AKŞAMDA "AKŞAMA | Parisin felâketi karşısında... Napolyon zamanında Fran- Üçüncü Birinci sızlar Berline girmişlerdi. Napolyon devrinde de Almanlar Parisi helâk ettilerdi. Asırlardır bir türlü | hakiki barışa kayuşamı; asında bu tarz çeberutluklar ols gelmiş şeylerüir, 06 daki vekayii o devirde günü gününe takib eden: — Artık Almanya n yok!... Başını kaldıramaz! - derdi Napolyonun satveti, şa'şaası, © ve kayi içinde tabiatile öyle bir kısa görüşlülük hasıl ederdi. — 1870 de Üçüncü Napolyonun uğradığı mağlübiyet üzerine de o devrin mua- Siri — Fransa bitti! muştı Lâkin 1918 zaferi bu galat hi si de tekzib etdi için kurtuluş - kanaatine var” Şimdi yeniden Alman orduları Pa- | ris kapılarında. Fransız Başvekili, Amerikan Reisicümhuruna: — «.. Şayed Fransadan tardedilir- sek Amerikan topraklarına gelerek mücadeleye oradan devam edeceğir!» tarzında hazin bir mesaj gönderiyor. Beşer üilesi içinde çok sevilen, hele biz Türklerin mânen pek istifade et- tiğimiz Fransızlara bugün uğradık- ları felâketten dolayı eseflenmemek elden © gelmiyor amma, (tarihi lev haları göz önüne getirince şu kanı at | katiyetle hasıl oluyor — Medeni bir millet Hele kati surette | lemez kahir ve he | İ İ 1940 Parisine aci- Buna rağmen, mamak elden gelir mi? | Çocukluğumda, daha mektebe baş- | lamadan, yani üç buçuk dört yaşım- | kulağıma o kadar çok «Paris» | bir gün babama dayken Sözü çalınmıştı ki, İ sormuştum Avrupa mi büyük, Paris mi? a boy ölçü Bu, bir şehrin bir kıla ecek şöhret azametini göslerir Mektepte arkadaşlarım vardı. Fran» saya ayaklarını basımadıkları halde, okudukla romanlardan Parisn arka sokaklarını bile tanırlardı. Ha alle- rinde adım adım seyahat eder terdi. günlerinden | Ömrümün en mesud biri ilk defa olarak vardığım gündür. Dini bütün bir hris- | bir müslüman mümin asır medeniyeti” Amerika yadan ziya tiyan Kudüse, Mekkeye, yirminci nin mensubu da — ister dan, ister Afrikadan, ister 4 gelsin — Parise aşağı yukarı ayni he- yecanla ayağını basar. zarafeti, Parisin Pariste tabahat ve Pariste başlan çi kıp her seyyahın işlediği kabahat Şimdiki vekayi ise, üzerimizde, s€ vilen güzel bir kadın! hastalanması, ölüm yatağına yatması derecesinde vahim bir tesir bırakıyor. Ayni felâ- keti, Berlinin başıma getirselerdi, ge he âzab duyacaktık. Fakat dil big €ski münasebeti ile büsbütün bağlı Parise karşi duyduğumuz teessür, Hiç bir ecnebi şehrin felâketi ile n azaba kıyas edilemez. nüktesi, Kültür bulunduğumuz duyabileceği Tesellisi karda söledik rimdir 1806 - 1871 - 1918 - 1940 silsilesi, Ve şu hakikat: Mermi kuvveti, manevi birş —— z: ancak Y , he Galatasarayın Fenere yenileceğini hi9 beklemiyordum bay Amca l | çiti çi Apartımana çarpan vapur ümen tutulmasından ileri gelmiş ndaki bişi Dün va r, bir taraf- eleri isab gif yap- Tahikikatın vapur Arı yaklaşacağı ni deniz tara kırmış ise de denilen bir vutköy İskeles ina çevirmek bu sırada «düm dümeni asv Tütüncüler birliğinin evvelki günkü toplantısı ish öüler n tütünler kaşalar akından ar» he- görüştük ve müna- duğunu sorduk, Şu © Odasında top ” dardır itereye satılacak bü almadı etik Ayvalık vö İzmir vapurlari işliyecek Yeni yapılacak ve tamir edilecek yollar b yapi iştir konulacak Tramvay çarparak öldü Dün Kurbağalı köye gelmek- deki tram- n döşemeri Sıt- sel'e çarparak derhal tramvayı dur. lr © Kurbağalıderede dört y Pasif korunma kursları yazın ! da devam edecek le zinde bir medeniyeti, yet yuvasını harab edemez! Bunlar, taun gibi, zelzele gibi ge- i ve tamir kabul eder belâlardır, bir mede Sahite $ Hamidiye suyu dolduran sakalar temizliğe riayet etmiyorlar nldiye sü- an halk doldurma, şeklini ya yetle W su- kliyön kadar sa dolduracakları © ten üstlerine #kserya — bağdaş kurarak oturu- yorlar. Sonra tenekelere suları doldur- dukları esnada elle musluğu tuttuk -i larından ellerinir ve tomu da tene Bütün bu hareketler te- p muayyen ücreti anındaki ku- nurunun ka- cereyan edi ADASI, du- e bir varidat su varmakla suyun halka karşı go-| Ve bü kontrol de bu ücreti ulı- hayet verilmek yor! Tenekeli rup dururken, temin etmek içi; kaplarına bu Azımdır. Istanbulun kömürü Eti Bank fiatleri yeniden tesbit edecek Kok kömürü gel Bank mür bitirip Ank n EH , Vedkikatını Şehrimizdeki ndur. Bu kö- »k mahsulüdür. Bun- Yedikule ve Kadı- tabrikalarile Iki küçük gaz- ırdır. Maamafih gebri- iy hava gazi hanenin kömürü y mizdeki gazi tış VE mp ee 1 Bank, & edeceğinden, polara toplanacak! dar yeniden lr, Kuruğeşmedeki de- on beş güne ka- ton köm tesbit edilece Eu Bank, tarkmz ols, Yanından 2 kap- rinden k Ee riyesi başında, Boz: ihtital. tertip ed k MU beler irad edile N ası, anılmıştır Dünkü. zelzele Merkez üstü, İstanbuldan 160 kilometre mesafede Btanbal 13 (A4) — saat Kandilli rasatha- üçü iki dakiksi ir zelzele kay- anbuldan taha dir. Düzce 13 z 13 “da det Tasat Yoktur. İrmir 1 saat 2205 - Türk milletinin, hava kuvvetle- rimizin takviyesi lüzumunu idrâk ve şsayanı fakdir fedakârlklar ibraz etmesi rüştü siyasi ve me- denisinin en büyük burhanıdır. K. ATATÜRK Bay Amcaya göre! Evlenmeğe karar vermişler 15 yaşında bir kızla kaçan genç hakkında takibat yapılıyor de Hulüsi adında bir del minde bir kaç ay geçince iddiasma göre aradan b Bulüsi bu ayrı 1 küçük giderek dı Nesrin dertinl — Ben seni ablamdan daha çok g€v rum. Onunla nişanlanmandan son Müleesir olmuştum. Mademki O: rüdın, şimdi benimle evlen. Fakat yaşım küçük olduğu için ailem buna muvafakat £ vaki gen be orada m rec8 rapalım. yal ulüsi de Nesrini abula da gel- reme takat buna im» ov Bu mür burada yaknla işlerdir. Mi Vehip paşa öldü Geçen um 4 akşam yrd nde 4 İtalyadan sekiz talebe daha geldi sa ve İalyada tahsilde Küçükpazar mdarda: (Esad), zaneleri her Haiti ma na, bahse bile gü m bayanla bir | . Fakat neticede bon kaybettim, çorap bonim başıma orüldü!.. . Hatânın hangi oyuncuda olduğunu bü- sem gidip çorabın pârasını İsti; izin | almuğ | vukuk | İSTANBUL HAYATI Askerlik bilmecesi — Bıktık bu harp dedikoduların- an, İlâllah artık Diye yaka silkenlerin de ağızlarında çiğnedikleri sözler gene Mahalle çocukları sakız gibi harp ded bile İtalyanın harbe sediyorlar, sokak a tenekesinden tanklar, & oyunları oduları. girdiğinden bah- alarında eski adan tü gaz oynuyorlar, ler yapıp harp Vapurlarda, tramvaylarda harp mü- aşaları yapılıyor. Talebe oldukları va; laşılan dört beş genç Boğaziçi vapu- randa başbaşa vermişler, bir gazete haritası üzerinden harp vaziyetini ted- kik ediyorlar, münakaşa yapıyorlardı. İçlerinden biri: — Durunuz, dedi. Madem ki, hepi- niz de askerliklen anladığınızı iddia ediyorsunuz; size hir harp bilmecesi söyliyeyim de hallediniz, Cebinden kâğıd, kalem çıkarıp bir şekil çizdi ve izah etti — İdarenizdeki bir askeri kıta ile be raber deniz ortasında şöyle bir ada üzerinde bulunuyorsunuz. Ada baştan başa ormanlarla kaplıdır. Siz, kıtanız- la beraber adanın ortasındaki karar- gühınızda otururken şimal sahilinde- çıktı. Şiddetle adanın cenup iyetlerinden an» ki ormanlardan yangı esen şimal rüzgürı ateşi sahiline doğru sürüyor. Yani, adanın şarkından garbine kadar bir hatla müstakim halinde tutuşan ormanlar, şimal rüzgürının şiddetile yanıyor ve ateş size doğru geliyor. Kumandanız altındaki klıayı ve malzemeyi bu yan- gından kurtarınız bakalım... Denizden istifade etmek için elinizde hiç bir va- sıla yok. Ne yapacaksınız? Delikanlılar ellerini şakaklarına da» yayıp bir müddet düşündükten sonra her biri bir fikir ileri sürdü, Kimisi or- manın bir kısmını keserek ateşi dur- durmağa kalkıştı, fakat rüzgârın şid- deti buna imkân bırakmıyordu. Baş- ka biri, çadırları sslatıp askerlerin üze- rine sararak ateş içinden geçirmeği dü- ndü; bu da olmadı, Delikanlılar he- candan kıvranıyor, yerlerinde tepi- bilmeceyi bir türlü hallede- orlardı yorlar Etraftaki yolculardan bir- çoğu da bu meraklı bilmece ile alâka dar olarak fikir yürütmeğe başladılar, Ateş ilerliyor, askerleri kurtarmak için bir çare bulunamıyordu Bilmeceyi söyleyen delikanlı, arka- daşlarının bir hayli rica ve isarların. dan sonra, muktedir bir kumandan edasile kalemi kâğıdı eline alıp: Bakınır, dedi. Ben nasıl kurtart- yorum. Yangın şimalden cenuba doğ- rü geldiğine ve kıtamız da adanın or- tasında bdlunduğuna nazaran, bizim olduğumuz yerin biraz ilerisinde ©e- nup taraftan ormanı tutuşturmaları için askerlere emir veriyorum. Orman derhal tutuşturuluyor. Şimal rüzgâr arkadaki ateşle beraber öndekini de süratle genişletiyor, Nihayet, gerideki ateş bize gelincey kadar bizim tutuş. turduğumuz yerler de yanmış ve bizim için boş bir yer hazırlanmıştır. Ben de kıtamı bu boş yangın yerine çekip kur- tarırım. Delikanlı, kahkahalar, alkış şakır ları arasında muzaffer bir başkuman- dan gururile iskeleye çıktı. Muğlada şiddetli yağmur ıdiye kadar görü B.A Hatâ oyuncuda değil, ray klübünde!... Galatam- larını pilâv ziyafe»