11 Aralık 1940 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 6

11 Aralık 1940 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Bahlte 6 Geng kadın telâş içinde odaya girdi: “© Misafir geldi, misafiri. dedi, DAy- €i Bula sen yukarıya, odana Çık... Hamide hala homurdana bomurda- Ba yerinden kalktı, Söylen; söylene, Merdivenlerden yukarı kata çıktı Son anlarda yeğenleri, kızlnğı, gelinle- ? ini in ii si i İş vti çenasi açılırın, hele nasil evlendiğini, Aanlaknağa kalkarsa artık susmak bil- mezdi, Sonra evdeki gençler onu mi- aafirlere gösterilemiyecek derecede babayani bulurlardı. Bütün bunlardan, başka Hamide hala pek cimri bir ka- dır olduğu için gayet fena biz kıya- fetie gönerdi. Meselâ sırtındaki hırka» 8, ayağındaki mestler dalma yamalı Adi, E genç kızlari misafirlerin kullandığı bazı kelimele- rin münasımı anlamaz, bunlar hak- 5 hayatın- : büyük derd, en büyük izseti ne- #is yarası da bu idi. evdekilere düşman olinuştu. Bazen &endi kendine söylenirdi: — A... Nedir bu?.. Bir misafir gelin. veni hapesdecek yer bulamıyorlar... nsan yüzüne hasret kaldım. Misafir- lerine karşı benden, benim halimden utanıyorlarmış... Ne o? Ben alafran- ga değilmişim. Misafirlerin yanda 3, 12 kadınları bir telâştır alıyordu. Derinin dağınıklığını odüzeltlyorlardı. En küçük çocuğun sübekli Iskemlesi hemen ortadan kaldırılıyordu. İşte bu sırada kulayı da yukarı çıkması bildirtliyorda, Küçük çocuğun sübekli ukeomledile ayni muameleyi görmek Hamide halanın dehşetli surette canı- ni akıyordu. Demek onun sübekli is-' kemle gibi misafir gelince ortada gö-| rülmesinden sıkılınacak bir ev eşya- sından farkı yoktu. Bu mestle hakkında erdeki gençler- le birkaç defa münakaşa etmeğe kal- kışmışlı, Fakat ver defasında: - Aman hala... Sen cve gelen genç Mmuufirimre çıkıpdans yapacaksın? Bir kere onlarla ne konuşacaksın? TAfları iflarına, kafaları kafalarına uymaz. Senin konuşacağın insan İş- te «#mine teyze.» O da senin misa- İlrir, Emine teyze geldikçe onunla, saatlarea konuşursum.. demişler ve ağzını kaş Emine teyze Hamide haladan da ih-! #iyardı, Üstelik küp gibi aalırdı da. Hala için ona VAP arlatınak, deveye hendek atlatmaktan daha güştü. | Birkaç defa Hamide hala her türlü, kavga, gürültü ihtimalin! göze alarak yanma çıkmıştı, Bunların arasında Necmiye adında bir gen kadını pek! siyade boğenmişti. O olarak ee Hamide hala: — Ah ne konuşkan, ne dilli, ne kası Helş bazen eve büyük bir kalabalık geliyordu. Hamide hala — kendi tabizi ile — kukumay kuşu gibi yukarı oda- sında otururken gençler ağağıda rad- çıkayım. demeyiniz. O kibar kadının yanında abuk subuk birşeyler söyler beni mah. cup edersiniz... Arladınız mı? “Taneler: — ihtiyar amma ne kibar kadın. Otomubili de ne güzeli... Ne olur biz ds yanına çıkalım ?... Dedikçe hala di-| retiyordu: — Olmaz... Hepiniz yukarıki kata... Hem şu söbekli iskemleyi de yanmıza alınız... Hikmet Feridun Es 3 Program, 8,09 Hafif firik (PL), 8,15 Haberler, 8.20 Tlafif müzik (PL), 845 Er kadın. Kadıköy Halkevinde konferans 14/Birinci IBKadının i #ağını söylerse istikbal hakkında daİkalemi bir tarafa fırlatarak," şöyleİrile ve bayan Carroll annesile bir- #aahhüde gireceğinden korkuyor gir biydi... İ* kalbi oğlan, nişanlısmı her şeye rağmen affederdi. Dayısına söylediği gibi, Dora, Jack'ı bütün erkeklere tercih edi- yordu. Onu tir bir kada kaptır- mak: niyetinde değildi. İki cömleyle aşkime yüksekliğini ve inliğ : Sipariş mektubunu yırttı, Ve haykırdı: “— Düğün elbisemi seçmek için Avrupaya kendim gideceğim. 'u kızdırmaktan ziya- zzeti nefsini rencide etme- meği düşünerek, Dora, enmesinin|i Karlsbad mılarına ihtiyacı olduğunu i İsleri sürdü. pek memnun kaldı *İdinin nazarında izdivaç bir boyun )duruk olduğu için kızının bundan |gibi gelmişti. Vicdanında pişmanlık Bayan Carroll bundan Amerikah ka- arasında siler |Çoeek Pazar günü Maksim salonunda muhtelif müsabakalar yapılacak Mütareke senelerinin en revaçta phi i İtığı faaliyetlerle daima birinci plâm İmuhafaza eden Beyoğlu Halkevinin İ mütareke yıllarının e en parlak bok- sörlerinden olan Kemal Bekofu Galatasaraydan Muzaffer ile bir gösteriş maçı yapacak olan meşhur Yorgo minin tekrar ortaya çıkacağına kuvvetli bir ir. tertip edilinşitir. Önümüzdeki pazar günü saat 14 liyetlerin müsbet netice vereceğine |de Maksim salonlarında yapılacak ve bu sponm parlak bir istikballolan bu karşılaşmalar bir hayır ce- vadettiğin» artık gü i iyeti olmakla beraber maları icra edilen boksörlerimizisebeb olan Şişli Çocuk Esirgeme bu sefer de hasılatı Şişli (kurumu idarecilerini hararetle tebrik ii kurumuna terkedil- etmek bir vazifedir. mek üzere bir takım müsabakaleri ŞAZİ TEZCAN Hasan Kâmil futbol Güreş hakem kursu ajanlığından, Cafer faaliyete başladı Mali oriisin Moni Güreş müsabakalarında hakemlik istila eti yapacakların eski güteşçilerden bu- lunmas usul kabul edildiğinden | Geçen hafta yapılan Fenerbah-| Ankara, İzmir ve kem kursları açılmasına karar ve- | hâdiseler dolayısile >. Şehrimizdeki güreş hakem kursu muallimliğine senelerdenberi bu işlerde büyük emeği görülen İs- mail Hakkı Vefa tayin edilmiş ve kur pazar gününden itibaren fanli- yete başlamıştır. Tesbit edilen programa göre ha- kum kursu pazar sabahları saat 10 dur 12 ye kadar İstanbul Güreş klü- bünün Kumkap: şubesinde, salı gün- heyetinin açtığı tahkikatı ve hake- min tecziyesini mucib olan ceza be- ellerindeki yüksek ha- kem komitesi talimatmasine naza- İeri sant Güreş klübünün Fatihteki şobesin- kem komitesi reisi bulunan Hasan|de devam edilecektir. Kursa eski itesi İteninmış güreşçilerin hepsi kaydol muşlardır. Mersinli Ahmed profes- geçen hafta, Mersinde bir güreş yap- | İstanbul Erkek mektepleri futbol İmıştır. Bu haber tahskkuk ederse liç heyet. başkanlığından: Yüce Ül-İgüre nizamnsmesi mucibince Mer- - Jiseni sant 14 hakem İsinli Ahmed bundan sonra milli gü- Bahaeddin Uluöz. Taksim L. - Şişli reş takımımızda yer alamıyacak de- Terakki Tinesi saat 15.15 hakem Ba-İmektir ki güreş sporumuz için haki- İkaten büyük bir ziyadır. kurtulması, imkân derecesinde hüt yaşaması mürcccahtır. Jack nişanlı Hattâ nedemetle bay Ronald'a: «nm yeni son derecs| — Seyahatim sahiden mi fenanı-|ameleden üzüldü. Bundan dolayı kızmak yan-İza gitmiyor? ışlığını da yaptı. Müstakbel karnm-| Erkek, payansız iyilik hislerile dilemeğe mecbur bıraktı. imli ve kıymetli hayat arka” Hâlâne ve Dora Avrupa; eğlenmek, hir takım kumaşlar mak için (gittiklerini sanıyorlardı. iz miti Bayan Ronald halası ve birade- ei likte on beş gündür Paristeydiler.| — Sakın bu ayrlik müddetini sesini işgal ediyorlsrdı. Castiglione | neyiniz! — diye de ilâve etmişti. — vs Riveli caddeleri üzerine nazır Sizden uzak, bundan ziyade yaşıya- lirken, Hölöne kalbinin elemle yır-İvermişti. tıldığını hissetmişti. Aylık hazır lıkları ona felâket hissikablelvukmu|rak: — Avdet zamanında bulunmağı & | gözle bakıyorsan, yanılıyorsun! Kara Çaylak İstanbulda har g, 17 den İ9a kadar genej Yaptılar. — Haydi, güle güle güzelim...| vazifeyi nı Eylülde gene buluyuruz!... - de-fda rabatlık duyuyorlardı. Tefrika No. 147 — Vay, sen de burada mısın, Kara- çaylak? Büsmen: — Bu beriften biç hoşlanmam... Diya mırıldanıyordu. Kara Çaylak da Çallı Mehmed gibi, “ İBarbaros tarafından odonanmadan caple arası açıktı. Kara Çaylak, paşs geralsinde eski bir yelkenci hdL, Geri den çıktığı gündenberi Receple defa burada karşılaşıyordu. Recebin neşesi birdenbire kaşmış- W. — Bu hinsir herif de nerden çıktı LA? atmağa başladı: — Ne o? Donanma gitti... Siz bürü- | Diye söylenirken, Kara Çaylak uzak- tan larda dolaşıyorsunuz? Yoksa Barbaros sizl de mi kovdu? Recep cevap vermeğe mecbur oldu; — Hastalandık.. Gidemedik, Yakın. ön errak gemişlle sefere iştirak ade- ceğiz. Hüsmen kaşlarını çattı: — Ben, kendi hesabıma hiç bir xa- gan vurgun yapmış ve cebimi doldur. muş bir adam değilim. Sen herkese o iyiee kafayı tütsüle- mişli; lafım esirgemeden konuşuyor” du — Haydi! be imanım... Biz kırk kişi- yiz, biribirimizi biliriz. Ersak gemisile Eldeceksiniz, deği mi? Artık ötesini söylemeğe lüzum yok... Bal tutan, par- max yalar, derler. Dönüşte siz de her- kez gibi kemerlerinizi dondurup gelir- 'ainizi Hüsmen asabi ve atılgan bir adam- dı, Recep, arkadaşının huyunu bildiği işin, kolunu çekti: — Haydi içelim be yahu! Bırak şu âlvaneyi, Ona lâf mı yetişir? Kovul- muş adam, elbette atıp tutacak. — amma, bizden me istiyor? Kendisini donanmadan lim kovduy- #a ona atıp tutsun. Kernta bizi âdeta hırsız yerine koydu, Halbuki şimdiye kadar benim kursağıma haram olarak bir lokma ekmek girmemiştir. — Ben seni bilmez miyim, a canım! Haydi iç de keyfine bak. Ben bile bu akşam senin şerefine içiyorum. Kara Çaylak belâsını arıyor gibiy- di... Çenesini tutmuyor, müt Hüsmen ve Recep ustaya VA? atiyor- du. Hüsmen dayanamadı... Sert bir ba- kışla haykırdı: dinlâmeğe — Biz buraya geldik. Çeneni tutacak mısın? Yok- ma. Hüsmen rels sözünü tamamlayama- li, Kara Çaylak önündeki şarap kade- bini Hüsmenin kafasına fırlattı. Ve gülerek cevap verdi: — Çenemi tutmazaam, ne yapacak- sin be moruk? Burasını paşa gemisi #mi sandın? Burada sizin borunuz öt- mezi... Hüsmen bıçağını çekerek yerinden fırladı. Fakat, Kara Çaylağın yanına kadar gidemedi. Ondan önce davra- nan, biraz ötedeki denizciler, Hüsmen relsin yapmak istediği işi evvel .. Kara Çaylağı bir anda yere vurdular, Bunlardan i- 'nyarak bağırdı: £eh attığın adamın kim olduğunu bi- llyor musun? Hüsmen tels Türk do- nanmasının ve kaplan arkadaşile beraber (Fenersiz)in arka kapısından giriyordu. Hüzmen bunu görünce sükünetle ye- rine oturdu. — Nibayet aradığımızı bulduk, Re- İ esp ustat Bu gece burada iyi bir cöm- büş olacak. * İ Çallı Mehmed ve başına yakın bir köşede oturdu. İçkiye başladılar. Çallı Mehmedin arkadaşı soruyordu: İ — Aşık Garibin buraya geleceğini Bosut'un da çekileceği haber alın yonel mi oldu? Hâber aldığımıza göre milli gü- a .. - — — tal en yy emi rından bulanan ve Berlin olimpiya- Bugün Beşiktaş Şeref | Sind dünya üçüncünü olu Memeli eriye stadında yapılacak © | Ahmed amatörlüğü terkederek pro- le fesyonel olduğunu ilân etmiş ve Tince bunları söylemekten Böylece yola çıktılar. intibaları, iki ya yalnız İdaşından vapurdn ayrıldığı sırada) OO Aynlış ır al-|birinden yahut bir şeyden korkmuş|dan kolayca silindi. Pek ax sonra bir çocuk gibi kocasının boynuna|artık vede sahnelerini düşünmi Her posta ile wzunlevde, nide evi gönderiyorlar; ind: bile... Charley. gitmek istediği her yere oları da götürüyordu. Hâlâne'in kardeşi » Amerikada O bulunmuyan cinsten bir bekârdı. Amerikan ka ni her halde can ve gönülden ister. adamın umumiyetle resmi bir met- resi vardır. Bir metresi ki keşfetmiş; | Beler | tahammülieri vardır. Onlaren çi v 11 Kânunuevvel 1949 ÂŞIK GARİP Yazan: İSKENDER FAHREDDİN zerdtn tahmin ediyorsun? — Aslan dedenin dükkürme giti yormuş. Eğet sahiden ölmediyse, he” halde buraya uğrar. — Buranın yolunu bliyor mu? — Bilir... Hero do buradan çök kof lanmıştır. Biz onunla bir kere — Bu gece onu buradt bulursa Urimizin de cebi altınla dolacak... Anl” musun? YÜ eliilmiz varam, bu gece geli” Eğer gelirse, onu nasıl kandıracağıs? — Orasını bana birak sen. Dünyi yor. Zaten eskiden de serişirlermiş 0” Jar. — wvet, İbrahim paşa ölmeden, #ık saraya gider gelirdi. Fakat, pa” öldükten sonra, Zeynebi başka birio? etmişler, ay oldu. — Şimdi dal mu? — Evet... Ne o? Gözlerin birdenbift it, Paran varsa, sen de — Yok canım. İçim çekti amma. O kadını gözünü doyuracak kadar pe“ ram yok. — Olsa da, Zeynebin gözü yalnız pö” ra ila doymaz O, güzel, yakışıklı, yelek erkeklerden hoşinnir.. Onlari. peşinden goğar, Senin gibi kalbur SÜ gatlı bir maymunun mesini sevecek” — Hakkın var... Doğru söylü; Zeynep, İbrahim paşa gibi bir yezit bile avucunun içinde oynatırdı. BÖP kadınlardan korkulur. — Fakat, şu Aşık Garib de ne i&€ hili adammış. Kendisini dünyanın si İ güzel, en sehhar, en cazibeli kadın İm seviyor. O hâlâ kırık sazının mağ mesine âşık. Pöşimdeki kadınları mez de sazına sarılıp ağlamağa Jar, — Eh.. Her gönülde bir aslan 7“ tar, derler. Onun da Titliste bir 597” gülsi varmış. Güzü ondan başka kaı3 görmüyor. — Dönmek için altı ayı katmış dö yorlar.., Vaktini daldurmadan yaksin” yıp Zeynebe teslim etsek de alank... Aradan çıksak ne iyi olacı& Çalı Mehmed hâlâ Âşık Garipi? çarptığı paraları yiyordu. — Onun parası yokbur, dedi, keridöi” man . Memlekete götürmek ister. — Buraya para kazınmağa cn gif miş? — Öyle ya. Kazandı da, Fakat, bii Kaç köre kemerini çaldırmız Şimdi? züğürtlemiş, Son parasını da Akbıyti” batakhanesinde yeyip bitirmiş. — Çapkınlığı da var desen €?... — Sorma, Öyle çapkın, öyle zan” paradır ki. Fakat, çok da sn sidif” Saman ultından su yürütür. Ne TAP tağını kimseye sezdirmez. * Bu konuşmayı duyan denizelerd#? biri yazaşça yerinden kalktı, Ti nin yanına geldi. İşittiklerini birer b” yer anlattı gözdesi tea para almışlar. Onun hesabini Aşık Gartbi arıyorlar... Garib buray” gelirse kaldırıp götüreceklerini söyl yorlar, Eilamen denizciye bir şarap 1emâf” ladı ve teşekkür etti. Hüsmen relst göğ seven bu adam tekrar yerine dön Hüsmen, arkadaşı Rocebe: — Bu Âşık Garib hakikaten gok ve ca şaşırdı: — Zeynep, İstanbulun en zenşi” kadınlarından biridir. İbrahim pa #kbalde iken, yıllarca kendisini s0f” muşta. Âşık Garibi delice sevdiğini ei velce de duymuştum, Hele Halepizi mazerasını bana denizde uzun uzağ” ya anlatmıştı. Demek ki, Zeynep | enaz kalınca Aşık Garibi hatlarla” Bu iki serseriyi bulmuş... Onlara | sadederek aratıp duruyor. (Arkası var) HE dışında ri yani yakmalıdır. İmkân derecesinde b* i başlamıştı. Eğ-| prensipin tatbikini isterler... Metre” ie seçmek Jâzım-İle mü ini a9 Continenta" otelinin büyük bir daj-|daha fazla uzalmamı benden iste-|lardı. latıldığını hayret ve #eessü Bumum içindir k! erkekler, kür geçinen kızlar ve kadınlar eti? fanda dolaşmak mecburiyetinde && — Tabif... Ben de... » cevabını |dınları böylelerinin türeyip üremesi- |lırlar. Onları, da iltifatları pahali oturur. Birçokları, çiçek, mücev Son defa biribirlerinin elini skarAvrupada zengin ve bekâr birltiyatro locası, ziyafet parası bir senede esrvet eritirler. (Arkası var)

Bu sayıdan diğer sayfalar: