Akılarış 21 Klâsik parçalar ve Macar halk havaları; 22 plâkla sololar; 23,30. Ajans ve Borsa haberleri, Otto Avusturya'ya dönemiyecek! Viyana konferansınde, Vori” Papen de müşahidi sıfa- tile bulunacak. —Başı 1 inci sayfada— “Kont (Ciyano'nun Berlin- den sonra Viyana'ya yaptığı * bu ikinci seyahat te muvaffa- kıy de - neticelenecektir. Bu nat neticesinde, - Almanya” as' müzakeresi daha geniş bir sahaya intikal etmiş ola: caktır.,, Von Papen müşahid sıfatile bulunacak Peşte 10 (Radyo) — Ma- car gazeteleri - Viyana konfer ransından - chemmiyetle bah- setmektedirler. Bu gazetelere göre — Viyana - konleransında' tetkik edilecek mes'eleler sa” rih ve temizdir: Von Papen konferansa mü- şahid sıfatile iştirak için Ber” lin'den Viyana'ya dönmüştür: Konferansın İngil- teredeki akisleri: Londra 10 (Radyo) — İn” giliz siyasi mehafili Viyana konferansını vaktile tetkik ve takibetmektedir. Bu konferâhsta en ziyade nazar dikkati celbeden İtalyan- Alman dostluğunun kuvvetidir. Üçler konferansı bugün * Viyana, 10 (Radyo)—İtalya* Hariciye Nazırı Kont Ciyandı” Avusturya ricalile olan tema$” " larımı bitirmiştir. Üçler konfes ransı, yarın (bugün) - başlıyaâ* caktır. Macaristan Hariciy? Nazırı M. Dekatya'nın, yarıf sabah buraya gelmesi bekler niyor. Kont Ciyano, bugün askeri akademisini _lıi etmiştir. dün belediyede doktor Uz'un reisliği altında lopl' mış, mühtelif — inşaat işl müteahhitlere ihale etmiştir- yazan? Satırlara göz-gezdirdi: Köyden uzaklarda seni şünüyor ve ağlıyorum. Bayran” y ların kutlu olsun hoca bll“) Anlamıştı, bu, Bekııw Heyecan göksünü ııkıyN" nefes alamıyordu. Kalbi yacak kadar hızlı vunıyo"*" — Bekir'den, Bekir'den! ” Diye mınldandı. - Bir d_’ okudu. Hançeresinde |di lenen. birhıçkırık, nihayet V züldü ve ağlamıya başladı. Oda kapısı açılmış, Fat içeriye girmişti. — Hoca hanım, kımul bol ca hanım! Bayram gu seni ağlarken mi bulıuw Rizan mektubu uzaltı: 11/11/936 ll Hammitang gazetesi- diyorki: *