rin vicdanına terketmiştir.. Za- ten sosyoloji ve etnoğrafya ilim- leri bize gösteriyorki yeryüzünde yaşıyan ve devlet olmuş millet. lerden buşlıyarak sşağıya doğru birliğini ve bütünlüğünü bentiz başaramamış yarım milletlerde, aşiretlerde, kabilelerde ve en Iptidat bir cemiyet nümunesi olan vahşilerde ve kalanlarda hayat ve kültür yoklandığı za- man aşağıya doğru dini büki. miyetin arttığını, genişlediğini ve o İnsan cemiyeti için yerinde saydıran bir tezyik hslinde berşey olmıya temayöl ettiğini görüyorurz.. Bizim tarihimizde de — böyle devirler olmuştur. Yalnız bizim değil her ulusaun orta kurunu: Biraz karıştarılınca medeni bir fosana ait bütün hakları ve hürriyetleri gasbetmiş bir din zihniyetinin ve din mücesesele- rlafa tarihin karanlığımı yapan rolleri görülür. İasanlığın uyanması dediği- miz odaltıncı asır rönesansma kadar Avrupa — milletleri tam onbeş asır kilise çanlarının in- san kulaklarını sağır eden ve insan yüreklerini ölüm ve azab vahimesi içinde titreten — uğul- tusu altında uyudular. Çünkü siyaset olarak hayata hakim olan din cekl medeni- yetin bür, cesar ve ziyadar ilmioi, irfeonını ve hamlesini küfürle itham ederek ölüme mahküm etmişti. İlim ve febsefe - tarihinde #kolâstik tarihl — meşhurder. Onaltıncı yöz yıla kadar süren kilise bâkimiyeti; — insanlığın etki hür düşünüşünü yasak et tiği için din kitablarının — baş- hea esaslarile telifi mümkün addedilen Aristo felsefosi tek düşünme ve anlama yolu ola- rak kabul edilmiş ve Aristo tek üstad olduğandan dolayı bütün ilim ve irfan âlimi onun çırakları menzilesine — iİndiril. miş ve mekteb manasına halk “Skol,, dan “Skolâstik,, tabiri çıkmıştır. Bizim tarihimizde de hertür: lâ bayata dönmek — teşebbüsle. rine karşı şerlat, olmaz!.. Diye yol kesmiştir.. Temellerine kadar çökmeye başlıyan Osmanlı imparatorlu. ganun gittikçe daralan hudud. larını tutabilmek — için Nizamı Cedid — teşkilâtı — yapıldığı ve sekere yeni bir kıyafet — giydi. rildiği zaman bu kadar alelâde basit bir işi bile şerlat vamına bazmedemiyen sarıklılar (Ka- bakçı Mustafa seyanı) diye amı- lan bir hoca ve medrese — sal. dirimile — ortalığı nasıl kana boyadılar; bunu herkes biliz. Osmanlı tarihinde fetva en uğursuz bir kelimedir. Türk ulasuna âld bütün bayat İşle. rini etrafı sarıkla — çevrilmiş kafalar düşünür; koskoca bir devleti bir şeyhlalâmın fotvan darlık ve ölüm çenberi içinde sıkardı. kalmasını, — Başı 1 inci sahifede — mevkilade bulunan takılâp fır- kasının, Cümhuriyet Balk fır- kamoın bayrağındaki altı oklu, altı ümdesini ayrı ayrı mevsu edinerek — konferanslar — tertip etmiştir. Bunu bir ihtiyaç ola- Tak duydum, Hepimiz görüyo- ruz ve biliyoruz ki dünya hü- kümet sistemleri, Idare usul ve metodları değişmektedir. Büyük cihad harbından sonra klâsik usul ve metodlar İflâsa başla- mıştır. Demokrasiyi esas olarak kabal eden bazı hükümetler bunun yerine başka sistemler kaymak ve tatbik etmek mec- buriyetinde kaldılar, İktisadi, her milletin gidişine, Ihtiyacına göre değişiyor. Türk inkılâbı bu altı amde- yi niçin kabul etti? Fransa Takılâbında — ,Milliyet —esastır* da milliyet umdesini biz de oDun için mi aldık. (Halkçılık) günün mes'elesi midir veya bir moda mıdır ki biz de bunun için mi kabul ettik? Ba mevzolar üzerinde İz. mir'i tenvir etmek — İstiyoruz. Bu vazifeyi değerli arkadaşlar Gzerlerine aldılar. Geçen gün Bay Rahmi Balaban (Halkçılık) mevzülu konferana verdi. Şimdi de Bay Refet küçük bir rahatsızlık geçirmekte ol- masına reğmen büraya — gel: miştir. Arkadaşımızın rahatsız: hığı belki konferane vermesine mâni olabilir düşüncesile üçün. cü konferansı (İnkılâb tarihi) M mevzuu İle verecek arkadaşımız - Bay Mitat'a gelmelerini rlca — etmiştim. . Heriki — arkadaşım hazırlanarak gelmişlerdir. Her- İklalne teşekkür ederek yerimi konferana verecek arkadaşım Bay Refet Tok'a terkediyorum. Bay Avni Doğan'ın bu söz: leri sürekli bir şekilde alkış- Tanmıştır. Az sonra kürsüye gelen Bay “Refet Tok lâyıklik hbakkında aşağıda yazılı konferansı — ver. miştir; Sayın bayanlar, baylar; Sulanların — ve — halifelerin — Anadolu yaylaları üzerinde asır. Tarca karanlık içinde, bakım. gızlık içinde, yoksullak İçinde, bastalık ve kıtlık içinde bırak. — tiği Türk halkının, o bütün arki — küdretleri çorak toprak tarafından enilerek - geriliğin, medenisizliğin ölüm döşeğine — yatırılan Türk halkının kurta- gıci firkası olan firkamiz on- beş yıldırı Türk balkını elin- dsD tatap — kaldırarak hayata, kuvvete, sıhhate, nura ve me- — deniyete götüren ve koşturan — Atatürk'ün fırkası onun yarat. O Hğı ve kordüğü İnkilâbi ve — hayatı. bekliyen Cümburiyet — Balk Fırkası, bizim fırkamız, bepimizin fırkası önbin yıllık “Türk bayroğımın yanına #stığı nffı oklu iokılâp bayrağile bize hayat ve medenlyetin altı yo. lünu gösterdi. Bu yollar istikbal içinde ül- ü yıldızlarının parıl parıl yan- ği uluklara doğru ebediyyen Ki ıi[ı&hir Törk ulusü: Bu yol ğ l-l'lıdı dünya ulaslarını 'M ve Türk olüsü — irkt / hayatiyetinfa ve tariht savletinin Mıo mukaüdder kıldığı ön eaf milleti olmak bhakkımı ve Mmevklini şlacaktır. | yurddaşlar! devlet olmasıdır. Birçok yerler- de yanlış tefsirlere — uğrıyan sözün anlamını (Mefbumunu) aydınlatmak ve bunun için de birsz İHlmin dilini dinlemek hepimiz için şüphesizki faldeli olacaktır. " Tasan cemiyetlerinin ve mll- letlerin hayat ve faaliyetlerini tablil etmekle — iştigal eden s0- siyoloji İlmi bize şanları anla- tyor: Büyük insen cemiyetleri, ya hud milicilerin hayatını yapan ve bizim meklek i, içümal siyasi işler dediğimiz — bir takım mü- esseseler vardır. Meselâ; Birer Türk olarak — cemiyet içlada birimiz ahlâklı olmuya çalışıyor ve ahlâklı yaşıyoruz.. Demek ki hepimizin duyga- larını ayarlayan, İşleyişlerimizi düzenliyen, yani bizi ahlâklı yapan bir takım kaldeler, in- sanlık düsturları vardır: Kendi aramızda konuşurken deriz ki: (Şu iş iyldir, bu davranış fena- dır) biz bunu söylerken, biz değil içimizde cemiyet konu- şuyoruz... , Ablâk gibi cemiyette houkuk var, Koanunlar var!. — Milletin genel hayatını çeviren ve yürü- ten nizamlar var. Ahlâkın kal- deleri gibi bunları da yapan, yaratan ve ferdliğimize, tekli gimize bâkim kılan içtimat vledandır. Kuvvet - Fikir, yahat kıymet fikir — diyebileceğimiz ve bir ulusun genel kültürünü teşkil eden ba nevi genel hayat kal: deleri, sadece uhlâk ve hukuk sabhasına münhasır değildir. Ulu- sun Ökonomi İşlerinde de siya- sa işlerinde de, alle ve yuva kurumu işlerinde de idare, ada- let işlerinde de, güzel san'at ve güzel eser yaratma İşlerinde de, holâsa bütün cemiyet ku- rumu ve yaşayışı İşlerinde de hayat yapan, yürüten bu kuv- vet fikirler; bu kaymet - fikir- ler özdür ve ferdi, farkında olmaksazın dört tarafından va- rarak İnsan yapar ve onu uy- gürlük — (Medeniyet) — yolunda yürütür, Ulasun genel hayatında ban- lardan başka bir de “Din* var- dir. Dinde Allah tarafından konulduğu kabul ve zannedilen bir takım kıymetlerden teşek kül eder. Her din itikatlar de- diğimiz — kurullarla, — usullerle, ibadetler ve ayinler dediğimiz bu itikatlara tâbi bir takım iş lemelerden mürekkeptir. Din müstesna.olmak üzere yukarda saydığımız — ökonomi, sıyasa, ahlâk, hukuk ve güzel san'at karumlarının özü olan kıymet — fikirler milletin ihtiyaç- larıDa, zamanın İcaplarına, ülkü- nün yürüyüşüne göre olgaolaşırlar, yebileşirler, açılırlar, değişirler ve bir milletin medeniyet tari- bini yaparlar.. Fikir dini teşkil eden kıymet -- fikirler yürümez- ler, açılmazlar, değişmezler.. Donmuş ve durmuş bir halde cemiyetin ve hayatın eteğinden lnlı.p yolandan alıkoymak la- terler.. Bir ulus için iso hayat yü- rümek, ilerlemak, ankaz içinden çıkıp gitmektir.. Arkadaşlar; İşte Lüyisizm denileo şeyha tarifine geldik. Lüiklik değişen, yenileşen ve yürüyen, umumi hayatla, değişmiyon ve yürümi- Halifeler — cahil karanlık içinde — boğulmasını din namına İstedikleri Anadolu- muo zavallı Törk halkını şerlat bayrağı —arkasında — asırlarca #teşe — ve ölüme — gönderdiler.. ATATÜRK büyük nutkunda bakınız ne diyor: “Milletimiz asırlarca bu vahi nokta nazarından ha- âikiz/ Yemen çöllerinde kıvru- lap mahvolan Anadolu evlâdlarının mikdarını bi liyor musunuz? Bayanlar, Baylar; Lâlk bir devlet olan Türki- ye cümhuriyeti bu Iâdik duru- munu bundan on sene evel 3 mart 1924 da hilâfeti İlga et mekle bütün bir medeniyet dünyasına örnek olacak tarzda başarmıştır. Arab saltanatı kurulub da mEmeviye* banedanı bu mev- kie geçtiği gündenberi başlıyan balifelik Türk kahramanı He- lâgünün 1258 de Bağdad'da son Abbasi halife Mutasam Bi- lâhı öldürmesile zaten çok za man önce bitmişti. Yavvzun Misir'da bulduğa — bulife, Misir hükümetine satılmış bir oyun: caktan başka birşey değildi.. Yavuzun balifeliği dirilmesile- dir ki ulusal varlığımız büsbü. tün söndürülmüş, onun yerine dini varlık konmuştur. Arkadaşlar; yakın tarihi de hatırlarınız. —Atatörk — onbin miş, erkekcerine bir döğüşten ve tarihimize Çanakkale — sahi felerini yazdıktan sonra düşen ve esir edilmek — istenilen bir milleti Anadola ortasında kar- tarmıya çalışırken, — yangıdlar, ateşler, ölümler içinde o gönül verdiği Türk balkımı kaldırmak ve yaşatmak için çırpınırken halifenin ve — fetvacıların ona Bir balife ve onun şeyhislâmı olan Dürri zade Abdullah 11 nlsan 920 tarihli bir fetva ile Atatörk'ü ve arkadaşlarını ölüm cezasına mahküm etmek denu- etini gösterebilmişlerdi. Bu mil- let, bukara günü unutmıya- caktır. Türkiye Cümhuriyeti, devleti Iâik bir devlettir. Bu devletin dini şabsiyetl yoktur. Dini, ferdin vicdanına bırak. mıştır. Reşid olan bher ferd kanunların çerçivesi içinde di- lediği gibi fman eder, ibadet Modern bir devletin içtimat vazifeleri o kadar çok ve geniş- tir ki esasen din İşlerile meşgul olması mümkün — ve doğra değildir. Diğer taraftan din de bundan memnun olmalıdır. Din, dev- lete tâbi olmaktan kurtulmuş- tor. İtikadlar serbesttir. Esasen zamanımızda dinler siyasi rol- lerini — kaybetmişler, — objektif mücsseseler olmaktan uzaklaş. mışlardır. Dinler ferdi vicdan- lar hariminde mü'min mabu: duna bağlıyan derani ve blesi bir bağ baline gelmişlerdir. Sosyoloji diyor ki: * Dinin siyasetten ayrılması bütün soysal tekâmüle bükim bulanan bir kanunun, kıymet - fikirlerin ayrılması kanununun zarort bir netlcesidir .,, Birbirinden ayrılan ba kıy- met « fikirler birbirlerine zıd ve muhalifte olabilirler. Din- lerin ilk karşılaşıp anlaşamadığı ilim olmuştur ve bugünkü müs- bet ve tecrübi ilim, o herşeyin içine bütün hâdiselerin bağrına zekânın ışığını sokan İlim, bir müecssese olarak dini de baştan aşağıya tetkik etmiş ve dini bükümlerin mecazi, senbolik şeyler olduğunu — ortaya koy- müştür. Devletin lülkleştirildiği gün- yılanberi bir defa eşaret görme- ne yapmak istediğini hatırlarsınız. Torbalı'da Soyadlarını Kütüğe Yazdı- — ran Memurlar.. "Bıııı asırlarda olduğu gibi bugün dabi akvamın cehlinden ve taassubundan İstifade ederek binbir türlü «lyasi ve şehsi mak- sat ve menfeat temini için dint âlet ve vasıta olarak kullanmak teşebbüsünde bulunanların dahil ve hariçte mevcudiyeti bizi bu zeminde söylemekten maottees- süf henüz müstağai bulundu ruyor. Beşeriyette din hakkındaki ihtisamı vukuf hertürlü hurafe lerden tecerrüd ederek bakiki ulüm ve fünun nurile mosaffa ve mükemmel oluncıya kadar din oyunu aktörlerine heryerde tesadüf olunacaktır. Türk münevreri: Ümidini, beyecanımı ve teselilsini mille- tinin bağrından, ulusuna gönül bağlılığından, Türk'lüğün ba- şardığı İnkılâbla kurduğu yenl varlığın yürümünden, açılmın: dan alır... Hattâ diyebilirim ki biz en büyük üald ve tesellimizi; ümidsiz ve tesellisiz bırakılmış bir halk kitlesi halinde yaşadı- ğimiz üzün, acı yılların tahat- turundan, ıstirabından alırız!.. Sevgili yurddaşlarım; Biz, bize bilâfasıla ölümün, abretin, servinin, mezarın söy: lenmesini ve hatırlattırılmasını istemiyoruz. Çünkü: Her İnsan için ölüm tabit bir akıbettir. Ağaçtaki kuru yaprak nasıl dalın- dan kopup yere düşerse İnsan da ömrünü bitirir. ve böylece ölür, gider... Cemiyet ölümle kaybettiğini bilâfasıla doğumla kazanır... Asıl olan — ulustar... Ulusun bu acun üzerinde dirimi, yükselimi, açılımı ve gönence- liğidir. Torbalı, (Hususi) Torbalıd soyadlarını nüfos kütüğüne yat dıran Baylar.. Kaymakam Muzaffer güvet malmüdücü Hüsnü günay, tah rirat kâtibi Raaf çetinel, nüfu memuru Yaşar özer, nüfua kâ tibi, Haydar erdikat, dahiliye den Lütfi güçlü, tahalldar mü fettişi Adil toptop, muhaseb kâtibi Fazıl yazıcı, varidat bi rioci kâtibi Halil ayagün, va ridat ikinci kâtibi Lütfi çabu cak, millti emlâk memuru Meli met özü Türk, milli emlâl memuru Naci gengin, veznede Mostafa oğaz, tahsildar Abd karagülle, tahsildar M. Ali a€ lan, büğday koruma memurt Şicin tuna, tahsildar Lâtfi özel maliye odacıstı Mehmet çevik orman muamelât memuru M Receb ertürk, ziraat fen me mürü — Fuat (falay, hususi he saplar M. memura ego, hususi hesaplar tahsildarı Haydar tun çer, husust hesaplar — tahsildarı Mebhmed #kın, bususi hesaplar kâtibi enver ünver, hâkim Sükrü güner, C M. umumle Zühtü özalp, başkâtip Hayred din tan, mübaşir Şevket çevlik. mübaşir Şerif yüksel, gardiyanı Hasan mütlü, jandarma K, Sabri akstoy, jandarma onbaşısı Veysel yılmaz, javdarma onba- ga Cemil ünal, jandarma on- başısı Mehmed ünlü, sıtma mü- cadele hekimi Şadi kiray, sıh- bat memuru Bekir özer, sıhhat memuru Zeki özer, sıhhat me: Biz, Türk ulusunun dünya- sını yapmak — istiyoruz. Yurdu- mozü şenlendirmek - İstiyoruz. Türk olarak hepimizin ülkümüz büdur... Biz bütün dileklerimizi ön safa sürerek savaş meyda- Dına çıkaran bir milletiz... Türk inkılâbı yarım, tek - kanatlı, muru Abdullah bataray, sıhhat memura Abdurrahman gürsoy, #ıhhat memuru Halil gediz, hükümet bheklmi Salih kıvanç sıhbat memuru Fehmi genç er, General Kâzım Dirik okuluğu baş okutucusu Mehmed atabek, General Kâzım Dirik okuluğu okutucusa Şaban sunar, Geno- Tal Küzım Dirik ohuluğu oku- tücosu Baha idikut, General Küâzım Dirik okuluğu okutu- casu Cemri yurdakul, Torbalı okuluğu baş okutucusu Kemal yaşar, Torbalı okulüğu okutu: casu Ali erdoğan, Törbalı oku- loğu okutucusu Mahmud kaya, belediyo başkanı Refik coşkun, belediye muhasibi İsmail yakar, belediye tabsildarı İsmall peker, belediye çavuşu Sami öz Türk, belediye çavuşu Salih güçsay, özbey mualtimi Y. Kemal tun. çer, çengele muallimi Süleymen sümer, çimenler okuluğu eku, tacu A, Riza y=- Posta çevi Febmi depo hı;:.':d Ekrem terzi oc'n. sıh- hiyel hayvaniye M. Mustafa l tan, tapu memuru Osman atka Torbalı — müfettişi $- — Hulüsi detak, mütekait bitbasi Ahmeğ cesareti zayif bir inkılâp değil- dir. Ve bütün dünyada böyle bir inkılâp olmamıştır. İşte bunun için Vâikiz. İşte budun için müsbet ilme İne. nıyoruz. İşte bunun için dört elle Töürk - ulusunun İşlerine sarılıyoruz. Lâik bir devlet de. mek: Milleti de, ferdi de ebe. diyete kadar yaşıyacakmış gibi gören, anlıyan ve İnanan bir devlettir. Yolumuzda yürüyoruz ve ba- şımizi — çevirerek arkamızdaki enkaza baktığımız yoktur.. İşte eümhuriyet ve Inkılâb firkasının, İşte Atatürk fırkası- nın bayrağındaki bir nur buz: mesine bensiyen altı oktan bi. rinin, benim lisanımla ifadesi!, Affınızı dilerim..,, Çok alkışlanan konferanstan sonra Halkevi musiki şubesi mandolinsta kolu tarafından , Tepeköy General K4. alafranga güzel parçalar çasınınış| ._' Dirik ::ıuını- okutucusu ve unutulmaz bir gece yaşatıl. Bayan Ayşe gegin- mıştır. ğ l k S ova Üçüncü konferans cuma gü: çekos y. mü saat 15 te Çfakılâb tarihi) İlzmir'den (200) İ mevzüu hakkında İise — tarih masllimi Bey Mhat tarafısdan |Bin Kilo Tütün Algı.. verilecektir. Çekoslovak rejisi ı"""dı hıı j tütün firmasındatı 200,000 kilo | Rus - İtalyak Ticareti Rama, 2 (A.A) — Yeni bir ticaret anlaşması akdedilineceye almistır. “Piatler tütün — satım 101127 kuruş #rasindadı;, Türkiye'nin diğer m— ııııı j M’ fakılâbının yol göste- | yen dinin alâka ve irtibatlarını reket / ettirildi. Fakat ne | ,.>ge şerlatçilerle mücadele et. | kadar Sövyet - İtalyan — ticaret | takalarından da alınacak ten altı okundan biri; Türk | katetmektir.. oldu? Her gittiği yerde | mek meeburiyetinde kalan Ata- | anlaşmaları müddetlerinin uza- | lerle mübayan mikdarı 1ı209.000 tiyet devletinin lâik bir Modern devletler, diai fertle- | milyonlarca insan bıraktı. | türk bakınız ne diyor : tılacağı bildirilmiştir. kiloya çıkarılmıştır. | &« 2 Va ni B xı__i