Siyaset.. Aş iş bir hal sonra: — Ne ehemmiyeti var! De- di. Ben şimdiye kadar hiç bir şey sevmemiş olmakla iftihar ederim; o kadar ki vatamımı bile sevmedim! Ne ehemmi- yeti var. Alemin tasası bana kalmadı ya.. Bu kadar hissizlik karşısın- da Stuber bile tiksindi, fakat bir şey söylemedi sigarasını yakarak bir koltuğa oturdu. 4 Lüsi de bu sükütten istifade — ederek bugün kazandığı para- ları saymağa başladı. EZe k — Nasıl?. Dedi. Tam elli — tane biner franklık mı?. b Lüsi, başı ile “ Evet! ,, işa- O Teti yaptı. p Yirmi dakika sonra, kapıda ği bir anahtar sesi duydular. Sa- | atçı Şanç gelmişti ve; (' — Araba aşağıdadır! Dedi. Stuber kalktı: — Alâ! Dedi. Sende be- nimle beraber gel. Yolda sana talimat veririm! Sonra, Lüsi'nin kendisine vermiş olduğu dosyayı göster- di, ve: k. — Bu paketi burada bira- kıyorum. Bunu bir dolaba ki- litle ve anahtarını bana ver. Çünki herhangi bir zaman dö- Önersem, seni beklemeden bu paketi alabilmeliyim.. Dedi. TRR Bundan sonra, Lüsiye: p" — Artık size ihliyacım kal- |" — madı. Evinize dönebilirsiniz.. Dedi. e S Bundan bir çeyrek saat son- ra, pos bıyıklı ve Meklem- burglu biradam olan Hamers- teyn tarafından sevk ve idare edilen araba Foborg Sen Ha- F nore sokağı ile Matinyon so- —< kağı köşesinden dönüyordu. D Az sonra araba durdu. M Stuber arabadan indi. Sa- — atçı Sanç'ta beraberdi. Etrafı — dikkatle gözden geçirdiler. Sokak tamamen tenha, idi. Evlerin pençereleri kapatılmış hiç bir ışınk ta görülmiyordu. Stuber saatçıya: — Çabuk hareket lâzımdır. — Dedi. Sen burada kalacak ve etrafı gözetlemekte devam ede- — ceksin. Bilhassa Elize cihetini — gözden ayırma.. Kapıdan da uzaklaşma.. Islık çaldığım va- - kit bana gel! Süküti bir adam olan Sanç bu sözlere sadece bir baş dşareti ile mukabele etti. ünlük siyasal gazete Sahip ve başyazganı Haydar Rüşdü ÖKTEM Umumi neşriyat ve yazı işleri müdürü: Hamdi Nüzhet İdarehanc: — | İrmir İkinci Beyler sokağı Ş C Halk partisi binası içinde | , Telgraf: İsmir — ANADOLU | Telefon: 2776 - Posma kutusu 405 ABÖONE ŞERAİTİ Yıllığı 1200, .ıı aylığı 700, üç aylığı 500 kuraştur. —| Yabancı memleketler için senelik E abone ücreti 27 lizadır Her yerde 5 kuruştur Beçmiş G:-Aılu 25 kuruştur. CÜ MATBAASINDA BASILMIŞTIR gö: f de bir müddet sakit durdu; | kapının zilini çaldı; kapı açı- K Stuber, müstehzi bir tavırla: Stuber doğruca Hanri Bua- gemon'un kapısına gitti ve lınca hemen içeri girdi. Kapıcının odası geçerken de: — Yüzbaşı Buagemon için geldim! Dedi. Pibulet elinde lâmba olduğu halde Hanri'nin dairesinin ka- pısini aştı. Stüber, genç kızı görünce hayret içinde kaldı: — Siz.. Siz mi matmazel? Dedi. Ne mesut bir tesadüf?. Pibulet'te Stuber'i tanıdı. Vakıa, araba kazası günü bu adamı biraz yılışık görmüştü; bu- önünden fakat fena bir harekette lunmamıştı. — Ne arzu buyuruyorsunuz? — Sizi burada bulacağımı hiç ummuyordum.. Bu zavallı Yüzbaşının başı ucunda sizin bulunmanızdan çok memnun “oldum. — Ben de sizi burada gö- receğimi hiç ummıyordum. —Bundan tabii ne var san- ki?. Ben yüzbaşının doktoru değil miyim?. — Na? Yüzbaşıyı siz mi tedavi ediyorsunuz? — Haberiniz yok mu? — Fakat ben buraya henüz yeni geldim! — Hizmetçi misiniz? — Hayir.. Yaralı olduğu müddetçe, uyurken başı ucun- da bülunmak için buraya gel- dim! Genç kız - hiç bir şeyden şuphe etmeden kapıyı kapattı ve Stuber'i içeri aldı. Ve: — Dalgin uyuüyor! - Dedi. Akşamdan bir kadın geldi, gittikten sonra, mecruhun başı ucuna geldim, Ben de dalmak üzere idim.. Sonu var — Üzüm satışları: Ç. Alıcı K. $. K. S 71,5 Alyoti bira. 9 26 S. Emin 9 25 9 25 13 Şınlak z. bi 8 75 10 13 K. Kâzım 950 9 50 123,5 520803 520926,5 Zahire satışları: Ç. Alıcı K, GK S 916 Buğday 650 7 50 Arpa 350 350 Bu akşam Başdurakta Sıhhat Karantinada Eşref, Kemerde Kamer, Eşrefpaşada Eşrefpaşa eczaneleri açıktır. Millt müdafaa pulları Bazı pul bayilerinin milli müdafaa pulu satmadıkları ve kendilerine — müracaat eden halka: — Pul yok! Cevabı verdik- leri haber alınmıştır, Bazı pul bayilerinin bu harekette bu- lunmaları, milli müdafaa pul- larından kendilerine aidat ve- rilmemesi sebebi imiş. Bayilerin, vatanperverliklerin- den şüphe etmiyoruz. Fakat bazılarının bu garip hareket- | lerine ne mânâ vermek lâzım- geldiğini de anlıyamadık. Bu mes'eleye alâkadarların ehem- miyet vermelerini bekleriz. Edebi, Tarihi, macera romanı| — Başı Tinci sahifede — 75 W I Mısır üniversite- lileri Çanakka- le'ye uğradılar. —— .. .-.— sitesi profesör ve talebeleri Türk'ün bu şahamet sahasında ölen arkadaşlarımız için büyük tezahürlerde bulunmuşlardır. Bu münasebetle Mısır üni- versitesi profesörü demiştir ki: Aziz arkadaşlarım. İşte Çanakkale — önündeyiz. Çanakkale burası ebediyen tarihi kalacak bir yer. Bu isim şanla dolu bir isimdir. İşte buradadır ki, Türk milleti ken- disinden adedce ve teknikce faik bir düşmana İstanbul yo- lunu kesti, Milletlerin tarihinde unutul- maz günler vardır. Çanakkale de 'Türk - tarihinde zamanın ebediyen aşındırmıyacağı gra- nitten bir âbide olarak kala- caktır. Sofya'da ataşemilter olan kaymakam Mustafa Kemal 23 nisan 1915 te yeni teşkil edil- miş olan ondokuzuncu - fırka- nin kumandanlığını eline al- mıştı. Türk yüksek kumanda heyeti tereddüd içinde idi. Kaymakam Mustafa* Kemal tehlikeyi gördü. Hareketsizlik devam ettiği taktirde bundan çıkacak - felâketin genişliğini ölçtü. Ve hiçbir emir bekle- meksizin kendi şahsi teşeb- büsü ile kararını verdi. Ordusunu aldı. Ve en ziya- de tehlikeli gördüğü noktaya koştu. Bu nokta Arıburnu idi. Filhakika onun askeri dehası kendisini aldatmamıştı. 25 nisan 1915 te şafakla beraber 15,000 anzak Arıbur- nununa çıkıyorlardı. Hiç kim- se bunların bu manialı - nok- taya çıkacaklariını ve bu yal- çın ve vahşi *sahillere hücüm edeceklerini sanmamıştı. Mustafa Kemal yalnız as- kerlik sanatının yüksek kapi- tenlerinin haiz oldukları cür'et ve pervasızlıkla düşmanın fai- kiycıine ve askeri meziyetle- rine bakmadan onun karşısına çıktı. Hücuma kalktı. Onun imanı vardı. Ve biliyordu ki, Türk askerinin kahramanlığı ve fedakârlığı karşısında hiç- birşey dayanamaz. Üç piyade taburunun - bir makineli tüfek bölüğünün ve bir cebel topu bataryasının başında düşmanın sol cena- hini vurdü, İki piyade taburu bir makineli tüfek Aayni za- manda düşmanın sağ cena- hına hücum etmişti. İşte ora- da onbeş saat beşbin Türk adım adım onbeşbin Avustu- ralya'lıyı ve Yenizelanda'lı ile mücadele etti. Düşman durmadan gerili- yordu. 25 Nisan 1915 sabahı tehlike altında- bulunan Geli- bolu yııımıduı boğazlar ve İstanbul güneş batarken artık tamamen — kurtulmuş bulunu- yordu. Düşman Çanakkale'nin tah: liysine kadar sahil boyunca siperlerde kalmıya mahküm edilmişti. Mustafa Kemal işte bu tarihte İstanbul'u birinci defa kurtarmıştı. Muhakkak ki onun İstanbul'u ve ayni za- manda bütün Türkiye'yi bir ikinci defa ve bu sefer kat'i olarak kurtarması mukadder bulunuyordu. O zaferi ile yalınız Türkiye vekayiünin seyrini değil, bötün şark tarihinin seyrini değiş- : tirdi. TELEFON | Paris, 17 (Radyo) — La Tribon Dö Masyon gazetesi müdürü M. Mussolini ile bir mülâkat yapmıştır. M. Mus- solini demiştir ki: Habeşistan zaferi nihai bir zaferdir, bu mes'ele üzerine artık müzakere caiz değildir. Bunu birkaç defa daha söy- ledik, Faşist hükümetinin za- leri tanınmalıdır. İtalyanın Uluslar sosyete- sine işticaki de İtalya hakkın- daki fevkalâde kararların kal- dırılmasile mümkündür. Roma, 17 (Radyo) — Jur- nale D'ltalya, Mussolini'nin gazetecilere verdiği son beya- nattan bahsederek: “ Bu beyanat, Düçe'nin Deyli Meyl gazetesine verdiği | beyanatı tamamlamaktadır. M. Mussolını. avrupa ışlennde TELGRAF M. Mussolini ve Avrups Lokarno toplantısı kum üstünde bina kurmd olur ve İngiltere fena vaziyete düşermiş. — —— mevkiini almağa hazır bulun: duğunu tekrarlamıştır. Fokat bu hususta gayri tabii kayıt- ların kaldırılmasını şart koş- maktadır. Fakat M. Eden'in beyanatı İtalya'nın bu maksadını kolay- laştıracacak şekilde değildir. Eğer hal böyle devam ederse Belçika, Fransa ve İngiltere hükümetlerinin, İtalya ve Al- manya'nın iştiraki olmadan bir iş görmeleri kabil: değildir. Hattâ, bu ademi iştirak va- ziyeti Belçika ve Fransa'yı bu- büyük zarara sokabilir; ve İn- giltere için de vaziyet böyle olabilir . Kont Çiyano'nun Lokarno davetine verdiği eevap ta, Al- manya ve İtalya olmadan ve- rilecek kararların ,Kum üze- rinde bina kurmak,, mahiye- İtalyan 'lar tekzip ediyorlar edıyorlar Mareşal öldürül Graçyani memiş. Maamafih Habeş çeteleri Adis- Ababa yakınıne geldiler. Londra, 16 (A.A) — İyi malümat almakta olan mehafil Adis-Ababa'nın — memleketin diğer aksamile günlerce irti- batın kesilmiş olduğunu be- yan etmektedirler. Sel gibi yağan yağınurlar tayyare mey- danlarını, yolları geçilmez bir hale sokmuştur. Tayyarelerle kamyonları atâlete mahküm etmiştir. Fazla olarak Habeş çeteleri Cibuti - demiryolunu 6 Tem- muz tarihindenberi kesmiş bu- lunuyorlar. Servis ancak Adis- Ababa'dan bir trenin tahri- kinden sonra temin edilebil- miştir. Adis-Ababa'nın yakininde bir takım karışıklıklar olmuş GSN V LAİ ZLAKAREEE GA AD SAA -Aziz dostlarım, Birkaç saat sonra İstanbul'da miralay Mustafa Kemal'ın kur- tardığı bu memlekette bütün muhabbetlerimizin hattâ ümit- lerimizin makesi olan Ata- türk'ün Türkiyesinde olacağız. Burada vatanları için ölen askerleri selâmlayalım. Onla- rın hatırasını ve ebedi şanla- rını tebcil için bu çelengi denize atalım. Ve bir dakika süküt edelim. İstanbul, 17 (AA) — Ka- hire üniversitesi profesör ve talebelerinden mürekkep 100 kışılık bir grup bugün 16,30 da Dacya vapurile şehrimize gelmişlerdir. 10 profesör ve 90 talebeden mürekkep olan misafirler rıhtımda — içlerinde üniversite rektör ve prolesör- leri de bulunan büyük bir ka- labalık tarafından — karşılan- mıştır. Yarın Kahire üniversitelileri şerefine İstanbul üniversiteli- leri tarafından bir ziyafet ve- rilecektir. Misafirler şehrimizde on gün kadar kalacaklardır. ve oradaki İlalyan mevzileri mütcaddit tecavüzlere uğra- mıştır. İtalyan yüksek kuman- danlığı tathir ameliyelerine gi- rişmişlir. Cibuti, 16 (A.A) — Royter Ajansı muhabirinden: Adis-Ababa'daki İtalyan'la- rın münferid bir vaziyette kal- mış olduklarına dair olan ha- vadislerin asıl ve esası yoktur. Mareşal Graçyani'nin öldürül- müş veya yaralanmış olduğuna dair olan haberler de asılsız- dır. Mareşalın - sıhhatiı tama- mile yerindedir. Cibuti Adis- Ababa demiryolu Madjo ve Adis Ababa arasında kesilmişse de birkaç gün içinde İtalyan'lar tarafından tamir edilmiştir. Ha- sar pek ehemmiyetsizdir. Bu gibi hâdiselerin tekerrür et memesi için icab eden ted- birler alınmıştır. Roma, 17 (A.A) — Müs- temlekât nazırı, mareşal Graç- yani'nin ölmüş olduğuna dair olan haberleri tekzip etmek- tedir. Nazır Habeşistan hidi- vinin daha bu sabah Roma'ya bir telgraf çekmiş olduğunu tasrih eylemektedir. Diğer ta- raftan dün Habeş — Fransız demiryolu idare meclisi erkâ- nından M. Gevol ile görüşmüş- tür. Nazır yağmacıların taar- ruzu üzerine birkaç gün dur- muş olan münakalâtın normal bir surette yapılmakta olduğu- nu ve vaziyette sükün hüküm sürmekte bulunduğunu ilâve etmiştir . Adis-Ababa, 17 (Radyo) — Debarek mıntakasında yeni- den birkaç reis teslim olmuş- tur. Diğer kısımlarda da iki reis daha dehalet etmiştir. Mareşal Graçyani Fransız gazetecisi Madam Edit'i ni- şanla taltif etmiştir. . B Kari mektuplar .HABER 1E DiLA tinde — olacağı bildiril Eğer bu siyasette 1ısrar lerse, İngiltere hükümeti ve mühlik vaziyetlerle şacaktır. Demektedir. Dançig'te Al- manya-Lehis Bir hâdise çıktı. ler cevab hazırlı Varşova, 16 (A.A) — © zeteler M. Hitler'in halihazi Lehistan'ın Leipzig adındâ Alman kruvazörünün D limanında — bulunduğu sı vukua gelen hâdiseye mütö lik olan notasına cevab h lamakta olduğunu yazmaktf dırlar. ; Gazeteler” bu notanın H Khane bir ifade ile lınacağını yazmaktadırlar. — Kujer Varsavski diyor kit Bu hal Almanya'nın Dan?! hâdisesini mümkün olduğu dar yakın bir zamanda etmek arzusunda bulunduğ göstermektedir: -Almanya'l Danzig'i ilhak için bir taki tedbirler almış olduğuna d haberler asılsızdır. Esasen H histan müdafaa vasıtalarit/ malik olub serbest şehrin i* tısad bakımından harab olm? sına sebebiyet yerebilir. Berlin'e gidece! sporcularımız İstanbul, 17 (Hususi muhf | birimizden) — Bura gazeteler* | Berlin olimpiyatlarına göndü rilecek sporcuların 37 ve idi recilerin de 15 kişi olar#f| tesbit edildiğini yazıyorlar. — Erzurum'da gazete — Erzurum, 17 (Hususi) Umumi müfettişliğin teşebbül üzerine Erzurum'da “Doğu adında bir gazete çıkarılacak tır. Bu gazete, doğu illerin? tanınmış kimselerine ait n zuları ihtiva edecek ve b illerdeki bayındırlık, kalkı hakkında günü gününe habtf ler verecektir. Bu dilsiz Acaba kimdir? İstanbul, 17 (Hususi mı birimizden) — Jandarmalaf' | mız, Antalya civarındaki dâ8” larda serseriyane !dolaşan ” kendisine dilsiz süsü şüpheli bir şahsı yakalı lardır. Bu adam Antalyi getirilmiş ve tahkikata'ba mıştır. " * Karataş'taki deniz ot! Dalgyaların Karataş Kı topladığı deniz “otlarının dırılmaması yüzünden b vardaki evler pis bir içindedir. Deniz üzerinde sivrisinek te yapmaktadır. otların belediye — tarafınd toplâttırılması halkın — sağt? namına lâzımdır. Belediye | isliğinin nazarı dikkatini ©