6 Eylül 1936 Tarihli Anadolu Gazetesi Sayfa 5

6 Eylül 1936 tarihli Anadolu Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Birinci Fransova 79 BÜYÜK TARİHİ TEFRİKA Çeviren: F. Şemseddin Benlioğlu Fransova, Adli ıslâhat olarak çok ağır cezalar ihdas etti. Kral tarafından sevilme ğini kendisine söyliyen dam dönörlerine, kraliçe Eleonor bir. gün: — Ona malik olmak şere- | fine ve onunla beraber yaşa: mak zevkine sahibim ya.. Fran: sa'ya kraliçe olmak en büyük bir şeref, ve kralı sevmek de en büyük bir zevktir! Dedi. Fakat kocasile kardeşinin arasını bulamıyordu. Madam sağ iken, iki rakib hükümdarı uzlaştırmak - için birlikte çok çalışmışlardı. Vakıa, birinci Fransova bu uzlaşmıya taraftardı. Fakat ra- kibinin tefevvuk iddiası buna imkân bırakmıyordu. Maamafih, Madamın - ölü- münden sonra da kraliçe kar- deşile kocasının arasını bul- mak hususundaki mesaisinden geri durmadı. Nihayet ticari bir muahede akdi zeminlerini hazırlamağa muvaffak oldu. Herşey hazırlandığı halde, sekizinci Hanri'nin ve Papa- nın entrikaları üzerine bu mes'ele çatallaştı, ve birinci Fransova annesinin matemini bahane ederek bu muahedenin müzakeresini talik etti. Bunun üzerine Eleonor me- yus oldu, halı dokumak ve dua ile iştigale başladı. Kral da kendini ava daha fazla kaptırdı. ve yeni saraylar, şa- tolar inşasına daldı. Bu aralık Kollej dö Frans- ta ders kürsülerini çoğalttı, cehaletle mücadeleye - çalıştı; krallık matbaâsı teşkil etti, nâdir ve kıymetli kitapları bas- dırttı. Mişel Anj'dan şaheserlerinin birisini Fransa için istedi. Adli ıslahat için hukuk mü- tahassıslerile — müzakerelerde bulundu; bir hal almıştı! Maznunlar, leh ve aleyhte bir karar almak için beş veya altı sene zın- danlarda — çürüyerek bekli- yorlardı. Kararları da ne da- vacı, ne de dava edilen ve" he de samiler anlıyumımrlaıdı Çünkü... Bunlar lâtince verili- Yordul.. Birçok defalar zındanlarda, — höcrelerde unutulmuş, açlıktan Ve susuzluktan ölmüş veya Siçanlar tarafından yenmiş maz- Adliye işleri rezil | nunlar bulunuyordu! Bazı maz- nunlar da esrarengiz surette höcrelerinden tagayyüb etmiş bulunuyorlardı! Mahküm olan- lar, yahud karar beklemek için zındanlar da çürüyenler, ancak hâkimlerin istedikleri veremiyenlerdi! rüşveti Para — küvveti — sayesinde insan ölmez! sözü bu yüzden darbımesel haline girmişti. Haydutluk bu sebepler al- tında kârlı bir meslek ve san'at olmuştu. Bir haydud, müsade- mede maktul düşmezse, vur- duğu bir. kısmını vermek suretile kendisini kur- tarabiliyordu. Yeni adli teşkilât mühim | ve korkunç idi. Haydutlar he- | men asılacaklardı. Kanunun cürüm addettiği şeyler, şiddetli cezalara tâbi idi. Bu cürüm- lerle zan altına alınanların paraların muhakemesi çabuk görülecek. Fakat beraat kazanmaları pek çok şartlarla mümkün olacaktı. Yeni ceza kanunu çok ağırdı. Sarhoşluğu kendilerine âdet ittihaz edinmiş olanlar zındana atılacak ve ceza göreceklerdi. Sarhoşluk cürmile — zındana | üçüncü defa girenler de idam olunacaklardı! müzevirlerle, if- tira edenlerin, yalan, dediko- du çıkaranların dilleri deline- cekti! Halk kılıç, kama, sopa taşıyamıyacaklardı. Mürabaha- ci «ve muhtekirler, mucib ol- dukları zararları tazmin edin- ceye kadar zındanda kalacak- lardı. Kanunun, şiddetini — bilfil göstermek için birkaç muhte- kir zındana atıldı; birkaç mu- rabahacı ve halkın gıda mad- | deleri üzerinde ihtikâr yapan da umumi pazar ve panayırlarda asıldıla ** İç oğlanları kralın elbisesini değiştiriyorlar. Krala yeniden ağır kokular sürüyor. - Sonu var - lNöbetçi eczaneler ı Bu akşam Kemeraltı'nda Hilâl, Karataş'ta Santo, Keçe- cilerde Yeni İzmir, Irgatpaza- ÇLetem 3 ekir 5 'dada da soğuk bir - hava Smişti muhakkak... —Gel gel hoca hanım, otur Mindere.. Benim karı yor- ür da.. zi da ilâve etti: — Hem de çok yorgun Sham.. Ondan.. genç kıza yaklaştı, Ihçbll' şeye aldırmadığını ifade a l;/ır tavır. takındı: orgundur - tabil.. hp""ı köy hayatı.. der,Odisine gösterilen min- Sre Ufuruxken muhtar yaklaştı: | Ne Yazan: Orhan Rahmi Gökçe Diyen bir ifade tardı. Muh: N, vaziyeti kurtarmak istedi. şıya bir gâslcreyiml İçinden, sert ve keskin bir İtirazın fişek gibi namludan çıktığını duydu: — Jandarma onbaşısına mı; ne münasebet? Ren bir mu- allimim onbaşının ne emrimle, ne yapacağım işle alâkası ola- bilir.. Bu köyde sadece, sizi düşündüm ve emrimi göster- mek istedim. Hem de maarif başkâtibi.. Muhtar derhal atıldı: — Ahmed Bey değil mi, Ahmed Bey.. Büyük adamdır o! — Bilmem orasımı.. Fakat size bir mektub göndermişti. “Hoca hanım -Dedi- şu kâ-| Buyurun, onu alın. , Mnm verin de bizim onba- Ve Rizan mektubu çıkarıb Bugünkü maçlar Muhtelit.;;ıkımlar maçı ile Altay - Al. tınordu şildi var. Edirne muhteliti genç oyun: culardan müteşekkildir. Buna mukabil İzmir muhteliti Vahab, Sayid, Hakkı, Fuad gibi dört oyuncudan mahrum gibi Altay - Altınordu madığından — İzmir'in Edirne karşısına çıkaracağı B. takımı ile elde edeceği netice tahmin edilemez. Maamafih öğrendi- ğimize göre Edirne'lilerin kar- şısına şild maçları için uzun zamandanberi çalışmakta olan İzmirspor takımının bazı hat- larında ufak bazı tadilâtla çı- karılması ihtimali — vardır. Bu takdirde anlaşmış bir takım olarak bu şekil tatbik edilirse misafirlere karşı iyi bir netice elde edileceği daha ziyade kestirilebilir. Altay - Altınor- du maçına gelince her iki ta- rafta en iyi birer oyuncusun- dan mahrumdurlar. Kuvvet itibarile "her iki takım da ayni | derecede — olduğundan — maç heyecanlı ve alâkalı olacaktır. 6 Eylülde yapılacağını evel- ce bildirdiğimiz deniz eğlen- celeri, proğramın daha zengin olmasını temin maksadile 13 Eylüle tehir edilmiştir. Bu müsabakalara iştirak edecek kazananlara — ikramiyeler verilecektir. Bu eğlenceler İnciraltında yapılacaktır. Hazırlanan proğ- ram hafta içinde ilân edile- cektir. Futbol ajanlığınca İzmir seç- me takımına çağırılan oyun- cular şuulardır; Karşıyaka'dan: Selim, Ci- had, Hilmi, Asım, İbrahim, İzmirspor'dan: İbrahim, Fethi, Zihni, İsmail, Adnan, Nurullah, Reşad, Ömer, Göztepe'den: Mahmud, Halid, Demirspor'- dan: Riza, Burnava'dan: Rasim. Maçların hakemleri Saat 13 de Buca - Egespor “Orta hakem Fehmi (Altay) yan hakemleri Küçük Mustafa (Altınordu) Baha Konuralp Altay).. Saat 15 de: Altay - Altın- ordu: “Şild maçı, orta hakem Sabri (İzmirspor) Ahmed Öz- girgin ve İsmail (Göztepe).. Saat 17 de: Edirne - İzmir seçme takımları maçı “Orta hakem, Mustafa - (Altınordu) yan hakemleri: Fehmi (Altay) Sabri (İzmirspor).., ve muhtara verdi. Muhtar hiç ses çıkarmadan, çıktı. Karısı Ay- şe de bir aralık ortadan kay- bolmuştu. Kızları ile yalnız kalmıştı. — Şöyle yaklaşmaz mısınız? Dedi. Genç kız, ürkek ve garip bir güzel mahlük gibi sür'atle etrafına baktı: Ülaninti' sizdent Diyebildi. Bunu söylerken | © kadar cana yakın, o kadar samimi idi ki, Rizan bir kat | daha sevindi. — Ne var utanacek! Ben de sizin gibi, sizin yaşta bir kızım.; Adınız ne sizin? cevabını ha- — Annenizin de Ayşe idi değil mi? — Öyle.. — Bir oğlan kardeşiniz var demek? — Efem, iki yaş büyüğüm! Kur'ası çıktı, gitmedi. Şimdi olduğu | şild | maçı münasrbetile bu iki ku- | lübümüzden de oyuncu alına- | “Irun'dan sonra San Sebasti- yen'in de sukutu bekleniyor -—Ba;ı Tinci sahifede — hükümet tayyaresi ıİll'ılrulıııug r. drid harbiye narırına ait il bir Fransız komü- | nist kadımı ile daha birkaç kişi x, bulanan bir otomobil ele geçiril- | miş, Burgos'a getirilmiştir. Bur- gös'a mühim miktarda harp mal- zemesi de getirilmiştir. Milliyetper- | verler Alonal ve Oarrera mevkile. dürmüşlerdir. Hendaye, 5 (Radyo) — Dün İrun'un zaptı esnasında müthiş kalliam sahneleri görülmüştür. Şehri müdafaa edenlerin tah- liye sırasında sisten istifade ederek ilerlemiş olan Mola kıtaatile karşılaşmışlar ve çoluk çocuk, hepsi de öldürülmüş- lerdir. Bidasson sahilini takib eden bir nasyonalist kolu da, beynelmilel köprüyü geçmekte olan kadınları ve çocukları | mitralyözle doğramışlar, birçok | analar ve babalar, çocuklarının cesetlerini çiğniyerek köprüyü geçerek Fransız hududuna ilti- ca etmişlerdir. İrun'da esir edilenlerin kâffesi kurşuna di- zilmişler, İrun katliamı, Bada- coz katliamından daha feci olmuştur. Âsiler San Sebas- tien'e taarruza başlamışlardır. Mühimmat yoktur. Şehrin va- ziyeti ümitsizdir. Dün gece | tamamen âsilerin eline geçen İrun yanmış yıkılmış harab olmuştur. Madrid, 5 (Radyo) — Ce- nevredeki — Kızılhaç — bürosu, Madrid ve Burgos'a iki kızıl- haç heyeti göndermiştir. Bu iki heyetin İspanya'ya gitme- sile, beynelmilel bir kurum ilk defa olarak sücl grupla temasa girişmiş olmaktadır. Hükümet kuvvetleri Huesca şehri — kapılarına — dayanmış- lardır. Bir âsi'bölük, hükümet kuv- vetlerine — iltihak — eylemiştir. Tolevera ve Ofbpera cephe- lerinde milliyetperverler hezi- Ş uğttlinlürdir. Cosdas | rama'daki topçu — küvvetleri Puerto'daki âsilere aid mühim- mat depolarını uçurmuşlardır. Sen Relael'de 300 âsi öldü- rülmüş, esir alınmış, harb mal- zemesi ele geçirilmiştir. Ma- yorn adasından gelen bir telg- rafta, hükümete sadık donan- manın âsi şehirleri bombardı- man ettiklerini bildiriyor. Londra, 5 (Radyo)—Madrid de kabinenin sukutu ve yeni kaçak geziyor.. — Nasıl olur, ayıp değil vatani vazifeden kaçılır mı hiç? Jandarma onbaşısı görmiyor mu bunu? — Görmez olnr mu: gece gündüz beraber dolaşıyorlar. Meyhaneci gâvur - gibi rakı içip dııruyoiî Şübe sor- muş ta, “Bun,ılırda yok, diye yazmış İzmir'el.. Ben - bilirim ©o herifin muradı ne emmel. — Hangi herifin! — Onbaşının hoca hanım, on- aşının.. Aman anam duyma- sın, — Duymaz Fatmacık, duy- maz, Sen söyle bakayım! — Bende gözü var mun- darin.. Candarmalığını bitirince burada kalacakmış ta.. Ne bi- | leyim artık. Sığırtmaca — varı- rım, ona varmam.. Biyıklarını burka burka köyün her pen- ceresine, her kapısına göz diken arsızın biri.. Ayak sesleri geliyordu, sus- rini zaptetmişler, 270 marksist ök 't.ıl:ır Bu gelen muhtardı. De- | K hükümetin komünist Largo Kabalero tarafından teşkil edil- diği haberi Londra'da menfi tesir husule getirmiştir. Lizbon, 5 (Radyo) — Bur- gostan gelen haberlere göre Alkazar'da muhasara - altında bulunan âsiler 41 gündenberi mukavemet göstermektedirler. Maamafih yardım beklemekte- dirler. Mahsur âsiler 400 zabit, 700 Jandarma ve birkaç yüz sivil ve kadın ve çocuktur. Berlin, 5 (Radyo) — Doyçe Çaytung, İrun'un zaptını çok mühim görmektedir. Bu ga- zeteye göre vaziyet artık âsiler | lehine inkişaf edecektir. Bugos, 5 (Radyo) — İr baştan"baş yandığı — yala Kırk kadar yangın çıkmış ve şehir kısmen yanmıştır. İstanbul, 5 (Hususi) — Son haberlere göre, asiler Mad- rid'a kâkim. tepeleri el ge mişlerdir Hendaye 5 (A.A) — Halk Fonturabie'den çekildi. Gua- de'apu kalesi muhafızı da halk arasında Fransa'ya kaçtı ve hareket esnasında, rehin 160 kişinin hâlâ mahpus bırakıl- dığını söyledi. İrun hâlâ yanıyor. İşgalin son dakikalarında şiddetli so- kak muharebeleri Fransa'ya iltica eden Milisler derhal - silâhtan tecrid edil- mektedirler. Behobia'dan mi- lisler çekildiler, Fransa'ya il- tica ettiler. Hudut köprüsü şimdi âsilerdedir. Bunlar, b nelmilel köprüye mavi ve kır- mızı bayraklarla; gelerek; — Yaşasın Fransa, yaşasın İspanyal Diye bağırmaktadırlar, Hendaye, 5 (Radyo) (Sensebastiyen) ile Fransız hu- dutları arasındaki — muvasala kesilmiştir. Bu taraflarda âsi- ler tamamen hâkimdir. Dün âsilerin yakalıyabildikleri -ko- münistler tamamen kurşuna dizilmiştir. -Bugün yakılmaktadır. Viyana, 5 (AA) — Avus- turya Milletler cemiyetine mü- zaheret birliği bütün dünya- daki mümasil birliklere müra- caatta bulunarak bu birlikleri İspanya'daki dahili harb es- nasında yapılan vahşet hare- ketlerini hükümetleri nezdinde protesto etmekte ittifaka ve bu hususta Milletler —© un dır, olmuştur. cesedleri minki asık çehreden artık eser | kalmamıştı. Ağzı bir karıştı. Bir temenna etti: e — Vallaha hoca hanım, be- | nim aklım ermediydi de.. Mek- | tubu götürüp imama okuttum. Ahmed Bey senin için çok iyi yazmış.. Biz böyle ufacık, tefecik... Darılma amma, doğ- rusunu söylerim ben... — Darılmam, darılmam muh- tar efendi.. — Hani, çocuk yaşta bir- şeysin diye... Sonra... — Muhtar söylemedi, sustu — Söyleyin rica ederim, darılmıyacağım, dedim.. — Yüzün de açık a hoca hanım.. Muhtar bu söylediği şeyin gülünçlüğünü kendisi de anla:- mış olacaktı, gülerek odadan fırladı. Fatma'nın da içi büs- bütün rahatlamıştı. Yavaş bir sesle sordu: tinin konseyinin derhal bir karar almasını talep eylemeye davet etmiye karar altına al- mıştır. Te Hendaye, 5 (Radyo) Good- loppa kalesinde bir aydanberi rehine olarak tutulan Valeko — adlı, zengin bir İspanyol ka- — leden kaçınağa ve Hendaye'- ye gelmeğe muvaffak olmuş- tur, Gazetecilere verdiği iza- hata göre bu kalede bugün kurşuna dizilmeleri muhtemel 160 kişi daha vardır. Son zamanda, kaledeki gar- diyanlar işden çıkarılmış, yer- lerine anarşist gardiyanlar ge- tirilmiştir. Bunlar, bir razırın oğlu ile arkadaşlarını kurşuna — dizmişlerdir. Hendaye, 5 (A. A.) — ©€ İrun'un sükutu üzerine San Sebastien ile bütün kara mu- kesilmiştir. Rehine mahiyetinde saklanan 400 esi- rin akıbetleri hâlâ meçhuldür. Asiler bu muvaffakıyeti me- todlu ve soğuk kanlı hareket- leriyle kazanmışlardır. Behobia üzerine hücumdan — Penbelune'den - takviye kıt'alarının. gelmesini - bekle- mişler ve ancak ondan sonra harekete geçmişlerdir. Madrid, 5 (A. A.) — Yeni bükümet Sosyalist M. Largo Cabrallero'nun başkanlığında kurulmuştur. Lizbon, 5 (A.A) — General de Llanonun Sevil radyosun- dan bildirdiğine göre, Marki- sistler defa — olarak Mayork adasına ask.r çıkar- mıiya teşebbüs etmişlerdir. Fa- kat bu kuvvetler - hedeflerine varmadan püskürtülmüşlerdir. Paris 5 (A. A) — İspanya reisi cumuru dün ansızın Si- cebhesine giderek vazi- — yeti tetkik ve askerleri teftiş eylemiştir. j Hendaye, 5 (A.A) — Yan- makta olan ve adeta bir ateş kordonu teşkil eden binalar âsileri İrun merkezini işgal ct mekten menetmektedir. Bun- ların sabaha kadar beklemek mecburiyetinde — oldukları sa- nılmaktadır. İrun'da kalan iki, üçyüz ka- dar hükümet taraftarı son mü- dalaa teşebbüslerinde bulun: maktadırlar. Âsi - kuvvetlerin San Sebasticn etrafında olan tepelerden geçerek bu şehre doğru ilerledikleri — sanılmak- — Lütfen çeviriniz — vasalası evel üçüncü erra — Senin yüzün hep böyle açık mı? Evet Fatma! Sokakta da hal.. Evet, her yerdel.. Sizin oralarda da hep böyle mi gezerler?.. — Gençler böyle gezerler.. Ve bu da yeni başladı. Fatma'nın iri gözleri hay- retle, biraz da gıpta ile onu süzüyorlardı.. Bir saat sonra yemeklerini yimişlerdi. İlk dela bir köy sofrasında oturmuştu ve Fatma, terliyerek, Hitreyerek, kusur işlememek için, herşeyin en temizini ona yetiştirmek için öyle çırpınıyordu ki... * PC Fatma ile bir odada yata- caktı. Genç kiz, kaliın - çille şilteleri üstü yerli dokuma kilimli hasıra sererken; - Sonu var -

Bu sayıdan diğer sayfalar: