N Birinci Fransova BÜYÜK TARİHİ TEFRİKA Çeviren: F. Şemsedduı Benliağlu Güzel Fransovaz'ı, kocası hayvan boğazlar gibi öldürdü Kralın adamı tekrar geldiği Vakit, Fransovaz kendisine bir Atın çıbık verdi; mücevhera- finı hep eritmiş idi. — Krala bunu veriniz. Kral- n verdikleri geri almaları âdet — değildir; 'ana mücevherat verm de - kedisine bunun için o şti; ben çıbık bir altın Veriyorum. Mektublara gelince; Onlar hayatımın en aziz ha firalarıdır; bunların kendim Kin muhafaza ediyorum. Demişti. Kral birinci Fransova, sa Sbik sevgilisinin bu. inceliğini takdirden kendini alamadı ve: — Doğrusu, bir kadından Ymulmıyacak derecede incelik Ve cesaret gösterdi. Bunları Bene kendisine hediye ediyo- | Tum. Dedi. Fransovaz, Şatobriyan şa- tosunun bir vakitler krala Mahsus ve arabasının arabesk lezyinatlı, yaldızlı kubbeli da- itesinde birden kulak kapart- İk Merdivenlerden birisi çıkı- Yordu. Gelen Kont idi. — Madam -dedi- dua edi- Diz, çünkü artık hesab saati | Beldi. Fransovaz kocasının ayak- rına kapandı! — Bana merhamet ediniz, “dedi. ne kadar seviştiğimizi İnutmayınız, rica ederim. — Madam, meşhur darbı Meseli bilirsiniz; “Yüzük ile üşhyan — aşklar bıçak ile nis et bulur!,, Derler. Bedbaht güzel kadın oda 'Çınde bir köşeden dlse kö- kaçıyor ve sesinin bütür '“Iwetıle bağırıyordu. ont kapıyı tutmuş idi. Ve: — Haydi Madam, gürültü v şirretliğe lüzum yok. Hiç Mazsa bir kral kızı gibi ce- '*r_m: ölmeği bildiğinizi isbat niz, dedi. W © sözler üzerine Franso- b:l olduğu yerde durdu ve #ırmaktan da vazgeçti. Gü- GÜ başım ve kollarını ileri Natarak: — Haydi Süz. Dedi. q'ln içinde kalan Fransovaz M kocasına: > Kralın - intikamımı ala- di unutmayınız. Dedi. Fakat katil hakım vazifenizi görü- OLM10X tandan kork: madığımı derecede gös- terir. Sizi unutmuş olan kral ne yapabilir, sanki? lahtan, ne d Fransovaz çöktü, yüzü bal mumu kadar sararclı ve yere düştü. Kont; karısının ölümünü hissiz bir Halde /seyrölli Kadın son nefesinde: — Beni hayvan gibi ölr ğe mi bırakıyorsunuz? De ve şu cevabı aldı: - Bir köpek gibi; madam a Kral bu haberi aldığı vakit ağladı; hele Marot tarafından kitabesi yazılan mezar taşını görünce: — Çok sevdiğim bir sima- yı saklıyan soğuk taş, dedi. Fransovazın rakibi An ise: — Çirkefi Allah bir daha yere gündermesin! Dedi. e Edebiyat ve san'atın babası Grev meydanından yanık insan et 'kokusu üzerine Tribule krala: — Bu koku, kızarılmış et kokusul, Dedi, Kral, kederli bir tavırla: Sus, deliler üstadı, sus! Dedi. — Ah.. Ah.. Bu eşek sor- bonlular, bu Rafızı'ya ateşte kızartarak Latince öğretmiye çalışıyorlar. Sir, sen burada herşeyin hâkimi * gelen — Git dıyorum sana, deli! — Gideyim ama... Hele söyle, sen mi haklısın, |*ıı-n mi? " - Sonu var - Yangın yerindeki kulübeler Bazı kimselerin yangın yer- lerinde belediyeden müsaade almaksızın kulübeler — yaptır- dıkları görülmüştür. Belediyece | müsaadesiz yaptırılan kulübe ve diğer inşaat menedilmiş ve yıktırılmak üzere tedbir alın- mıştır. Hava tehlikesini bilen- lerin arasına katılmıyan- lar! acele ediniz. Yurd sizi ödeve çağırıyor. Türk hava kurumu ı Nöbetçi eczaneler ı Bu “akşam Kemeraltı'nda İttihat, Güzelyalı'da Güzelyalı Irgatpazarı'nda Asri, İkiçeş- melik'te İkiçeşmelik, Alsan: cak'ta Jozef Jülyen eczaneleri açıktır. ekir Yazan: Orhan Rnhmi Gökçe —— — —— Kahya kesilmedin ya | Gitte aşağıki yolu tut, ı" kaldır, gelene geçe- "llîu Söz, ihtiyar kadını, yav- ka m"* dokunulan bir kuluç- Yü b' çıldırtmıştı. Arkaların- ağınyordu : "'a Ni samanlık doğurt- Sin , öSnil Naha ziıkkim ol Smei Ylünün sana verdiği .ııı_ Gozune dizine dur: Yim hi Arın onbaşıya - söyliye- B Rim Sör Zan, Bekir'e baktı. O ar- tık hiç ses çıkarmıyordu. İçin- de derin bir hissin ses ver- diğini duydu. Demek ki Be- | n söyledikleri hep doğru idi. O, köy içinde vatansız bir serseri idi. Ve bu akşam da kendi yü- zünden bu hakarete maruz kalmıştı. Bu küçücük insan fidanı, kurak ve yanmış bir toprak üstündeki bir ağaç yal- nızlığı içindeydi demek.. Ya- nına yaklaştı. Elini omuzuna koydu. Saçları ipek gibi yu- muşaktı Bekir'in.. birden diz üstü | ANADOLU Orta Avrupa'ya bir bakış Avusturya başvekilinin izdi- vacında ileri sürülen şart.. Te Merkezi avrupada bir - şey- rizle karşılaşıyoruz! Avusturya - Almanya uzlaş- ması, siyaset sahnesinin en büyük sürpriz oyunu oldu. Von Papen tam iki senedir bu neticeyi elde etmek mekte; Şuşnig'de bu uzlaşma- ya imza koymak için iki şart ileri sürmekte idi: ya'nın — istiklâlinin — Almanya tarafından tanınması ve Avus- turya'daki Nazi fırkasının lâğvıl Hitler, Şuşnig'in bu iki şar- iste- tını kabul etmekle Avusturya Anşlüs'den kurtuldu mu?. Von Papen'in siyasi haya- tının en büyük muvaffakıyeti Bu ! B Çünkü., uzlaşma, — Alman- ya'nın Âvusturya- işte buradadır; yıyutması için' en müsait bir yol de- mektir. Fakat bu mukaveleyi yapmış ue olmak şerefi, Von z Papen'in değildir! ı.ı Ya kimindir? Bir kadının! Ağustosun altıncı günü Salz- burg'un küçük Mariazel kilise- sinde sadece dört şahitten ve bir papastan başka hiç kim- hazır bulunmadığı bir büyük bir senin nikâh — merasimi, gizlilikle yapılmıştı! Yeni evlenenler Avusturya Şansölyesi M. Kürt Fon Şuş- ning ile cihanm en maruf al- kol - fabrikalarının sahibinin dul zevcesi Madam Mariya Lederes idil Görünüş itibarile çok basit ve tabii bir hâdise. Fakat ha- kikatte çok mühimdir! — Çok ağır şeyler s sana bu kadın! Diye mırıldandı. vap vermedi. — Öyle değil mi Bekir? O gene susuyordu. — Bekir, başını kaldırsana yavrum, Yüzüme baksan al Bekir bilâkis başını eğmişti. Rizan dayanamadı. Onu çe- tuttu ve eğilerek Bekir ce- | nesinden baktı : Bekir'in uzun kirpikli göz- leri kapanmış ve bu kirpikle- rin arasından harikulâde el- maslara benziyen, iri, parlak yaşlar yuvarlanıyordu. Rizan, şaşırmıştı. Öksüzlü- ğgün, yalnızlığın acılığı, demek | bu kadar acı ve kuvvetli idi? Mukavemet edilemiyen bir ka- | buk altında, adetâ iki büklüm Avustur- | Çünkü, M: Şuşning'in sami- * —.. — General Gamelen ve General Rilz Smigli Lomışııgnr mi dostları çok iyi ler oluyor. Her gün bir sürp- | “ı.ndaııı Mariya Lederi ning'in uzattığı dost kabul için bir şart koşmuştu: Şuşning'in - siyasi attan ve Avusturya başve- nden kat'i sürette çeki mesi küçük Şansi Dulfış'üıı akıbetine ması! Şuşning'in Madam Les- ile hiç olmazsa Alımanya'ya karşı muhalefetten vazgeçmesi de mektir! ı7ı1nm 1 yâni uğrama deres evlenmiş ** Bu Avusturya-Almanya uz- laşması, Almanya'nın şarka doğru siyase iden (a- aliyete geçmesidi anun için ilk taksim veya ilhak Çekos- Kral Alfons lovakya'ya mukadder mektedir. Bunun için merkezi Avru- pa'da yeni bir ,Tiyatro dar- besi,, beklenmektedir. Ve Ma- car hükümet naibi amiral Horti'nin son katmerli mülâ- denil- | katı da buna delildir! Çekoslovakya, Almanya ve Lehistan ve Macaristan arası: na sıkışmış bir devlettir. Yu- tulması kolay bir lokma sa- nılmaktadır. Fakat, leketlerini şiddetle müdafaaya karar vermişlerdir. Cumhur reisi Benes, mem- yaşamak, susmak ve susmağa mahküm olma! kadar korkui Düşündü: Evet -diye. söylendi- ins san kendi kendini mahküm ederse ve kendi isteği ile su- sarsa, bundan o kadar büyük ve acı bir ıstırap çıkmıyor. Fakat şu susmağa mahküm Yanık Bekir gibi, her kötü şeye karşı, her tokata, her tü- kürüğe, her hakarete karşı bilâ kaydü şart susmak lâzım gelirse bu ne acı şey olur? Avucundaki küçücük men- dilini uzattı. Bu, gayri ihtiyari bir hareketti. O güzel çocuk başının yaşlı kirpiklerine do- birşeydi? ; kundü, — Bekir, ağlama -dedi- bundan sonra yalnız değilsin. olması, | Kral Alfons mütemadiyen kaçıyor. Çekoslovakyada mühimmat fabrıkalarmm bacaları duman ve asabiyet püskürüyor. Çekoslovakya'nın | maktadır! Çekoslovaklar mem- | | bildiriyor! Gazetelerin gelme- demek ki bu | kir İ | Teket müdafaası için yeni bir kanun çıkarmış ve her küd- retin memleketi tahkim ve si- lâhlandırmağa temin etmiştir. Meşbur bkn(ld fabrikaları bacalarında hasredilmesini cehet anlar püskürmekte- izabe — fırınla bacalarından da kara duman- karışık — taşan larla ıılı vler, sabi. haksız belâgatle dört haris onlat yetini komşusuna 957 K. Kâzım 759 Alyoti bira. 356,5 Albayrak ti. 9 277 Beşikçi z. 226 İ. kezdem 204 M. J. Tar. 118 Vitel ve şüre. 6 50 100 Y. İ | 28 M - 419/936 H, | Borsada | Üzüm satışları: Ç. Alıcı KS KA 14 13 50 15 11 12 50 13 SO 17 50 19 11 625 50 50 25 T5 25 50 9 7 366 H. Alyoti — 9 10 8 10 119 Şerif Remzi 8 g 8 9 103 Ah. Muhtar Talât Arditi 75 S0 75 98 D. 98 H güneş 85 >hi Emin 7 75 15 Talât Erman 11 50 29 Şe. Riza ha. 11 75 Arditi 8 50 50 25 T. Debas 6 75 2 18 J. Kohen 10 75 7 7 O, Eğli 12 50 4008,5 Si |50324,5 Ya gencral Gamelen'in Var- Mi Şaşning şova ve Lehistan'dan gördüğü hüsnü kabul, ve buna muka- bil Lehistan Diktatörü general 456 416 177 175 161 151 ni 100 54335 İncir satışları: Ç. Alıcı KS 1396 Ş. Remzi — 8 50 . Pak 6 75 Tütsü ile te. 50 A, Muhtar 25 P. Paci 7 Göldeli İzzet 7 75 B. Alazraki B. Franko Ş. Riza halef. İzzi ve Ali Binmayor 84 M. |. Taran. 50 Y. İ. Talât 41 Alyoti bira 34 Na. A. Hay. 22 H. Şeşbeş 1 S; Süleyma. 3548 oo S0 50 75 ©a 87 86 75 50 SAA 31082 kaptırmış olan M. Bek şimdi milletinden ne kadar uzak düş- tüğünü anlamaktadır. Merkezi avrupa vodbvilini bu da başka ve ibret verici * Sabne darbesi ,... ' Kral on üçüncü Alfons, mer- kezi avrupada küçük bir şe- hirden daha küçüğüne göç edip durmakta! Hâlbuki İspanya'da — arzın ancak orta- devirlerde gördü- ğü bir kanaat ve rejim kav- gası hüküm sürmektir. Daha dün denilecek manda aaraylarından —koğub- muüş olan bu kralın, sarayla- rma kavüşmak ümidine kapıl- dığını sananlar aldanmaktadır- [ur, sabık kral: Artık tahammül edemi- yorum; her gün bana, bizim orada memleketin yeni yan- gınlar içinde kaldığını, bin- lerce kurbanın" ölüp gittiğini bir za- | diği küçük kasabalara kaçı- yorum!. Demiştir. FŞ İ Bir müddet yürüdüler. Be- bir köşede durdu : | — Ben -dedi- buradan öte- gitmem hocanım. İşte, şu z ev, muhtarın evi, Bak, kapının önünde buruk bacak- h kızı da oturüyor. Ve Bekir bBunu söyler söy- lemez döndü. Rizan birşey | yapmak istedi : — Gell | Diyecek oldu, diyemedi. dese de ne çıkardı?. Onu ne- reye çağırabilirdi? Bekir bu akşam aç mı ka- lacaktı acaba? | Mezarlıklarda nasıl yatacak- &1? O mezarlıklar ki. Gözlerini sıkı sıkı yumdu ve açtı. İçini çekerek yü Hayat bazen, iradesiz ve ih- tiyarsız kayılan bir buz sokak 240 Buğday | 20 Burçak Turkıye -Htalya 34630 Zahire satışları: Ç. Cinsi K. $. 6315 5 50 4375 K.S. 6 375 5 50 4375 31 Kumdarı Ticaret işleri için bir toplantı Şehrimize gelmiş olan İtal: ya ticaret konsiyemiz Suphi Ziya, dün akşam üzeri İtalya ile Hcaret yapan İzmir'li tüc- carları şehrimiz Ticaret oda- sı salonunda — bir toplantıya davet etmişti. Toplantıya bir- çok tüccarlar - iştirak etmiş- lerdir. Türkiye-İtalya — ticaret anlaşması hakkında Suphi Ziya tarafından tüccarlara iza- hat verilmiş ve tüccarlarımızın dilekleri tesbit edilmiştir. Dr. Şaht Berlin, 3 (Radyo) — Dr. Şaht, Prag'a gidecektir. siliii Muhtarın kapısının önünde | durunca, kapıdaki çocuk ön- lara baktı. Bu çocuk yaş bir sığır tezeğine uzattığı bir değ- neği havalandırıyor, sonra te- zeğe vuruyordu. Pisliğin her sıçrayışında keyifli keyifli gü- lüyordu. Bir gözünün siyahı kena- rına kaçmıştı. Bekir'in dediği doğru! Bacakları da eğri-büğ- rü idi. — Kızım, baban nerede? Küçük kız çocuğu ona ce- vap vereceği yerde - başını, | kapının aralığından evin içine uzattı. Ve hasta bir sesle: - Bubaaaa -dedi- bir. gâ- vur. kizi gelmiş seni çağı- rıyor. — Sonu var —