hali, — üneyi bilhassa istedik. ; —Başı 1T inci sahifede— Birinci kısım: Birinci kısım hastane ve ba- Jıkçı gemileri de dahil olduğu halde tecim gemilerinin bo- ğazlardan geçmelerine dairdir. Bu hususta üç hal derpiş edil- mektedir: Barış hali, Türkiye bitaraf iken, savaş hali, Türkiye muharip iken savaş Bu kısmın mümeyyiz vasfı bu üç halde hususi bir coğrafi duruma malik bulunan Kara- denizin kıyıları arasında ve Akdenizden istifade eden bü- 'tün kıtalar arasında evrensel tecim seyriselainine en müsait şekiller dairesinde tam bir geçme — serbestisi — teminine ehemmiyet vermiştir. İkinci madde: İkinci madde için bogazlar- | dan transit suretiyle geçme esnasında tecim seyrisefainine yapılan — mecburi - hizmetler hakkında Lozan mukavelesin- den daha uygün bir. tahrir şekli kabul ettik. Umumi menfaata hadim hiz- metlerin ifasını 1923 mukave- lesinde esasen derpiş edilmiş olan servislere kati — surette hasr ve tahdit etmek istedik. Lozan mukavelesinin imtiyazlı şirketler tarafından — yapılan hizmetlerle devlet tarafından yapılan — hizmetler — arasında gözettiği farkı muhafaza etme- Hatırlarsınız. ki, Lozan'da imtiyazlı — şirketlerin - taksları “ibka edilmiş olduğu halde “diğer takslar, ya mesküt ge- — çilmiş ve yahut kaldırılmıştır. Sağlık, pilotaj ve fener hiz- metleri gibi mecburi servislere hassaten müsavi bir ehemmi- “ yet verdik. Sağlık hizmetleri x boğazların kıyılarına — taallük vettiği kadar tecim gemilerinin geçmesine de taallük etmek- tedir. Kıyıların bulaşmasına mani olmak mevzuu bahsol- duğu gibi bağazlardan bulaşık bir gemiden sonra geçen ge- milerin bulaşmasına da mani © olmak mevzuu bahistir. » Türkiye'nin transit tecim gemilerinden aldığı sağlık taks- — larının yapılan hizmetlerin kar- şılığıni teşkil ettiklerini tasrih etmek icabeder. Bu takslar Türkiye hükümetinin son. defa kendiliğinden ittihaz ettiği bir kararla tenzil edilmiştir. Esasen Türk hükümeti de- — miz tecimine yüklenen umumi masarifi gelecekte - hiçbir su- retle savaş Relinde Türkiye bitaraf kaldığı takijrde tecim — we balıkçı gemilerine geçme serbestisi tanımıştır. W Fakat Milletler cemiyeti paktına göre bitaraflık vasfı-* tayini mes'elesi kalıyor. Ve biz paktın bu hususta derpiş — edebileceği icabatı - evelden kestiremez ve bu vasıf için herhangi bir tarifte buluna- mazdik. * Bi Buna binaen Türkiye'nin — Milletler cemiyeti azası sıfa- — tile bu cemiyet paktı muci- ce derühte ettiği vecibe- lere işaret ettik. Bu bitaraf- hkvıândn neşet eden zi- haiz olan Vürkiye'ye ait kala- cağı bizim için tabit bulun- maktadır. 4 -ncü madde, Düşmana yardım etmemek şartı, Tür- kiye muharip olduğu taktirde savaş hali için tamamen Lo- zan mukavelesinden alınmış- tır. Ve bir yenilik teşkil eden başlıca hususiyeti tecim seyri sefaininin nefine olan ve gü- nün aydınlık kısmında serbest geçme hakkının tahdidine dair olan cihetidir. Askeri ve müdafaa haline konulmuş olan bir. bölgeden günün her saatinde ve mut- lak surette serbest geçmenin tecim seyrisefaini için arzede- eeği tehlike üzerinde durmayı lüzumlu görmiyorum. Her tür- Kü karşılığın önüne geçmek için âşikârdır ki, yolun Tür- kiye tarafından — gösterilece- ğini ve gemilerin günün ay- dınlık kısmında geçmeleri lâ- îürlâye'nin seferberl Boğazlarda kuru zım geleceğini söylemiye mec- | bur bulunuyorduk. $- nci madde, daha yuka- rıda işaret ettiğim geçişin ve sahilin her türlü bulaşma teh- Tikesinden korumaya — matuf olan kat'i zaruretten bahse- der. Fakat burada sağlık kon- trolünün tecim seyrisefaininde hiçbir gecikme vukua getir- miyecek tarzda ve bunun için de sağlık vizitelerinin transit suüretile geçen gemilerin içe- risinde yapılması lâzım gele- ceği hakkında bir taahhüt ilâve etmek istedik. Bu vizi- teler gece, gündüz herhangi bir saatte yapılması icabede- cektir. Şimdi sıra harb gemilerinin seyriseferine dair olan ikinci kısma gelmiştir. Bu kısmı em- niyet içinde serbesti kelimele- rile tarif edebiliriz. Harb ge- milerinin serbest geçme hakkı Karadeniz'e giriş hususunda bizzat Lozan mukavelesinde de şarta bağlı bulundurulmuş- tur. Fakat mühim diğer bir unsur daha vardır ki, Türk 'öjesi bunu ihmal edemezdi. işte Marmara denizi de dahil olduğu halde boğazlar bölge- sinin emniyet ve bölgede ya- bancı harb gemilerinin geçmesi hiçbir. halde Türkiye'nin ve filosunun emniyetine karşı bir tehlike teşkil etmemelidir. Bu- na binaen boğazlara girecek kuvvetlerin tahdidi hususunda ilk hüküm bu suretle konul- muştur. Gene mühim olan ikinci nokta, Karadeniz'in hususi va- ziyetine ve bu denizin kıyıla- rında sakin memleketlerin em- niyetine — taallük - etmektedir. Bu denize serbest girmek için yegâne ihtiyaç herkesin bu deniz üzerinde bulunan dost memleket limanlarına yapacağı dostluk ziyaretlerile tarif edi- lebilir. Fakat tek methali olan bu denize bu denizde bulunan ve bu bölgede hepsini tatmin eden, sakin bir hayat tesir etmi$ bulunan memleketlerin müdalaasız kıyılarını ve çok zayıf Aafilolarını tehlikeye koya- bilece & küvvette- harb gemi- lerinin lgirmesine - kayıtsız ve şartsız majsaade edilemez, Bu- — — ——— — İ na binaen ide Karadeniz'den — hariç memler$etlerin bu denize girebilecek k.Wvetlerinin ye- künu için ikir ©i bir kuvvet | e.... —a — —— hududu derpiş edilmiş ve her kese Karadeniz'de dostluk zi- yaretleri yapmak imkânını ver- mek maksadile devletler ara- sında münavebe yapılabilmesi ve yekün tonilâtonun bu denize dostluk ziyaretleri hedefile vaki olacak girmelere zarar verme- mesi için yedi gün had olarak konulmuştur. Bu ikinci kısım 6, 7, 8, 9 ve 10 uncu maddelerden mü- teşekkildir. 6Gıncı fıkrada şimdi izah ettiğim hususu tanzim etmekte ve normal barış vazi- yetine mütedair bulunmakta- dır. 6 incı maddenin A fıkrası önceden ihbar emreder. Serbest geçiş için Türkiye- nin müsaadesini iltizam etme- mek - suüretile iyi emellerimiz hakkında yeni bir delil daha gösterdik. Fakat gemileri Ka- radeniz'e girmek istiyen muh- telif devletler arasında geçişi tanzim için bir ay önce haber vermek usulüne riayet edilme- sini istedik. B fıkrası, boğazlar bölgesi- nin emniyetine taallük eden âzami tonilâto mes'elesinden bahsetmektedir. Bizi bu aza- miyi tesbite mecbur eden se- bepleri biraz evvel izah ettim. C. fıkrası, Karadeniz - kıyı- larından olmayıp bu denize girebilecek memleketlere ait âzâmi tonilâtoyu tesbit etmek- tedir. Bunun sebeplerini ikinci kısma ait genel izahatımda bildirdim. — D. fıkrası, boğazları geçe- cek olan filonun - teşekkülün- deki tadilâta serbesti vermek- tedir. Bir kruvazörle iki tor- pitodan müteşekkil bir ünite derpiş ettik, Fakat her hangi bir devlet bu esasta değişik- lik istediği takdirde (D) fık- rasında derpiş edilen maka- nizma bu hususta kendisini tatmine müsait bulunmaktadır. C. fıkrası, Karadeniz'de kal- ma haddini onbeş gün olarak tesbit etmektedir. Filhakika bu haddin ziyaretler için kâfi olduğu kanaatındayız. F. fıkrası, geçiş esnasında harp gemilerinin üzerinde bu- Tunabilecek uçakların boğazlar bölgesine girdikten sonra kul- lanılmasını 3 üncü kısım hü- kümlerine uygun - olarak me- netmektedir. G fıkrasile transitin tevak- küfsuz — yapılmasını - istilzam edilmektedir. Bu cihet esasen 1923 Lozan mukavelesinde mevcut hükümlerin tekrarından ibarettir. Nihayat H fıkrası serbest denize çıkacak Karadeniz dev- letleri filolarının vaziyetine da- irdir. Bunda Karadeniz'de sa- hili bulunan devletler hak- kında buna benzer hükümler mevcuttur. Ancak mevcut fi- loları bir hayli mahdut olup Karadeniz'deki kuvvetler he- sabida dahil olmıyacak olan bu denizden serbest denize çıkmak hakkı âzâmi 25,000 tonilâtoluk bulunan gemiler için mümkündür. Fakat bu ge- milerin evelce Türkiye'den mü- saade almaları ve Marmara denizinde — emniyetin temini | maksadile tek başlarına sey- retmeleri lâzımdır. Avdetle- rinde bu gemiler Marmara'dan geçiş bakımından ayni kuvvet tahdidine ve ayni geçiş müsa- ... iği İADOLU gz n hâlinde ulacak olan nizam.. adesine tabidirler. 7 inci maddede Türkiye'nin bitaraf bulunduğu harb ha- Hinde harb gemilerinin geçme- sine bundan evelki şerait da- hilinde mezuniyet vermektedir. Bitaraflığa, Türkiye'nin Millet- ler cemiyetinde aza - sıfatile kabul etmiş olduğu taahhütle- rin bir fneticesi olduğundan Türkiye'nin — bitaraf olduğu harb halinde harp gemilerinin geçişi hakkında da bu mad- deye ayni bitaraflık kaydı ih- tirazisi konulmuş bulunmak- tadır. 8 inci madde, Türkiye'nin de seferber olduğu harb halinde nizamat makanizmasının harb halinin hâkim devlete verdiği mecburiyetlere tabi bulunma- sını tâsrih eder. 9 uncu madde, harp tahdi- dine aittir. Bu hal hiç şüphe- siz ki gerek hakim devletin topraklarının emniyeti ve ge- rekse umumiyetle sulh dava- sını alâkadar eder. Başlıca maksat Türk topraklarını her hangi bir yabancı devletin ani taarruzuna maruz bırakmamak- tadır. Fakat aynı zamanda muh- temel bir mutaarrızı yapacağı ani bir baskını başaramamak imkânsızlığında — bırakmak ve böylelikle sulh —davasına hiz- met etmiş olmak gerekmek- tedir. Böyle bir harp tehdidi ha- linde Türkiye derhal — husust nizamat tatbik etmek — salâhi- yetini haizdir. Türkiye'nin si- yasası böyle meşru bir müda- faa hakkının hiçbir şekilde keyfi ve yersiz kararlara mün- cer olamıyacağına kâfi bir garanti teşkil etmektedir. Fakat dünya efkârı umumi- yesini tatmin etmek isteyen Türkiye bu nizamata tahdidi bir hüküm koymıya tereddüt etmiyerek harp tehlikesi hali- nin tesbiti için Milletler cemi- yetine ve mukavelenameyi im- za eden devletlere müracaat edeceğini bildirmektedir. Bu itibarla Türkiye'nin istediği Milletler — cemiyetinden bir yardım değil, fakat mevcut olup olmadığının anlaşılması için harp tehdidi halinin tayin ve tasrihidir. Harp gemileri hakkında alı- nacak sıhhi tedbirler hakkında olan 10 uncu madde Lozan mukavelenamesindeki aynı mevzua ait ahkâmı aynen ih- tiva etmektedir. Harp gemi- leri hakkındaki nizamat 1923 den beri mevcut olan hususi bir komisyonun mevcudiyetini tamamile lüzumsuz kılmakta- dır. Bu itibarla Türkiye bo- ğgazlar komisyonunun lâğvedil- mesini- istemiş ve bu komis- yona ait ahkâmı yeni muka- vele projesine ithal etmemiştir. 3 üncü kısım, — bilâmum uçaklara aittir. Uçakların müs- tahkem bir mıntaka üzerinde cevelân etmelerine müsaade edilmesi bittabi mevzuu bahis olamaz. — Şimdiki — vasıtaların inkişafı müstahkem mıntakayı tehlikeye düşürebilecek uçak- lara karşı tedbir alınmasını emretmektedir. — Müstahkem mıntaka üzerinde uçakların cevelân etmelerini menneden bir hüküm konulması da -bir zaruret teşkil etmekte idi. ' Montrö'den dolu karilerine. —Başı 3 ncü sahifede— milletler arası şartlara tevfi- kan tadil edilmesini ve bu meyanda bize de boğazları tahkim etmek hakkının veril- mesini istiyorduk. Bu, nihayet umumi bir ifa- deden başka birşey değildir. İş teferruata dökülünce, tale- bimizin bir proje şeklinde ha- kiki mahiyeti meydana çıkınca onlar nasıl bir vaziyet ala- caklardı? Bilfarz boğazların bilâ kaydışart tahkim edilmek istenmesi bazı tarafların itira- zına uğramıyacak mı- idi?.. Ticaret gemilerinin hazarda olsun iki cepheli sefer halinde olsun, boğazlardan geçmeleri hakkında ileri sürdüğümüz basit ve tabii kayıtlarla men- faatlerinin — haleldar olacağı endişesine düşecek - devletler bulunmıyacakmı idi?.. Ve ni- hayet işin en pürüzlü noktası olmak üzere Türkiye'nin her- YERE AFT CIT VAT TT AA Maamafih uçakların K deniz'e girişini veya Karade- niz'le Akdeniz arasında sey- rini temin etmek isteyen Tür- kiye bunları kendi - toprakları içinden geçen ve Türk hava “münakalâtı nizamatına uygun olarak çizilmiş bir yol göste- reccktir. 4 üncü kısımda Türkiye'nin görüşmelerinize arzedilmiş olan mukavele projesi nizamatı ha- Ticindeki hâkimiyet bukukunu zikretgğeyi münasip gördük. Fili bazı ahvalde bu hâkimiyetin tatbik edilmesinin imkânsız olduğu vâkidir. Bu itibarla gemilerin geçişinin zi- yansızca ve dostça olması lâ- zımdır. Serbest geçişin boğaz- lar mıntakasında - karışıklıklar tevlit etmesi ve hâkim dev- letin berbangi bir şekilde müdahale edememesi şüphesiz- ki varit değildir. Bu takdirde beynelmilel nizamat, karışık- lıklar tevlit edecek gemilere karşı alınacak - tedbirle hak- kında ahkâm ihtiva etmelidir. 5 inci kısım, üç yeni nokta ihtiva etmektedir. Bu nokta- ların birincisi mukavelename- nin imzayı müteakip mer'iyete geçmesine aittir. İmza eden devletlerin — iştirakile ve en meşru yollardan hareket ede- rek boğazlar mukavelename- sini tanzim etmek istiyen Tür- kiye'nin bir tatbik müddetini beklemek uzun veya kısa ola- cak böyle bir müddet içinde kendisine karşı doğabilecek tehlikelere maruz kalmak iste- meyişini herhalde kabul eder- siniz. Bizce Montrö kararı boğaz- lar rejimini tesbit etmelidir. İkinci nokta yeni mukavele- name muvakkal olmalıdır. Tür- kiye realist ve samimi olduğu için muvakkat bir nizamna- meyi düşünmektedir. Çünkü memleketin nizamatından baş- ka olan kat'i bir nizam Tür- kiye'nin mütlar hâkimiyetine bir taarruz teşkil etmektedir. Üğüncü nokta, mukavelenin beş senede bir tadili imkâ- nının mevcut olması, 'Türkiye ayci ruh ve ayni samimiyet mefküresi içinde hareket ederek bu . tadil im- kânını projeye ithal etmiştir. Ancak yapılacak her hangi bir tadil hâkim devletin tas- diki şartına tâbi olacaktır. i şeyden üstün ve mukaddes tuttuğumuz emniyeti namına harb gemilerinin boğazlardan geçişi hakkında — istediğimiz kayıtlar şu veya bu denizde bir takım istekleri, ve bir ta- kım gizli emelleri bulunan devletlerin işine gelecek mi idi? Neticede Türkiye'nin bütün taleplerinin tatmin - edileceği hakkındaki kanaatımız ne ka- dar kuvvetli olursa olsun bun- lar öyle bir takım suallerdir ki, cevaplarının mahiyeti — anlaşı- hncaya kadar insanın bir te- reddüt, bir meçhuliyet devresi geçirmemesi kabil degildi. İşte bugünkü içtimain en büyük meziyeti- fikrimce bu noktalar hakkındaki tereddüt- lerin, meçhuliyetlerin zail ol- masına bir imkân vermesi içtimar — kapayan ve hiç şüphesin çoktanidllüiz- de bulunan ilk resmi — tebliğ bu endişelerin varit olacağını sarahaten gösteriyor. Montrö konferansında dün başlamiş olan nikbinlik havası bugün de en ufak bir tagayyüre bile uğ- ramadan devam etmiştir. Konferansın tehirini istemiş olan İtalya hükümetinin, üç gün sonra zecri tedbirler dırılınca, derhal konferansa iştirak edeceği ve bu suretle bazı ecnebi gazetelerinin hu- susi maksatlarla ortaya attık- Ana- ları evham ve şayialara Tağ- — men Türkiye'nin dostu kaldığı şüphesiz olan bu hükümetin de konferansta kendi noktâi na- zarını müdafaaya imkân bula- cağı tabildir. K e Öğleden sonraki içtimada projemizin ilk faslını teşkil eden ticaret gemilerinin boğaz- lardan müruru hakkındaki beş madde hemen hemen bilâ itiraz kabul edilmiş gibidir. Yalnız bir iki maddenin tahrir tarzı- nın değiştirilmesi mevzuubahs- tır. Konferans umumit heye- tinde bu iyi hava esmekte de- vam ettikçe -Ki aksini tasavyur için bir sebeb yoktur- daha mühim olan harb gemilerine aid ikinci faslın da yarınayni kolaylıkla kabul edileceğine şüphe olunamaz. Hamdi Nüzhet Ansızın öldü Kemik ve- remi varmış.. Dün Fevzipaşa bulvarında bir ölüm vak'ası olmuştur. Torbalı kazasının Yoğurtçular köyünden Ahmed oğlu Osman, ayağından uzun zamandanberi tedavisiz kalan bir yarayı te- davi ettirmek için İzmir'e gel- mişli.d Fevzij yere düşen Osman, ölmüştür. Zabıtaca yapılan t._ıh- kikat ve doktor mMuayenesine göre Osman, ayağıı bulu- nan eski bir yaranın kemik veremine sebebiyet vermesi neticesinde ölmüştür. Osman tedavi için Torbal'lı Mustafa oğlu İbrahim tarafından İz- mir'e getirilmişti ve memleket hastanesine yatırılacaktı. Fakat hastaneye yatmadan ölmüş ve muayene neticesinde — defnine rulsat verilmiştir. Şehrimiz konsolosu; dün vilayete gele- rek Vali Fazlı Güleç'i ziyaret etmiş ve bir. müddet görüş- | müştür. drç yülk |