İN — Sayfa 6 Tefrika No. 126 Anadolu'nun Tarihi Tefrikası Birinelteşrin 2 935 M., AYHAN Başındaki Sarığı Fırlattı. Iğildi, Bir Hamlede Hatun Hanı Kucakladı Çadırdakiler fırl lardı. O, İşte onunla yapa yal nızdı. Hatun Han kendinden geçmiş bir vaziyette up uzun yatıyorda, — Etekleri — sıyrılmış, _ilıneledıılı üstünde toz pem- eye yakın renkteki bacakları gözüküyorda. Göğsü açılmıştı. Başındaki sarığı fırlattı. İğlldi, bir hamlede Hatun Han'ın el- biselerini parçalamıya başladı. Ve sonra hemen hemen tama: men stoyduğu bu nefis vücudü kollarının arasına aldı. Çadırın köşestinde yumuşak bir mindere götürdü. Pençesine geçirdiği bir kara cayı, ormanın kuytalarına sü. tökliyerek orada ylyen cana- varlar gibi Idi. Üstüne atıldı. Dudaklarını gezdirdiği taze, beyaz olgun bir göğsün P çıkmış ve sarhoşluğuna — daldı. . .. — Sus Aybey, sus! — Ne var Dumanbay! — Düymuyormusun. Senin adını çağırıyorlar gibi! Aybey yerinden fırladı. Ça: dirin kapısına — geldi, — başını çıkardı, — etrafını — dinlemeğe başladı. — Hani; ben duymuyorum! Dumanbay'da yanına gelmişti. — Demin öyle ku- lağıma!. — Burada benl. kim çağı- rabilir?. — bilir miyim yal, Hele bi- rat daha dinleyelim!. İkisi de — sustular. şiddetle çarpıyordu. — Benim içimde bir baş- kalık var Dümanbay!. Bana öyle geliyor ki; etrafımızda bir Uğursuzluk - esiyor.. — Sus sus, falcılığın — lüzu- mu yok, etrafa kulak verelim! — Uzaktan Arap'ların — scsl geliyor, onlar olmasın!. — Değlil... Ben iylice işitir gibi oldum. —Aybey yetiş, di- yordu.. Genc Türk'ün heyecanı bir: denbire arttı: — Yetiş mi diyorlar, yetiş mi diyorlar?, Tam bu sırada bir kadın sesi, uzak, loce, hayal gibi bir scs duyulda: — Aybey, yetişi. Aybey bir rüzgür — gibi ça dırdan fırladı. — Fakat ön tene kılıcı göğründe buldu. Geri döndü.. — Sen deli misin —Aybeyi, Gebertirler bizi! Sos! duydun muf?. Delikanlı, çadırın İçinde, ka- fase yenl sokulmüş bir aslan gibi sağa. sola atılıyordu: — Duymak ta ne demek, tanıdım bile!. Damanbay, bilmemezliğe gel di. Sapsarı idi. Herşeyi - anla- mıştı. Hatun Han, tuzağa düş: geldi Kalbleri — EKimin ıul olacak, onun sesi, Hatan HBanın scel! , — Bir yanlışlık olmasın.. Olabilir yal.. — Yanlışlık mı, deli mlsin sen?, Benlmm kulağım dünyada yalnız İki sesl unutmaz: Biri onun, öbürü de Yaka: mnp!.. Fakat ne olayor, bir gürültü var?. Kılıcını, hançerini takmış, eline mızrağını almışlı. Kapıya doğra fırladı.. Dümunbay da ayni şeyi yapmakla beraber, onu mümkün olduğu kadar zaptetmek İstiyordu. Çönkü bu- dalaca bir kahramanlığın sonu muhakkak ölümdü. Kargıla- rında hiçolmazsa on kişilik bir mubalız küvvetl vardı. Sonra, ordugâhın kenarında olmakla beraber, kaçıp sıyrılmak - kolay birşey değildi. — Gürühü, gürültü; bak dinle Düumanbay, biri Türkçe küfrediyor.. Bu, bizim dilimiz- den.. Ve bağırdı: — Karaboğa, Karaboğa, sen misin?.. Karaboğa, ağzındakl tıkacı fırlatmış olmalı ki; — Aybey, yetiş, dağdaki tek çadıra doğru koş, Hatun banı Arap Emliri kaptı!.. Diye karşıtık verdi. Set yakından, onbeş, yirmi metreden geliyordu. Aybey genlş yüzlü kılıcını sıyırmakla' bera- ber çadırın kapısından çıktı; — Dumanbay, İstersen sen gelme arkadaş! Sağlıkla kal!.. Ve sonpra bir vüra atarak karşısına dikilen Aruaplara sal- dırdı. O, at üstünde olduğu kadar yerde de döğüşmesini biliyorda, Bilhassa bu Araplar, kılıç kullanmekta çok - âacemi ldiler. Her hamleden kaçıyor: dışarıda bunu söyler söylemez | tcs duyuldu: - Karaboğa, sıkı tüt lındlnl geliyoram! . Karşısındakilerden — birisini öldörmüş, birisini yaralamıştı... Yanıbaşında biri daha vardı, Gözücü İle ona — çarçabuk ta nıdi: — Dumanbay, benim deli. liğim uğruna canına kıymu!... — Sesini kes, soluna bak, üç kişi seldırıyorlar!. y Dumanbay, ne kadar — tabit ve heyecansız dögüşüyordu. Ev. velâ birini öldürmüştü; bir da kika sonra bir. başkasının ko- lana uçurmuştu. Geriye kalan lar, arı çÇıktığı kadar ba girarak kaçıyorlardı, Imdad İs- tiyorlardı. Aybey etrafına baktı ve ba- gardı: — Karaboğa nerdesin?. Uzaklaşmış gibi görünen bir — Aybeyl.., Çadıra doğrul.. Bana bakma artık!.. Beni vur: dular!.. Dumanbay, çadırı gösterdi: — Atlarımız, bizim çadırın arkasında!.. Ve Iki Türk birdenbire geri döndüler, Atlar, .ağaçların di. binde duruyorlardı. İki — dell- kanlıyı görünce sevinçle kiş nediler.. Bir dakika sonra bayır eşağı dolu dizgin İnmeğe baş ladılar.., — Sonu var — Zayi Müağla'nın ulu cami önönde eeki medrese arsasında mücssce elektirik fabrikama alt 15.10.931 günlemeçli ve 2047 sayılı maa: fiyet rohsatnamemi kaybettim, Yentaini alacağımdan sözü ge- çen rübsatnamenin bhükümsüz olduğunu ilân ederim. Muğla elektirik fabrikası sahibi Ali Adnan 32 (3206) Birinciteşrin ' Son Telyazı Haberler Ingiltere'nin Notası Frans ları Tatmin Etmiyor.. Ü e. SN İ ğ Paris'in Meshur Muharrirleri, Ingiltere'nin, Yet Kuvvetli Teminat Vermesi Lâzımgeldiğini Söylü İstanbul, 1 (Özel) — Paris'tem baber veriliyor: Fransız gazeteleri, İngiltere'nin verdiği beğenmemekte ve Fransa'nın emniyeti için kâfi görmemektedir. Meşbur muharrirlerden (Pertinakı), (Anrl Morva) ve (Jak Benvli), ağır makaleler yt İngiltere'nin Fransa'ya yeni ve kuvvetli temlnat vermesi lâzımgeldiğlni ileri sürmektediri Hindistan'daki Isyan Gitti çeBüyümekte Devam Ediy Peşaver Bölgesi, Baştanbaşa Asile Hükmü Altında Bulunuyor. Afgan Hududundaki Köylerin önemli Bir Kısmı, £ bardıman Neticesinde Tamamen Tahrib Edilmi; İstanbul 1 (Özel) — Bombay'dan alınan son haberlere göre Peşaver bölgesi, başti astlerin hükmü altında bulunuyor, İogilizler, bu mıntakaya otuzbin asker ve top bataryala etmişlerdir. Afganlstan bududlarına yakın köylerin büyük bir kısmı, bombardıman edilerek edilmiştir. Elebaşılardan birçok kimseler Afganlstan'a iltica etmişlerdir. Bir Milyon Lira Dağıtılacak. Ankara, 1 (öul) — Tohum porası olmak üzere - köylülerl: mize bir milyon lira daha tevzi edilmesi için bir lâyiha bhazır: lanmıştır. Romen Uçakları Ankarada Misatirler Şerefine Bir Ziyatet Verildi Ankara, g9 (A.A) — Hava- Tsrın — müsaadesizliği yüzünden Iki gündenberi İstanbulda olan Romen — süel uçakları bugün ssat 8 18 de Yeşiiköy uçak ala- nından hareket etmişler ve beş gvcı uçağından mürekkeb bir hava filomuz tarafından Mihu: Hcik — özerinden şaat 1125de Ankaraya — gel- mişler ve uçak — alanına İnme- den önce kendilerini karşılıyan uçaklarımızla — birlikte — şehir üzerinde bir uçuş yapmışlardır. Romen ve Türk bayroklürlle söslenmiş olan alanda Sü ba kanlığı bava müsteşarı — Colâl, genel kurmay başkanlığı bava möşaviri Cavid, Türk buva ku rümü başkan muavini Ferldan, Romen elçisi ve elçilik İleri gelenleri — İle #übaylar karşılanmıslardır. Ankara, 30 (AA) — Bu akçşam saat yirmide Anadolu kulübünde hava müsteşarlığı ta rafından Romen uçakçıları adına bir şölen verilmiştir. Ankara, 30 (A A) Bu sa bah şehrimize gelmiş olan Ro- karşılanarak hava sınıfımıza mensup tarafından Ömen sücl uçakçıları saat 16 ve 16 30 da beraberlerinde mih- mandarları olduğu balde gevel kurmay başkanı Moureşal Fevzi Çakmak ve Sâü bakanı general Kâzun Onlp ıuırındıı:ı kabul Harb Aka- demisinden Dip- loma Alanlar. İstanbul, 1 (Özel) — Harb akademisinden 52 isubayımıza diploma tevzi töreni yapıldı. Gömbüş Berlin'den Bu- dapeşte'ye Döndü.. İstanbol, 1 (Özel) — Macar başbakanı General Gömbüş, Al- manya dış İşleri bukanı Von Nöraht ile son bir av yaptıktan sonra bugün Budapeşte'ye dön- müştür. Tıp Kongresi Bizden Gidecek Doktorlar Yola Çıktı.. İstanbul, 1 (Özel) — Tp koöngresine İştirak edecek olan doktorlardan bir kısmı bugün bareket ettiler. Tecim Konteransı Londra, 30 (A.A) — Parla mento tecim komlayonu arsı- ulusal teclin konferansına İşti. rak edecek olan 30 — ulusun delegelerinin İikteşrinin birin. den beşine kadar kabul - ede- cektir. Bu konferansın uçılma töreni yarıe lordlar kamarasın. da yapılacaktır. üniversite Dün Açıldı. İstanbul 1 (özel) — verslte, bu sabah törenle Kübil Vnpur Dumar| özlü Şlmdiyı kadar görj memiş derecede ucuz bir gözlük alıl isterseniz : Başdurak Üniversltede Döçel (Muavin Profosör) Dr. A. Safitt Ağız ve Diş Hek, Hastalara hergün sonra bakar. İstiklül caddeği | Ankara apartmamı T m;f.mr- ıSTANİ Telefon : Elözel Yusuf Riza âana v AİİİK Okulu Direktörlüğünde Binası yeniden ve noksansız bir surette yapılmış mekta- bimizin Ana ve ilk kıti p talebe keyıt ve kabalü eylülün Ikisinde başlar. Ana göce hazırlanmıştır. kumi 4, 5, 6 yaşındaki yavrult yetiştirilmesi İçin en son veul Kuyıt İşi için bergün saat dokuzdan onyediye Bai| yenl binamın Kestelli caddest üzerindeki kapısından lerek okul direktörlüğüne müracsat olanmalıdır. TT TT TTTT İT Te