O Çİ b i : 5 k ; Saray ve konakların dili Yüz yıllık Nişantaşı ve civarı -10- Yazan: Mustafa Ragıb (Çifte saraylar) da ilk defa kimler oturdu? Amcası Sultan Azizin hal'ile kendi cü- lâsu arasındaki iseleri yakından ta- kip eden İkinci Abdülhamid — ergeç — meşrutiyet idaresini kabul etmeğe mec- bur olacağını anlamıştı. Bu takdirde — kendisine ne kadar sadık ve taraftar olurlarsa olsunlar — hükümet erkân» nm, (Meclisi mebusan) a istinad ede- rek, saraydaki hüküm ve nüfuzu — tede rici bir surette — (Babiâli) ye intikal eitiröneklerine emindi. | Şu halde vükelidan ve mebuslardan | geecek bu tehlikenin taç ve tahtın sar“ sacak dereceyi bulmaması için, kendi saray | muhitini en mutemed kimselerden teş- kil etmek lazımdı. Sultan Hamid, cüli #unün ilk günündenberi bu noktaya büyük bir ehemmiyet vermeğe başladı. Netekim (Kanunuesasi) yi biran ev- vel ilân ettirmek istiyen Mithat paşanın urarlarından kuşkulanan padişah, «De'bi kadime muhaliftir» bahanesile kardeşi sultan Muradın başkâtibi Sadullah beyi (sonra paşa) memuriyetinde ipka et- memişti. Sultan Hamid, başmabeyinciliğe tayin ettiği Hamdi paşa ile başkâtipliğe | getirdiği Said beyin mevcudiyetlerine bü-| yük kıymetler veriyordu: Hamdi paşa, daha babasının zamanında bu vazifede bulunmuş, yaşını basını almış, artık ö: rünün son yıllarını yaşadığı tahmin edi: len, o zamana kadar birçok vazifelerde bulunmuş, tecrübeler geçirmiş; sağdan, | soldan gelecek tesirlere âlet olmaktan uzak, ihtirassız bir vaziyet almıştı. Ham- di paşa, Sultan Mecide derin bir surette merbut olduğundan zihniyeti, bu padişa- Hayriye) nizam ve wsullerinin hudut ve çerçevesi haricindeki yeniliklere yabancı İkinci Abdülhamide kabul ettirmek is- tediği meşrutiyet idaresini — gönlünün arzusile — benimseyemiyeceğinden bu yeni idare tarzının zaruret ve icapların- dan olarak padişahın nüfuz ve kudretini tehlikeye düşürmesine, bele hünkürn saltanat ve bayatı bindeki cereyan- lara müsaid bir vaziyet almasına imkân yoktu. Başkâtip Said beye gelince: Pek ma- İümetlı ve çok zeki olan bu zat, padişah aleyhinde tertip edilecek gizli eniri lara, tertiplere derhal nüfuz ederek mu- kabil korunma çarelerine hemen başvu- racak bir kudrete idi. Yeni başkâtip, devletin eski usul ve ananelerine lâyi- kile vakıf olduğu gibi, Avrupı tbik edilen meşrutiyet ve cümhuriyet idare- lerinin — muhtelif milletlerdeki — saf- ba ve istihalelerini de esaslı surette te- tebbü etmiş mütefekkirlerdendi. Şu hal- de ilân kararlaştırılan (Kanunu esasi)- nin tatbiki sırasında saltanat makamı- am bukukunu muhafaza edebilecek ve padişah aleyhindeki hareketlere karşı ko- yabilecek en muktedir ve muvafık şahsi- yetti. Sultan Hamid, «Said bey Mabeyin başkâtipliğinde bulundukça, meşrutiyeti idare yüzünden hayat ve saltanatının teb- bikeye girmiyeceğine» emindi. (*) Fakat aradan çok zaman geçmeden Hamdi paşa (Teşvikiye mahallesi) inde (Çifte Saraylar) ım baş mabeyincilere tahsis edilen dairesinde vefat edince, pa» dişah baş mabeyinciliğe ferik Nafiz pe- sayı tayin etti. Hamdi paşa gibi eski bir vezirin yerine geçen Nafiz paşa; selefi derecesinde tecrübeli, büyük ve mühim memuriyetlerde bulunmuş bir zat olma- makla beraber; saltanat makamına tam ve mutlak bir sadakati vardı: Nafiz pa- şanın kanantine göre: «Padişaha itaat, devlet ve vatana sadakat demekti. Bu itibarla Hamdi paşanın mevküni Nafiz paşa da — emniyetle — doldurabilirdi. Netekim ilk meclisi mobusanın açılması ve bilâhare 1295 (1878) tarihinde ka- panması hâdiseleri sırasında Nafiz paşa baş mabeyincilikte bulunmuştu. Said bey de ilk meşrutiyet idaresinin mutlakıyet idareye o mevküni Oterketmesi üzerine başkâtiplikten ayrılmış ve Sultan Hamid de mabeyin başkâtipliğine meşbur Âli paşa zade Ali Fuad beyi tayin etmiştir (1296 - 1879). Ali Fuad bey, padişahın mevcudiye- tinden korktuğu meşrutiyet idaresinin lâğvı üzerine günden güne şiddet kesbe- den mutlakıyet devrinin icaplarına uya- rak padişahın keyfine, arzusuna boyun eğecek fıtrat ve mizaçla değildi. Ali Fuad bey babası Âli paşanın hakikaten «hayrülhalefir olacak surette ciddiyete, vakara sahip ve derin malümatlı bir ti. Herkese iyilik yapmasın seven, ahlâki salâbeti itibarile muhitine hürmet, müfsidlere korku telkin eden, kanaati- ni — padişah huzurunda da — açıkça söyleyip müdafaa etmekten çekinmiyen ve bu uğurda en tehlikeli mücadeleler den yılmıyan Ali Fuad bey, Fransızcayı kudretini isbat 2 menfaatlerini tehlikeli ve AN yüz vermesi bir VE» mer 5 sinden geçen devlete ait işlere müdahale ederek bu işleri istismar etmelerine mey- dan vermemek için kendilerine çok sert davranırdı. Ali Fuad bey, vazife ve mesuliyette tam bir istiklâlle çalışmak is- tediğinden padişahın bile bazı uygun suz iradelerine mukavemet ederdi: Sul- tan Hamidin bilvasita kendisine tebliğ ettiği iradelerini getiren men- suplarına şiddetle mukabele ederek: — Olamaz, zatı şahane böyle bir şey irade buyurmazlar, yanlış anlamışsınız!» cevabını verir ve muhatabının wrarı tak- dirinde iradeyi getiren memuru tekdirle odasından çıkarırdı. Bununla beraber, kendi emirlerine bile karşı koyan başkâtibin yüksek ehliyeti. ne ve temiz mizacma vakıf olan padi- sah, Ali Fuad beyi mevkiinde muhafaza etmek istediğinden ses çıkarmazdı. Manmafih bu kadar cesur ve dürüst bir tiynette olan Âli paşa zadenin — ha: sımlarının o fesadlarına karşı koyamıya- rak — uzun müddet sarayda barınamı- yacağı âşikârdı: Netekim bir gün, hünkâ- ra verilen bir Jurnal Özerine maiyelin- deki iki kişile kendisinden bâşka bütün | mabeyin kâtiplerinin azledildiklerinden haberdar olan kendi adamı İbrahim Etem ağayı çağırıp masasının önündeki bokkasile kalemleri- ni göstererek: — Şunları topla, al, Buradan gidece- ü vazifeden inlisal etmi- (Çifte Saraylar) ın başkâtiplik dairesine gelmişti. Halbuki Ali Fuad beyin azli hakkında bir irade yoktu. Başkâtibin bu suretle vazifesini birdenbire terketmesin- den haberdar olan padişah, mabeyinci- lerden Nişli Mahmud beye gayet sıkı ve kati talimat vererek: «Emniyet ve te- veccühü hümayunun berkemal olduğu- | Bun Ali Fuad beye tebliğ edilmesi ve ne yapıp yapıp kendisinin ikna edilerek yine avdetinin temini» mi irade et- mişti. Mahmud bey gayet zeki, mizaç- girdi; başkâtibe hürmetle muamele etti- ğinden diğer mabeyin mensuplarından bir çoğunda olduğu gibi Ali Fuad beyin üzerinde menfi bir tesir yapmamıştı. Fax kat Mahmud bey hünkürın iradesini teb- liğ etmek üzere «Çifte Saraylar» a gitti ği zaman, Ali Fund beyi — başkâtiplik dairesinden taşınmak üzere — eşyasını | toplatmakla mesgul buldu. Mahmud bey, | — âdeta rica eder bir lisanla — padişa- ve iradesini Babi edince Ali Fuad bey ir tan — Birlikte Galin arkadaşlarımdan hepsinin iktidarlarını, hallerini ve mizaç- ların yakından biliyorum. Onlar hak- kında emniyeti şahanenin münselip ol- ması, benim hakkımda da emmiyetsizlik demektir. Hâkipayı şahaneye arzediniz, bendenizi mazur görsünler, affımı istir- ham ederim.» demişti Mahmud bey, başkâtibin bu azimkâr mukabelesini par dişaha bildirmek üzere saraya döndüğü vakit, Ali Fuad beyde (Çifte Saray- lar) m başkâtiplik dairesini terketmiş bu- hunuyordu. İkinci Abdülhamid, azlettiği mabeyin kâtiplerini vazifelerime iade edemediği gibi, Âli paşazadeyi de gücendirmekten çekiniyordu. Mahmed beyi tekrar gön- derdi. Fakat Ali Fuad bey noktai naza” rında ısrar etmiş ve saraydaki vazifesine dönmeğe razı olmamıştı, Ali Fuad bey, başkâtiplikten ayrıldık- tan bir müddet sonra şürayı devlet âza- lığına tayin edilmiş ve çok geçmeden kırk bir yaşında iken vefat etmişti. Ali Fuad beyi başkâtiplikte Rıza pa- şa istihlâf etmiş, ferik Nafiz paşanın ye- rine de baş mabeyinciliğe Osman bey (Matbani Osmaniye mücesis ve sahibi) tayin edilmişti. Bu iki zat da padişahın çok yakından itimad ve teveccühlerini kazanmalarına rağmen halkın nefretini celbetmemiş dürüst kimselerdi. İkinci Abdülhamid, her ikisini hayatlarının 60- nuna kadar himaye etti. Osman bey, Şiş- Bdeki konağını yaptırıca (Çifte Sarays lar) daki baş mabeyincilik dairesinden bu yeni ikametgâhına nakletti. Rıza paşaya gelince: Padişah, Rıza pa- sayı bilâhare (Defteri Hâkani Nazırı) ta- paşa, (Çifte Saraylar) in başkâtiplik dairesini, ölünceye kadar işgal etti. Osman beyden sonra baş mabeyinci olan Hacı Adil bey (bilâhare vezir rüt- besile paşa) ve başkâtipliğe getirilen Sü- reyya paşa kendi hususi ikametgâhların- da oturduklarından (Çifte Saraylar) ar- bk başkâtiplerle baş mabeyincilerin ika- metgâhları halinden çıkarıldı. (,) Tarihin garip bir cilvesidir ki, ikinei Abdülhamidin korktuğu bu akıbet, 33 se- ne sonra cülüsunun bidayetinde kendisine bu derec» güvend yasetindekl bir iç Sald paşa ri haline ka vaar vana Ali Fuad bey, derhal | VAZ) ANKARA RADYOSU 11 Haziran Salı 1230 Program ve haberler, 12,50 müziği, 130 Alafranga plâk, 18 Program 1820 Çocuk öaati, 19 zi Beyoğlu Yerli A: lik Şubesinden 1 Haziran 940 günü yedek subi urlarının senelik zokl ve bir ay devam edecektir. 3 — 2) Haziran 940 gününden 30 uncu | gününe kadar her hangi bir suretle gi de yoklamaya gelmeyenlere tahsis edil- iki vesika 10- toğrafı keri hi shhiye larını getireceklerdir. 4 — Yoklama sırasında istenilen yaalü- matı şifahen veya mektupla bildirmemiş ve şubeye gelerek kayıtlarını yaptırmamış ar (50) lira para ceva” askerlik şube müracaat edecekler. Vej mektupla şubedeki defter si na meihal ve & vesika sureli gÜN- kr, Bundan büşku A — Hâlen gördüğü iş ve memuriye ikametgâh adresi B. — Tahsil derecesi G.— Mühendis ve ede ihtisasları bulunduğu (suyolu, € rik, ganayi, D — Doktorların dahili, harici, kulak vesaire ihtisaslarının vesika suretleri E — Yabancı dillerden hangisini ne des receye kadar bildiği (tercüme ve tekellüm). FP -— Askerlikte gördüğü kurslar. G — Malül olanların malüliyet vesika, lan. H — Dosya ve kayıt numaralarile şube. de kayıtlı bulundukları defter, ara nu. maralarını bildireceklerdir. 6 — Yedek subay yoklama günleri ağa. myagerlerin hangi ik 1 — 1 Haziran 940 günü; Genersi, Kur. may-Piyade Albaylar. ? 3 Hazi $ü günü; P. Yarbay, Binbaşı, Yüzbaşılar. 3 — 4/5/6 Haziran 910 günü; Asteğmen, Teğmen, Üsteğmenler. 4 — 10 Haziran 940 günü: Süvari büyük | ve küçük rütbeli subaylar. 5 — 1) Haziran 940 günü: Topçu ve kü- çük rütbeli subay 13 Haziran (40 günü: Nakliye subay- n 940 günü: İstihkim su- 14 Haziran 940 günü; subayları, —5 Yuhatere 10 — 17 Haziran 940 günü yager suba; 1) — 18 Haziran 940 günü: Bınaf, Muzika, İmamlar, Basat, kim- Diş hekimi, 16 — 22, 24,25 günl Mevsimin ilerlemesine rağmen ALKAZAR Sineması Yıldınm programına 2 büyük yeni filme devam ediyor. Varner Brode Film Şirketini en güzel filmi ve büyük Debâkâr artisti PAUL MUNİ'nin mma, Fransızca sözlü ölmez sahesetlerindi ve İstanbulda ilk defa WARNER BROS. FIRSİ MAP. 1Z — DÜN YA| DEĞİŞİYOR 2 — Kovboy ve Casus Baş Rolde: GENE AUTRY Mevsi YARIN Matinelerden itibaren ALKAZAR Sinemasında BAŞLIYOR in en güzel Sergüzeşt filmi | | için gelip geleceğiz. Italya, dün zim denizimizde bizi boğan arazi zincir- i kırmak istiyo” bir milletim. | böyle Bu mücadele, bini» sıkişalın. kol bakımından zengin n mile letlerin, dünyan bütün zenginliklerinin ve bütün altının önhisarını sıkı surette ellerinde tutaşi istismarcılara karşı mi eliniz Ey Benç ve vak millileriş kısır ve ipfitata yakın milletlere karşı mücadeleödir. Bu, iki fikir arasınd bir mücadeledir. mukadderat taayyün ettikten imiz arkamızda yakfiktan sonra resmen beyan ederim ki | İtefYa, kendisine denizle ve kara ile hem- padut diğer milletleri anlaşmazlığa #üklemek niyetinde değildir. İsviçre, goslavya, Türkiye, Mısır ve Yunanistan bu kelimelerden kaydi malümat etsinler. Berlinde unutulmaz bir toplantı esna- sında dedim ki faşist ahlâk: kanunu mu cibince, insanın bir dostu olunca, onunla sonuna kadar yürür. Almanya ile, Al man milleti ile ve muzaffer orduları ile bunu yaptık ve bunu yapacağız. Bu tari- hi hâdisenin arifesinde fikirlerimizi ma» jeste kral ve imparatora çeviriyoruz ve Ayri zamanda büyük Almanyanın şefini de selâmliyoruz. r ve Proleter ve faşist İtalya, her zaman- dan daha ziyade kuvvetli, vakur ve müt- tehit bir halde, üçüncü defa olarak ayak- tadır. Parola birdir, katidir ve herkes İçin mecburidir. Bü parola, uçuyor ve Alplardan Hind Okyanusuna kadar, Bütün kalbleri ateşliyor: Gakp gelmek ve İtalyaya, Avrupaya ve dünya- | ya nihayet uzun bir sulh devresi vermek İtalyan milleti, ipad ve wranndan baş- ka cesaretini takın, kiymetini göster, Halk, son defa olarak dişlerini sık Alman Hariciye Nazırının hitabesi Berlin 10 (AA) — D.N. B. bildiriyor: Nazırı von Ribbentrop, n radyo- | larile neşredilmiş olan bir deklârasyonunu | Alman ve yabancı basın mümessillerine bildirmiştir. Alman hükümetinin deklâras- Tonu şudur: Alman hükümeti, ve bütün Alman mi)- leti, İtalyan Duçesinin sözlerini derin bir heyecan ile öğrenmiştir. Bu tarihi saatle, bütün Almanya, faşist İtalyanın, kendi hür kararı ile, müşterek düşmana, İngiltere ve ışmak için yanıbaşın- yi; heyecanla dolu- yan askerleri, yanyana yürüyecekler ve İngiltere ve Fransa zimamdarlarının, mi Jetlerimizin hayati haklarına hürmet gös- termelerine kadar çarpışacaklardır. Genç nasyonal sosyalist Almanyanın ve genç faşist İtalyanın zaferinden sonradır ki milletlerimize daha iyi bir istikbal temini | mümkün olacaktır. Zaferin garantileri ise, | Alman ve İtalyan milletlerinin zaptalun- maz kuvveti ve iki büyük adamın, Adolf Hitler ve Benito Mussolininin saralmaz dostluğudur. İtalyanın Berlin büyük ı İngiltere ve Fransaya harp il ilân etti (Baştarafı 1 inci sahifede) İ B. von Ribbentrop da yanında olduğu haly inin balkonunda! lik pakti, bugün, iki ercemanı olan Fah- orkadaşiıi tında en yüksek başarısını bul muştur. Alman ve İtalyan ordula le haris plütok: adder gürubuna doğru yen © an harabeleri arastn- iki ordu, ol üzerin 4 kalan köprüleri | erdi natk slarile karşılı cümlesinde maskar, Hitler - Mussolini arasında telgraflar Berlin 10 (A.4.) İtalyanın harbe girmesi münasebetile Fühver, İtalyan Kralına ve Duçeye iki memleket ara- sındaki silâh kardeşliğinin Kıymetini teberüz elliren telgraflar gönderi miştir. 'Tunusta işlerinden çıkarılan İtalyanlar larına yol vermişler yan mülkiyetleri tulmuştur. İtalyan köy salarda gidip gelmek için verilen ruhsa: nameler geri alınmıştır. Tunus şehrinde akşam saat dokuzdan : a lar demir tellerle Ke: nalara mitralyözlü askerler yerleşmektedir. İngiltere ve Fransa sefaretleri Roma 10 (A.A.) — Aleyhde Leza- hürlerin önüne geçmek üzere Fransa ve İngiltere büyük elçilikleri önüne kuvvetli askeri müfrezeler ikame edilmiştir. Kanada meclisi, İtalyaya harp ilânını tasvip etti Ottava 10 (A.A) — Kanada mebu- san meclisi, İtalyaya herp ilânı tasvib etmi Bulgaristanda bir tren kazası Sofya 10 Sofya - Pilevne hattında Sirupets ve Roman İstasyonları arasında büyük bir tren kazası olmuştur. Bir yük izeni yağmurlardan demiryolu üzerine kâ- yan iki büyük kayaya çarpmış, 10 vagan ve 2 lokomotori tamamen harap olmuştur. 16 vağonla 200 metre boyunca hat ta hasarata uğramış, üç kişi ölmüş ve bir kişi de ağın yaralanmıştı. Hazin bir ölüm Kırşehir mebusu Doktor Yusuf Ziya Somer duçar olduğu hastalıktan kurtula- muyarak dünkü gün yatmakta olduğu Cerrahpaşa hastanesinde vefat etmiştir. Namazı yarınki Çarşamba günü öğle zamanı Teşvikiye camiinde eda ve Zin- elçisinin nutku Berlin 10 (AA) — D. N. B. ve Stefani: İtalyanın Berlin büyük elçisi B. Aifleri, * cirlikuyudaki Asri mezarlığa defnedile- cektir. Ailesi elradına tesliyet ve kendi- sine Ulu Tanrıdan rahmet dileriz. Kadıköy (SÜREYYA) da RAŞİT RiZA HALİDE PİŞKİN beraber YUMURC Her perşembe SÜREYXY TIiYATROSU 13 Haziran Perşembe günü akşamı AK voüvils perde A'da Açık eksiltme ilânı 1 — Meydancık'ta Yeni Postahane öaddesinde Valide hanma yeni bir asansör vaz'ı 170/9 2 — Bedeli keşif (4510) liradır. 3 — Teminatı muvakkate (238 - lira 25 - (0 - Tarihinden 22/7/9409 - Tarihine kadar açık eksiltmeye konmuştur. kuruştur.) 4 — Eksiltme İstanbul Vakıflar Başmüdürlüğünde komisyonda 22/7/M40 - pazar- tesi -Günü saat 14- de yapılacaktır. mi mimarlığa müracaatları Istanbul Mıntaka L 5 — Bu gibi işleri yapmış olan müteahhitler her gün öğleden sonra fenni şartname, şörtnamesi ve mukavelenameyi almak üzere Vakıflar Başmüdürlüğünde Baj- (4669) Iman Reisliğinden: i — 10/Haziran/040 pazartesi günü Bakırköyünden Marmara Hayırsızada iştikame- tinde saat 15 de 13 Haziran 940 çarşamba bünü saat 10 da Okmeydanından ve 14 ha- zlran 940 cuma günü Sant 10 da Metris çiftliğinden olmak üzere okul atış sahası Üzerine tayyare defi topları ils atış yapılacaktır. 2 «- Bakırköy Hayırsızada hattının cenubunda 10 haziran saat 15 ile 17 aralarında deniz vasıtalarının bulundurulmaması lüzumu topçu alış komutanlığından bildirilmek. tedir, (EM) İstanbul Cümhuriyet Müddei Umumiliğinden: meye konul n Muhemmen bedel «2 ik ekmek ihtiyacı kapalı zarf usulle eksilt- teminatı 1921 lira 90 kurmstur. Eke ak 18 numarada ad n çalışma &aatler » saatinden