ateş kesilmişti.. B0 yor. £ - ll Sayla 6 Anadolu taarruz ve müdafaa bakımın- gdan çok mühim, General Ke- Famettin: Esasan >diyor: böyle bir miıntakada böyle bir yamaçta bulunaçak her köy, bir harb takdirinde mahkümdur. General İzzettin ilâve edi: yn(: — Ya tepedekiler, onlar da öyle değil mi?. Bu sırada şu haber alınıyor: — Kırmızilar yandan, kuşa: tıcı bir- şekilde Kuşcuburun'a doğru akıyorlar ve bazı - ta- | burlar da, Demirciköyü üzerine yapılan - taarruzu - takviye et- mektedirler. Onları gayet ya- kından görüyoruz. , General İzzettin, bugünkü harb teknik ve usulleri etra: fında yüksek ihtisas ve malü- mâtlarile bizi tenvir ediyor. Bunlardan şöyle bir hüküm çıkarmak mümkündür: “Bugünkü muharebelerde ar- tık bütün *maksadın çarçabuk tahakkuk ettirilmesi ve herşe- yin sür'atle halli bir esas ol- muştur. Devletlerde bu siyasi maksadlarını — istihsal etmek hususunda bunu muvafik gör- mektedirler. , Dürbinin adesesinden varzi- yeti tedkik ediyor ve başımı Çeviriyorum ve Kırmızılar köye girmek üzere, Diye söyleniyorum. Bir nevi hayret ve sersemlik içindeyim. Bu aralık ben ve Son Posta muhabiri Adnan, köy kahve- hanesine gidiyor ve bir kah- ve almak yanlışlığına düşüyo- ruz. Bu yanlışlık, ber ikimi- zin hayatında epiyce heyecanlı ve korkulu bir hâdise olarak uzun yıllar yaşıyacaktır, diye- bilirim. Kahvshane dönüşünde, sün- gü takmış bir müfreze, sür'atli ve heyecanlı bir şekilde tar- lalardan uzanıp gelen bir yol- dan köy içine "daldı. Dikkat ettim: Kırmızı taraf müfrezeleri! Neferlerin hepsi kıpkırmızı ve asabi. Günlerdenberi ge- celi gündüzlü çalışmış olma- larına rağmen hiç te yorulma: mışlar... Yokuşu sür'atle tam bir zindegi içinde tırma- mıyorlar.. İki meslektaş, bu müfrezenin arasında kaldık. Tam bu sırada karşıdan ses- ler gelmeğe başladı: — Geri, yakarız! Ve bunu “Allah Allah, avazeleri - takibetti. Müfreze durdu ve kırmızı neferler der- hal geriye fırlayarak dar yo- Tun kıvrımlarında ve - köşele- rinde mevzi aldılar. — Ne oluyoruz? ve Demeğe vakit kalmadan iki | taraflı bir ateş arasında - kal- dik. Manevra — kurşununun 50-100 metre içinde bir insanı öldürebileceğini bildiğimiz için iki meslektaş, hatırı sayılır bir endişe ile bocaladık ve evvelâ bir gübreliğe atıldık, sonra bir kağnının tekerlekleri arka- sına sığındık. Bereket versin ki, Arkadaşımın yüzü sap-sarı idi. Geniş bir nefes alarak gene tepeye tir- mandık. Artık silâh seslerine, asker naraları da karışmağa - başla- mıştı. Yakından seyrediyorduk: Maviler şiddetli bir muka- vemete başladılar. Fakat kır- mizi küvvet taarruzunu — artı- rıyor ve âteş artmış — bulunu- Aradaki mesafe azaldıkça manevra yerinde.. Lord Eden mühim yavaş yarılıyor. Köy — içinde ilk defa püskürtülmüş olan kırmızılar, ikinci bir hücumda köy sokaklarında ve bulun- duğumuz tepede süngüsüngüye geliyorlar. Bunda öyle ciddi ve hınçlı bir vaziyet var ki, sığındığımız yerden heyecanla seyrediyoruz. Tepe, nihayet kırmızılara düştü ve şimdi sırtın öbür tarafına doğru akın başladı; kırmızı taraftan bir tabur kumandanı bağırıyor: — Hedelf, karşıki Marş marş! Ve kırmızılar ilerliyor. Sol tarafımızda makineliler, mav- zerler mütemadiyen işliyor, mavi cephe topçuları da kır- mızıları ateşleri altına almağa çalışıyorlar.. Bir aralık görüyoruz ki, bu- lunduğumuz tepede mavi ta- raf telefon tesisatım — kırmızı- nın tesisatı istihlâf ediyor: Ne sür'at, ne intizami. Köyün diğer bir cephesinde tarla ve bahçeler içinde - sikı bir müsademeden sonra mavi taraf silâhları susuyor.. Fakat sol tarafımızda ateş devamda.. Saat 12,2.. Orgeneral İzzeddin. Kera- meddin ve diğer komutanlar vaziyeti tetkik ediyorlar ve kırmızı tarafın tehdid ve taz- yiki esasını kabul ederek ma- nevrayı bitiriyorlar. Emir ve- rilince silâhlar susuyor ve ara- zinin muhtelif yerlerinden bo- ru sesleri işitilmeğe başlıyor.. Boru sesi, böyle bir silâh velvelesi, böyle bir heyecan fırtınası ve bu kadar ciddi tu- tulmuş bir manevra havaşı içinde ne derin bir akis ya- piyor, tasavvur edemezsiniz.. Güzide komutanlarımıza, de- ğgerli sübaylara ve kahraman Mehmetçik'lere bakıyorum: Hepsi de neş'eli, hepsi de zinde, hepsi de arslan gibi.. Kendi kendime mırıldanı- yorum: — Ne mutlu Türk'üm, di- yene! tepeler. Orhan Rahmi Gökçe “* Bilhassa eskimek — şartile, askerlik hatıralarının ne tatlı köşeleri ve hiç beklenmiyen ne umulmaz tesadüfleri vardır: Dün Demirci köyünde ha- rekâtı takib ederken bir köylü yaklaşarak, ordu, erkânı har- biye reisi General Rüştü'nün elini öptü ve biz yaklaşıncıya kadar, General onun arkasını sıvazladı, ona bir sigara uzattı ve sonra, çok eski dostlar gibi konuşmağa başladılar. Bu köylü Halil oğlu İbra- him çavuştur ve 1396 tevellüt- lüdür. Umumi harbın ilk gün- lerinde onuncu fırkada nefer olarak Süveyş kanalı — taarru- zuna iştirak etmiş ve ©o tarihte de General - Rüştü, fırkanın erkânı harbiye reisi imiş., Yir- midört sene sonra, tesadüf, kendilerini bu köy içinde kar- şılaştırıyor. Köylü hatıralarını tazeliyor. Trommer Paşadan bahsediyor ve şöyle diyar: — Bir baş çavuşla ben otu- ruyorduk. Düşman Şap deni- zinden bize bir. gülle salladı. Trommer Paşa; — Çekilin be oradan! Dedi. Biz aldırmadık. Ar- kasından bir gülle daha,. Ni- hayet çekildik.. Köylü dayıya sordum : ANADOLU Yüzüme baktı : — İhtiyarladım amma -dedi- memleket ve millet isterse, Allah yüzümü kara çıkarmaz, hazırım., Elim de tutar, aya- gn da, biz Türk'üz ham- dolsun! Ve ihtiyar köylü bunları söylerken belini doğrulttu, ba- şını kaldırdı, dinçleşti, genç- leşti ve ben de, hürmet ve heyecanla onu selâmladım. 0.R. G. Ziyafet Büyük ordunun son manev- ra ve geçid resmi münasebe- tile sevinç ve heyecanı artan şehir halkı namına ve ordu şerefine bu akşam Kültürpark gazinosunda Belediye tarafın- dan bir ziyafet verilecektir. Şehrimizdeki Komutanlarla Va- limiz, Meb'uslar, Parti ve Mat- buat erkânı hazır bulunacaktır. Kardeşî;ı-niz büyük günün doğmasını bekliyor. —Başı T inci sahifede— sabırsızlıkla beklemektedir. Halk, Antakya ve Takenderun'da Türkçe olarak iatişar eden gazetelerin ida. rehaneleri önünde toplanmakta ve bu gezetelerin Sancağın — mukadde- ratı hakkında ea son aldıkları ha- berleri — merakla — beklemektedir. Gazeteler günde iki üç tabı yap- maktadır. Antakya'da çıkan Yeni Gün gezetesi, son nüzbasındaki bir ma- kalesinde, halka sükün tavsiye et mekte ve: Davamızı çürütecek her hangi yanlış bir hareketten çekinmemiz Tüzumdır. Bütün Türk'lerle birlikte, E> meniler de Türk mandasını — iste- mektedirler. Sancak'lılar, anavatandaki irke daşları gibi, çapka giymektedir. Hattâ Alevi'lerin bir kısmı da fes lerini atarak şapka giymişlerdir. Sancak'ta ilk şapka giyenler şoför ler olmuştur. Birçok tacirler, şapka sipariş etmişlerdir. Bu da — isbat ediyor ki, Sancak halkının ekseri- yeti Türk'tür, demektedir. Halep'ten gelen bir habere göre, ora gazetelerine, Tür! riye münasebatı etrafındaki müna- kaşaların derhal kapatılması bildi. rilmiştir. İstanbul, 15 (Hususi) — Fram sa'nın Suriye fevkalüde kamiseri Kont Dö Martel, İskenderun Türk gözetelerine — beyanatta bulunmuş ve demiştir ki: — İskenderun halkının huku- ku mahfuzdur. Heyecanla hareket ederek anamır arasında — ihtilâflar çıkarmak, aksülümeller tevlit ede- bilir ve buda Sancak Türk'leri lehine hayırlı neticeler vermez. Fransa taahhütlerini ifa edecektir. Fovkalâde komiserin bu be- yanatı, balk — üzerinde iyi tesir be rakmıştır. izmir ıcm Tetkik Mercili- ğinden: İzmir'de Azizler sokak 40 No. lu evde oturan Luna tarafına: 28/7/936 tarihli itirazınızın bilmürafaa tetkiki için tayin edilen günlerde hazır bulun- maklığıdız için adresinize çı: karılan davetiyeler Paris'e git- tiğiniz ve orada adresinizin meçhul bulunduğu beyanile mübaşir tarafından bilâ tebliğ iade edildiğinden davetiyenin ilânen tebliğine ve duruşmanın 3/11/936 tarih Salı günü saat 10 a talikine karar verilmiştir. Muayyen gün ve saatte İz- mir İcrası Tetkik Merciliğinde hazır bulunmanız veya bir ve- kil göndermeniz aksi halde muameleye gıyabınızda devam olunacağı lüzumu davetiye ma- kamına kaim olmak üzere ilâ- mücellit Ali Rıza İNorveçya balıkyağlarının en halisidir. Şerbot gibi içilir, 2 defa süzülmüştür | | | | bir söylev verdi. Avrupa nın bugünkı"ı İzaıışılz vaziyeti, İn. İgiliz an'anelerinin inkişafını icabettiriyor Londra 15 (A.A) — Sehe- fild'de yapılan bıçakçılar bay- ramında söz alan M, Eden dış siyasaşsını mevzuubahsede- rek ezcümle demiştir ki: — Şimdi Avrupa'yı sarsan karışıklıklardan bir ders çe karmak lâzım gelirse bu İn- giliz milletinin ananelerini in- silâhlanma anlaşmaları yapıl- masını tercih ettik. Fakat ya- şadığımız âlem içinde geniş mikyasta yeniden silâhlanmak milli bir vazife ve kaçınılması imkânsız birşeydir. Biz silâh- larımızın bu artmasından bir tecavüz siyasası takibetmek suretile istifade etmıyeceğız kişaf ettirmesi icabettiğini gös- Memlehet haberlerı terir. Bunu isterken Avrupa işlerine karşı bir infirad siya- seti güdülmesini tavsiye ede- cek değilim. Böyle bir hare- ket tarzının imkânı yoktur. İspanya hâdiseleri yalmız bu bedbaht memlekete acılar gös- termiş değildir. Bu hâdiselerin sonu birçok memleketler için tehlikeli olabilecektir. Bu iti- barla İngiliz hükümeti iyi bir Avrupa'lı olduğunu isbat eden Fransız başbakanının teşeb- büsünü — selâmlamaktadır. Bu Fransız teşebbüsüne yardım etmek için elimizden geleni yaptık. Ve bu meyanda müş- kül müzakerelerden sonra Lond- rada beynelmilel bir komite- nin teşekkülünü mümkün kı- lan bir ademi müdahale an- laşması meydana getirdik. Bu anlaşmada tenkit edile- cek ne olduğunu pek iyi bili- yorum, hattâ bu anlaşmayı feshetmenin zamanı — geldiği bile iddia ediliyor. Bu fikirde olmıyan İngiliz hükümeti ademi müdahale — prensibine sadık bir taraftar olarak kalmakta ve bütün kuvvetile bu noktai nazarında asrar — etmektedir. Taahhüdlerimizi yerine mek ve bu anlaşma ıııuciğınce alınan — tedbirlerin — sayılması için temin etmek kararındayırz. Böyle bir tarzı hareket İs- panya'daki — vaziyetten doğ- ması — mühtemel ehemmi- yetli karışıklıkların önüne ge- çilmesi-için en iyi yol olduğu kanaatındayız. Son para siyaseti bakımın- dan bütün büyük devletleri iş birliğinde bulunmıya ve dünyanın ekonomik vaziyetini düzeltmiye davet ecden M. Eden şunları ilâve etmiştir : Silâhlanma hakkında da bir kaç söz söyliyeyim. Kara, de- niz ve havada çok mühim bir silâhlanma programı meydana getirmekle — meşgulüz. — Gerçi Söke, Cumhuriyet bayra mında suya kavuşuyor. Akköy nahiyesine yerleştırılecek göçmen- 16 /10/ 936 fi Kral Karol Bu ayın sonunda Prag'a gidiyor Bükreş, 15 (Radyo) — Kral Karol, bu ayın sonunda Prağ'â gidecek ve Cumurreisi M, Bet nes'e misafir olacaktır. Kral, Prağ'daki eski krül sarayına misafir olacaktır. Sa” rayda iki büyük resmikabul yapılacak ve kral Karol MIİO' viç kampındaki askeri — resmi geçitte hazır bulunacaktır. Kral Brüno ve Bratislaya' gide- çektir. ler için hazırlıklar yapılıyor. Aydın, (Hususi muhabiri- mizden) — İlbayımız Özde- mir Günday, yanında sıhhat ve içtimai muavcnet direktö- tü olduğu halde dün Söke'ye gitmişlerdir. İlbay Söke'de Âkköy kamununa gelecek göç- menlerin yerleştirilecekleri böl- gede yapılan hazırlıkları ince- liyecektir. Söke saya kavuşuyor Söke ilçesi yıllardır bekle- diği temiz ve- sıhbi suya, bu ay sonunda kavuşuyor. Dün Söke'de >boruların döşenme ve.son hazırlıkların bitirilme- sine büyük bir gayretle çalışıl- dığını gördüm. Söke ibelediyesi, — belediye» ler bankasından 40 - bin lira ödünç alarak su işini başar- mış bulunuyor. Su, Söke'ye Kuşadası ilçesi sınırlarından 6 kilometre uzaktan - getiril- mektedir. Şehre gelecek su, üç membadan toplanmaktadır. Her membada fenni toplanma yerleri yapılmış. Bunlar filitre binasında toplandıktan sonra şebre iniyor ve şehrin altından geçerek şimalindeki dağıtma bavuzuna geliyor. Buradan taksim olunuyor. Suyun 30 metre - irtifamda bir - tazyiki olacaktır. Şehrin bugünkü nü- fusu 11 bindir. Fakat proje 25 bin nüfus üzerinden ve her bir nüfusa günde 6 tene- ke su verilmesi dikkate alına- rak yapılmıştır. Şehir kurulunun kararile bu &yin 25 şinde ilk tecribe ya- pılacak, Cumuriyet bayramıırda açılma resmi yapılarak Söke'ye Yeni Kavaflar çarşısı No. 34 5 IKYAĞI Hamdi Nüzhet Çançar Sıhhat Eczanesi Başdurak Büyük Salepçioğlu ham karşısında “ZINGAL,, Parkeleri En modern ve en son sistem usulle fırınlanmış ve kurytıfl- muş, içinde haşerat yaşatmaz, şeklini kat'iyyen değiştir- mez, çok uzun müddet en modern konförü temin eder. ——— '/-.——— EVLERİNİZİN TABANLARINI ZINGAL Parkelerinden Satış mahalli: Hilâl kereste fabrikası YAPTIRKNIZ sthhi ve temiz su verilecektir. Söke urayı iyi bir elektrik ve fenni mezbahadan sonra su işini de halletmiş oluyor. Elektrik ucuzladı Söke urayı, elektrik tesisa- tını su işinden ötürü müteah- hitten satin alamamış, fakat mukaveleyi değiştirmiştir. Ye- ni mukaveleye göre mütcah- hit uraya beher kilovatını 200 kilovata kadar 12, daha fazla olursa 11 kuruştan vermekte* dir. Gelecek - yıl bu işin de kökünden halledileceğine şüp- he edilmez. Hava kurumu faaliyette Söke'de çok çalıkan bir ha: va kurumu var. Kurum aZ masrafla çok gelir elde etme* yi başlıca bir prensip edine- rek çalışmaktadır. Bu yil arpa ve Buğday mahsulü ol mamasına rağmen, 9 bin İira muhammen gelir 12 bin liray! geçecektir. Bu rakkama tü" tünden alınacak 4 bin lira dâ eklenirse, Söke - çiltçileri bt yıl kuruma 16 bin lira vere” cekler demektir. Gönül,çok sönük bir halde olan Söke Kızılay, çocuk esir” geme kurumlarının da havâ kurumunu - kendilerine örnek yapmalarını isliyor. Söke Halkevi Kitapsaray” nın Söke'nin en işlek bir yt" olan Parti kurağının altına nakletmiştir. Kitapsaray git tikçe zengileşmekte ve Sökt gençlerini toplamaktadır. İzmir belediyesinden Belediyeye 49 lira aylıklı bir varidat memuru alınacak” tır. Ortamektepten mezun VE askerlik hizmetini bitirmiş Ot mak şarttır. Bu evsafı haif olanların imtihan günü oları tesbit edilen 21/10/936 çaf” şamba günü öğleye kadar el lerindeki — vesaik ile birliktt muhasebeciliğe — müracaatlar! ilân olunur. (846) resteciler. Telefon 3776