4 1 /9/ 936 Sağa sola: Tasdik dediğin '» böyle olur. 2 Oğlumu yazdırmak için Kar- şıyaka ortamektebine müracaat eltim. Şu kadar pul, bu ka- dar fotoğraf lâzımdır dediler. — Peki dedim. — Bir beyanname yazdılar, ve şuraya imza et, dediler. — Peki dedim. Sonra... — İmzanızı tasdik ettirmek için belediyeye gidiniz, dediler. — Peki, dedim. Belediyeye gittim. Bir be- lediye zabıla memüru elimde- ki kâğıdları hemen aldı. Ne- imzama ve ne de yüzümc bak- tı. Hemen bir mühür bastı altına bir de imza koydu. Gene yüzüme baktmadan; — Ölün ddi Ona da peki, dedim. Be- yannameleri götürüp verdim. İşim olmuş, çocuk mektebe yazılmıştı. Bu noktadan mem- nunum. Allah devlete zeval vermesin, — Gerek mektep idaresi, gerek belediye memuru bana hiğir güçlük göstermedi. Bu itibarla da onlara karşı diye- ceğim yok. Her ikisinden allah razı olsun. Fakat.. Beni tanımadan, yüzüme bal lan, imzamı bilmeden, basılan mühüre ve yapılan tasdika aklım ermedi. Bu ga- rip vaziyeti — alâkadarlardan birine anlatmak istedim. — Efendim usul, dedi. *« .. Maamafih ilmühaber, hüsnü — hal varakası, tasdik falân gibi muamelelerde eski muhtarlarla belediye arasında bir fark ol- duğünu inkâr etmemek |â- zımdır. Eski zamanlarda bu iş için Mühları arayıp- bulmak, elinc de elli kuruş sikiştirmak - za- Türi idi. Mubtar parayı alın- cıya kadar insana güler yüzle M©muamele eder, bastığı mührün ne mühim mes'ele olduğunu anlalır, aldığı parayı hak etmi- ye çalışir ve hattâ birazda dalkavukluk yapardı. N Belediye memuru bu vazi- — yette ölmadığı için, işi uzat- Madan yapıyır. İnsanın yüzüne bile bakinıyor. Zaten baksa ne çıkacak? * .. İ Bu muameleden sonra dü- Şündüm. Belediyelerde yapılan bu Yasdik muamelesinin adı nedir?| Haydi bunu da ben söyle- | "tıryı'm. ' insanlar artık “Leb, deme- den leblebiyi anlıyorlar. ALr Zakımoğlu Atış ve atlı 3Por kulübünün resmi,. ir atış ve atlı spor ku- Ehü Vasıf Çınar bulvarındaki B_"kezinde manej yerlerinin 'hasının ve ahırlarının bütün larını tamamlamıştır. arı açmak için İzmir'i şe- l'î:ndîrno:k olan - Başvekil t İnönü kulübün fahri itkanı bulunduğundan kulü- n _'Çllmı törenini de kendi- #rinin k ı.._ıdi:ıpmısı kuvvetle muh- Çeşme'de tetkikler Valimiz Fazlı Güleç ile be- Ve €© reisi doktor Behçet Uz A,::"iYel müdürü Selâhiddin Ğ Korkud, pazar günü N Plâj ıca köyüne gi- tetkikler yapmışlar ve şehrimize dönmüş- e -30 Ağustos —Başı 1 inci sahifede— | — Di gnp halinde kışlaya — giderek | müstahkem mevki komutanı goönc- ral Bürhaneddin'e 30 Ağustax aafer bayramını kutlulamışlardır. Bu vi- yaret cenasındu k sücl muzika tara önündae duran n selâm mar- Şt çahırmış Ve bit aekeri kıt'a tü | ğ ralından selüâmlarmışlardır. j Cumuriyet meydanında topla- nan halk, saat dükuzü değen kesif bir kalabalık teşkil ediyordu. — Ba rodaki türene tam saat 9,30 da as- teğmen Faliri'nin Atatürk'ün bey- keli önünde hazırlanmış olan kür- süden söylediği bir mutukla haş- lanmıştır. Heykelin önünde vali Faxlı Gü- Teç, müstahkem mevki komutamı genaral Bürhancddin, general Ra- sim ve diğer komutanlar, subaylar, belediye rveisi doktor” Behçet Uz, | aylavlar, mülkiye, ad- | liye ve saaliye erkâmı ile pekçok halk yer almaşlardı. Tlk autku iradeden östeğimcn Fahri, 30 Ağustos zalerini vusıl başardığımızı ve ne kadar müşkül | şerait içinde muvallak olduğumuzu anlatli ve ezcümle dedi ki: *Günün birimde bizden bir va- zife isterlerse büyüklerimizin bil. diği şu hakikati bütün acon da hilmelidir ki; Türk ordusu her za- man, her yerde dalma Bic Demlü- proar, bir. başkomutanlık muhare- besi yaratmağa müktedirdir.> Dr. Kâmran Kenan söyliyor Alkışlanan bu söylevi müs- 1 tahkem mevki komutanı Ge- | neral Burhaneddin'in şu veciz söylevi takibetmişlir: Komutanımızın söylevi: Sayın yurddaşlarım, askerler; Büyük bir sevinç ve tatl bir beyecanla kutluladığımız büyük bayramımızın cihana hayret veren safhalarını, men- kibelerini genç silâh arkada- şunm Asteğmen Fahri mütevazi | bir lisanla ve topluca anlattı, Büyük ulusumun kalbinde ebedi bir heyecan, yüce ordumun rahunda daimi bir kudret kay- nağı halinde yaşamakta ve ebediyen de yaşıyacak alan bu zafer hakikaten eşsiz. ve büyüklüğü hudutsuzdur. Bu zafer, Türk'ün, esasen şüphe gölürmiyen ve tarıhçe de müsbet olan askeri kudretini bir kere daha tebarüz ettirmiş olmak itibarile; askeri bakım- dan sadece bir zaler olmak itibarile, harb san'atının nümu- itthazına değer bir eseri 'ol- mak itibarile bir kıymet ifade eder, Fakat yalnız bundan iba- ret değil. Bu zafer, istiklâl " savaşının kat'i neticesini tayin etmiş o'an bir zaferdir ve bu ilibarladır ki kıymetinde bir özellik ve özel bir büyüklük vardır. İstiklâl savaşı, tarihte bir benzerine tesadüf olunamıyan ve alelâde telâkkilere göre, muvaffakıyetten ümid kestiren güçlükler ve — mahrumiyetler içetde cereyan etmiş, fakat buna rağmen muyaffak olmüş bir savaştır. Bu muvaffakıyetin — sırrını, | Türk'ün yaradılışında meknuz | olan hayat kabiliyetinde, is« | tiklâl ve hürriyetine zerrece es”, ” F Ş FO a YND GA? AF A CA yiğit müsamaha kabul etmez kıs- kançlığında, ve bu. kabiliyeti | bizzat duyan büyük Atatürk'ün rehberliğinde ve başbuğluğun- da aramalıdır. İstiklâl savaşı, Türk'ün bir gaşamak hamlesidir. Türk, istiklâli ve milli hu- datlar,nın korunması için içtiği andı. bu savaşla, bu savaşı neticelendiren büyük zaferle yerine getirmiş, andımı yerine getirmekteki azim ve kudretini, yaşamak için kabiliyet ve zin- deliğini bütün bir dünya kar- şısında isbat etmiştir. İşte bugün kutluladığımız yıldönümünde burada toplan- makla- bu milli andımızı bir kert daha hatırlıyoruz. Türk'ün bu andından ve bu andı. yerine getirmekteki azim ve küdretinden tegafül ederek bir gün varlığımıza, istiklâlimize, yurdumuza saldır- mak deliliğinde bulunacak bir düşman varsa, Türk'ü gene başkumandanlık Meydan mu” harebesindeki ayni azim ve imanla ve o mubarebede ol- düğü gibi düşmanını imha edici kuvvet ve kuüdretle kar- şısında bulacağında şüphe et- mesin. * İstiklâl savaşı bizatihi bir devrim hamlesidir de. Onun — sonuçlarını bugün içeride muhtelif alanlarda ta- hakkuk etmiş es:rlerile ve dışarıda kazandığı siyasal mu- vaffakiyetlerle görüyoruz. İçtimai alanda şimdiye ka- dar tahakkuk etmiş devrimler, kültür, iktısad ve sanayi alan- larda her gün yeni bir - ileri âdım, yeni bir eser, medeni âlemdeki mevkiimizi her gün bir kat daha yükseltmektedir. Yaratıcı dehası, yüksek azim ve idaresile ve daima terakki ve muvaflakıyet yoluna götü- ren rehberliği ile bizi her gün bir kat daha götüren Büyük Atatürk'e sonsuz saygı ve şükranlar. Yaşasın büyük ulusumuz, yaşaşıd Atatörk'ümüz, yaşasın yiğit ordumuz! Çok alkışlanan bu söylevden sonra şehir meclisi azasından Muzaffer'in şehir namına ver- diği çok canlı nutuk takibetti. Muzaffer: , Bu, büyük zafer, muhak- kaktır ki. tarihi vasıfları kah- ramanlık olan milletlerin tari- hinde çok emder tesadüf edi- len, büyük, çok ulu, kıymet ve ehemmiyeti ölçülemiyecek, muazzam bir şeref ve şan âbidesidir. Diyerek zaferin bir tahlilini yaptı, Atatürk'ün nutkundan da parçalar aldı ve çok alkışlandı. Bunu, C, H. P. Vilâyet idare heyeti üyesinden Doktor Kâm- ran'ın aşağıdaki nutku taki- betmiştir. Nutuk: Arkadaşlar; ileri emekçisi Geçiltten intibalar devriminin ilk hareket günü- dür. Bugün Türk milletinin kurtuluş ve kuruluş iradesinin tahakkuk günüdür. Sever'den Lozan'a kadar karanlıktan ay- dınlığa, eskiden yeniye bir millet iradesile, biz. bugün ulaştık, 1918 galibleri, siyasi formüllere, yeni bir ( Magna Cha:ta ) vücuda getirecekle- rini vadettikleri halde hakları çiğnenen, yekdiğerini düşman yapan acaib bir Avrupa hari- tası yapmakta tereddüt etme- diler, fakat, Türk milletinin şerefli ve tecrübeli mazisi istik- lâle, hakka, yaldızlı vaıdlere değil, ancak milli kuvvet ve milli savaş ile kavuşabileceğini bildi ve isbat fetti. Onun için 30 Ağustos, yal- tız Türk tarihinde değil, cihan tarihinde de yaşamak kavga- sının bir kere daha isbat edil- miş kanun örneğini verdi, Arkadaşlar; Maziyi unutarak 14 yıl önce silâhli medeniyet, lâboratuvar- lar.nın bütün tekniğile Türk yuürduna ölüm saldırışı halinde yürümüştü. Fakat tarihin hiç- bir çağında köle olmıyan, za- fer ve şeref için yaratılmış olan Türk, tarihin seciyelen- dirdiği askerlik ve hürriyet sevki tabitsile 30 Ağustosta kendisi için kurulan ihanetin, pusunun cezasını düşmanlarına çektirdi. Bogün, rejim müvazenesini, istiklâl perisini kaybeden mil- letlerin ve bütün insanlık dün- yasının, Atatürk'ten alabileceği ulusal dersi bu an, yurdün her köşesinde kutlulanan bay- ramın manasında ve bu bay- ramın — ulaştırdığı Bayındırlık ve dahili siyasetin lezzetli ha- Vasında aramalıdırlar. 3OA ğus- tosun büyük yaradıcısı, Türk milletinin azim ve iradesini temsil eden milli ordumuz, günün ve arsıulusal siyasetin, sulh makanizması rolünü yap- maktadırlar. Bu, zalen onun taribi değil midir?. İçinde bulunduğumuz coğ- rafi vaziyet dolayısile ordu- muz, — beynelmilel — emniyetin bekçiliğini, beynelmilel siya: setin derin sempatisi, hayran: lığı içinde ifa etmektedir. Türk ordusu çok kuvwvetlidir. Ona saygımız ve güvenimiz çoklur, fakat biz ordumuzu bir istik- lâl harbı için değil, ona do- kunulması — müthiş âkibetler doğuracak olan tehlikeli bir silâh haline getirmişizdir. Bize kimse dokunamaz. ışgıl yıllarının acı ve kara hatıralarını, günün tarihi ka- dar yakın ve içten duyan ve çok istirap çeken bugünkü neslik vazifesi, bu milli ve ta- riht şuuranu geleceklere ay- nen sunmak olacaktır. Ve şimdi burada, bu bü- yük bayramın tezahürleri için- de milli kurtuluş ve kuruluşun Atatürk' .| onunla omuz omuza çalışan fedakâr arkadaşlarına, değerli kumanda heyetine ve bu da- vada kanın; helâl eden Meh- metçiklerimize — saygılarımızı, minnetlerimizi sunarım. Yurdun aydın ve kutlu gün- lerini görmeden yurd için ölen- lerin ruhlarını saygı ile anarım. Yaşasın Türk milleti, yaşa- sın onun fedakâr ordusu!,, Çok alkışlanan bu veciz | söylevden sonra geçil reimi başlamıştır. Kahraman asker- lerimiz hararetli ve sürekli bir şekilde alkışlanmışlardır. En büyük komutanı olan Müstah- kem mevki komutanı General Bürhaneddin'i selâmlamışlardır. Geceki tören Şehir geceleyin baştan başa elektrik ışığı içinde idi. Şehrin muhtelif yerlerinde fener alay- ları dolaşmış ve halk tarafin- dan alkışlanmıştır. Denizde de liman işleri mü- dürlüğünün iki vapuru, ışık içinde sabaha kadar halkı gez- dirmiştir. Ordu evinde bu Bü- yük gün şerefine bir de ba'o verilmiştir. İstanbulda: İstanbul, 30 (ALA) — Türk ordusunün büyük başkuman- danının eşsiz sevk ve idaresi altında yurdu ebediyen kur- tardığı 30 Ağustos günü bü- tün İstanbul halkı tarafından en candan tezahürler ve nü- mayişlerle kutlulanmıştır. Şehrin her tarafı donanmış, taklar ve bayraklarla - süslen- mişlir. Bütün sokaklar orduyu candan alkışlıyan halkla do- ludur. Saat 8 den itibaren İstan- bul kumandanlığında kuman- dan tarafından tebrikler ka- bul edilmiş ve 10,45 de Ba- yazıd meydanında askeri kı- taların, —mekteplerin ve sivil teşekküllerin iştirakile büyük bir geçid resmi yapılmıştır. l Geçid resminden evel genç 1 bir subayın İstiklâl harbi bak- | kındaki nutkuna kumandan | bir nutukla mukabele etmiştir. Geçid resmine iştirak eden | kıta ve heyetler Şşehrin ana İ caddelerinden geçerek Taksi- me gitmişler ve Cumuriyet abidesine çelenkler koymuş- lardır. Tayyarelerimiz bu te- zahürlere uçuşlarile iştirak et- miştir; Gece fener alayları ve şeh- rin muhtelif yerlerinde teza- hürat yapılmıştır. Yurdun her tarafında Ankara, 31 (A. A) — Yur- duün her tarafından 30 Ağus- tos zaler ve tayyare bayramı- nın doşkün tezahuratla kutian- dığını ve fener alayları tertib edilib nutuklar söylendiğini bildiren telgraflar gelmektedir. l Profesör Şevki Akçay Baytar fakültesi profesör- lerinden Şevki Akçay, Anka- H ra'datı şehrimize Trakya'lılar —i ' İzmir'in misafiri bulunuyorlar Fuar'ımızı ziyaret için Tre ya'dan gelecek kafileden kısmı, Pazar günü Bandı! ekspresile gelmiştir. D ziyaretçilerle Edirme sporı ları, bügün İzmir — vapuri şehrlmize geleceklerdir. Tral ya'lı misafir sporcular, bu; saat 14 de Pasaport'ta bulu nacak İzmir'li sporcular tara fından karşılanacaklardır.Tra ya'lı sporcular, Pazar günü — İzmir sporcularla temaslar yas pacaklardır. <BÜ ün gelen Trakya'lı kafile, Emirâlem istasyonunda köylü- ler tarafından karşılanmış ve kendilerine incir ve üzümler — ikram edilmiştir. -Kırklarcli 4 Ticaret odası reisi Ragıb ve meslektaşlarımızdan Kadri Oğuz, birçok tüccar, öğret- men ve doktorlar, dün gelen kafile arasındadır. Misafirler, — Mıntaka San'at mektebine ye leştirilmişlerdir. ç Umumi müfettişlik sinema, — film ve fotograf şefi Vehbi — de şehrimize gelecektir. Maliyede 50 Memur açıkta kaldı.. : Şehrimizde yeni maliye teş- kilâlı yakında ltamamlanacak- tr. Maliye vekâletinden ba: nokta'ar hakkında - telgrafla — malümat istenmiştir. Haber — aldığımıza ve — söylendiğine göre yeni maliye teşkilâtında açığa çıkarılan maliye me- murlarının sayısı 50 dir. Ş Bu memurlar; ilk açılacak diğer memuriyetlere alıma lardır. Evelce mevcud 9 ma: liye tahsil şubesi, dörde in dirilmiştir. Tebliğ memurlarile tahsildarlar, maaştan ücrete tahvil edilmişler ve bir. kısmı — tekaüde sevk - olunmuşlardır. Açığa çıkarılan memurlar ara- — sında tahakkuk memurlarından da vardır. İlk ve orta mekteb. lerde kayd ve kabul Bugünden itibaren ilk mek- teblerde talebe kayd ve kabul — — muamclesine — başlanacaktır. Kayd ve kabul muamelesi, 15 — eylüle kadar devam edecektir. — Dün şehrimizdeki ilk mekteb- ler baş öğretmenleri, kültür direktörlüğünde bir - toplantı yapmışlardır. Yar direktör Rauf İnan'ın riyasetinde yapı: lan bu toplantıda bütün mü- — racaatların geri çevrilmemesi için alınacak tedbirler görü- şülmüştür. ? Orta mekteblerle liselerde — kayd ve kabul muamelesine — 15 eylüle kadar devam edi- lecektir. Almanya'da tetkik seyaha- tinde bulunan şehrimiz kültür direktörü Ali Riza, şehrimize dönmüş ve vazifesine devama — başlamıştır. Âsiler Bir Fransız muhabirini Kurşuna - dizdiler... Paris, 31 (Radyo) — Entra- nisjan gazetesinin muhabiri — Maryoka'ya çıkan hükümet — kıt'alarile birlikte esir tutulmuş —— ve bilâ muhakeme esirlerle birlikte kurşuna dizilmiştir. Bu hâdise, Entranisjan g; zetesinin ve sağ cenah gazete- lerinin âsiler aleyhine şiddetli y . YUŞ