ŞUBAT 14 MWT * T ee Tarihten Yapraklar : İkrazat İşlerinde Kadın, Rehin Bırakılabilirdi. Bir Yahudi Şâ'ri i.De Böyle Bir Mua- mele Konuşulurken Arap'lar Tarafından öldürülmüştü. a Ğİ B Malmca'le Şa l GN TTT ürk Iİnkılâbını Övüyorlar Aydın'da Amerika Resmi Siciline Ge-Mımaka Spor. çen Çok Mühim Bir Rapor.. Koügresi Yapıldı. Aydın, (Hususi) — Aydın Diyorlar Ki: “17 Milyon Halkın Ya- dığı Inkılâblar Şayanı Hayrettir. ,, mint.kası epor koöngresi dün valimiz Bay Fevzi Tokerin baş- kanlığında toplandı. İstifa eden eski heyetin raporunu eski relt Bay Nafiz Tünçer okudu. Ra- por ecanlı Idi. Eski heyetin ha ——— Geçenlerde tarihi bir basbi- hal yazmıştım. Bir karfim bana yazdığı mektapta diyor ki : — Eeskiden hakikaten, böyle âdetler var mıydı? Yahudi bir relsin, evlenecek her genc kızı evvelâ kendi halvetine aldığı doğra mudur? Anlaşılan, karlim, benim ya zımı hayali birşey sanmış. Hal- buki Fatyan büdisesi tamamile Aclân ibni Malik tarafından olduınldogn gibi — Gassaniler şeyhi Ebu Cebele de Aclân'ın tahriki üzerine Medine civa rındaki — Yabüdi'lerden — daha “korkünç şekilde bir intikam da almışlır. Bu vesile İle ayni mevzaa tekrar dönüyorum : Milâdi beşlaci, altıncı asır- Târde, —Arabistan'da — mühtelif bikâh asulleri vardı. Bunlar dokuza — kudar çıkıyordu. Bu nikâhlardan biri de, fakir bir zevcin, şerafet ve uğur dölü alması için, karısını zengin, asil tanmmmış bir zatın koynu- sna vermesi idi. Kadın, hamile kalıncıya - kadar orada kalırdı ve doğan — çocak, fakir aileye Büya, asalet, saadet, geref, gu- rur getirirdi. Keza, zengin olan lar, ellerindeki servet sayesin. — de başkalarının kadın ve kız H, lacını rehin olarak alabilirlerdi. Yani, berhangi bir fakir çiftçi veya esnaf, bir kredi bulmak, yeresiye bazı âlüt ve edevat almak istese, keudisine böyle bir teklif yapılabilirdi. Hulüsa kadın; bu kokmuş, İğrençleş: miş cemiyetin ibildat hayatı içinde her zillete, her bayağı- hiğa — sex çıkarmıyan ve ayni zamanda hiçbir bak, hiçbir “ kiymet #ahibi olmıyan — 2avallı — bir mahlüktu. İşte tarihden bir hâdise: ©- İslâmiyet doğmuştu, peygatn- — ber Müuhammed Medine'de Idi, oldükça kuvetlenmişti. Fakat gerek Müşrik denilen dinsizler ve puta tapanlar, gerekse Ya- © büdi ve hirlstiyanlık onü tezyif ediyorlardı. Devrin şâirlerinin — bunda büyük bir rolü vardı. — Çünkü şâfr, bulunduğu kabile. (D nia bütün maneviyatına hâ- 0 kimdi, kabileyi cenge o hazır: Olardı, kabilede her an'aceyi — >o karardı. Yıldızlara bakar, — bastalık İşlerine el uzatır, mev: h elme göre hleret rımı ve- o rİrdi. Medine — civarındaki Ya- hudi zenginlerinden Kâ'b İbni “Eşref do islâmiyeti ve onün - peygamberini — dile dolımıştı. Peygamberin şahsını mütema — diyen didikliyordu. Halk ara: — gında bu manzım ve laylı ta- O Fizlerin tesiri de — oluyordu.. — Nihayet ondan İntikam almak — kararı verildi. Kâ'b islâm da: — vası için tehlikeli olmuştu.. Ba kararı, günün komiteclel gibi — olanlardan — Mühammed . ibni Müzlime ile arkadaşları tatbik edecekti.. Dört beş arkadaşı ça | kararı vermişlerdi: — — Ki'b zengindir, kale gibi | bir evde oturuyor. Oraya yak- laşmak için esaslı bir sebeb O lâzımdır. Bu da — olsa olsa, on- dan bir İstikraz akdine gitmekle —mümkün olur. Kendisine gide. ıh. Yabudi taraftarı görünü. l tüz, konuşmak üzere dışarıya © çağırır ve öldürürüz, Ebu Nalle namındaki zat başta olduğu balde İslâm birkaç Arap Yahudi kalelerine geldiler, ka piyı çaldılar.. Yahuüdi ve şâlr falzcl uşağını yolladı: — Git öğren, kim gelmiş ve ne İstiyorlar? Kapıda yalnız Ebu - Naile vardı. Döndü, hbaber — verdi. Kâ'b, ipekli elbiselere — bürün müştü. Karısı da saçlarını tara yordu., Kadın kuşkullanmıştı: — Kim imiş? Dedi. Uşak cevap verdi: — Ebu Nalle konuşmak isti yor.. Kadın kocasına baktı; , — Sav şu herifi, ne olur, ne olmaz? Fakat Kâ'b dinlemedi, kapı- ya çıktı: — Hayrola Ebu Nafle, böyle akşam vakti? Ebu Nafle, rolüne başladı: — Vallabi ya Seydi, ne di- yeyim, ben ve birkaç arkadaşım fena vaziyetteyiz. Bu Muham med denilen adam — Medioeye uğursazlak getirdi. Haydudlak, çapulculuk, herşeyi yapıyorlar.. Kâ'b güldü, bunlar hoşuna gitmişti. Çönkü onun en büyük düşmanına, —Arablar du artık kızmıya başlamışlar, demekti: — Ya, ya -dedi. daha du- run bakalım, yarın, öbür gün aç bile kalacaksınız, — Kaldık bile ya Ka'b ve onun için geldik. Bize yardım et. Açız, sefiliz.. Güzel, aydınlık bir gece Idi. — Demek yalmız değilsin!.. — Hayır, ilerlde arkadaşlar da bekliyorlar. Beş kişiyiz, sana sığındık.. — Peki, fakat neyinizl — ve. bin bırakacaksınız; Karınızı mm? Yoksa genç, gözel kızlarınız var mi?.. — Camm; kadınlarımız pek İşe yarar gibl değil, Onlara dokunma, silâhlarımızı rehin bırakalım. Ebu Nalle, güya onu hayran hayran süzüyor gibiydi: — No var ya Ebu Nafle?, — Çok zarif bir adamsın.. Ne güzel kokular bulmuşsun.. Hele şu elbisenin fevkalâdeliği? Kâ'b gurürlu gurürlü başını, kaldırdı: — Evet, öyledir, karım da buü kokulara bayılır.. Kâ'b böyle söşliyerek dışa- rıya çıkmıştı, Hem yürüyor, hem konuşuyorlardı.. Nihayet diğer İslâm Arab- lar da gözükmüşlerdi.. Ebu Nalle falzel şâire gene yaklaştı: — Müsa uşkma dar, ya Kâ'b, gu saçlarını bir kerö koklıya- yım, İnsanın İçl açılıyor. Kâ'b durdu. Ebu Nalle kok. ladı. Arkadaşlarına İşaret etti: — Gelin, gelin, siz de kok. layın? Bakın, Mehmed'in saç- ları böyle kokuyor mu? Onlar bu yağlı ve kokulu saçları koklarken ikinci bir işaret kâfi geldi. Hep böeraber saldırdılar ve bliraz sonra dev: rin o meşhur gülri, kanlar içinde yuvarlandı. ve ölürken son defa acı acı bağırdı.. İşte geçenlerde yazdığımın başka biz çeşidil. M. Ayhan Gökçe İstanbal'da — toplanan — otu. zancu - beynelmilel parlâmen- tolar konferansına iştirak eden? Amerika grubu reisi ve Birle- fik Amerika devletleri senatosu demokrat lideri, Arkansas e- matoru Bay Robinson, mezkür konlerasa hakkında grub umu- | mi kâtibi Bay A. D. Gall ta: ralından tanzim edilen raporun kouğre tabıtmamesiude heşrini koagrenin 17 sonkânun 1935 tarihli içtimamda teklif —et miş ve bu teklif kabul olu, narak rapor 18 sonkânon 1935 tarihli zabıtnamenin (89 yneu sayfasında intişar eti leşik Amerika devletinin müs takil ve resmi kuvvetinin vex. mi sicillerine geçen bu rapo: run tercemesini ayneca aşağıya ahyoruz: 24 eylül pezartesi konferans'ın küşadında, Ame- rika Birleşik Devletler — heyeti mürahhasası — azalarının hepsi hazırdılar. Mr. Cohran ve ben Roma'da Mr. Oliver'e İiltihak #ederek, üçümüz ayın yirmi gönü, Ankara âbidesi birinde Brindizi'den İstanbal'a mütevecelhen vapara bindik ve ertesi günü Atina'nın limanı olan Pire'de vapurumuza gelen senatör ve madam Robinson'u selâmladık. O akşam beşimiz birden Atina'dan hareket ede- rek Attika'nın cenub noktasın: den geçerek fevkalâde bir gu- raba karşı ilerledik. Mehtaplı bir gecede Ege denizini ve parlak bir sabah Çanakkale boğazından geçtik ve güzel bir günde Marmara'da ilerliyerek üçüüde İstanbul'a vardık. Dost: lar ve resmi zevat bizi en dostane — sürette — karşıladılar. Senatör Connally ertesi sabah erkenden doğrudan — doğruya Parla'ton geldi. Hepimiz Pera- palas oteline indik. Türk ma- kamatının dikkat ve nezaketi ve kendi «devletimiz mümeasll. lerinin — yardımları — sayesinde rahatımız için hertürlü tertibat ıl'ı:ıınıı ve konferans müdde, tince emrimize bir. - otomobil ile şoförü verilmişti. İstanbul ve Haliç hakkındak! İik — intl- banmız- kubbeli ve — minareli, hüriyet Ulus Kurultayı toplantısında Bakanlarımız şekil zoevk ve roman ile dolu bir manzara oldu. — YENİ TÜRKİYE — Bir millet hakkında ökumak veyahat onunla doğrudan doğ- ruya temas etmek arasında çok fark vardır. Bu cihet bilhumsa 'Türk'lerden bahsederken rüdoör. Onabir senelik bir cüm devrinde — Türkiye'de doğ- pek büyük deği — şiklikler — vücüd buldoğucu hepl miz biliyorduk. Fakat — İstanbul İda ve bilhussa İstanbul'dan tren ile bir gecelik mesafede — olan yeni merkez An karada bu derece garb enerji idare tarzına İşa- ret eden ahval ile karşılaşacağı: ni ihtimalki mi- safirlerin pokâzı tahmin — ediyor- du. — Dünyanın hiçbir yerinde bu kadar sx bir za- man İçinde ba derece değlşiklik voka bulmamış: tr.. Bu ahval müdekkik * her bir kimsenin ve bilhassa — devlet — ademlarının alâkasını — uyandırmaktadır. 1923 tarihli Lozan muahe: desindenberi ba 17 — mllyon halkın yaşadığı tokilâblar — ça- yanı hayret olarak tavelif — edi. lebilir. Kapitülâsyon adı altın- da uzün senelerdenberi — ecne- bilere — bahşedilen — mümaadat ilga — olunmuştur. —Bil'umum ecnebi ordular memleketi terk etmişlerdir. Hudutlar — tesbit edilmiş ve bunlar — dahilinde tek bir ırk költürü kurolmuştur. Çanak. kale boğazında, Marmara deni: zinde ve Karadeniz boğazla: Tından serbest geçit her millete müsaade edilmiştir. 13 İlkteşrin 1923 de bükü met merkezi Ankara'ya nakle, dilmiş ve ayni ayın 29 unda da Türkiye tarzı hükümeti cüm. büriyet olarak İlân've Riyasetl: cümhar makumına/Mustafa Ke: mal İntihap olunmuştur. 3 Mart 1924 denberl Türkiye'da Teok- rasi nihayet bulmuştur. — İslâm dünyasını resmen idare eden hilâfet makamı Türkiye'de ilga edilmiş ve devlet kanunu ola- ve rak Kuranın yerine kanunüme- deni kalm olmuştur. Erkeklerin fesi, Dumlupınar Âbidesi örtüsü ve kopalı tutulması, ta- addüdü zevcat ve haremler or- tadan kalkmıştır. Arap hurufatı yerine Lüâtin alfabesi kabul edilmiş ve bu sayede çocuklar iki üç sene yerine bir senede okamak öğrenmiyo — başlamış: lardır. ; Eski ölçü sistemleri — yerine metre sİstemi ve bütün dün- yada kullanılan gregorlen tak. vimi kabal edilmiştir. 1924 denberi medreseler - kapatılmış ve her hangi bir mezheptea olursa olsun gerek mekteblerde gerek hastanclerde din - tedrisi menedilmiştir. — Şimdi bütün Türkiyeli çocuklar için ilk tah- sil İngiliz eistemi iİlk mekteb- lerde mecburi kılınmıştır. Arazi kanunları değiştirilerek büyük arazilere nihayet verilmİştir. Eski temenna yerine el sıkma nenlü kabal edilmiştir. Günün santleri şimdi eakiden olduğu gibi değiyen çafakla değli, gece yarısından İtibaren başlamakta- dır. Deli veya malüllerle istihza edenler tecziye - edilmektedir. Evlenmeden evvel erkekler ve kadınlar tıhbat — vesikası almak mecburiyetindedirler. Etüd ve tetkik metotları gittikçe daha fazla kullanılmaktadır. -Bizim ülle İsmi dediğimiz — isimlerin Türklerde bulunmaması yüzün den vokubulan — karışıklığa nDi- hayet vermek üzere soyadı sla- temi kabul edilmektedir. —Ga- ziye soyadı olarak Baştürk ma- nâsmna gelen Atatürk — isminin verilmesi Büyük — Millet meeli- since kabal edilmiştir. Takri- kadınların” kikaten çalıştığı görülüyordu. Rapor aynen onaylandıktan ve hesapların bakılması için bir komite”ayrıldıktan sonra seçime geçildi. Yeni mintaka heyeti — şöyle kuralda : 1 Biriaci —relsliğe Bay — Sirri Hon, ikinel reksliğe hâkim Bay Cavdet, üyeliklere Bay Nadir Birvar, Bay Derviş ve Buy Ot han Cemal, ayaktopu heyetine Bay Nafiz Tünçer, Bay Celâl, Bay Nihad, Bay Lebib ve Bay Ekrem, atletizm heyetine Bay Mazhar Nafiz, Bay Şükrü, Bay Etem Kadri, Bay Nesimi * ve Bay Zeki seçildiler. Bazılarımızda bir telâkki var. dir : başından ayrılanlar, orada gene iş ulmak için gece baş olmak isterler. Dün böyle olmadı. Bulandağa bir kurumuan : Spor centilmenliğinin ne olda: — günu tamamen gördük, cekl reis ve üyeler : — Teknik heyetlerde biz de — 1ş alacağız ve çalışacağız. Dediler ve İş aldılar, yenl arkadaşlarile el birliği ile çalışı — mağa başladılar. ——— ben 179 milyon Türk İirasına baliğ olan bütçe muvuzenelidir ce İlk Cümhuriyet senesinden- beri böyle olmakta bulunmuştur. Ticeret muvazenesi — sisteml sayesinde para kiymeti sabit — kalmıştır.. Hükümet otoritesi hertarafta hüküm sürmektedir. Hayat ve mülk emindir. Mil: ü lete hâs bir kerakter olduğu zannedilen ataletin yerine san'» at, İstatlatik, İmalât, yol, şimen: difer, İş kaDunları, maarif, tıp, | ğ hıfzissıba vessireye karşı yeni — ve faâl bir alâka muyanmıştır. Eski Türkiye'nin çark tarzları yetine bir garb içtimai sistemi geçmiştir. Bu da dünyada tek olduğu kadar — muvaffakıyetl büyük görünen bir inkılâb s0- retile olmuştur. Daha yapılacak birçokşey olmakla beraber bu " 4 Ankılâb genişlemekte ve derin- leşmekte ve hakikaten İiberal ye demokratik bir devlet tece — süsüne doğru gitmektedir. Ön seneyl az geçen bir müd: det zarfında bu derece muvaf- — fakıyetli neticelere ancak Gati — Müustafa Kemal'in cesareti ve mahareti sayesinde varılmıştır. Mumalleyhin faaliyeti Rusya'da 16 1ncı asır sonunda keza ata- lete, fakra, yanlış — itikadata, tanssuba ve cehalete karşı bü- yük Petronun yaptığı mücade- leyi hatırlatmaktadır. Masmafih Gazi bir impars: torlağun değil, bir cümhuriye: tin başında bulunmaktadır. Öy* le bir cümhuriyet ki beş yöz #enedenberi yalnız bir otokratik rejim altında yaşamış — olduğu halde şimdi her türlü şovinizm- den ari bütün dünya ile sulh içinde yaşamaktadır. Türkiye'de Amerikan Menafii Amerika bütün bu şayan! dikkat İnkişafa alâkadardır. ve birçok Amerika'lının yen Tüör — kiye hayatının muhtelif saf he> larile şahsi — rabıtaları — vardır: /— Paul Monroe'nin riyaseti altıp' — —- Sıııı 6 Tacı yıılıdl