A İhE ME Dü ea m;z- ai Fıhtenın Hıtabesı p ,71 Hükümetler, işi candan ele almak ve eskisini atıp faydalı yenisini koymak mecburiyetini — hissetmediler. Bu baptaki tek: - hHiflerin hepsine şu cevap veri- liyordu : “Devletin bunun için | ptrası yoktur., Vakıa bazı istisnalar oldusa da bunlar yüksek tahsile münhasır kaldı: Hâmilerinin adlarını uzaklara yaymak maksadile... Fenni müesseseler bile, kilise adamları yetiştirmekten başka birşey yapmadı. Temel : Eo- loji idi. Ötekilerin hepsi buna hizmetkâr idi. Devletin idaresi — başında olanlar, devletin vaziflesinin : * Vatandaşları ahrette cennete sokmak olduğuna inandıkları devirlerde bu iş için çalıştılar. Fakât bilâhare kafalar aydın- landı. Devletin işinin : Bu - dünyaya ait işleri düzeltmek olduğu anlaşıldı. Öteki hayata ait işini, herkesin kendisine | bırakmak lâzımgeliyordu. İşte bu andan itibarendir ki din- dar asırların müesseselerini ve | okullarını, kendi eski mukad- deratlarmı takip ve devamda serbest bıraktılar : Fakat bu hal, yeni zamanların ihtiyağla- rına kâfi gelmiyordu. Nevibeşerin temelini teşkil eden, aydın sinıfa daima yeni , . küvvetler hazırlıyan ve aydın b7 w J - hali anlatabilse bari... sınıfın ; kendi üstünde derin tesir yapması lâzımgelen halk tabakası ise ihmal edildi. Ve | reformdanberi, halk terbiyesi, | gittikçe inhitat etmektedir. Eğer şimdiden itibaren ve bundan sonra da devletten bu bapta daha iyi birşey umuyor- sak : Devletin terbiye hakkın- daki kanaatinin tamamen de- ğişmesi gerektir. Şüphesiz ki devlet, vatandaşların cennete hazırlanma terbiyesini reddet- mek ile pek iyi yaptı. Fakat vatandaşları cennete hızırlııı maktan başka gayesi olmıyan kilise ; maddi terbiyeye engel - olabilir. Devletin, bu dünya haya- tında becerikli - vatandaşlara ihtiyaç vardır. Bu dünya işle- Tini en iyi surette yapacak insanlar yetiştiren terbiye sis- temidir ki, müstakbel ebedi saadet yolunu da temin ede- cektir. Şimdiye kadar şu görüldü: Kendisini münevver sanan dev- let, vatandaşların ahlâklı ve dinli olmasından vazgeçilebi- lir sandı. Ereğine ulaşmak için: “Ceza müessese ve usulleri ,tesis etmek ve ceza vasıtala- rını malik olmak kâfidir; Bun- larla herşeyin iyi gideceği, düşünüldü. Bunun yanlış ol- duğunu Almanya'nın son acıklı O AL- manya ki onun bunun aşağı düşmesine sebep : Ahlâk ve K şdin noksanı oldu. I. — Fakat devlet, belki, umumi bir milli terbiye mas- rafına katlanamıyacak durum- dadır. <Ah, devlet ikna edılahılıe ki bu masraf, bir defa yapı- lınca bütün diğer ödavlerinin çoğunu en ekonomik bir su- rette yapmış olacaktır. Bunu bir kere yapsa, bir dgha baş- ka önemli masrafları” olmiya- uhı - Şimdiye kadar devlet in Çoğu daimi ordu tut- ıııh hasredildi (Nı.polyon 'un Çeviren: M. Rahmi Balaban asker devşirme tarzına işaret- tir), Neticesini gördük, Bizim felâketimizin — husust sebebi olan bu sistem hakkında biz birşey söylemiyeceğiz. Devlet bir defa, . millt ter- biyeyi kursa ve yeni nesil bu terbiyeden geçse © zaman, hiçbir asrın görmediği bir or- du meydana çıkacaktır. Çünkü yeni terbiyede : (1) “Her fert, bedensel kuvvetini, her mümkün olan yerde kul- lanabilecek, mükemmel surette inkişaf ettirerek her türlü ceh- de ve yorgunluğa dayanacak- tır. (2) Zekâli, müşahede usulü inkişaf ettirilmiş olacağından daima faal olacaktır. (3) Ruhu ise ; cüz'i olduğu maşeri ha- yat, devlet ve vatan aşkı için- de yaşayacaktır. Ve bu aşk her türlü egoizmi yok edecek- tir. Devlet, böyle adamları silâh altına çağırabilir ; ve bunların hiçbir düşmana ye- nilmiyeceğinden emin olabilir. Yüksek bir dirayet ile idare olunan devletleç de, hüküme- tin dikkati: Ekonomik duru- mun yükselmesi* üstünde, du- ruyor. Fakat kütlenin bilgisiz- liğinden ve kapasitesizliğinden dolayı ne kadar paralar hedr olup gidiyor. Elde edilen s0- nunç, alelümum, pek azdır. Yeni terbiye ise; devlete: Çocukluğundan itibaren, sanatı , Üstüne düşünmiye alışmış, ça- lışkan; aralarında yardımlaş- mıya ehliyetli insanlar vere- cektir. Devlet bunlara âdilane bir tarzda yardım etsin; onlar devletin küçük bir işaretinden anlıyarak onun vesayasından, minnetle, istifade yoluna gide- ceklerdir. Ev ekonomisinin her sahasında, çok geçmeden ve zahmetsizce, hiç bir asrın he- nüz görmediği bir inkişaf gö- rülecektir. Eğer ince hesapla- nırsa devlet, bu işe sarfede- ceği paranın yüz mislini ala- caktır. Şimdiye kadar devlet; adli- ye ve polis müesseseleri için kâfi derece olmamakla bera- ber, az şey de yapmış değil- dir. Hapishaneler ve ıslâhanc- ler için çok para sarfetmiştir. Hayır Çmüesseseleri de, inki- şafları nispetinde, mühim para çekmiştir. Böyle iken bunlar, yine fakirlik mekteplerine ben- zemektedir. Fakat vatandaşlarını yeni terbiye ile yetiştirecek devlette: Bütün bu gibi müesseseler azalacaktır, ve hayır müesse- seleri ise tamamen yokolacak- tr. İlk yaşlarından itibaren inzibata ılışmış olan çocuk, üst yaşlarda öyle güç polis idarelerine ve saireye muhtaç lmaz. Ve böyle l ;ır :nıllekîe lfır J'eîı:tın Ka Devlet ve müşavirleri; işle- rimizi, olduğu gibi, cepheden görmek cesaretini gösterseler.. Bugün Almanya'nın serbestce çalışabileceği tek alan: Yeni nesli yetiştirme işidir. Başka işlere- esasen intikal eden dev- let baktırmaz. Almanya'nın bumınl:n ha- yatı; alçak ve haysiyetsizdir. Bundan sonra kendimiz için yaşamamağa karar — vermekli- gimiz lâzımdır. Biz birer to- humuz ki bizden: Daha hay- siyetli nesiller dünyaya gele- cektir. Biz onların gelmesine —Başı 4 ncü sahifede— verilmemiştir. Bu — sefineler buradan Almeiraya gitmişler, fakat limanı asilerin işgalinde bulmuşlar ve bombardıman etmişlerdir. Sevil'de bu sabah sükünet var idi. Barselon'da bugün ilk hâ« diselerde ölen meb'us ve rüe- sanın ve kurşuna dizilen asi- lerin isimleri neşredilmiştir. Asiler, beyaz bayrak çek- | mek suretile hükümet . kıtala- rını pusuya düşürmüşlerdir. Bunların bir çoğu yakalana- rak idam edilmişlerdir. Barselon'da bugün M. Kom- Kanalanya reisi - sıfatile bir deftiş yapmış ve halk tarafın: “dan alkışlanmıştır, ve burada hükümet tarafından façist aleyh- tarı Milis kıtalart#teşkil edil- miştir. İki Fransız vapuru Barselo- na'ya vasıl olmuş ve 2000 den fazla Fransız sporcularını al- mıştır. Geceki — hâdiselerde bunlardan beş kişi yaralan- mıştır. Amerika — konsoloshanesi, Amerikan teb'asına hiçbirşey olmadığını bildirmiştir. İspanyol Libertat kruvazörü Cebelüttarık limanına gelmiştir. Söylendiğine göre ( Buki, ) bu akşam Cebelüttarik'ten ha- reket ederek Elcezire'yi bom- bardıman edecektir. İngiliz hükümeti kadar kendimizi — muhafaza edeceğiz. İşte şimdiki vırlığı- mızın ergesi bu olacaktır. Bi- zim konsitüsyonumuzu, mua- hedelerimizi onlar (Fransa) ya- pacak. Askeri kuvvetlerimizi onlar tanzim edecek, Medeni kanunu onlar verecek... Şim- dilik unutulan: Yalmız - terbi- yedir. Madem ki kendimize iş arıyoruz; İşte terbiye.. On- lar bizi bunda rahat bıraka- caklardır. Yalnız bu ümit ile yaşayan ben, inanmak istiyorum ki, şu hakikati bazı insanlara olsun anlatabilirim: “Bizi ezen bütün fenalıklardan bizi ancak terbi- ye ,kurtarabilir., Umarım ki felâket, bizi düşünmeğe ve daha ciddi olmağa sevkede- cektir. Ecnebi (Fransa) nın başka tesellileri, başka kay- nakları var..Bu mevzu, onu biran için meşgul etse de buna ehemmiyet vermesine imkân azdır. Hattâ bizim projemizi ecnebi. memleketlerinde oku- yacak olanlar; bizimle belki alay edecekler ve: ,Şunların terbiyeden bekledikleri şeyle- re bakın!,, diyeceklerdir. Beklenen netice uzaklarda- dır, diyerek devlet ve' müşa- vircri bü yeni iş karşısında cesaretsiz düşmemelidirler. Şüphesiz ki şimdi içinde yur varlandığımız felâketin sebeb- leri pek çapraşık olup çözül- mesi kolay değildir. Fakat hükümet hissesinin ne olduğu aranılırsa: Devlet adamlarının kurtulmaktan — başka birşey düşünmemiş olduklarını görü- rüz. İstikbal hakkında, kendi kuvvetlerine dayanacak şeyler arayacak yerde, uzun sebeb netice zincirine inecek bahtlı bir darbe beklediler, —Sonu var— bu harp #i AA NAsiler, San Seba girdi. Bilbaoya gidiyorlar. l sefinesi müreuebahnın karaya çıkmasına musıadc verme- miştir. Tanca'ya birçok mülteci gel- miş fakat bunların - silâhları alınmıştır. Cebelüttarık, 22 (Radyo) — İngiliz, Fransız ve İtalyan tor- pido muhripleri Malaka'ya vâ- sıl olmuşlardır. İspanya'dan Malaka'ya ge- lenler, köylerin ateşler içinde yatmakta olduğunu bildirmiş- lerdir. Sevil radyo istasyonu, üç İspanyol harb sefinesinin Ka- diks limanında âsilere mensub tayyarelerin attıkları bomba- larla batırıldığını bildirmiştir. Tanca'dan bildirildiğine göre Göta'da âsiler bütün- bitaraf sefinelerin Tanca'dan çekilme- lerini istemişlerdir. Çünkü bu gece Tanca'da bulunan İspan- yol harb sefineleri havadan bombardıman edilecektir. Tanca beynelmilel *dare ko- mitesi limanı İngiliz, Fransız ve İtalyan bahriye siiâhendaz- larına bırakmıştır. Rıhıı, 22 (Radyo) — Ge- neral Frınlso nun — topladığı askerlerin beynelmilel Tanca mıntakasına gireceği tahmin edilmektedir. Tanca'daki İs- panyol konsolosu Fransız kon: soloshanesine iltica etmiştir. Marsilya, 22 ( Radyo ) — Seyrisefain idareleri İspanyol sularına vapur göndermemeğe karar vermişler ve buralardaki vapurları. geri davet etmiş- lerdir. Madrid, 22 (Radyo) — Hü- kümet isyan hareketinin uzun zamandanberi hazırlanmış ol- duğunu bildirmiştir. Asilerin reisi asıl San Corco idi. Bu adam Lizbondan gelirken öl- müştür. 1930 isyanına iştirak etmiş olan ceneral Kabanel- lâ'da maktul düşmüştür. İspanya - hükümeti, yalnız Valolit, Sevil ve Saragoza'da asiler bulunduğunu - iddia et- mektedir. Alkalayı milisler asilerden hücumla zabtetmişlerdir. To- lodo hükümet kuvvetleri silâh- larından tecrid edilmiştir. Madrid'de vaziyeti - tavzih için bir istihbarat bürosu tesis etmiştir. Barselondan 400 — Fransız tebeası Fransaya hareket et- miştir, , Lizbon, 22 (Radyo) — AÂsi- lerin 21 ayalette muvaffak oldukları söylenmektedir. İspanya hükümeti ordu ida- resi için zabit bulamamak- tadır. Âsiler halkın silâh taşıma- larını şiddetle menetmişlerdir. Endülüs Fas İspanyol as- kerleri tarafından işgal edil- miştir. Asiler kuvvetli görün- mektedirler. İtalyan Oğustos — vapuru, 1100 İtalyan ve yabancı sey- yahla İspanyol limanlarına ha- reket etmişti. Yolda - telsizle Cebelulhnkhn dönme lüzu- mu vapur suvarisine — bildiril- miştir. Londra, 22 (Radyo) — ia'dan alınan bir telgraf, 3000 mültecinin Tanca'ya geçtiğini bildirmektedir. Portekiz hududlarına da buı— lerce İspanyol iltica etmekte- Fyğh e dirler. Bunlara göre, Saragos, Sevil, Valolit ve Galis asile- rin elindedir. Cebelüttarık, 22 (Radyo)— Buraya gelen üç İspanyol harp sefinesi üzerinde kızıl bayrak olduğundan kendilerine hiçbir şey verilmemiştir. Sevil : 22 (Radyo) — Asi- lerden mürekkep üç kıta as- ker Madrit üzerine yürümek- tedir. Bunların kumandam ge- neral Mola'dır. Madrit hükümetinin halk ve sendikalistleri seferber haline getirmesine mukabele olarak general Mola da bütün mü- kellefiyet taraftarlarını seferber etmiştir. Londra, 22 (Radyo)— Roy- ter muhabirinin bildirdiğine göre, üç asi ordu Madrit üze- rine yürümektedir. İhtilâl ordu- ları bilhassa şimalde zaferler kazanmışlar 've bütün İspan- ya'daki 45 eyaletten onunu ele geçirmişlerdir. üçler konferansı bugün toplanıyor. — Başı Tinci ıahı/ede Londra, 22 (Radyo) Londra'da hâkim olan noktai nazara göre, Büyük Britanya hükümeti Avrupa meselelerile alâkadar olmıyacaktır. Yalnız yeni bir lokarno vücude getir- mek 'için çalışmaktadır. Bu suretle Hollanda ve Bel- çika'nın mevcudiyetini — koru- mak mümkün olacaktır. İngil- tere kendi emniyetini — temin- den sonra Avrupa işlerini ta- mamen bırakacaktır. Bu 'netice elde edildiği tak- dirde İngiltere Fransa'yı da terkedecektir. İngilteregfran- sa'ya yardımı sadece Fransa- nın her hangi bir harbe — gi- rişmemek teminalı ile yapa- caktır. M. Mussolini de bu İngiliz noktainazarına taraftardır. İtalyan matbuatı, Franse'nın böyle bir tahahhüdde buluna- mıya kanaatindedir. Buna da sebep Sovyetler ve Çekoslu- vakya ile olan taahhütlaridir. İngiliz matbualı ise, İngil- terenin bitaraflık siyaseti Al- manya'nın — ihtiraslarının — tat- mini için en büyük bir teşvik olacaktır. Almanya her şey- den evvel şarka doğru tevessü isliyecektir. Ve istemektedir. Bitaraflık ilân edilmezse İn- giltere ve Fransa'da beyhude yere harbe sürüklenmiş ola- caktır. Londra, 22 (Radyo) — İki gün sürecek olan Londra Üçler içtimandan sonra Fran- sa, İngiltere ve Portekiz mü- messilleri - toplanarak Danzig hâdiselerini tetkik edecektir. Londra, 22 (A.A) — Dış işleri bakanlığı Almanya ve İtalya maslahatgüzarlarını per- şembe günü Londra'da topla- uacak olan Üçler konferansın- dan haberdar etmiş ve kendi- lerine tebliğin metnini — ver- miştir. Bu hâdise Roma ve Berli- n'in müzakereler safhatından haberdar tutulacağı hissini te- yit eylemektedir. Paris, 22 (ALA) — M. İvon » İngiliz avam kamarasmda. Türkiye'nin sulhper verliği alkışlandı —Başı 1 inci sahifede— M. Mander Bir müdahalede bulu: narak demiştir ki: Türkiye'nin hattı hareketi sulb- perverliğe doğru bir değişiklik bab- sanda — Almanya - için çok mükem- mel bir imtisal nümunesi teşkil etmez mi? M. Manderin bu müdahalesi alkışlanmıştır. Loüdra - 22 (AA) — - Boyla bildiriyor: Avam kamarasında Türk - İngi- liz borçlar anlaşması hakkındaki susllere cevab veren M. Runcimay ezcümle demiştir ki: 4 11 Temmuzda Tngiliz banka kasına yatırılan meblağın yekünı takriben N50 bin eterlipg idi. Bu tarihe kadar yapılan tediyat da takriben 345 bin sterlingtir. 3( haziranda tahvili beklenen mikta ise 915 bin İngiliz lirasa idi. Türk hükümeti — anlaşmamı tathikini — iyileştirecek ıedbiılrıî müzakere etmek üzere yakındı Londra'ya mümestiller göndermek hakkında İngiltere'nin yaptığı da- veti kabul etmiştir. Delbös bcııbennde M. Aleksis Leger, M. Massio, M. Langier ve M. Rochat olduğu halde bugün Londra'ya gidecektir. M. Blum'da yarın harecget edecektir. Lokarnocuların ilk toplantısı yarın sabah yapılacaktır. Ves- timinster koridorlarında Fransı hükümetinin Rhin'in yenideni işgali emrivakiini kabul etmiye katiyen karar vermemiş oldu- gu, İngilere hükümetinin ise bu noktada ısrarda bulunma- nın realizme uygun düşmediği mütaleasında bulunduğu - söy- lenmektedir. Öğrenildiğine göre üç ta- raflı müzakereler bilhassa bu nokta etrafında cereyan ede- cektir. Paris, 22 (Radyo) — Fran- siz siyasi mahafili Londra üç- ler konferansından büyük bir netice beklememektedir. * Londra, 22 (Radyo) — ler konferansı Dövnin Striptel yarın M. Baldvin'in riyasetin- de toplanacaktır. M. Delbos ve Eransız mu- rahhas heyeti Londra'ya vasıl olmuştur. M. Blum yarın sa:- bah madamiyle birlikte ve tayyare ile gelecektir. Yugoslavya Almanya blokuna girecek mi? Belgrat, 22 (Radyo) — goslavenski Körye gazetesi bir makale neşretmiş ve Yugos: lavya'nın Avusturya — Alman: ya blokuna girmek lüzumunu ileri sürmüştür. Bu gazetenin mevkü şüphbelidir. Aynı gazete, Tuna havzası- nın ihtiyaçlarının Almanya ve İtalya'nın yardımı ile- tatmin edileceği kanaatindedir. Filistin için bir rica Kahire, 22 (Radyo) — parlamentosu tarafından İngi-) giliz hariciye bakanlığına çe kilen bir - telgrafta, Filistin Arap'larının meşru metaliba- tının nazarı dikkate alınması rica edilmiştir.