17 Haziran 1940 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 3

17 Haziran 1940 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

İ i ln 17 Haziran 1940 AKŞAMDAN AKŞAMA Doğuramamanın felâketi Geçen asrın istatistillerinde Pran- $iz şehirlerinin nüfusuna bakıyorsu- Duz ve bu senelerinki ile mukayese ediyorsunuz: 212.500 yerine 272,970, Yahut: 98010 yerine 96700, Felâket; o Doğurmamak, arlacak derecede doğuramamak!... Halbuki OAlman O kasabalarında 98,000 ler 128,000 olmuş. Bazan ğa 198000... , Bir milletin en büyük kuvveti bun- da olduğu bir kere daha anlaşılıyor. Zavallı Fransız müneyveleri!... Mü- temadiyen: — Nüfusumuz azalıyor!.. Çare! diye haykırdılardı. a mn cuklu mesud ailelerin gaze simlerinin neşredilmesi... Beleğiyeler- de mükâfatlar tertiplensrek bütün Yeni doğmuşlara dağıtılması. Üçün- cü evlâddan sonrakinin bedava tahsil €ltirilmesi... Doğurgan («velâd» ye rine böyle denebilir) ailelerden vergi alınmaması... Bunların her yerde v€ her işte tercih edilmesi... Akla gelen ne varsa hep yapıldı. Amma nafile! Fransa, ihtiyarlamış İnsanlardan mürekkepmiş gibi, mü fusça artamıyordu bir türlü! Acaba Bonaparte seferlerinde gençliğini taz la yorup tükettiği için mi? Acaba Paris modalarının teşvikile kendini sefahet inceliklerine vurduğu için mi? Acaba ırkların kocayıp kısırlaşması sahiden vaki mi? Yoksa, doğumun artması yepyeni : bir Men romantik ideal sahibi mi olması gerekiyor? Filhakika, nik- binlik ve atılganlık yeni totaliter re- jlmlerde nüfus hareketini o kamçıla- mıştır. Keza, geçen asırlardaki içti- mai ve iktisadi inkılâplar, baş göster- dikleri her yerde böyle bir üreme ha- $ıl etmişlerdi. Fransa uzun zaman Sosyal bir gençlik aşısından mahrum bulunduğu için mi artamamıştı? Se- bep her ne ulursa olsun, netice ma- t iste felâket: — Bazı yerlerde on İki Alman fır- kasının karşısına ancak bir fırka çi- Nasıl mukavemet etsin Buna karşılık: — Canım müstemlekeleri var. Oradan asker getirebilirlerdi, safları- nı siklaştırabilirlerdi. « deniyor. — Böyle bir tedbiri de ihmal et miş değildirler. Fakat 1940 ta harbin mahiyeti değişti: Tank, tayyare, mo- tör.. Makine, makine, makine!... Cep- hede öyle, cephe gerisinde keza Öy- le... Bunları kullanmak için sanayi memleketlerinin milyonları lâzım... Cezairden, Fastan, Senegalden, Hin- di Çiniden getirilen deveci, yahut pi- Tİnç rençberi bu İşleri kıvıracak kabi- liyette değildir. Eski harplerde han- çerini dişleri arasına sıkıştırıp siper- den sipere yallah ediyordu; orada ya- kaladığı sarı saçlı mavi gözlüyü kap- kara ellerile sıkboğaz ediyor, geberti- Yordu. Ama, bu sefer, makinenin da- kik teferrüatı üzerinde güdük, küt Parmakları işlemiyor... o Almanların İse, kendileri gibi tâbileri de sanayi- ci... Elleri hünerli, kafaları bilgili. Muvaftakıyetleri bundandır... Nüfust... Kendi nüfusu... Öz evlâd- ları. Çin, bütün müstevlilerin şah- « <— Şu bizim nakil vasıtaları ne ka- dar insan alır, bir türlü anlıyamadım bay Amca... Caminin yanında yeni bir kemer açılacak Karaköy köprüsünün Eminönü tarafı daki ayağının yöksellilmesine karar ver mesi üzerine yapılan muvakkat ahşap köp- rü bitmek üzeredir. Yakında küprünün iki ayağı da kaldırılacaktır. Bu ameliye bir gece yapılacak ve bu müddet zarfın- da köprüden tramvay ve otomobiller geç- miyecektir. Eminönü meydanının yüksel- tümesi üzerine tramvay idaresi lâzımgelen tertibatı almıştır. Yenleaminin önünün tanzimi ve mermer merdivenlerin inşası bir iki güne kadar tamamlanacaktır. Eminönünden Bahçe- kapıya giden cadde pek dar olduğundan belediye burada kemere bitişik dükkânlar istimlâk edecek ve camiye bitişik köşkün altında yeni bir kapı açacaktır. Bütün bu İnşaat, iki aya kadar bile- cektir. Yeni istimlâkler , Belediye yakında karar verecek İstanbul imar pliânının tatbiki senelere taksim edilmişti. Plânn Sk Iısımlarını tatbik etmek üsere bütçeye konan tahsi- sat ile şehrin muhtelif semtlerinde 4s- timlik işlerine devam edilmektedir. Bu 89- neki bütşeye de tahsisat konmuslur. Ge- çen seneki tahsisat ile Beyozıd - Koska, Eminönü ve diğer yerlerdeki istimlâklere devam ediliyor. Beyazıd - Koska istimliki bitmek üyeredir. Bu sahadaki binalardan çoğu yıktırılmıştır. Eminönü sahasındaki istimlâk, mal sahiplerinin çokluğundan, binaların hissei şayiali olmasından dolayı ağır gitmektedir. Şimdilik Balıkhane bi- rılmasından sonra istimlâk edilecektir. Yeni bütçe ile yapılacak yeni İstimlik hakkında henüz belediyece bir karar ve- rilmemiştir. Vali B. Lütfi Kırdar yakında yeni istimlik sahalarını tesbit edecektir. Arabaya takılan çocuk yaralandı Erenköyde oturan İbrahim isminde bir çocuk, Bostancı caddesinde Hüseyinin ara- bası arkasına takılarak gitmekte iken bis ayağı tekerlekler arasına sıkışarak ezii- miş, arabacı neden sonra işin farkına va- rarak arabayı durdurmuşsa da tehlikeli surette yaralandığı görülen çocuk Nümu- ne hazatnesine kaldırılmıştır. - Zeytinyağı fiatleri Bu scene zeytin mahsulü boldur. Son günler zarfında ihracat ta durmuştur. Fakat buna rağmen zeytinyağı fiatlerin- de bir yükselme vardır. Bunun sebebi araştınlmaktadır. Taksim gazinosu Taksim bahçesinde bar kısmi yerinde kışlık bir gazino yapılmıştı. Bunun önün- de yazlık bir gazino inşasına başlanmış” sa da bu gazinonun ancak mevsimin 00- nuna doğru biteceği anlaşılmaktadır. Belediye inşaatın tesrii için emir ver siyetini kendi kalabalığı arasında boğduydu... Hele yüz milyon rakamı, Çin gibi geri bir memleketin değil de ileri ve yeni idealli bir kavmin emrin. Düşünüyorum: Türkler kemiyetçe de, keyfiyetçe de azımsanacak gibi değildir... Dünyanın bellibaşlı ırkları arasmda geliyorlar... Fzeldenberi doğ- dular, doğurdular, doğdular, doğur- dular.. Hususiyetlerini (o kaybetme- den... Ve ebede kadar da doğacak ve doğuracaklar.., i (VA - Nü) ».. Meselâ tramvayın içindeki lev- haa bakarsan (18 kişilik oturacak mi hal, 3 kişilik ayakta duracak mâ hı'i) yazılıdır... Eminönünde | Karilerimizin mektupları Benzin tasarrufu işinde hangi otomobiller evvelâ akla gelmeli? Benzin tasarrufu İçin otobüs ve taksi gibi herkesin işlne yarıyan umu- mi vesaitte tahdidat yapılacağını ga- 8 okuduk, bu umum! vasıtalardan çoğu eskidir, bozuktur; kullanılması fen noktasından doğru olmıyanlar ikar- taya çıkarılır. Tasarrufun bir kısmı böylelikle temin edilir. Fakat tasfiye- de resmi ve hususi arabalar birinci mevkli işgal etmelidir. Zira, bir dalre Emiri, bir zengin, taksiye binerse ihti- yacmı gene de temin edet; fakat ace- le işl olan bir Vatandaşın behemehal taksl ve otobüse ihtiyaeı vardır; gide- ceği yer için başka vasıta bulamaz. Bu düvayı demokratça düşünce ilc hal- letmeldir, Taksi şoförlerinden bir grup Kıskançlık mı? Bir kızla konuşan bir genci başka bir genç yaraladı Fatihte oluran yirmi dört yaşlarında Necati isminde biri, komşusu Sabahat ile kapta önünde konuşmakta iken birdenbire arkasından All isminde bir genç peyda olmuş ve Ali; hiç bir Jâf söylemeden ce- binden çıkardığı bıçakla Necatiyi eliğerle- ri üzerinden yaralamıştır. Neye uğradığını şaşıran Necati, kanlar içinde kendini An kaçmak istemişse de tarafından yakalanmıştır. Yaralı genç derhal hasta- KÜÇÜK HABERLER: 1 4 Hasköyde oturan altı yaşlarında, Franko İsmindeki çocuk, sokakla oynar- ken düşmüş, ehemmiyeti! surette yaralan- dığından Balat hastanesine kaldırılmıştır. X Haliç Penerinde bir fırının bacasi, birdenbire ateş almış, derhal yetişen itfal. tarafından söndürülmüştür. Fırıncı kanuni takibat yapılmaktadır. X Şoför Anttanik'in idaresindeki oto- mobil köprü üzerinde Necdet isminde biri- ne çarparak muhtelif yerlerinden yaralan» mâsina sebebiyet vermiş, yaralı polis tara» fından hastaneye kaldırılmış, şoför yaka- Janmıştır, k Küçükpazarda oturan bayan Zarife- nin üç yaşındaki çocuğu Reşide merdiven - den düşerek ağır surette yaralanmış, po- Mis tarafından hastaneye kaldırılmıştır. Antalyada bir konferans Antalya 16 (A.A) — Mıntakam da- hilinde seri konferanelarna | başldmış olan C. H. P, müfettişi Hasan Reşid Tankut üçüncü konferabsım £ burada Cümhuiyet meydanında vermiştir. Mev- Zuu günün siyasi meseleleri, cümbhuriyet inin takip ettiği politika ve Zam rarlı propagandalar olan bu konferans meydana toplanmış olan binlerce halk tarahndan büyük bir alâka ile dinlen- miştir. Bu sene Hatayda koza çok bereketli Antalya 16 (A.A.) — Hatayın ipek kozası maheulü on senedenberi görülme- miş dereceds Bareketlidir. Bu yıl rekol- tesi 200 bin kiloyu geçmiştir. Müstahsil elinde kozaların satılmasına mani olmak için hükümetin aldığı tedbirler sayesin- de fiatls: 40 kuruştan altmış beş kuru” $n yükselmiştir. EN . > AN | Limon azaldı Fiat yükselmesi hakkinda tedkikler yapılıyor Birkaç gündenberi piyasada limon azal- mıştır. Geçen hafta tanesi 3 - 4 kuruşa satılan Jimonlar bugün $ - 6 kuruşadır ve rde bulunamamaktadır. Limon ihti- yacımızın bir kızmı Adana, Mersin hava- Msinden temin edilir. Mühim bir kısmı da İtalyadan geliyordu. İtalyanın harbe gir- mesi üzerine deniz yolu kapandığından İtalyadan iimon gelmemektedir. Bazi açık gözlerin bunu fırsat, bilerek piyasadaki Wi monları topladıkları ve bunların fiatlerid arttırdıkları söyleniyor. Hükümet bu hu- susta tedkiklerde bulunmaktadır. Limon fintlerinin yükselmesine müsaade edilmi- yecektir, Esasen limon Yunanistanda da vardır ve Oradan temini Kabildir. Toptan, perakende Sebze fiatleri hakkında teklif hazirlandi Aylardanberi tedkik edilen lokantaların #iniflara taksimi ve ber sınıfın ayrı bir tarifeye tabi tutulması hakkındaki kara rın yarından sonra flân edileceğini yaz- mışlak, İktisad müdürlüğü, bundan sonra sebase perakende fintlerine dair hazırlıya- cağı teklifi daim! encümene sevkedecektir. Bu tekilfe esas olan kısımlar hâller müdürlüğü tarafından hazırlanmıştır. İk- tisad müdürlüğü hâller idaresinin teklifle- rini son defa gözden geçirdikten sonra sebre ve meyva perakende finilerinin her semte göre değişecek nisbetlerini tesbit ve bu suretle datmi encümene tevdi edecektir, Hayvan ahırlarınin şehir haricine nakli Hürriyetlebediye tepesi civarında ya- pılmasına karar verilen temizlik hayvan ahırlarile amele koşuğları için başka bir yer bulunması muvafık görülmüştü. Bele- diye fen heyeti bu hususla tedkikata baş- lamıştır. Şişlide polis ahırları binasının yerinde bir mektep yapılacaktır. Buradan kalkacak polis alurları da te- mizlik hayvan ahırlarının yanında İnşa edilecektir. Esasen halka ald hayvan ahur- larda şehir harieine çıkarılacağından bu tedbir, bu gibi teşebbiislere bir mukadds- me teşkil edecektir. Yaz hayatı başladı İki günbenberi İstanbulda yaz başla” mıştır. Sıcaklık, henüz şikâyet edecek de- recede olmamakla beraber, gün arası 29-30 dereceye kadar çıkınaktadır. Dün şehir civarındaki mesire yerleri çok kalabalıktı. Adalara, Boğaziçine, Anadolu sahillerine, Floryaya binlerce halk gitmiştir. Fakat asıl kalabalık Mecldiyeköyü,. Kürriyetiebe- diye tepesi taraflarında idi, Dut mevsimi olduğundan o Mecidiyeköyündeki odutluk müthiş kalabalıktı, Binlerce halk burada akşama kadar hava atmış, eğlenmiştir. Liselerdeki kamplar Bu sene liselerde açılan kampların birinci devresi yakında bitecektir. Bu- nu müteakip ikinci devre kamplara baş- lanacaktır. Bu sene talebe yalnız gün düzleri kamp hayatı görmekte; geceleri evlerine yitmektedir. Çocuk bahçeleri Nişantaşında Vali konağı karşısında yapılmakta olan çocuk bahçesinde top- tak tesviyesi işine devam ediliyor. Bu işin daha bir ay kadar süreceği anlaşıl. maktadır. Nişantaşında 15 inci mekte bin yanında yapılacak olan çocuk bah- gesi için de çalışılmaktadır. Para meselesinden kavga Temizlik amelesinden Halil ve Ahmed isimlerinde iki arkadaş bir para mesele- sinden yekdiğerile” kavga etmişler, Halil Ahmedi bıçakla yaralamıştır. Polis yı hastaneye kaldırmış, carih yakalan- AM PİM ETİ | ©... Halbuki bir arabadan bazan yüz | © ... Gelelim vapurlarımızal.. Onla kişinin indiği olurl rın istiap hacimlerini bilmiyorum amma herhalde tramvaylar gibiğiri., a “ese 57 Damir çırpan | “Yalanlar gazetesi,, şimdi lâzım oldu Bir zamanlar, — henüz ölümünden eşvel — meşhur milyoner Rokfellere yek acımıştım. Şimdi şu satırların zarşısında dudak büküp ve alayla gülümsedikten sonra: «Sen kim? Rok- fellere acımak kim?... Haddini bilse ne.» dediğinizi âdeta işitir gibi olu. yorum. Lâkin işte insan bazan böyle kendini unutuveriyor. Rokfellerin hayatında kendisine acıdığım cihet şu idi: Bu milyoner ihtiyarın üzülmemesi, harp, zelzele, iktisadi buhran ve saire gibi şeyleri öğrenip de sinirlenmeme- si için hususi bir gazele çıkarırlar» mış... Bu gazete dünyayı güllük gü- listanlık, ufukları tozpembe gösterir. miş. Milyoner kendisi için tek nüsha çıkan bu gazeteyi kâtibine okutur ve aldığı haberlerden pek memnun olur- muş... İhtiyar son deminde bile yer- yüzünü cennetten bir köşe, bütün iş- leri tıkırında, insanlar da derin bir saadet ve refah içinde zannederek dünyayı gözlerini kapamış... O zamanlar Rokfellere işte bunun için acımıştım. Kendi kendime: «Bi- çare adam, dünyada biç kimse bu derece müthiş yalanlarla aldatılma. mıştır. Zavallı Rokfeller...» demiştim, Halbuki ne kadar yanılmışım, ne kadar yanılmışım!., Rokfeller için bir tek nüsha olarak basılan tepeden tırnağa yalanlarla dolu olan o gazeleyi okumak sande- tinin ne mühim olduğunu şimdi an- Uuyorum, Bugün bütün dünyanın tatlı: yalanlarla dolu bu «Rokfeller gaze- tesis ne ne derece büyük bir ihtiyacı var!,, Öyle ya nerede bii zamanki, ilk sahifelerde üç sütun üzerine; «Terki teslihat komisyonunun kararları»? Hani Milletler Cemiyetinin ebedi sulh için çalışmalarını gösteren uzun ajans telgrafları?.. Şimdi, Rokfeller sağ olsaydı kendi. si için çıkacak hususi gazetesinde ne gibi şeyler yazılabileceğini dün ak- şam kendi kendime uzun müddet dii- şündüm. Meselâ şöyle bir üç sütun; «Fransız sanatkârlarından mürekkep bir grup, bir konser vermek üzere Berline o gelmiştir. (Alman halkı Fransalı sanatkârları can ve gönül den alkışlamı; Şörle bir telgraf: «Fransa ile Almanya arasındaki hu- dud iki devletin muvafakatile kaldı. rılmıştır. Hudud köylerindeki baik büyük bir çiçek bayramı yapmış. tır. Bu bayramda birbirlerine güller, karanfiller atmışlardır.» Daha buna göre aklıma neler geldi. Hayali bile tatlı yalanların içine gö- müldüm. Tevekkeli adamcağız can ve gönülden: «Söyle Tatar ağası..» deme. MİŞ... Eğer bugün Rokfeller sağ olsaydı, ona okutulacak yalanlarla dolu ga- zete için kendisine acımak değil, ha sed edecektim. Ve böyle bir gazetes yi — amma dünyanın hakiki vaziye- tini bilmiyerek — okumak için mil yoner olmadığım halde ben bile gü- cümün yettiği kadar para verirdim. O az saadet midir? Hikmet Feridun Es Türkkuşunu, büyük bir ulu su havanım engin dünyasile ta- nışlarıp alıştıracak bir teşebbüs olarak alkışlamalıyız. * İSMET İNÖNÜ B. A. — Hayır, onlarınki mevsim. lere göre değişir. Kışın beş yüz kişi alan vapur yazın ferah ferâh bin ki. şi

Bu sayıdan diğer sayfalar: